Sistematik kelâM



Yüklə 1,32 Mb.
səhifə2/35
tarix15.01.2019
ölçüsü1,32 Mb.
#97179
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   35


SİSTEMATİK KELÂM

Prof. Dr. Emrullah Yüksel: 1941’de Samsun/Havza’da doğdu. 1961 yılında Çorum İmam Hatip Okulu’nu 1962’de Çorum Lisesi’ni bitirdi. 1966’da Ankara Ünüvirsitesi İlahiyat Fakültesinden mezun oldu. 1967-1972’de Paris Ünüvertisesi (Sorbonne)nde Prof. Henri Laoust’un yönetiminde “Lesldees Religieuses et Politigues de Mehmed al-Birkevi” adı altında doktorasını tamamladı. Doktara sonrası Atatürk Ünivertisesi İslami İlimler Fakültesine asistan olarak atandı. 1978’de “Amidi’de Bilgi Teorisi” konulu çalışmasıyla doçent, 1987’de “İlahi Fiillerde Hikmet” adlı takdim teziyle profesör oldu. 1982-1988 yıları arasında Atatürk Ünivertisesi İlahiyat Fakültesinde Dekan Yardımcılığı 1988’den-1994 tarihlerine kadar iki dönem Dekanlık yaptı. 1985 yılı güz döneminde ABD’de Yale Ünivertisesi’nde bir yarıyıl incelemelerde bulundu. 1995 yılında İstanbul Ünivertisesi İlahiyat Fakültesine profesör olarak atandı. 1996-2002 yılları arasında aynı Fakültede Dekan Yardımcılığı yaptı. Bu arada dört ay Dekan Vekilliğinden sonra 2002 tarihinde Dekanlığa atandı. Halen İstanbul Üniversitesi İlahiyad Fakültesi Dekanlık görevini sürdürmektedir. Prof. Dr. Emrullah Yüksel’in Fakülte dergilerinde ve başka dergilerde birçok makaleri, tercüme yazıları çıkmıştır. Prof. Dr. M. Abdullah Draz’ın “La Morale du Koran” adlı eserini Fransızca’dan Arapça tercümesi de göz önünde bulundurularak Türkçe’ye”Kur’an Ahlakı” ismiyle, Prof. Dr. Ünver Günay ile birlikte tercüme ederek, İz Yayıncılık yayınları arasından Türk okuyucusunun hizmetine kazandırmışlardır.


Önsöz

Kâmil bir din olan İslâm'ın kendi medeniyetini, kültürünü ve kurumlarını oluştururken, iman esaslarının etkinliği hiçbir şekilde şüphe götürmez. Bu yüzden inanç esaslarını inceleyen Kelâm ilminin önemi de ortaya çıkmaktadır. "Sistematik Kellam" adı altında sunduğumuz bu eser, aslında Kur'ân-ı Kerim ve Peygamberimiz Hz. Muhammed (sa)'in öğretileri esas alınmak suretiyle İslâm mütefekkirlerinin dînî inançları aklî yolla da açıklayan başka bir ifade ile İslâm düşüncesini oluşturan bir kitaptır. Bu kitabın okuyucularına Kelâm nosyonu vereceğine inanmaktayım.

Şurası da bir gerçektir ki, hiçbir İslâmî disiplin, diğer disiplinlerden kesin çizgilerle ayrılamaz. Bu nedenle felsefe, kelâm, tefsir, İslâm hukuku, tasavvuf gibi bilim dallarının şurada veya burada başlıyor ve bitiyor diye kesin bir sınır çizemeyiz. Gün geçtikçe ihtisaslaşma sonucunda bilim dallarının arttığını her bilim dalının kendine bir alan belirlediğini itiraf etmekle birlikte, hepsinin birbiriyle şu veya bu oranda ilgisi kaçınılmazdır. Objektif olarak her ilim adamı tekelci bir anlayışa kapılmaz ve bilim dallarının birbirini tamamladığı gerçeğini kabul etmekten uzak kalamaz. Bu yüzden Kelâm konularını incelerken diğer disiplinlerin ilgisinin göz ardı edilemeyeceği noktalar da bulunduğundan, bunlara da imkanlar ölçüsünde yer verilmiştir. İslâm'ın daima müspet ilmin ve teknik ilerlemenin yanında yer aldığını, onları teşvik ettiğini ve onların alanlarına saygı duyduğunu görmekteyiz.

