İletişim fakültesinde alkış eylemiyle başlayan süreçte daha sonra her fakülte bildiriler hazırlayıp savaş karşıtı pratiklerle savaşın aslında neyi amaçladığını anlatmaya çalıştı. Son olarak Osmangazi Üniversitesi öğrencilerinin de katıldığı ortak bir yürüyüşle Anadolu Üniversitesi rektörlüğü önüne gelindi ve bir basın açıklaması yapıldı. Savaşta insanlığa karşı kullanılan bilimin üniversiterlerde üretildiğine işaret edilerek bilimin savaşa alet edilemeyeceğine değinildi. Eylemde “Susma Haykır Halklar Kardeştir!.Kahrolsun ABD Emperyalizmi! NATO Askeri Olmayacağız! Üniversiteler Bizimdir Bizimle Özgürleşecek! Yaşasın Halkların Kardeşliği! sloganları atıldı.
SAMSUN’DA İSYAN FİLİZLENİYOR
Uzun yıllardan sonra yemekhane boykotu ve ardından yapılan eylemlerle hareketlenen 19 Mayıs Üniversitesi 6 Kasım'da YÖK'ün ve sermayenin üniversitedeki otoritesine karşı protestosunu gerçekleştirdi. Yaklaşık 150 kişinin katıldığı eylemde "YÖK'E DİYAR, SERMAYEYE KAR OLMAYACAĞIZ. OMÜ Öğrencileri" yazılı pankart açıldı. Öğrenciler yaptıkları basın açıklamasının ardından dağıldılar. Samsun açısından 6 Kasım, faşist işgal altında bulunan kampusların içerisinde uzun yıllardır ekilen isyan tohumlarının yeşermeye başladığı bir dönemi işaret ederken, para sistemi karşıtı mücadelenin meşru-militan kitle çigisiyle ifade edilmesinin somut bir adımı oldu.
KÜRTÇE EĞİTİM TALEBİNE SALDIRI
4 Aralık'ta DTCF'de Kürt Öğrencilerin "Kürtçe eğitim istiyoruz" kampanyası için açtıkları dilekçe masasına polis saldırdı. Sivil polisler ve çevik kuvvet okulun içine girerek masada duran 3 öğrenciyi döverek göz altına aldı. 4 ve 5 Aralık akşamları polis idare işbirliğiyle yapılan saldırı Yüksel Caddesin'de protesto edildi. Anayasa değişikliklerinin gündemde olduğu, YÖK'ün demokratikleştiği tartışmalarının yapıldığı bir dönemde Kürtçe eğitim gibi demokratik bir talebe bir çok ilde soruşturmalarla , tutuklamalarla,göz altılarla, resmi sivil faşist saldırılarla cevap verilmesi devletin ve üniversite yönetimlerinin faşist yüzünü ortaya çıkardı.
KATLİAMIN YILDÖNÜMÜNDE ANKARA'DA DA EYLEM VARDI!
19 Aralık'ta devletin 20 cezaevinde "hayata dönüş" adı altında yaptığı katliamı protesto etmek için İHD Ankara Şubesi tarafından Yüksel Caddesi İnsan hakları Anıtı önünde 100 kişinin katıldığı bir basın açıklaması yapıldı. Sorumluların yargılanmasının istendiği basın açıklaması hücre karşıtı sloganların atılmasıyla son buldu.
HÜCRE KARŞITLARI MAHKEMELERDE!
6 Aralıkta F tipi hapishanelere karsı olduğu için 169'la yargılanan 17 arkadaşımızın davası görüldü. 11 Ocak'ta Ankara Üniversitesi Cebeci Kampüsü'nde F tipi hücrelere karşı eylem yapılmış 8 kişi 4 ay cezaevinde kaldıktan sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı. DGM 1 No'lu şubede görülen dava Şubat ayına ertelendi
Emeğin Küresel Eylem Günü:
5 KOLDAN ANKARA'YA İSSİZLİK YÜRÜYÜŞÜ
Dünya Ticaret Örgütü'nün 9 Kasım'da Katar'daki zirvesi emeğin küresel eylem günü ilan edildi. Seatle'da karara bağlanamayan konuların görüşüleceği zirvede öncelikli konu hizmetlerin özelleştirilmesi ve ticaretin serbestleştirilmesini hedefleyen Hizmet Ticaret Genel Anlaşması'ydı (GATS). Emperyalistler dünya halklarını daha fazla yoksullaştıracak yeni sömürü programlarını tartışırken, küreselleşme karşıtları da hem küresel yoksulluğa ve işsizliğe hem de savaşa karşı dünyanın pek çok merkezinde protesto gösterileri düzenlediler.
9 Kasım günü tüm dünyada örgütlenen yerel eylemlerin Türkiye ayağını DİSK ve KESK 5 ilden Ankara'ya işsizlik yürüyüşüyle' oluşturdu. 5 Kasım'da Edirne'den yürüyüşe geçen 40 kişiyi, 1000 kişi 6 kilometre yürüyerek uğurladı. Eylem Samsun, Gaziantep, Diyarbakır ve İzmir'den de başlatılan yürüyüşlerle devam etti. Eylemin İstanbul buluşmasına 10 bin kişi katılırken, Ankara'da 30 bin kişinin katıldığı eyleme büyük bir coşku hakimdi.
Bu eylemler sayıları 2 milyonu bulan işsiz kalabalıkların önümüzdeki dönem muhalefetinde önemli bir potansiyel oluşturacağını gösterdi. Eylemin örgütleniş süreci son yasa tasarısının ardından bir dönemini kapatan sendikal mücadele için yeni bir enerjinin biriktiğini ve farklı örgütlenme dinamiklerinin olduğunu ortaya koydu.
1 ARALIKTA EMEKÇİLER ALANLARDAYDI!
IMF ile yeni bir stand-by anlaşmasının görüşmelerinin yapıldığı, yoksulluğun ve işsizliğin bütçesinin hazırlandığı aralık ayının başında emeğin örgütlü kesimleri yoksulluğa, işsizliğe, sömürüye karşı tüm ülkede kitlesel eylemler gerçekleştirdi.
İstanbul Şişli Abide-i Hürriyet Meydanında, Çağlayan ve Perpa tarafından gelen yaklaşık 15 bin kişi toplandı. Mitinge Emek Platformunun dışında çeşitli kitle örgütleri ve partilerde katıldı. İstanbul Üniversite Öğrencileri Koordinasyonu ve bağımsız bir öğrenci topluluğu da eyleme üniversitelerden gelen desteği temsil etti.
Ankara'daki eylemde ise Türk-iş, Hak-iş, Kamu-Sen dışındaki gruplar mitingi Kızılay Meydanı'nda yapmak isteyince eylemciler ikiye bölündü. Kızılay'a yürüyüp eylemi polisin çizdiği sınırlarda yapmama kararlılığını gösteren emekçiler polis barikatını aşamayınca Ziya Gökalp caddesini trafiğe kapattılar.
IMF'nin emek düşmanı sömürü ve baskı politikalarına karşı direneceklerini deklare eden emekçiler pek çok merkezde düzenledikleri protesto gösterileriyle uzun süren sessizliklerini bozarken emek sermaye çatışmasının yeni dönemine umut dolu bir ses verdiler. Sınırlı katılımıyla da olsa üniversite de bu sese ortak oldu.
KATLİAMIN YIL DÖNÜMÜNDE COPLU GÖZALTI
Hücre tipi hapishanelere karşı oluşan ve politikleşme zemini, geniş kesimleri kapsayan direnişi sindirmek ve hücrelere geçmek amacıyla geçen sene 19 Aralık'ta hapishanelerde yapılan ve 32 kişinin ölümüne neden olan katliamın üzerinden bir yıl geçti. Bir yılda devlet 19 Aralık'ta yaptığı darbenin etkisini çoğaltacak bir dizi uygulamayı hayata geçirdi.
Katliamın birinci yılında düzenlenen protesto gösterileri yoğun polis şiddetiyle karşılaştı, İstanbul'da 18 Aralık günü Gazi Mezarlığı'nda tutsak yakınları "Hayata Dönüş Operasyonu"nda ve ölüm orucunda yaşamını yitirenlerin anısına bir anma düzenledi. 19 Aralık günü ise Bayrampaşa Cezaevi önünde yaklaşık 150 kişilik grup katliamı protesto etti. İHD, ÇHD, HALKEVLERİ, ÖDP, HADEP, TUYAB, TAYAD ve İstanbul Üniversite Öğrencileri Koordinasyonu'nun katıldığı basın açıklamasında, F tipi cezaevleriyle ilgili çözümsüzlüğün devam ettiği, Adalet Bakanlığının gelişmelere kulağını tıkadığı belirtildi ve tecridin kaldırılması talebi yinelendi. Eylemde İÇERDE DIŞARDA HÜCRELERİ PARÇALA!, TECRİTİ KALDIRIN ÖLÜMLERİ DURDURUN!, İNSANLIK ONURU İŞKENCEYİ YENECEK! sloganları atıldı. Açıklamadan sonra ellerindeki karanfilleri havaya fırlatan eylemciler dağılmak üzereyken polisin saldırısıyla karşılaştı. 25 kişinin gözaltına alındığı eylemde polis Bayrampaşa'nın ara sokaklarında terörüne devam etti.
KADIN EYLEMİ YERİNİ YENİ EYLEMLERE BIRAKTI
Hapishanelere düzenlenen saldırı sonrasında devam eden baskıcı ortam uzun süre dışarıda hücre karşıtı bir muhalefetin örülememesine neden oldu. Böylesi bir ortamda değişik kitle örgütlerinden ve partilerden kadınların katıldığı her hafta Cumartesi günleri yapılan içerdeki kadın tutsaklara mektup gönderme eylemi bu sürecin en anlamlı eylemliliklerinden biri olarak devam etti. Yaklaşık bir senedir devam eden mektup gönderme eyleminde her ne kadar katılımcı sayısı olarak kendini aşamamış olsa da eylemin sürekliliğinin sağlanması için bir dizi etkinlikler düzenlendi. Bunların arasında hapishanelere giyecek göndermek, Cumartesi eylemleri dışında balon uçurma eylemleri yapmak, her hafta değişik bir cezaevine mektup göndermek var. Kadınların her hafta renkli kağıtlarla ve renkli zarflar içinde gönderdikleri mektuplardaki amaç içerinin karanlığına bir parça olsun renk katabilme gayretiydi. Aylarca "endişeliyiz" diye açıklamalarla Galatasaray postanesinden yapılan eylem hücre karşıtı muhalefetin bu süreçte kendini yenileyememesi ve yaygınlaşamamasına paralel olarak yerini hücrelere karşı daha uzun soluklu ve halkın desteğini de kapsayabilecek yeni eylem tarzlarına bıraktı. Devletin "kritik" dönemler olarak nitelendirdiği 1 Eylül, Armutlu operasyonu gibi dönemlerde polis şiddetine maruz kalan eylemin son gününde gene gözaltı yaşandı. 22 Aralık'ta yapılan son eylemde basın açıklamasını okuyan ve dağılmak üzere olan kadınlara polis saldırdı ve 36 kişiyi gözaltına aldı. Kadınların içerdeki tutsaklara mektup gönderme eylemi üniversitelerde, mahallelerde, insan hakları çalışmasında yapılacak yeni ve katılımı geniş etkinliklerle devam edecek.
Dostları ilə paylaş: |