Sunuş dolhanlarli köYÜNÜ ve kendiNİ tani!



Yüklə 0,62 Mb.
səhifə9/9
tarix02.11.2017
ölçüsü0,62 Mb.
#27162
1   2   3   4   5   6   7   8   9

Köyüm ve Köylüm

Köyüm dağlarında kuşlar öter

Yamaçlarında kekikler yavşanlar tüter

Yalılarında çobanlar davar güder

Kadınlar kızlar testilerle suya gider.

Koçlar karışık birbirini süsler

Darılanlar birbirine küser

Kışın kar pek çok düşer

Baharda çaylar, dereler gürler

Kurbettikler oraları düşler

İki kişi bir oraya gelse

Köyü konuşur köyü yaşar

Herkes birbirinin yanına koşar.

M. İ. 1.9.97.



GÖRDÜKLERİM VE DİLEKLERİM ÜZERİNE

Biz hep söyleriz: köyümüz iyi, köylümüz iyi

Gezeriz dolaşırız, öğünürüz böyle deyi, deyi

Ama görürüz, kıskanç insanlarda var

Böyleleri gözümüzde sanki münkir, sanki canavar.

İsteriz ki herkes birbirini sevmeli

Bir diğerinin ileri gittiğini istemeli

Böyle düşünülürse Allah yanında makbul kişi olunur.

İki cihanda mutluluk saadet bulunur.

Aramızda münkir canavar insan olmamalı

Hoş görülü olmalı Allaha yakın olmalı

Herkesin ileri gittiğini istemeli, dilemeli

Tüm köyümüzü, tüm köylümüzü sevmeli, kollamalı.

M. İldan 17. Haz. 97



AÇIKLAMA

Bütün şiirlerim bir sanattan çok duygusal yönden bana göre yansımalarını anlatır. O anda esinlenerek vasıflarını, ruh yapılarını, bakış açılarını ifade etmektedir. Öğme yermede olabilir. Bu benim görüşüm benim değerlendirmemdir. Gerçek kendileridir. Tam bilmek ve anlamak insanoğlunun yapabileceği bir şey omasa gerek. Benimde haddime düşmez.

Kusur işlemişsem hoş görülmesini gönülden rica ederim.

Köylüleriminde bazıları beni etkilemiş köylülerimize ve köyümüze bağlılıkları, bakış açıları, yaşam öyküleri, başarıları bana göre dile getirilmiştir. Gerçekleri tam yansıtmak mümkün olmadığını herkes bilir. Ancak hiç birine kötü bir niyet düşünülerek yazılmadı. Hepside iyi niyetlerde becerebildiğim kadar sevgi ve muhabbeti duygularımın tezahürüdür. Hiç kimse başka bir maksat aramasın. Bir şeyler çıkarmaya kalkmasın.



BİLMECE

Gedoğlunun gediğinde

Beşiklinin beşiğinde

Torosların eşiğinde

Uzun vadiye yaslanmış

Bir yanında harmancık yaylası

Bir yanında anak kayası

Ortasında Göksu deresi

Bilin bakalım bura neresi?

1999 Mart



Erenler

Erenlere sabah güneşi erken doğar

Yamaçları dik insanı yorar

Buralarda kekik, yavsan kokusu kokar

Ne olursa olsun canım oraları arzular.

Erenlerin bir tarafı ğiğiye bakar

Keçi sürülerini arkaarkaya takar

Köyün yağmuru oranda yağar

Oralar insana mutluluk sağlar.

1999 Mart



ERENLER

Erenlere güneş erken vurur

Burada ağçalar tükenmiş Elikesikler durur

Ayağında çarık bisesizsez çabuk vurur

Erenlerin hatırası kafada taptaze durur

Erenlerde avcılar keklik vurur

Katıksız azıkla dudaklar kurur

Sarpta olsa insan az yorulur

Gönlüm oralara gitmeyi heveslenir durur

Erenlerden baksan dağlar tepe doğurur

Yaylada yaylalı hamur yoğurur

“Öf” diye bağırsan yaylada duyulur

Herkes oralara heveslenir durur. Mayıs 99.

M.İ. 99


BİR DENE

Yap tarladaki yıkık duvarları

Sar cerahat tutmuş yaraları

Sakın unutma darda olanları

Doldur tasa taze ayranları

Seyret etraftaki sert kayaları

Keşik gelince sula Avarları

Ilkı gelince sağ davarları

Çeci ayır doldur ambarları

Sakin ol gerilmesin damarları

Aşağı köyde kafarları

Yukarıda cabarları

Unutma tamgırları

Gez gör yaylaları

Duy tatlı hoş naraları

Al serin temiz havaları

Görmeye doyum olmaz dolhanları

Mayıs 1999



KÖYDEN “G”LERİN HALİ

Güney oluk aşağıköyün yaylası

Güney yer söbücenin karşısı

Göçük karagoza bakar

Gavurcukta davar yatar

Göbetteye yayılmaya kalkar.

Gevennide yonca çok olur

Gürlevikte serinlik bulunur.

Gereyde keçiler gereylenir.

Gedoğlunda rüzgar beğinilir

Göksekide tarlalar var

Gövezde tokat var

Gebet boğazı köyün malı

Güney dağda ekin ekilir

Günlı göbette suya girilir.

Gerizin yanı sulak tarla

Gebet deresined sel fazla.

Gölcük bilmem neresi

Gafar yeride birtanesi.

Güvercinlikte bunlara benzer

Gafam her gün köyümde gezer.

Goksu ortadan akar

Gözümüz boyuna bakar

Gayrısı var mı “G” ile başlar

Gıssini ardından koşar.

Geriş bizim köyün değil

Gıssininden temkinli eğil.

Giği de bizden uzakta

Gelin gibi yaylamıza bakmakta.

Gelin gelir kız gider

Güyeği gelir naz eder.

Güller açar bahar görünür

Güz olur bolluğu ile öğünür

Gündönümü yazı böler

Gece horozlar öter

Gayrı burada bırakayım

Gerisi gelirse bilahire yazarım.

“30 Mayıs 1999” M. İldan



KÖYÜM

Ne olursan ol, sana etmem bühtan

Bana olmuşsun güzel vatan

Herkese iyilikler dilerem Haktan

Ceddim ırkımdır bağrında yatan

Köyümde açlık, yokluk vardı

Fakat insanlara mutluluk dolardı

Şimdi varlıkıda olsak uzaktayız

Gönlümüz oralarda kaldı.

Köye her giden yaylaları görür

Tepeçala çıkar orada böğürür

Erenlere varınca uzaklara bakar öğünür.

Böyle yapmayanlar dönünce döğünür.

Köye giderde karapınara varmazsan eğer

Sayılmaz senin sıla ziyareti

Gürlevikte görmeye dinlenmeye değer

Hele bir dene damakta kalır lezzeti.

9 Temmuz 1999 M. İldan



KÖYÜMÜZE

Bir tabak yemekle

Melek gibi sevmekle

Hatır gönül almakla

Allah için gitmek gerek

Fatmanın deliğini

Gedoğlunun gediğini

Beşiklinin düzünü

Baylanın yüzünü, Allah için görmek gerek

Eskipınar, yenipınar

Erenler pınarı, Bey pınarı

Söbücenin pınarları

Aslanların diyarı, Allah için bilmek gerek.

Köyde var hepimizin bir damarı

Sayılmaz dolhanların yararı, Allah için yürek gerek.

May. 99. M. İ.



Memleketim

Dağları toroslara merbut

Ormanlarında bulunur bozkurt

Yaylasında yağ gibi donar kaymaklı yoğurt

Neresine baksan sana hasretim, memleketim.

Erenlerden eser serin rüzgar

Kışın yağar tipi kar

Su ve hava güzel, arazi dar

Yinede sana hasretim, memleketim.

Yollar biraz enişli yokuşlu

Kekik yavşan güzel kokuşlu

Çamaşırları sakızlı tokuşlu

Her şeyi ile aranırsın, hasiretim, memleketim.

9 Haz. 99 M. İ..



KÖYLÜM

Kafesin taşı, taşınbaşı, kayabaşı

Dedinde yedinmi ayranlı aşı

Gençleşir insanın yaşı

Anak kayası

Söbüce, güneyoluk yaylası

Meşhurdur baylası

Diye gezdin mi?

Dinlenir insanın başı.

9. Haz. M. İ.



DAVUT ASLAN

Çumrada var bir Davut

Bana oldu büyük unut.

Aldı beni Avdula götürdü.

Mutluluktan dertlerimi yitirdi.

Bu Davut benim ilkokul arkadaşı

Ama benden biraz fazla yası.

Yazık biraz tasalı, bozulmuş başı

Mücadele et arkadaşım, yaşama karşı.

Davutun soyadı arslan

Babası muhtarlıkta kahraman

Onun zamanında köyde

Bekçilikte Süleymanlıda beğde

O zamanlarki asayiş hani nerde?

5 Eylül 1999

Ne ile yatarsan onunla kalkarsın” derler bende o gün böyle yattım. Bu şiirle kalktım.



MEHMET EFİLTİ

Bağkurda Mehmet Efilti

Anası ile anam sanki bir elti

Biri nisbeten erken gitti

Diğeri herkese maşallah dedirtti.

Mehmetin pek öyle bir tahsili yok

Lakin bilgili heryerde itibarı çok

Hayli büyük yerlerde görev almış

Unutmamış köyümüzü, hasreti ile yanmış

Hayatı kazanmak için çok çalıştı

Önündeki engelleri usanmadan açtı

Allah versin ekonomik düzeni taştı

Varlıklı insanların saflarına karıştı.

5 Eylül 1999



RAMAZAN GÜNEŞ

Ramazanın dükkanı belediye çarşısı

Esnaflar çarşısı bağkurun karşısı

Libyaya gitti onlarla tartıştı

Çumraya geldi esnaflara karıştı

Çok iyi insancıl hali var

Köylülerden kim gelse olur yar

Gönlü bol karnı değil dar

Köyümüz iyi, böyle insanlar doğar

Bunun bu halini çok beğendim

Çayını içtim ekmeğini yedim

Hayırlı olsun dükkanın dedim

Burada köylülerimizi gördüm sevindim.

5 Ey. 99


MUSTAFA GÜNEŞ (PALA)

Bağkurda köylümüzün biride pala

Dükkanına vardım ona beş kala

Kapının yanında iyi bir oyuncakçı

Hayat böyle kimi kapcı, kimi çanakcı

Bu adam başkalarından farklı

Tüm köylülerimizin gönlünde saklı

Herkesle ilgilenir meraklı

Çay içmeye duramadım, küstüyse haklı.

SÖBÜCE HASRETİ

Ey çocukluğumun yaylası söbüce

Günler oldu, gezemedim, göremedim gönlümce

Yazılarda karamukları, dikenleri

Koyaklarda gevenleri, çiğdemleri

Ayağımda çarıkla gezmiştim oraları

Yetmez mi Allahım gayrı

Ben çok özledim yaylaları

Yukarıda yeni pınarla erenler pınarı

Aşağıda eski pınarla bey pınarı

Ilkıda çobanları, oğlakları

Zamanında “Haydiha” bağrıkları

Hepsi kafamda ayrı, ayrı

Yetmez mi Allahım gayrı

Ben çok özledim yaylaları.

Tepe çalda dik yokuşları

Kızılyardan sellerin alkışları

Köy yolunda bekleyen çocukları

Evlerin önünde kurulu yayıkları

Unutmadım, hepsi kafamda takılı

Yetmez mi Allahım gayrı

Ben çok özledim yaylaları

Karagozda ladin ağaçları

Karşısında ekin tarlaları

Aradan akan dereleri

Her tarafta yöreleri

Çok istiyorum görmeyi

Yetmez mi Allahım gayrı

Ben çok özledim yaylaları.

15 Mart 99



EM. POLİS M. İLDAN

Mustafa İldan emekli polis komseri

Dükkanı var, zaferde yeri.

Adaşız aynı adı taşırız

Bazan adresi de karıştırırız.

Babalarımız amca oğlu

Köyde tatlı mahallesi yolu

Bizim sülaleye manavlar derler

İyi bilmiyoruz nereden gelirler.

Dedelerimizin babası köşker

Hepimizin kalbi elmasa değer.

Eller bizi parmakla gösterirler.

Manavlar çok makul, çok ehlizler.

Onlardan biriyiz biz

Sanırım layığız hepimiz.

Mustafanın çocukları da çalışkan



Hepsi olacak bir yerlere başkan.
Yüklə 0,62 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin