Kaynak: İşevi, S. ve Çelme, B, “Bilgi Çaginda Yeni Hazine: Entelektüel Sermayeyle Rekabeti Yakalamak”, 1.ÜNAK (Üniversite ve Araştırma Kütüphanecileri Dernegi) Konferansı, E-LIS (E-Prints in Library and Information Science) Web Sitesi, 2002, Samsun, s.15, http://eprints.rclis.org/archive/00005618/01/bilgidunyasiES.pdf, (11 Mart 2008).
İnsan sermayesi, yapısal sermaye, müşteri sermayesi ve değinilmiş olan tüm entelektüel sermaye ölçüm yöntemleri haricinde birçok farklı yöntem daha bulunmaktadır. Bu kapsamda Sandvik’in 2004 yılında geliştirdiği Topplinjen İşletme IQ’su (Topplinjen Business IQ), Lev’in 2002 yılında paylaştığı Değer Zinciri Puan Tablosu (Value Chain Scoreboard), Marr ve Schiuma’nın 2001 yılında sunduğu Bilgi Denetimi Döngüsü (Knowledge Audit Cycle), Andriessen ve Tissen’in 2000 yılında ortaya attığı Değer Kaşifi (The Value Explorer), Anderson ve McLean’in 2000 yılında yarattığı Toplam Değer Yaratımı (Total Value Creation), Lev’in 1999 yılında açıkladığı Bilgi Sermayesi Kazançları (Knowledge Capital Earnings), McPherson’un 1998 yılında geliştirdiği Kapsamlı Değerleme Metodolojisi (Inclusive Valuation Methodology), Nash’in aynı yıl oluşturduğu Gelecek Muhasebesi (Accounting for the Future), yine 1998’de Standfield’in gün yüzüne
131
çıkardığı Yatırımcıların Belirlediği Piyasa Değeri (Investor Assigned Market Value), aynı yıl Ahonen’in sunduğu İnsan Kaynakları Tablosu (Human Resource Statement), Bontis’in 1996’da tanıştırdığı Atıf Ağırlıklı Patentler (Citation-Weighted Patents) ve son olarak Sveiby’nin 1989 yılında sahneye çıkardığı Görünmeyen Bilanço (The Invisible Balance Sheet) yöntemlerinin de literatürde yer aldığını belirtmemiz gerekir.362
Son olarak, entelektüel sermaye ölçüm literatüründe yöntemlerin kategorizasyonu da yer almaktadır. Aşağıdaki tabloda görüldüğü gibi, entelektüel sermaye ölçüm yöntemleri dört ana kategori altında incelenmektedir.363
-
Erkal, s. 109-110.
-
Erkal, s. 111.
Tablo 2.2.6
Entelektüel Sermaye Ölçüm Yöntemlerinin Kategorizasyonu
-
Kategori
|
Yöntem
|
Direkt Yöntemler
|
Değer Kaşifi, Entelektüel Varlık
|
|
Değerlemesi, Toplam Değer Yaratımı,
|
|
Kapsamlı Değerleme Metodolojisi, Gelecek
|
|
Muhasebesi, İnsan Kaynakları Tablosu,
|
|
Teknoloji Brokeri, Atıf Ağırlıklı Patentler,
|
|
İnsan Kaynakları Maliyeti ve Muhasebesi.
|
|
|
Sermaye Değeri Yöntemleri
|
Yatırımcının Belirlediği Piyasa Değeri,
|
|
Piyasa Değeri ve Defter Değeri Arasındaki
|
|
Farkın Hesaplanması, Görünmeyen Bilanço,
|
|
Tobin’in Q Rasyosu
|
|
|
Varlık Getirisi Yöntemleri
|
Bilgi Sermayesi Kazançları, Ekonomik
|
|
Katma Değer, Hesaplanmış Maddi Olmayan
|
|
Değer, Katma Değer Entelektüel Katsayısı.
|
|
|
Sonuç Kartı Yöntemleri
|
Topplinjen İşletme IQ’su, DATI Projesi,
|
|
Entelektüel Sermaye Derecelendirmesi,
|
|
Değer Zinciri Puan Tablosu, MERITUM
|
|
Projesi, Bilgi Denetimi Döngüsü,
|
|
Entelektüel Sermaye Endeksi, Skandia
|
|
Kılavuzu, Maddi Olmayan Varlıklar
|
|
Göstergesi , Dengeli Sonuç Kartı.
|
|
|
Kaynak: Erkal, Z, “Entelektüel Sermaye: Ölçülmesi ve Raporlanması”, Derin Yayınları,
2006, s. 111.
2.3 Entelektüel Sermayenin Değerlendirilmesi
Entelektüel sermayenin değerlendirilmesi, son zamanlarda büyük ilgi çekmekle birlikte karmaşık bir konudur.364 Dolayısıyla, entelektüel sermayenin değerlendirilmesi husunda belirli bir standart bulunmamaktadır. Anthony Wall, Robert Kirk
-
Cheng, s. 96.
ve Gary Martin, entelektüel sermayenin değerlendirilmesi konusunda işletmelerinin çoğunun resmi bir sistem veya uygulamaya sahip olmadığını belirtmiştir.365
Entelektüel sermayenin değerlendirilmesi, özellikle entelektüel sermayenin ölçülmesi konusu ile yakından ilgili olup, muhasebe standartları kapsamında ele alınması gerekmektedir.
Örneğin, Financial Accounting Standards Board (FASB) ve International Accounting Standards Committee (IASC), herhangi bir yatırım yada harcamanın varlık olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceğine ilişkin bazı kriterler sunmaktadır.
Bu çerçevede, öncelikle varlık tanımına yer vermek doğru olacaktır. FASB tarafından yapılan tanıma göre, varlıklar geçmişteki işlemler ve olayların neticesine göre, firmaların sahip olduğu, ileride yarar sağlayabileceği yada kontrol edebileceği ekonomik değerlerdir.
Varlıklarla ilgili bir başka tanımı da IASC yapmıştır ve belirtilen tanım FASB’ınki ile paralellik arz etmektedir. IASC’ye göre varlıklar, geçmiş olayların neticesinde doğan ve firma tarafından kontrol edilen kaynaklar ile bunlardan ileride sağlanacak olan ekonomik yararların bütünüdür.
Dolayısıyla, bahse konu olan tanımlar ışığında bir yatırım ve harcamanın varlık olarak değerlendirilmesi, aşağıdaki şartlara sahip olmasıyla mümkündür:366
-
Gelecekte yarar sağlaması
-
Kontrol edilebilme
-
Gelecekte elde edilecek yararın, geçmişteki bir işlem yada olaydan kaynaklanması
-
Wall, A, Kirk R. ve Martin, G, “Intellectual Capital: Measuring the Immeasurable?”, CIMA Publishing, İngiltere, 2004, s.78.
-
Erkuş, “Geleneksel Raporlama Yöntemlerinin Yeni Ekonomi Karşısındaki Durumunun İrdelenmesi ve Entelektüel Sermayenin Raporlanması”.
Belirtilen şartlara sahip bir varlığın finansal tablolarda gösterilebilmesi için ise aşağıda yer alan koşulları sağlaması, bu kriterleri karşılığında finansal tablolarda yer alması gerekmektedir. Bahse konu olan kriterler şunlardır:367
-
Tanıma uygunluk: Varlık, finansal tabloların unsurlarından birinin tanımına uymalıdır
-
Ölçülebilirlik: Varlık, yeterli seviyede bir güvenirlikte ölçülebilmelidir.
-
İlgililik: Varlık konusundaki bilgi, bilgi kullanıcılarının kararlarında farklılıklar yaratabilmelidir
-
Güvenilirlik: Bilgi güvenilir, doğrulanabilir ve tarafsız bir karaktere sahip olmalıdır
Tüm değinilen noktalar neticesinde, entelektüel sermaye bileşenlerinin finansal raporlarda yer alıp alamayacakları üzerinde durulduğunda, maddi olmayan varlıklarla ilgili muhasebe standartlarını incelemek gerekecektir. Bahse konu olan standartlar analiz edildiğinde, halihazırdaki muhasebe uygulamaları ışığında hangi yatırım ve harcamaların varlık olarak değerlendirilip raporlanabileceklerine dair çerçevenin sınırlandırılarak tespit edildiği gözlemlenecektir.
Maddi olmayan varlıkları ele alan Uluslararası Muhasebe Standartları 38 (International Accounting Standards - IAS) ışığında, herhangi bir varlık yada harcamanın maddi olmayan varlık olarak değerlendirilebilmesi iki şarta bağlanmıştır. Öncelikle, varlıklarla bağlantılı ilerideki ekonomik faydalardan firma yararlanmalıdır. Ayrıca, varlıkların maliyeti güvenilir bir biçimde ölçülebilmelidir.368
-
Erkuş, “Geleneksel Raporlama Yöntemlerinin Yeni Ekonomi Karşısındaki Durumunun İrdelenmesi ve Entelektüel Sermayenin Raporlanması”.
-
Gücenme, Ü, “International Accounting Standards - IAS 38”, Muhasebe ve Finansman Dergisi, Ocak 2000, Sayı: 5, s. 99.
Vurgulanan hususla bağlantılı olarak, Uluslararası Muhasebe Standartları 38’in kuruluş giderlerini, eğitim harcamalarını ve reklam ile promosyon giderlerini varlık olarak kabul etmediği belirtilmelidir. Uluslararası Muhasebe Standartları 38 firma içerisinde üretilen şerefiyelerin de varlık kapsamında kaydedilmesine izin vermemektedir. Şerefiyeler yalnızca firma birleşmeleri esnasında ortaya çıktığında varlık olarak kaydedilebilmektedir.
Ayrıca, Uluslararası Muhasebe Standartları 38, Ar-Ge faaliyetleri için araştırma aşamasında yapılan harcamaları varlık olarak ele almamakta, yalnızca geliştirme aşamasında gözlemlenen ve belirli şartlara sahip harcamaların aktifleştirilmesine onay vermektedir.
Ancak FASB, Ar-Ge harcamalarının aktifleştirilmesi hususunda Uluslararası Muhasebe Standartları 38’den farklı bir görüş sunmaktadır. Zira FASB, Ar-Ge harcamalarının aktifleştirilmesine 2 nolu standardı vasıtasıyla onay vermezken, Uluslararası Muhasebe Standartları 38 kısmi bir şekilde onay vermemektedir. FASB’ın Ar-Ge harcamanalarının aktifleştirilmesine onay vermemesinin nedenleri ise şunlardır:369
-
Gelecekteki yararların belirsizliği
-
Neden-sonuç ilişkisinin yokluğu
-
Gelecekteki yararların ölçülmesi hususunda eksiklikler
FASB, Ar-Ge harcamalarının aktifleştirilmesine bahse konu olan sebeplerden ötürü onay vermese de, 1985 yılında FASB’ın yayınladığı 86 nolu standart yazılım maliyetlerinin geliştirme safhasında ortaya çıkan kısımlarının aktifleştirilmesine onay vermektedir.
-
Erkuş, “Geleneksel Raporlama Yöntemlerinin Yeni Ekonomi Karşısındaki Durumunun İrdelenmesi ve Entelektüel Sermayenin Raporlanması”.
Türkiye’deki tabloya göz attığımızda ise Türkiye Muhasebe Standardı - 15’i (TMS - 15) incelememiz gerekecektir. TMS - 15, Araştırma ve Geliştirme (Ar-Ge) Maliyetlerinin Muhasebeleştirilme Esasları ve Uygulamaları olarak da bilinmektedir. TMS
-
15’e göre Ar-Ge harcamalarının yalnızca geliştirme safhasında ortaya çıkan kısmı aktifleştirilmektedir.
Belirtilen standartlar perspektifinde entelektüel sermayenin bileşenleri ile ilgili bir değerlendirme yaparsak, insan sermayesinin geliştirilmesine yönelik eğitim harcamalarının ve profesyonel çalışanlara ödenen maaşların, yapısal sermayeyle bağlantılı kuruluş giderleri ile yeniden yapılandırma giderlerinin, müşteri sermayesi ile bağlantılı reklam ile promosyon giderlerinin ve en nihayetinde firma içerisinde üretilen şerefiyelerin varlık olarak değerlendirilmediklerini belirtebiliiz.370
Entelektüel sermayenin değerlendirilmesi kapsamında, maddi olmayan varlıkların mali tablolara ilk alınmadan sonraki dönemde değerlendirilmesi yöntemlerini de vurgulamak isabetli olacaktır. Belirtilen yöntemler, temel yöntem (maliyet yöntemi) ve alternatif yöntem (yeniden değerlendirme) olmak üzere ikiye ayrılır. Temel yöntemde, maddi olmayan bir varlık, mali tablolarda maliyetinden birikmiş itfa payları ile birikmiş değer düşüklüğü zararları indirildikten sonraki değeri üzerinden gösterilir. Arzu eden firmalar ise maddi olmayan duran varlıkları, temel yöntem yerine alternatif yönteme göre değerlendirmeye tabi tutabilirler. Burada ilk maddi tablolara alınma sonrasında, maddi olmayan bir varlık, mali tablolarda yeniden değerlenmiş tutarı (yeniden değerlendirme tarihindeki makul değeri) üzerinden gösterilmektedir.371
Aynı zamanda maddi olmayan bir varlık yeniden değerlendirildiği takdirde, aktif bir piyasası olmayanlar hariç, aynı sınıftaki bütün diğer varlıklar da yeniden değerlendirilidir. Yeniden değerlendirilen maddi olmayan varlıklar sınıfında olan fakat aktif bir piyasası olmamasından ötürü yeniden değerlendirilmeye tabi tutulmayan bir maddi
-
Erkuş, “Geleneksel Raporlama Yöntemlerinin Yeni Ekonomi Karşısındaki Durumunun İrdelenmesi ve Entelektüel Sermayenin Raporlanması”.
-
Gökçen, G, Akgül, B. A. ve Çakıcı, C, “Türkiye Muhasebe Standartları Uygulamaları”, Beta Yayınevi, İstanbul, 2006, s. 135.
olmayan varlık, maliyet değerinden birikmiş itfa payları ile değer düşüklüğü zararlarının indirilmesi suretiyle bulunan değeri üzerinden mali tablolara aktarılır. Bir maddi olmayan duran varlığın defter değeri yeniden değerlendirme işlemi neticesinde artarsa, belirtilen artış doğrudan yeniden değerlendirme fazlası adı altında özkaynağa alacak kaydedilir. Fakat, belirtilen yeniden değerlendirme artışının, varsa daha önce aynı varlık için kar veya zararda muhasebeleştirilen yeniden değerlendirme azalışını ortadan kaldıran kısmı, kar yada zararda muhasebeleştirilir. Bir maddi olmayan duran varlığın defter değeri yeniden değerlendirme işlemi neticesinde azalırsa, belirtilen azalan tutar, kar yada zararda muhasebeleştirilir. Fakat, varlık için yeniden değerlendirme fazlasında mevcut bakiye ölçüsünde bir azalış olduğu sürece, belirtilen azalış yeniden değerlendirme fazlası adı altında doğrudan özkaynağa borç kaydedilir.372
-
Gökçen, Akgül ve Çakıcı, s. 346.
3. ENTELEKTÜEL SERMAYENİN
MUHASEBELEŞTİRİLMESİ, RAPORLANMASI VE
YÖNETİLMESİ
3.1 Entelektüel Sermayenin Muhasebeleştirilmesi
Entelektüel sermayenin muhasebeleştirilmesi, henüz yeni ve büyük ölçüde gelişmemiş bir konudur. Entelektüel sermayenin kapsamına giren maddi olmayan değerleri rakamsal olarak ifade etme güçlüğü, belirtilen değerlerin gözle görülür ve elle tutulabilir olmamaları, şatış esnasında belirli bir satın alma maliyetlerinin bulunmaması ve amortisman değerlerinin hesaplanamaması bu yeni disiplinin gelişmesini engelleyen en önemli faktörlerdir.373 Henüz emekleyen bir konu olmasına rağmen, entelektüel sermayenin muhasebeleştirilmesi literatürde önemli bir yere sahiptir ve muhasebeciler, firmaların entelektüel sermayelerini her zaman sayısal değerlerle ifade etme amacını taşımışlardır.374 Entelektüel sermayenin muhasebeleştirilmesi, entelektüel sermayenin ölçülmesi, değerlendirilmesi, raporlanması ve yönetilmesi konularıyla yakından ilgilidir.
Ölçüm yaklaşımları, diğer bir ifadeyle entelektüel sermaye ölçüm yöntemleri, birçok veriyi muhasebe biliminden temin etmektedir. Örneğin, piyasa değeri ile defter değeri arasındaki farkın hesaplanması yönteminde ve Tobin’in Q Rasyosu yönteminde muhasebe bilimince sunulan değerlerin katkısı yadsınamaz. Entelektüel sermayenin muhasebe sistemi içerisine katılması ve mali tablolarda yer alabilmesi için ise rakamsallaştırılması şarttır. Bu noktada da entelektüel sermayenin ölçülmesi ve rakamsal olarak muhasebe bilimine sunulması gereklidir.375 Ayrıca, entelektüel sermayenin
-
Bontis, N, “Intellectual Capital Disclosure in Canadian Corporations”, Journal of Human Resource Costing and Accounting, 14 Nisan 2002, s. 3.
-
Feng, G. ve Lev, B, “Intangible Assets: Measurement, Drivers, Usefulness”, Boston University and New York University Working Paper, 2001, s. 32.
-
Acar ve Dağlar, s. 20.
yönetilmesi konusunda da muhasebe biliminden yararlanılır. Zira, muhasebe bilimi bir kayıt tekniği olmanın yanında ileriye dönük bilgiler de sunmakta, bir ileri besleme sistemi olarak işletme yöneticilerine yorum yapabilme ve karar verme şansını tanımaktadır.376 Görüldüğü gibi, entelektüel sermayenin muhasebeleştirilmesi ile ölçülmesi ve yönetilmesi gibi diğer hususlar arasında karşılıklı bir etkileşim ve bağ bulunmaktadır.
3.1.1 Entelektüel Sermayenin Muhasebeleştirilmesi Sorunu
Entelektüel sermayenin muhasebeleştirilmesi ve mali tablolarda sunulması hususunda ise ortak bir görüş hakim değildir. İşletmeci ve muhasebeciler belirli bir standart oluşturma konusunda yoğun bir çaba gösterse de, henüz net bir başarı elde edilememiştir.
Üstelik, halihazırdaki muhasebe sistemi ile firmaların sahip oldukları maddi olmayan varlıkların bir bölümü aktifleştirilmekte, bir bölümü direkt gider olarak kaydedilmekte, bir bölümü ise ölçülemeyip finansal tablolara yansıtılamamaktadır.
Ayrıca geleneksel muhasebe, işletmelerce içsel olarak üretilen Ar-Ge, markalar ve insan sermayesi gibi maddi olmayan varlıkları ele alma bakımından da zayıf bir performans göstermektedir.377 Belirtilen maddi olmayan varlıkların modern ekonomik büyümenin lokomotifleri oldukları düşünüldüğünde, entelektüel sermayenin muhasebeleştirilmesinin daha da önemli olduğu görülmektedir.378
Entelektüel sermayenin muhasebeleştirilmesinin firmaların tercihlerine bırakılması veya zorunlu hale getirilmesi konusunda fikir paylaşımları sürmektedir. Entelektüel sermayenin muhasebeleştirilmesi hususunda denetim işlemlerinin nasıl ve kimler tarafından gerçekleştrileceği henüz bilinmemektedir. Firmaların, entelektüel sermayenin muhasebeştirilmesi ile ilgili yasal olumsuz sonuçlardan nasıl kaçınabilecekleri netlik kazanmamıştır. Şüphesiz, finansal sermaye tabanlı geleneksel muhasebenin
-
Karakaya, M, “Muhasebe Bilgi Sistemi ve Bilgi Teknolojisi”, Gazi Kitabevi, Ankara, 1994, s. 59.
-
Lev, B, “The Old Rules No Longer Apply”, Forbes ASAP, Nisan 1997, s. 35.
-
Gröjer, J. E. ve Johanson, U, “Voluntary Guidelines on the Disclosure of Intangibles: A Bridge over Troubled Water?”, Workshop to Manage and Account for Intangibles, Brüksel, 15-16 Şubat 1999, s. 42.
entelektüel sermayeyle ilgili tüm belirtilen zorluklara çözüm üretip üretemeyeceği ve tüm bu zorlukları ortadan kaldıracak “Entelektüel Sermaye Tabanlı Muhasebe” ismiyle yeni bir muhasebe türünün geliştirilmesi de tartışılmaktadır.379
Benzer şekilde, fiziksel varlıkların yanında entelektüel varlıklara da (bilgiye) odaklanan yeni bir modern yönetim muhasebe anlayışının şart olduğu sıkça tartışılmaktadır.380
Belirtilen hususlarla bağlantılı olarak, geleneksel muhasebe aynı zamanda varlıkların muhasebeleştirilmesinde tarihi maliyetleri kullanmakta, bu da enflasyon, değer yitirme ve de özellikle geleceğe yönelik öngörü sağlayan entelektüel sermayenin gözardı edilmesine yol açmaktadır.381 Bu haliyle firmaların defter değerleri, gerçek değerlerini de yansıtmamaktadır.382 Böylece, entelektüel sermaye ve maddi olmayan varlıkların sisteme dahil edilmemesiyle muhasebe ve finansal raporlama, firmaların gerçek değerleri ve faaliyetlerini tam olarak sunmaktan uzak kalmaktadır.383 Aynı zamanda geleneksel muhasebe, firmaların hisse senedi fiyatlarını açıklama konusunda da gittikçe yetersiz bir yapı arz etmektedir.384
Ayrıca, geleneksel muhasebe sısteminde firma varlıkları için dönemsel olarak yıpranma payı ayrılmaktadır. Diğer bir ifadeyle, bu varlıklar amortismana tabidir. Oysa ki, entelektüel sermaye varlıklarından biri olan bilginin kullanılması söz konusu olduğunda, bilginin değerinin düşmediği bilinmektedir. Hatta tam tersine, bilgi yeni
-
Zambon, s. 10.
-
Elliot, R, “The Third Wave Breaks on the Shores of Accounting”, Accounting Horizons, Cilt: 6, Sayı: 2, 1992, s. 68-69.
-
Cornell, B, “Corporate Valuation: Tools for Effective Appraisal and Decision Making”, McGraw-Hill Publishing, Chicago, 1993, s.16.
-
Ledereich, L. ve Siegl, J. G, “What’s a Business Worth? Valuation Methods for Accountants”, The National Public Accountant, Cilt: 35, Şubat 1990, s. 19.
-
Low, J, Seisfeld, T. ve Larcker, D, “Capital Thinking”, Forbes, Ağustos 1999, s. 141.
-
Brown, S, Lo, K. ve Lys, T, “Use of R2 in Accounting Research: Measuring Changes in Value Relevance over the Last Four Decades”, Journal of Accounting and Economics, Cilt: 28, Sayı: 2, 1999, s. 83.
bilgileri beraberinde getirmekte ve geliştirmektedir.385 Entelektüel sermayenin kapsamına giren bilgi, sınırsız olarak kullanılabilmektedir.386
Entelektüel sermaye firmayı bir bütün olarak ele alır ve değerlendirir. Geleneksel muhasebe sisteminde ise firma varlık ve borçları ayrı değerlendirilmektedir.387
3.1.2 Entelektüel Sermayenin Muhasebeleştirilmesinin Önemi
Entelektüel sermayenin muhasebeleştirilmesinin önemi birçok bilimadamı ve araştırmacı tarafından vurgulanmaktadır. Firma değerinin bir bütün olarak görülebilmesi için entelektüel değerlerin bilançolara aktarılması şarttır.388 Ayrıca, entelektüel değerler bilançolarda gösterilebilirse, maddi olmayan varlıklardan sağlanan karlar da gelir tablosuna yansıtılabilir. Böylece hem işletme yöneticileri, hem de yatırımcılar firma hakkında daha kapsamlı bilgi edinmiş olacaklardır. Fakat, entelektüel sermayenin muhasebeleştirilmesi ve mali tablolarda yer alması konusunda daha önce belirtildiği gibi bazı problemler mevcuttur. Örneğin Tollington, şerefiye ve marka değeri anlamında işletme bilançolarındaki çarpıklıkların artık kabul edilemez düzeylere ulaştığını ve profesyonel güvenilirliğin muhafaza edilmesi için belirtilen sorunun çözümlenmesi gerektiğini savunmaktadır.389 Diğer bir ifadeyle, Tollington firma şerefiye ve marka değerlerinin işletmelerin sahip olduğu entelektüel sermayeden oldukça etkilendiğini, fakat bilançoların bu konuda yetersiz olduğunu belirtmektedir. Dolayısıyla, entelektüel sermayenin muhasebeleştirilmesi hususuna önemle eğilmek gerekir.
Wines ve Ferguson da entelektüel sermayenin muhasebeleştirilmesinin önemini vurgulamıştır. Avustralya’da yaptıkları ve 150 işletmeyi kapsayan çalışmada, entelektüel sermaye gibi maddi olmayan varlıkların ele alınmasında çeşitli muhasebe uygulamalarının varlığına işaret etmişlerdir. Yürütmüş oldukları araştırma, maddi olmayan
-
Brian, A, “Increasing Returns and New World of Business”, Harvard Business Review, Temmuz-Ağustos 1996, s. 100.
-
Chatzkel, J, “Intellectual Capital”, Capstone Publishing, Oxford, İngiltere, 2002, s. 8.
-
Önce, s. 38.
-
Çıkrıkçı ve Daştan, s. 27.
-
Tollington, T, “The Steamy Heap”, Management Accounting, Cilt: 72, Sayı: 4, 1994, s. 43-44.
varlıklarını teşhis eden ve entelektüel sermayelerinin farkında olan işletmelerin sayısında artma olduğu da göstermiştir.390 Böylece, entelektüel sermayenin muhasebeleştirilmesine dikkat çekilmiştir.
Dostları ilə paylaş: |