T. C. İStanbul cumhuriyet başsavciliği sayı : 2009/191 Esas no



Yüklə 31,9 Mb.
səhifə13/335
tarix17.08.2018
ölçüsü31,9 Mb.
#71833
1   ...   9   10   11   12   13   14   15   16   ...   335

geliştirildiği ve özellikle Ergenekon örgütü soruşturması ve davasına karşı ortak bir tavır

aldıkları anlaşılmaktadır.
Buna karşılık 2001 yılında Proje çalışması izni alınması üzerine izlenen yayın politikası,

2007 yılında başlanılan Ergenekon örgütü soruşturması ve devamındaki dava sürecindeki

ile aynıdır. İlgili her kurum ve kişi derhal Türk Silahlı Kuvvetlerine tertip kurmak,

yıpratmak, CIA ajanlığı yapmak, Fethullahçı olmak, sahte delil üretmek ve buna benzer

nice ithamlar ile suçlanmış, ilgili sanıkların basın açıklamaları, soruşturma ve dava

sürecindeki beyanları ile bu tutum sürdürülmüştür.


Aydınlık Dergisi yayınları ve bağlantılı sanıkların bu eylemleri, Ergenekon Örgütü adının,

Susurluk kazasından hemen sonraki süreçte kontrollü bir şekilde zikredilmesi eyleminin.

Ergenekon örgütünün yürüttüğü psikolojik harekât planının bir parçası olduğuna dair

mütalaanın doğruluğunu kuvvetlendirir mahiyettedir.


Veli Küçük ile irtibatı sabit görülen Tuncay Güney hakkında adi suçlardan başlatılan bir

soruşturmanın devamında Ergenekon Örgütünün varlığını ispat eder nitelikte belgeler ele

geçmiştir. Tuncay Güney ve Ümit Oğuztan görüntülü kayda alınan beyanlarında bu

belgelerin ne şekilde ve kimler tarafından hazırlandıklarına dair beyanlarda

bulunmuşlardır. Bunların Ergenekon Örgütü hakkında 1997 yılında ortaya atılan

iddialardan farkı Veli Küçük, Doğu Perinçek, Sedat Peker. Semih Tufan Gülaltay, Ali

Yasak gibi hayatta olan birçok kişi, bazı somut olay, eylem ve bağlantılar hakkında bilgi

içermesidir. Bu bilgilerin çoğunun araştırılıp soruşturmaya, doğruluk ya da yanlışlıklarının

ortaya çıkartılmasına elverişli olduğu anlaşılmaktadır. Nitekim İstanbul DGM Cumhuriyet

Başsavcılığınca konu hakkında proje çalışması yapılması izni verilmiş, bu şekilde

Ergenekon örgütünün adli anlamda deşifre olması ihtimali belirmiştir.
Ergenekon Örgütünün, kontrolü dışındaki bu gelişmeye karşılık aldığı bazı önlemlerin

yanında bir psikolojik harekât planını devreye soktuğu, Aydınlık Dergisi ve bağlantılı

sanıkların psikolojik harekâtın en önemli yöntemlerinden birisi olan kara propaganda ve

bilgi kirliliği oluşturma faaliyetinde başı çektiği anlaşılmaktadır.


Aydınlık Dergisi ve bağlantılı dava sanıklarının. Ergenekon Terör Örgütünün gerçek

anlamda deşifre edilmesi ihtimalinin doğduğu her durumdaki bu eylemlerinin, dosya


79 / 2271
kapsamındaki diğer deliller ile birlikte değerlendirildiğinde, Ergenekon Terör Örgütünün

varlığı ve faaliyetlerini gösterir birer delil olma niteliğini arz ettiği mütalaa edilmiştir.


3)HAYRULLAH MAHMUD ÖZGÜR'ÜN "BU VADİ BAŞKA VADİ! ULTRA

TÜRKLER GELİYOR!" BAŞLİKLİ YAZISI


Hayrullah Mahmud Özgür, 2003 yılında Ankara'da katıldığı gizli bir toplantıyı anlattığı 27

Mayıs 2005 tarih ve "Bu vadi başka vadi! Ultra Türkler geliyor!" başlıklı yazısında

Ergenekon örgütünden bahsetmiştir. Yazıda özet olarak;
2003 yüı Nisan ayında, bir gece vakti, Ankara 'da önceden bilmediği bir yere

götürüldüğünü, burada her iş kolundan üyeleri olan Ergenekon ya da bazılarınca Ultra

Türkler adı verilen gruptan kişilerce bir süredir takip edildiği söylenerek, Türkiye ve

Dünya siyaseti hakkında kapsamlı bir brifing aldığını belirtmiştir.


Ergenekon ya da Ultra Türkler adı verilen bu grup üyelerinin yüksek vatanseverlik

duygularını, üstün karakter ve kişilik özelliklerini övmüştür. Vatanseverlere Türkiye 'nin

sahipsiz olmadığını, Türkiye 'de son derece nitelikli bir grup bulunduğunu haber vermek

için bu yazıyı kaleme aldığını belirterek bundan sonra adlarının sıkça duyulacağını, ileri

sürmüştür.
"hmahmud2004@yahoo.com" kullanıcı adı ile 27 Nisan 2005 de

"milliyetciinsiyatif@yahoogroups.com" adlı forumda yayınlanan bu yazı üzerine forum

üyelerinin fikirlerini beyan ettikleri, bunlar üzerine Hayrullah Mahmud Özgür'ün de

yazısına açıklamalar getirdiği görülmektedir.


Hayrullah Mahmud Özgür duruşmada özet olarak; Emniyet ve Cumhuriyet savcılığında

anlattıkları kötü bir özet ile ifade tutanaklarına aktarılmış ise de, özü itibari ile doğru

olduğunu,
Star Medya Grubunun Ankara temsilcisi olarak 2003 yılında Ankara 'ya geldiğini, BOP 'ne

muhalif olan tutumunu burada da devam ettirdiğini, Mehmet Şener Eruygur, Levent Ersöz

ve Hasan Atilla Uğur ile görüşmeleri olduğunu, söz konusu yazısı içeriğinin bu dönemde

oluştuğunu, bu yazıyı bir umut ve inancı ortaya koymak için yazdığını, gazete ya da

televizyonlarda değil sadece e-mail zincirlerinde yayınlandığını, kendisinden başka bu

yazıda anlatılanların gerçekliğini doğrulayabilecek bir delilin bulunmadığını, buna

karşılık iddianamede kullanıldığını, yazı içeriğindeki ayrıntılar hakkında hiçbir şekilde

bilgi vermeyeceğini,


Önceki aşama ifadelerinde, bu yazıyı kendisini toplantıya çağırıp brifing veren kişilerin

isteği üzerine yazdığını beyan ettiği hatırlatılarak. 2003 yılında geçen bir olayın 2005

yılında gündeme getirilmek istenmesinin nedenini açıklaması istendiğinde, kendisinin

böyle bir beyanı olmadığını, bu yazımların ifadenin geç vakitte alınmasından ve yorum

katılarak tutanağa geçirilmesinden kaynaklandığını, aynı şekilde kendisine Mehmet Şener

Eruygur tarafından brifng verildiği şeklindeki yazımın da doğru olmadığını savunmuştur.


Hayrullah Mahmud Özgür, değişik tarihli yazı ve beyanlarında, 2003 yılında katıldığı bu

toplantının gerçekliği konusundaki ısrarını sürdürmüştür. Bu toplantıda, bazılarınca


80 / 2271
"Ergenekon", "Ultra Türkler'" veya "Derin Devlet" diye adlandırılan oluşum ile yüz yüze

geldiğini, kendisinin de yazısında bu adları kullandığını söylemiştir.


Hayrullah Mahmud Özgürün, müdafi eşliğinde alınan Cumhuriyet savcılığı ifadesindeki.

Emniyet ifadesinde bahsettiği brifingi dönemin Jandarma Genel Komutanı Orgeneral

Mehmet Şener Eruygur ve Genelkurmay Başkanlığı İstihbarat Daire Başkanı Aslan

Paşa'dan aldığı beyanın kendisine ait olmadığı savunması, dosya kapsamı ile birlikte

değerlendirilince itibar edilir bulunmamıştır. Hayrullah Mahmud Özgür'ün, söz konusu

yazısında bahsettiği dönemde Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Başkanlığında

Levent Ersöz ve Hasan Atilla Uğur ile görüşmeler yaptığı sabit olup, bunların içerik ve

niteliklerine ilgili bölümlerde yer verilmiştir.


Bu husustaki diğer bir itiraz konusu, Ergenekon örgütü üyesi olduğu iddia edilen Hayrullah

Mahmud Özgür'ün internet gibi açık bir ortamda örgütü deşifre etmesindeki çelişkili gibi

görülen durumdur. Mütalaada, maddi vakıalar dikkate alınıp, bazı durumlarda özellikle

oluşturulabilen çelişkili durumlara izahat getirmek zorunlu görülmemiştir. Ancak

Hayrullah Mahmud Özgür'ün söz konusu yazısının ilk olarak herkese açık bir internet

sitesinde değil, sadece üyeliğe kabul edilenlerin şifre ile girebileceği bir tartışma formunda

yayınlandığını belirtmek gerekir.
Bunun yanı sıra, Hayrullah Mahmud Özgür'ün bu yazısı üzerine grup üyelerinin aynı

mahiyetteki sorularına verdiği; internette yayınlanan bu yazıları, gizli servislerin takibinde

olabileceğinin farkında olarak yazdığı, " Ergenekon" ya da "Ultra Türkleri" deşifre edenin

kendisi olmadığı, onca istihbarat servisinin arayıp da bulamadığı bu insanların kendi

güvenliklerini sağlayacak kadar akıllı oldukları, kendisinin bir yazısı ile deşifre

olmayacakları, kendisini davet ettikleri yerin onların toplantı yeri olup olmadığını

bilmediği, kendisinin her söylenene inanacak çapta birisi olmadığını ve 2003 yılından

itibaren aradan geçen süreçte neyin ne olduğunu görme fırsatı bulduğu, o gün kendisine

anlatılanların bir bir gerçekleştiğini gördüğü, 2005 yılındaki bu yazısını da kendisini

çağıranların izinlerini alarak yazdığı şeklindeki cevapları, aynı yerde yayınlanan, söz

konusu yazısının ülkenin mevcut durumu karşısında umutsuzluktan kıvranan bir kesime

"Endişe etme, gevşeme, yeise de kapılma, profesyonel anlamda mücadele eden bir kesim

var" mesajı olduğu ve duruşmadaki benzer mahiyetteki beyanları, bu konuda Hayrullah

Mahmud Özgür açısından bir çelişki olmadığını kendi ifadeleri ile göstermektedir.


Aynı yerdeki bir yazısında psikolojik harp uzmanı olduğu belirtilen Sun Tzu'nun

kitabından alıntılar yapması ile de dikkati çeken Hayrullah Mahmud Özgür'ün, bilinçli

olarak yazıp yayınladığı bu yazı ile; bir taraftan Ergenekon Örgütünün propagandasını

yaptığı, Ergenekon Örgütünün hedefindeki Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yakın

zamanda Yüce Divanda ya da Divanı Harpte yargılanacağını. Yargıtay Cumhuriyet

Başsavcısının Recep Tayyip Erdoğan hakkında işlem yapmasına tanık olunacağını

müjdeleyerek örgüt mensuplarını motive ettiği, diğer taraftan da, bu örgütün dış dünya ile

güçlü bir istihbarat ağı kurabilen bir yapıya sahip olduğundan, onca istihbarat örgütünün

aramasına rağmen deşifre edilemediğinden, mensuplarının etkili pozisyonda olup

operasyon yapma kabiliyetine sahip olduğundan bahsedilerek ilgili herkese korku salınmak

istendiği,
Netice olarak; psikolojik harekât yöntemlerini kullandığı belirtilen Ergenekon Terör

Örgütünün üyesi olduğu iddia edilen Hayrullah Mahmud Özgür'ün, bu amaçla söz konusu


81 /2271
yazısını yazıp yayınladığı, yazıda geçen "Ergenekon Terör Örgütünün*' varlığı

konusundaki tanıklığın bir gerçeği ifade ettiği, 2005 yılı itibari ile "Suç ihbarı" veya

"Tanıklık" kapsamında değerlendirilmesi mümkün olan. dava kapsamında ise özü itibari

ile tekrar edilen bu beyanların " İkrar" şeklinde kabul edilmesi gerektiği mütalaa edilmiştir.


4)KEMAL ŞAHİN'İN İSMAİL YILDIZ'A VERDİĞİ ÖZGEÇMİŞ YAZISI
İsmail Yıldız'ın işyerinde, Kemal Şahin'e ait el yazısı özgeçmiş raporu ve MİT Ergenekon

kuruluşu başlıklı bir şema bulunmuştur. Emekli Özel Harekât Polis Memuru Kemal Şahin

özgeçmiş yazısında Ergenekon'a katıldığını anlatmaktadır.
Kemal Şahin'in eli mahsulü olduğu tespit edilen bu belgelerin bir kısmı bilgisayar yazısına

çevrilerek aşağıda verilmiştir.


Kemal Şahin (İsmin altında şahit ve GSM hat numaraları yazılıdır)

Görevler ve Özgeçmişim-1


1980 yılında Gaziantep ilinde Siyasi Polis olarak mesleğe başladım. 1983 yılına kadar bu

birimde çalıştım. 1983 yılında KKK. düzenlediği Özel Harp ve Özel Harekât kursunu

bitirdim.
1983-1986-Polis Özel Harekât Tim Amiri olarak Siirt bölgesinde çalıştım.

1986-1991-Ağrı Polis Özel Harekât Tim Amirliği yaptım.


1991-1994-Bingöl Polis Özel Harekât Tim Amirliği ve Şube Müdür Yardımcılığı
1994-1996-Bingöl 49. MKNZ P. Tugayı Terminatör TimlerifPiyade Özel Harekât) kurucu

öğretmeni ve Grup Komutanlığı görevini yaptım.


1996-1999-Şırnak Polis Özel Harekât Timler Amirliği görevi
1999-2000-Tokat Özel Harekât Tim Amirliği
2000-Temmuz-Polis mesleğinden emekli oldum
Görevler ve Özgeçmişim-2
MİT-Denetimi-Ergenekon faaliyetlerine katılmam
Eylül 2001 tarihinde Refik Nuhoğlu'nun daveti üzerine bu fâaliyetlere katıldım. Halen bu

çalışmaların içerisinde bulunuyorum.


Yüzlerce operasyon onlarca sıcak temas çatışmalarına katıldım.

Tuğgeneral Yılmaz Küçükseyhan ve Tuğgeneral Halil Şimşek.


82 / 2271
1994-1996-Direkt kendilerine bağlı Terminatör (Piyade Öze Harekât) Timlerini komutan

vekili olarak yönettim.


Sayı: 3
Ergenekon-Organizasyonu

Amaç ve kapsamları


TC. Devleti üniter yapısını yıkmaya çalışan tüm yasadışı zararlı faaliyetlere karşı yurt içi

ve yurt dışında!


Polis ve resmi güvenlik önlemlerinin dışında işbu teşkilatların görev alanlarına zarar

verici çalışmalara yönelmeden çok gizli yöntemler geliştirecek.


Uygulanan faaliyet konuları
1)İstihbarat toplama, toplanan istihbarata göre hızlı karşı yapılanma ile çalışmalar
A)Yasadışı örgütlere yardım yataklık yapan, para fınans sağlayan holding ve zenginlerin

tespiti
B)Yabancı ajan (Casuslar ilepart taym çalışan uç elemanlarının tespiti)


CjYabancı ajan (Casuslar ve işbirlikçilerinin yurt içinde zararlı atık maddeler

bırakmaları. Civa ve önemli kritik maden v.b. faaliyetinin önlenmesi)


Kemal Şahin duruşmadaki beyanında; Emniyette ve Sorgu Hâkimi önünde verdiği ifadeleri

kabul ettiğini, Cumhuriyet savcılığında ise sadece iki dakika kaldığını, ifade tutanağında

yazılı sözleri söylemediğini, montaj yapılmış olduğundan Cumhuriyet savcılılığı ifadesini

reddettiğini,


Gaziantep 'te Polis memuru olarak görevli iken 1983 yılında İstanbul 'a gönderilerek Tuzla

Piyade Okulunda Genelkurmay Başkanlığı Özel Kuvvetler Komutanlığının profesyonel

komando hocalarından Özel Harekât kursu aldığını, kurs verenler arasında Erdoğan ve

Kâşif isimli Subaylar olduğunu hatırlamakla birlikte Muzaffer Tekin 'i tanımadığını ve

hatırlamadığını, dövüş sporlarında milli antrenörlük ve hakemlikleri olduğunu, Emniyet

Genel Müdürlüğü bünyesinde çeşitli yerlerde Polis memuru olarak görev yaptıktan sonra

1999 yılında atandığı Tokat Özel Harekât Şubesinden 2000 yılında emekliye ayrıldığını,
Güvenlik sektöründe iş bulmak için 2000yılında İstanbul'a geldiğini, Birol Abanoz isimli

Polis memuru arkadaşının bu konuda yardımcı olması için tanıştırdığı Ahmet Cinali'nin

bir süre sonra kendisini Ankara'ya çağırdığını, emekli eski Özel Harekâtçı Polis Memuru

Feridun Refik Nuhoğlu ve Beden Eğitimi Öğretmeni Mehmet Murat Yücel isimli

arkadaşları ile İsmail Yıldız'a ait SESAR isimli şirkete gittiklerini, burada Ahmet Cinali ve

bir başka kişinin de bulunduğu ortamda İsmail Yıldız ile iş konusunda görüşme yapmış

iseler de bir sonuç alamadıklarım, 2002 yılında İsmail Yıldız 'ın çağırmaları üzerine

İstanbul'da yine iş konusunda iki ayrı kez buluşup konuştuklarını, bir tanesinin


Türkmenistan eski Büyükelçisinin korunması konulu olan bu görüşmelerden de sonuç

alamadığını, bundan sonra İsmail Yıldız ile görüşmelerinin olmadığını,


Depresyonda olduğu bir dönemde, mesleki tecrübeleri ve tüm yaşantısının birikimden

yararlanarak Türkiye 'nin bütünlüğünü savunan söz konusu yazıları yazıp şemaları

çizdiğini, kimseye soru sormadığını ve de yardım almadığını, milliyetçi görüşe sahip

olduğu için kendi hayalinin mahsulü olan bu yapılanmaya Ergenekon ismi verdiğini,

bunları İsmail Yıldız'a verdiğini hatırlamadığını, İstanbul Üsküdar'daki Asya Spor

Okulunda bulunan spor diplomaları arasında iken ortadan kaybolup 5 yıl sonra Ankara 'da

İsmail Yıldız 'ın işyerinde bulunduğunun söylendiğini, kendisinin Ergenekon veya

Gladyonun varlığını ve anlamını bilmediğini, ancak bu tür yapılanmalar ile ilgisi

olmadığını savunmuştur.
İsmail Yıldız, benzer olan Emniyet ve Cumhuriyet savcılığı ifadelerinde; Kemal Şahin 'i ilk

olarak 2000 yılında Ankara'daki işyerine geldiğinde gördüğünü, kısa bir süre

görüştüklerini, bir ay kadar sonra İstanbul'da buluştuklarında çocuğunun hasta

olduğundan bahisle para istediğini, kendisine soğuk davrandığını ve para vermediğini,

dengesiz birisi olduğunu gözlediğinden iletişimini devam ettirmediğini, daha sonra işyeri

olan SESAR 'a posta yolu ile gelen, üzerinde göndericisi yazmayan bir zarftan söz konusu 5

sayfalık el yazısı belgenin çıktığını, bunların içeriğini ve ne amaçla kendisine

gönderildiğini bilmediğini söylemiş. Sorgu Hâkimliği önünde emniyet ve savcılık

aşamasındaki bu ifadelerinin doğruluğunu kabul etmiştir.
İsmail Yıldız duruşmadaki beyanında; Ahmet Cinali ile Ankara DGM eski Cumhuriyet

Başsavcısı Nusret Demiral'ın ofisinde iken OHAL Vali Yardımcılığı yapmış Mülkiye

Başmüfettişi Özcan Erdoğan tarafından tanıştırıldıklarını, daha sonraki dönemde

kendisinin Özcan Erdoğan'a sahibi olduğu SESAR şirketi adına yeni bir proje için

araştırmacı personele ihtiyaç duyduğunu söylediğini, Özcan Erdoğan'ın da kendisine

Ahmet Cinali vasıtası ile Feridun Refik Nuhoğlu, Mehmet Murat Yücel ve Kemal Şahin 'i

gönderdiğini, kendisinin bu kişileri yapılacak iş ile uyumlu görmeyerek işe almadığını,

ancak Kemal Şahin 'e iş bulunması konusunda birkaç buluşma ve konuşmalarının olduğunu

söylemiştir.
Ferudun Refik Nuhoğlu duruşmadaki savunmasında; Kemal Şahin 'in Ergenekon örgütü

hakkındaki yazı ve şemaları hakkında bilgisi olmadığını, burada yazdığı gibi Kemal

Şahin'i Ergenekon içinde faaliyette bulunmaya davet etmediğini, Ergenekon örgütü

hakkında da bilgi sahibi olmadığını, bunların hayal ürünü olduğunu,


Kendisine, Kemal Şahin'in 2002 de geçirdiği psikolojik rahatsızlık sonucu bu yazıları

kaleme aldığını savunduğu hatırlatılarak, Kemal Şahin'in bu rahatsızlığına şahit olup

olmadığının sorulması üzerine; 2000 yılından itibaren tanıdığı Kemal Şahin 'in böyle bir

rahatsızlığı olduğuna şahit olmadığını, evinde yapılan aramada bulunan bir disket

içerisindeki "İstihbarat aracı" hakkındaki projeden bilgi sahibi olmadığını, bu disketin

kendisine ait olmadığını, evine nasıl geldiğini de bilmediğini savunmuştur.


Mehmet Murat Yücel duruşmadaki savunmasında; Kendisinin isminin geçtiği Ergenekon

şemasını Kemal Şahin 'in bizzat ifade ettiği gibi, Güneydoğu bölgesinde yaptığı görevden

kaynaklanan bir sendrom sonucu yazdığını düşündüğünü, kendisinin Kemal Şahin 'in bu

tür bir rahatsızlığı bulunduğuna şahit olmadığını, Ergenekon örgütünü bilmediğini,


84 /2271
varlığına da inanmadığını, Emniyette baskı altına alındığını, gözaltında iken

uyutulmadığını, ilaçlarının verilmediğini, bu şartlarda yanıltılarak ifadesinin alındığını ve

İsmail Yıldız 'ı Bülent ismi ve Merkez Valisi sıfatı ile tanıdığına dair fotoğraf teşhisi

yaptırıldığını, Cumhuriyet savcılığında ise ifade alınmadığını, hazır bir tutanağa imza

attırıldığını, bu tutanakları da okumadan imzaladığını, söz konusu toplantıda gördüğü

kişiyi duruşma salonunda bulunan İsmail Yıldız 'a benzettiğini savunmuştur.


Duruşmada Tanık olarak dinlenen Özcan Erdoğan; İsmail Yıldız ile 19901ı yıllarda

hemşeri toplantılarında karşılaştıklarını, İsmail Yıldız 1 sahibi olduğu SESAR şirketi adına

yapılan kamuoyu araştırmalarını o dönemde kendisinin danışmanlık yaptığı bazı

Bakanlıklara getirdiğinde de gördüğünü, kendisinin de birkaç kez SESAR Şirketine

gittiğini, İsmail Yıldız 'a herhangi bir belge verdiğini hatırlamadığını, 2001 yılından sonra

da görüşmediklerini, Ahmet Cinai i, Kemal Şahin, Mehmet Murat Yücel ve Ferudun Refik

Nuhoğlu'nu tanımadığını ve bu kişileri İsmail Yıldız İn yanına göndermediğini ifade

etmiştir.


Yüksek Yargıtay'ın müstakar uygulaması, Terör örgütüne verilen özgeçmiş raporunun

Terör örgütü üyeliğinin delili, ilgilinin de Terör örgütü üyesi olarak cezalandırılmasının

gerekçesi olarak kabul edilmesi gerektiği şeklindedir.
Kemal Şahin'in eli ürünü olduğu, İsmail Yıldız'a verildiği konusunda kuşku bulunmayan

bu yazılar özgeçmiş raporudur. Kemal Şahin bu yazılarında açık olarak Ergenekon örgütü

adına faaliyette bulunduğunu ifade etmektedir. Bu nitelikleri itibari ile bu özgeçmiş

raporunun Ergenekon Terör Örgütünün varlığına dair "Yazılı delil" olarak kabul edilmesi

gerektiği mütalaa edilmiştir.
Kemal Şahin'in söz konusu özgeçmiş raporu konusundaki savunması, bunları geçmişte

yaşadığı psikolojik sendrom sonucu yazdığıdır. Buna göre Kemal Şahin, Genelkurmay

Başkanlığı bünyesinde düzenlenen Özel Harekât Kursunda Özel Kuvvetler Komutanlığı

uzmanlarından eğitim aldığı, Emniyet Teşkilatı bünyesinde düzenlenen Özel Harekât

kurslarında hocalık yaptığı, emekli olduktan sonra özel güvenlik şirketlerinde sorumlu

düzeyde çalıştığı ve nihayetinde Mahkemede savunma yaptığı tarihte psikolojik açıdan

sağlıklı, özgeçmiş raporunu kaleme aldığı tarihte ise psikolojik sendrom geçirmektedir.

Geçmiş dönem olması nedeni ile araştırılarak adli bir rapora bağlanması da mümkün

olmayan bu savunmaya itibar edilemez. Ayrıca, Kemal Şahin'i eskiden itibaren tanıyan

Ferudun Refik Nuhoğlu ve Mehmet Murat Yücel duruşmalarda Kemal Şahin'in geçmişte

psikolojik bir rahatsızlık geçirdiğine tanık olmadıklarını ifade etmişlerdir.
Diğer yandan Kemal Şahin'in, hazırlamış olduğu bu özgeçmiş raporunu İsmail Yıldız'a

vermediği şeklindeki savunmasının da gerçeği yansıtmadığı anlaşılmıştır. Bu yazılar İsmail

Yıldız'ın işyerinde yapılan aramada ele geçmiş, İsmail Yıldız da savunmasında bunların

işyerinde bulunduğunu kabul ederek, kendisine üzerinde göndericisi yazılı olmayan bir

zarf içinde, posta yolu ile gönderildiğini savunmuştur. İsmail Yıldız'ın savunmasının, bu

özgeçmiş raporunun kendisine isimsiz posta geldiği, içeriğini incelemediğine dair kısmı da

hayatın olağan akışına göre itibar edilir mahiyette bulunmamaktadır. Bu yazıların

kendisine posta ile geldiğini ispat eder herhangi bir delil de gösterememiştir. Kemal Şahin,

İsmail Yıldız ile tanışan ve yüz yüze görüşmeleri olan birisidir. Özgeçmiş raporuna ismini

ve telefon numaralarını da yazmıştır. İsmail Yıldız, bu özgeçmiş raporu ve ekli yazıların ne


85/2271
amaçla ve hangi düşünce ile isimsiz posta ile kendisine gönderildiğini tespit edip

anlayabilecek durumdadır.


Kemal Şahin, Ferudun Refik Nuhoğlu ve Mehmet Murat Yücel, benzer olan ifadelerine

göre İsmail Yıldız'ın yanına özel güvenlik konusunda iş görüşmesi yapmak için

gitmişlerdir. Bu irtibatı sağlayan kişi, dosya kapsamına göre Veli Küçük ile bağlantısı olan

Ahmet Cinali'dir. İsmail Yıldız, muhtevası farklı olmakla birlikte bu kişiler ile iş

görüşmesi yapmak için bir araya geldiğini söylemiştir. Olayın gelişimi bütün olarak ele

alındığında, Kemal Şahin'in söz konusu özgeçmiş raporunu, yüz yüze görüşmelerinden

birisinde İsmail Yıldız'a verdiğinin kabulü hayatın olağan akışına uygun düşmektedir.
Kemal Şahin'in, Kriminal rapor ile de kendi eli ürünü olduğu ortaya konduğundan artık

inkâr yoluna gitmesi inandırıcı olmayacak bu özgeçmiş raporunu kıymetten düşürmek için,

psikolojik rahatsızlık geçirdiği, müdafi eşliğinde alınsa dahi önceki aşama ifadelerindeki

bazı bölümleri kabul etmediği savunmasını geliştirdiği, bağlantılı kişilerin de herhangi bir

delili olmayan bu savunmalara katıldıkları, bu şekildeki beyan ve ifadelerin cezadan

kurtulmaya yönelik, itibar edilemeyecek savunmalar olduğu anlaşılmaktadır.


Kemal Şahin'in, o dönem itibari ile içinde olduğu güvenlik sektöründeki işlerine yardımcı

olunması veya örgütün değişik bir biriminde istihdamının sağlanması amacı ile diğer

birçok Terör örgütü davalarında görüldüğü gibi bir özgeçmiş raporu hazırladığı, 2004

yılında kaleme aldığını ifade ettiği bu raporda açık olarak 2001 yılında Ergenekon

örgütüne katıldığını ve halen içinde bulunduğunu ifade ederek faaliyetlerini anlattığı ve

Ergenekon Terör Örgütünün değerlendirmesine sunması için Levent Ersöz. Hasan Atilla

Uğur ile de örgüt irtibatı sabit olan İsmail Yıldız'a verdiği mütalaa edilmiştir.
5)SEVGİ ERENEROL'DA BULUNAN 20 VE İLYAS ÇINAR'DA BULUNAN 51

NOLU CD İÇERİSİNDEKİ "KURTLAR VADİSİ-ERGENEKON" İSİMLİ BELGE


Sevgi Erenerol'un işyeri aramasında bulunan bir CD içerisinde "Kurtlar Vadisi-

Ergenekon" isimli bir MSword belgesi bulunmaktadır. Elektronik özelliklerinden bu

belgenin 30.03.2005 tarihinde oluşturulup 30.05.2005 tarihinde son kez kaydedildiği

anlaşılabilmektedir.


İlyas Çınar'ın ev aramasında da CD içerisinde de aynı elektronik özellik ve içeriğe sahip

bu belge bulunmuştur. Deniz Kuvvetleri Komutanlığından Kurmay Kıdemli Albay


Yüklə 31,9 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   9   10   11   12   13   14   15   16   ...   335




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin