10. Sinif dil ve anlatim ders notlari I. ÜNİte sunum-tartişma-panel



Yüklə 2,29 Mb.
səhifə4/21
tarix26.07.2018
ölçüsü2,29 Mb.
#58597
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   21

4. Noktalama Eksikliği
Noktalama işaretleri duygu ve düşüncenin açık bir şekilde ifade edilmesini sağlar. Kullanılması gerekirken kullanılmayan ya da yerinde kullanılmayan virgül, anlam belirsizliğine yol açar. Bu durum açıklığı bozar.
Devlet memuruna gereken ilgiyi göstermiyor.(Yanlış)

Devlet, memuruna gereken ilgiyi göstermiyor. (Doğru)

O, devlet memuruna gereken ilgiyi göstermiyor.(Doğru)
Genç adamın arkasından koşuyordu.

…………………………………………………………………

…………………………………………………………………
Bu gece eğlenceleri içlerine sinmedi.

…………………………………………………………………

…………………………………………………………………
Küçük ağacın arkasına saklandı.

…………………………………………………………………

…………………………………………………………………
Yaralı doktora baktı.

…………………………………………………………………

…………………………………………………………………
İhtiyar adama bir şeyler söylüyordu.

…………………………………………………………………

…………………………………………………………………
Yabancı gazeteciye tüm bildiklerini anlattı.

…………………………………………………………………

…………………………………………………………………


5.Anlamca Çelişen Sözcüklerin Bir Arada Kullanılması
Cümledeki sözcüklerin anlamca birbiriyle tutarlı olması gerekmektedir. Tutarlılık ise sözcüklerin arasında çelişki olmamasıyla mümkündür.

Anlamca çelişen sözcükler, cümlede ikiliğe yol açarak anlam belirsizliğine, bu da açıklığın olmamasına neden olur.

Bu anlatım bozukluğuna yol açan genellikle “kesinlik-olasılık” ya da “kesinlik - yaklaşıklık” bildiren sözcüklerin bir arada kullanılmasıdır.
Eminim hasta olmasaydı, belki bizimle geziye katılırdı.(Yanlış)

Eminim hasta olmasaydı, bizimle geziye katılırdı.(Doğru)

Hasta olmasaydı, belki bizimle geziye katılırdı.(Doğru)
Bundan aşağı yukarı  tam beş yıl önceydi. 

 …………………………………………………………………

………………………….………………………………………
Kuşkusuz duyduğum onun sesi olmalı.

…………………………………………..……………………… ………………………….………………………………………


Üç ayrı yerde başlayan yangında mutlaka kasıt ihtimali var diyorlar.

…………………………………………..……………………… ………………………….………………………………………


Kısmen de olsa kendimi ona karşı tamamen sorumlu hissediyorum.

…………………………………………..……………………… ………………………….………………………………………


Gönderdiğim paketi eminim bugüne kadar almış olmalısınız.

…………………………………………..……………………… ………………………….………………………………………


Genellikle karşıya geçerken mutlaka deniz yolunu seçerim.

…………………………………………..……………………… ………………………….…………………………….…………


Onunla günaşırı buluşuyor, her gün sahilde uzun yürüyüşler yapıyorduk.

…………………………………………..……………………… ………………………….…………………………….…………



IV.DEYİM VE ATASÖZÜ YANLIŞLARI

Atasözleri ve deyimlerin yanlış anlamda kullanılması ve bu kalıplaşmış sözlerde yapılan değiştirmeler anlatım bozukluğuna yol açar.


Başarısı sayesinde göze batmış ve terfi etmişti.(Yanlış)

Başarısı sayesinde göze girmiş ve terfi etmişti. (Doğru)


Ona yardım et, elinden geleni ardına koyma. (Yanlış)

Ona yardım et, elinden geleni yap.(Doğru)


Çok sevinçliydi; adeta etekleri tutuşmuştu.

…………………………………………………………………


Bir koyundan iki deri çıkmaz.

…………………………………………………………………


Alma garibin ahını çıkar aheste aheste.

…………………………………………………………………


Konferansta tüm dinleyiciler kulak kabartmış,

konuşmacıyı dinliyordu.

…………………………………………………………………
Hiç merak etme, sen onu elinde oynatırsın.

…………………………………………………………………



V. MANTIK HATALARI

İletinin açık ve doğru bir biçimde aktarılabilmesi için düşüncenin, temel mantık ilkelerine uygun olması; durumların, sıralanırken önem sırasına dikkat edilmesi gerekmektedir.


Kral ölünce halk yeni kralı seçmek için sandığa gitti.(Yanlış)

(Krallık, babadan oğula geçer, seçim yapılmaz)


İlk kez gerçekleşen gösteriye katılım rekor düzeydeydi.(Yanlış)

(İlk kez yapılan bir gösteriye gelen izleyici sayısının,rekordüzeyde olup olmadığı bilinemez.) 


Seninle değil şehir içinde gezmek, dünya turuna bile çıkılmaz.(Yanlış)

Seninle değil dünya turuna çıkmak, şehir içinde bile gezilmez. (Doğru)


Senin ihmalin yüzünden birçok insan ölebilir, hatta sakat kalabilir.(Yanlış)

Senin ihmalin yüzünden birçok insan sakat kalabilir, hatta ölebilir.(Doğru)


Dostlarından değil bir gün, bir hafta bile ayrı kalmaya dayanamazdı.

…………………………………………………………………


Bırakın simit almayı, döner alacak parası bile yoktu.

…………………………………………………………………


Otomobilin bagajından bir kamyon dolusu silah çıktı.

…………………………………………………………………


Hükümet, Meclis’in üye tam sayısının bir fazlasının oyunu alarak göreve başladı.

…………………………………………………………………

Arka taraflardan sesimi işitemeyenler, ellerini kaldırsın.

…………………………………………………………………



BAĞLAŞIKLIĞA (DİL BİLGİSİ BAĞLANTISINA) DAYALI ANLATIM BOZUKLUKLARI

Bir metinde ya da metin parçasında dil ögelerinin dil bilgisi kurallarına uyularak yan yana getirilmesine “bağlaşıklık” denir.

Bağlaşıklık ilkesine uyulmaması anlatım bozukluklarını meydana getirir. Bunlar:
I. Özne eksikliği

II. Yüklem eksikliği

III. Özne – yüklem uyumsuzluğu

IV. Nesne eksikliği

V. Dolaylı tümleç eksikliği

VI. Zarf tümleci eksikliği

VII. Edat tümleci eksikliği

VIII. Ek eylem eksikliği

IX. Eylemsi yanlışları

X. Yardımcı eylem eksikliği

XI. Çatı uyumsuzluğu

XII. Tamlama yanlışları

XIII. Bağlaç yanlışları

XIV. Sözcüğün Yapısındaki Yanlışlık

XV. Ek yanlışları
I.ÖZNE EKSİKLİĞİ

Birden çok yargısı olan cümle çeşitlerinde (birleşik, sıralı ve bağlı) öznenin ortak kullanımında özne ortaklığına dikkat edilmediğinde ortaya çıkan anlatım bozukluğudur.


Hastanenin inşaatı tamamlanacak ve hizmete açılacak.

özne yüklem yüklem


(Cümlede iki temel yargı (yüklem) için de “hastanenin inşaatı” öznesi ortak kullanılmış. Tamamlanacak olan “hastanenin inşaatı”dır ancak hizmete açılacak olan da “hastanenin inşaatı” değil, "hastane"dir. İkinci cümleye "hastane" öznesi getirilerek özne eksikliği giderilmiş olur.)


  • Hastanenin inşaatı tamamlanacak ve hastane hizmete

açılacak.

Dernek müdürünün yetkileri alındı ve kovuldu.

.……………………………………………………………
Kitabı bir solukta okudu çünkü çok akıcıydı.

…………………………………………………………………


Bu tür insanların yalanları ortaya çıkar ve komik duruma düşerler.

…………………………………………………………………

Herkes kazayı seyrediyor, yardım etmeyi düşünmüyordu.

…………………………………………………………………



II.YÜKLEM EKSİKLİĞİ

Sıralı ve bağlı cümlelerde özneleri farklı olduğu hâlde ortak bir yüklemin kullanılması kimi zaman anlatım bozukluğuna yol açmaktadır.


Sen kendi işini, biz kendi işimizi yapalım.

özne özne yüklem


(Cümlede, 2. tekil kişi "sen" öznesiyle 1. çoğul kişi "biz" öznesi aynı yükleme bağlanmış. Ancak “…biz ….. yapalım.” uyumluyken “…sen … yapalım.” Uyumlu değildir. Bu nedenle yüklemin ortaklıktan çıkarılıp birinci yargıya yüklem getirilmesi gerekir.)


  • Sen kendi işini yap, biz kendi işimizi yapalım.

Divan şiirini çok, halk şiirini ise hiç sevmiyordu.

…………………………………………………………………
Kalabalıkta ben çocukları, çocuklar beni kaybetti.

…………………………………………………………………


III.ÖZNE-YÜKLEM UYUMSUZLUĞU

Özne ; tekillik ve çoğulluk, olumluluk ve olumsuzluk, kişi bakımından yüklemle uyumlu olmalıdır. Bunlardan birinin uyumsuzluğu anlatımı bozar.


1. TEKİLLİK VE ÇOĞULLUK YÖNÜNDEN UYGUNLUK

  • Özne tekilse yüklem de tekildir.


Doruk, disiplinli çalışarak başarıyı yakaladı.

Dilenci, ana caddeden çıkıp dar sokaklara girdi.


  • Saygı anlamı katmak için özne tekilse yüklem çoğul kullanılabilir.

Genel Kurmay Başkanı, orduyu teftiş edecekler.

Müdür Bey, makamına teşrif ettiler.


  • Alay, küçümseme, sitem anlamı katmak için özne tekilse yüklem çoğul olabilir.


Hanımefendi, nihayet uyanabilmişler.

Saat kaç oldu, beyefendi yeni teşrif ediyorlar.



Hasan  Bey bizi hatırlamadılar.


  • Özne insan ve çoğul olduğunda yüklem tekil de çoğul da olabilir.


İnsanlar, meydana doğru yürüyüşe geçti. (Doğru)

İnsanlar, meydana doğru yürüyüşe geçtiler. (Doğru)
Çocuklar parkta oyun oynamaya bayılıyor. (Doğru)

Çocuklar parkta oyun oynamaya bayılıyorlar. (Doğru)


  • Topluluk isimleri özne ise yüklem tekil olur; ancak topluluk isimleri çoğul eki alıyorsa yüklem de alabilir.

Bizim takım sahaya çıktı. (Doğru)

Bizim takım sahaya çıktılar. (Yanlış)
Takımlar nihayet sahaya çıktı. (Doğru)

Takımlar nihayet sahaya çıktılar. (Doğru)

 

Kurul, bu konuda son kararı verecekler. (Yanlış)



Kurullar, bu konuda son kararı verecekler. (Doğru)

Kurullar, bu konuda son kararı verecek. (Doğru)

 


  • Soyut kavramlar, organ adları, zaman adları, eylem adları, bitki, hayvan adları, cansız varlıklar çoğul durumda özne olduğunda yüklem tekil olur.


Hislerim böyle bir durumda beni hiç yanıltmazlar.(Yanlış)

Hislerim böyle bir durumda beni hiç yanıltmaz. (Doğru)
Ellerim, ayaklarım soğuktan buz kestiler. (Yanlış)

Ellerim, ayaklarım soğuktan buz kesti. (Doğru)


Günler, aylar, yıllar su gibi akıp geçiyorlar.

…………………………………………………………………


Gülüşmeler, bağrışmalar birbirine karışıyorlardı.

…………………………………………………………………


Bahçedeki zambaklar açmaya başlamışlar.

…………………………………………………………………


Kediler, irkilerek yerlerinden fırladılar.

…………………………………………………………………


Odunlar ne de çabuk tutuşuverdiler öyle.

…………………………………………………………………


Çiçekler sıcaktan kurumuşlar.

…………………………………………………………………


Bu sıralar çok sağlam yapılmışlar.

…………………………………………………………………


Kanun maddeleri mecliste görüşüldüler.

…………………………………………………………………


Bahar yağmurları bu yıl bir hafta geç başladılar. 

…………………………………………………………………


NOT:İnsan dışındaki varlıklara kişilik verildiğinde(teşhis) yüklem tekil de çoğul da olabilir.
Çiçekler gülümseyerek karşılıyor baharı. (Doğru)

Çiçekler gülümseyerek karşılıyorlar baharı. (Doğru)


Ağaçlar büyük bir hüzünle yapraklarını döküyor. (Doğru)

Ağaçlar büyük bir hüzünle yapraklarını döküyorlar. (Doğru)


Dakikalar şımarık bir tavırla tık tık ilerliyordu. (Doğru)

Dakikalar şımarık bir tavırla tık tık ilerliyorlardı. (Doğru)


Martılar bize selam getirdiler.(Doğru)

Martılar bize selam getirdi.(Doğru)




  • Öznede çoğul sayıların, belgisiz sıfat ve zamirlerin bulunduğu cümlelerde yüklem tekil olur.

İki arkadaş, şakalaşmaya başlamışlardı. (Yanlış)

İki arkadaş, şakalaşmaya başlamıştı. (Doğru)


Savaşa katılanların çoğu eve sakat dönmüşlerdi. (Yanlış)

Savaşa katılanların çoğu eve sakat dönmüştü. (Doğru)


Herkes geleceğe dair planlar yapmaya başlamışlardı. (Yanlış)

Herkes geleceğe dair planlar yapmaya başlamıştı.(Doğru)


Hiçbiri sizi görmüyorlar.

………………………………………………………………….


Herkes bu konuda aynı fikirdeydiler.

………………………………………………………………….


Birçok kişi aynı sorunu tartışıyorlar.

………………………………………………………………….

Çoğu, bugün hasta olduğu için gelmemişler.

………………………………………………………………….


Kimi yazarlar yapıtlarında kendi yaşamlarından hiç söz etmezler.

………………………………………………………………….


Herkes beni desteklediler.

………………………………………………………………….


İki kişi bankayı soymuşlar.

………………………………………………………………….


Üç ya da dört öğrenci izin istemişler.

………………………………………………………………….


Derse beş öğrenci girmediler.

………………………………………………………………….


Toplantıya üç kişi katılmadılar.

………………………………………………………………….



*Sayılarla belirtilmiş  öznelerin bulunduğu cümlelerde eylem daha iyi belirtilmek istendiğinde yüklem çoğul olabilir.

"İki asker gün boyu nöbet tuttular."

* "İki arkadaş uzun süre tartıştılar."

2. OLUMLULUK VE OLUMSUZLUK YÖNÜNDEN UYGUNLUK
Cümlenin öznesi olumlu belgisiz zamirse (herkes, bütün,

hep…) yüklemi de olumlu ve aynı zamanda tekil olmalıdır.


Olumsuz belgisiz zamirse (hiçbiri, hiç kimse, kimse…) yüklemi de olumsuz ve yine tekil olmalıdır.
Kimse konuşmuyor; dikkatle öğretmeni dinliyor

özne yüklem yüklem

(olumsuz) (olumsuz) ( olumlu)

(Cümlede, birinci yargıda kullanılan “kimse” olumsuz öznesi, iki yüklem için ortak kullanılmış. Ancak “kimse … konuşmuyor” uyumluyken “kimse … dinliyor” uyumlu değildir. İkinci yüklem için “herkes” olumlu öznesi getirilerek özne-yüklem uyumsuzluğu giderilebilir.)




  • Kimse konuşmuyor; herkes dikkatli bir biçimde öğretmeni dinliyor.

Herkes canla başla çabalıyor, şikâyet etmiyordu.

…………………………………………………………………
Hiçbirimiz konuşmuyor, olacakları bekliyorduk.

…………………………………………………………………


3. Kişi Yönünden Uygunluk

  • Özne kaçıncı kişiyse yüklem, özne ile aynı kişi ekini alır.

Ben, geleceğe umutla bakmak istiyorum.

I.tekil kişi I. tekil kişi
Annem, bizim için hiç durmadan çalıştı.

III.tekil kişi III.tekil kişi

Biz bunca işin altından nasıl kalkacağız?

I.çoğul kişi I.çoğul kişi


  • Birden fazla özne olduğunda bunlardan biri “ben” ya da “biz” ise yüklem I.çoğul kişi olur.


Ben, annem ve babam bu hafta tatile gideceğiz.

Biz I.çoğul kişi


  • Birden fazla özne olduğunda bunlardan biri “sen” ya da “siz” ise yüklem II. çoğul kişi olur.


Sen ve Aylin geçen gün bensiz nereye gittiniz?

Siz II.çoğul kişi


  • Birden fazla özne olduğunda bunlardan biri “o” ya da “onlar” ise yüklem III. çoğul kişi olur.


O ve Ayşe biraz önce buradan geçtiler.

Onlar III.çoğul kişi

Otobüste yolcu olarak ben ve ihtiyar adam kalmıştı.

………………………………………………………………….

Sen ve Kemal, teneffüste kütüphaneye gelsin.

………………………………………………………………….
Yarışmaya, iki kişi ve ben gittim.

………………………………………………………………….


Ben, sen ve o burada nöbet tutacak.

………………………………………………………………….


Koca salonda ben ve bir yabancı kalmıştı.

…………………………………………………………………


Aydın ve sen beni kapıda bekle.

…………………………………………………………………




  • Sıralı ve bağlı cümlelerde kip ve kişi ekleri uyumlu olmalıdır.

Ben erken kalkıyor, siz akşama kadar yatıyorsunuz.(Yanlış)

Ben erken kalkıyorum, siz akşama kadar yatıyorsunuz.(Doğru)
IV.NESNE EKSİKLİĞİ
Birden çok yargının bulunduğu cümlelerde, yüklemlerin birine nesne getirilmesi gerektiği halde getirilmemişse nesne eksikliğinden doğan anlatım bozukluğu meydana gelir.
‘’Arkadaşıma bu meseleyi anlattım ve ikna ettim.’’ cümlesinde iki yüklem vardır ve ikinci yüklem nesne gerektirmektedir. İkinci yüklemden önce ‘’arkadaşımı’’ ya da ‘’onu‘’ nesnesi kullanılarak anlatım bozukluğu giderilebilir.


  • Arkadaşıma bu meseleyi anlattım ve onu

ikna ettim.

Kitapların numaralarını yapıştırıp raflara yerleştirdi.

…………………………………………………………………
Onun hayata bakışı, yorumlayışı herkesinkinden farklıydı.

…………………………………………………………………


İktidarlar dönem dönem, sanata pranga vurup köleleştirmeyi istiyor.

…………………………………………………………………


Oğluna Fransa’dan bir mektup göndererek yanına çağırdı.

…………………………………………………………………


Size teşekkür etmek ve kutlamak istiyorum.

…………………………………………………………………


Bu kuralların gerekli olduğunu biliyorum; ama uygulayamıyorum.

…………………………………………………………………


V.DOLAYLI TÜMLEÇ EKSİKLİĞİ

Birden çok yargının bulunduğu cümlelerde, yüklemlerin birine dolaylı tümleç getirilmesi gerektiği halde getirilmemişse nesne eksikliğinden doğan anlatım bozukluğu meydana gelir.


Annesini ihmal ediyor, bir mektubu çok görüyordu.(Yanlış)

Annesini ihmal ediyor, ona (annesine) bir mektubu çok

görüyordu.(Doğru)
Bu anlayış bizi Batı’ya yaklaştırmıyor aksine uzaklaştırıyor.

…………………………………………………………………


Son eserinizi beğendim diyemem; pek çok dil yanlışı vardı.

…………………………………………………………………

Sizi önemseyen ve inanan insanlar var.

………………………………………………………………..


Çıkan yeni romanları incelemek ve tezi için yararlanmak istiyordu. …………………………………………………………………
Gençlerden çok şey bekliyoruz; fakat değer vermiyoruz.

…………………………………………………………………


VI.ZARF TÜMLECİ EKSİKLİĞİ

Birden çok yargının bulunduğu cümlelerde zarf tümleçlerinin yüklemlerle olumluluk – olumsuzluk bakımından uyumlu olması gerekmektedir. Aksi takdirde anlatım bozukluğu meydana gelir. Anlatım bozukluğunu gidermek için cümleye uygun zarf tümlecini eklemek gerekmektedir.


Atatürk, hiçbir zaman bencil olmadı, milletinin iyiliğini istedi.(Yanlış)

Atatürk, hiçbir zaman bencil olmadı, her zaman milletinin iyiliğini istedi. (Doğru)


Çocuklarına hiçbir zaman kötü davranmadı, sevgiyle yaklaştı.

…………………………………………………………………


Her şeye rağmen moralini hiç bozmadı, çalıştı.

…………………………………………………………………


O her zaman ailesinin mutluluğu için çalıştı, kendini düşünmedi.

…………………………………………………………………


Her zaman senin yanındayım, seni yalnız bırakmayacağım.

…………………………………………………………………


VII.EDAT TÜMLECİ EKSİKLİĞİ

Cümlede edat tümlecinin kullanılması gerekirken kullanılmamasından kaynaklanan anlatım bozukluğudur. Genellikle birden çok yargının bulunduğu cümlelerde karşılaşılır. Anlatım bozukluğunu gidermek için cümleye uygun edat tümlecini eklemek gerekmektedir.


Beni sevdiğini söylüyor ama hiç ilgilenmiyor.(Yanlış)

Beni sevdiğini söylüyor ama benimle hiç ilgilenmiyor.(Doğru)


İhtiyar, komşusuna iki günde bir uğrar, söyleşirdi.

…………………………………………………………………


Arkadaşlarını aradı, sonra buluştu.

…………………………………………………………………


Buna nasıl dayandın, nasıl baş ettin?

…………………………………………………………………

Bir daha seni görmek ve karşılaşmak istemiyorum.

…………………………………………………………………

Huysuzluk ettiğinde çocuğu kendi başına bırakın, bir süre ilgilenmeyin.

…………………………………………………………………


VIII. EK EYLEM EKSİKLİĞİ

İki ayrı ek eylemin kullanılması gereken yerde ek eylemin ortak kullanılması durumunda karşımıza çıkar.


Ek eylem eksikliğinden kaynaklanan anlatım bozukluğu daha çok yargılar arasında karşıtlık olduğunda ortaya çıkar.
Romanlarının dili sade fakat anlatımı özgün değilmiş.

cümlesinde “sade” ve “özgün” sözcükleri, ortak bir biçimde olumsuz “değilmiş” ek eylemine bağlanmıştır. Bu durumda “Romanlarının dili sade değilmiş fakat anlatımı özgün değilmiş.” anlamı çıkmaktadır. Bu bozukluk “sade” sözcüğüne uygun (olumlu) ek eylemin getirilmesiyle ortadan kaldırılabilir.




  • Romanlarının dili sadeymiş fakat anlatımı özgün değilmiş

Bu başarılı çocuk çok akıllı ve yaramaz değildi.(Yanlış)

Bu başarılı çocuk çok akıllıy ve yaramaz değildi.(Doğru)
Evleri güzel, bahçeleri de bakımsız değildi.

…………………………………………………………………


Bu kuytu köşe sıcak ama güvenli sayılmazdı.

…………………………………………………………………


Bu yüzden yorgun düşer, sağlık durumumuz aksardı.

…………………………………………………………………


Yaşı küçük, boyu da uzun değildi.

…………………………………………………………………




IX.EYLEMSİ (FİİLİMSİ) YANLIŞLARI
1. Eylemsi Eksikliği

Biri olumlu, diğeri olumsuz bir eylemsiye bağlanması sözcüklerin kullanıldığı cümlelerde tek ortaya çıkar.


Bu tür suçlamaların yersiz ve doğru olmadığını hepimiz biliyoruz.(Yanlış)

Bu tür suçlamaların yersiz olduğunu ve doğru olmadığını hepimiz biliyoruz.(Doğru)


Kimin dürüst, kimin dürüst olmadığını nasıl anlayacağız?

…………….…….………………………………….………….


Çok az ya da hiç çalışmadan başarılı olunamaz.

………………………………………………………….………


Mahkemede kimin haklı, kimin haklı olmadığını anlayacağız.

………………………………………………….………….……


Uzun yolculukları ancak sağlıklı ve yorgun olmayanlar göze alabilir.

………………………………………………….………….……




  • Olumlu – olumsuz karşıtlığı olmadan da farklı eylemsilere bağlanması gereken ögelerin aynı eylemsiye bağlanması, eylemsi eksikliğine neden olmaktadır.

Görevlilerin beyaz kravat ve koyu renk ceket giymesi gerekiyor.(Yanlış)

Görevlilerin beyaz kravat takması ve koyu renk ceket

giymesi gerekiyor.(Doğru)


Huzurevinde bana duyulan sevgi ve anlayış gözlerimi yaşarttı.(Yanlış)

…………………………………………………………………


Kızların abartılı küpeler ve ağır makyaj yapmaları göze batıyordu.

…………………………………………………………………


2. Eylemsi Yanlışları ve Uyumsuzluğu

Cümlede yanlış eylemsilerin kullanılması anlatım bozukluğuna neden olmaktadır.


‘’Yönetmen yeni filminde kimlerin oynayıp oynamamasına karar verecek.’’ cümlesinde yönetmenin henüz gerçekleşmemiş bir durum için karar vermesi söz konusu olduğundan “oynayıp oynamamasını” ad-eylemi yerine “oynayıp oynamayacağı” gelecek zaman anlamlı sıfat-eylemi kullanılmalıydı.


  • Yönetmen yeni filminde kimlerin oynayıp oynamayacağına karar verecek.

Bizi en çok sevindiren, onun ziyarete geldiğidir.

…………………………………………………………………


  • Cümledeki eylemsilerin aynı eklerle türemiş olmasına dikkat edilmelidir çünkü farklı yapılardaki eylemsilerin aynı bağlam içinde kullanılması eylemsiler arasında uyumsuzluk yaratabilmektedir.

‘’Tiyatro, toplumun yükselişini ve çökmesini gösteren bir barometredir.’’ cümlesinde “yükselişini” ve “çökmesini” ad-eylemleri aldıkları ekler bakımından uyumlu değildir. Uyumsuzluğu gidermek için aynı ad-eylemlerin kullanılması gerekmektedir.




  • Tiyatro, toplumun yükselini ve çöküşünü gösteren bir barometredir.

Düzenli çalışmak ve zamanını kütüphanede geçirmesi, başarılı olmasını sağladı.

…………………………………………………………………
Çocukların eve geldiğiyle gitmesi bir oldu.

…………………………………………………………………




Yüklə 2,29 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   21




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin