Rıza Kardan Çeviri: Kadri ÇELİk tatbik ve Tashih Mecme-i Cihani-i Ehl-i Beyt (a s.)



Yüklə 0,76 Mb.
səhifə21/43
tarix26.07.2018
ölçüsü0,76 Mb.
#59402
1   ...   17   18   19   20   21   22   23   24   ...   43

İkinci hadis


Merhum Saduk Kemaluddin1 adlı kitabında Cabir b. Yezid Cufi’den şöyle dediğini rivayet etmiştir: Cabir b. Abdillah Ensari’nin şöyle dediğini işittim: Aziz ve celil olan Allah Peygamber’ine “Ey iman edenler! Allah’a, resulüne ve sizden olan emir sahiplerine itaat edin” ayeti nazil olduğu zaman ben şöyle sordum. Ey Allah’ın Resulü! Allah ve resulünü tanıdık, o halde Allah’ın itaatlerini senin itaatinle beraber zikrettiği emir sahipleri kimlerdir?” Bunun üzeri Peygamber şöyle buyurdu: “Ey Cabir! Onlar benim halifelerim ve Müslümanların benden sonraki imamlarıdır. Onların ilki Ali b. Ebi Talib, daha sonra Hasan ve Hüseyin daha sonra da Ali b. Hüseyin ve ondan sonra da Tevrat’ta Bakır diye maruf olan Muhammed b. Ali’dir. Ey Cabir! Çok geçmeden sen onu göreceksin onu gördüğün zaman ona selamımı ilet. Ondan sonraki imam ise Sadık Cafer b. Muhammed, ondan sonra Musa b. Cafer, ondan sonra Ali b. Musa, ondan sonra Muhammed b. Ali, ondan sonra Ali b. Muhammed, ondan sonra Hasan b. Ali, ondan sonra ad adı ve künyesi benim adım ve künyem olan Allah’ın yeryüzündeki hücceti ve kulları arasında bakiyesi (bakiyetullah) olan Hasan b. Ali Askeri’nin oğludur. O kimsenin eliyle Allah-u Teala yeryüzünün doğusunu ve batısını fethedecektir. O Şiilerin ve dostlarının gözünden gaybete çekilecektir. O gaybetinde Allah’ın kalplerini iman ile imtihan ettiği kimseler dışında hiç kimse onun imametine inanma hususunda sabit kalmayacaktır.

Üçüncü hadis


Kafi1 adlı kitapta Bureyd-i İcli’den rivayet edilen bir hadiste şöyle yer almıştır: “İmam Bakır (a. s.) Şöyle buyurmuştur: “Allah-u Teala, “Ey iman edenler! Allah’a itaat ediniz, resule ve sizden olan emir sahiplerine itaat ediniz” ayetinde sadece bizleri kastetmiştir. Bütün müminler kıyamet gününe kadar sadece bizlere (masum imamlara) itaat etmekle yükümlüdür.”

Şii ve Ehl-i Sünnet kaynaklarında benzeri bir çok hadisler mevcuttur ve bu hadislerin tümü de ulul emri masum imamlar olarak tefsir etmiştir. Araştırmacı kitaplar Ehl-i Sünnetten Feraid’us Simteyn ve Yenabi’ul Mevedde kitaplarına aynı zamanda Şia kitaplarından da Usul-i Kafi, Gayet’ul Meram ve Munteheb’ul Eser kitaplarına müracaat edebilirler.



Dördüncü Bölüm

Velayet ayetinde İmamet

Sizin veliniz ancak Allah, o'nun Peygamberi ve namaz kılan ve rükû halinde zekât veren müminlerdir.”1

İmamiye şiasının müminlerin Emiri Hz. Ali’nin (a. s.) Peygamberden hemen sonraki halifelik ve imameti hakkındaki delillerinden biri de velayet ayetidir. Ayet-i kerimenin delil olduğu hususuna geçmeden önce birkaç konuyu ispat etmek gerekir:
1- Ayette geçen “innema” ifadesi inhisar ve özgünlük içindir.

2- ayette geçen “veli” kelimesi tasarrufta evla olma ihtiyar ve irade sahibi ve yönetici anlamındadır.

3- Ayette geçen “rakiun” kelimesinden maksat namazda var olan rükudur; tevazu anlamındaki rüku değil.

4- Bu ayetin müminlerin Emiri Hz. Ali hakkında nazil olduğu söylenmiştir. Bu nüzul sebebine göre Hz. Ali rüku halinde zekat vermiş yani malını Allah yolunda infak etmiştir.

Bu bölümde söz konusu iddiaları ispat etmeye çalışacağız. Sonunda da ayet hakkında sorulan bir takım sorulara cevap vermeye çalışacağız.

İnnema kelimesi inhisar ve özgünlüğe delalet etmektedir


Lügat ve edebiyat alimlerinin açıkça bildirdiği üzere “innema” kelimesi özgünlüğe delalet etmektedir. Yani Arapça lügatte özgünlük ve inhisar için karar kılınmıştır.

İbn-i Menzur şöyle diyor: “Eğer “inne” kelimesine “ma” edatı eklenecek olursa ta’yine ve belirtmeye delalet etmektedir. Örneğin yüce Allah şöyle buyurmuştur: “İnnemessedakat-u lil fukera ve’l mesakin” (Şüphesiz sadakalar fakirler ve miskinler içindir. )1 Bu ayette “innema” edatı mezkur kimseler için hükmü ispat etmekte ve gayrisinden nefyetmektedir. 2

Cevheri de bu sözün bir benzerini ifade etmiştir3

Firuzabadi ise şöyle demiştir4: “ennema” edatı da tıpkı “innema” edatı gibi hasr ve özgünlük ifade etmektedir. Her iki edatta şu ayette bir araya gelmiştir: “Kul innema yuha ileyye ennema ilahukum ilahun vahid” “Bana sadece sizin ilahınızın ancak bir tek ilah olduğu vahyedildi.”5 İbn-i Hişam da aynı hakikati beyan etmiştir. 6

O halde hiç şüphesiz lügatte “innema” edatı hasr ve özgünlük için takdir edilmiştir. Eğer bir delil bulunursa bu delil esasınca özgünlük dışında da kullanılması mümkündür. Bu durumda “innema” kelimesinin özgünlük dışında kullanılması da mecazi olacaktır.

Veliyy kelimesinin anlamı hususunda bir araştırma


Veliy kelimesi veliye ve velayet köklerinden türemiştir. Bu kelime gerçi farklı anlamlarda kullanılmıştır ama kullanılan yerler üzerinde yapılan araştırmalar şu hakikati göstermektedir ki bu kelimenin asıl manası yöneticilik, evleviyet ve irade ve ihtiyar sahibi olmaktır.

İbn-i Menzur Lisan’ul Arab adlı kitapta şöyle diyor: “Veliy, veliy-i yetim, yetimin işlerini üstlenen onun işlerinden sorumlu olan kimse demektir. Kadının velisi ise onun nikah akdinin sorumluluğunu üstlenen kimsedir. Hadiste şöyle yer almıştır: “Herhangi bir kadın mevlasının (sorumlusunun ve yöneticisinin) izni olmaksızın evlenecek olursa evliliği batıldır.” Bir rivayette ise “veliyyuha” ifadesi yerine “muvelliha” ifadesi yer almıştır o da ihtiyar sahibi ve sorumlu anlamını ifade etmektedir. 1

Feyyumi ise Misbah’ul Munir’de şöyle diyor: “Veliy kelimesi feil kalıbında olup fail anlamındadır. 2 Arapçada “veliyehu” ifadesi bir kimsenin işlerini idare etmek ve sorumluluğunu üstlenmek anlamında kullanılmaktadır. Ayet-i kerimede yer alan “Allah-u veliyyullezine amenu” (Allah iman edenlerin velisidir) ifadesi de Allah’ın müminlerin işlerinde tasarrufta bulunmaya evla olduğu ve ihtiyar ve irade sahibi bulunduğu anlamındadır. İbn-i Faris şöyle diyor: “Bir kimse başka birinin sorumluluğunu üstlendiği zaman onun velisi sayılmaktadır. Bazen de veli kelimesi köle azat eden, özgürlüğe kavuşmuş köle, amcaoğlu, dost ve yaver anlamlarında da kullanılmaktadır.”1

Bu büyük lügat aliminin sözlerinden de anlaşıldığı üzere dost ve yaver gibi anlamlar veli kelimesinin hakiki anlamı değildir. Aksine bazı durumlarda bu anlamda kullanılmaktadır ve bu tür kullanımın olduğu yerler mecazi sayılabilir.

Veli kelimesinin anlamı hususunda lügat kitaplarında şu cümlenin sık sık yer aldığı göze çarpmaktadır: “Her kim bir kimsenin işinin velayetini üstlenirse o söz konusu şahsın elçisidir.”

Bu anlama dikkat edildiği takdirde açık bir şekilde görülmektedir ki veli kelimesinin yaygın olan hakiki anlamı ihtiyar ve irade sahibi ve yönetici kimsedir. Bu kelimenin Kur’an-ı Kerim’deki kullanım örnekleri de bu gerçeği teyit etmektedir.

Veli kelimesinin Kur’an-ı Kerimde zikredildiği yerlerden bazı örnekler vermek ve diğer ayetlerin ise sadece kaynaklarını vermekle yetiniyoruz. 2


Yüklə 0,76 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   17   18   19   20   21   22   23   24   ...   43




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin