2010 YÜksek lisans tez özetleri



Yüklə 1,75 Mb.
səhifə29/30
tarix07.05.2018
ölçüsü1,75 Mb.
#50222
1   ...   22   23   24   25   26   27   28   29   30

Keywords: Electrocardiogram (ECG); Independent Component Analysis; Principal Component Analysis; Wavelet Transfo­­rm; Artificial Neural Network.

ALPTEKİN Onur

Danışman : Prof. Dr. Aydın AKAN

Anabilim Dalı : Biyomedikal Mühendisliği

Mezuniyet Yılı : 2010

Tez Savunma Jürisi : Prof. Dr. Aydın AKAN

Prof. Dr. Sezai VATANSEVER

Prof. Dr. Osman Nuri UÇAN

Prof. Dr. Sıddık YARMAN

Prof. Dr. Hakan Ali ÇIRPAN

Ekg Sinyallerinin Analizi İle Bazı Kalp Hastalıklarının Tespiti

Bu çalışmada bilgisayar ortamına aktarılan EKG sinyalleri üzerinden Atrial Olgunlaşmamış Atım (PAC) ve Ventriküler Olgunlaşmamış Atım (PVC) aktivitelerinin tespitlerinin gerçekleştirilmesi amaçlanmıştır. Çalışmayı üç bölümde incelemek mümkündür. Birinci bölümde dolaşım sistemi anatomisi, dolaşım sistemi fizyolojisi, elektrokardiyografi temelleri, PAC ve PVC atımlarının tanımları ve özellikleri ile ilgili bilgiler verilmiştir. İkinci bölümde EKG sinyallerini yükseltip bilgisayar ortamına aktaran sistem ile ilgili tasarım çalışmaları anlatılmıştır. Enstrumantasyon yükselteçleri ile ilgili genel bilgiler anlatılmış, bu bilgiler ışığında gerçekleştirilen sistem hakkında bilgiler verilmiştir. Yükseltilmiş olan analog sinyalin sayısal sinyale dönüştürülmesini ve bu sinyalin bilgisayar ortamına aktarılmasını sağlayan donanım hakkında bilgiler verilmiştir. Üçüncü bölümde bilgisayar ortamına aktarılmış olan EKG verilerinin Matlab yazılımı yardımı ile analiz, filtreleme, yeniden örnekleme, kayıt, ve görüntüleme işlemlerini gerçekleştiren arayüz tasarımı sunulmuştur. Ayrıca bu bölümde PAC ve PVC atımlarının tespiti için geliştirilen algoritmalar da tanıtılmıştır. En son bölümde yapılan çalışma ile ilgili değerlendirmeler verilmiştir.



Detection Of Some Heart Diseases By Analyzing Ecg Signals

In this study, to give a new perspective for the detection of Premature Atrial Contraction (PAC) and Premature Ventricular Contraction (PVC) disorders in ECG signas is purposed. The study is seperated in three parts. In the first part the anatomy and the physiology of cardiovascular system, fundamentals of electrocardiography, PAC and PVC beat characteristics are detailed. In the second part, basic knowledge about instrumentation amplifiers and the circuit designs for the amplification of ECG signals are explained. The conversion proccess of the amplificated analog signal to the digital signal is detailed. In the third part, the user interface developed for analysing, filtering, up-down sampling, recording and monitoring in Matlab is explained. The algorithms for the detection of PVC and PAC activities are detailed. In the last part a general overwiev and evaluation for the study is given.



SU ÜRÜNLERİ YETİŞTİRİCİLİĞİ ANABİLİM DALI

ERKAN Fulya Çiler

Danışman : Prof. Dr. Metin TİMUR

Anabilim Dalı : Su Ürünleri Yetiştiriciliği

Programı : Yetiştiricilik

Mezuniyet Yılı : 2010

Tez Savunma Jürisi : Prof. Dr. Metin TİMUR

Prof. Dr. Mustafa TEMEL

Doç. Dr. Devrim MEMİŞ

Doç. Dr. Mustafa YILDIZ

Yrd. Doç. Dr. Erdoğan GÜVEN



İstanbul Balık Hali’nin Yapısal Analizi Üzerinde Bir Araştırma

Bu çalışma İstanbul balık hali’nde 2009 yılı içerisinde yürütülmüştür.

İstanbul balık hali, 29 Eylül 1983 tarihinden beri Kumkapı’da faaliyet göstermektedir. 27.000 m² yüzölçümüne sahip olan hal’de 160 personel vardiyalı olarak çalışmaktadır. Hal, ülkemizin kapasite bakımından en büyük balık halidir. Yıllık işlem hacmi, 2008 yılı için, 40,270,970 kg’dır.

Bu çalışma, 2004-2008 yılları arasında İstanbul balık hali’nde pazarlanan yıllık miktar ve tür çeşitliliğini rapor etmektedir.


A Study On The Structural Analysis Of İstanbul Fish Auction

This study was carried-out at İstanbul fish auction hall in 2009.

İstanbul fish auction hall has been operating at Kumkapı district since 29 September, 1983. İstanbul fish auction has an area of 27.000 m² and 160 staff have been working by shift. The İstanbul fish auction hall has the largest operation capacity in Turkey. Annual trading volume is 40.270.970 kg in 2008.

This study reports that the annual amount and diversity of the fish species, marketing at İstanbul fish auction hall from 2004 to 2008.



SU ÜRÜNLERİ TEMEL BİLİMLERİ ANABİLİM DALI
Gümüşoğlu Aysu

Danışman : Doç. Dr. Yelda Aktan Turan

Anabilim Dalı : Su Ürünleri Temel Bilimler

Programı : İçsular Biyolojisi

Mezuniyet Yılı : 2010

Tez Savunma Jürisi : Doç. Dr. Yelda Aktan Turan

Prof. Dr. Mustafa Temel,

Prof. Dr. MeriçAlbay

Prof. Dr. Hüsamettin Balkıs

Doç. Dr. Fatma Çevik


Gökçeada Çevresi Posidonia Oceanica L. (Delile) Çayırları Üzerindeki Epifitik Alg Toplulukları

Kuzey Ege Bölgesi’nde yer alan ve Türkiye’nin en büyük adası olan Gökçeada’da yürütülen bu çalışmada, ada kıyılarında geniş dağılım gösteren Posidonia oceanica çayırlarının üzerinde bulunan epifitik floranın tür kompozisyonları ve yoğunlukları belirlenerek ortam faktörleri ile olan ilişkileri ortaya kondu.

Örnekler, Gökçeada çevresinden serbest ve tüplü dalışlarla İlkbahar 2009-Kış 2010 dönemleri arasında mevsimsel olarak alındı. Çalışma bölgesi olarak kuzeyde Yıldızkoy (6 m, 15 m, 28 m), doğuda Güzelcekoy (2 m), güneyde İncesu Plajı (3 m) seçildi. Her bölgede çayır yoğunluğu ölçüldükten sonra toplanan örneklerdeki makro- ve mikro-algler teşhis edilerek yapraklar üzerindeki kaplama yüzdeleri hesaplandı, ayrıca mikro-alglerin hücre sayıları hesaplanarak yoğunlukları belirlendi. Bununla birlikte, İncesu Plajı (yüzey), Güzelcekoy (yüzey) ve Yıldızkoy’da (yüzey, 10 m, 20 m, 28 m) sıcaklık, pH, tuzluluk, ışık geçirgenliği, besin tuzları, askıda katı madde miktarı, klorofil a konsantrasyonları ve fitoplankton kompozisyonu ve yoğunluğu tayin edildi.

Güzelcekoy ve İncesu Plajı’ndaki Posidonia çayırlarının üst limitleri Yıldızkoy’daki sonuçlarla karşılaştırıldığında, daha yüksek yoğunlukta bulunurken; Yıldızkoy’da derine doğru çayır yoğunluğunda azalma görüldü. Gökçeada’nın üç farklı bölgesindeki çayırların üst limitlerinde, toplam 53 makro-alg ve 45 mikro-alg türü teşhis edildi. Yıldızkoy’daki çayırların üst limitinde, referans noktasında ve alt limitinde ise sırasıyla toplam 28, 29, 36 makro-alg ve 27, 34, 47 mikro-alg türü teşhis edildi. Her bölgede makro-alg tür sayılarının en önemli kısmını Rhodophyta grubunun üyeleri; mikro-alg tür sayılarının en önemli kısmını ise Bacillariophyta grubunun üyeleri oluşturmuştur. Makro- ve mikro-epifitik alglerin tür kompozisyonları ve yoğunlukları üç farklı bölgede ve Yıldızkoy’da üst ve alt limitlerde mevsimsel farklılık göstermiştir.

Bu çalışmada elde edilen sonuçlar, ada çevresinde, temiz suların indikatörü olan türlerin her mevsim kaydedilmesi, bölgenin su kalitesi koşullarının ve biyoçeşitliliğin iyi seviyede olduğunu göstermektedir. Ancak bazı dönemlerde fırsatçı türlerin yapraklar üzerinde baskın hale gelmesi ve istilacı türlerin tahrip olan çayır yatakları arasındaki gelişimi, bölgedeki habitatın antropojenik faktörlerin tehditi altında olduğunu göstermektedir.


The Epiphytic Algal Assemblages On Posidonia Oceanica L. (Delile) Meadows Around Gökçeada

In this study the species compositions and density of epiphytic algae on Posidonia oceanica meadows distributed in the coasts of Gökçeada Island which is the largest island of Turkey and located in North Aegean Region were determined then put forward their relations with environmental factors.

The samples are taken with skin and scuba diving from the stations selected from three different regions of Gökçeada Island between Spring 2009-Winter 2010 periods. Sampling stations were selected in Yıldızkoy (6 m, 15 m, 28 m) from the northern part, Güzelcekoy (2 m) from the eastern part, İncesu Beach (3 m) from the southern part of the island. After the meadow density was measured in all stations, macro- and micro-algae identified and their covering percentages on leaves are measured from collected samples and density of micro-epiflora was determined. In addition temperature, pH, salinity, transparency, nutrients, suspended solid materials, chlorophyll-a concentrations and phytoplankton composition and density are determined in İncesu Beach (surface), Güzelcekoy (surface) and Yıldızkoy (surface, 10 m, 20 m, 28 m).

When the upper limits of the Posidonia meadows in Güzelcekoy and İncesu Beach are compared with the results of Yıldızkoy, density is found high and the meadow density decreases from shallower to deeper waters in Yıldızkoy. Total 53 macro-algae and 45 micro-algae species were identified in the upper limits of the meadows which are distributed in three different regions of Gökçeada. In the upper, reference point and the lower limit of the meadows in Yıldızkoy, respectively, total 28, 29, 36 macro-algae ve 27, 34, 47 micro-algae species were identified. The important ratio of macro-algal species number consists of Rhodophyta members and the important ratio of micro-algal species number consists of Bacillariophyta members in all regions. The species composition and the density of macro- and micro-epiphytic algae showed seasonal differences in three different regions and in the upper and lower limits of Yıldızkoy.

In this study, clean water indicator species in Gökçeada Island recorded each season showed that the water quality and the biodiversity in the region is at good level. But in some periods, the opportunistic species become dominant on the leaves and the growth of invasive species around the destroyed seagrass beds showed the habitat in the region is under thread of antropogenic factors.

KÖKER Latife
Danışman : Prof. Dr. Meriç ALBAY

Anabilim Dalı : Su Ürünleri Temel Bilimleri

Programı : İç Sular Biyolojisi

Mezuniyet Yılı : 2010

Tez Savunma Jürisi : Prof. Dr. Meriç ALBAY

Prof. Dr. Mustafa TEMEL

Prof. Dr. Oya S. OKAY

Doç. Dr. Ayten KİMİRAN ERDEM

Doç. Dr. Yelda AKTAN

Marmara Bölgesi İçsularındaki Bazı Mavi-Yeşil Alg Türlerinin Toksin Üretiminin Genetik Yöntemlerle Araştırılması

Aşırı mavi yeşil alg (Cyanophyta = cyanobacteria) artışı genellikle ötrofik tatlı ve acı sularda görülen bir sorundur. Aşırı artışlar su kalitesini olumsuz yönde etkilemekte, içme suyu kaynaklarında filtrelerde tıkanıklık, tat ve koku bozuklukları gibi birçok soruna da neden olmakta, bazı türler ise toksin üretme yeteneğinin de olması nedeniyle canlı hayatını da tehdit etmektedir. Genel olarak “cyanotoksin” olarak adlandırılan ve en yaygın şekilde bilineni “microcystin” olan biyotoksinler sucul ortamlarda yüksek konsantrasyon değerlerine ulaştıklarında balıklarda ve kabuklularda hastalığa ve kitle halinde ölüm olaylarına neden olmakta, insanlarda ise çeşitli sağlık sorunları yaratmakta, hatta toplu ölümler görülebilmektedir.

Bu çalışmada Marmara Bölgesi’nde bulunan Küçükçekmece, Sapanca, İznik, Manyas ve Taşkısı göllerinden izole edilen mavi-yeşil alg suşlarından ve bu alanlarda aşırı artış gösteren türlerden cyanotoksin üretiminden sorumlu genlerin amplifiye edilmesi hedeflenmiştir. Ayrıca doğal ortamdaki izleme çalışmalarının laboratuvar ortamında yapılacak deneylerle desteklenmesi amacıyla real-time PCR ile Küçükçekmece gölünden izole edilen toksik suşun hangi çevresel koşulların etkisi altında artış yaptığı belirlenmeye çalışılmıştır. Aynı zamanda bu alanlarda aşırı artış gösteren alglerin tür tayinleri moleküler temelli yöntemler kullanılarak ortaya çıkarılmıştır. Örneklerden microcystin, nodularin, cylindrospermopsin ve saxitoksin üretiminden sorumlu genlerin çoğaltılması hedeflenmiştir.

Yapılan bu çalışmada Küçükçekmece gölünden toplam 8 suş elde edilmiş, bunlardan 3 Microcystis aeruginosa ve 1 Microcystis flos-aquae suşundan Microcystis aeruginosa’nın toksik olduğu ancak M. flos-aquae’nin ise toksik olmadığı belirlenmiştir. Planktothrix agardhii’ye ait 4 suştan ise, 2’sinin toksik olduğu görülmüştür. Taşkısı gölünden izole edilen MicT5C suşu M. wesenbergii olup mcyE geni varlığı tespit edilmiştir. Sapanca gölü’nden alınan 5 P. rubescens suşundan 4’ünde microcystin üretiminden sorumlu mcyE geninin varlığı tespit edilmiştir.

Kantitatif metodlar, göllerde microcystin üreten genusların araştırılmasında büyük önem taşımaktadır. Geliştirilen kantitafit metodlardan biri olan real-time PCR, toksik aşırı artışların oluşumlarının izlenmesi ve doğal ortamlardaki toksik suşların büyümelerini etkileyen faktörlerin açığa çıkarılmasını sağlamaktadır. Farklı N:P oranları eklenen kültür ortamlarında gelişimleri izlenen M. aeruginosa suşunda gerçek zamanlı polimeraz zincir reaksiyonu (real-time PCR) sonucuna göre en yüksek toksisitenin en yüksek N:P oranına sahip (16:1) ortamda gerçekleştiği görülmüştür.


A Genetic-Based İnvestigation Of Toxin Production İn Some Blue-Green Algae From Freshwaters Of Marmara Region

Blooms of blue-green algae (Cyanophyta=cyanobacteria) are commonly found in eutrophic fresh and brackish waters all over the world. These blooms affect the water quality and cause various problems such as filter occlusions in drinking water resources as well as taste and smell disorders and some of species threat livestocks because of ability of toxin producing mechanism. Biotoxins are generally called ‘cyanotoxin’ and most common type is ‘microcystin’. Waters containing high value of microcystin represent a lethal threat to all live organisms.

Aim of this study was to amplify genes responsible for cyanotoxin biosynthesis from the cyanobacteria isolated from Lakes Küçükçekçekmece, Sapanca, İznik, Manyas and Taşkısı. The second aim of this study was to support monitoring investigations with laboratory experiments. For this reason, toxic cyanobacteria isolated from Lake Küçükçekmece was used to investigate effects of environmental factors on toxicity under culture conditions by application of real-time PCR. In the same time, identification of cyanobacterial species were examined by molecular based methods. We tried to amplify microcystin, nodularin, cylindrospermopsin and saxitoxin from culture and environmental samples.

In this study, 8 strains were obtained from Lake Küçükçekmece. Microcystis flos-aquae strain was non-toxic, but Microcystis aeruginosa was. Two of four Planktothrix agardhii strains were also found toxic. Target mcyE gene was also found in M. wesenbergii which named as micT5C from Lake Taşkısı, and 4 of 5 samples from Lake Sapanca.

Quantitative methods are needed in order to study the succession of the microcystin-producing genera in lakes. These methods would enable us to monitor the formation of toxic mass occurances and reveal the factors promoting the growth of toxic strains in situ. This study also investigated the effect of N and P concentrations in the medium on the growth and microcystin content of M. aeruginosa. According to real-time PCR and PP2A assay results, the highest microcystin concentration was detected at the highest N:P ratio (16:1).


SAÇ Gülşah

Danışman : Yrd. Doç. Dr. Hacer OKGERMAN

Anabilim Dalı : Su Ürünleri Temel Bilimler

Programı : İçsular Biyolojisi

Mezuniyet Yılı : 2010

Tez Savunma Jürisi : Prof. Dr. Nuran ÜNSAL

Prof. Dr. Mustafa TEMEL

Doç. Dr. Yelda AKTAN

Doç. Dr. Sibel YİĞİT,

Yrd. Doç. Dr. Hacer OKGERMAN




Büyükçekmece Baraj Gölü’ndeki İsrail Sazanı Carassius Gibelio (Bloch, 1782)’Nun Büyümesi Ve Üremesi

Büyükçekmece Baraj Gölü, Karasu Çayı'nın Marmara Denizi'ne döküldüğü yerde oluşmuş bir lagün gölüdür. İSKİ tarafından yapılan baraj seti ile denizle olan irtibatı kesilmiş ve göl zamanla tatlısu özelliği kazanmıştır. Günümüzde İstanbul'un içme suyu kaynağı olarak kullanılmaktadır.



Carassius gibelio (Bloch, 1782) egzotik bir balık türüdür ve baraj gölüne 1990’lı yıllarda girmiştir. C. gibelio’nun Büyükçekmece Baraj Gölü’ndeki bazı büyüme ve üreme özellikleri Mart 2009 ve Nisan 2010 süresince izlenmiştir. Çalışma boyunca toplam 487 adet birey uzatma ağları ile aylık olarak yakalanmıştır.

C. gibelio’nun eşey kompozisyonu % 94.87 dişi ve % 4.72 erkek birey şeklindedir. Yaşları I ile XI yaş grupları arasında sınırlanmıştır. Yakalanan örneklerin çatal boy ve ağırlıkları 4.4 – 31.4 cm ile 1.44 – 774.4 g arasında değişmektedir. Boy-ağırlık ilişkisi ve kondisyon faktörü değerleri sırasıyla, W=0.0154*L3.1342±0.018 ile KF = 2.26 ± 0. 12 olarak belirlenmiştir. Von Bertalanffy büyüme parametresi Lt = 33.97(1-e-0.198 (t+0.162)) olarak hesaplanmıştır.

C. gibelio’nun üreme periyodunun Nisan ve Haziran ayları arasında olduğu saptanmıştır. Bu periyotta su sıcaklığı 14.9oC ile 24.3 oC arasındadır. Yakalanan örneklerin mutlak fekondite değerleri 5266 - 78416 yumurta, boya ve ağırlığa bağlı relatif fekondite değerleri 315.35 – 3180.03 cm/yumurta ile 51.07 – 249.94 g/yumurta arasında değişmiştir. Ortalama yumurta çapı 1.3 mm (Mart) ve 1.6 mm (Haziran) arasındadır.
  

 

 



Growth And Reproductıon Of Prussian Carp Carassius Gibelio (Bloch, 1782) İn Büyükçekmece Dam Lake

Büyükçekmece Dam Lake is a lagoon lake located in the mouth of Karasu Stream dreaning the Sea of Marmara. The sea connection of the lake was blocked by a dam constructed by ISKI and the lake became freshwater lake in the length of time. It is now used for drinking water resource for İstanbul.



Carassius gibelio (Bloch, 1782) is an exotic fish species and was introduced into the dam lake at 1990s. Some growth and reproduction characteristics of C. gibelio was monitored between March 2009 and April 2010 in Büyükçekmece Dam Lake. Total of 487 specimens were monthly caught by the gill nets during the study periods.

The sex composition of C. gibelio was 94.87% females and 4.72% males. Their ages ranged from I to XI age groups. The fork length and weight of caught samples was waried between 4.4 – 31.4 cm and 1.44 – 774.4 g. The length-weight relationships and condition factor were determined as W=0.0154*L3.1342±0.018 and CF = 2.26 ± 0.12. Von Bertalanffy growth parameters were calculated as Lt = 33.97(1-e-0.198 (t+0.162)).

The spawning period of C. gibelio is between April and June. The water temperature in this period was between 14.9oC and 24.3 oC. Mean fecundity and the relative fecundity of caught samples were varied from 5266 to 78416 eggs and 315.35 – 3180.03 in length and 51.07 – 249.94 in weight. The avarage egg diameter was between 1.3 mm (March) and 1.6 mm (June).


TOKAT BENGÜ

Danışman : Doç. Dr. Reyhan AKÇAALAN ALBAY

Anabilim Dalı : Su Ürünleri Temel Bilimleri

Programı : İç Sular Biyolojisi

Mezuniyet Yılı : 2010

Tez Savunma Jürisi : Doç. Dr. Reyhan AKÇAALAN ALBAY

Prof. Dr. Enis MORKOÇ

Doç. Dr. Yelda AKTAN TURAN

Doç. Dr. Ayten ERDEM

Yard. Doç. Dr. Hacer OKGERMAN



Sapanca Gölü’nde Pikofitoplanktonun Zamana Ve Derinliğe Bağl Dağılımı

Pikofitoplankton farklı trofik düzeylere sahip göl ve denizlerin fitoplanktonunun önemli bir bileşenidir. Özellikle oligotrofik göllerin ve denizlerin karbon akışında ve birincil üretiminde büyük öneme sahiptir.

Bu çalışmada Eylül 2008 - Şubat 2010 tarihleri arasında oligo-mezotrofik Sapanca Gölü’nden seçilen sekiz istasyondan pikofitoplankton yoğunluğu ve biyomasını tespit etmek amacıyla örnekleme yapıldı. Örnekler, haziran-eylül arasında 15 günde bir kere ve diğer aylarda aylık olarak, 7 kıyı istasyonunda yüzey ve 1m derinlikten ve gölün en derin yerinde ise 50m derinliğe kadar olan su kolonundan alındı. Pikofitoplankton sayımında epifloresan mikroskobu kullanıldı. Ayrıca örnekleme sırasında su sıcaklığı, pH ve çözünmüş oksijen değerleri ölçüldü.

Epifloresan mikroskobuyla yapılan inceleme sonucunda Sapanca Gölü’nde pikofitoplanktonun, fikoeritrin içeren cyanobacteria Synechococcus spp. ’den oluştuğu belirlendi. Pikofitoplankton yoğunluğu 6,66x103 hücre ml-1 (nisanda 4.istasyonda 40m de) ile 2,43x106 hücre ml-1 (mayısta 1.istasyonda 1m de) arasında değişim gösterdi. Pikofitoplankton biyoması ise 0,004 μg ml-1 (nisanda 4.istasyonda 30m de) ile 1,149 μg ml-1 (mayısta 1.istasyonda 1m de) arasında değişti. Çalışma boyunca en yüksek yoğunluk ve biyomas mayıs ayında 10m’ ye kadar olan derinliklerde tespit edildi. Su sıcaklığı ile pikofitoplankton yoğunluğu ve biyoması arasında pozitif korelasyon bulundu (sırasıyla r = 0,798 ; r = 0,561). Bu nedenle, Sapanca Gölü’nde pikofitoplankton yoğunluğunu ve biyomasını etkileyen önemli faktörlerden birinin su sıcaklığı olduğu düşünülmektedir.

Bu çalışma ile besin zincirinin temelini oluşturan pikofitoplanktonun Sapanca Gölü’ndeki dinamiği ilk defa ortaya konmuştur. Sapanca Gölü ekosistemindeki öneminin belirlenebilmesi için ise daha detaylı çalışmalara ihtiyaç vardır.

  

Temporal And Spatial Distribution Of Picophytoplankton İn Sapanca Lake

The picophytoplankton is an important component of phytoplankton of lakes and seas, of varying trophic state. The picophytoplankton is of great importance in the carbon flow and primary production particularly of oligotrophic lakes and seas.

In this study, samplings were done at eight stations chosen in oligo-mesotrophic Sapanca Lake between September 2008-February 2010 to determine picophytoplankton abundance and biomass. Samples were collected biweekly between june-september and monthly in others months at seven littoral stations at surface and 1m depth and in water column with a depth of 50m at the deepest part of the lake. Epifluorescence microscope was used to count picophytoplankton. Water temperature, pH and dissolved oxygen concentrations were measured in situ.

Epifluorescence microscopy observations revealed that Sapanca Lake picophytoplankton is composed of phycoerythrin-rich cyanobacteria Synechococcus spp. Picophytoplankton abundance ranged between 6,66x103 cells ml-1 (in april at station 4 at 40m) and 2,43x106 cells ml-1 (in may at station 1 at 1m). Picophytoplankton biomass ranged between 0,004 μg ml-1 (in april at station 4 at 30m) and 1,149 μg ml-1 (in may at station 1 at 1m). During the study, the highest abundance and biomass were found between surface and 10m depth in may. Picophytoplankton abundance and biomass were positively correlated with water temperature (respectively r = 0,798 ; r = 0,561). Thus, it is thought that one of the important factors affecting picophytoplankton abundance and biomass in Sapanca Lake is water temperature.

The dynamics of picophytoplankton which forms the base of food chain, in Sapanca Lake was presented for the first time in this study. Further studies are needed to determine its importance in Sapanca Lake ecosystem.



Barlas Nilay
Danışman : Prof. Dr. Gülşen ALTUĞ

Anabilim Dalı : Su Ürünleri Temel Bilimler

Programı : Deniz Biyolojisi

Mezuniyet Yılı : 2010

Tez Savunma Jürisi : Prof. Dr. Gülşen ALTUĞ

Prof. Dr. Bülent KESKİNLER

Doç. Dr. Nuray BALKIS

Yrd. Doç. Dr. Gülsüm YILMAZ

Yrd. Doç. Dr. Bülent TOPALOĞLU


Adapte Bakteri Kültürleri Kullanımının Deşarj Noktalarında Su Kalitesi Üzerinde İyileştirici Etkilerinin Araştırılması
Bu çalışmada toksik ve kalıcı organik kimyasal maddeler içeren endüstriyel atıksuların biyolojik arıtım tesislerinde tam arıtımının yapılamadığı durumlarda, seçimli adapte bakteri kültürlerinin (Novozymes Biologicals, Fransa) kullanımı ile arıtma tesisinin biyolojik havuzundaki biyokütlenin desteklenip güçlendirilmesiyle atıksuların etkin biçimde arıtılması araştırılmıştır.

Çalışma alanı olarak petrokimya endüstrisi ve kok kömürü endüstrisi biyolojik arıtım tesisleri seçilmiştir. Bakteri kültürü uygulama dozları debi ve Kimyasal Oksijen İhtiyacı (KOİ) verilerine göre ayarlanmıştır. Her iki tesiste bakteri kültürü uygulama öncesi ve sonrasında kimyasal analizlerle (KOİ, çözünmüş oksijen konsantrasyonu (ÇO), tam karışımlı askıda katı madde (AKM), fenol, pH, amonyum azotu, organik azot, fosfor) karşılaştırmalar yapılmıştır. Ayrıca, uygulama sırasında biyolojik atıksu arıtımının atıksu parametreleri yanında, ağırlıklı olarak mikrobiyolojik analizlerle (indikatör mikroorganizma türleri) izlenmiş ve kontrol edilmiştir.

Petrokimya endüstrisi biyolojik atıksu arıtma tesisinde uygulama öncesi ve sonrası kaydedilen kimyasal veriler ve uygulama sırasındaki mikrobiyolojik veriler adapte bakteri uygulaması ile “giriş değerlerinden bağımsız stabil deşarj değerlerinin elde edilmesinin” gerçekleştiğini göstermiştir.

Kok endüstrisi biyolojik atıksu arıtma tesisinde uygulama öncesindeki hava ile sıyırma (stripper) ünitesinde yaşanan mekanik problemler uygulama sırasında da devam ettiğinden, biyolojik arıtma ünitelerine gelen atıksu içerisindeki NH3’ün yeterince sıyrılamamasından dolayı, nitrifikasyon havuzlarına uygulanan fenole adapte bakterilerin fenol giderimini tam sağlayamadığı gözlenmiş ancak uygulama sırasında ve sonrası flagellat ve serbest yüzen siliatların hızlı bir şekilde artması biyokütlenin olumlu gelişmesi olarak değerlendirilmiştir.

Çalışma bulgularımız toksik atıksu bileşenleri nedeniyle ortaya çıkan çeşitli olumsuz durumlara rağmen, bu tip atıksularda adapte bakteri kültürlerinin biyolojik arıtma sırasında sağlıklı bir biyokütle oluşmasındaki rolünü bize açıkça göstermektedir. Ülkemizde biyolojik arıtma sistemlerinde adapte bakteri kültürü uygulamalarına yönelik bulguları içeren bir çalışmaya veya biyolojik atıksu arıtma sistemlerinde atıksuyun mikrobiyolojik analizlerle izlenmesi ve kontrol edilmesine yönelik bir çalışmaya rastlanmamıştır. Her endüstriyel kuruluşu atıksu karakteri bakımından özgün bir saha kabul ederek, uygun adapte bakteri kullanımının atıksuların iyileştirilmesinde kullanımına yönelik yerli adapte bakteri kültürlerinin geliştirilmesi ve atıksu arıtımının kimyasal parametreler yanında ağırlıklı olarak mikrobiyolojik analizlerle izlenmesi gelecekte doğal kaynakların korunması açısından katkı sağlayacaktır.


Yüklə 1,75 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   22   23   24   25   26   27   28   29   30




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin