Sahne 8
Barış Cesaret Ana'nın İşlerini Tehdit Eder. Yiğit Oğlu Haddinden Fazla Kahramanca Bir İş Yapar ve Rezilce Ölür.
Cesaret Ana ve rahip barışın geldiğine dair bir söylenti duyarlar. Aşçı yeniden ortaya çıkar. Yemek çantası için kavga. Savaştan yolunu bulmuş eski bir arkadaş; Pipolu Pete'in maskesi düşer. Cesaret Ana'nı yiğit oğlu Eilif'in yıkılışı; savaş sırasında kendisine ödüller kazandıran ahlaksız işlerden biri yüzünden idam edilir. Barış sona erer; Cesaret Ana rahibi terk eder ev aşçıyla birlikte İsveç ordusunun peşinden gider.
Genel Düzenleme
Cesaret Ana ve rahip barışın geldiğine dair bir söylenti duyarlar. Sağ tarafta her türlü, satılacak ev eşyasıyla şehirden gelmiş yaşlı bir kadın ve oğlu durmaktadır. Sabahın erken saatleridir ve Cesaret Ana hâlâ yarı uykulu bir şekilde sol taraftaki arabadan aksi cevaplar verir. Daha sonra sağdan çan sesleri duyulur; rahip yattığı yerden, arabanın altından sürünerek çıkar, Cesaret Ana kafasını arabadan dışarı çıkarır. Çan sesleri yaşlı kadını sevindirmiştir -Cesaret Ana'yı değil.
Aşçı yeniden ortaya çıkar. Barış çanları her türden ziyaretçiyi de beraberinde getirir. İlk olarak -diğerleri gibi sağ taraftan- hırpani kılığıyla aşçı gelir; bütün malı mülkü bohçasındadır. Rahip onu gördüğüne sevinmemiştir fakat saçlarını örmekte olan Cesaret Ana onu karşılamak için dışarı fırlar ve içtenlikle elini sıkar. Rahip, rahip kıyafetini giymek üzere arabanın arkasına giderken, Cesaret Ana aşçıyı arabanın önündeki tahta sıraya davet eder. Çan sesleri arasında birbirlerine barışın getirdiği iflası anlatarak, aşıklar gibi otururlar.
Yemek torbası için kavga. Rahip geri döndüğünde -sahnenin ortasında, dişsiz bir ağzın içinde kalmış son kesici diş gibi dikilmektedir- aşçı onu sözleriyle yıpratmaya başlar. Cesaret Ana denklerini hazırlamak için arabaya tırmanır; rahip ona uzun bir savaş sözü verdiğinde satın aldığı erzakları satacaktır. Aşçı burada kalacağını ima etmek için ayakkabılarını çözmeye başlar; rahip kendisini atmaması için ona yalvarmak zorunda kalır. Aşçı sadece omuzlarını silker.
Savaştan yolunu bulmuş eski bir arkadaş; Pipolu Pete'in maskesi düşer. Başka bir ziyaretçi. Bir baston yardımıyla yürüyen, şişman ve nefes darlığı içindeki eski kamp fahişesi Kontes Starhemberg, siyah ipekler içinde ve peşinde bir hizmetçiyle girer. Cesaret Ana'ya uğramak için atlı arabasından inmiştir. Pipolu Pete olarak bildiği aşçıyı görür ve onu kızgınlıkla Cesaret Ana'ya ihbar ve ifşa eder; bu arada Cesaret Ana onun, bastonuyla aşçıya saldırmasını engellemeye çalışmaktadır.
Cesaret Ana'nı yiğit oğlu Eilif'in yıkılışı; savaş sırasında kendisine ödüller kazandıran ahlaksız işlerden biri yüzünden idam edilir. Kadınlar sahneyi terk edince, aşçı sıkıntıyla ayakkabılarını yeniden bağlar; rahip ise zaferinin keyfi içindedir. Konuşmaları eski güzel savaş günlerinin melankolik anılarına döner. Barış çanlarının çalmasıyla birlikte askerler, ellerinde çakaralmazlarla, zengin giyimli bir teğmeni -Eilif'i- getirirler. Annesinin orada olmadığını öğrenince cesareti onu terkeder. Rahip ona bir yudum brendi verir ve yeniden işine dönmüş bir din adamı olarak ona infaz yerine kadar eşlik eder.
Barış sona erer; Cesaret Ana, aşçıyla birlikte lsveç ordusunun peşinden gider. Aşçı Kattrin'i arabadan dışarı çıkarmaya çalışır, böylece ondan ekmek dilenebilecektir. Cesaret Ana neşe içinde, koşarak içeri girer. Barış sona ermiştir. Aşçı Eilif'in ölümünden bahsetmez. Cesaret Ana aşçının yardımıyla mallarını arabanın içine istifler ve beraberlerinde rahip olmaksızın yollarına devam ederler.
İleriye Yönelik Hazırlık
Rahiple 6. sahnedeki konuşmasında Weigel, çok dikkatli bir biçimde aşçı ile 8. sahnede yapacağı konuşmanın temelini hazırladı. Rahibin teklifini iyi huyla geri çevirirken, gerektiğinden biraz daha sıcak ve düşünceli bir tonda "Hoş bir adamdı." dedi. Böylece 8. sahneye gelindiğinde neyin ne olduğunu bilen bir seyirciye sahipti. Bu onun aşçıyla kuru ne var ne yok tonunda konuşmasını sağladı. Seyircinin ne bildiği bilindiğine göre, aralarında geçen aşk diyaloğunun konusunun aslında her ikisinin de iflas bayrağı çektiği gerçeği olması gerektiği seyirciyi hem eğlendirerek hem de duygulandırılarak aktarılabilir.
Sefaletin Asaleti
Aşçı ile rahip arasındaki horoz döğüşünde rahip rolündeki Hinz tüm kibrini fırlatıp atarak, artık daha iyi bir adam olduğu için din adamlığı mesleğini daha fazla sürdüremeyeceğini öne sürerek, kendisini Cesaret Ana'nın yanındaki yerinden etmemesi için aşçıya yalvarmasıyla güçlü ve doğal bir etki elde etti. İşini kaybetme korkusu ona yeni bir asalet kazandırdı.
Tahkir
Aşçı da hakaretlere dayanabilme gücüne sahiptir. Rahibe karşı zafer kazandığı diyaloğun sonunda uzun bir yolculuğun sonuna ve hedefine ulaşmış bir adam edasıyla ayakkabılarını ve ayak sargılarını gevşetir. Yvette onu yalınayakken görür ve bu yaşlı Don Juan'ı utandırır. Maskesi düştükten ve rahip ona söylev çektikten sonra, üzüntüyle ayakkabılarını yeniden giyer. Kattrin'den yiyecek dilendiği sahne Bildt tarafından parlak bir şekilde oynandı. Bohçası omuzunda her an yola çıkmaya hazır olarak, önce çubuğunu telaşsızca arabada asılı duran davula vurdu. Arabanın içine seslenirken "jambon" ve "ekmek" kelimelerini ağzının tadını bilen ve uzman birisi tonuyla söyledi: aç aşçı.
İyi İş
Yvette Pottier oyunda zenginliği yakalayan tek karakterdir; kendini iyi bir fiyata satmıştır. Kattrin'in yarasıyla çirkinleşmesi kadar kötü bir biçimde iyi yemekle çirkinleşmiştir; öyle şişmandır ki yemek yemenin tek tutkusu olduğu izlenimini verir. Avusturya aristokratı aksanıyla konuşur.(...)
Ekmek Kapısı Savaş
Cesaret Ana köyden kaçmaktan yorulmuş ama savaşın yeniden başlamasından ötürü de sevinçli bir halde döner. Neşe içinde aşçının kendisine erzağını toparlamasına yardım etmesine izin verir. İyi işlerden elde ettiği zenginlik aşçıyı yanına almasını kolaylaştıracaktır. Gönül rahatlığıyla, oğlunu yeniden görme olasılığından söz eder. "Şimdi yeniden savaş var, işler yoluna girecek." (Son metinden çıkarıldı.) Oğlunun mezarını çiğneyip geçecektir.
Bir Ayrıntı
Onlar eşyaları toparlarken Kattrin görünür. Aşçının gözlerini yarasına diktiğini görünce yarayı eliyle kapar ve gerisin geri döner. Işıktan korkar olmuştur.
11. Sahnede askerler onu arabadan dışarı sürüklerken yine elleriyle gözlerini kapatır.
Sahne 9
Zor Zamanlar, Savaş Kötüye Gitmektedir. Kızı Uğruna Bir Yuva Teklifini Reddeder.
Aşçıya Utrecht'te bir meyhane miras kalmıştır. Kattrin aşçının kendisini Utrecht'e götürmeyi reddettiğini duyar. "Büyük Adamların Ayartılmışlıklarının Türküsü". Kattrin, annesini bir seçim yapma zorunluluğundan kurtarmaya karar verir, bohçasını toplar ve bir mesaj bırakır. Cesaret Ana kaçmakta olan Kattrin'i durdurur ve onunla beraber yalnız yola çıkar. Aşçı Utrecht'e gider.
Genel Düzenleme
Zor zamanlar. Aşçıya Utrecht'te bir meyhane miras kalmıştır. Fırtınalı bir kış gününün şafağında Cesaret Ana ve Aşçı, ikisi de paçavralar içinde, arabayı bir presbitliğin önündeki bir durağa getirirler. Aşçı somurtarak koşum takımlarını çıkarır ve Cesaret Ana'ya Utrecht'te kendisine miras kalan meyhaneye gitmek istediğini itiraf eder. Onunla gelmesini ister. Titreyerek dingilin üstünde otururken, Cesaret Ana işlerin kötü gitmesinden yakınır: Savaşın insanları besleyecek fazla bir şeyi kalmamıştır elinde.
Kattrin, Aşçı'nın kendisini Utrecht'e götürmeyi reddettiğini duyar. Aşçı, anneyle kızı arasında Utrecht'teki huzur dolu yaşantı üzerine geçen konuşmayı keser ve Cesaret Ana'ya eliyle kendisinden tarafa (sağ tarafa, presbitliğin önüne), gelmesini işaret eder. Arabanın yanında saklanan Kattrin aşçının onu da beraberlerinde götürmeyi reddettiğini duyar.
Aşçı ve Cesaret Ana "Büyük Adamların Ayartılmışlıklarının Türküsü"nü söylerler. Dilenme şarkılarını söylerlerken Cesaret Ana ümitsizce Aşçının teklifi üzerine düşünür; tahminen bu teklif yerleşik hayat kurmak için onun son umududur.
Kattrin, annesini bir seçim yapma zorunluluğundan kurtarmaya karar verir, bohçasını toplar ve bir mesaj bırakır. Dilenme şarkısının sonuna doğru Cesaret Ana teklifi kibarca reddetme yolunda kararnı vermiştir. Yine de çorba için Aşçı'yla birlikte presbitliğe girer. Kattrin bir bohçayla çıkagelir ve annesinin eteğini aşçının pantolonuyla birlikte arabanın dingilinin üstüne koyar.
Cesaret Ana kaçmakta olan Kattrin'i durdurur ve onunla beraber yalnız yola çıkar. Cesaret Ana Kattrin'i tam kaçacakken yakalar. Bir kase çorba getirmiştir. Ona bir çocukmuşçasına yemek yedirirken, onu şimdiye dek arabasını hiç bırakmadığına inandırır. Aşçı'nın bohçasını ve pantolonunu arabadan dışarı fırlatır; kendini ve Kattrin'i koşumlara bağlar ve onunla beraber yola koyulur. (Evin arkasından sağ tarafa doğru.)
Aşçı Utrecht'e gider. Aşçı, kadınların ve arabanın gittiğini görür. Sessizce bohçasını yerden alır ve Utrecht'e yerleşmek üzere yoluna koyulur. (Sağ arkaya doğru.)
Aşçı
Bu sahnede aşçı ne olursa olsun merhametsiz olarak tasvir edilmemelidir. Kendisine miras kalan meyhane üç kişiyi barındırmak için çok küçüktür ve müşterilerin çirkinleştirilmiş Kattrin'in görüntüsüne tahammül etmeleri beklenemez. Bütün sebep budur. Cesaret Ana, Aşçı'nın argümanlarını mantıksız bulmaz. Weigel sade bir biçimde Cesaret Ana'nın teklif üzerinde düşündüğünü gösterdi -tüm teklifler üzerinde düşünür zaten. Dilenme şarkısının ilk kıtasında arabaya doğru kararsızlık, korku ve üzüntü dolu bir ifadeyle bakmasının anlamı budur.
[ ... ]
Bir Ayrıntı
Argümanlarının oldukça zayıf olduğu bu sahnede Cesaret Ana kızıyla sanki işitme zorluğu çeken biriyle konuşurmuş gibi konuşur. Onun yüksek sesle ve ağır konuşma tarzı onun aynı zamanda Aşçı'nın adına da konuştuğu izlenimini uyandırır ve bunu yaparken kendinden tamamıyla emin değildir.
Kattrin'in Sergisi
Kattrin, pantalon ve eteği sererek annesine neden kaçtığını açıklayıcı bir mesaj bırakmaya çalışır. Fakat Hurwicz aynı zamanda, annesiyle aşçının muhtemelen çorba içmekte oldukları presbitliğe bir göz atarak bir gücenme ifadesi sergiledi, daha sonra da kompozisyonuna baktı ve sıvışmadan önce acayip, uğursuz bir kikirdemeyi elini ağzına götürerek bastırdı.
Bir Ayrıntı
"Ona senin yüzünden yol verdiğimi düşünme" derken, Cesaret Ana Kattrin'in ağzına bir kaşık çorba koydu.
[...]
Aşçı Utrecht'e Doğru Yola Çıkar
Bu tür sahneler jestik anlatımla oynanmalıdır: Cesaret Ana ve Kattrin kendilerini arabaya koşarlar; arabayı presbitliğin çevresinden dolanabilecek bir iki adım kadar geri iterler ve sağ taraftan çıkarlar. Aşçı gelir, hâlâ bir parça ekmek çiğnemektedir; eşyalarını görür, onları toparlar ve uzun adımlarla arkaya doğru çıkar. Onun kayboluşunu görürüz. Böylece yolların ayrılmışlığı görünür bir hal alır.
Sahne 10
Hâlâ Yollarda.
Anne ve kızı bir köy evinde birisinin "Ev Türküsü"nü söylediğini duyarlar.
Münih Temsilindeki Şarkı
Münih'teki temsilde hoş bir çeşitleme kullanıldı: Şarkı duygusuz ve kışkırtıcı bir kendine güvenlilikle söylendi. Şarkıda anlatılan mülk edinmenin kibirli gururu, yol üzerindeki dinleyicileri lanetli ruhlara dönüştürmüştü.
Tarife Hacet Yok
İki kadın arabayı çekerek girer. Köy evinden gelen sesi duyarlar, durup dinler ve yeniden yollarına devam ederler. Kafalarından neler geçtiği sergilenmemelidir; seyirci tahayyül edebilir.
Bir Ayrıntı
Sonraki temsillerden birinde Weigel, yeniden yola koyulmadan önce başını arkaya doğru savurdu ve onu tekrar yola koyulan yorgun bir beygir gibi salladı. Bu jestin taklit edilebilirliği şüphelidir.
Sahne 11
Dilsiz Kattrin Halle Şehrini Kurtarır.
Halle şehrine sürpriz bir saldırı planlanmaktadır; askerler genç bir köylüye kendilerine yolu göstermesi için baskı yaparlar. Köylü ve karısı Kattrin'e şehir için ettikleri duaya katılmasını söylerler. Kattrin ahırın damına tırmanır ve şehri uyandırmak için trampet çalar. Ne şehirdeki annesinin canını bağışlama teklifi, ne de arabayı parçalama tehdidi onun trampet çalmasını engelleyemez. Kattrin'in ölümü.
Genel Düzenleme
Halle şehrine sürpriz bir saldırı planlanmaktadır; askerler genç bir köylüye kendilerine yolu göstermesi için baskı yaparlar. Bir teğmen ve iki asker gece vakti bir çiftliğe gelirler. Yarı uykulu köylüleri evden, Kattrin'i de arabadan sürükleyerek dışarı çıkarırlar. Köylülerin sahip oldukları tek öküzü öldürme tehditiyle; genç köylüye kendilerine kılavuz olması için baskı yaparlar. (Onu arka tarafa çekerler; grup sağdan çıkar.)
Köylü ve karısı Kattrin'e şehir için ettikleri duaya katılmasını söylerler. Köylü ahırın üstüne sağa bir merdiven dayar, yukarı tırmanır ve ormanın silahlı adamlarla kaynadığını görür. Aşağı iner; o ve karısı konuşup, şehri kurtarmak uğruna kendilerini tehlikeye atmama kararı alırlar. Köylü kadın Kattrin'e yönelir (sağ öne) ve ona, şehri kurtarması için Tanrı'ya yakarmasını söyler. Üçü birden dizüstü çöker ve dua ederler.
Kattrin ahırın damına tırmanır ve şehri uyandırmak için trampet çalar. Kattrin köylü kadının ettiği duadan Halle'deki çocukların tehlikede olduğunu öğrenir. Gizlice arabadan trampeti alır; bu, yara alıp çirkinleştiği zaman getirdiği trampettir. Trampetle birlikte ahırın damına tırmanır. Çalmaya başlar. Köylüler boş yere onu durdurmaya çalışırlar.
Ne şehirdeki annesinin canını bağışlama teklifi, ne de arabayı parçalama tehditi onun trampet çalmasını engelleyemez. Trampet sesi üzerine teğmen ve askerler genç köylüyle birlikte dönerler. Askerler arabanın yanına dizilirler ve teğmen kılıcıyla köylüleri tehdit eder. Önce askerlerden biri sonra da teğmen Kattrin'e çeşitli sözler vermek üzere sahnenin merkezine gelirler. Köylü (sol öndeki) bir kütüğe yönelir ve trampetin sesini bastırmak için bir baltayla onu parçalamaya başlar. Kattrin kütüğün sesine karşı koymakta da başarılı olur; teğmen evi ateşe vermek için içeri girmeye kalkar, köylü kadın arabayı işaret eder. Askerlerden biri genç köylüyü tekmeler ve onu bir kütükle arabaya vurması için zorlar, diğer asker tüfek getirmeye yollanır. Tüfeği getirip nişan alır, teğmen ateş etmesini emreder.
Kattrin'in ölümü. Kattrin ön tarafa doğru düşer, takatsiz ellerindeki trampet sopaları güçlü bir vuruşun ardından güçsüz bir son vuruş yapar; teğmen bir an için galip gelmiştir, bir süre sonra Halle'nin topları Kattrin'in trampet ritmiyle karşılık verirler.
Kötü Komedyenler Her Zaman Gülerler
Kötü Trajedi Oyuncuları Her Zaman Ağlarlar
Komik sahnelerde olduğu gibi kederli sahnelerde de kesinliğe rahatlık eşlik etmelidir; düzenlemeyi yönlendiren şey hem katı hem de gevşemiş olmalıdır. Oyuncular, tıpkı rulete benzer çocuk oyunlarındaki misketlerin tahta bir kasenin içinde çalkalanıp deliklerin içine düşmesi gibi pozisyonlarını alır, odaklarını oluştururlar. Bir farkla ki, oyunlarda hangi misketin hangi deliğe düşeceği önceden kararlaştırılmamışken, teatral düzenlemelerde karar önceden verilmiş olmasına rağmen öyle değilmiş gibi görünür. Ve gerçekten de Alman tiyatrosundaki kederli sahnelerin karakteristiği olan katılık ya da ağırlığın nedeni, trajedide insan bedeninin haklılaştırılamayacak şekilde ihmal edilmesi ve böylece adale krampına yakalanmış gibi görünmesidir. Bu acıklı bir durumdur.
Kattrin'in İki Korkusu
Dilsizliği Kattrin'i kurtarmaz. Savaş ona bir trampet verir. Bu elde kalmış trampetle beraber ahır damına tırmanmalı ve Halle'nin çocuklarını kurtarmalıdır.
Uylaşımsal kahramanlıktan kaçınılmalıdır. Kattrin iki korkuyla kuşatılmıştır: Halle şehri için duyduğu korku ve kendisi için duyduğu korku.
"Dramatik Sahne"
Seyirciler özellikle trampet sahnesinde heyecan duydular. Bazıları bunu, bu sahnenin oyundaki en dramatik sahne olmasıyla ve halkın tiyatroyu epikten çok dramatik olduğu zaman sevmesiyle açıkladılar. Gerçekte epik tiyatro heyecan verici olaylar, uyuşmazlıklar, komplolar, psikolojik acılar vb. dışındaki şeyleri sergilemenin yanısıra bunları da sergileme yetisine sahiptir. Seyirciler bu sahnede kendilerini Kattrin'le özdeşleştirebilirler; empati, onlara, kendilerinin de böyle bir güce sahip oldukları hissini verebilir. Ancak oyun boyunca böyle bir empatiyi büyük olasılıkla yaşamazlar -örneğin ilk sahnelerde.
Yabancılaştırma
Eğer sahne, dikkate değer herşeyin yitirildiği yabanıl bir duygulanımdan kurtarılacaksa, bütün dikkat yabancılaştırmaya verilmelidir.
Örneğin: Köylülerin konuşmaları genel bir hayhuyla yutulacak olursa seyirci "büyülenme" tehlikesiyle karşı karşıya kalır; böylece köylülerin müdahale edememelerini nasıl haklı çıkardıklarını, birbirlerini yapacak birşeyleri olmadığına ve böylece geriye kalan tek "müdahale" olasılığının dua etmek olduğuna nasıl inandırdıklarını seyirci kaçıracaktır.
Bu düşünceyle oyunculara prova sırasındaki her repliğin sonuna "dedi, adam" ya da "dedi, kadın" eklettirildi. Örneğin:
'Nöbetçi onları zamanında görür inşallah' dedi, kadın'
'Nöbetçiyi öldürmüş olmalılar' dedi, adam'
'Daha fazla kişi olsaydık' dedi, kadın'
'Bir sakat ve ikimizden ne olur ki' dedi, adam'
'Bir şey yapamayız değil mi' dedi, kadın'
'Hiçbir şey' dedi, adam' vb.
Kattrin'in Trampet Çalışı
Kattrin aşağıda neler olup bittiğini izlemeyi sürdürür. Bu yüzden trampet çalışı aşağıdaki sözlerden sonra anlık olarak kesilir.
"Tanrım, ne yapıyor bu?"
"Hepinizi kıtır kıtır doğrayacağım."
"Dostane bir teklifimiz var."
"Sende bu surat varken!"
"Evi ateşe vermeliyiz."
Karmaşalı Sahnelerde Ayrıntı
Köylünün Kattrin'in çaldığı trampetin sesini odun kırarak bastırmaya çalışmasına benzer sahneler tamamıyla jestik anlatımla oynanmalıdır. Kattrin trampet çalarken aşağıya köylüye bakmalı ve yarışa girmeyi kabul etmelidir. Karmaşalı sahnelerde yönetmen, bu türden sözsüz anlatımın yeterince uzun sürmesini sağlamak için belli bir miktar inatçılığa gereksinim duyar.
Bir Ayrıntı
Hurwicz trampet çalarken giderek artan bir bitkinleşme sergiledi.
Ümitsizliğin Ritüel Karakteri
Oğlu askerler tarafından götürülen ve çiftliği tehdit edilen köylü kadının, Kattrin köy halkını uyandırmak için trampet çalarkenki ağlanmaları bir miktar rutin niteliğe sahip olmalıdır; bir "kurulu davranış kalıbı"nı anıştırmalıdır. Savaş haddinden fazla zamandır sürmektedir. Dilenme, ağlanma ve muhbirlik belli biçimler içinde kalıplaşmıştır: Bunlar askeriye geldiğinde yapılan şeylerdir.
Dehşetin daha derin bir katmanına nüfuz etmek ve sürekli olarak yinelenen talihsizliğin, insanları, özsavunma jestlerini nasıl ritüel hale getirmeye yönlendirdiğini sergilemek amacıyla özel ve eşsiz görünen bir korku episodunun "dolaysız etkisi"nden vazgeçmeye değer - tabii bu ritüel jestler, sahneye ritüeli yaymak zorunda olan korkunun gerçekliğinden kendilerini bağımsızlaştıramazlar.
[...]
Sahne 12
Cesaret Ana Yoluna Devam Eder
Köylüler Cesaret Ana'yı Kattrin'in öldüğüne ikna etmek zorunda kalırlar. Kattrin'e ninni. Cesaret Ana Kattrin'in gömülmesi için para verir ve köylülerin taziyelerini kabul eder. Yalnız başına kalan Cesaret Ana kendini boş arabaya koşar; hâlâ ticarete dönmeyi umarak bozguna uğramış orduyu takip eder.
Genel Düzenleme
Köylüler Cesaret Ana'yı Kattrin'in öldüğüne ikna etmek zorunda kalırlar. Araba boş sahnede durmaktadır. Cesaret Ana, Kattrin'in cansız başı kucağında, oturmaktadır. Köylüler ölü kızın ayak ucunda düşmanca kümelenmiş halde durmaktadırlar. Kattrin'in ölümünden kendisini sorumlu tutan köylülerin suçlamalarına aldırış etmeden, kızıyla, sanki o yalnızca uyuyormuşçasına konuşur.
Kattrin'e ninni. Annenin yüzü kızının yüzüne kapanmıştır. Şarkısı köylüleri yatıştırmaya yetmez.
Cesaret Ana Kattrin'in gömülmesi için para verir ve köylülerin taziyelerini kabul eder. Son çocuğunun öldüğünü anlayınca, acıyla ayağa kalkar ve (sağ taraftaki) cesedin etrafında topallayarak dolaşıp taban ışıkları boyunca yürüyerek arabanın arkasına gider. Çadır bezinden bir örtüyle geri döner. Köylüler "Başka kimsen var mı?" diye sorarlar omuzunun üstünden cevap verir: "Evet, içlerinden biri kaldı. Eilif". Ve arkası seyirciye dönük olarak çadır bezini ölünün üzerine serer. Sonra bezi çekerek Kattrin'in yüzünü örter ve yüzü seyirciye dönük bir biçimde kızının arkasında durur. Köylü ve oğlu Cesaret Ana'nın elini sıkarlar ve ölüyü (sağ tarafa) götürmeden önce ona törensel bir tarzda baş eğerek selam verirler. Kadın da Cesaret Ana'nın elini sıkar, sağa gider ve kararsızlık içinde yeniden duralar. Karşılıklı birkaç kelime ederler ve sonra köylü kadın gider.
Yalnız başına kalan Cesaret Ana kendisini boş arabaya koşar; hâlâ ticarete dönmeyi umarak bozguna uğramış orduyu takip eder. Yaşlı kadın yavaşça arabaya gelir, o ana kadar Kattrin'in çektiği sicimi çözer, bir çubuk alır, onu dener, ikinci sicimin ilmiğine sokar, çubuğu koltuğunun altına sıkıştırır ve hareket eder. "Cesaret Ana Şarkısı"nın son kıtası, dingilin üzerine doğru hafifçe eğildiği zaman başlamıştır. Döner sahne dönmeye başlar ve Cesaret Ana sahneyi bir kez dolanır. İkinci defa sağ arkaya döndüğü sırada perde iner.
Köylüler
Köylülerin, Cesaret Ana'ya karşı davranışları düşmancadır. Onları zor duruma sokmuştur; Cesaret Ana, yola çıkmış olan orduya yetişemezse, onların üzerine kalacaktır. Bunu anlayınca olanlardan Cesaret Ana'yı sorumlu tutarlar. Ayrıca, o gezginci bir öğedir ve bu savaş zamanında gezginciler, ordunun peşinden giden kundakçılarla, hırsızlarla ve yağmacılarla bir tutulmaktadır. Elini sıkarak onun acısını paylaşmaları sadece adet yerini bulsun diye yaptıkları bir şeydir.
Baş Eğme
Weigel, tüm sahne boyunca neredeyse hayvani bir duyarsızlık sergiledi. En güzeli ceset taşınırken yerlere kadar eğilip selam vermesiydi.
Ninni
Ninni herhangi bir duygusallık ya da duygusallığı kışkırtmaya yönelik bir istek olmadan söylenmelidir. Aksi takdirde anlamını yitirir. Bu şarkının altında yatan anlam öldürücüdür: Bu annenin çocuğu başka annelerin çocuklarından daha iyi bir durumda olmalıydı. Weigel, "seri" kelimesine ince bir vurgu yaparak, Cesaret Ana'nın çocuğunu -belki de sadece kendininkini- savaştan kurtarmaya dair hain umudunu sergiledi. En sıradan şeylerden bile yoksun kalmış olan bu çocuğa, Cesaret Ana en sıradışı şeyleri vaad etmişti.
Cenaze İçin Yapılan Ödeme
Weigel, cenaze için ödeme yaparken bile, Cesaret Ana karakterine dair son bir imada bulundu. Deri çantasından bir kaç madeni para çıkarıp avucuna döktü; birini geri koyup kalanını köylülere verdi. Bu durum perişanlığın güçlü etkisinin değerini bir parça bile eksiltmiyordu.
Son Kıta
"Cesaret Ana Şarkısı"nın son kıtası locadaki müzisyenler tarafından Cesaret Ana yavaşça kendini arabaya koşumlarken çalınmaya başlandı. Bu onun, savaştan payını kapma konusunda hâlâ yıkılmamış olan umuduna güçlü bir anlatım katar. Eğer şarkının uzakta ilerleyen ordular tarafından söylendiği yanılsaması kırılırsa bu anlatım daha da güçlenir.
[...]
Zamanlama
Sonda da en başta olduğu gibi araba yol boyunca ilerlerken gösterilmelidir. Elbette seyirci onun basitçe çekildiğini anlayacaktır. Araba ilerlemeye devam ederken bir sonra seyirci rahatsız (iritasyon) olur ("Yeterince uzun zamandır gidiyor."). Fakat ilerleme devam ettikçe, seyircilerin kafasında daha derin bir kavrayış oluşur.
Son Sahnede Arabanın Çekilişi
12. Sahnede köylülerin evi ve 11. sahnedeki ahır sahneden kaldırıldı; yalnızca araba ve Kattrin'in cesedi kaldı. Büyük harflerle yazılmış olan "Saksonya" kelimesi müzik başladığı sırada sofitadan yukarı çe-kildi. Böylece araba 1. sahneyi çağnştıran bir biçimde tümüyle boş bir sahneye dönmüş oldu. Cesaret Ana arabayla döner sahne boyunca taban ışıklarını son kez geçerek bir tam daire çizdi: Her zamanki gibi sahne parlakça aydınlatılmıştı.
Dostları ilə paylaş: |