2010 YÜksek lisans tez özetleri


Yüksek Gerilim Enerji İletiminde Korona Kayıpları



Yüklə 1,75 Mb.
səhifə23/30
tarix07.05.2018
ölçüsü1,75 Mb.
#50222
1   ...   19   20   21   22   23   24   25   26   ...   30

Yüksek Gerilim Enerji İletiminde Korona Kayıpları

Yüksek gerilim enerji iletim hatlarında enerjinin taşınması sırasında bir kısım enerji havada kaybolur. Kaybolan bu enerji iletim hatlarının uzunluğuna göre birkaç bin KW’lardan MW’lara kadar ulaşabilir. Bu nedenle yüksek gerilim hatlarının taşınmasında göz önünde tutulması gereken faktörlerden biride korona kayıplarıdır.

Kayıp enerjinin oluşması iletim hatlarındaki gerilimin artmasıyla havada iyonize olayı ile birlikte başlar (havada iyonizasyona sebep olan serbest iyonların kaynağı yeryüzünün radyoaktivitesi, kozmik ışınlar, güneşten gelen morötesi ışınlar v.b.’dir.). Gerilimin biraz daha artması ile birlikte serbest elektronların çarpışma sayıları ve hızları da artar. Bu durumdan sonra iletim hattı çevresinde parça parça yada bütünsel bir ışıltı görülür. İşte hat geriliminin artması ve hattı çevreleyen havanın delinme alan gerilimine (Eeff=21,2 kV/cm) ulaşmasından sonra görülen parıltıya korona, ışıltı şeklinde oluşan kayıplara da korona kayıpları denir.

Tezimde giriş bölümünde korona olayından bahsedilmiş ve korona olayı sonucu görülen ışık zarı kalınlığının hesaplanması verilmiştir. Genel kısımda, pozitif ve negatif sivri uç koronası ile koronanın endüstrideki uygulamalardan bahsedildi. Koronaya etki eden faktörlerden bahsedildi ve ilgili formüller verilerek Peek ve Peterson formülleriyle korona kaybının nasıl hesaplanacağı gösterildi. Malzeme ve Yöntem kısmında, Genel kısımda verilen formüllerden yararlanarak, korona kaybına değişken çevre şartlarının etkisi grafik uygulamalarıyla verildi. Korona başlangıç ve sönümleme gerilimlerinin belirlenmesine yönelik deneyler yapıldı. Bulgular kısmında korona ile ilgili yapılan deneylere ilişkin ölçüm sonuçları verilerek kayıpları hesaplandı. Tartışma ve Sonuçlarda, tezde yapılan çalışmalar ile ilgili değerlendirmeler yapıldı.

 


Corona Losses In Hv Transmıssıon Lınes
A partion of energy high voltage power transmission lines, is lost in the air during the transportation. The lost energy can reach up from KW’s to MW’s depending on the length of transmission lines. Therefore corona losses is one of the factor must considered in carrying high voltage.

The energy losses are result of ionization in air while the voltage increases in transmission lines(The sources of the free ions cause ionization event in the air are radyoactivity of the earth, cosmic rays, solar ultraviolet beams come from sun). The collision number and the speeds of free electron increase with increasing voltage. After this case holistic or piecemeal sparkle can be seen around the transmission line. Corona is the sparkle that seen after increase in voltage to the breakdown voltage and corona losses occur with the sharp of sparkle.

At the begining of my thesis, the corona event is explained and calculations of thickness of the light film are given. Positive and negative sharp corona and symptoms of corona are explained in the general part. The factors which effect corona are explained and the methods of calculation the corona losses by Peek and Peterson formulas are given. In the material and metod part, by using the formulas given in general part, the effect of variable environmental conditions to corona loss is given by graphical applications. All relevant factors was evaluated in the discussion and conclusion part of this study.


ÇAM Gökhan

Danışman : Prof. Dr. Hakan Ali Çırpan

Anabilim Dalı : Elektrik Elektronik Mühendisliği

Mezuniyet Yılı : 2010

Tez Savunma Jürisi : Prof. Dr. Hakan Ali Çırpan

Prof. Dr. Aydın Akan,

Yrd. Doç. Dr. Demir Öner

Yrd. Doç. Dr. Hakan Doğan

Yrd. Doç Dr. Niyazi Odabaşıoğlu


Wimax Ağlarında Kaynak Atama Ve Çizelgeleme

IEEE 802.16e standardı olan WiMAX, geniş alanda geniş bantlı kablosuz sayısal haberleşme olanağı sağlar. WiMAX yüksek hızda veri haberleşmesini de (birkaç Mbps), ses gibi düşük hızda veri haberleşmesini de (birkaç 10 Kbps) veya bunların arasındaki herhangi bir veri hızınıı destekler. Bunun yanında gerçek zamanlı ve gerçek zamanlı olmayan haberleşme türlerini de bünyesinde barındırır. WiMAX standartının bu çeşitliliği etkin ve verimli bir çizelgeleyici tasarımını gerektirir. WiMAX standartlarında herhangi bir çizelgeleyici yapısı önerilmemiştir. Servis sağlayıcısı kendi çizelgeleyicisini tasarlamakta özgür bırakılmıştır.

Bu tezde WiMAX çizelgeleyicileri incelenmiş ve yeni bir çizelgeleyici yapısı önerilmiştir. Tezin ilk kısmında bugüne kadar önerilen çizelgeleyicilerin gelişme sürecine yer verilmiştir. Bu gelişme sürecinde ilk nesil çizelgeleyiciler olan kanal bilgisiz çizelgeleyicilerden başlayarak, kanal bilgili ve en sonunda çapraz katmanlı çizelgeleyicilerin çalışma yöntemleri tanıtılmıştır.

Tezin ikinci kısmında önerilen çapraz katmanlı algoritma ayrıntılı olarak açıklanmıştır. Algoritmaların tasarlanmasında amaç esnekliği enbüyüklemek olmuştur. Fakat önerilen ilk algoritma incelendiğinde şeçime bağlı olarak gerçek zamanlı bağlantılarda paket kayıpları veya gerçek zamanlı olmayan bağlantılarda veri hızı düşüşleri gözlenmiştir. Bu durumda servis sağlayıcısını daha da esnek bir algoritma sunabilmek amacıyla bir kritere bağımlı olarak öncelik sırasını ve dolayısıyla haberleşme kalitesini farklı servis tipleri için değiştiren bir algoritma sunulmuştur. Son bölümde ise bilgisayar benzetimleri gerçekleştirilmiştir. Benzer algoritmaların da bilgisayar benzetimleri gerçekleştirilmiş ve önerilen sistemle karşılaştırılmıştır



Resource Allocation And Scheduling In Wimax Networks

WiMAX, IEEE 802.16e standart, provides broadband wireless digital communication in large areas. WiMAX can support high speed data communication (Mbps) beside low speed data communication such as voice (10Kbps) or any low speed data. Moreover WiMAX includes real time and non-real time communication types. Due to varierity of WiMAX standarts, an efficient and effective scheduler need to be designed. WiMAX standarts does not offer any scheduler structure. It is left to the vendor to design its own scheduler

In this thesis WiMAX schedulers are considered and a new structure of scheduler is presented. In first section of thesis the development of schedulers from past to present is investigated. Starting from the first generation schedulers that channel un-aware schedulers, channel aware and cross layer scheduler running method are introduced.

In the second section of this thesis two cross-layer scheduler is presented and explained in detail. The purpose of designing algorithm is maximize flexibility. But when first proposed algorithm is investigated, subject to choice, pocket dropping at real time connections or data rate decreasing at non – real time connection has been seen. In this case, an algorithm that chances priorty value according to criteria and so chances quality of communications for different communication is presented to provide more flexibility to vendor. In the last section, the computer simulations are implemented. The computer simulation of smilar structures are impelented and compared with the presented structure.



TÜZÜN Serkan
Danışman : Prof. Dr. Aydın AKAN

Anabilim Dalı : Elektrik Elektronik Mühendisliği

Mezuniyet Yılı : 2010

Tez Savunma Jürisi : Prof. Dr. Aydın AKAN

Prof. Dr. Osman Nuri UÇAN

Prof. Dr. Hakan Ali ÇIRPAN

Prof. Dr. Ahmet SERTBAŞ

Prof. Dr. Sıddık YARMAN



Yüz Tanıma Sistemlerinde Kullanılan Öznitelik Vektörlerinin Optimizasyonu

Bugüne kadar gerçekleşen pek çok gelişmeye karşın yüz tanıma zorlu bir problem olmaya devam etmektedir. Yüz ifadeleri, poz ve aydınlık gibi parametrelerde meydana gelen küçük değişimler, yüz imgesinde bozulmalara neden olmaktadır. Buna rağmen, yüzdeki yerel niteliklerin bu tür bozulmalara karşı dayanıklı olduğu ve bir uzay-frekans analizi ile niteliklerin eldesinin mümkün olduğu düşünülmektedir. Bu amaç doğrultusunda, iyi biçimde belirlenmiş uzay-frekans yerelleştirmesi ile Dalgacık Analizi doğru bir seçim olarak karşımıza çıkmaktadır. Çeşitli dalgacık tabanları arasında Gabor Fonksiyonları, hem zamanda hem de frekansda en uygun çözünürlüğü sağlamaktadır. Örüntü tanıma için yerel niteliklerin elde edilmesinde, Gabor Dalgacıklar en uygun yaklaşım olarak görünmektedir.

DOĞRUSAL olmayan sürekli fonksiyonların optimizasyonu için geliştirilmiş Parçacık Sürü Optimizasyonu (PSO), basitleştirilmiş sosyal bir modelin benzetimi esnasında bulunmuştur. Kökleri iki ana metodolojiye dayanmaktadır; genelde Yapay yaşam (Artificial life (A-life)), özelde Kuş sürüsü (Bird Flocking), Balık sürüsü (Fish Schooling) ve Sürü Teorisi (Swarm Theory). PSO Evrimsel Hesaplama ile ilintilidir, bununla birlikte kökleri hem Genetik Algoritma hem de Evrimsel Programlamaya ulaşmaktadır.

PSO, basit bir fikir ve bir kaç satır bilgisayar kodu ile gerçeklemesi mümkün bir metoddan oluşmaktadır. Sadece temel matematik operatörlerine ihtiyaç dumakta ve bellek gereksinimi ve hız bakımından oldukça masrafsızdır.

Bu çalışmada, yüz tanımada kullanılan özniteliklerin Gabor Dalgacık ile elde edilmesi üzerinde durulmuştur. Ayrıca parçacık sürü optimizasyonuna dayalı bir yüz tanıma öznitelik optimizasyonu sunulmuş, farklı yüz kümeleri üzerinde testler yapılarak benzetim sonuçları yorumlanmıştır. 
 
Optimization of Feature Vectors used in Face Recognition Systems
Despite remarkable progresses so far, the general task of face recognition remains a challenging problem, this is mainly due to the complex distortions that can be caused by variations in illumination, facial expressions and poses. It is widely believed that local features in face images are more robust against such distortions and a spatial–frequency analysis is often desirable to extract such features. With good characteristics of space–frequency localization, wavelet analysis is the right choice for this purpose. In particular, among various wavelet bases Gabor functions provide the optimized resolution in both the spatial and frequency domains. Gabor wavelets seem to be the optimal basis to extract local features for pattern recognition.

Particle swarm optimization has roots in two main component methodologies. Perhaps more obvious are its ties to artificial life (A-life) in general, and to bird flocking, fish scooling, and swarming theory in particular. It is also related, however, to evolutionary computation, and his ties to both genetic algorithms and evolutionary programming.

Particle swarm optimization comprises a very simple concept, and paradigm can be implemented in a few lines of computer code. It requires only primitive mathematical operators, and is computationally inexpensive in terms of both memory requirements and speed.

In this study, the extraction of features, used in face recognition, is examined. Gabor Wavelets are used to extract features. Also a face recognition feature optimization, related to particle swarm optimization, is represented, and the results of the simulation are examined by testing different face sets.


YILMAZ Nejmettin
Danışman : Prof.Dr.Sıddık YARMAN

Anabilim Dalı : Elektrik Elektronik Mühendisliği

Mezuniyet Yılı : 2010

Tez Savunma Jürisi : Prof.Dr.Sıddık YARMAN

Prof.Dr.Osman Nuri UÇAN

Prof.Dr.Sabri ARIK

Prof.Dr.Hakan ÇIRPAN

Prof.Dr.İlhan KOCABAŞ



Ekstrüzyon Presin Plc Kontrollu Revizyonu
Özer Metal, 1960 yılından itibaren metal sektöründe faaliyet gösteren ve güncel teknolojileri takip ederek kalitesini her zaman ön plana çıkarmayı hedeflemiş, sektöründe lider bir kuruluştur.

1974 yılında satın alınan 1100 ton kapasiteli, klasik kontrol yöntemiyle manüel olarak çalışan yatay ekstrüzyon pres ile metal ekstrüzyon işlemi gerçekleştirilmektedir. Ekstrüsyon pres ile çekilen alaşımlardan nihai olarak ham anahtar üretilmektedir.

Firmanın vizyonu göz önüne alınarak üretimin kalitesi, verimliliği ve kolaylığı kapsamında Ekstrüsyon presin manuel kullanımından PLC kontrollü kullanımına geçiş çalışması yapılmıştır.

Yapılan çalışmalar sonucunda; Makine arıza sıklığı düşürülerek makinenin kullanım verimliliği % 6,69 oranında arttırılmıştır. Ayrıca makine kullanımı PLC kontrollü olmasından dolayı üretim miktarı 188 adet/vardiya olmuş ve üretim verimliliği % 25,3 oranında artmıştır. Hatalı mamul oranı da % 0,53 olarak gerçekleşmiştir.

 
The Revıson Of Extrusıon Press Controlled By Plc
Özer Metal, which has been active in metal sector since 1960, is a leading company. Metal extrusion process has been performed by horizontal extrusion having 1100 ton capacity working manually bought in 1974. At the end keys are produced from alloys which made by extrusion press.

Firm’s developed mentality and vision bring about a transition from using Manuel pres use to PLC control in order to reach a high quality, productivity and simplicity.

At the end of this work, we have observed that machine’s failures have been reduced so that productivity has been increased by 6, 69%. Indeed, by adopting PLC control production quantity has been 188 number / shift, and production productivity increased by 25, 3%. The rate of wrong product is only 0,53 %.

GROZDEV Mihail

Danışman : Prof. Dr. Ayten Kuntman

Anabilim Dalı : Elektrik-Elektronik Mühendisliği

Mezuniyet Yılı : 2010

Tez Savunma Jürisi : Prof. Dr. Ayten KUNTMAN

Prof. Dr. Sıddık YARMAN

Prof. Dr. Osman Nuri UÇAN

Prof. Dr. Ahmet SERTBAŞ

Doc. Dr. Mukden UĞUR

Alternatif Enerji Kaynakları: Güneş Enerjisi Ve Güneş Pilleri

Alternatif enerji kaynaklarına olan talebin giderek artması, enerji ihtiyacını karşılamak için kullanılan güneş, rüzgar, biokütle gibi enerji kaynaklarının verimli bir şekilde kullanımını ön plana çıkartmıştır. Alternatif enerji kaynaklarının yaygın olduğu bölgelerde enerji üretimi üzerine çalışmalar devam etmektedir.

Günümüzde, güneşten elde edilen elektrik, büyük şehirlerin yanı sıra yeryüzünün en ücra bölgelerinde yaşayan insanlara hizmet etmektedir.

Bu tez çalışmasında yenilenebilir enerji kaynaklarının değerlendirilmesi yapılmıştır. Genel olarak, bu yenilenebilir enerji kaynakları arasında hem sahip olduğu mevcut potansiyel hem de üretim teknolojileri bakımından farklı ve önemli bir yeri olan güneş kaynaklı üretim sistemleri ve bu sistemlerinin çevresel etkileri incelenmiş, muhtemel olumsuz etkilerin minimize edilmesi veya ortadan kaldırılmasına yönelik bazı değerlendirme ve önerilerde bulunulmuştur. Örnek olarak da bir güneş kaynaklı üretim sisteminin hesaplaması verilmiştir.


  

Alternatıve Energy Resources: Solar Energy And Solar Cells

Ever-growing increase in the demand for the alternative power resources has given rise to the issue of effective use of such power energy like sun, wind, biomass that are utilized to meet the demand to the electricity. The concerns on and search for the use of existing alternative power resources within potential areas are under progress.

Today, the electricity generated out of solar energy sun is made available to the disposal of those rural inhabitants, let alone potentials for the urban settlements.

This thesis is on the assessment of potential renewable power resources. In general, the study is conducted on the power generation systems from the solar power, together with its imminent environmental effects, as well as means to minimize or eliminate completely the undesirable influences upon implementation the power plant thereof and recommendations are provided, since solar power is among the prominent power resources in regard to its potentiality and practical improvement in the generation technologies achieved so far. The sample calculation on the power generation out of the sun power is also provided.



TEMİZ İkbal Fatma
Danışman : Prof.Dr. Ayten KUNTMAN

Anabilim Dalı : Elektrik-Elektronik Mühendisliği

Mezuniyet Yılı : 2010

Tez Savunma Jürisi : Prof.Dr. Ayten KUNTMAN

Prof.Dr. Sıddık B. YARMAN

Prof.Dr. Osman Nuri UÇAN

Prof.Dr. Ahmet SERTBAŞ

Prof.Dr.İlhan KOCAARSLAN




Rüzgar Enerjisi Sistemlerinde Optimizasyon

Enerji, insanlığın varoluşundan bugüne kadar hayatın vazgeçilemez bir parçası olmuştur. Özellikle elektrik enerjisi, günümüzde tartışmasız bir öneme sahiptir. Gelişen teknolojiye paralel olarak ortaya çıkan çağdaş gereksinimlerden dolayı gün geçtikçe artan elektrik enerjisi ihtiyacı, elektrik üretiminde kullanılan fosil yakıt kaynaklarının sınırlı ve yakın zamana kadar tükenecek olması (atom enerjisinin kaynağı olan uranyumun 50 yıl, petrolün 44 yıl, doğal gazın 64 yıl ve kömürün de 185 yıl sonra tükenecek olması tahmin ediliyor), bu kaynaklardan elektrik üretirken çevreye verilen zararlar ve bu zararların küresel ısınmanın en büyük sebebi olması, insanoğlunu yeni enerji kaynakları aramaya itmiştir. Bunun sonucunda doğal (yenilenebilir) enerji kaynaklarına yönelme olmuştur, çünkü yenilenebilir kaynaklar tükenmeyen ve çevreyi kirletmeyen enerji kaynaklarıdır. Yenilenebilir enerji kaynakları tüm dünyada giderek artan bir ilgi ile karşılanmakta ve enerji gereksiniminin karşılanmasında önemli kaynaklar olarak görülmektedir.

Elektrik üretiminde yenilenebilir enerji kaynaklarından rüzgar enerjisi kullanımı, dünya genelinde ve ülkemizde artmaktadır. Rüzgar enerjisi santrallerinin kullanımının ve kapasitesinin artmasıyla, rüzgar türbinlerinden elde edilen gücün kalitesi önem kazanmıştır. Güç kalitesinin artması için türbin, kurulacak bölgeye ve bölgenin rüzgar şartlarına uygun şekilde tasarlanmalı ve optimizasyonu yapılmalıdır. İlk kez 1891’de Danimarka’lı mühendis Paul Lacour’un rüzgar türbininden elektrik elde etmesinden bu yana geçen süre içinde rüzgar türbinlerinde değişik tasarımlar ve farklı kombinasyonlar kullanılmıştır.

Bu tez çalışmasında, rüzgar enerjisinden elektrik üretim sistemleri, rüzgar türbinleri ve tasarım parametreleri ayrıntılı olarak incelenmiş, Marmara bölgesinde etkin çalışabilecek, bu bölgelerin rüzgar şartlarına uygun yatay eksenli bir rüzgar türbini tasarımı yapılmıştır. Rüzgardan enerji elde etme prensipleri ve rüzgar türbinlerinin tarihsel gelişimi anlatılmış, yatay eksenli rüzgar türbinlerinde güç üretimini ve rotor boyutlarını etkileyen faktörler açıklanmıştır. Buradan yola çıkarak, rüzgar türbini tasarımındaki faktörler belirtilmiştir. Rotor boyutları hesaplama yöntemleri ayrıntılı olarak ele alınmış ve rotor tasarımı için gerekli hesaplar yapılmıştır. Hesaplamalarda ve parametrelerin belirlenmesinde bazı kabuller yapılmıştır.

Bölgenin ortalama rüzgar hızının, Kocaeli Meteoroloji Müdürlüğü aylık rüzgar hızı verilerine göre orta kuvvette ve sayısal olarak 7.8 m/s olduğu belirlenmiş, bu rüzgar hızına uygun jeneratör seçimi ve rotor, kanat, kule boyutlarının hesapları yapılmıştır. Bölgenin rüzgar hızı orta verimli olduğundan orta güçlü 500 kW gücünde rüzgar türbini tasarımı için gerekli hesaplar yapılmıştır.

 


Optimization of Wind Power Systems

Energy has been a indispensable part of the life so far from human existence. Especially electrical energy today has an important dispute. Because of; electricity consumption increasing day by day parallel to technological developments, fossil fuels used in the electricity generation will be exhausted till near future (it is estimated that uranium will 50 years, oil 44 years, natural gaz 64 year and coal 185 year later be exhausted), bringing damage during electricity generation from these fuels, and these damages are major cause of global warming and climate changes, people have began to seeking new enegy sources. As a result of this seeking, people are tending to nature (renewable) resources because renewable sources are boundless and nonpolluting energy sources. Renewable energy sources are being interested worlwide and considered as important energy sources for meeting the demands for electricity and other energy demands.

One of renewable energy sources of wind energy usage is growing worlwide and Turkey for electricty generation. As increase in wind farm installation and their capacity, generated power’s quality become important parameter. To improve the power quality, wind turbine should be designed and optimized for where it will be installed and that regions’s wind capacity. From 1891, when Danish engineer Paul Lacour first generate electricity from wind turbine, to today different designs and combinations are used in the wind turbines.

In this thesis, systems of power generation from the wind energy, wind turbines and design parameters are analysed in detail and horizontal axis wind turbine was designed that will operate in Marmara region sufficiently and suitable for wind conditions of this region. Principles of power generation from wind and wind turbines historical development are explained, and the factors influencing the power and dimensions of horizontal axis wind turbines are explained. From this, the most important factors for design of a wind turbine are identified. Calculation of rotor dimensions analysed in detail and calculations for rotor design was performed. Some acceptances was taken into account for calculations and determination of the parameters.

Wind velocity of this region is in medium level and numerically avarage 7.8 m/s according to the datas from meteorology statation of Kocaeli. Generator and rotor selection and tower size was selected in accordance to the site’s wind conditions. Because of the site’s wind capacity is in medium level, 500 kW capacity (medium power range) wind turbine was designed with necessary calculations.

AYDIN Erdoğan
Danışman : Prof. Dr. Hakan Ali Çırpan

Anabilim Dalı : Elektrik-Elektronik Mühendisliği

Mezuniyet Yılı : 2010

Tez Savunma Jürisi : Prof. Dr. Hakan Ali Çırpan

Prof. Dr. Aydın Akan

Yrd. Doç. Dr. Demir Öner

Yrd. Doç. Dr. Niyazi Odabaşıoğlu

Yrd. Doç. Dr. Ertuğrul Saatçi



Kanal Kestirimi İçin Bayesçi Yaklaşımlar
Kablosuz haberleşme sistemlerinde, bant genişliği ciddi bir şekilde sınırlı kaynak olmasından dolayı, bantgenişliğini arttırmadan sistem kapasitesinde önemli derecede artış sağlamak için bant genişliğinin etkili biçimde kullanılması kaçınılmazdır. Bundan dolayı, yol gecikmesi, kanal sönümleme katsayısı gibi kanal parametrelerinin ve iletilmek istenen sembollerin çevrimiçi kestirimi için geniş ölçekli araştırmalar önerilmektedir. Diğer taraftan; klasik kestirim (toplu kestirim gibi) tekniklerinde, pilot ya da eğitim verisi kanal parametrelerinin kestirimi için gerekmektedir. Ancak, iletim veri dizisi içine pilot ya da eğitim verisi eklemek sistem kapasitesini belirgin bir şekilde azaltabilir. Bu nedenle, gözü kapalı ya da eğitim verisi yardımı olmayan kestirim teknikleri bant genişliğini verimli bir şekilde kullanmak için tercih edilmektedir.

Alıcının temel görevi iletim kanalının fiziksel parametrelerini kestirmek ve frekans seçici sönümlemeli kanalların varlığında iletilen sembolleri algılamaktır. Ancak bu parametrelerin birleşik kestirimi, iletim kanalının zaman gecikmesinin doğasına göre doğrusal olmayışı nedeniyle zordur. Bundan dolayı bu gibi analitik olarak çözülmesi mümkün olmayan, özellikle de doğrusal olmayan ya da Gauss olmayan problemlere yaklaşımsal bir çözüm sunmak için parçacık süzgeci tekniği kullanılabilir. Son zamanlardaki gelişmeler parçacık filtresinin bilimde ve mühendislikte geniş bir uygulama alanına sahip sıralı sinyal işleme için ortaya çıkan güçlü bir metot olduğunu göstermektedir. Bu tezde, Doğrudan Dizilimli Kod Bölmeli Çoklu Erişim (DS-CDMA) sistemlerinde çok yollu sönümlemeli kanalların varlığında yayılım kodu gecikmelerini, kanal katsayılarını ve iletilen sembol dizilerinin birleşik kestirimi için yeni bir öz yinelemeli alıcı önerilmiştir. Doğrusal olmayan parametrelerin kestirimi için genişletilmiş Kalman süzgeci (EKF) içeren birçok birleşik kestirim teknikleri literatürde önerilmiştir. Bu kestirimcilerin aksine, EKF kullanmak yerine önerilen yöntem, tamamıyla Bayesçi yaklaşımı kullanılarak elde edilmiştir ve parçacık süzgeci (PF) olarak bilinen sıralı Monte Carlo (SMC) tekniği aracılığıyla performansı test edilmiştir. Önerilen yaklaşımın teorik analizi, doğrulayıcı bilgisayar benzetimleriyle sağlanmıştır.

 


Yüklə 1,75 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   19   20   21   22   23   24   25   26   ...   30




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin