o-l y,[} jll /ı
•»* Ahvâl fi Sejer-i Bukhârâ (Paris nüshası) Supp. pers. 1346, Varak 64a.
’[164) Kazanlılardan «Tatar» yahut «Edil-Ural» camiası için çalışanlar. Başkurtların bu camiaya girmeyip, Kazaklar ve Türkistanlılarla beraber çalışmalarına bunların «Türk» camiasından ayrılmamaları şeklinde tavsif ederek Türkiye Türk- ieri efkârını kendi lehlerine kazanmaya çalıştıklarını, Prof. Şemseddin Günaltay anlattı; ve kendisinin, Ankara Tarih Kongresinde beni, Rusyadaki mesaim dola- yısiyle, ihaneti milliye ile itham eylemesi, kendilerini türkçü gösteren «ıınitarist- lerin» Rus inkilâbı senelerinde Türkiye matbuatında da (meselâ «Yeni Mecmua» 1918, N. 40-41) aksettirdikleri propagandaya aldanmış olmasından ileri geldiğini; hattâ onları hakikî türkçü zannederek, matbuatta müdafaa ettiğini (bk. Yeni Mecmua. 1918, N. 51 deki makaleleri) ve hakikati ancak, benim «Onyedi Kumaltı Şehri» kitabımdan öğrendiğini, birçok arkadaşlarımızın huzurunda teessüf ederek izah etti. Şemseddin Beyin o makalesinde (s. 494) Moskova ve Kazan Müslüman kongrelerinde «Türk milletini parçalama, (yani otonomi) cereyanının ne derecede tehlikeli olduğunu, samimî hitabeleriyle hıizzara telkin etmeğe çalıştıkları halde, hakikati bir türlü anlatamadıkları» ndaıı acınarak bahsettiği ve isimlerini adadığı zevattan Ömer Tbregul_ov, daha 1920 senesinde Harbinde neşrettiği «Siyasî Meseleler» nam eserinde (s. 14, 34, 37), «Türk-Tatarlar için istiklâl muzır bir hayaldir, bunlara Rus şta t ’larında akalliyet olarak yaşamağa alışmaktan başka çare yoktur» demiş ve; Türkleri her nevi mücadele istidadından mahrum ve zebun bir millet tanıdığından, «cihanda vaziyet tevazzuh edince mücadiî- zümre ve fırkala-
Dostları ilə paylaş: |