Tkip kuruluş Kongresi Belgeleri



Yüklə 0,7 Mb.
səhifə24/51
tarix26.07.2018
ölçüsü0,7 Mb.
#59251
növüYazı
1   ...   20   21   22   23   24   25   26   27   ...   51

Üretici güçlerdeki gelişmenin, teknikteki gelişmenin sınıf mücadeleleri açısından sonuçlarını mı merak ediyoruz? İşte dikkatimizi bu olaylara yönlendirelim. Kapitalist gelişmenin ortaya çıkardığı yeni karmaşık ilişkilerin bizim için en anlamlı sonuçları tam da bu basit gibi görünen olaylarda var. İşte bu, sınıflar mücadelesinin en geri düzeyinde bile uluslararasılaşması. Ve bu, basitçe politik bilinçten gelen bir sonuç değil. Mesela Liverpool işçileri direniyorlar, kendi özel çabalarıyla dünyanın dörtbir tarafında liman işçilerini, sınıfın başka kesimlerini uyararak desteklerini almaya çalışıyorlar. Sözünü ettiğim bu tür bir destek değil. Bizzat ekonominin içiçeliğinin, üretim süreçlerinin uluslararasılaşmasının yarattığı sonuçlar var. Belçika’daki Ford grevi anında Almanya’daki Ford’u etkiliyor. Bu etki, Belçika’daki Ford işçileriyle Almanya’daki Ford işçilerinin doğrudan etkileşimini ve diyaloğa girmesini kolaylaştırıyor. Üretimin oradan gelmesi gereken bölümleri Almanya’ya akmadığı (çünkü farklı ülkelerdeki üretim üniteleri arasında böyle bir işbölümü de var), dolayısıyla bu ülkedeki üretimi doğrudan(92)etkilediğinde, Alman Ford işçileri, Belçika’daki sınıf kardeşlerinin eylemine ilgi ve yakınlık gösterebiliyorlar. İlişki bu kadar fiili.

Bu arada işsizler hareketinin bir-iki temel özelliğini daha belirteyim. Birincisi, bu uluslararası bir hareket. Hollanda’da uluslararası bir gösteri yaptılar. Belli periyodlarla uluslararası toplantılar yapıyorlar. İkincisi, bu hareket gericiliğin ve faşizmin aleti olmuyor, tersine milliyet ayrımı gözetmeksizin farklı milliyetlerden işçileri kapsıyor, enternasyonal sınıf bilinci ve dayanışmasını besliyor. Bu hareketin sürükleyicileri tepkiyi, sistemin günah keçisi haline getirdiği sahte hedeflere değil, bizzat sistemin kendisine yöneltiyorlar. Sistemin kendisine derken, doğrudan kapitalizmin temellerine yönelttiklerini kasdetmiyorum kuşkusuz. Ama neticede, sorunların, bu arada işsizliğin mevcut sistemden, bunun bir parçası olarak da kapitalist hükümetlerin politikalarından doğduğunu, sorumlusunun patronlar olduğunu, hükümetler olduğunu söylüyorlar. Yabancılar ya da başkaları olduğunu söylemiyorlar, tersine, bu faşist demagojiye darbe vuruyorlar. Ve önemle belirtiyorum, bu hareketler siyasal önderlik açısından henüz sahipsiz hareketler. Çok büyük ölçüde taban inisiyatifine dayanıyorlar. Bu aynı zamanda işçi sınıfının mücadele yeteneklerine de bir gösterge. Bu hareket bir biçimde önderliğini bulmak zorunda. Yoksa umutsuzluklar, yorgunluklar başgösterecek, başka bazı güçlüklerle karşılaşacak ve bu taze dinamikler yorulup dağılacaktır. Bunu da saklı tutuyorum.

Bunalımın sonuçlarının kontrol edilmesinde muhakkak ki sosyal-demokrat partilerin, sendika bürokratlarının çok büyük bir rolü oldu. Ulaş yoldaş akşamki raporunda, burjuvazi buna rağmen nasıl yönetiyor diye sordu ve yanıt olarak bir takım etkenlerden sözetti, bazı örnekler verdi. Klasik etkenlerden biri sosyal-demokrasi, artı, onun sendika aygıtındaki izdüşümleridir. Bunlar sisteme en iyi hizmeti yapıyorlar. Örneğin dört dönem Kohl ile yönetti Alman burjuvazisi. Şimdi sosyal-demok(93)rat bir hükümet var, artık onunla yönetecek, aynı politikayı uygulayacak. Alman sosyal-demokratlarının gündemdeki seçimlerde kullandığı “Farklı bir şey yapamayacağız, yalnızca daha iyisini yapacağız” sloganı bunu anlatıyor. Daha iyisini nasıl yapacak? Sol maskeyi kullanarak daha kolay yapacak, daha inceltilmiş biçimlerde yapacak.

Dünya kapitalist sistemini genel olarak saran bunalımın faturasının geri ülkelerde çok daha ağır, daha yıkıcı yaşandığını belirtmeye bile gerek yok. Bu ekonomiler herşeyden önce kapitalist nitelikleriyle sistemin bir parçası oldukları için, kendi kapitalizmlerinin iç ve uluslararası dinamikleri temeli üzerinde zaten bir bunalım zeminine sahipler. Artı, dışa bağımlılığın getirdiği yapısal sorunlar var; dış ticaret açığı, döviz açığı, ödendikçe artan dış borçlar, vb. Bu, bir başka ek bunalım etkeni. Artı, emperyalist ülkeler tam da bu bağımlılık ilişkileri çerçevesinde belli mekanizmalarla bunalımın yükünü ayrıca bu ülkelere aktarıyorlar. Tüm bunlar geri ülkelerde çok daha yıkıcı sonuçlar yaratıyor. Bu yıkıcı sonuçlar ya sınıf mücadelelerinin gelişmesine yolaçıyor ya da yığınların tepkileri beyaz terör rejimleriyle ezilip dizginleniyor.

Öte yandan, kapitalizmin ikinci paylaşım savaşı sonrası gelişmesine ilişkin, yerinde gibi görünen, gerçekte ise yanıltıcı olan bir değerlendirme var: ‘45-70 arası kapitalizmin altın çağı, kapitalizmin nispeten rahat gelişme imkanı bulabildiği bir dönem diyoruz. Sınıf mücadelelerini dizginlediği, sosyal barışı bir parça oturttuğu bir evre. Ama bu tüm dünyada böyle mi acaba? Gerçekte bu yalnızca metropollerde böyle. Sistemin toplamı açısından bakarsanız, bu süreç, metropollerde böyle olmakla birlikte, sistemin nüfus olarak da toprak olarak da çok büyük bir bölümünde, bağımlı dediğimiz ülkelerde, savaşı izleyen aynı 25 yıl, bir üçüncü dünya savaşının yaratacağı tahribattan daha ağırını yaratmıştır, halklara büyük yıkımlar ve acılar yaşatmıştır. 1. Genel Konferans’ımızın değerlendirme(94)sinde bu vurgulu sözlerle ortaya konuluyor. İşsizlik, yoksulluk, sefalet ve tüm öteki sosyal felaketler olarak; savaşlar, iç savaşlar, beyaz terör rejimleri, faşist askeri darbeler olarak, bu faturayı aynı zaman diliminde insanlığın asıl geniş kesimleri ödedi. Bundan biraz Sovyet halkları, Doğu Avrupa halkları kendilerini kurtarabilmişlerdir (sistemin dışındaydılar). Sistemin bağımlı geri ülkelerinde bunun nelere malolduğu bilinmektedir.

Bu bunalımın bugün daha da ağırlaştığını biliyoruz. Sistem konusunda ciddi kuşkuları ifade edebilecek, sistemin kendine olan güvenini paramparça edecek kadar etkili borsa krizleri yaşanıyor. Daha dün kapitalizmin ebediliği tartışılıyordu, şimdi yıkılışı üzerine süreler bile verilebiliyor, bu dünyaca ünlü borsa spekülatörlerinin değerlendirmelerine bile yansıyabiliyor.


Yüklə 0,7 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   20   21   22   23   24   25   26   27   ...   51




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin