OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Anayasa Uzlaşma Komisyonunun 3 No.lu Alt Komisyonu. Cumhuriyet Halk Partisinden Sayın Milletvekilim Atilla Kart Bey, Adalet ve Kalkınma Partisinden sevgili ağabeyimiz Ahmet İyimaya Bey, ben Milliyetçi Hareket Partisi Erzurum Milletvekili Oktay Öztürk. Altan Bey var, o mazeretli.
Biz sizin bu anayasa yapım süreci içerisinde düşüncelerinizi dinlemek üzere buradayız. Tamamen serbest bir ortam içerisinde ifade edebilecek durumdasınız. Biz sadece dinleyici pozisyonundayız. Kırk dakikalık bir süreniz var, sürenin sonunda bir beş dakika bize ayırabilirseniz belki açıklanması gereken birtakım hususlar vardır, onları açıklamanız noktasında bir zaman kullanabiliriz. Bir tartışma ortamı yok. Siz konuşacaksınız, kıymetli fikirlerinizi ifade edeceksiniz, biz dinleyeceğiz.
Hazırsanız buyurun efendim.
TÜBAV GENEL BAŞKANI PROF. DR. HALİL İBRAHİM ÜNAL – Saygıdeğer Komisyon üyeleri, sizleri saygıyla selamlıyoruz. Türk Bilim Araştırma Vakfı olarak bize böyle bir fırsatı verdiğiniz için de canı gönülden teşekkür ediyoruz.
Türk Bilim Araştırma Vakfı, devletten büyüğü yoktur, hep onu biliriz, devlet bizi yurt dışına doktora yapmaya gönderdi 89, 88, 90’lı yıllarda, bizim yurt dışında gençlik heyecanıyla kurduğumuz bir vakıf. Kendi harçlıklarımızdan topladığımız paralarla Bahçelievler 1’inci Caddeden, 93-95 senesinde doktorayı bitirip dönünce bir oda bir salon bir yer aldık, yerimiz hâlâ orada, bilimsel çalışmalara devam ediyoruz. Kendi üyelerimizden topladığınız harçlıklar ile gözyaşlarımızı döke döke de senede 8-10 çocuğa burs veriyoruz, kendi yağımızla kavruluyoruz. Tabii, doktora öğrencisi iken kurduğumuz vakıfta şu anda 100 civarında üyemiz var, 80-90 civarında profesör, herkes akademisyen, muhtelif yerlerden, rektörlerimiz var, rektör yardımcılarımız var, YÖK’te üyelerimiz var.
Tabii biz sivil toplum örgütü olarak bize verdiğiniz bu fırsatı biz de değerlendirmek istiyoruz, görüşlerimizi naçizane sizlere iletmek istiyoruz. Tabii bizler bilim insanıyız, mühendisiz. Hacı Mehmet Şahin Bey makine mühendisi, ben kimyacı, bizden ancak bu kadarı olabiliyor, kısa ve öz bizim. Ben hafta sonu çalıştım bunu satır satır, ondan sonra bir iki bir şey çıkartmaya çalıştım. Tabii ki sizlerin işi bu, siz bizlerden çok daha iyi biliyorsunuz.
Türkiye Cumhuriyeti Türkiye Büyük Millet Meclisinin hazırlayacağı yeni anayasa metni ile ilgili Türk Bilim Araştırma Vakfı (TÜBAV)’nın görüş ve önerileri aşağıda arz olunmuştur:
1) Bilindiği üzere, anayasa terimi aslında iki temel hukuki alan ile ilgilenir. Bunlardan birincisi, temel hak ve özgürlüklerin düzenlenerek anayasal güvence altına alınması, ikincisi ise devlet organlarının oluşumu, görev ve yetkileri ile birbirleriyle olan ilişkileridir.
2) Böylece anayasanın iki temel esası belirir, bunlar:
a) Keyfî tasarrufları engellemek için o günkü iktidarı hukuk kuralları ile sınırlayarak ülkede siyasi düzeni korumak,
b) Kişisel temel hak ve özgürlükleri güvence altına almaktır.
3) Anayasada yapılacak her düzenleme, aynı zamanda bir sınırlamadır. Bundan dolayı, en ideal durum anayasanın hiç olmamasıdır. Ancak, Türk toplumunun sosyokültürel durumu da bu ideal durumdan oldukça uzaktır.
4) Bu nedenle eğer bir anayasa olacak ise en ideal anayasa kısa ve öz anayasadır. Temel ilke ve değerlere anayasada yer verilmekle yetinilmelidir. Fransız İhtilali’ne kadar dünyada anayasacılık modası hâkim değil idi. Bizde de bu moda Tanzimat ve Islahat fermanlarıyla başlamış ve devam ede gelmiştir.
5) Yazılacak anayasa metninin dili açık, anlaşılır ve tutarlı olmalı, sadece uzmanların değil, belirli bir eğitim seviyesine sahip vatandaşların da kolayca anlayabileceği bir dilde olmalıdır. Kavram ve dil bütünlüğü sağlanmasına dikkat edilmelidir.
6) Yazılacak anayasa metni özgürlükçü olmalı, bireye verilen temel haklar “ama, fakat” gibi başlayan cümleler ile geri alınmamalıdır.
7) Devlet vatandaşına güvendiğini bariz bir şekilde anayasada ifade etmelidir.
8) Anayasa yaparken otoriter devlet anlayışından uzak durulmalıdır.
9) Devlet organlarının uyumlu çalışacağı bir yapı kurulmalıdır.
10) Mevcut ve yürürlükte olan Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’ndaki ilk 3 madde, cumhuriyetin kuruluş felsefesini, temel niteliklerini ve ülkenin birlik ve bütünlüğünü ilgilendirdiğinden yeni anayasada da olduğu gibi muhafaza edilmelidir. Bu ilk 3 maddeyi koruma altına alan 4’üncü madde kesinlikle yeni anayasa tartışmalarının konusu yapılmamalıdır.
11) Devletin temel amaç ve görevlerini düzenleyen mevcut Anayasa’nın 5’inci maddesine ilave olarak devlete bilimi geliştirme görevi ile kültür coğrafyamızda yer alan akraba devlet ve topluluklar ile her türlü kültürel ve iktisadi ilişkilerin geliştirilmesi suretiyle bölge ve dünya barışının korunmasına katkıda bulunmak görevlerinin de verilmesi uygun olacaktır.
12) Vatandaşlarımızın din ve vicdan hürriyetinin devamı ve herhangi bir cemaatin tekeli altına girmemesi için mevcut Anayasa’daki 24’üncü madde korunmalıdır. Vatandaşlarımız herhangi bir cemaatin öğretileri doğrultusunda ibadetlerini yapmak zorunda bırakılmamalıdır.
13) Diyanet İşleri Başkanlığının mevcudiyeti bu ülke insanlarının din ve vicdan özgürlüğü açısından önemlidir. Bu nedenle 136’ncı madde muhafaza edilmelidir.
14) Laiklik ilkesi özgürlük boyutu ile ele alınmalı, din ve devlet işlerinin ayrılığının yanı sıra, din hürriyeti boyutu da yeni anayasada koruma altına alınmalıdır. Ayrıca devletin dinler ve inançlar karşısında tarafsızlığı da anayasal güvence altına alınmalıdır.
15) Din kültürü eğitimi konusunda mevcut Anayasa’daki düzenlemenin muhafaza edilmesi, ancak din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin çoğulcu bir içeriğe kavuşturulması uygun olabilir.
16) Türkiye Cumhuriyeti devleti Türkçeden başka bir dilde eğitim ve öğretim yapmamalıdır. Ancak özel eğitim kurumları mahalli nitelikli lehçe ve dil öğretimi yapabilir. Yine devlet, yabancı dille eğitim anlayışından vazgeçip yabancı dil öğretimini okul çağındaki her vatandaşına öğretmek için gerekli çağdaş tedbirleri almalı ve düzenlemeleri yapmalıdır. İlk ve orta öğretim kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunlu tutulmalıdır. “Devlet okulları ücretsizdir.” ibaresi korunmalıdır. Devletin Türkçenin gelişmesi ve dünyada yaygın olarak kullanılan bir iletişim aracı olarak yaygınlaşması için gereken tedbirleri alacağı anayasal güvence altına alınmalıdır.
17) Gençliğimizin korunmasına yönelik mevcut Anayasa’daki 58’inci madde korunmalıdır.
18) “Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür.” şeklindeki 66’ncı madde muhafaza edilmelidir.
19) Atatürkçü düşünceyi yaymak, Atatürk ilke ve inkılâplarını bilimsel yoldan araştırmak maksadıyla kurulan “Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu” ile ilgili olan 134’üncü madde muhafaza edilmelidir.
20) Cumhuriyetimizin kuruluşuna ilişkin inkılâp kanunları ile ilgili olan 174’üncü madde korunmalıdır.
21) Üniversitelerin özerkliğinin önündeki hukuki ve fiilî engeller kaldırılmalı, üniversite rektörlerinin seçimleri üzerindeki vesayete son verilmeli ve bunun gerçekten bir seçim olması sağlanmalıdır. Bu olamayacak ise üniversitelerde mütevelli heyetlerinin oluşturulması ve rektörleri bu heyetlerin seçmesi yoluna gidilmelidir.
22) YÖK’ün ana yapısı muhafaza edilmekle birlikte üniversiteler üzerinde bir hiyerarşik makam hâline getirilmemesi, bir eşgüdüm makamı olarak tasarlanması daha uygun olabilir. Bu kurula tanınan ve üniversite özerkliği ile bağdaşmayan yetkilerinin ise kaldırılması uygundur.
23) “Bilim ve Sanat Hürriyeti” başlıklı 27’nci madde “Bilim, sanat hürriyeti ve bilimin toplumsal refaha katkısı” olarak değiştirilmeli, aşağıdaki cümle bu maddeye ilave edilmelidir:
“Devlet, toplum refahının ve yaşam kalitesinin artmasına vesile olan, bilim ve teknolojinin gelişmesinin önündeki engellerin tespiti için araştırmaları teşvik eder ve bu araştırmalar sonucu ortaya çıkan engelleri kaldırıcı yönde yasal ve bağlayıcı tedbirler alır”.
24) Bilim insanlarının akademik özgürlükleri devlet güvencesi altına alınmalıdır.
Bilgilerinize saygılarımızla arz ederiz.
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Efendim, çok teşekkür ediyoruz.
TÜBAV GENEL BAŞKANI PROF. DR. HALİL İBRAHİM ÜNAL – Biz de teşekkür ederiz Sayın Vekilim.
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Kısa, öz, herkesin anlayabileceği…
TÜBAV GENEL BAŞKANI PROF. DR. HALİL İBRAHİM ÜNAL – Mühendislerden bu kadar olur, kusura bakmayın.
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Ama mühendisler hata payı bırakmaz.
Sayın vekiller…
ATİLLA KART (Konya) – Akademik özgürlüklerin güvence altına alınmasını biraz açar mısınız, biraz yorumlar mısınız.
TÜBAV GENEL BAŞKANI PROF. DR. HALİL İBRAHİM ÜNAL – Kürsü özgürlüğü, ifade özgürlüğü. Kürsü özgürlüğü, tamamen bahsettiğimiz, akademik özgürlük derken bahsettiğimiz bu ama bu bilimsel araştırmalarda da önümüze çıkıyor, görüşlerimizi, siyasi görüşlerimizi özellikle ifade ederken de önümüze çıkıyor, bu manada.
ATİLLA KART (Konya) – Yani fikir ve düşünce özgürlüğünün önündeki engellerden söz ediyorsunuz.
TÜBAV GENEL BAŞKANI PROF. DR. HALİL İBRAHİM ÜNAL – Özgürlüğü önündeki engellerin üniversite öğretim üyelerinin özellikle kaldırılması, bilimsel çalışmalardaki hassaten. Tabii, sizler de babasınız, bizler de baba olduktan sonra bu işleri anlıyoruz, çocuklarımız üniversiteye başlayıp da ufak tefek bir şeylere karışınca yani çocuk bir şey söylüyor, sizlere de itiraz ediyorlar gittiğiniz toplantılarda, pankart açıyor yani dünyanın sonu değil çünkü bize neler söylüyorlar kürsüde “Hayır Hocam, öyle değil.” diyor. Benim de en çok hoşuma giden, böyle miskin çocuk değil de “Hayır, o öyle değil.” diyen, medeni cesaretli olan bir çocuk. Keşke bunlara sizler tahammül gösteriyorsunuz, gülüyorsunuz, sırtını sıvazlıyorsunuz da yani polise keşke sizler söyleseniz de çocuk hepimizin çocuğu yani on sekiz-yirmi yaşındaki çocuk. Bu çocuğa vurulur mu? Ne yaptı? Yumurta attı. At yani yumurta dünyanın sonu değil ki. Pankart açtı, aç. “Ben ücretsiz eğitim istiyorum.” Ücretsiz eğitim dünyanın hiçbir yerinde yok, yok böyle bir şey ama ben istiyorum, iste. Görüşünü belirtmekten kimseye bir zarar yok ki. Ücretsiz hiçbir şey, dünyanın hiçbir yerinde yok. Biz termodinamikte Gibbs enerjisini anlatırken bir reaksiyon olup olmayacağına dair bir denklem vardır termodinamikte, kitaplarda “free enerji” diye yazar ve bunu doktoramı yaparken hocam dedi ki “Free diye bir şey yok.” Arabayı götürüyorsun, free enerji var mı? Yok böyle bir şey.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Ne dediniz adına?
TÜBAV GENEL BAŞKANI PROF. DR. HALİL İBRAHİM ÜNAL – Gibbs enerjiyi diyoruz biz, serbest enerji diye çevriliyor bazı kitaplarda ama yok böyle bir şey. Ücretsiz eğitim dünyanın hiçbir yerinde yok. Vereceksin, kalite artacak, sen de geriye alacaksın ama çocuk bunu istedi diye o kadar çok gücümüze gidiyor ki biz televizyonda bunu izlerken, on sekiz yaşında bu çocuk yani enerjisini bir yerde boşaltacak. Üniversitelerimizde enerji boşaltacak yer yok. Her gördüğümüz metrekareye bina dikiyoruz. Ya bu çocuk, bu çocuk bir yerde deşarj olacak. Deşarj olamazsa geliyor size yumurta atıyor, polise taş atıyor, geliyor öfkesini bizden çıkartıyor.
Şimdi, Mecliste de üzüldüm. Burası Meclis olduğu için söylüyorum, her tarafı gecekonduya dönmüş bahçenin. Şu güzelim binayı niye muhafaza etmediniz 1923 senesinden beri? Yeni bina yapılacaksa, ben Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesiyim, bizim kubbeli binayı görmüşsünüzdür, rektörlük binasını, arkasından Teknik Eğitim Fakültesi yapıldı oraya, taş bina idi, badana yapıldı dışı. Gazi Eğitim Fakültesi yapıldı, ya niye kubbeli bina gibi yapmıyorsun? Fen Edebiyat Fakültesi yapıldı, niye kubbeli bina gibi yapmıyorsun? Doldurduk içerisini gecekondudan. Yani ben çok üzüldüm. Meclise bu benim ilk gelişim, rektör arkadaşlarımı çok bıraktım kapıdan ama kendim içeri girmemiştim, ben size teşekkür ediyorum bu fırsatı bize verdiğiniz için ama sükûtu hayale uğradım. Bir İngiltere’ye gidiyorsun, Parlamento muhteşem bir şey, Washington’daki muhteşem bir şey, Almanya’daki muhteşem bir şey yani çöp sokamazsınız bahçesine. Şimdi şurada yeni bina yapılıyor ve betonarme bina yapılıyor. Şu bahçeye betonarme binayı niye yaptırıyorsunuz? Bunların anayasayla ilgisi yok ama üzülüyorum yani bunları görürken. Hepimiz bu ülkede yaşıyoruz ve kalite hepimize lazım. Sizler karar mercisisiniz keşke…
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Akademik özgürlük çok önemli bir kavram tabii ama teknoloji, teknik alanda, pozitif bilimler alanındaki sahada çalıştığınız için akademik özgürlüklerin pek şeyi yok. Lavoisier olsaydı çok çekti yani akademik özgürlüğün yokluğundan dolayı Vatikan’da falan.
Peki, ben size şöyle bir soru sorayım: Daha çok sosyal bilimlerde oluyor Hocam, sosyal bilimlerde, felsefe bilimlerinde, sendikalizmde vesaire oluyor bu akademik özgürlük, bir de devletin kurulu ideolojisini böyle biraz dürtüklediniz mi, oluyor. Hiç arkadaşlarınızdan bu kurulu düzene pek uygun olmamış, şu şöyle oldu, bu böyle oldu diye doktorası reddedilenler var mı? Kendi yaşamınızda biliyor musunuz? “100-200 tane arkadaşımız var.” diyorsunuz. Var mı öyle bir şey sosyal bilimlerde?
TÜBAV GENEL BAŞKANI PROF. DR. HALİL İBRAHİM ÜNAL – Yok. Sosyal bilimciler var bizim ama iktisatçılar var, hukukçular var, onlar yok.
ATİLLA KART (Konya) – TÜBA’ya ilişkin uygulama, o konudaki üstadın soruları bende bir çağrışım yaptı, o konudaki görüş ve değerlendirmeleriniz.
TÜBAV GENEL BAŞKANI PROF. DR. HALİL İBRAHİM ÜNAL – Şimdi, TÜBA’nın bildiğim kadarı, siz de beni bilgilendirirseniz sevinirim, yasayı mı değiştiriyorsunuz TÜBA’yla ilgili Hükûmet olarak?
ATİLLA KART (Konya) – Hükûmet o konuda kısmen bir atama usulünü getiriyor TÜBA yönetimine.
TÜBAV GENEL BAŞKANI PROF. DR. HALİL İBRAHİM ÜNAL – Tabii şimdi, bu TÜBİTAK’ın eski yönetimi de öyleydi.
ATİLLA KART (Konya) – TÜBA, Türk Bilimler Akademisi.
TÜBAV GENEL BAŞKANI PROF. DR. HALİL İBRAHİM ÜNAL – Biliyorum, TÜBA’yı da biliyorum yani ben biraz işi genişleteyim de. Şimdi, delegeleri siz belirliyorsunuz, delegeler parti yönetimini belirliyor. TÜBİTAK’ın üst yönetimini Hükûmet belirliyor, kendi içinde döngüyle yeni üyelerini belirliyor. Dünyada böyle bir şey yok. TÜBA da bu şekilde. Şimdi oraya siyasetçi girdiği zaman bilimsel özgürlük olmaz. Bizim en hoşumuza giden, aykırı düşünen insandır. Aykırı düşündüğünüz zaman şurada hepimiz aynı düşünüyorsak ben şuna inanıyorum, ben inançlı bir insanım, Cenabıhak hepimizi niye yarattı acaba yani niye fotokopi çektirmedi bizden? Ben buna beyaz diyorum, hayır siz de siyah deyin, buyurun oturalım, konuşalım. TÜBA’nın yapısı böyle olmalı, her görüşten, en uç inanç ve görüşten öbür en uç inanç ve görüşe kadar. “Ben inanmıyorum.” İnanma, canla başüstüne, ben de inanıyorum, gel ortak noktada buluşalım, bu ülkenin bekası için elimizden ne geliyorsa yapalım. Sen inanmadan yap, ben de inanarak yapayım. Bizim TÜBA’yla ilgili görüşlerimiz de bunlar. Tabii, biliyorum ben yapıyı da yeni yapılmaya çalışanı da biliyorum ama üzülüyorum yani.
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Hocam, bir de “Anayasa’nın ilk 3 maddesi korunmalı, bu ilk 3 maddeyi koruma altına alına 4’üncü madde kesinlikle yeni anayasa tartışmalarının konusu yapılmamalı.” Ne anlama geliyor bu? Olduğu gibi mi bırakalım, yoksa onu çıkaralım mı yani tartışmamanın anlamı budur. Siz hangisini kastediyorsunuz?
TÜBAV GENEL BAŞKANI PROF. DR. HALİL İBRAHİM ÜNAL – Bizim kastımız şu: Şimdi, Anayasa’nın 1’inci, 2’nci, 3’üncü maddesinde, cumhuriyetin temel ilkeleri, başkentimiz, bayrağımız, İstiklal Marşı’mız, sınırlarımız, dilimiz, vatandaşlık kavramımız var orada, bunlarla ilgili. 4’üncü madde diyor ki “Bu ilk 3 madde değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez.” Ama benim okuduğum kadarıyla hafta sonu, pek çok maddede ceza hukukuna gönderme yapıyor. O 4’üncü madde de o kadarını söylüyor “değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez” Peki, ben ettim, ne olacak? Bununla ilgili müeyyide yok. Şimdi, ben ona çok şaşırdım okurken.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Siz tabii, kimya kadar anayasayı bilmediğiniz için o var yani.
TÜBAV GENEL BAŞKANI PROF. DR. HALİL İBRAHİM ÜNAL – Şimdi, ben ettim, edersem müeyyidesi şudur demiyor orada.
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Var var, hepsi var da Hocam, bizim burada anlamak istediğimiz şu: Şimdi, bu iki anlama gelir, Türkçenin böyle de bir güzelliği var tabii. Tartışma konusu yapılmamalı dediğin vakit bunu ıskarta ediyorsun, saf dışı da bırakıyorsun ya da…
TÜBAV GENEL BAŞKANI PROF. DR. HALİL İBRAHİM ÜNAL – Hayır, olduğu gibi muhafaza edilmeli diyoruz, kastımız bu.
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Kastınız oysa tamam.
TÜBAV GENEL BAŞKANI PROF. DR. HALİL İBRAHİM ÜNAL – Ben buradan aynen okuyorum 4’üncü maddeyi: “Anayasa’nın 1’inci maddesindeki devlet şeklinin cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile 2’nci maddedeki cumhuriyetin nitelikleri ve 3’üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.” Peki, ben de ettim, ne yapacaksınız?
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Hayır, biz onu sormuyoruz yani buradaki maddeye verdiğiniz anlamı.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Onun cevabı 11’inci maddede var.
TÜBAV GENEL BAŞKANI PROF. DR. HALİL İBRAHİM ÜNAL – 11’inci maddede mi var bu?
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Neyse Hocam, sonra bakarsınız buna.
TÜBAV GENEL BAŞKANI PROF. DR. HALİL İBRAHİM ÜNAL – “Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır. Kanunlar Anayasa’ya aykırı olamaz.”
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Bağlıyor diyor, bağlıyor deyince aleyhine yapamazsınız.
Tamam Hocam neyse, o bizim terminoloji farklı.
TÜBAV GENEL BAŞKANI PROF. DR. HALİL İBRAHİM ÜNAL – Ben şaşırdım çünkü anayasayı şimdiye kadar belinde tabancası olanlar değiştirdi.
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Her pehlivanın kendine sakladığı bir oyunu vardır Hocam.
TÜBAV GENEL BAŞKANI PROF. DR. HALİL İBRAHİM ÜNAL – Tabii tabii, vardır. Şimdi, benim merak ettiğim şu aslında: Şimdiye kadar hep belinde tabanca olanlar değiştirdi anayasayı. Şimdi mevcut Hükûmet, bu hâliyle değiştirecek.
TÜBAV GENEL BAŞKANI PROF. DR. HALİL İBRAHİM ÜNAL – Meclis diyelim.
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Şimdi bakın, 3 milletvekiliyiz, çoğunluk partisinin milletvekili köşede duruyor, karışmıyor. Mevcuda göre en az olanı benim, ben yönetiyorum yani burada da bir başkan yok. Anayasanın yapım aşamasında, temel yakaladığımız ruh bu yani burada sayılar rejimi yok. Burada, inşallah bir hayırlı neticeye ulaşırız.
TÜBAV GENEL BAŞKANI PROF. DR. HALİL İBRAHİM ÜNAL – Şimdi benim hakikaten öğrenmek istediğim sizlerden âcizane bir şeyim var. Üç anayasayı da ben rafa kaldırıyorum dedi askerler, rafa kaldırdı çünkü silah vardı elinde, ona güvendi. Şimdi biz de sizler de milletvekili olarak vatandaştan aldığınız vekâlete güveniyorsunuz. Peki, sizin de bu mevcut Anayasa’yı rafa kaldırıp da sıfır yazma yetkiniz var mı? O kanaatte misiniz?
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Var tabii, Meclis her şeye muktedirdir.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Buna Hocam, yirmi saat yetmez, yirmi gün yetmez.
TÜBAV GENEL BAŞKANI PROF. DR. HALİL İBRAHİM ÜNAL – Hayır, şimdi 4’üncü maddeye ben takıldım da ondan.
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – İlla da ne yapalım yani şimdi bir ısmarlama ihtilal mi yaptıralım kardeşim?
TÜBAV GENEL BAŞKANI PROF. DR. HALİL İBRAHİM ÜNAL – Hayır, ona gerek yok tabii ki de.
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Lütfen bir ihtilal yapın da bir kurucu meclis oluşturalım, bir anayasa yapsın. Bu Meclis, Sevgili Hocam, gücünü milletten alıyor, yüzde 95 temsil yeteneğine sahip ve eğer imkânlarının ve haklarının, hukuklarının farkındaysa birçok şeye muktedir bir Meclistir.
TÜBAV GENEL BAŞKANI PROF. DR. HALİL İBRAHİM ÜNAL – Benim öğrenmek istediğim şu, bir mühendis kafasıyla soruyorum: Şu anda anayasayı yaparken bu Anayasa kitapçığı geçerli mi?
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Evet.
TÜBAV GENEL BAŞKANI PROF. DR. HALİL İBRAHİM ÜNAL – Mecliste de geçerli olacak.
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Evet.
TÜBAV GENEL BAŞKANI PROF. DR. HALİL İBRAHİM ÜNAL – O zaman 4’üncü madde duruyorken bu Anayasa’yı rafa nasıl kaldıracaksınız, ben onu merak ediyorum.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Hocam şimdi o var işte, o asli kurucu iktidar öğretisi diye bir alan var. O tankların yazdığı anayasayı millet doğrudan yazabilir, referandum da kurucu işlev görür o gibi durumda. Onu yolu var Hocam da şimdi ona vakit yok.
TÜBAV GENEL BAŞKANI PROF. DR. HALİL İBRAHİM ÜNAL – Tamam, şimdi dönünce bana yemekte soracaklar, bu iş nasıl olacak diye, benim onları aydınlatmam açısından.
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Siz gene de mühendislerimizin pratikliğine yönelin.
Efendim, çok teşekkür ediyoruz, çok sağ olun.
TÜBAV GENEL BAŞKANI PROF. DR. HALİL İBRAHİM ÜNAL – Peki, ben de çok teşekkür ediyorum, sağ olun, çok değerli vakitlerinizi ayırdınız.
Kapanma Saati :11.20
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 11.31
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Efendim, hoş geldiniz.
Anayasa Uzlaşma Komisyonu, 3 No.lu Alt Komisyon burası. Komisyon üyelerimiz Adalet ve Kalkınma Partisi temsilcisi Sayın Ahmet İyimaya Bey, Cumhuriyet Halk Partisi temsilcisi Sayın Atilla Kart Bey, ben Milliyetçi Hareket Partisi temsilcisi Oktay Öztürk. Bir diğer arkadaşımız mazeretinden dolayı burada değil.
Anayasa yapım süreci içerisinde sizin düşüncelerinizi öğreneceğiz, kendinizi ifade edeceksiniz. Burası serbest bir kürsü, dilediğiniz şekilde konuşma hakkına sahipsiniz. Görüşleriniz burada kayda geçiyor. Burası bir tartışma ortamı değil, öncelikle onu söyleyeyim. Sizler düşüncelerinizi ifade buyuracaksınız, biz dinleyeceğiz. Kayıtlara geçecek.
Kırk dakikalık bir süreniz var. Tek kişi de kullanabilirsiniz, bölüşebilirsiniz de aranızda, ama sonunda lütfedip bize de bir beş dakika ayırabilirseniz ne olur…
TÜRKİYE KÖRLER FEDERASYONU YK ÜYESİ VE ENGELLİLER KONFEDERASYONU BAŞKAN VEKİLİ AV. TURHAN İÇLİ – Sorular…
OKTAY ÖZTÜRK (Devamla) – Hayır, sorudan ziyade açıklamasını istediğimiz, anlayamadığımız, anlamakta güçlük çektiğimiz bir nokta olabilir, onun açıklamasını sizlerden rica ederiz.
Hazırsanız başlayalım efendim.
Buyurun.
TÜRKİYE KÖRLER FEDERASYONU YK ÜYESİ VE ENGELLİLER KONFEDERASYONU BAŞKAN VEKİLİ AV. TURHAN İÇLİ – Bizler Engelliler Konfederasyonu ve Türkiye Körler Federasyonu olarak sizi ziyaret ediyoruz. Engelliler Konfederasyonu Başkan Vekiliyim ben. Avukat Turhan İçli ismim. Suha Sağlam arkadaşımız Türkiye Körler Federasyonu Başkanı, keza Doğan Nurluyol arkadaşımız hukuk işlerimizden sorumlu, yine Türkiye Körler Federasyonu Başkan Yardımcısı, Eyüp Doğan arkadaşımız da istihdam ve rehabilitasyondan sorumlu Türkiye Körler Federasyonu Başkan Yardımcısı.
Şimdi, aslında daha önceki süreçte de bir İnternet sitesi oluşturmuştunuz, oraya görüşlerimizi iletmiştik. Tabii, ondan sonra bazı ufak tefek değişiklikler oldu. Son hâliyle şimdi size ileteceğiz. Bu anayasa yapım sürecinde, tabii, yaklaşımları, Komisyonunuzdaki ve Meclisimizdeki yaklaşımları henüz bilmiyoruz. Anayasa metni bugünkü hâliyle korunup değişiklikler bunun üzerinden mi yapılacak, yoksa kısa bir anayasa söylemi de var, “Haklar kısaca özetlenecek.” gibi ifadeler de var. Kısa bir anayasa mı, yoksa bunun gibi uzun bir anayasa mı? Buna göre bizim yaklaşımımız da iki türlü olacak: Birincisi, uzun bir anayasa yapılabileceği varsayımına dayalı olarak, yani bu Anayasa maddeleri üzerinde bazı değişiklikler yapılabileceği varsayımına dayalı olarak bizimle ilgili ve önemli bulduğumuz maddelerle bağlantılı değişiklik önerilerimiz var. Bir de haklar ve hükümlülüklerden oluşan, kısa bir anayasa yazılması hâlinde birkaç cümlelik bu anayasaya eklenmesini istediğimiz hükümler var.