Çalışmamız, İlahiyat Fakültelerimiz öğrencilerinin birinci derecede yararlanacağı kitap olduğu gibi, aynı zamanda İslâm inançları konusunda bilgi sahibi olmak isteyen herkesin istifade edebileceği bir kaynak olabilecek niteliktedir. Gerçekten kitapta ilahiyat, peygamberlik, âhiret, kazâ-kader, insanın fiillerinde özgür olup olmadığı, hidâyet-dalâlet şefaat ve imân gibi önemli konuları, ait temel ve açıklayıcı bilgiler yer almaktadır. Bu bilgiler senelerin emek mahsulü birikim sonucunda meydana getirilmiştir. Bu parça parça çalışmalarımın kitap haline dönüştürülmesinde büyük emeği geçen başta Doç. Dr. Ömer Aydın beye, Dr. Mehmet Dalkılıç beye sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Bu arada yuvamızda sıcak çalışma zemini hazırlayarak beni daima teşvik eden sevgili eşim Ayşe hanıma da çok çok teşekkür ederim.

Kitabın basımını sağlayan İz Yayıncılık çahşanlarına, özellikle eserin yayınında titizlik gösteren Mehmet Kahraman beye teşekkür etmeyi bir borç biliyorum.

Gayret bizden başarı Allah'tandır.

Prof. Dr. Emrullah Yüksel

2005-Maltepe/İstanbul



I. Kelâm İlminin Tanımı




A. Gayesine Göre Tanım

"Kesin delillerin getirilmesi ve şüphenin kaldırılmasıyla dinî akidelerin ispatıdır? 1

Sa'adeddin et-Taftâzânî (ö. 792/1390)'nin ifadesiyle, "Dinî akideleri kesin deliller ile bilmektir? 2

B. Konusuna Göre Tanım

"Kelâm ilmi Allah'ın zâtından, sıfatlarından, başlangıç ve sonuç (mebde' ve meâd) itibariyle yaratıklar (mahlûkat)ın durumlarından İslâm kanunu üzere bahseden bir ilimdir. 3

Kelâm ilminin konusu, eski (kudemâ) kelâmcılara ve sonraki (müteahhirûn) kelâmcılardan Kadı Sirâceddin el-Urmevî (ö. 628/1283)'ye göre, "Allah'ın zât ve sıfatlarıdır. 4 Sonraki kelâmcılara göre, İslâm akidelerini ispata sebep olan bilinmesi uygun her şeyden bahseder. Şu kadar ki, o şeye İslâm akidelerini ispat etme konusunda uzaktan yakından bir ilgi bulunsun. 5

Gazzâlî (ö. 505/111 l)'ye ve ona uyanlara göre, " Varlıktan, varolması itibariyle bahseder. 6

Gazzâlî'ye göre Kelâm'ın gayesi, "Sünnet ehlinin akidesini muhafaza ve bunu bid'at ehlinin tehlikesinden korumaktır. 7

İbn Haldun (ö. 808/1406) da Kelâm'ı şöyle tarif eder:

"Kelâm ilmi (ilm-i Kelâm) imândan olan akide ve inançları aklî delillerle ispat eden ve İslâm akidelerinde ilk müslümanların ve "Ehl-i Sünnet ve'i-cemaat"ın doğru olan yolundan sapanların fikirlerini reddeden bir ilimdir. 8

Netice olarak diyebiliriz ki Kelâm ilmi, sünnet ehlinin inançlarını aklî yolla açıkladığı gibi, ona aykırı düşen sapık fikirleri de reddeden bir ilimdir.



II. Kelâm İlminin Gayesi



l- İnsanı taklit seviyesinden alıp sarsılmaz îmân doruk (zirve)'una çıkarmaktır.

2- Doğnı yolu arayanları kesin deliller serdetmekle aydınlatmak, inatçıları da susturmaktır.

3- Dinî akideleri, bâtıl ehlinin şüphesiyle sarsıntıya uğramaktan korumaktır.

4- Diğer şer'î (Dinî) ilimlerin kelâm ilmine dayanmış olmasıdır. Çünkü Kelâm ilmi diğer şer'î ilimlerin temelidir. Eğer Allah'ın varlığı, peygamberliğin hak olduğu ve ilâhî kitapların gönderildiği sabit olmazsa; tefsir, hadis, fıkıh vb. İlimlerden söz edilemez. Bütün bunlar Kelâm ilmine bağlıdır. Kelâm ilmi olmayınca, diğer şer'î İlimlerin varlığı tasavvur olunamaz.

5- İnsanın emellerinde niyetinin sağlam olmasını, itikadının kuvvetli olmasını sağlamaktır. Çünkü emel ve inancın makbûliyetini, niyetin sağlam, itikadın kuvvetli olmasını insana veren Kelâm ilmidir.

Kelâm ilminin bu beş faydasından daha üstünü, gayelerin gayesi olan "iki dünya saadeti'ni teminle insanın kurtuluşunu sağlamaktır. 9



III. Kelâm İsminin Menşei

Kelâm ilmi, itikatlar ile ilgili bir ilimdir. Bu yüzden, "el-Fıkhu'1-Ekber", "Umu Usûli'd-Din", "İlmü't-Tevhîd ve's-Sıfât, "İlmü'l-Akâid" de denir.

Kelâm lügatta, söz ve yüksek sesle konuşmak anlamındadır.

Bu ilmin adının "Kelâm" olarak kullanılmasına sekiz çeşit açıklama yapılmıştır:



1- Eski kelâmcılar, eserlerinde konulara bu kelime ile "filan konuda söz işte budur: başladıklarından ilm-i Kelâm denilmiştir. Her ne kadar sonradan, konuya bu şekilde başlamak kaldırılmış ve değiştirilmiş ise de bu isim, bu ilme ad olarak aynen kalmıştır.

2- Bu ilmin en önemli ve meşhur konusu "Kelâmullah: hakkında cereyan etmiştir. Yani Kur'ân'ın mahlûk veya gayr-i mahlûk, kıdem veya hudûs meselesi, bu ilmin en meşhur konusudur. Bu meselede pek çok niza ve münakaşa olmuş, Me'mun (786-833) gibi i'tizâl mezhebini benimseyen bazı Abbasî halifelerinin, Kur'ân'ın hudûsunu kabul etmediklerinden dolayı, birçok âlime eziyet ettirdikleri nakil ve rivayet olunmuştur. İşte Kelâmullah bahsi, bu konuların mütehassısları için en meşhur bahsini teşkil etmiş, en çok münakaşa ve mücadeleye sebebiyet vermiş olduğundan "kelâm" lafzı, bu ilme isim olmuştur.

3- Mantık ilmi, aklî ve felsefî meselelerde hasma karşı söz söyleme kuvveti ve kudreti verdiği gibi, "Kelâm ilmi" de din (şer'-i şerif) ile ilgili hususlarda hasma karşı söz îrâd etmekle, hasmı ilzam ve susturma hususunda kelâma (mütekellim)'ya kuvvet ve kabiliyet kazandırmaktadır.

4- Öğretim ve öğrenimi gerekli olan şeylerin ilki ve öncesi kelâmdır. Yani her şey kelâm ile öğretilir ve öğrenilir. Bu ilim ise ilk önce itina ile göz önüne alınacak bir ilim olduğundan, üstünlüğünün önceliğine işaret olmak üzere, bu isimle isimlendirilmiştir.

5- Diğer ilimler, tefekkürle ve kitapları okuma ile olabilir ise de, bu ilmin ancak konuşma ve iki taraftan söz söyleme ve getirmeye dayandığından kelâm denilmiştir.

6- Kelâm ilmi, diğer ilimler içinde en çok ağız kavgası ve muhalefetlere hedef olduğundan, hasm ile konuşmaya ve onları kelâm (söz) ile redde fazla ihtiyaç vardır. Onun için kelâm adını almıştır.

7- Bu ilim, diğer ilimler gibi olmayıp, delillerinin kuvveti sebebiyle, "kelâm" güya yalnız bu ilim oluyor da, diğerleri olmuyor. Binaenaleyh iki kelâmdan en kuvvetlisi hangisi ise "işte kelâm budur: " denir.

8- Bu ilmin yapısı ve dayanağı, çoğu zaman sem'î (naklî) deliller ile kuvvetlendirilmiş kesin deliller olduğundan, kalbe tesir ve nüfuz yönüyle diğer ilimlerin en kuvvetlisi ve en etkilisidir. Binaenaleyh kelâm, yaralamak mânâsına gelen "Kelm: "

Lafzından türemiş (müştak) olduğundan, bu ilme "Kelâm" denilmiştir.



IV. Kelâm İlminin Konusu, Diğer İlimlerle İlişkisi ve Metodu

Kelâm ilmi, Allah'ın zât ve sıfatları, fiilleri (cebr ve kader), peygamberlik, öldükten sonra dirilme ve âhiret hayatı, isimler ve hükümler, imamet gibi konuları içine alır.

Kelâm, tecrübe üstü "Allah", "rûh", "âhiret" gibi meseleleri ve şu varlık âlemini başlangıç ve sonuç itibariyle incelerken İslâm kanununa bağlı kalmak suretiyle felsefenin bir dalı olan "metafizik" (felsefe-i ülâ)'dan ayrılır. Metafizik, söz konusu meseleleri aklî kanuna göre inceler; İslâm kanununa uyup uymamasına bakmaz. Kelâm ise, tersine İslâm kanununun kontrolünde kalarak aklın hata etmesini önler. Yani Kelâm, konularını hem nasla, hem de akıl ile birlikte tetkik eder. Nassa ters düşmemek suretiyle, nassı akıl ile te'vîl eder; gerektiğinde aklı, Kitap ve Sünnet'in hizmetine yardımcı ve tâbi kılar. Bunu böyle yaparken Kelâm İlmi, aklın sınırını aşmasını kontrol altına almış olur. Yoksa aklı kendi sahasında engellemez. Bilakis aklı aşan konularda, akla yardımcı olur ve ışık tutar. Şu halde Kelâm ilmi, metafizikle aynı konuları ele almakta birleşirken, metodda birbirlerinden ayrılmaktadırlar.

Müspet bilimlere gelince, bunlar zorunlu varlık (vâcibu'l-vücûd) ve varlığın bütünüyle uğraşmaz. Çünkü müspet bilim, tecrübî ve duyulur âlemde sabit olan olaylardan ve bunlar arasındaki ilişkiyi gösteren kanunlardan bahseder. Her ilim, âlemde kendisi için bir araştırma sahası edinir ve çalışma plânını kendi sınırları içinde yürütmeye gayret eder. Her ilmin âleme bakışı bir yönde olup, diğer ilimlerin bakış açısını ihmal edebilir. Demek oluyor ki Allah, rûh, âhiret gibi konular, tecrübe ötesi konular olduğundan, müsbet ilmin araştırma sahasının dışında kalmaktadır. Böylece müsbet ilimler, bu gibi metafizik konuları araştırmaz ve bu konularda söz söyleme selahiyetine sahip değildir. Adı geçen meseleler, tamamen Kelâm İlmi ile felsefenin metafizik alanını ilgilendirmektedir. 10 Yalnız Kelâm, konularını Kur'ân ve Sünnet'ten aldığı halde, metafizik, onları aklî olarak tesis eder.

Gazzâlî, "el-Mustasfâ" adlı kitabında, aklî ve dinî ilimlerden her birinin külli ve cüz'î kısımlara ayrıldığını söyledikten sonra, dinî ilimler içinde "Kelâm'ın küllî bir ilim olduğunu kaydeder. O, açıklamasını şöyle sürdürür:

"Fıkıh, usûl-u fıkıh, hadis, tefsir cüz'î ilimlerdir. Çünkü müfessir, Kur'ân'ın yalnızca manasına bakar; muhaddis, hadisin tesbit yoluyla meşgul olur; fâkih, mükelleflerin fiillerinin hükümlerini tayine çalışır; usûlcü ise dinî hükümlerin delillerini araştırır. Kelâmcıya gelince, o, varlığın bütünüyle ilgili tetkikatta bulunur. 11

Gerçekten Kelâm ilminin İslâm düşüncesinde önemli bir yeri vardır. Dinî inançları aklî delillere dayandırarak ispata çalışır. İslâm inançları, aslında ilmî kıymeti hâiz olduklarından akıl sayesinde ispat imkânı bulur ki, bunu da yapacak olan Kelâm ilmidir. Çünkü bu ilim körü körüne taklidin düşmanıdır.

Çeşitli mezheplere ve asırlara göre, Kelâm'ın rolü farklı olarak anlaşılmıştır. Bazılarınca Kelâm, bir "savunma ilmî” olarak kabul edilirken; bir kısmına göre de o, dini prensipleri aklî yplla araştıran bir "imân anlayışını tahsil eden ilim' olarak nitelendirilmiştir. L. Ciardet, Kelâm'ı "savunma ilmî' vasfıyla değerlendirir. 12 Halbuki Kelâmcılar, Kelâm ilminin " dinî inançları anlamaya ait bir ilim" olduğunu kabul ederler.

Bu hususta daha isabetli bir karar verebilmiş olmak için, ilk kelâm meseleleri ile sonraki dönemlerdeki kelâm kitaplarının konulanrıın göz önünde bulundurmamız gerekir.

İlk kelâm problemlerini şöyle sıralayabiliriz; İmân nedir? Küfür nedir? Büyük günah işleyenin yeri nedir? Cebr ile ihtiyar arasında insanın yeri neresidir? Allah'ın zât ve sıfatlarının manası nedir?

Bu gibi konular üzerinde ilk müslümanların münakaşalarına şahit olmaktayız. Sonraki dönemlerde (hicrî 5. yüzyıldan sonra) yazılan kelâm kitaplarında ise yukarıdaki söz konusu meseleler yanında, muhaliflerin görüşlerini red ve cevap teşkil edecek şekilde kelâmı konuların ele alındığını görmekteyiz.

Ebû Hayyan et-Tevhîdî (ö. 410/1019)'nin "Semeratu'l-Ulûm'undan da Kelâm'ın, hem "savunma ilmi! hem de "imânın muhtevasını anlama ilmî” olduğu anlaşılmaktadır.

Biz, bütün bu nedenlerden sonra şöyle söyleyebiliriz:

Kelâm, hem İslâm inançlarının ne olduğunu anlamaya çalışan, hem de gerektiğinde bu inançlara ters düşen görüşlere ve itirazlara aklî ve naklî yollarla cevap veren bir ilimdir.

Ayrıca şunu da ilave etmemiz gerekir ki Kelâm ilmi, prensiplerini her asrın ihtiyacına göre değiştirebilir. Çünkü naslar sabit kalmakla beraber, insanoğlu ilim ve teknik ilerledikçe bu nasları daha iyi anlama imkânı bulabilmektedir. İslâmiyet daima ilmi ve ilerlemeyi teşvik ettiğine göre, bir kelâmcının görevlerinden biri de, çağın gelişen fikir ve ilimleri ışığında meseleleri ortaya kçymak, akıl ile realiteyi birlikte bulundurmak, İslâm inançlarının temeli olan vahyin ve nassın imkânını, yeni buluş ve görüşlerle ispat eylemektir.


Yüklə 1,32 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   35




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin