Onlara: 'Bu şehirde oturun, ondan istediğiniz yerden yeyin, 'dileğimiz bağışlanmadır' deyin ve kapısından secde ederek girin, (biz de) hatalarınızı bağışlayalım. İyilik yapanların (armağanlarını) arttıracağız' denildiğinde,
Edip Yüksel Meali
Hatırla ki kendilerine, "Bu şehirde oturun, oradan dilediğiniz gibi yiyin, dostça konuşun ve kapıdan alçak gönüllü olarak girin ki hatalarınızı bağışlayalım. İyilik yapanlara fazlasını vereceğiz," denildiğinde,
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Ve o vakit onlara denilmişti ki; Şu şehre yerleşin ve orada dilediğiniz şeylerden yiyin, "hitta" (günahlarımızı bağışla.) deyin ve secde ederek kapısından girin ki, suçlarınızı bağışlayalım. İyilere nimetlerimizi daha da arttıracağız.
Süleyman Ateş Meali
Onlara: "Şu kentte oturun. Orada dilediğiniz yerden yeyin, (Allah'a niyaz edip bizi) affet deyin ve secde ederek kapıdan girin ki hatalarınızı bağışlayalım; biz iyilik edenlere daha fazlasını da vereceğiz." denildi.
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Onlara şöyle denildi: Şu kentte oturun, orada istediğiniz yerden yiyin. "Affet!" diye yalvarın; kapıdan da secde ederek girin ki, hatalarınızı bağışlayalım. Güzel düşünüp güzel iş yapanlara daha fazlasını da vereceğiz.
Yusuf Ali (English)
And remember it was said to them: "Dwell in this town and eat(1135) therein as ye wish, but say the word of humility and enter the gate in a posture of humility: We shall forgive you your faults; We shall increase (the portion of) those who do good." *
M. Pickthall (English)
And when it was said unto them: Dwell in this township and eat therefrom whence ye will, and say "Repentance, and enter the gate prostrate; We shall forgive you your sins; We shall increase (reward) for the right doers.
Şüphesiz Rabbinin katında olanlar, O'na ibadet etmekten büyüklenmezler; O'nu tesbih ederler ve yalnız O'na secde ederler.
Edip Yüksel Meali
Rabbinin yanındakiler, ona kulluk etmekten kaçınıp büyüklenmezler, O'nu yüceltirler ve O'na secde ederler.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Zira Rabbinin katında olanlar, Allah'a kulluk etmekten asla kibirlenmezler, O'nu tenzih eder, şanını ulularlar ve yalnızca O'na secde ederler.
Süleyman Ateş Meali
Rabbinin yanında olanlar, büyüklük taslayıp O'na kulluktan geri kalmazlar, (daima) O'nu tesbih ederler ve O'na secde ederler.
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Rabbinin katında olanlar, büyüklük taslayıp O'na ibadetten yüz çevirmezler; O'nu tespih ederler ve yalnız O'na secde ederler.
Yusuf Ali (English)
Those who are near(1176) to thy Lord, disdain not to do Him worship: They celebrate His praises, and bow down before Him.(1177) *
M. Pickthall (English)
Lo! those who are with thy Lord are not too proud to do Him service, but they praise Him and adore Him.
Bu âyet, Kur’an’daki on dört secde âyetinden biridir. Bunlardan birini okuyan, ya da dinleyen kimsenin secde yapması vaciptir. Bu secdeye “tilavet secdesi” denir. Tilavet secdesi şöyle yapılır: Abdestli ve kıbleye yönelik olarak tekbir getirilip secdeye varılır. Üç defa “Sübhane Rabbiye’l-a’lâ” denilerek secdeden kalkılır. Bu secdeye, ayakta iken veya otururken varılabilirse de, ayakta iken gidilmesi daha uygundur.
Ve hatırlayın, demiştik ki: 'Şu şehre girin, orada istediğiniz yerde bol bol yiyin, yalnızca secde ederek kapısından girerken 'dileğimiz bağışlanmadır' deyin; (biz de) hatalarınızı bağışlayalım; iyilik yapanların (ecirlerini) arttıracağız.'