Gece Yeme Bozuklukları
Oturum Başkanı : Fulya Maner
Panelist : Fatma Özlem Orhan
Uyku dönemi sırasında olan anormal yeme davranışı, farklı nedenlerden kaynaklanabilmektedir. Bunlardan, gece yeme sendromu ve uykuyla ilişkili yeme bozukluğu son zamanlarda en çok ilgi çeken bozukluklardır.
Gece Yeme Sendromu
Gece yeme sendromu (GYS); ilk olarak 1955’te Stunkard tarafından, tedaviye dirençli obezitesi olan hastalarda, sabahları anoreksi, akşam hiperfaji ve insomnia ile karakterize bir bozukluk olarak tanımlanmıştır.[1] GYS'da enerji alımında gecikme meydana gelir, ancak uyku döngüsü bozulmamıştır. Hastaların akşam yemeleri tıkınırcasına yeme şeklinde değildir. Genel erişkin popülasyonundaki GYS prevalansı %1.5 oranında bildirilmiştir. [2] GYS için tedavi seçenekleri; serotonin gerialım inhibitörleri, topiramat, bilişsel davranışçı terapi, relaksasyon eğitimi ve ışık terapisidir. [3]
Uykuyla İlişkili Yeme Bozukluğu
Uykuyla ilişkili yeme bozukluğu (UİYB) ilk olarak Schenck ve arkadaşları tarafından 1991 yılında gündüz yeme bozukluklarından ayrı heterojen bir sendrom olarak tanımlanmıştır. UİYB uyku sırasında tekrarlayıcı şekilde ortaya çıkan istem dışı yemek yeme veya içme epizotları olarak tanımlanır. UİYB prevalansı %0.5 olarak bildirilmiştir.[4] UİYB, yüksek kalorili ve garip yiyeceklerin yenmesiyle karakterizedir. Tıkınırcasına yeme de yaygındır. İlginç bir şekilde UİYB’da açlık hissi de yoktur ve uyku sırasındaki yiyecek seçimleri gündüz yediklerinden farklıdır. Çoğu UİYB hastası ertesi gün bir önceki akşam olan olayları hatırlayamazlar. Özellikle iki çeşit farmakoterapi UİYB’nu kontrol altına almada etkili gibi görünmektedir. Bunlar; Topiramat ve Dopaminerjik ilaçlardır.
Kaynaklar
Stunkard AJ, Grace WJ, Wolff HG. The night-eating syndrome: a pattern of food intake among certain obese patients. Am J Med 1955;19:78–86.
Rand CSW, Macgregor MD, Stunkard AJ. The night eating syndrome in the general population and among post-operative obesity surgery patients. Int J Eat Disord 1997; 22:65– 69.
Trojian TH, Jow V. Night eating syndrome presenting as anorexia in an athlete: case report and review. Curr Sports Med Rep 2009; 8:182-185.
Schenck CH, Mahowald MW. Review of nocturnal sleep-related eating disorders. Int J Eat Disord 1994;15:343-356.
PANEL-4
Farklı Yönleri İle Yeme Bozuklukları
Yeme Bozuklukları ve Psikoz
Oturum Başkanı : Fulya Maner
Panelist : Vesile Altınyazar
Yeme bozukluklarında yapılan gözden geçirme çalışmalarında psikotik bozukluk-ların gelişme riskinin %3-10 arasında olduğu ve erkeklerin kadınlardan daha büyük riske sahip olduğu saptanmış olmakla birlikte genel populasyonda şizofreni görülme oranı %0.8-1,2'dir (Striegel-Moore ve ark. 1999). Yeme bozukluğu hastalarının incelendiği bir çalışmada şizofreni ve diğer psikotik bozuklukların bulumia nervozadan kısıtlayıcı tip anoreksiyada 3 kat, yeme-çıkarma tipi anoreksiyada 2 kat daha fazla görüldüğünü bildirilmiştir (Blinder ve ark. 2006). Yeme bozukluğu olan kadın hastalarda SCL-90 ile değerlendirilen psikoz semptomlarının sıklığı (psikotisizm ve paranoid düşünceler) sağlıklı kontrollerden daha fazla bulunmuştur (Miotto ve ark. 2010).
Yeme bozukluklarında, vücut imajı bozuklukları tipik obsesyonel yapısını kaybedebilir ve daha delüzyonel bir profil kazanabilir. Bozulmuş vücut algısının subdelüzyonal’den delüzyonale kadar değişen niteliklerde olabildiği ve atipik antipsikotiklere pozitif yanıt alınabildiği gösterilmiştir (McKnight ve Park 2010). Ayrıca yeme bozukluğu bulunan hastalarda beyin görüntüleme bulguları (bilateral medial temporal, sol medial orbito frontal, anterior singulat alanlarda artmış aktivasyon, ventral ve dorsal nöral yolaklarda disfonksiyon)ve kortikal artmış dopamin düzeyi psikotik bozukluklarla benzerlikler göstermektedir (Kaye 2009).
Yeme bozukluklarının psikozla komorbiditesinin daha iyi anlaşılması tedavi seçeneklerinin değerlendirilmesi ve mortalitesi tüm psikiyatrik hastalıklar içinde en yüksek olan anoreksiya nervozanın yanı sıra diğer yeme bozuklukları açısından önemlidir.
Kaynaklar
Blinder BJ, Cumella EJ, Sanathara VA. Psychiatric comorbidities of female inpatients with eating disorders. Psychosomatics Medicine 2006; 68:454–462.
Kaye WH, Fudge JL, Paulus M. New insights into symptoms and neurocircuit function of anorexia nervosa. Nat Rev Neurosci. 2009;10:573-84.
Miotto P, Pollini B, Restaneo A, Favaretto G, Sisti D, Rocchi MB, Preti A. Symptoms of psychosis in anorexia and bulimia nervosa. Psychiatry Res. 2010;175:237-43.
McKnight RF, Park RJ. Atypical antipsychotics and anorexia nervosa: a review. Eur Eat Disord Rev. 2010;18:10-21.
Striegel-Moore RH, Garvin V, Dohm F, Rosenheck RA. Eating disorders in a national sample of hospitalized female and male veterans: detection rates and psychiatric comorbidity. Int J Eat Disord 1999; 25: 405–14.
PANEL-4
Farklı Yönleri İle Yeme Bozuklukları
Erkeklerde Yeme Bozuklukları
Oturum Başkanı : Fulya Maner
Panelist : Elif Ateş
Yeme bozuklukları erkeklerde nadir rastladığımız bir durumdur. Hem psikiyatri hem genel tıp içinde cinsiyet farklılığının bu nedenli belirgin olduğu bozukluk nadirdir. Anoreksi ve bulimia için bu oran %10 civarı iken tıkınırcasına yeme bozukluğunda bu oran %25’e kadar çıkabilmektedir. Bunun nedenlerinden birinin beslenmenin beyin biyokimyasında cinsiyete göre farklı etkilere yol açması olduğu ileri sürülmüştür.
Klinik seyir kadınlarla benzerdir. Ancak başlangıç yaşı erkeklerde daha yüksektir. Erkeklerde kadınlara kıyasla kusma, laksatif kullanma gibi telafi davranışlarına daha az rastlanır, tıkınırcasına yeme esnasında kontrol kaybı hissi daha az olur, fakat kompulsif egzersiz yapma daha sık görülür. Beden imajı üzerine düşünceleri ince olmaktan ziyade kaslı olmak şeklindedir. Atletik uğraş, eşcinsellik, cinsel kimlik bozuklukları, alkol kötüye kullanımı, geçmişte obesite, alay konusu olma veya fiziksel kötü muamele öyküsünün olması yeme bozukluğu gelişmesi için risk faktörleridir. Ayrıca yeme bozukluğu olan erkeklerde komorbid psikiyatrik hastalık daha sık görülmektedir.
Çalışmalar iki cinsiyetin tedaviye yanıtının benzer olduğunu gösterir. Yeme bozukluğunun kadın hastalığı olarak biliniyor olması erkek hastaların tedavi arayışını güçleştirmektedir. Erkeklerin daha az oranda başvurduğu ve başvuranların da tedaviye daha az süre ayırdıkları bilinmektedir. Sosyal desteklerinin de daha az olduğu bildirilmiştir. Erken başvuru ile prognoz daha iyi olmaktadır.
Bu panelde erkeklerde yeme bozukluklarının klinik özellikleri, farklılıkları ve tedavisi ana hatları ile tartışılacaktır.
PANEL-5
Kronik Hastalıklarda BDT
Dostları ilə paylaş: |