Ancak erkeklerden, kadınlardan ve çocuklardan müstaz'aflar olup hiç bir çareye güç yetiremeyenler ve bir yol (çıkış) bulamayanlar başka.
Edip Yüksel Meali
Ancak, hiç bir çıkış yoluna gücü yetmeyen ve göç etmeye yol bulamayan erkek, kadın ve çocuk ezilmişler hariç.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Ancak gerçekten aciz ve zayıf olan, çaresiz kalan ve hicret etmeye yol bulamayan erkekler, kadınlar ve çocuklar hariç...
Süleyman Ateş Meali
Yalnız hiçbir çareye gücü yetmeyen ve göç için yol bulamayan, gerçekten zayıf erkekler, kadınlar ve çocuklar hariç.
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Kadınlardan, erkeklerden, yavrulardan hiçbiri beceri gösteremeyen, hiçbir yol bulamayanların durumu farklıdır.
Yusuf Ali (English)
Except those who are (really) weak and oppressed - men, women, and children - who have no means in their power, nor (a guide-post)(616) to their way. *
M. Pickthall (English)
Except the feeble among men, and the women, and the children, who are unable to devise a plan and are not shown a way.
Nisâ Suresi 99
فَأُولَٰئِكَ
işte
عَسَى
umulur
اللَّهُ
Allah'ın
أَنْ يَعْفُوَ
affetmesi
عَنْهُمْۚ
onları
وَكَانَ اللَّهُ
Allah
عَفُوًّا
çok affeden
غَفُورًا
çok bağışlayandır
Türkçe Transcript (*)
Feulâ-ike ‘asa(A)llâhu en ya’fuve ‘anhum(c) vekâna(A)llâhu ‘afuvven ġafûrâ(n)
Ali Bulaç Meali
Umulur ki Allah bunları affeder. Allah affedicidir, bağışlayıcıdır.
Edip Yüksel Meali
Böylelerinin ALLAH tarafından affedilmesi umulur. ALLAH Affedicidir, Bağışlayandır.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Umulur ki, Allah bu kimseleri affeder. Allah çok affedici, çok bağışlayıcıdır.
Süleyman Ateş Meali
Çünkü Allah'ın onları affetmesi umulur. Allah, çok affeden, çok bağışlayandır.
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Bunların, Allah tarafından affedilmeleri umulur. Allah affedicidir, günahları bağışlayıcıdır.
Yusuf Ali (English)
For these, there is hope that Allah will forgive: For Allah doth blot out (sins) and forgive again and again.
M. Pickthall (English)
As for such, it may be that Allah will pardon them. Allah is ever Clement, Forgiving.
Allah yolunda hicret eden, yeryüzünde barınacak çok yer de bulur, genişlik (ve bolluk) da. Allah'a ve Resûlü'ne hicret etmek üzere evinden çıkan, sonra kendisine ölüm gelen kişinin ecri şüphesiz Allah'a düşmüştür. Allah, bağışlayıcıdır, esirgeyicidir.
Edip Yüksel Meali
Kim ALLAH yolunda göç ederse yeryüzünde barınacak çok yer ve bolluk bulur. Kim ALLAH'a ve elçisine göç etmek için evinden çıkar ve sonra kendisini ölüm yakalarsa, ödülünü vermek ALLAH'a düşer. ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Her kim Allah yolunda hicret ederse, yeryüzünde gidecek çok yer de bulur, genişlik de bulur. Her kim Allah'a ve Peygamberine hicret etmek maksadıyla evinden çıkar da sonra kendisine ölüm yetişirse, kuşkusuz onun mükafatı Allah'a düşer. Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.
Süleyman Ateş Meali
Allah yolunda göç eden kimse, yeryüzünde gidecek çok yer ve bolluk bulur. Kim Allah ve Elçisi için göç etmek amacıyle evinden çıkar da kendisine ölüm yetişirse, onun mükafatı Allah'a düşer. Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Kim Allah yolunda hicret ederse yeryüzünde, varıp sığınarak karşı harekete girişecek çok yer bulur; geniş bir imkân da bulur. Ve her kim, evinden Allah'a ve resulüne hicret niyetiyle çıkar da kendisine ölüm yetişirse onun ödülünü vermek Allah'a düşer. Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir.
Yusuf Ali (English)
He who forsakes his home in the cause of Allah, finds in the earth Many a refuge, wide and spacious: Should he die as a refugee from home for Allah and His Messenger, His reward becomes due and sure with Allah. And Allah is Oft-forgiving, Most Merciful.
M. Pickthall (English)
Whoso migrateth for the cause of Allah will find much refuge and abundance in the earth, and whoso forsaketh his home, a fugitive unto Allah and His messenger, and death overtaketh him, his reward is then incumbent on Allah. Allah is ever Forgiving, Merciful.
(Düşmanınız olan) Topluluğu aramakta gevşeklik göstermeyin. Siz acı çekiyorsanız, şüphesiz onlar da, acı çektiğiniz gibi acı çekiyorlar. Oysa siz, onların umud etmediklerini Allah'tan umuyorsunuz. Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Edip Yüksel Meali
O topluluğu izlemekte gevşeklik göstermeyin. Siz acı çekiyorsanız onlar da sizin gibi acı çekiyor. Fakat siz, onların ALLAH'tan ummadığını umuyorsunuz. ALLAH Bilendir, Bilgedir.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Düşman topluluğunu takip etmede gevşeklik göstermeyin. Eğer siz acı duyuyorsanız, kuşkusuz onlar da sizin acı duyduğunuz gibi acı çekiyorlar. Oysa siz Allah'tan onların ümit edemeyecekleri şeyleri umuyorsunuz. Kuşkusuz Allah her şeyi bilendir, hikmet sahibidir.
Süleyman Ateş Meali
O topluluğu takibetmekte gevşeklik göstermeyin. Eğer siz acı çekiyorsanuz, onlar da sizin acı çektiğiniz gibi acı çekmektedirler. Üstelik siz Allah'tan, onların ummayacakları şeyleri, ummaktasınız. Alah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Düşman topluluğu izlemekte gevşeklik göstermeyin. Siz sıkıntıya düşüyorsanız, hiç kuşkusuz tıpkı sizin gibi onlar da sıkıntıya düşüyorlar; ama siz, Allah'tan onların umamayacağı şeyleri umuyorsunuz. Allah Alîm'dir, Hakîm'dir.
Yusuf Ali (English)
And slacken not in following up the enemy: If ye are suffering hardships, they are suffering similar hardships; but ye have Hope from Allah, while they(620) have none. And Allah is full of knowledge and wisdom. *
M. Pickthall (English)
Relent not in pursuit of the enemy. If ye are suffering, lo! they suffer even as ye suffer and ye hope from Allah that for which they cannot hope. Allah is ever Knower, Wise.