Bakirköy ruh ve siNİr hastaliklari hastanesi



Yüklə 7,73 Mb.
səhifə11/899
tarix09.01.2022
ölçüsü7,73 Mb.
#96304
1   ...   7   8   9   10   11   12   13   14   ...   899
BALABAN AĞA MESCİDİ

Laleli semtinde, Harikzedeler Sokağı' mn, Vidinli Tevfik Paşa Caddesi'ne kavuştuğu yerde bulunuyordu. Bugün en ufak bir izi kalmamıştır.

Balaban Ağa Mescidi, fetihten sonra İslam ibadetine uygun biçime sokulmuş eski bir Bizans, hattâ belki de geç Roma dönemi yapısı idi. Planının yuvarlak biçimde oluşu, bunun eski bir Bizans kütüphanesi olabileceği yolunda bir görüşün doğmasına yol açmış, bu yüzden de kütüphanecilik ve tarihi kütüphanelere dair yayınlara girmiştir. Hattâ bazıları bu eğilimi daha da ileri götürerek kütüphane binasını Kuratoros Manastı-rı'nın müştemilatı olarak teşhis ederler. Bu hipotezi destekleyecek herhangi bir bulgu yoktur. Binanın altında mezar odasının bulunması da buranın esasında, yine iddia edildiği gibi vaftizhane olamayacağım gösterir.

Daha inandırıcı bir görüş ise Balaban Ağa Mescidi olan binanın geç Roma döneminin bir mezar yapısı (mausoleum) olduğudur. Binanın mimarisi de bu görüşü inandırıcı kılmaktadır. Ayrıca, mescit 1930'da yıktırılırken, altında kubbeli bir mezar odası ve mezarlar bulunmuştur. Bizans döneminde ne surette kullanıldığı bilinmez. Belki bir apsis eklenmesi suretiyle şapele dönüştürülmüş olabilir. Ancak böyle bir apsis kalıntısı, bina yıkılmadan önceki planlarda işaretlenmemiş, evvelce böyle bir unsurun varlığının izlerini de, bina yıkılırken a-raştırmak kimsenin aklına gelmemiştir.

Fetihten sonra, terk edilmiş, belki de harap durumdaki yapılan "şenlendirme" politikasının uygulanması için, Balaban Ağa bin Abdullah tarafından veya onun adına mescide çevrilmiştir. 953/1546 ta-

rihli İstanbul Vakıfları Tahrir Defte-n'ndeki 888/1483 tarihli vakfiyesine göre, nakit paradan başka mescidin yakınında on tane hücre ile üç dükkân ve bir sıbyan mektebi ile ev de vakfe,dil-mişti. Balaban Ağa Meşcidi'ne ayrıca aynı çevrede daha başka mülkler de başka hayır sahiplerince bağışlanmıştır.

Balaban Ağa'nın şahsiyeti hakkında bir bilgi yoktur. Ayvansarayî, Hadîka' daki kısa notunda: "Kiliseden münka-liptir, vâkıfı hin-i fetihte Sekbanbaşı olmuştur, merkadi nâmalûmdur, vazifesi Ayasofya Camii'nden verilir" demektedir. İstanbul'un fethi sırasında hizmeti görülen, Arnavutluk'ta İskender Bey'e karşı çarpışmaları 1464'ten 1467'ye kadar idare eden ve burada şehit düşen Badera'lı Balaban Paşa da akla gelir. Balaban Ağa Mescidi, tarihe geçmemiş Balaban adlı başka bir kimseye ait değilse, belki fetih sırasında henüz sek-banbaşı olan bu Balaban Paşa'nın bir hayratı veya onun şehadetinden sonra hatırasını yaşatmak üzere vakfedilmiş (teberrüken) bir eser de olabilir.

Laleli-Şehzadebaşı-Aksaray semtlerinde çıkan yangınlarda bu küçük mescidin de yandığı tahmin edilir. Müller-Wie-ner, 1660, 1693, 1718 ve 1782 'deki yangınların bu binada da iz bırakmış olacağını düşünür. Fakat en büyük felaket 23 Temmuz 1911'deki Mercan-Aksa-ray yangını olmuştur. Bu yangın sonunda harap olan Balaban Ağa Mescidi, tekrar ihya edilmeyerek kendi haline bırakılmış ve sadece kagir duvarları kalmış olarak 1930'a kadar durmuştur. İstanbul'un karşılaştığı en yanlış şehir planlamalarından birinde, yanmış mahallelerden "dama tahtası" sistemine göre yeniden cadde ve sokaklar geçirildiğinde, Balaban Ağa Mescidi de bir sokağın tam üstünde bırakılmış ve bu yüzden yıktırılması kararlaştırılmıştır.

Yıkım işi bir müteahhide havale edilmiş ve İstanbul'un ortasındaki bu tarihi eser, toprak üstündeki bütün aksamı yıkıldıktan sonra, Amerikan Bizans Ensti-tüsü'nün uyarısı ile İstanbul Arkeoloji Müzeleri tarafından yine bu enstitüden sağlanan ödenekle 8 Nisan'dan l Mayıs'a kadar süren bir kazı ile incelenmiştir. Bu kazıda, binanın altında bir mahzen olduğu görülmüştür. Aynen üstteki gibi altıgen biçimindeki bu mahzenin, her duvarı bir niş halinde yapılmıştı. Son Bizans döneminde, bina büyük çapta değişikliğe uğramış, mahzen dikdörtgen biçiminde, yine kubbeli bir mezar odası haline getirilmiş, duvarlara fresko resimler yapılmıştır. Burada Teodoros adında birine ait 1341 tarihli bir mezar kitabesi bulunmuştur. Daha başka ölülerin üzerlerine kapatılan işlenmiş mermerler, 4-5. yy'la-ra ait bir binanın mimari parçaları idi. Bunlardan üç tanesi İstanbul Arkeoloji Müzesi'ne taşınmıştır.

Balaban Ağa Mescidi'nin, yangından önce çekilmiş iç ve dış fotoğrafları olduğu gibi, Galanakis adlı bir ressam tarafından çizilerek, 1877'de litografya




Yüklə 7,73 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   7   8   9   10   11   12   13   14   ...   899




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin