Bakirköy ruh ve siNİr hastaliklari hastanesi



Yüklə 7,48 Mb.
səhifə73/134
tarix27.12.2018
ölçüsü7,48 Mb.
#87102
1   ...   69   70   71   72   73   74   75   76   ...   134

Bibi. A. Baytop, "The Flora of the, 'Yıldız Park', at istanbul", İstanbul Eczacılık Fakültesi Mecmuası 21: 86, 1985; M. Erdoğan, "Osmanlı Devrinde istanbul Bahçeleri", VD, 149, 1958; S. Eren, "Hekimbaşı Salih Efendi Hakkında", Türk Tıb Tarihi Arkivi, 6 (21-22): 9, 1943; G. A. Evyapan, Eski Türk Bahçeleri ve Özellikle istanbul Bahçeleri, Ankara 1972; D. S. Fish, "The Park and Gardens of Yıldız, Constantinople", Journal Royal Horticultural Society, 36: 108, 1910-11; J. H. Harvey, "Tur-key as a Source of Garden Plants", Garden History, 4 (3): 21, 1976; S. Ünver, "Bizde Meyva Yetiştirmeye Meraklı Son Hekimbaşı-lar ve Yemişleri", Türk Tıb Tarihi Arkivi 6 (19): 46, 1942; S. Ünver, "Türkiye'de Nebatat Bağçeleri Tarihi Üzerine Küçük Bir Muhtıra", Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dergisi, 2 (3): 450; F. Yaltırık, "Atatürk Arboretumu", İÜ Orman Fakültesi Dergisi, 38 (2): 30, 1988; Takvim-i Vakayı, no. 180, 6 Rebiülâhır 1255/19 Haziran 1839.

TURHAN BAYTOP



BOTTER APARTMANI

Beyoğlu istiklal Caddesi'nin Tünel'e yakın kesiminde no. 475-477'de bulunan ve tarihi, mimari özellikleriyle tanınmış bir apartmandır.

Apartman, adını, II. Abdülhamid'in ve sarayın resmi terzisi olan Hollanda uyruklu J. Botter'den almıştır. Aynı zamanda tanınmış bir modacı ve stilist olan J. Botter'in evi, yine sarayın mimarı olan Raimondo D'Aronco(-») tarafından 1900' de tasarlanıp gerçekleştirilmiştir.

Botter Apartmanı, hem İstanbul art nouveau(->) mimarlığının en tanınmış örneklerinden, hem de İtalyan mimar R. D'Aronco'nun en önemli yapıtlarından biridir. Apartman, J. Botter'in atölyesini ve konutunu bir arada barındırmak üzere dönemine özgü büyük aile konutu (hotel) tipinde tasarlanmıştır. Zemin ve birinci kat, J. Botter'in işyeri, üst katlar konutu olarak düzenlenmiştir. Bir oğlu ve üç kızıyla birlikte Botterler, İstanbul' . un yüksek sınıflarının yakından tanıdığı ve sosyal ilişkileri zengin bir ailedir.

Botter Apartmanı, İstiklal Caddesi'nin tipik, dar cepheli ve derin parsellerinden biri üzerindedir. Bodrum kat üzerine iki katı atölye, üç katı ve bir çekme kat ile terası konuta ait olan toplam yedi katlı bir binadır. Botter Apartmanı, döneminin gelişmiş yapım teknikleri kullanılarak inşa edilmiştir; dökme demir strüktürlüdür, dolgu duvarları tuğladandır, cephesi ise taş kaplıdır.

Girişi, yandadır. Art nouveau mimar-

Botter Apartmanı'nın İstiklal Caddesi'ne bakan ön cephesi.

Erkin Emiroğlu

lığına özgü eliptik planlı bir merdiven holü, eğrisel çizgili merdivenleri ve sahanlıkları vardır. Yine art nouveau desenli merdiven korkuluğu, her biri aynı desenli ve vitraylı pencereleri ve daire kapıları ile son derece tipik, özgün çi-zimli ve her biri sanat objesi niteliğinde aydınlatma öğeleri, Botter Apartmam'nı önemli kılan özelliklerden bir bölümüdür ve tümü D'Aronco tasarımıdır. Art nouveau desenli asansör kabini iki kapılı ye şık bir parçadır.

Özgün planlarından yapının en ilginç kesiminin zemin ve ara kat olduğu anlaşılmaktadır. Zemin katın caddeye bakan bölümünde Botter Moda Evi'nin satış ve teşhir salonları bulunmaktaydı. Bu salonlara karşılıklı yerleştirilmiş bir çift eğrisel konumlu merdivenle bağlanan ve defile için kullanılan daire planlı bir asma kat vardı. Duvarları ayna ve kumaş kaplı ve aydınlığa açılan pencereleri renkli vitraylarla bezeliydi. Büyük bir lüks ve zarafetle düzenlenip döşendiği söylenen bu bölümler, 19öO'ta bir banka şubesi yapımı için dönüştürülerek ortadan kaldırıldı.

Birinci katın öndeki iki salonu Botter'in çalışma ve müşteri kabul salonları idi. Aydınlığa ve arka cepheye bakan

odalar, çalışma ve servis hacimlerine ayrılmıştı.

Botter Apartmanı'nın normal kat planları, uzun bir koridorla birbirine bağlanan önde iki salonu ve arkada üç yatak odası olan, döneminin dar parsellerinin tipik şemasına uyar. Bu şemaya ayrıntılı bir servis düzeni eklenmiştir.

Botter Apartmanı'nın taş kaplı cephesi, R. D'Aronco'nun taş ölçülerini tek tek verdiği ve tüm dekorasyon şemasını, öğelerini, motiflerini ayrıntılarıyla gösterdiği özgün cephe çizimlerine uygun olarak gerçekleştirilmiştir. Bu çizimler, tasarımda ve uygulamada cephe için büyük bir özenle çalışıldığını belgelemektedir. D'Aronco'nun Botter Apartmanı için hazırladığı proje, 32 paftalık bir koleksiyon olarak Udine Kent Müzesi Arşivi'nde bulunmaktadır.

Yana alınmış olan konut girişi ve mağaza nedeniyle bu katta asimetrik düzenlenmiş cephe, birinci kattan başlayarak simetrik bir tasarıma dönüşür. Gerek mağaza, gerekse konut girişinin, yüksek dallar ve yayılan güllerden oluşan ve Viyana art nouveau'su (secessi-on) örneklerine yakın çizgileri olan çi-çeksi bir bezemesi vardır.

J. Botter'in çalışma ve kabul salonlarının açıldığı cephe boyunca uzanan eliptik planlı bir balkon, Botter Apartmanı'nın en göz alıcı bölümlerinden biri sayılır. Art nouveau üslubunda çiçeksi motifleri olan balkon korkuluğu ile demirden eğrisel bağlantı öğelerine tutturulmuş çiçek birimli lambalar Botter Apart-manı'na özgü, son derece özel ve tümü D'Aronco tasarımı olan kreasyonlardır. Modaevinin çalıştığı yıllarda bu lambaların hep yandığı, ışığının hiç sönmediği söylenmektedir.

Botter Apartmanı'nın işyeri kesimi, uçlarında eğrisel çizgili motif gruplarıyla biten beş yatay çizgili şeritle bitirilir. Konut bölümü cephede simetrik düzenlenmiş, hattâ belirli geometrisi olan bir çer-

Botter

Apartmanı'nın



ön cephesinden

genel


bir ayrıntı.

Erkin Emiroğlu

çeveleme gösterir. Çiçeksi bezeme, bu çerçeveleme içinde belirli alanlara yerleştirilir. Ama çekme katta ve terasta çiçeksi bezemenin özgürce yayıldığı, balkon korkuluklarının yine D'Aronco'ya özgü desen ustalıklarına sahne olduğu gözlenir. Böylece Botter Apartmanı'nın cephe düzeninde, mimarinin klasik veya geleneksel disiplini ile art nouveau'nun özgür konsepti arasında son derece ilginç bir gerilim oyunu yaratılmış olur.

Botter Apartmanı 20. yy başının özgün ve avantgarde eğilimi olan art nouveau üslubunun, bilindiği kadarıyla, İstanbul'daki ilk örneğidir. Sonraki yıllarda İstanbul'da yaygınlaşacak olan bu üslubun uygulanışında kalite belirleyici bir örnek olmuştur. Bir D'Aronco tasarımı olan bu yapının Botter Apartmanı' nın ününü artırdığı kuşkusuzdur. Bir modaevinin son moda bir eğilimle tasarlanması işlevine çok uygun düşmüş olmalıydı. Botter Apartmanı, kimi ne-obarok biçimleri Viyana "secession" ekolünün çiçeksi motifleriyle birleştiren ustalıklı cephe tasarımı ile bugün bile ilgi çeken bir yapıdır. Döneminde yakındaki Cafe Lebon ve sonra Markiz ile birlikte elit bir çekim merkezi oluşturduğu düşünülebilir. Snobizmin yaygın olduğu o yıllarda Botter Apartmanı'nın önünde içeriden çıkmış gibi gezinmenin bile moda olduğu kimi yazarların anılarındadır.

Botter Apartmam'nın ne zaman kapandığı kesin olarak bilinmemektedir. Sahip değiştirerek günümüze kadar ulaşan yapı, bugün en üst kat ve yazar Ferit Edgü'nün oturduğu ikinci kat dışında, her katı ayrı bir ticari kuruluş tarafından kullanılan bir işhanına dönüştürülmüştür. Bu kullanım, birinci derecede korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edilmiş yapının ilgisiz ve bakımsız kalmasına dolayısıyla yasal olarak korunan ama bakılmayan ve değerlendirilmeyen bir yapıt olmasına yol açmıştır.



BOUS FORUMU

314

315 BOUVARD, JOSEPH ANTOİNE

illpf^^^'i^i

öSaTi Jî.." ?-,-«rtİV_ia- -«sJH

sznr'» ,"?wj"t~«*-«.-.f, ,.M,ı • •fw,



s>jfr 1HPj!!RMd&teietJL'*>?~>)f~*, —S»>«J

P" "^OTg^^ffiS^'-'âM'-k^^t'^'' ••gto.!^*v;™;^r

*."."'i&.

'^ * «^ıfffM ıi/*f; '0;^^:*

fcÖfc'.^l&^'S'SSfrl^-'1"'''' '•'.''. V.-.*f;"-.-" -.;•_. .v.-;:'r ' '**'''':<:.••.. ,,..^i/.'.' ;.!>.-.j l&Vift*' * • . •'•. . '. '"('

Joseph Antoine Bouvard'ın Galata Köprüsü (üstte) ve Eminönü Meydanı için yaptığı

düzenleme önerilerinden ayrıntılar, 1902.

Zeynep Çelik, The Remaking of istanbul, University of Washington Press, 3986

:

-\ ;



Bibi. S. N. Duhani, Vieüles gens vieilles de-meures. Topographie sociale de Beyoglou au 19 eme siede, ist., 1947, s. 11; A. Batur, "L'art nouveau d'Istanbul et ses particularites", Fifth International Congress of Turkisb Art, 1975, s. 147-160; ay, "Leş travaux de Ra-imondo d'Aronco a istanbul a la fin du 19 eme siecle", L'Europe deş echanges: La cultu-re architecturale au dela deş frontieres (l 750-1993), Paris, 1992, s. 197-203; ay, "Leş oeuvres de Raimondo d'Aronco a istanbul", Atti del Congresso Intemazionale di Studi su Raimondo' d'Aronco e il suo Tempo, Udine, 1982, s. 118-134; Gömüne de Udine, D'aron-co Architetto, Milano, 1982, s. 96.

AFİFE BATUR



BOUCICAUT, JEAN H LE MAINGRE

(1366, Tours - 1421, ingiltere) Fransız mareşali. Niğbolu seferi sırasında (1396) Osmanlılar tarafından esir alınıp, sonra fidyeyle şerbet bırakıldı. Ülkesine geri dönmeden önce, kendisi gibi esir düşen Fransız askerlerini kurtarmak amacıyla temaslarda bulunmak üzere Konstanti-nopolis'e uğradı.

1399'da Fransa Kralı VI. Charles II. Ba-yezid'in(->) kuşatması (bak. kuşatmalar) altındaki Bizans başkentine takviye olarak gönderdiği 1.200 kişilik askeri birliğin başına Mareşal Boucicaut'yu kumandan tayin etti. Kent civarındaki Osmanlı birliklerine karşı İmparator II. Manuel Paleologos'la(->) beraber Hıristiyan ordularını yöneten Boucicaut, çok geçme-

Botter

Apartmanı'mn çiçeksi bezemeli konut girişi. Erkin Emiroğlu



den daha fazla askeri güce ihtiyaç olduğunu görerek, Bizans imparatorunu yardım istemek üzere Batı Avrupa'ya seyahate teşvik etti. Taht kavgaları nedeniyle araları bozuk olan Manuel ile yeğeni VII. İoannes Paleologos'un barışmalarında arabuluculuk yaptı (bak. Paleologos Hanedanı). İmparatorun yokluğunda VII. İoannes'in naiplik yapmasına karar verilmesi üzerine, Boucicaut, vekili ilan ettiği Jean de Chateaumorand'ın kumandasında 200-250 kadar askerini Konstan-tinopolis'te bıraktı ve Manuel'le birlikte Aralık 1399'da kentten ayrıldı.

1400 yazında Fransa kralı, Konstanti-nopolis'e Boucicaut komutasında 1.200 kişilik yeni bir güç göndermeyi kabul etti, fakat bu plan mareşalin ertesi yıl Fransa vesayetine yeni geçmiş Cenova'ya vali tayin edilmesi üzerine gerçekleşmedi. Chateaumorand ise Osmanlı kuşatmasının sona erdiği 1402'ye kadar Konstanti-nopolis'te kalıp kentin savunmasında çabalarını sürdürdü. Bir çağdaşının kaleme aldığı Mareşal Boucicaut'nun yaşam hikâyesinde Chateaumorand'ın bu yıllarda Bizans başkentindeki etkinliklerine yer verilerek, açlıktan kırılan kent halkının sık sık Osmanlılara teslim olması karşısında, Chateaumorand'ın yiyecek temin etmek için civar arazilere düzenlediği yağma baskınları anlatılır.

Boucicaut ayrıca 1403 başında hâlâ Avrupa'da bulunan II. Manuel'i bir süre Cenova'da ağırlamış, aynı yılın ilkbaha-

rında ikisi Mora Yarımadası'nda, Modon yakınlarında tekrar karşılaşmışlar, Kıbrıs'a bir sefere gitmek üzere olan Boucicaut, Konstantinopolis'e geri dönmek isteyen Bizans imparatoru için Chateaumorand eşliğinde dört Ceneviz gemisi tedarik etmiştir.



Bibi. Livre deş faits du bön messire Jean le Maingre, (der. J. A. Buchon. Jean Froissart, Chroniqueste), Paris, 1836, c. III, s. 563-695; J. Delaville le Roulx, La France en Orient au XIVe siecle: expeditions du Marechal Boucicaut, Paris, 1886.

NEVRA NECİPOĞLU



BOUS FORUMU

Latince adıyla Forum Bovis bugünkü Aksaray Meydanı'nın bulunduğu yerde açık bir pazar yeri idi.

380'den kısa süre sonra yapıldığı tahmin edilmektedir. Fakat meydanın adı ilk kez, 425'lerde yazılan ve bir çeşit resmi tanıtım kitabı olan Notitia Urbis Contantinopolitanae'de geçmektedir. Meydanı süsleyen sığır heykeli, Herak-leios(->) döneminde (610-641) tahrip edilmişti. Bous Forumu, sık sık ateşle yakılmak suretiyle infaz edilen idam cezalarına sahne olmuştur. İnsanların kor haline gelmiş bronz bir boğanın içinde öldürülmelerine ilişkin menkıbenin kökü, Sicilya'da Akragas'ta hüküm sürmüş Yunanlı despot Falaris hakkındaki söylenceye dayanmakta olup, bu gelenek, ortaçağda azizlerin yaşamöykülerinde tekrarlanmış, daha sonra da Bous Foru-mu'ndaki sığır heykeli ile bağdaştırıl-mıştır. Konstantinopolis'teki heykelin bu amaçla kullanılmasının tarihi, meydanın ortaya çıkışından çok öncelere, İmparator İulianus(->) döneminde (361-363) ilk Hıristiyanların öldürülmelerine kadar götürülebilir. Bous Forumu'nda yakılanlar arasında bazı soylular da vardır. 610'da tahttan indirilen İmparator Fokas'ın cesedi burada yakılmıştı. 695'te bir darbe ile devrilen II. İustinianos'un iki başyardımcısı Stefanos ile Teodotos ve 8. yy'daki İkonoklazma(->) Dönemi kargaşalarında bazı din adamları yine burada öldürülmüşlerdi.

Daha sonraki tarihlerde, imparatorlar, zaferle sonuçlanan seferlerden dönerken, şehre girdiklerinde Bous Forumu'nda karşılanıyorlardı.

Meydanın mimarisi hakkında çok az bilgi vardır. 1956'da Millet ve Vatan caddeleri yapılırken yürütülen çalışmalarda, bazı kalıntılar ortaya çıkmıştır. Murad Paşa Külliyesi'nin(->) hemen güneyindeki parçalar arasında, daha önce belgelerde adı geçen giriş kapılarından birine ait anıtsal bir kemerin 3x4 m boyutlarındaki kaidesi olduğu sanılan bir bölüm vardır. Bu kalıntılar o dönemde tümüyle ortadan kaybolmuştur. Bibi. J. Lafontaine, "Fouilles et decouvertes byzantines â istanbul de 1952 â 1960" Byzantion, 29/30, 1959/1960, s. 374; Janin, Constantinople byzantine, 69-71; A. Berger, Untersuchungen zu den Patria Konstantinu-poleos, Bonn, 1988, s. 348-350.

ALBRECHT BERGER



BOUVARD, JOSEPH ANTOENE

(1840, işere - 1920, ?) Fransız mimar. Mesleki kariyeri çoğunlukla kamu hizmetinde geçmiştir. Constant Dufeux'nün öğrencisi olmuş, Seine Bölgesi Hukuk Mahkemesi'nde bilirkişilik yapmış, kamu kurumlarında müşavir mimar olarak çalışmış, Paris Belediyesi'nde mimar olarak görev almış ve mimari bölüm genel müfettişliğinde bulunmuştur. Okul, kışla, gar türü yapılarla Çalışma Borsası önemli uygulamaları arasındadır. 1878 ve 1889 Paris dünya fuarlarında çeşitli sergi yapıları tasarlamış; 1900 Dünya Fuarı mimari bölüm şefliğini üstlenmiştir. Döneminin ünlü mimarları Paul Chemetov ve Dela-rie ile de çalışmıştır. II. Abdülhamid döneminde (1876-1909) İstanbul için kısa süren bir planlama çalışması gerçekleştirmiştir.

Saltanatının son yıllarına doğru İstanbul'un bakımsızlığı konusunda bir Avrupa gazetesinde yayımlanan yazılar üzerine II. Abdülhamid, o zamanki Paris elçisi Salih Münir Paşa'yı (Çorlu) İstanbul'da bulunduğu bir sırada makamına çağırarak yardımcı olmasını ister. Salih Münir Paşa'nın Fransa'daki girişimleri olumlu sonuca ulaşır ve 1900'de Bouvard ile anlaşılır.

Bouvard planlan İstanbul'u görmeden Paris'ten hazırlar ve kendisine yardımcı olması için İstanbul'un değişik yerlerine ait büyük ölçekli fotoğraflar yollanır. Bouvard İstanbul'un fotoğraflarına bakarak bir plan hazırlamaya başlar. Fakat sonuçta İstanbul için genel bir plan yerine, şehrin çeşitli yerlerine ait noktasal düzenlemeler içeren bir dizi öneri ortaya çıkar. Sultanahmet Meydanı, Beyazıt Meydanı, Galata Köprüsü ve Eminönü Meydanı ile suriçinin Marmara sahilleri gibi prestij alanlarına yönelik bu düzenleme önerileri bir plandan çok Fransız beaux-arts (güzel sanatlar) üslubundaki gösterişli birer kentsel tasarım projesi niteliğini taşır. Bouvard'ın önerilerini ciddi planlama kriterleri olmayan, salt modern bir dekor yaratmaya yönelik şemalar olarak değerlendirmek mümkündür.

Sultanahmet Meydanı için Bouvard'ın önerdiği tasarım, meydanın 1856'da İngilizlerin yaptıkları kazılar sonucu mevcut seviyeden 5 m aşağıda tespit ettikleri orijinal seviyeye indirilmesini öngörür. Bouvard hazırladığı şemada, burada Fransız beaux-arts ekolünün simetri geleneğine uygun bir park önerir ve Alman Çeşme-si'ni(->) dikkate almaz. Bouvard'ın dikkate almadığı eserler bununla da kalmaz. Öyle ki, Ayasofya ve Sultan Ahmed Camii arasında yer alan mahalle ile Sultan Ahmed Medresesi ve cami avlusunun bir bölümü ile avludaki çeşmenin de önerdiği yeni anıtsal düzenlemeler için yıkılması gereği ortaya çıkar. Yine meydanın diğer yanındaki İbrahim Paşa Sarayı'nın yerine de 480 m uzunluğunda yeni polis merkezi binasını önerir. Plana göre, "E" biçimli yapı arkasında meydana paralel olarak açılacak yeni bir yoldan da cephe alacaktır. Bouvard, meyda-

m düz kabul ederek, güneye doğru yer alan eğimleri hesaba katmaz. Bu tavrı, bir anlamda meydanın güneyine doğru yüksek kemerler üzerine oturan eski Hip-podrom'a atıfta bulunulması şeklinde değerlendirilebilir.

Bouvard bir diğer projeyi de, Beyazıt Meydanı için hazırlar. Meydan daha önce, 1867'de sınırlı bir düzenleme geçirmiş ve Harbiye Nezareti'nin önü açılmıştı. Daha sonraları ise, kapıyla iki yanındaki köşk eklenmişti. Bouvard burada alanın kapı ve Bayezid Camii yönünde oluşturduğu ana yönelimlerine boş vererek büyük bir dikdörtgen tasarlar. Dikdörtgenin bir ucuna Harbiye Nezareti'ni, karşısına ise, Belediye Sarayı'nı (Hotel de Ville) yerleştirir. Belediye Sarayı tüm alana egemen olacak şekilde etkileyici bir üslupta tasarlanmıştır. Öyle ki, binanın kare kesitli kulesi Bayezid Camii minarelerinden bile yüksek tutulmuştur. Bouvard, meydanı ortalarında birer çeşme bulunan dört eşit dikdörtgen parçaya böler ve Bayezid Medresesi yerine simetrik, iç avlulu iki yapı önerir. Bu arkadlı yapılar endüstri ve tarım müzesi ile imparatorluk kütüphanesi olacaktır. Meydanın güneybatı ve güneydoğu uçlarındaki benzer karakterli tanımlanmamış diğer iki yapı da simetriyi tamamlamaktadır.

Uygulanması halinde Bayezid Camii'nin batı minaresi, avlusunun bir kısmı, Bayezid Türbesi ile Kapalıçarşı'nın kısmen yıkılmasının söz konusu olacağı bir tasarımdır bu. Önerdiği şema içinde meydanda yer alan yeni geniş yolların da nereden gelip nereye gittiği tammlanmamış-tır. Galata Köprüsü önerisinde de Bouvard, üzerindeki-heykelleri ve aydınlatma elemanlarıyla birlikte Paris'teki III. Alexandre Köprüsü'nün bir benzerini tasarlar. Eminönü Meydanı'nda ise, Yeni Cami çevresinin açılmasını ve Haliç üzerinde önemli bir üretim ve ticaret merkezi olan iskelelerin kaldırılarak yerine geniş bir park yapılmasını önerir.

Bouvard önerilerinde topografya, mevcut yerleşme dokusu ve ulaşım aksları, kültürel ve sosyal yapıyı dikkate almadığı gibi, kültürel miras ve kent kimliğine de saygılı davranmamıştır. Şemaları kent planı niteliği kazanamamış, sınırlı alanlarda münferit kentsel tasarım projeleri, kent bütününde de birbirinden kopuk ve birbiriyle ilişkilendirilmemiş adacıklar olarak kalmıştır.

Buna rağmen, Osmanlı yöneticilerinin projeye karşı tavırları olumlu olur. O. N. Ergin, "fotoğraf üzerine ezber yapılmış planın çok beğenildiğinden, hemen fiiliyat ve tatbikata geçilmesi için sefire

L...


BOUVY, EDMOND

316

317

BOZACILAR

emirler verilmiş ve vaatler yapılmış olduğundan" söz eder.

II. Meşrutiyet (1908) sonrası İstanbul' a davet edilen Bouvard, bu kez şehri inceleyerek bir rapor hazırlar, ikdam gazetesinde yayımlanan raporda Bouvard "şehrin elde fenni bir haritası olmadıkça plan tanzimine imkân yoktur, her şeyden önce haritanın yapılması lazım gelir" der. Bunun üzerine istanbul'un haritasının elde edilmesine karar verilir ve iş Fransız Topografya Cemiyeti'ne verilir. Schrader adında bir Fransız İstanbul'un nirengi a-ğım oluşturur. Gene Bouvard'ın tavsiyesiyle Lyon Belediyesi Başmühendisi Au-rique birkaç uzmanla birlikte İstanbul Şehremaneti Fen Heyeti Müdürlüğü'ne üç yıl için atanır.

Bouvard'ın son raporu daha önceki çalışmalarına kendisinin de inanmadığını göstermektedir. Masrafları Fransız hükümetince karşılanan bu çalışma da bir sonuca ulaşmamıştır. O. N. Ergin II. Ab-dülhamid'in bu planlama çalışmasıyla birlikte İstanbul'un elektrik, gaz ve elektrikli tramvay gibi sorunlarının çözümü için uzmanlar bulunması yönünde de Salih Münir Paşa'ya direktif verdiğini fakat bu imtiyazlardan çıkar elde etmek isteyen bir kısım saray ve hükümet mensubunun II. Abdülhamid'in vehminden yararlanarak kendisim bu işten caydırdıklarından bahseder.

Bouvard'ın önerilerinde teknik sorunlarla daha az ilgilenip, estetiğe daha fazla ağırlık verdiği görülür. Tüm olumsuzluk ve eksikliklerine karşın bunun, yapıldığı dönem için "City Beautiful" (Güzel Şehir) gibi özellikle Batı'da popüler, anlamlı ve kabul edilebilir bir şehircilik anlayışına dayandığı da göz önünde bulundurulmalıdır.

Bibi. Z. Çelik, The Remaking of istanbul, Portrait of an Ottoman City in Nineteenth Century, Washington, 1986; Ergin, İmar-ls-kân .

M. RIFAT AKBULUT



BOUVY, EDMOND

(17 Mayıs 1847, Roubais - 3 Temmuz 1940, Lorgues) Fransız din adamı. 1873' te Assomption tarikatına girdi. İlmi araştırmaları ve yayınları hep dini metinler, şiirler üzerine oldu. Bir süre (1896-1897) Kudüs'te bulundu. Paris'te, Montpellier' de kaldıktan sonra Roma'da görevlendirildi. Son yıllarını (1927-1940) Lorgues'de geçirdi. Burada öldü. Kitap ve makalelerinin hepsi, Hıristiyanlık ve kilise tarihi ile ilgilidir. İstanbul'a.dair tek yayını, küçük bir kitap olup 1940'ta bile bir benzerinin hâlâ yapılamamış olduğu nitelemesiyle övülmüştü.

Bouvy, Kudüs'e gidecek Hıristiyan hacılarına, İstanbul'da bulundukları zaman rehber olmak üzere Souvenirs chretiens de Constantinople et deş environs adlı bir kitap hazırlamıştır. VI+132 sahifelik, cep boyu bu kitap (Paris 1896), İstanbul' un Bizans döneminden kalan bütün eserlerini iki bölüm halinde takdim e-der. Birinci bölümde tarihi İstanbul (su-

riçi), ikincide ise şehir çevresi, Boğaziçi, Kadıköy ve Anadolu yakası ile Adalar üzerinde durulmuştur. "Kısa, özlü ve yüzyıl önceki bilgileri aktaran bu kitapçıkta Bouvy'nin Türklere ve Müslümanlara büyük bir kinle saldıran cümlelerine rastlanır.

Bibi. V. Grumel, "Le R. P. Edmond Bouvy (1847-1940)", Echos d'Orient, XXXIX (194i/ 42), s. 480-488; J. Gouillard, "Bibliographie du R. P. E. Bouvy" Echos d'Orient, XXXIX (1941/42), s. 489-491.

SEMAVİ EYİCE



BOYACIKÖY

İstanbul Boğazı'nıh Rumeli yakasında, Rumelihisarı'nı takiben sahil yolunu Bal-talimamC-») Deresi üzerinden aşıran köprüden sonra gelen ve Emirgân'a kadar uzanan semt. 1806-1807'de şayak ve fes boyamak ve bu sanatı İstanbul'da öğretmek amacıyla III. Selim'in (hd 1789-1807) Kırklareli tarafından getirttiği Kafrariyofi (bazı kaynaklarda, Kafkariyodi, Kafkar-yadi) adlı geniş bir ailenin buraya yerleştirilmesi üzerine bu adı almıştır. Bu imalathanelerin nerede olduğu bilinmemektedir. İlk sakinlerin yöreye 40 hane olarak yerleştikleri kaydedilmektedir. Boya-cıköy'ün sırtlarına doğru Ermeni ve Rum mahalleleri Kanlıkavak Deresi boyunda da Müslüman mahallesi gelişmiştir. Osmanlı döneminde çok geç yerleşmeye açılmış olan bu sahilde Hıristiyanlık öncesi eserler olduğu anlaşılmaktadır.

Baltalimam'nda bir sahilsaray inşa ettirmiş olan Sadrazam Mustafa Reşid Paşa, 1857'de İtalyan mühendis Luigi Flo-rari'ye Emirgân'a doğru uzanan sırtlarda, kendi arazisi üzerinde bir yerleşme planı hazırlatmıştı. Planın uygulandığı ve semtin önerilen satrançvari düzende geliştiği anlaşılmaktadır. Sahildeki yalılarda ise varlıklı tüccarlar, silahdar, şehriyari gibi unvan sahibi kişiler, tercümanlar,

Ali Sami


Boyar'ın bir

yapıtı. "1900'de

Bebek", 42x58

cm; ayrıntı.



Türkiye İş Bankası

Koleksiyonu

bazı önemli devlet görevlileri ve ulema oturuyordu.

1914'te Şirket-i Hayriye'nin yayımladığı Boğaziçi Salnamesi'nde Boyacıköy' de bir vapur iskelesi bulunduğu yazılmaktadır. Ancak bu iskele 1930'larda kaldırılmıştır. Yine aynı salnamede köyün etrafının koruluk olduğu, 350 Rum, 50 Ermeni hanesi; 30 civarında sahilhane ve Müslüman evi; Rum ve Ermeni kiliseleri ile Rum ve Ermeni okulları bulunduğu kaydedilmektedir.

Günümüzde Boyacıköy, kötü ve düzensiz bir yapılaşmayla yamaçlara doğru gelişmiş, Emirgân'la birleşmiştir. Sahil yolunun deniz tarafında, eski veya yeni hiçbir yalı kalmamıştır. Bibi. Eyice, Boğaziçi, 34-35; R. E. Koçu, "Boyacıköy", ISTA, 3030-3033; M. Tayyip Gökbilgin, "Boğaziçi", IA, 679; Boğaziçi, İst., 1330/1914.

TÜLAY ARTAN


Yüklə 7,48 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   69   70   71   72   73   74   75   76   ...   134




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin