3752. Bölüm
Kur’an:
“Birinize ölüm geldiği zaman, eğer hayır (mal) bırakıyorsa, ana babaya, yakınlara, uygun bir tarzda vasiyet etmesi muttakilere bir hak olarak size yazıldı/takdir edildi.”4
-
İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Helal yoldan mal elde etmeyi ve bu vesileyle, yüz suyunu korumayı ve borçlarını ödemeyi sevmeyen kimsede hayır yoktur.”5
-
İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Helal yoldan mal toplamayı ve bu vesileyle yüz suyunu koruyup borçlarını ödemeyi ve sıla-i rahimde bulunmayı sevmeyen kimsede hayır yoktur.”6
-
İmam Seccad (a.s) şöyle buyurmuştur: “Maldan istifade etmek (sermayeyi kullanmak) mürüvvetin kemalindendir.”7
-
Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Malları güzel bir şekilde kullanmak, mürüvvettendir.”8
-
İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Malı güzel kullanmaya çalış. Zira varlıklı olmak, yüce insanın yükseliş sebebidir ve aşağılık insandan müstağni olma nedenidir.”9
-
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Malını yerli yerinde kullanmayan kimse bir mal elde etmemiştir.”1
-
Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Doğru mal doğru kimse için ne de güzeldir.”2
-
İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Dünya ahiret için güzel bir yardımcıdır.”3
-
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Zenginlik, efendi olmayanı efendi kılar ve varlık, dayanaksız kimseyi bile güçlü kılar.”4
-
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “İktidar, sahibinin hatasını doğru ve düşmanının doğrusunu da yanlış gösterir.”5
-
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Zenginlik, gurbette vatandır; fakirlik ise vatanda gurbettir.”6
-
Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Mümine sövmek günah, müminle savaşmak küfür, etini yemek (gıybetini etmek) ise Allah’a isyandır. Malının haram oluşu da tıpkı kanın haram oluşu gibidir.”7
Bak. Eş-Şehadet (2), 2119. Bölüm
3753. Bölüm Fazla Servet
Kur’an:
“Çokluk kuruntusu sizi o kadar meşgul etti ki, mezarları ziyaretle oradakileri de sayacak kadar oldunuz.” 8
“Mal toplayarak onu tekrar tekrar sayan, diliyle çekiştirip alay eden kimsenin vay haline! Malının kendisini ölümsüz kılacağını sanır.” 9
“Tek olarak yaratıp kendisine bol bol mal, çevresinde bulunan oğullar verdiğim ve nimetleri yaydıkça yaydığım o kimseyi bana bırak.” 10
“Altın ve gümüşü biriktirip Allah yolunda infak etmeyenlere can yakıcı bir azabı müjdele.” 11
Bak. Kasas, 76,82, Mearic, 18, Kehf, 34, Hadid,20, Tevbe, 69, Yunus, 88, Sebe,35
-
Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Sultana yakın olan her kul mutlaka Allah-u Teala’dan uzak düşmüştür. Mal ve serveti çoğalan kimsenin mutlaka hesabı şiddetli olmuştur ve takipçileri çok olan kimsenin de mutlaka şeytanları çok olmuştur.”1
-
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Mal ve servet çokluğu kalpleri helak eder ve günahları vücuda getirir.”2
-
İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Bir kimse Ebu Zer’in yanına geldi ve ona koyunlarının doğurduğunu müjde vererek şöyle dedi: “Ey Ebuzer! Müjdeler olsun sana! Koyunların doğurdular ve çoğaldılar.” Ebu Zer şöyle dedi: “Onların çoğalması beni sevindirmez. Çünkü onları sevmiyorum. Az olan ama yeten malı, çok olan ama (Allah’ı zikretmekten) gafil kılan maldan daha çok seviyorum.”3
-
Resulullah (s.a.a), Ebuzer ile birlikte Medine’de yola düştü. Yürürken Uhud dağına geldiğinde şöyle buyurdu: “Uhud dağı kadar altınım olsa bile, üç gece geçtiği halde ondan bir dinarının da yanımda kalmasını sevmiyorum, meğer ki bir borcu ödemek için yanımda tutayım ve sağdan soldan ve arkadan Allah’ın kullarına bağışta bulunayım.” Peygamber daha sonra yola düştü ve şöyle buyurdu: “Sağdan, soldan ve arkadan bağışta bulunan, hayırlı işler yapan kimseler dışında zenginler kıyamet günü fakirdirler ve bunlar çok azdırlar.”4
-
Ebu Zer şöyle diyor: “Bir gece dışarı çıktım. Aniden Allah Resulünü yalnız yürürken gördüm. Hiç kimse onunla birlikte değildi. Ben kimseyle birlikte olmaktan hoşlanmadığını düşündüm.” Ebu Zer daha sonra şöyle diyor: “Ben ay ışığında yola düştüm. Peygamber geri döndü ve beni görünce şöyle dedi: “Kim o?” Ben şöyle arzettim: “Fedan olayım Ebu Zer.” Peygamber şöyle buyurdu: “Ebu Zer gel!” Ben bir müddet Peygamber ile birlikte yol yürüdüm: “Daha sonra Peygamber şöyle buyurdu: “Allah’ın kendisine bir mal verdiği onun da sağdan, soldan, arkadan ve önden bağışta bulunduğu ve onunla hayırlı işlerde bulunduğu kimse dışında kıyamet günü zenginler fakirlerdirler.” Ebu Zer şöyle diyor: “Yine Peygamber ile birlikte bir müddet yol yürüdüm. Daha sonra bana şöyle buyurdu: “Burada otur!” Böylece beni etrafı taşlarla dolu bir çukurun yanına oturttu ve şöyle buyurdu: “Ben dönünceye kadar buraya otur.” Peygamber (s.a.a) yola koyuldu ve onu görmeyeceğim kadar uzaklaştı ve gözümden kayboldu.”1
-
İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Allah hayrını dilediği hiçbir kula otuz bin (dirhem) vermemiştir.” İmam daha sonra şöyle buyurmuştur: “Kul hiçbir zaman helal yoldan, on bin dirhem toplamamıştır. Bazen Allah bir grup için dünya ve ahireti bir araya getirir. Kendisine günlük yiyeceği ve amel verilen kimsenin şüphesiz Allah, dünya ve ahiretini bir araya getirmiştir.”2
-
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Hayır, malının veya evladının çoğalması değildir. Şüphesiz ki hayır ilminin çoğalması, hilminin büyümesi ve rabbine ibadet sayesinde insanlar arasında övülmendir.”3
-
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Senin için kalmayacak ve senin de kendisi için kalmayacağın bir şeyi artırmak (veya bir şeyin çokluğuyla övünmek) en büyük cehalettendir.”4
-
İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Sadece üzerinde Allah-u Teala’nın hüccetinin büyüdüğü kimsenin malı çoğalmıştır. O halde eğer kendinizden uzaklaştırmaya gücünüz yetiyorsa bunu yapın.” Kendisine, “Hangi şeyle?” Diye sorulunca şöyle buyurmuştur: “kardeşlerinizin ihtiyacını mallarınızdan temin ederek.”5
-
İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Aziz ve celil olan Allah Musa’ya şöyle buyurmuştur: “…Hiç kimsenin fazla servetine imrenme. Zira fazla servet, fazla günaha sebep olur. Çünkü bir takım farz hakları vardır (ödenmediği taktirde günaha sebep olur.)”6
-
İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Kalp huzurunu aradım ve onu sadece az servette buldum.”1
-
Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Ben sizler için fakirlikten korkmuyorum. Sizler için fazlalık talep etmekten ve sebeple övünmenizden korkuyorum.”2
-
İmam Rıza (a.s) şöyle buyurmuştur: “Mal ve servet şu beş hasletle toplanır: Şiddetli cimrilik, uzun arzu, (ruhlara) galip bir hırs, sıla-i rahimi terk etmek ve dünyayı ahirete tercih etmek.”3
-
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Bunun için sakın insanların çokluğu seni aldatmasın. Senden önce dünyaya dalıp ölümün gelmeyeceğini sanarak mal yığan, mallarının tükenmesinden korkan ve cezalandırılmayacaklarını zannedenlere ölümün nasıl gelip çattığını, memleketlerinden nasıl ayırdığını görmüşsündür… Evet uzun emellere kapılanları, sapasağlam evler inşa edenleri, çokça mal yığanları görmediniz mi?! Evleri nasıl kabirlere dönmüş, yığdıkları hep boşa gitmiş, malları varislere intikal etmiş, eşleri başkalarına kalmış?!”4
-
İmam Bakır (a.s), kendisine dirhem, dinar ve insanların bu ikisi karşısındaki görevi sorulunca şöyle buyurmuştur: “Bunlar Allah’ın yeryüzündeki mühürleridir. Allah onları yaratıklarının maslahatı için karar kılmıştır. İşler ve kazanç, dirhem ve dinarla yürümektedir. O halde dinar ve dirhemi çok olan, ondaki Allah-u Teala’nın haklarını ödeyen, zekatını veren kimseye bu dirhem ve dinarlar, tatlı ve temizdir. Herkim de fazla dinar ve dirhem toplar, cimrilik eder, Allah’ın ondaki haklarını ödemez, ondan kap ve çanak yaparsa aziz ve celil olan Allah’ın kitabında belirttiği tehdite daha layıktır. Nitekim Allah-u Teala şöyle buyurmuştur: “Bunlar cehennem ateşinde kızdırıldığı gün, alınları, böğürleri ve sırtları onlarla dağlanacak, “Bu, kendiniz için biriktirdiğinizdir; biriktirdiğinizi tadın” denecek.”5
Dostları ilə paylaş: |