Tez özetleri Astronomi ve Uzay Bilimleri Anabilim Dalı


Forests And Potential Solutions



Yüklə 1,03 Mb.
səhifə7/19
tarix17.11.2017
ölçüsü1,03 Mb.
#31999
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   ...   19

Forests And Potential Solutions
Forest resources accomplish several functions that affect public life. Of which the functions of cleaning air, providing healthy living environment, creating scenic beauty, protection topsoil from erosion, improving climate and regulating water flowage are among the most prominent services that they supply. Due to such irrevocable characteristics of forest resources and their impact in social life, a long lasting connection between those resources and cummunities existed despite an apparent changes of enjoyment. Then, the science and practicing of forestry emerged at this point. The purpose of forestry is to assure optimal yields and benefits via protecting existing forests, developing its size and quality and ensuring its sustainability. Legislative provisions is one of the tools that contributes more to reach such objectives. Legal provisions that make up forest legislation are set up on main pillars of Turkish forestry and those pillars are specified as sustainability, state ownership and state enterprise.
It is essential to emphasize one more time that the main principle is state ownership and state enterprise. This principle is secured by the article 169 of the Constitution of 1982. To the article, the ownership of state forests cannot be transferred to others and state forests are administered and managed by the State according to legal provisions. Under such a structure some exeptional use rights and privileges for interest groups are recognized by law based upon relevant provisions in forest legislation. Initially those rights used to be more relevant to exploiting woody materials of forests resources, whereas it was nowadays shifted to exercise use rights in forestlands rather than woody materials. The rights conveyed to private entities have been more strongly implemented than that of an owner has. Thus, enjoying from forests has always been a subject matter of severe quarrel and opposition for many years.
In this study, legal measures, provisioned in the article 16,17,18 and 115 of the Forest Code about issuing construction permits on forestlands, are investigated. In other words, legal basis for right to consturction, may be named as it is in brief, is examined.

The purpose of this study is to identify the problems emerge from the implementation of the article 16,17,18 and 115 of the Forest Code, to make recommendations intended for preventing abusing those rights and amending forest legislation. Beyond that, the concept “public benefits”, being the main element of that right, will be analysed and explained in detail.



KHOROSHI EISALOU Hosein

Danışman : Prof.Dr. Kamil ŞENGÖNÜL

Anabilim Dalı : Orman Mühendisliği

Programı : Havza Yönetimi

Mezuniyet Yılı : 2010

Tez Savunma Jürisi : Prof. Dr. Kamil ŞENGÖNÜL

Prof. Dr. Refik KARAGÜL

Prof. Dr. M.Emin SAVCI

Porf. Dr. Ferhat GÖKBULAK

Doç. Dr. Yusuf SERENGİL


Farklı Orman Ölü Örtülerinin Su Kalitesi Üzerine Etkileri
Bilindiği gibi yağış havzalarında, bitki örtüsü, su verimi ve kalitesi üzerinde doğrudan etkili bir faktördür. Bir yağış havzasında yağış miktarını ve suyun depolandığı toprak özelliklerini değiştirmek mümkün bulunmamasına karşılık havzanın bitki örtüsünün cinsi, sıklığı, yaşı, yapısı ve toprak yüzeyinde ölü örtü gibi özellikleri hem su verimini hem de su kalitesini doğrudan etkilemektedir. Özellikle bitki – toprak – su ilişkileri çerçevesinde ölü örtü önemli bir röle sahiptir. Hidrolojik döngüde, orman ölü örtülerinin, dere akımları ve su verimi üzerindeki etkileri yanı sıra, yağış sularının tutulup toprağa iletilmesi aşamasında, toprak yüzeyinde bir infiltrasyon katmanı işlevi üslenerek su kalitesini de etkilemektedir. Bu araştırmada farklı ölü örtüde sözkonusu etkinin ne kadar olacağını ortaya koymak önem taşımaktadır.Araştırma alanı İstanbul ili, Sarıyer ilçesi, Bahçeköy sınırları içinde yer alan Belgrad Ormanı’nın bir parçası olan Atatürk Arboretumu içerisinde yer almaktadır. Bu araştırmada, farklı orman ölü örtülerinden filtre olan su, orman altı yağış ve açık alana düşen yağmur sularını karşılaştırmak amacı ile rastlantı tekniğine dayanarak yapraklı ve iğne yapraklı olmak üzere üç farklı meşçere tipi belirlenmiştir. Deneme alanları için karaçam (Pinus nigra pallasiana), meşe (Quercus petraea (Mattuschka) Lieb ve Q. robur L) ve kayın ( Fagus orientalis ) meşçereleri olmak üzere üç farklı ağaç türü seçilmiştir. Farklı orman altında gelişen ölü örtülerden infiltire olan suların toplanması amacı ile bir düzenek geliştirilmiştir. Ayrıca karşılaştırmak amacı ile orman ağaçlarının tepe çatısından damlamak suretiyle toprağa ulaşan ve orman altı yağış olarak nitelendirilen yağış ve açık alana düşen yağışlardan da su örnekleri alınması için yağış toplama kapları kullanılmıştır.Deneme alanlarından su örnekleri Aralık 2007 yılında alınmaya başlamış ve Haziran 2009 yılında sona erdirilmiştir. Araştırma süresince toplam 30 kere su örneği alınabilmiştir. Alınan su örnekleri üzerinde Total Kjeldhal Azot, Total Fosfor, Permanganat Potasyum indeksi, Nitrat (NO3)-, Amonyak (NH3) , Sülfat (SO4)2- , Klorürür (Cl)-, Na+, K+, Ca+, Mg2+, Fe, pH, Elektrik İletkenliği (E.C.) ve Kurşun (Pb) miktarı bakımından kimyasal analiz yapılmıştır. Yapılan analiz sonucunda farklı ağaç türlerine ait ölü örtü, orman altı ve yağmur suyuna ilişkin elde edilen veriler birbirleri ile karşılaştırılmış ve gereken istatistik değerlendirmeler yapılmıştır.Yapılan değerlendirmeler sonucu orman altı karaçamda pH miktarının orman altı meşe ve orman altı kayına nazaran daha düşük çıkmıştır ve farklı ölü örtülerde pH miktarının ağaç türlerine göre farklılık gösterdiği ortaya çıkmıştır. Ayrıca iletkenlik açısından ölü örtü meşe, Kayın ve karaçamda bulunan iletkenlik değeri, aynı ağaç türlerine ait orman altı yağış ve yağmur suyuna nazaran ciddi bir artış göstermiştir. Ağaç türlerini dikkate almaksızın ortalama iletkenlik değeri ölü örtü de 131,15 µs olmuştur.Araştırmamız sırasında ölü örtülerde sülfat miktarı önemli derecede azalma göstererek yaklaşık 1 mg/l seviyesine inmiştir. Başka bir ifade ile sülfat ölü örtü tarafında tamponlanmıştır. Magnezyum miktarı farklı ağaç türlerine ait ölü örtülerde, aynı ağaç türünün orman altı yağış ve yağmur suyuna göre önemli derecede artış göstermiştir. Bunun yanı sıra amonyak miktarının yağmur suyu ile farklı ağaç türlerine ait orman altı ve ölü örtülerinde önemli bir değer farkı olmamıştır. Diğer taraftan organik madde miktarı göstergesi olan permanganat indeksi, farklı ağaç türlerine ait orman altı su örneklerinde yağmur suyuna kıyasla önemli derecede artış göstermiştir. En fazla permanganat indeksi değeri ise karaçam ölü örtüsünde ortaya çıkmıştır. Diğer bir değim ile iğne yapraklı olan karaçamda organik madde miktarının daha fazla olduğunu söylemek mümkündür. Ortalama alüminyum değeri yağmur suyunda 0.37 mg/l olmuştur ve farklı ağaç türlerin orman altlarına (OA Meşe, OA Kayın ve OA Karaçam) ait alüminyum değerleri statiksel anlamda yağmur suyu ile önemli bir farklılık göstermemiştir. Ölü örtü meşe, Kayın ve karaçamda alüminyum değeri aynı ağaç türlerinin orman altı ve yağmur suyuna nazaran ciddi anlamda artış göstermiştir. Farklı ağaç türlerine ait ölü örtülerini dikkate aldığımızda alüminyum değeri açısından türler arası farklılık önemli olmamıştır.Ortalama TKN değeri yağmur suyunda 1.02 mg/l olmuştur. Farklı ağaç türlerin orman altılarına (OA Meşe, OA Kayın ve OA Karaçam) ait TKN değerleri ile yağmur suyu arasında önemli bir farklılık olmamıştır. Diğer bir ifade ile ağaç dal ve yapraklarından akan su TKN değeri üzerinde etkili olmamıştır. Buna karşılık ölü örtü meşe, Kayın ve karaçamda TKN miktarı önemli derecede artmıştır.

The Effects Of Different Forest Floors On Water Quality

As it is known, vegetation is a directly effective factor on rainfall basins' water yield and quality. In a rainfall basin, it is not possible to change the amount of rainfall and the properties of soil that store water, but the type, thickness, age, and structure of the basin’s vegetation, and properties such as the forest floor on the soil surface, directly affect both water quality and water yield. Especially, within the relations framework of Plant-Soil-Water, the forest floor has an important role. In a hydrological cycle, the forest floor affects not only stream flows and water yield but also water quality by undertaking an infiltration layer function on the soil surface during infiltration of rainfall water to the soil. In this study, it is important to determine the amount of the mentioned effect in different forest floors. The research area is located within Atatürk arboretum that is a part of Belgrad Forest in Bahçeköy, Sarıyer, Istanbul. In this research, throughfall, and rainwater falling on the field based on coincidence technique, including leaved and coniferous, three types of different stand were determined to compare the filtered water from different forest floors. In the experiment area, three kinds of stands including Pinus nigra pallasiana, Quercus Sp (Q. petraea (Mattuschka) Lieb ve Q. robur L). and Fagus orientalis were selected. In order to store the filtered water from developing forest floor under different forests, a mechanism was developed. In addition, in order to compare, rain-gauges were used to get water samples from rainfall that is known as throughfall reaching the soil through dripping from the roof peak of forest trees and also rainfall that drips to open fields. Water samples from the trial areas started to be taken in December 2007 and ended in June 2009. Water samples were taken a total of 30 times during the research period. Chemical analysis was done on the water samples, in point of the amount of total Kjeldhal Nitrogen, total Phosphorus, index of Potassium Permanganate, Nitrate ( NO3 )-, Ammonia ( NH3 ), sulfate ( SO4)2-, chloride (Cl )-, Na+, K+, Ca+, Mg2+, Fe, PH, Electrical Conductance ( E.C ) and lead ( Pb). As a result, the data obtained from forest floor, throughfall, and rainfall belonging to different tree species was compared and the required statistical analyses were done.According to the findings, the pH value of the Throughfall Pinus Nigra was lower than the under forest Oak and the under forest Beech pH value. In different under floors, according to the tree species, the pH values showed a difference. Furthermore, in terms of conductance, the conductance value in the forest floor of Oak, Beech, and Pinus Nigra showed a significant increase compared to the throughfall and rainfall of the same tree species. Regardless of the tree species, the average value of conductance in the forest floor was 131,15 µS/cm. In terms of Sulfate value, the amount of Sulfate in all forest floors including Oak, Beech, and Pinus nigra, by showing a significant decrease, had approximately decreased to 1mg/L level. In other words, the sulfate had been kept by the forest floor. The amount of magnesium in the forest floor of different tree species had increased significantly compared to the throughfall and rainfall water of the same tree species. Moreover, there was not any important difference in the amount of ammonium between rainfall water and throughfall and the forest floor of different tree species.On the other hand, Permanganate index as an indicator of the amount of organic matter had increased significantly at the under floor water samples of different tree species compared to rainfall water. The maximum value of permanganate index had emerged in the forest floor of Pinus Nigra. In other words, it is possible to say that the amount of organic material at coniferous Pinus Nigra is more.The average value of aluminium in rainfall water was 0.37 mg/L. Statistically, an important aluminium value difference was between different tree species’ throughfall (OA-Oak, OA-Beech, and OA-Larch) and rainfall water. The aluminium value in the forest floor of Oak, Beech, and Larch showed a more serious increase than the throughfall and rainfall water of the same tree species. When we consider the forest floors of different tree species in terms of aluminium value, there were not significant differences between species.The average value of TKN in the rain water was 1.02 mg /L. There was not any TKN value difference between the throughfall of different tree species and rainfall. In other words, flowing water on the tree branches and leaves had not affected the value of TKN. However, the amount of TKN in the forest floor of Oak, Beech, and Pinus nigra significantly increased.

EROL YURDAKUL Seçil
Danışman : Prof. Dr. Abdi EKİZOĞLU

Anabilim Dalı : Orman Mühendisliği

Programı : Ormancılık Politikası ve Yönetimi

Mezuniyet Yılı : 2010

Tez Savunma Jürisi : Prof. Dr. Abdi EKİZOĞLU

Prof. Dr. Aytuğ AKESEN

Prof. Dr. Ahmet TÜRKER

Prof. Dr. Cantürk GÜMÜŞ

Doç. Dr. İlker TOPÇU
Balıkesir Orman Bölge Müdürlüğü’nde Stratejik Yönetim Modeli Üzerine Araştırmalar

Bu çalışmanın öncelikli amacı ormancılıkta stratejik yönetim konusuna dikkat çekmek ve konuya ilişkin örnek alan bazında bir model geliştirmektir. Bu kapsamda araştırmada örnek alanda iç ve dış çevreyi analiz etme, örgütün güçlü ve zayıf yönleri ile karşı karşıya olduğu tehditler ve fırsatları belirleme ve bu doğrultuda stratejiler geliştirerek, bunların önceliklendirilmesi hedeflenmiştir. Öte yandan ilgi gruplarının beklenti ve yaklaşımlarını değerlendirerek sürecin gerçekleştirilmesi esas alınmıştır.

Bu bağlamda geliştirilen modelin örnek oluşturabilecek nitelikte olması amacıyla ülke ve bölgesel anlamda önem taşıyan bir bölge müdürlüğü, stratejik yönetim açısından incelenmiştir. Belirtilen yaklaşım doğrultusunda örnek alan olarak Balıkesir Orman Bölge Müdürlüğü seçilmiştir. Bu bölge müdürlüğünün örnek alan olarak seçilmesinde, odun üretimi, hizmet üretimi açısından ülkemizde önde gelen bir bölge müdürlüğü olması, ayrıca iş çeşitliği ve yoğunluğunun fazla olması, geniş bir örgüt yapısının bulunması etkili olmuştur.

Sözü edilen örnek alanda bulgulara ulaşmak için çeşitli aşamalar izlenmiş ve çeşitli yöntemler uygulanmıştır. Önce SWOT analizi kullanılarak Balıkesir Orman Bölge Müdürlüğünün iç ve dış çevre değerlendirmeleri yapılmıştır. Bu yolla örgütün güçlü ve zayıf yönleri ile karşı karşıya olduğu fırsat ve tehditler belirlenmiştir. Daha sonra örgütün misyon, vizyon ve temel değerleri ortaya konulmuştur. Bu çalışmalar dışında ilgi gruplarının beklenti ve değerlendirmelerini de sürece katmak amacıyla anketler uygulanmıştır. Örnek seçimi ve ilgi grupları aracılığıyla elde edilen verileri değerlendirmek amacıyla; Güvenilirlik Analizi, Kümeleme Analizi, Çok Boyutlu Ölçekleme, t testi, Tek Yönlü ANOVA yöntemlerinden yararlanılmıştır.

Daha sonra, SWOT analizi ve ilgi gruplarının yaklaşımlarından elde edilen bulgulardan yararlanarak strateji başlıkları belirlenmiştir. Ardından bu strateji başlıkları hem bölge müdürlüğü hem de işletme müdürlükleri için ayrı ayrı, alan yöneticileri tarafından önceliklendirilmiştir. Bu önceliklendirmede AHS (Analitik Hiyerarşi Süreci) Puanlama yöntemine başvurulmuştur. Sonuç olarak belirtilen strateji önceliklendirmeleri ve ulaşılan diğer bulgular ışığında çeşitli öneriler geliştirilmiştir.
Research On Strategıc Management Model In Regıonal Forest Dırectorate Of Balıkesır

The main aim of this research is to point out to the strategic management subject in forestry and to design a model for a sample unit. It is also aimed to assess the internal and external envrionment and to identify the strenghts, weaknesses, opportunities, and threats and also to formulate and prioritize strategies. Furthermore, determining the expectations and approaches of interest groups and involving these findings to the process is essential for this study.

n this context, the study is focused on strategic management model for a regional forest directorate having importance for both regioanl and national level in order to make the model an epitome. For this purpose Regional Forest Directorate of Balıkesir is chosen as sample area. The main factors of this choice are that Regional Forest Directorate of Balıkesir is one of the leading provincial organizations in wood and high variety and intensity of service production and also extensive organizational structure of the directorate.

Various phases are followed and different methods are used to reach the findings. First of all the inretnal and external environment of Regional Forest Directorate of Balıkesir is examined bu using SWOT analysis. By this way strengths, weaknesses, opportunities and threats of the organization are identified. Then mission, vision and main values of the organization are determined. Morover, different questionnaires which aimed to provide participation of the interest groups by setting their expectaions and approaches related with the regional forest directorate were conducted. Reliability Analysis, Cluster Analysis, Multidimensional Scaling, t-test, One-way ANOVA methods are used in sampling and investigatiın of data achieved by interest groups.

Afterwards strategy titles was determined through the findings of SWOT analysis and approaches of interest groups. Then these strategy titles were seperately prioritized by land managers for both regional directorate and forest enterprises. Analytic Hierarachy Process (AHP) –Rating Approach- was used in this prioritization. Consequently, in the light of the pritoritized strategis and other findings some solutions are proposed.

AKGÜN Bilge
Danışman : Prof. Dr. Aytuğ AKESEN

Anabilim Dalı : Orman Mühendisliği

Programı : Ormancılık Politikası ve Yönetimi

Mezuniyet Yılı : 2010

Tez Savunma Jürisi : Prof. Dr. Aytuğ AKESEN

Prof. Dr. Abdi EKİZOĞLU

Prof. Dr. Hüseyin DİRİK

Prof. Dr. Cantürk GÜMÜŞ

Doç. Dr. Haldun MÜDERRİSOĞLU

Kazdağı Ulusal Parkı (Balıkesir) Ve Yakın Çevresinde Ekoturizm Modeli Üzerine Araştırmalar

Bu çalışmanın temel amacı Kazdağı Ulusal Parkı’nın ekoturizm amaçlı planlanmasına yönelik bir model oluşturmaktır. Bu kapsamda, araştırmada katılımcı planlama temel alınarak bir ekoturizm planının oluşturulması amaçlanmaktadır. Böylece, alanın kaynak değerlerini korumayı temel amaç kabul ederek kırsal kalkınmayı teşvik edecek bir ekoturizm planının oluşturulması hedeflenmiştir.

Bu bağlamda öncelikle alanın yakın çevresinde yaşayan halkın Kazdağı Ulusal Parkına yönelik tutumlarını ve ekoturizmden beklentilerini ortaya koymak amacıyla anket çalışması gerçekleştirilmiştir. İkinci aşamada, alana gelen ziyaretçilerin özellikleri, alandan sağladıkları memnuniyet ve alanın kaynak değerleri ile olan ilişkilerini ortaya koymak amacıyla ikinci bir anket formu hazırlanarak, ziyaretçilere uygulanmıştır. Son olarak, çalışmanın hedefleri arasında yer alan katılımcı planlama yaklaşımını ortaya koyabilmek amacıyla Kazdağı Ulusal Parkının ekoturizm amaçlı planlamasında rol üstlenebilecek ilgi grupları belirlenmiştir. Oluşturulan üçüncü bir anket bu ilgi gruplarına uygulanmıştır. Tüm anketler SPSS programında tanımsal istatistik değerleri ve frekans dağılımları bulunarak ve Tek Yönlü Anova yöntemi kullanılarak incelenmiştir.

Böylece, ekoturizmin temel öğlerini oluşturulan doğal ve kültürel kaynakların korunması, sürdürülebilir toplumsal gelişim ve ekoturizm planlamasında ve yönetiminde katılımcılık gibi hususlar çerçevesinde Kazdağı Ulusal Parkı için bir ekoturizm modelinin genel hatları ortaya konulmuştur. Çalışma boyunca arazi çalışmaları sırasında karşılaşılan sorunlara yönelik çözüm önerileri sunulmuştur. Ayrıca tüm anketlerin analiz edilmesi sonucu elde edilen bulgular ile ilgili değerlendirmeler yapılmıştır.




Investigation of Ecotourism Model in Kazdağı National Park (Balıkesir) And Its Surroundings

The primary objective of this study is to establish an ecotourism model for Kazdağı National Park with a participatory approach. The essential elements of the plan include conservation of the Park’s natural resources and support for the local community and the welfare of its people.

As a first step, a survey was conducted to determine the expectations and perspectives of the local community members, regarding Kazdağı National Park. A second survey was conducted to determine the perspectives of the Park’s visitors, including their level of satisfaction with the Park and their interest in the Park’s natural resources. Finally, a third survey was conducted to include participation of the interest groups, and determine their expectations and perspectives. Conclusions were then drawn, based on data evaluation methods including the Frequency Range, One-way ANOVA and digital maps. The Q-GIS program was used for land modeling and analysis of these maps

The Kazdağı National Park Ecotourism Plan’s benchmarks were formulated according to basic elements of ecotourism as conservation of natural and cultural resources, sustainable community development and participation in ecotourism planning and management. Also some solutions are given about issues which appeared at land studies. Then, after evaluating all surveys, solutions were proposed for the challenges that were outlined in this study.




ÇETİN Bilal
Danışman : Prof. Dr. Melih BOYDAK

Anabilim Dalı : Orman Mühendisliği

Programı : Silvikültür

Mezuniyet Yılı : 2010

Tez Savunma Jürisi : Prof. Dr. Melih BOYDAK

Prof. Dr. Cemil ATA

Prof. Dr. H. Ferhat BOZKUŞ

Prof. Dr. Hüseyin DİRİK

Doç. Dr. Emrah ÇİÇEK

Mersin Yöresinde Kızılçam (Pinus Brutia Ten.) Kozalak Ve Tohumuna Ait Bazı Özelliklerin Yükseltiye Bağlı Değişimi
Bu çalışmada, Anamur ve Mersin yörelerinden seçilen 2 kesitteki 4’er yükselti kuşağından (0-400 m, 400-800 m, 800-1200 m ve ≥1200 m) toplanan kızılçam (Pinus brutia Ten.) tohumlarının morfolojik, fizyolojik ve kantite özelliklerinin yükselti kuşaklarına göre değişimi araştırılmıştır. Araştırılan morfolojik özellikler; kabuk kalınlığı, tohum boyu, geniş çapı, dar çapı, fizyolojik özellikler; optimum çimlenme sıcaklığı, soğuk katlama, nem denetimli çıplak katlama (NDÇK), ozmotik stres ile koşullandırmanın (PEG-6000) çimlendirmeye etkileri ve kantite özellikleri; 1000 tane ağırlığı ve endosperm ağırlığının tohum ağırlığına oranı (ETO) olarak belirlenmiştir. Buna ek olarak tohumların nem düzeyi ve ısıtılan tohumların çimlenme özellikleri de incelenmiştir. Ayrıca, her iki kesitte, gençliklerin konelet ve kozalak tutma yaşları saptanmıştır. Sadece Anamur kesitinde ise, farklı bir yükselti kuşağı sınıflandırması ile alt (0-250 m) ve üst (750-1000 m) yükselti kuşaklarında, yıllayan kozalakların tespiti yapılarak, yükseltiye bağlı değişimi de araştırılmıştır.

Kızılçam tohumları ve kozalakları ile ilgili yapılan ölçüm, sayım ve çimlendirme denemelerinden elde edilen verilerin değerlendirilmesinde t testi, varyans analizi ve Duncan testi uygulanmıştır. Yapılan istatistiki analizler sonucunda, kızılçamın bazı kozalak ve tohum özelliklerinin yükseltiye bağlı olarak değişimi ile ilgili olarak aşağıdaki bulgular elde edilmiştir.

Kesitler ve yükselti kuşakları birlikte değerlendirildiğinde, tohumun morfolojik özellikleri; tohum boyu, geniş çapı ve dar çapı yükselti kuşaklarına göre farklılık göstermiş ve düzensiz bir sıralanma olmuştur. Kabuk kalınlığı, Anamur kesitinde, alt yükselti kuşağından üst yükselti kuşağına doğru düzenli artarken, Mersin kesitinde kabuk kalınlıkları yükselti kuşağına göre rastgele sıralanmıştır. Genel ortalama değerler olarak tohumun; boyu 7.43 mm, geniş çapı 4.69 mm, dar çapı 3.37 mm ve kabuk kalınlığı 0.426 mm, olarak saptanmıştır.

Tohumların kantite özelliklerinden 1000 tane ağırlığı ve ETO değerleri kesitlere ve yükselti kuşaklarına göre farklılıklar göstermiş ve yükselti kuşaklarına göre düzensiz bir dağılım göstermiştir. Genel ortalama değerler olarak, tohumun 1000 tane ağırlığı 55.04 (58.77-52.11) gr ve ETO 0.3864 düzeyinde bulunmuştur.


Kesitler ve yükselti kuşakları birlikte değerlendirildiğinde, tohumun hava kurusu nemi ve tam doygunluk nemi yükselti kuşaklarına göre önemli bir farklılık göstermemiştir. Genel ortalama değerler olarak tohumun; hava kurusu nemi %8.26, tam doygunluk nemi %34.42, olarak bulunmuştur.

Kızılçam tohumlarında optimum çimlenmeler her iki kesitte ve bütün yükselti kuşaklarında 20 (21) oC’de olmuştur. Yapılan çimlendirme denemelerine göre, yükseltinin artmasıyla çimlenme performansları düşmüştür. Alt yükselti kuşağında (0-400 m) daha düşük sıcaklıkta (15 oC) yüksek çimlenme yüzdesi elde edilirken, orta ve özellikle yüksek kuşakta 24 oC’deki çimlenmeler 15 oC’deki çimlenme yüzdelerinden daha fazla olmuştur.

Soğuk katlamaya ve nem denetimli çıplak katlamaya (NDÇK) alınan tohumların çimlenme performansları bütün yükselti kuşaklarında kontrol örneklerine göre artmış, özelllikle üst yükselti kuşaklarındaki artış, oransal olarak daha fazla olmuştur. Tohumların çimlenme performansları, genel olarak alt yükselti kuşağından üst yükselti kuşağına doğru azalmıştır. Her iki katlama yönteminde (soğuk katlama ve NDÇK) ve bütün katlama sürelerinde (30, 60 ve 90 gün) tohumların çimlenme performansları artmıştır. Soğuk katlamada 60 günlük, NDÇK’da ise 90 günlük katlamalardaki çimlenmeler, diğer katlama sürelerine göre biraz daha yüksek bulunmuştur.

Ozmotik stres ile koşullandırılan tohumlarda çimlenme yüzdesi, çimlenme değeri ve çimlenme hızı, kontrol denemelerine göre artmıştır. Çimlenme yüzdesi ve çimlenme değerleri alt yükselti kuşağından üst yükselti kuşağına doğru azalmıştır. Koşullandırılan tohumlarda, özellikle 15 ve 25 oC’lerde yapılan çimlendirmelerdeki artışlar, 20 oC’deki çimlendirmelerden oransal olarak daha fazla olmuştur. Ozmotik stres ile koşullandırmada en iyi sonuç, 7 gün koşullandırma süresi ve -4 bar düzeyinde elde edilmiştir.

Isıtılan tohumlarda çimlenme yüzdeleri ve çimlenme değerleri, genel olarak alt yükselti kuşağından üst yükselti kuşağına doğru azalmıştır. 150 oC’de ısıtılan tüm tohumlarda 1 dakika ısıtma süresinde kontrole yakın çimlenmeler elde edilirken, 3 dakika ısıtma süresinde çimlenmelerde önemli oranda düşüşler olmuştur. 5 dakikalık ısıtma süresinde ise ancak bazı yükselti kuşaklarında ve az miktarlarda çimlenmeler gözlenmiştir. 7 dakika ısıtma süresinde ise, bütün yükselti kuşaklarında hiç çimlenme olmamıştır. 75, 100 ve 125 oC’lerde 5, 10, 15 ve 20 dakika ısıtılan tohumlarda ise, aşağıdaki bulgular elde edilmiştir. 75 oC’de belirtilen sürelerde ısıtılan tüm tohum örneklerinde kontrolden daha yüksek çimlenmeler elde edilmiştir. 100 oC ısıtma sıcaklığında, bütün ısıtma sürelerinde, kontrol örneklerine yakın çimlenmeler saptanmıştır. 125 oC ise, 5 dakika ısıtma süresinde kontrole yakın çimlenme yüzdeleri elde edilirken, 10 dakika ısıtma süresinde çimlenme yüzdesi oldukça düşmüş ve 20 dakika ısıtma süresinde çimlenme olmamıştır.

Yıllayan kozalakların saptanması, sadece Anamur kesitinde alt (0-250 m) ve üst (750-1000 m) yükselti kuşaklarında yapılmıştır. Örnek alanlarda ölçüm yapılan bireylerin konelet sayıları, kozalak yaşları ve kozalak sayıları belirlenmiştir. Bulgulara göre, konelet, yeşil kozalak, olgun kozalak ve yıllayan kozalak sayıları 0-250 m yükselti kuşağında, 750-1000 m yükselti kuşağındakinden daha fazla bulunmuştur. Alt yükselti kuşağında en yaşlı 8 yıllık, üst yükselti kuşağında ise, en yaşlı 6 yıllık kapalı kozalaklara rastlanmıştır.

Kızılçam doğal gençliklerindeki fidanların konelet tutmaya 3 yaşından itibaren başladıkları saptanmıştır. Örnek alanların büyük çoğunluğunda, fidanların 4 yaşından sonra konelet oluşturduğu gözlenmiştir. Yükselti kuşaklarına göre değerlendirme sadece Anamur kesitinde yapılabilmiş ve yükselti kuşaklarına göre yapılan gruplandırmada 0-400 m ve 400-800 m yükselti kuşaklarında kozalak tutan fidan sayısı ve kozalak sayısı, 800-1200 m yükselti kuşağına göre daha fazla olmuştur.

Bu çalışmada, kızılçamın bazı tohum ve kozalak özelliklerinin yükselti kuşaklarına göre değişimi konusunda bir kısım yeni bilgilere ulaşılmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgular, kızılçamın biyolojisi ve silvikültürüne, özellikle yükselti kuşakları bakımından bazı özgün katkılar yapabilecek niteliktedir.




Yüklə 1,03 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   ...   19




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin