Effect Of Incıdence Angle Of Earthquake On Seısmıcally Isolated Buıldıngs
Designing earthquake resistant structures is the best precaution to minimize the losses caused by earthquakes. Seismic isolation, which is an alternative to conventional earthquake resistant design and which helps the structure survive a major earthquake almost with no damage, is being used world wide more frequently. However, the sections of seismic codes regulating the design of base-isolated structures are not mature yet. Some of the methods used for fixed-base structures are also used for base-isolated structures which have totally different structural behaviors. Of these, directional combination rule is an important one. Accordingly; the results that would be obtained via bi-directional seismic analyses are obtained approximately by combining uni-directional seismic analyses results according to the %100+%30 directional combination rule. This rule is specifically used in the calculation of the internal forces of nonorthogonal structural elements. Additionally, the seismic gap around the structure is determined via seismic analyses along the orthogonal axes only and no directional combination rule is suggested for the calculation of isolator displacements in orthogonal directions. Another important issue is the effect of angle of incidince of an earthquake on the dynamic structural response and the applicability of the directional combination rule. In this study, the applicability of the directional combination rule to seismically isolated buildings and the influence of incidence angle of an earthquake on the dynamic responses of seismically isolated buildings are investigated via numerical experiments in which the influence of various parameters including mechanical properties of the seismic isolation system, the orientation of the member axes of vertical structural members with respect to the main structural axes, and eccentricity are taken into account. Benchmark structural models are subjected to historical earthquakes with different incidence angles and the time history analyses are carried out to investigate the variation of internal member forces, displacements of seismic isolators and inter-story drifts; and the applicability of the 100%+30% directional combination rule in seismically isolated buildings. In conclusion, it is seen that the structural response quantities obtained by directional combination rule are smaller than actual
TÜRKER Bilal
Danışman : Preof.Dr.Namık Kemal ÖZTORUN
Anabilim Dalı : İnşaat Mühendisliği
Mezuniyet Yılı : 2010
Tez Savunma Jürisi : Prof. Dr. Namık Kemal ÖZTORUN
Prof. Dr. Feyza ÇİNİCİOĞLU
Prof. Dr. Mehmet Hakkı OMURTAG
Prof. Dr. Fahriye KILINÇKALE
Yrd.Doç.Dr. Cenk ALHAN
Tarihi Yığma Yapıların Yapısal Davranışının Araştırılması
Binlerce yıllık geçmişe sahip olan tarihi yapılar deprem gibi beklenmedik doğal afetler karşısında zarar görmekte ya da yıkılmaktadır. Ancak, tarihi yapıların zarar görmesinin ya da yıkılmasının tek nedeni depremler değildir. Yapı malzemelerinin dayanımını yitirmesi, zamana bağlı deformasyonlar, yanlış kullanımın neden olduğu aşırı ve düzensiz yükleme, zemin oturmaları, sel felaketleri, yangınlar, savaş ve vandalizm tarihi yapıların yavaş yavaş yok olmasının diğer nedenleridir. Tarihi yapıların korunması ve onarılması için öncelikle strüktürel davranışlarının tam olarak bilinmesi gereklidir. Yığma yapıların tasarımında yığmanın basınç mukavemeti esas parametredir. Yığmanın basınç mukavemeti ise; yığmada kullanılan blok mukavemeti ve blok geometrisi, harç özellikleri ile örülme biçimi gibi bir çok faktöre bağlıdır. Bu nedenle, yığma prizmaların basınç deneyleri, basınç mukavemetini ve basınç mukavemetine bağlı diğer kriterleri elde etmek için yapılır. Bu çalışmada bina tipi tarihi yığma yapılar incelenmiş, tanıtılmış, strüktürel davranışı açıklanmış ve Türk Deprem Yönetmeliği’nde belirtilen esaslar üzerine EXCEL formatında bilgisayar programı geliştirilmiştir. Söz konusu program kullanılarak İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi binasının deprem analizleri yapılmıştır. Malzeme özelliklerinin belirlenmesi için örnek binayla aynı dönem (19 yy) ve aynı yapım tekniği ile yapılmış Ali Fakih Sıbyan Mektebi ve Abdülmecit Evi’nden alınan numunelerle İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Koruma Uygulama ve Denetim Müdürlüğü (KUDEB) laboratuarlarında deneyler yapılmıştır. Yığma duvarın dinamik davranışı incelenmiş ve SAP2000 programında tipik bir duvarın davranışı incelenmiştir. Örnek binanın özgün durumunun tüm duvarlarının basınç dayanımlarının basınç emniyet gerilmeleri aşmadığı tespit edilmiştir. Çoğu duvarın kayma gerilmelerinin kayma emniyet gerilmesini aştığı tespit edilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Tarihi kagir yapılar, deprem analizi
Investigation Of Structural Behavior Of Historical Masonry Buildings
Historic structures, which date back to thousands of years, have frequently been damaged or ruined because of unexpected events such as earthquakes. However, earthquakes are not the only reasons for the historic structures to sustain injury or to collapse. There are many other factors that gradually destroy these invaluable treasures, such as loss in the strength of the construction materials, time-dependent deformations, excessive and irregular loading due to inconvenient use, support settlements, floods, fires, wars and vandalism. It is strictly necessary to have a very good knowledge about their structural behavior as the initial step for conservation and restoration of historic structures. The design of masonry structures is based on the compressive strength of the masonry. Compressive strength of masonry depends on several factors such as block strength, geometry of the hollow blocks, mortar properties, mortar bedding. Therefore, tests of masonry blocks under compression are performed to obtain the strength and other design criteria related to the compressive strength. In this study building type historic masonry structures were examined, were introduced, their structural behaviors were explained and computer program was developed in EXCEL format according to the principles on Turkish Earthquake Specification. Using this program earthquake analysis of Istanbul University Faculty of Pharmacy Building was conducted. Material properties to determine the sample buildings in the same period (19th century) and the same construction technique made Ali Fakih primary school and Abdulmejid House of samples taken with the Istanbul Metropolitan Municipality, Conservation Implementation and Control Directorate (KUDEB) laboratory experiments were made. Examined the dynamic behavior of masonry wall and behavior of typical wall was investigated in SAP2000 program. Compressive strength of all walls of the sample orginal building does not exceed from compressive safety strength have been identified.
Keywords: Historical masonry structures, earthquake analysis
ABDOLLAHİ Nasser
Danışman : Prof.Dr.Ekrem MANİSALI
Anabilim Dalı : İnşaat Mühendisliği
Mezuniyet Yılı : 2010
Tez Savunma Jürisi : Prof.Dr.Feyza ÇİNİCİOĞLU
Doç.Dr.Melek ALHAN
Doç.Dr.Uğur MÜNGEN
Y.Doç.Dr.Turgay ÇOŞGUN
Bir İnşaat Altyapı Projesinde Süre-Maliyet İyileştirilmesi İçin Bir Risk Yönetimi Modeli
Bu çalışmada ülkemiz inşaat sektöründe henüz netlik ve yaygınlık kazanmışbir konu olmayan proje risk yönetimi sistemini ve bu sisteme getirilen farklı yaklaşımları tanıtmak,proje risk yönetiminin inşaat sektörü, özellikle en çok risk taşıyan altyapı projelerindeki önemini ve gerekliliğini vurgulamak ve bir risk yönetimi modeli örneği ile proje risk yönetimi sisteminin daha iyi anlaşılmasını sağlamaktır.
Çalışmay ı iki bölüme ayırmak mümkündür. Birinci bölümde proje risk yönetim i ile ilgili genel bilgiler verildikten sonra proje risk yönetimi ile ilgili bilgilerin verildiği bölümler yer alır.
İnşaat sektöründe,projenin büyüklüğüne, karmaşıklığına, kullanılan tekniklere ve gerçekleştirildiği ortama bağlı olarak, her projede farklı oranlarda mevcut bulunabilen risklerin sistematik olarak değerlendirilmesi ile riskler önlenerek ya da sonuca olumsuz etkileri en aza indirgenerek performans, maliyet ve çizelgede belirlenen hedeflere ulaşmak olasıdır. İnşaat faaliyetlerinin, süreçlerinin, çevresinin ve organizasyonların yapısından dolayı, inşaat sektörü ve müşterileri yüksek risk dereceleri ile geniş ölçüde ilişki içinde olduğundan, ülkemiz inşaat sektörindeki firmaların, proje risk yönetimi düşüncesine ve sistemine gereken önemi vermeleri ve projelerin temel fonksiyonlarından biri olarak görmeleri, işletmelerinin varlığının devamı açısından büyük önem arz etmektedir. Altyapı projeleri inşaat projeleri içerisinde risklerin ve belirsizliklerin en çok görüldüğü projelerdir, bu sebeple planlanan değerler ile proje sonunda gerçekleşen değerler arasında firmaları etkileyecek büyük farklar bulunmaktadır. Literatür araştırmasına ek olarak, bir Türk-Japon konsorsiyumunun(TGN), Türkiye'nin en büyük projesini üstlenmişolduğu Marmaray projesi tünel kazı işlemlerine ilişkin risk yönetim modeli kurulmuş ve bu modelin adımlarından biri olan risk analizinin gerçekleştirilmesi hem kalitatif hem de kantitatif yöntemlerle yapılmıştır. Kantitatif risk analizini gerçekleştirmek için Monte Carlo simülasyon tekniği kullanılmıştır.
Projenin erken aşamalarında kurgulanmış ve tüm proje süresince güncelleştirilmiş bir risk yönetim sistemi özellikle riski altyapı projelerinde, projenin başarısını olumlu yönde etkileyebilecek bir proje yönetim tekniğidir. Risk yönetim sistemi döngüsel bir süreçtir. Uygulanan tepki stratejilerinin izlenmesi ve kontrolü sürecinde bazı riskler yok edilecek veya azaltılacak, bazı öngörülmeyen riskler ise ortaya çıkacaktır ve analiz adımları tekrar gerçekleştirilecektir. Projenin sonunda, proje amaç ve hedeflerine ne kadar ulaşıldığının tespit edilmesi ve projeye ait risk yönetim sisteminin değerlendirilip dokümantasyon haline getirilmesi, firmanın daha sonra üstleneceği projelerde
risk yönetim sistemini daha etkin ve faydalı olarak kullanmasına olanak sağlayacaktır. "Riskleri Yönet, Projeyi Yönet" tarzi risk odaklı bir yaklaşım proje takımlarını gerçekçi amaçlara yöneltme ve bu amaçları ksrşılamalarına odaklanmalarını sağlar.
A Risk Management Model For Time-Cost Optimization Of A Infrustructural Project
Within this study, to introduce project risk management system which has not still become clear and widespread in our country's construction industry and different approaches brought into this system, to emphasize the importance and necessity of Project risk management in construction industry and to provide Project risk management to be understood better by means of a risk management model sample. In instruction industry, it is possible to reach the determined targets in performance, cost and schedule by preventing risks or reducing the negative impacts to minimum via evaluating the risks systematically which are present in every project in different rations depending on project's magnitude, complexity, techniques used and environment realized.
In addition to literature research, a risk management model was established regarding a construction project undertaken by a international consortium abroad and realization of risk analysis which is one of the steps of the model was made by both quantitative and qualitative methods. Monte Carlo simulation was used in order to carry out quantitative risk analysis.
A risk management system which is established in early phases of the project and updated through the entire project will be a project management technique affecting the success of the project positively, especially in large projects. Risk management system is a cyclic process. In the monitoring and control phase of applied risk responding strategies, some of the risks will be eliminated or reduced, some of unforeseen risks will appear and analysis steps will be realized again. At the end of the project, determination of to what degree project aims and targets have been reached and documentation of risk management system after evaluation regarding to the project will enable the company to use project risk management system more effectively and usefully in the projects undertaken later. Due to construction activities, processes, environment and organization's structures, construction industry and the clients are broadly in relation with high risk degrees. Therefore, it is highly important for us in construction industry to give necessary significance to Project risk management idea and system and to consider them as a basic function of the projects for permanence for their enterprise existence.A risk focused approach like ''Manage the Risk, Manage the Project'' enables project teams toorient realistic targets and focus to meet these targets.
ÖZGÜR Murat
Danışman : Yrd. Doç. Dr. Cenk ALHAN
Anabilim Dalı : İnşaat Mühendisliği
Mezuniyet Yılı : 2010
Tez Savunma Jürisi : Yrd. Doç. Dr. Cenk ALHAN
Prof. Dr. Namık Kemal ÖZTORUN
Prof. Dr. Abdurrahman GÜNER
Yrd. Doç. Dr. Taner M. CENGİZ
Yrd. Doç. Dr. Turgay ÇOŞGUN
Doğrusal Ve Doğrusal Olmayan İzolasyon Sistemlerinin Sismik Performanslarının Karşılaştırılması
Depreme dayanıklı yapı tasarımında sismik taban izolasyonunun kullanımı Türkiye’de ve dünyada giderek yaygınlaşmaktadır. Sismik izolasyon sistemlerinden düşük sönümlü kauçuk izolatörlerin viskoz sönümleyiciler ile birlikte kullanıldığı sistemler doğrusal davranış sergilerlerken, uygulamada sıklıkla kulanılan yüksek sönümlü veya kurşun çekirdekli kauçuk izolatörlerden oluşan izolasyon sistemlerinin davranışları doğrusal değildir. Ancak, sismik izolasyonlu binaların sismik analizlerinin doğrusal analiz yöntemleri kullanılarak yapılabilmesi için izolasyon sisteminin doğrusal (lineer) olması veya doğrusal olmayan (nonlineer) izolasyon sisteminin deprem yönetmeliklerinde tanımlanan “eşdeğer rijitlik” ve “eşdeğer sönüm” kavramları yardımıyla doğrusal olarak modellenmesi gerekmektedir. Bu çalışmada, bu yaklaşık doğrusal modelleme yönteminin uygunluğu araştırıldı. Farklı sismik izolasyon sistemlerine sahip bina modellerinin kullanıldığı bu çalışmada, izolasyon sistemleri lineer ve nonlineer olarak ayrı ayrı modellendi ve farklı tarihi deprem kayıtları kullanılarak binaların sismik analizleri gerçekleştirildi. İzolatör deplasmanları, katlar arası göreli öteleme oranları, kat ivmeleri, taban kesme kuvvetleri ve taban burulma momentleri gibi sismik performans kriterleri açısından karşılaştırmalar yapılarak farklı modelleme yöntemlerinin sismik taban izolasyonlu binaların sismik performanslarına etkileri ortaya koyuldu. İzolatörlerin doğrusal olmayan davranışları Bouc-Wen modeli kullanılarak modellendi, izolatörlerin ikili eksenel etkileşimleri göz önüne alındı ve üç boyutlu modeller kullanılarak dışmerkezlik etkileri de hesaba katıldı. Eşdeğer doğrusal modellerin doğrusal olmayan modelleri temsil etmekte çoğu zaman zorlandığı görüldü.
Comparıson Of Seısmıc Performances Of Lınear And Non-Lınear Isolatıon Systems
Use of seismic base isolation in earthquake resistant design is becoming more common both in Turkiye and worldwide. While seismic isolation systems composed of low damping rubber bearings and viscous dampers behave linearly, the behaviors of the seismic isolation systems, which are composed of high damping rubber bearings or lead rubber bearings and used in practice, are nonlinear. However, in order to be able to perform the seismic analyses of seismically isolated buildings via linear analysis methods, the seismic isolation system should be linear or modeled linearly via use of “effective stiffness” and “effective damping” terms defined in seismic codes. In this study, the suitability of this approximate linear modeling method is investigated. In this study, where different building models with different isolation systems are used, the isolation systems are modeled as linear and nonlinear and the seismic analyses of buildings are conducted under different earthquake records. Influences of different modeling techniques on the performances of seismic base isolated buildings are shown by comparing seismic performance criteria including isolator displacements, inter-story drift ratios, floor accelerations, base shears, and torsional base moments. Nonlinear behaviors of the isolators are modeled via Bouc-Wen model; biaxial interactions of isolators are taken into account; and eccentricity is taken into account via use of three dimensional models. It is shown that equivalent linear models generally fall short of simulating the behaviors of nonlinear models.
ÖREN Pınar
Danışman : Prof. Dr. Namık Kemal ÖZTORUN
Anabilim Dalı : İnşaat Mühendisliği
Mezuniyet Yılı : 2010
Tez Savunma Jürisi : Prof. Dr. Namık K. ÖZTORUN
Prof. Dr. Ali M. GÖZÜBOL
Prof. Dr. Ekrem MANİSALI
Yard. Doç. Dr. Turgay ÇOŞGUN
Yard. Doç. Dr. Özlem ÇELİK SOLA
Öngermeli Veya Ardçekmeli Prefabrik Betonarme Binaların Güçlendirilmesi: Bir Durum Çalışması
Yüksek Lisans Tezi olarak sunulan bu çalışmada, İstanbul Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü idare binasının onarım ve güçlendirilmesi konusu ele alınmıştır. Bu çalışmada, prefabrik (ön üretimli) öngermeli veya ardçekmeli kirişlere sahip yapının taşıyıcı sisteminin, dışarıdan ilave edilen betonarme perdelerle güçlendirilmesi sağlanarak, yatay yük taşıma kapasitesinin yeterli düzeye çıkarılmasına imkân verecek, uygulama kolaylığı, deprem performansı ve ekonomik açıdan diğer yöntemlere üstünlük sağlayacak alternatif bir tekniğin incelenmesi amaçlanmıştır. Amaç doğrultusunda çalışmada öncelikle, prefabrik, öngerme, ardçekme, onarım ve güçlendirme kavramları hakkında bilgi verilmiş daha sonra mevcut yapının yetersizlikleri incelenmiştir. Bu yetersizlikleri ortadan kaldırmak amacıyla dış perde duvar ilavelerinin kullanıldığı üç farklı model oluşturulmuş, en iyi ve yeterli sonuçları veren model seçilerek analizler yapılmıştır. Mevcut yapının ve modellerin çözümleri SAP2000 bilgisayar programı kullanılarak yapılmıştır. Yapının güçlendirilmeden önceki ve dış betonarme perdeler ile güçlendirildikten sonraki davranışları, deplasman değerleri ve rijitliği açısından incelenmiş, elde edilen bulgular yorumlanmış ve uygulamaya yönelik öneriler sunulmuştur. Bu çalışmada, güçlendirme konusunda genellikle karşılaşılan problemler dikkate alınarak, düzgün aks sistemine sahip ve çevresinde yeterli boş alanı bulunan betonarme binalarda kolaylıkla uygulanabilecek çözümler getirilmeye çalışılmış, mevcut yapının kullanımını aksatmayacak şekilde bina dışından yapılacak dış perde duvar uygulaması ile etkili, ekonomik ve pratik bir sistem güçlendirme yöntemi çözüm olarak önerilmiştir. Binaya dışarıdan perde duvar uygulanarak yapılan güçlendirme yönteminden başarılı sonuçlar elde edilmiştir. Önerilen güçlendirme yöntemi ile yapının dayanım ve rijitlik değerlerinin önemli oranda arttığı ve periyodunun azaldığı görülmüştür.
Strengthening Of Pre-Stressed Or Post-Tensioned Prefabricated Reinforced Concrete Buildings: A Case Study
In this study that has been presented as a Masters Thesis, the repair and strengthening of the administration building of İstanbul University, Department of Civil Engineering were investigated. In this study, investigation of an alternative technique that will enable to raise adequate level of horizontal load-barrying capacity, that will provide ease of application, seismic performance and economic superiority to other methods by providing strengthening additional reinforced concrete shear walls from the outside of a structural system of the building having prefabricated pre-stressed or post-tensioned beams was aimed. In accordance with the purpose, in the study, firstly, information on prefab, pre-tension, post-tension, repair, and strengthening concepts were given, then insufficiencies of the existing the bulding were examined. Three different models by using exterior shear wall additions were created. It was analysed by selecting the model having the best and sufficient results. The solutions of existing building and models were obtained by using computer program SAP2000. Behaviour of the building before strengthening and after strengthening with exterior shear walls was investigated in terms of rigidity and displacement values. The obtained results were interpreted and suggestions were presented. In this study, considering the problems encountering in strengthening, simply applicable solutions in reinforced concrete buildings having proper axis system and suitable available space surrounded were proposed. An effective, economical and practical system strengthening method with the application of exterial shear wall from outside of the building without preventing the usual service of the building was proposed. Successful results were obtained from the strengthening method by applying the external shear walls to the building. It was observed that strength and rigidity values of the building with the proposed strengthening method markedly increased and its period decreased.
Keywords: Shear Walls, Pre-stressed, Strengthening.
MADEN MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI
BOYRAZ Ümit
Danışmanı : Yrd. Doç. Dr. Ümit ÖZER
Anabilim Dalı : Maden Mühendisliği
Mezuniyet Yılı : 2010
Tez Savunma Jürisi : Yrd. Doç. Dr. Ümit ÖZER
Prof.Dr. Şafak Gökhan ÖZKAN
Prof. Dr. Süleyman DALGIÇ
Doç. Dr. Ataç BAŞÇETİN
Yrd. Doç Dr. Abdulkadir KARADOĞAN
Jeomekanik Parametrelerin Delme Ve Patlatmaya Etkisinin Araştırılması
??????? yönünden delme-patlatma operasyonlarına olan etkileri incelenmiştir. Çalışmayı üç bölüme ayırmak mümkündür. Birinci bölümde kayaların jeomekanik özellikleri ve kaya sınıflama sistemleri ile ilgili genel bilgiler verildikten sonra ikinci bölümde açık ocak işletmelerinde delme-patlatma operasyonları ile ilgili bilgiler verilmektedir. Son bölümde ise arazi ve laboratuvarda tayin edilen kayaç jeomekanik özelliklerinin delme-patlatma operasyonlarındaki etkileri incelenmiştir.
Kayaların jeomekanik özelliklerinden bahsedildikten sonra kaya sınıflamaları üzerinde durulmuş, farklı kriterlere göre yapılmış sınıflamalar incelenmiştir. Özellikle kaya sınıflamalarında baz alınan kriterler ve bu sınıflamaların birbirleri ile olan bağlantıları üzerinde durulmuştur.
Açık ocak işletmeciliğinde yoğun olarak kullanılan delme-patlatma operasyonları ile ilgili teorik bilgiler ile mevcut uygulamalar hakkındaki bilgiler ise ikinci bölümde ayrıntılandırılmıştır. Çalışmanın üçüncü bölümünde patlatılabilirlik konusu üzerinde durulmuş ve geleneksel yaklaşımlarla diğer yaklaşımlar karşılaştırılmıştır. Ayrıca patlatılabilirlik kavramını etkileyen parametreler üzerinde durulmuştur. Dördüncü bölümde ise arazi ve laboratuvar verilerinin çalışmanın amacına uygun olarak kullanılması, açık ocak aynalarından elde edilen saha gözlemleri ile laboratuvar ortamında kayaç numuneleri üzerinde yapılan deney sonuçları verilmiştir. Gözlemsel ve deneysel verilerle ortaya çıkan kaya parametreleri kullanılarak, patlatma sırasında oluşacak enerji ve buna bağlı konum, ivme ve hız dağılımını analiz eden indirgenmiş bir model incelenmiştir. Elde edilen veriler ışığında kullanılan model ile yapılan analizler ve bu analizlerden elde edilen sonuçların delme-patlatma operasyonlarındaki etkileri üzerinde durulmuştur.
Farklı kaya sınıflarında ve farklı jeomekanik özellikler için yapılan analizler sonucunda elde edilen değerler ile GSI (Jeolojik Dayanım İndeksi) sınıflaması kullanılarak grafiklerle birlikte sunulmuştur. Araştırmacıların bu konu üzerinde yapmış olduğu çalışmalardan elde ettikleri sonuçlara da yer verilmiştir.
Investigation Of Effects Of Geomechanical Parameters On Drilling And Blasting
In this study, the effect of rock’s geomechanical characteristics on drilling–blasting operations, especially in open pit mine operating, are analyzed. The study is seperated in three parts. In the first part, the general information is introduced about the geomechanical characteristics of rock and rock classification system, then in the second part the information is given related to drilling and blasting in open pit mine. Moreover, in the last part, the effects of rock’s that is analyzed in land and laboratory, geomechanical characteristics affects on drilling–blasting operations are examined.
After mentioning geomechanical characteristics, detailed the rock classification and classifications which are made according to different criteria are analyzed. Furthermore, the criteria that are given importance during the rock classification and the relations of these classifications with each other are detailed.
The theoretical information related to drilling-blasting operations that are generally used in open pit mining and information of existing implementations are detailed in second part of the study.
In the third part of the study, blastibility is detailed, and the traditional approach compared with other approaches. Besides, the parameters that affect the blastibility concept is stressed.
In the fourth part, test results are explained that implementation of the data of the land and laboratory related to aim of the study, and land observations get in open bit mine’s bevel drive and the test results which are made on rock sample in laboratory platform.
The reduced model that using the rock parameters that are emerged from the observations and test, increase the energy during the blasting and location and the acceleration and velocity is examined. The results of the model, its analysis and the conclusion of these analysis effects on the drilling–blasting operations are analyzed.
Geomechanical properties of rocks for different classes and different analysis of the results obtained using the GSI classification is presented with graphics. Researchers have done studies on this aspect of their results are also included.
Dostları ilə paylaş: |