University of finance and management in bialystok poland uluslararasi sempozyum V



Yüklə 0,63 Mb.
səhifə9/11
tarix05.09.2018
ölçüsü0,63 Mb.
#77369
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11

Anahtar Kelimeler: Küresel Kriz, Bankacılık Sektörü, Etkinlik, Veri Zarflama Analizi
THE EFFECTS OF GLOBAL CRISIS ON THE TURKISH BANKING SECTOR: AN EFFICIENCY ANALYSIS WITH DEA
The purpose of this study is to assign the effects of the global crisis among the Turkish banking sector. In the framework of the effects of the global crisis are mostly seen on real sector than the financial system and banking sector, we compare the pre and after crisis efficiency scores of banks. The efficiency, based on the data of twenty banks, participated in the first twenty five of the banks according to the asset size in 2008, is analyzed with DEA for 2005:IV- 2009:III quarterly period. The model, which includes number of branches, number of staff, capital and total assets as inputs and the sum of total deposits and total credits as output, is formed by following the integrated approach as a mix of the intermediation and production approaches. The results show that; in the framework of technical efficiency and total factor productivity indicators, there is a significant decline in the efficiency performance after the crisis. So, the effects of the global crisis are mostly seen on real sector than the financial system assumption is confirmed with these results. But, as it is considered as a success of financial sector, this success caused the significant decrease in real sector.
Keywords: Global Crisis, Banking Sector, Efficiency, Data Envelopment Analysis

TÜRK BANKACILIK SEKTÖRÜNDE ETKİNLİK: YERLİ-YABANCI BANKA KARŞILAŞTIRMASI (2002-2008)
Doç. Dr. Tuncay ÇELİK
Teorik olarak bir sektörde piyasaya yeni firma girişlerinin, o sektörde yoğunlaşma oranını düşürerek rekabeti arttıracağı varsayılmaktadır. Özellikle sektöre giriş yapan firmaların ileri teknoloji ve yönetim ilkelerini kullanan yabancı firmalar olması durumunda sektörde etkinlik ve rekabetin artması beklenmektedir. Ülkemizde 2001 yılı sonrası bankacılık sektöründe uygulamaya konulan yeniden yapılandırma programının amaçlarından biri de sektöre yeni girişleri özendirmek ve firmaların etkinlik düzeylerinin yükselmesini sağlamaktı. İşte bu çalışmada 2001 yılı sonrasında Türk bankacılığında yerli-yabancı bankaların etkinlik skorları tahmin edilmiştir. Araştırma dönemimiz 2002-2008 aralığında, teorik olarak beklendiği gibi yabancı bankaların ortalama etkinlik düzeyleri yerli bankaların üzerinde çıkmıştır. Yabancı bankaların Türk bankacılık sektörüne girişlerinin hızlandığı 2006 yılında ise sektörün ortalama etkinlik düzeyi oldukça yüksektir.
Anahtar kelimeler: Türk bankacılık sektörü, etkinlik, veri zarflama analizi.
EFFICIENCY IN TURKISH BANKING SECTOR: COMPARISON OF DOMESTIC AND FOREIGN BANK (2002-2008)
In the industrial theory, it is assumed that the entry of new firms to a sector will increase competition by reducing the rate of concentration ratio in this sector. In particular, the efficiency and competition in the sector are expected to be increased if these firms are foreign banks adopted the advanced technology and efficient management policies. One of the main objectives of the banking sector restructuring program launched in 2001 is to encourage new entries to the sector and to increase the level of efficiency of these firms. In this study, we will calculate efficiency scores for the domestic and foreign banks operating in Turkey at the end of 2001. The results of the study showed that the level of efficiency of foreign banks were higher than the average efficiency score as expected theoretically for the study period of 2002-2008. In addition, it is also found that the average efficiency level of the sector was found to be considerably high in 2006 in where foreign banks' entry into the Turkish banking sector has accelerated.
Key words: Turkish banking sector, efficiency, data envolopment analysis.

ASİMETRİK BİLGİNİN PİYASALAR ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ VE FİNANS SEKTÖRÜ ÖRNEĞİ
Öğr. Gör. Şahin ÇETİNKAYA
Bu çalışmada, Asimetrik bilginin piyasalar üzerindeki etkileri ele alınmıştır. Adından da anlaşılacağı üzere, Asimetrik Bilgi, birinin bildiğini başkasının bilmemesi durumuna verilen addır. Asimetrik bilginin geçerli olduğu durumlarda etkileşim içerisinde bulunan ekonomik aktörlerden daha çok bilgiye sahip olan taraf haksız bir üstünlük kazanmaktadır.

Bu nedenle asimetrik bilginin geçerli olduğu durumlarda ekonomik faaliyetlerin etkin bir biçimde gerçekleştirilmesi mümkün olamaz. Piyasa mekanizması içerisinde kaynakların verimli biçimde kullanılması için birimler arasındaki bilgi akısının tam olarak sağlanması gerekmektedir. Ancak, bilgi akısının tam olarak sağlanamaması sonucu ekonomik birimler arasında ortaya çıkan asimetrik bilgi nedeni ile önemli piyasa aksaklıkları yaşanmaktadır.

Özellikle gündelik yaşam içerisinde yer alan birimler de mevcut bilgilere erişim artık daha ucuz ve kolay yollardan yapılmaktadır. Bunun yanında, bilginin ekonomi içerisinde dağılımı, edinimi ve bilgilerin doğru değerlendirilmesi büyük bir sorundur. Bu nedenle bilgi, piyasa etkinliği ve işleyişi açısından çok önemli bir faktördür. Aynı ekonomik çevre içerisinde yer alan en az iki taraftan birinin, diğer taraf yada taraflardan daha “değişik” bir bilgiye sahip olması, bilgiye sahip olan kişinin yer aldığı ekonomik çevrelerde diğer yer alan oyuncuların aleyhine ve kendi lehine yönlendirebilmesine imkan sağlamaktadır. Ülkemizin

2000-2007 yılları arasında yaşamış olduğu ekonomik krizlerde, bilginin kişilere göre farklı sonuçlar doğurduğu görülmektedir.


Anahtar Kelimeler: Asimetrik Bilgi, Finansal Krizler, Bilgi
THE EFFECT OF ASYMETRIC INFORMATION ON MARKETS AND THE EXAMPLE OF FINANCIAL SECTOR
In this work, it is discussed the effects of asymetric information on the markets. As it is understood from the its name, asymetric information is a name of the situation which is valid for Asymetric information is a name of situation which is valid for Asymetric information, the side which has the more information than among the economic actors which is in interaction, gain a injustice mastery.

Because of this reason, situations which is valid for asymetric information, it is not possible to perform the economic activities in an efficient was using the sources efficiently in market mechanism, information course which is among the units, should be provided exactly. İf this information course should not be provided exactly, it results of important market defects because of the asymetric information among the economic units.



The distribution and aquisition of information inside the economy and the proper evaluation of information is a serious problem with solving the ways of information is a serious problem with solving the ways of reaching the present enterest especially in the units which take place in the daily economic life more cheap and easily in comparison to the past periods.

Key Words: Asymmetric İnformation, Financial Crisis, Information

SİGORTA ŞİRKETLERİNİN YENİDEN YAPILANDIRILMASINDA SOLVENCY-II SİSTEMİ VE TÜRK SİGORTA SEKTÖRÜNE YANSIMALARI
Yrd. Doç. Dr. Hakan ÇELİKKOL

Arş. Gör. Nilüfer DALKILIÇ
Sigorta sektörünün temel amacı, risklerin meydana getireceği olası kayıpları güvence altına almaktır. Bu yükümlülüklerin karşılanması, sigorta şirketlerinin finansal yapılarının yeterince güçlü olmasını gerektirmektedir. Son yıllarda, Dünyada ve ülkemizde sigorta şirketlerinin yükümlülük karşılama yeterliliği konusunda çeşitli düzenlemeler yapılmakta ve sektör önemli bir yapısal değişim yaşamaktadır. Solvency-I olarak uygulanan mevcut sistem, sigorta sektörünü etkileyen riskleri kapsamadığından, sektörü etkileyen tüm riskleri kapsamlı olarak değerlendiren ve risk yönetimi, finans teknikleri, finansal raporlama gibi uygulamaları da dikkate alan Solvency-II sistemi geliştirilmiştir. Avrupa Birliği için önemli olduğu kadar, Türk sigorta sektörü için de son derece önemli olan Solvency–II sisteminin 2012 yılı içerisinde ülkemizde uygulamaya konulması planlanmaktadır.
Solvency-II sistemi, risk ve değer bazlı anlayış ile sigorta şirketlerinin üç temel yapısı olarak belirlenen mali yeterlilik gerekliliği, denetim ve piyasa disiplini uygulamalarını öngörmektedir. Sigortacılığın Solvency-II sistemine uyumlaştırılması, sigorta şirketlerinin değişen yeni yapıya geçişini ve bir bütün olarak Solvency-II sistemini uygulamalarını zorunlu kılmaktadır. Çalışmada, sigorta şirketlerinin yeniden yapılandırılması sürecinde geliştirilen Solvency-II sisteminin içeriği, Solvency-I sistemi ile farklılıkları, önemi, sigorta sektörü ve sigorta şirketleri üzerine olası etkileri incelenmiştir.

Anahtar Kelimeler: Sigorta Şirketleri, Yeniden Yapılandırma, Solvency II Sistemi, Türk Sigorta Sektörü
RESTRUCTURING OF INSURANCE COMPANIES IN THE LIGHT OF SOLVENCY-II SYSTEM AND ITS IMPACTS ON THE TURKISH INSURANCE SECTOR
There are various regulations being made regarding recompensing obligations adequacy both in the world and Turkey, thus the sector is experiencing a significant structural changing process.Solvency-II system has been develeloped to handle Solvency-I system in a much broader perspective, to assess all risks affecting the insurance sector comprehensively, and to focus on practices such as risk management, financial techniques, and financial reporting. Solvency-II system which is important for both European Union and Turkey is planned to be implemented in Turkey in 2010.
Solvency-II system emphasizes insurance companies’ three basic structures identified as capital adequacy, prudential supervision and market discipline by considering risk and value based approach. The adaptation of insurance sector to Solvency-II system makes it necessary for insurance companies to pass to new structures and to perform Solvency-II system as whole. In this study, the content of Solvency-II system in the process of restructuring of the insurance companies, its difference from Solvency-I system, its importance, its potential impacts on insurance sector and insurance companies, and gains caused by its effects on our country’s economy will be examined.

Key Word: Insurance Companies, Restructuring, Solvency-II System, Turkish Insurance Sector

KÜRESEL EKONOMİK KRİZİN TÜRKİYE’DE EKONOMİK KARAR BİRİMLERİNİN

PORTFÖY TERCİHLERİNE YANSIMALARI
Öğr. Gör. Dr. Aydanur GACENER ATIŞ
Türkiye 2001 ekonomik krizi sonrasında uluslararası piyasalardan kaynaklanan büyük çaplı finansal genişleme ve ucuz kredi olanağına kavuşmuştur. Bu dönemde, artan cari işlemler açığı önce yüksek faiz nedeniyle ülkeye giren sıcak parayla, daha sonra şirket birleşmeleri ve özelleştirmeler yoluyla elde edilen gelirler ile finanse edilmiştir. Bu açıdan, Türkiye, küresel finans piyasalarına net borçlanıcı olarak dahil olmuştur. Bu borç tutarının önemli bir payı özel sektöre aittir. Türkiye, 2008 yılında ilk etkilerini finans piyasalarında göstermeye başlayan küresel krizi, yüksek oranlı cari açık ve dış borç stoku ile karşılamıştır. Bu kriz, ekonomik büyümenin yüksek dış borç bağımlılığı ile sürdürülemeyeceğini göstermiştir. Söz konusu kriz dönemlerinin en önemli olumsuz etkisi, yüksek devalüasyon ve özel kesimin dış borç içerisindeki payının artmış olmasıdır. Özel kesim ulusal tasarruflar yoluyla değil, dış kaynaklı tasarrufları değerlendirerek finansman olanağı sağlamıştır. Son dönemde, bu süreçte, Türkiye üzerinde etkili olabilecek olumsuz öğelerin başında yükümlülük dolarizasyonu gelmektedir. Bu nedenle, denge döviz kurunun belirlenmesinde en önemli değişkenlerden biri, ekonomik karar birimlerinin portföylerinde yer alan yabancı para cinsinden yükümlülüklerdir. Bu bağlamda, ekonomik karar birimlerinin varlık-yükümlülük oranları denge döviz kuru değişimini belirlemektedir. Bu kapsamda, çalışmada, Türkiye’de ekonomik karar birimlerinin portföy yapıları değerlendirilmiştir. Ekonomik karar birimleri kapsamında hanehalkının, firmaların (finansal kesim ve şirketler) ve kamu sektörünün ulusal ve yabancı para cinsinden portföy tercihlerinin dağılımlarına yer verilmiştir. Bu karar birimlerinin portföy tercihleri, denge döviz kurunun oluşumuna katkı sağlaması açısından önemlidir.

Anahtar Kelimeler: Ekonomik Kriz, Ekonomik Karar Birimleri, Portföy Tercihi
THE REFLECTION OF THE GLOBAL FINANCIAL CRISIS ON PORTFOLIO PREFERENCES OF DECİSİON MAKERS IN TURKEY
After the 2001 financial crisis, Turkey has got a cheap credit facilities from international financial markets. During this period, increasing current account deficit have been financed with entering the short term money and then through mergers and privatizations. In this respect, Turkey has been included in global financial markets as a net borrowing. It’s owned by the private sector. In 2008, Turkey has been met with global financial crisis. It has got high rate current account deficit and external debt. This crisis showed that the economic growth can’t be maintained with a high dependence on external debt. The most important negative effects of the crisis are high devaluation and external debt of private sector. Therefore, foreign currecy liabilities are the most important variable in determining the equilibrium exchange rate. Further, an assets and liabilities ratios of economic decision makers determine the equilibrium exchange rate. In this study, we were evaluated for the distribution of portfolio preferences of economic decision makers such as, households, companies (financial sector and companies) and public sector in Turkey. The preferences are an important because of contributing of the equilibrium exchange rate.
Keywords: Economic Crises, Economic Decision Makers, Portfolio Preferences

DEĞİŞEN FİNANSAL KONJONKTÜR İÇİNDE TÜRK BANKACILIK SEKTÖRÜNÜN ÜCRET VE KOMİSYON GELİRLERİNİN BELİRLEYİCİLERİ
Ömer Kara

Selin Temel

Cem Kılıç
Türk Bankacılık Sektörü’nde faiz dışı gelirlerinin toplam gelirler içindeki payının 2001 yılından bu yana 3 kat arttığı görülmektedir. Bankaların, kâra katkısı yüksek olan bu gelirlere verdiği önemin gerek Avrupa Birliği ülkelerinde gerekse Amerika Birleşik Devletleri’nde artmasıyla birlikte, bu gelirlerin elde edildikleri kalemler de her geçen gün çeşitlenmektedir. Özellikle fon yönetimi ve aktif yönetimi gibi aracılık hizmetlerinden elde edilen gelirler ile kredi kartı ücret ve komisyon gelirlerinin artırılması yönündeki çabalar giderek artmaktadır. Dünyadaki trend, devamlılığı olan ve sermaye verimliliği konusunda sıkıntı yaratmayacak gelir kaynaklarının artırılması yönünde ilerlerken yeni ekonomik konjonktür, faiz marjlarının daraldığı bir ortamda sürdürülebilir kârlılık için bankaların ücret ve komisyon gelirlerinin toplam işletme giderlerini yüksek oranlı bir şekilde karşılayabilmesini gerektirmektedir. Piyasadaki dalgalanmaların net faiz gelirlerinde yarattığı kayıpları bertaraf etmek için faiz dışı gelirlerde de sürekliliği sağlamak önem arz etmektedir. Bu sebeplerle faiz dışı bankacılık gelirlerinin analiz edilmesi Türk Bankacılık Sektörü’nün kârlılığı için önemlidir.
Çalışmada 1998 ile 2009 yılları arasındaki Türk Bankacılık Sektörü ve Türkiye genel ekonomi verileri kullanılarak bankacılık ücret ve komisyon gelirlerinin faiz gelirine oranını belirleyen faktörler incelenmiştir. Çalışmanın sonucunda faiz ve enflasyon ile faiz dışı bankacılık gelir marjı arasında istatistiksel bir ilişkinin bulunduğu görülmüştür. Ayrıca enflasyon ile faiz dışı bankacılık gelir marjı arasındaki ilişkinin 2003 yılından sonra yapısal bir değişim gösterdiği tespit edilmiştir.

Anahtar Kelimeler: bankacılık, komisyon, ücret, gelir
THE DETERMINANTS OF COMMISSION AND FEE INCOME OF TURKISH BANKING SECTOR WITH THE CHANGING FINANCIAL CONJUNCTURE
The ratio of non-interest income to total income of the banks in Turkish Banking Sector has been tripled since 2001. The sources of these revenues have been varied day by day with the increasing importance of commission and fees which have significant contribution to the profit of the banks in European countries and the United States. Especially the commissions of brokerage services like fund management and asset management, and the fees of credit cards are strived to be raised. With the common trend in the world, which is to enhance the sustainable and capital-efficient income sources, new economic conjecture forces the banks to highly cover operating costs with the fees and commissions for the sake of sustainable profitability in an environment of shrinking interest margin. It is also important to ensure the sustainability of non-interest revenues in order to avoid the potential losses in the net interest income caused by the market volatility. For these reasons the analysis of non-interest income of banks is vital for the profitability of Turkish Banking Sector.
In this study, the determinants of the ratio of non-interest income to interest income of the banks have been analyzed by using the data of Turkish baking sector and macro economics for the period of 1998 and 2009. As a conclusion, the study shows the statistical relation between interest rate, inflation and non-interest income margin of the banks. Moreover it also shows the structural breakpoint of relation between inflation and non-interest income margin in 2003.

Keywords: banking, commission, fee, income

TÜRKİYE’DE REEL DÖVİZ KURU İLE MAKRO EKONOMİK DEĞİŞKENLER ARASINDAKİ İLİŞKİNİN EKONOMETRİK ANALİZİ
Doç. Dr. Erdal DEMİRHAN

Yrd. Doç. Dr. Bülent ALTAY

Yrd. Doç. Dr. Ahmet İNKAYA
Reel döviz kurundaki hareketler, gelişmekte olan ülkelerde dış ticaret açığını belirleyen önemli bir faktördür. Bu ülkelerde reel kurdaki hareketlere bağlı olarak ortaya çıkan döviz darboğazı ekonomik krizlerin temel belirleyicisi durumundadır.

Türkiye’de ekonomik krizleri ortaya çıkaran etmenlerin anlaşılması için, reel döviz kuru ile makro ekonomik değişkenler arasındaki ilişkilerin incelenmesi gerekmektedir. Bu çalışmanın amacı, Türkiye’de görülen ekonomik krizlerin oluşumunda önemli bir yere sahip olan reel döviz kuru ile makro ekonomik değişkenler arasındaki ilişkiyi analiz etmektir.

Çalışma; Türkiye’de 1998 yılının birinci çeyreği ile 2009 yılının üçüncü çeyreği arasındaki veriler kullanılarak reel döviz kurunun belirleyicilerinin analiz edilmesine yönelik olarak hazırlanmıştır. Bu amaçla, zaman serisi ekonometrisinde yaygın biçimde kullanılan hata düzeltme modelinden yararlanılmıştır. Ayrıca değişkenler arasında uzun dönemli ilişkinin olup olmadığının tespit edilmesine yönelik olarak koentegrasyon testleri yapılmıştır. Buna göre, reel kurun belirleyicilerinin kısa ve uzun dönem için analiz edildiği bu çalışmada elde edilen ampirik bulgular genel olarak teoriye uygun bir durum sergilediği anlaşılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Reel kur, koentegrasyon, zaman serisi
ECONOMETRIC ANALISYS OF THE RELATIONSHIP BETWEEN REAL EXCHANGE RATE AND MACRO-ECONOMIC VARIABLES IN TURKEY

Real exchange rate movements, in developing countries is an important factor in determining foreign trade deficit. In these countries, depending on the real exchange movements in short of foreign exchange, emerging economic crisis is the basic determinant case.

To understand factors that expose economic crisis in Turkey, real exchange rate and macro-economic variables, examining the relationship between needs. The purpose of this study, the economic crisis in Turkey appears to have an important place in the formation of the real exchange rate and macro-economic variables is to analyze the relationship between.

This study, using data for real exchange rate between with the first quarter of 1998 the third quarter of 2009 in Turkey has been prepared as markers to analyze. For this purpose, widely used in time-series econometric models were used in error correction. In addition, long-term relationship between variables for determining whether the cointegration tests are carried out. Accordingly, the real exchange rate of the markers were analyzed for short-and long-term empirical findings obtained in this study which generally were found to exhibit a suitable condition for the theory.


Keywords: Real exchange rate, cointegration, time series

KÜRESEL EKONOMİK KRİZİN AŞILMASINDA VERGİ POLİTİKALARININ ROLÜ
Yrd. Doç. Dr. Hatice YURTSEVER
Amerika Birleşik Devletleri’ nde başlayıp dünyadaki pek çok ülkeyi derinden etkileyen küresel ekonomik kriz, ülkemiz üzerinde de başta ekonomik durgunluk, işsizlik olmak üzere etkili olmuştur. Ekonomi politikası araçlarından vergilendirme, krizin aşılmasında kullanılabilecek ekonomi politikalarından biridir. Halen etkileri sürmekte olan kriz, ülkemizde ağırlıklı olarak reel sektörü etkilemiştir. Bu çerçevede de alınacak önlemlerin öncelikle reel sektörü ve ekonomiyi yeniden canlandırmayı hedeflemesi gerekmektedir.

Vergi politikası uygulamalarını, ücretliler üzerindeki vergi ve benzeri yükümlülüklerin azaltılma yoluyla işveren üzerindeki mali yüklerin azaltılması, bazı sektörlerin lokomotif sektör olarak değerlendirilerek vergi teşvik politikaları uygulanması, uluslararası sermaye hareketlerinin denetlenmesi amacıyla vergi uygulanması, kayıt dışı ekonominin kayıt altına alınarak vergi tabanının genişletilmesi, vergi denetim sisteminin yeniden gözden geçirilmesi, denetimlerin artması, kentsel rantların vergilendirilmesi, özellikle doğrudan yabancı sermayenin yatırım yapması için çeşitli teşviklerin sağlanması, vergi adaletsizliğine neden olan dolaylı vergilerin toplam vergi yükü içerisindeki payının azaltılmaya çalışılması, gibi çeşitli önlemlerin alınması gerekmektedir.

Ekonomik krizin aşılmasında vergi politikalarının nasıl müdahale aracı olacağı konusu, tartışılması gereken en önemli konulardan biridir. Çalışmamızda küresel ekonomik krizin kısaca nedenleri ve etkileri ile krizin ekonomi üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak amacıyla uygulanabilecek vergi politikalarına yer verilmeye çalışılacaktır.

Anahtar Kelimeler: Ekonomik Kriz, Vergi, Vergi politikaları, Reel Sektör.
THE ROLE OF TAX POLICIES IN CONQUERING THE GLOBAL ECONOMIC CRISIS
The global economic crisis having embarked in the USA and deeply affected many countries throughout the world has breeded quite a few serious consequences such as economic stagnation and unemployment in our country as well. Taxation as an instrument of economic policies is one of the key elements in surmounting the ongoing economic crisis which has predominently affected the real sector in Turkey. For this reason, the precautions to be taken must be first aimed at boosting the real sector and the economy.

The applications of tax policies can boost the economy from many different aspects. First of all, it should be aimed to reduce fiscal burdens on empolyers through diminishing the liabilities such as tax etc. on wage earners. Another tax policy should be tax incentives. In addition to varied incentives for the foreign direct investment to invest in a forigner country, it is essential that some of the sectors are evaluated as locmotive sectors and the real sector should be boosted by appropriate taxation. Furthermore the application of taxation in order to invest the international capital flows and the extention of the tax base through the registeration of underground economy are also considered as appropriate policies. In addition to this, the revision of the tax audit system and endeavours in order to accelerate audits are quite essential. Various precautions such as taxing urban annuity and curtailing the portion of indirect taxes which causes injustice in total tax burden shoul also be taken.

The issue of how the tax policies as an instrument for intervention are to be used for overcoming the economic crisis is one of the most critical subjects needed to be discussed. In this study, the reasons behind the global economic crisis and its effects will be offered in addition to the tax policies which are applicable with the aim of diminishing the adverse effects of the crisis on the economy.


Yüklə 0,63 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin