Türkiye’de kosgeb destekleri ve Yeni Girişimci İş Planı GİRİŞİMCİLİk doç. Dr. Selami Özcan doç. Dr. H. Yunus taş yalova


DÖRDÜNCÜ BÖLÜM GİRİŞİMCİNİN FON KAYNAKLARI



Yüklə 1,16 Mb.
səhifə9/19
tarix17.08.2018
ölçüsü1,16 Mb.
#71835
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   ...   19

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

GİRİŞİMCİNİN FON KAYNAKLARI

    1. GİRİŞİMCİNİN FON KAYNAKLARI VE FİNANSMAN TEMİNİ


Bir ekonomik sistemde sermaye birikimi olan kişi veya kişilerden sermaye ihtiyacı olan girişimcilere doğru fon akışı sağlanmazsa sistem tıkanıklığa doğru gider. Fon akışındaki düzensizlikler, ticari ve yatırım bankalarının varlığı ile dengeye getirilir. Herhangi bir girişim faaliyetinin en önemli ayağını finansman temini oluşturur. Girişimci için iki çeşit finansman kaynağı söz konusudur. Borç yoluyla finanse etmek veya öz kaynak (öz sermaye) yoluyla finanse etmek şeklindedir. Borç yoluyla finansman, ana para ve faiz ödemesini gerektiren araçlarlarla yapılır. Borç yoluyla finansman temini, varlık temellidir ve bina, makine, arazi gibi varlıkların teminat gösterilmesi karşılığında kredi olarak alınır. Alınan kredi kısa vadeli (1 yıl) ise işletme sermayesi olarak kullanmak gerekir. Uzun vadeli ise (1 yıldan çok) yatırım veya makine techizat alımında kullanılır. Uzun vadeli kredi faiz oranlarının düşük olduğu dönemlerde alınmalıdır.

Özsermaye işletme sahibi girişimcinin ve ortaklarının koyduğu parayı ifade eder. Öz sermaye, girişimi başlatabilmek için kullanılan en önemli fon kaynağıdır, teminat gerektirmez. Bu kaynağın büyüklüğü girişilen faaaliyete göre az veya çok olabilir. Diğer bir ifade ile bu kaynak işe başlamak için gerekli olan başlangıç sermayesini oluşturur. Başlangıç sermayesi işin kurulması, faaliyete başlayabilmesi için girişimcinin biriktirdiği veya ortakların koyduğu veya çevresinden uzun vadeli alabileceğini umut ettiği alacak veya borçları ifade eder. Geri ödemesiz fon kaynakları olarak kişisel birikimler, hisse sahipliği karşılığında ortakların koyduğu paralar ve hibe tarzında verilen devlet teşvikleri sayılabilir.

Mevcut tasarrufları; girişimde bulunmak ve işletmeyi kurmak için yeterli değilse o zaman girişimcinin geri ödemesiz fon kaynağı temin edebilmesi için öz sermayesini arttırmalıdır. Öz sermaye artışı için de kurulacak olan işletmenin bir kısmını hisse veya para karşılığı diğer kişilere satması ve onları işletmeye ortak etmesi gerekir. Bu ortaklık sonucu fon sağlayan kişilerin koyduğu paralar geri ödenmez, sadece faaliyet sonucu elde edilen başarı veya başarısızlığa diğer bir ifade ile kar ve zarara ortak olurlar.

Geri ödemeli borç ve kredi olarak alabileceği fon kaynakları ise aile, arkadaş ve dost çevresinden temin edebilecekleri borçlar, banka kredileri, diğer kurumlardan sağlanan krediler, kredi kartı şirketleri, risk sermayesi ve devlet fonları sayılabilir. Burada alınan borcun geri ödeme vadesi ve faiz oranları çok önemlidir. Girişimciler ihtiyaç hissedilen girişim sermayesi için birden fazla kaynaktan fon kullanmaktadırlar.

Girişimci borçlanmanın sınırsız bir imkan sağladığını düşünmemeli, bir de onun geri ödemesi söz konusudur. Girişimci, kendisine uygun ve ödemekte zorlanmayacağı bir ödeme planı hazırlayarak ancak borçlanabilir.

Girişimci finansman ihtiyacını öz sermaye mi yoksa borçlanma yoluyla mı karşılamalıdır? Sorusuna girişimin büyüklüğü, sahip olacağı varlıkların yapısı, dağılımı ve faiz oranı konusuna dikkat edilerek cevap verilmesi gerekir. Küçük çaplı bir girişim için öz sermaye, büyük çaplı girişimler, birçok ortağın, sermayedarın, farklı yatırımcıların, hissedarların ve risk sermaye sahiplerinin katılımı ile yapılacağı için hem borçlanma hem de öz kaynak kullanımı ile yapılması söz konusudur.



Bir diğer sınıflandırma finans kaynağının içeriden sağlanan fonlar, elde edilen karlar, varlık satışları, çalışma sermayesinin azaltılması, alacak ve stoklara daha az fon bağlanması, ödeme dönemlerini uzatma veya vadeli ödeme planını değiştirme gibi birçok kaynaktan sağlanabilir. Yeni girişimlerde başlangıçta elde edilen karlar dağıtılmayıp işletmede fon kaynağı olarak kullanılmaktadır. Daha sonra borçlanmadan finans ihtiyacını karşılamak için varlık satışı yoluna da gidilebilmektedir. Dış kaynak yoluyla elde edilecek finansman için üç temele kriter vade yapısı, maliyeti ve yönetimin fon kaynağı üzerindeki kontrol edebilme durumu söz konusudur. Girişimcilerin başlangıçta karşılaştıkları en önemli sorun; ihtiyacı olan sermayeyi en uygun kaynaktan, istenilen büyüklükte, en düşük maliyetle, ihtiyaç anında ve en uygun vade şartlarında temin edilebilmesidir. Girişimci kendisine en uygun fon kaynağını tercih etmelidir. Gerekli hesaplamalar yapılarak fon teminine gidilmeli, aksi takdirde yanlış hesap Bağdat’tan döner, iflasa neden olur. Girişimcinin fon kaynakları şunlardan meydana gelmektedir:

  • Kişisel fonlar, birikimler,

  • Aile, arkadaş ve yakın çevresinden alınan borçlar,

  • Satıcı kredileri veya vadeli mal alımı,

  • Ticari banka kredileri ve kredi kartları,

  • Finansal kiralama (Leasing) şirketleri,

  • Factoring, Forfaiting

  • Melek yatırımcılar

  • Risk sermayesi
      1. Kişisel Fonlar, Birikimler


Kişisel fonlar, girişimcinin sahip olduğu bilgi ve elindeki ayni ve nakdi birikim ve tasarruflarının parasal değerini ifade eder. Girişimcinin biriktirdiği küçük miktarlar da olsa büyük sermaye sağlayıcılara bir güvence vermektedir.
      1. Aile, Arkadaş ve Yakın Çevresinden Alınan Borçlar


Aile ve arkadaş çevresinden sağlanacak fonlar yeni girişimci için bir motivasyon kaynağıdır. Kişisel birikimlerin yetersiz kaldığı durumlarda yeni girişimcilerin çok başvurduğu fon kaynağıdır. Temini çok fazla şarta bağlı değildir. Bu sebeple fonların büyüklüğü, çevresindeki insanlarla yakınlık ilişkisine göre belirlenmektedir. Girişimcinin yakın çevresinden temin ettiği karzı hasen tarzında verilen faizi olmayan, geri ödeme süresinin esnek olduğu borçlanma şeklidir. Fakat günümüz şartlarında böyle borç bulabilmek zordur. Bu borcu verenlerin işletmeye müdahale etmesi, kardan pay almaya kalkması ve işleri yönlendirmeye çalışması gibi mahzurları da vardır.

      1. Satıcı Kredileri veya Vadeli Mal Alımı

Satıcı kredileri, herhangi bir ödeme olmaksızın satıcının malı teslim etmesi ve alıcıya ödemesi için belirli bir sürenin tanınmasıyla oluşan krediye veya vadeli mal alımına denir. İşletmeler arasındaki ticari ilişkileri geliştirir ve güçlendirir. Satıcıların girişimciye sağladığı satıcı kredileri yeni girişimcilere büyük kolaylık sağlamaktadır. Prosedürü az, faiz yükünün olmamasından dolayı satıcı kredileri girişimciye zaman kazandırmakta ve dar boğaza girmemesine neden olmaktadır. Vadeli alımdan dolayı ek ödeme gerekmez, bazen bu işlemleri garanti altına almak için senet karşılığında da vade yapılabilmektedir. Fakat satıcı kredileri girişimciyi miktar ve fiyat indirimlerinden mahrum eder.
      1. Ticari Banka Kredileri ve Kredi Kartları


İhtiyaç hissedilen finans ihtiyacı, kısa süreli banka kredileri ile sağlanacaksa mecburen ticari bir bankaya giderek elde edilebilir. Teminat (maddi ve şahsi kefalet) karşılığında bankalar girişimciye kısa vadeli kredi (borç) vermektedirler. Bankalar, bu işlemler için faiz ve çeşitli adlar altında komisyon almakta veya kesinti yapmaktadırlar. Banka kredileri; açık krediler, iskonto/iştira kredileri, cari hesap şeklinde açılan krediler, senet (günlük faiz oranlı rotatif senet) karşılığında verilen avanslar, emtia karşılığı verilen krediler, döviz kredileri, spot krediler, ithalat ve ihracatta kullanılan akreditif işlemleri için verilen krediler, kefalet, ipotek, işletme rehni, alacağın temliki, hisse senedi ve tahvil karşılığı verilen krediler olarak sayılabilir.

Kısa süreli en önemli banka borçlanması kredi kartları ile yapılan borçlanmadır. Başlangıçtaki küçük harcamalar kredi kartları ile yapılmaktadır. 30 ile 45 günlük alış verişlerde de kredi kartları çok yaygın olarak kullanılmaktadır. Kartların limitli olması büyük miktarlarda alımları engellemektedir. Ayrıca kredi kartlarına vade farksız taksit yapan işletmelerde mevcut ve oralarda da kullanılmakta ve girişimciye büyük kolaylık sağlamaktadır.


      1. Leasing Şirketleri


Bir yatırım malının mülkiyeti leasing şirketinde kalarak belirli bir kira karşılığında kullanım hakkının kiracıya verilmesi ve yapılan sözleşmede belirtilen değer üzerinden sözleşme süresinin bitiminde mülkiyetin kiracıya geçmesini sağlayan bir finansman metodudur. Yatırımın finansmanında kullanılan en yaygın araçtır. Finansal kiralama işleminde girişimcinin seçeceği taşınır veya taşınmaz malların leasing şirketi tarafından satın alınarak, kiralamak isteyen girişimciye belirli bir kira karşılığında kullanım hakkının ve sözleşme süresi dolduğunda da mülkiyetininde devredilmesine imkan tanıyan bir finansman aracıdır. Yani girişimcinin amortismana tabi olan malları satın almak yerine, sermaye yetersizliği nedeniyle temin edemediği sabit varlıkları uzun vadeli ödeme imkanı ile kiralamak yolunu tercih etmesidir. Kiralamak istenen malın seçimini girişimci yapmakta, leasing şirketi de ön sözleşme yaparak istenen malın satın alınması işlemini gerçekleştirmektedir. Sonra satın alınan malı kiralamak isteyen girişimciye kiraya verir. Belirli bir süre karşılığında ödenen kiraya bedel malın kullanım hakkı girişimciye geçer.
      1. Factoring Forfaiting Yoluyla Malın Temini


Factoring, şirketlerin yurt içi mal veya hizmet satışlarından meydana gelebilecek alacakların bir başkasına devredilmesiyle oluşan bir finansman teminidir. Factoring işlemi sadece kısa vadeli alacaklar için söz konusudur. Forfaiting işlemi ise yurt dışı mal ve hizmet satışlarından meydana gelebilecek alacakların devri söz konusudur. Her iki durum içinde yapılan işlemin maliyeti, ödenen komisyon ve avans ödemesi için alınan faizdir.

Factoring ve forfaiting işlemlerinin girişimciye faydası ise tahsildeki alacaklardan, bu alacakların takip ve tahsil işlem ve masraflarından kurtulması ve işlemin yapılıp yapılmayacağı çok kısa bir sürede belli olmasıdır.


      1. Melek Yatırımcılar


Melek yatırımcı ismi ilk kez 1981’de New Hampshire Üniversitesi’nden finans profesörü İngiliz William E. Wetzel tarafından ortaya atıldı. Bu tarihten sonra dünyada oldukça popüler hale gelen melek yatırımcılık Türkiye’de de hızla yayılmaktadır. Diğer bir geri ödemeli veya hisse karşılığı temin edilen fon kaynağı ise melek yatırımcılardan sağlanan sermaye girdileridir. Melek yatırım, girişim fikrinin uygulanabilirlik kazandığı fakat henüz kendisini finansman olarak çevirmeye yetmediği başlangıç döneminde bir kişi veya kurumun projeye sermaye koyarak ortak olmasını ifade eden destek türüdür. Melek yatırımcı, zengin, üst seviye girişimcilik bilgi ve tecrübesine sahip yeni girişimcilere bilgi, tecrübe ve para desteği sağlayan kişidir. Melek yatırımcılar, hisse karşılığında yeni girişimlere doğrudan yatırım yapan veya parasal destekte bulunan fakat yönetiminde yer almayan zengin kişilerdir. Melek yatırımcılar yeni girişim faaliyetlerine odaklanır. Melek yatırımcılar, yeni girişimcilerin sıkıntılarını daha önceden tecrübe ettikleri için girişimde parasal zorluklar çekmesinler ve hevesleri kırılmasın diye yeni girişimcilere maddi destekte bulunmak isteyen başarılı iş melekleridir. Melek denmesinin sebebi ise yatırım desteği verdikleri girişimlerin, başkaları tarafından desteklenebilir görülmemesinden dolayı girişimcinin imdadına yetişen hızır gibi olmalarındandır.

Melek yatırımcılar, destek verecekleri girişim veya girişimcide şu özellikleri ararlar;



  • İleri teknolojiye yönelik ve yüksek getiri potansiyeli olan bir iş fikrinin olması,

  • Girişimcinin genç, enerjik, dinamik, dürüst, yaşama pozitif bakabilen, işle ilgili yeni fikirler üretebilen, paylaşıma açık ve motivasyonu yüksek özelliklere sahip olması,

  • Uygulanabilir, gerçek verilerden oluşmuş bir iş planın varlığı,

Dünyada ve Türkiyede başarı potansiyeli yüksek yeni girişimcilerin ihtiyacı olan sermayeyi karşılamak için çok sayıda melek yatırım ağları veya birlikleri mevcuttur.
      1. Risk Sermayesi


Kaynak yetersizliği ile hayata geçirilemeyen ve başarı şansı yüksek olan bir icadın, fikrin, işin veya projenin hayata geçirilmesi için gerekli sermayenin bu iş için kurulmuş ortaklıklar tarafından sağlanması işlemine risk sermayesi denir. Risk sermayedarları, yüksek büyüme ve başarılı olma potansiyeli olan girişimin faaliyetlerinin başlangıç aşamasında girişimcinin talep ettiği miktarı yatıran kişi veya guruplardır. Risk sermayedarları, daha çok yenilikçi, teknoloji ağırlıklı ve hızlı büyüme potansiyeli olan iyi planlanmış gelecek vadeden girişimlere sıcak bakmaktadırlar. Koydukları para karşılığında ortaklık ve yüksek kar beklentileri vardır. Bu fon kaynağı için risk sermayedarları, şirketin parasal değerinin büyüklüğü, alınacak hisse oranı ve kar payı ödemeleri konularına bakarak karar verirler.

Sermaye sahipleri, parayı vermeden önce; iş planının olup olmadığına, ilk değerlendirmeye, birlikte çalışılıp çalışılamayacağına, son değerlendirmeye bakarak yatırım sözleşmesini imzalayarak verirler.

Risk sermaye şirketleri, dinamik, yenilikçi fikri ve icadı olan, bu iş için alt yapı ve sermayesi yetersiz olan girişimcilerin yatırım fikrinin gerçekleşmesi için onlara gerekli imkanı sağlayan bir finansman yöntemidir. Bir tarafta teknolojik bir buluş, yenilik ve bu yeniliği hayata geçirerek kar elde etmeyi düşünen girişimci ve ihtiyaçları olan fon kaynağını temin eden Girişim ve Risk Sermaye şirketleri vardır.


    1. Yüklə 1,16 Mb.

      Dostları ilə paylaş:
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   ...   19




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin