BaşÖRTÜSÜ raporu 2007 Sakarya Başörtüsü Platformu


Eylül 2007 - Kampüse girerken bile başörtüsünü çıkartmak zorunda kaldılar



Yüklə 2,1 Mb.
səhifə67/102
tarix30.10.2017
ölçüsü2,1 Mb.
#22656
1   ...   63   64   65   66   67   68   69   70   ...   102

24 Eylül 2007 - Kampüse girerken bile başörtüsünü çıkartmak zorunda kaldılar


Ankara Üniversitesi 2007-2008 Akademik Yılı Açılış Töreni, üniversitenin Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nde yapıldı. Anayasa Mahkemesi eski başkanları Yekta Güngör Özden ve Mustafa Bumin'in katıldığı açılış töreninde açılış konuşmasını rektör Prof. Dr. Aras yaptı. Rektör Aras'ın başörtüsü serbestliğine karşı konuşma yaptığı sırada Dil Tarih Coğrafya Fakültesi önünde bekleyen bir grup başörtülü öğrenci kampus girişinde polislerin arkasında bekledi. Bir süre burada bekleyen öğrenciler daha sonra başlarını açarak giriş kapısındaki güvenlik görevlilerinin arasından kampuse girmek zorunda kaldı. (Zaman)

24 Eylül 2007 - Avrupa'da, başörtüsü yasağını ırkçı partiler istiyor

Profesör unvanı olan biri, başörtüsü yasağının yeni anayasada kaldırılması durumunda Türkiye'nin Avrupa Konseyi üyeliğinden kovulacağını söylemiş. Başörtüsü yasağını kaldırdı diye Türkiye'yi üyelikten çıkaracak Avrupa Konseyi'nin, en az 27 üyesini daha behemehal Strasburg'dan kovalaması lazım. Zira Avrupa Birliği'nin 27 üyesinin hiçbirinde üniversite seviyesinde yasak yok. AB üyeliğine şiddetle itiraz eden çevrelerin şimdi Brüksel'den medet ummaları hem kendileri açısından ahlaksız hem de beyhude. Brüksel, kendilerini rahatlatacak bir açıklama yapmayacaktır. Başörtüsü birçok Avrupa ülkesinde tartışılıyor. Bu ülkelerin hiçbirinde "makulü" temsil eden partiler üniversitelerinde başörtüsü yasağı talebinde bulunmuyor. Belçika'da başörtüsünün yasaklanmasını isteyen, Müslüman, Arap ve Türklerin ülkelerine dönmesini savunan ırkçı-faşist Flaman Menfaatleri (Velams Belang) Partisi. Avusturya'da başörtüsü yasağını AB'nin "Avusturya'yı karantinaya aldık" demesine yol açan ırkçı FPÖ, Jorg Haider'in meşhur partisi talep ediyor. (Zaman)

25 Eylül 2007 – Beş kişilik bir grup başörtülü kızın örtüsünü çekip almaya çalıştı


Sabah gazetesinde Emre Aköz, “Türbanlıya saldırı” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Aköz, olayı şöyle aktardı: “Dün Fenerbahçe Kulübü Disiplin Kurulu Başkanı Avukat Tuncer Erdoğan aradı. Sesi titreyerek, şöyle bir olay anlattı: Dün Şişli Adliyesi’nden çıkıp Cevahir Alışveriş Merkezi’ne doğru yürürken şöyle bir olaya şahit oluyor: Üçü erkek, ikisi kız, beş kişilik bir grup, türbanlı bir kızı önce sözle taciz ediyor. Ardından hızlarını alamayıp kızın türbanını başından çekip almaya çalışıyorlar. Tuncer Bey müdahale ediyor. Türbanlı kızı kurtarmaya uğraşıyor. Civardaki iki trafik polisinden yardım istiyor. Polisler ilgilenmiyor. O da ancak türbanlı kızı bir araca binerek, uzaklaşmasını sağlıyor. Av. Erdoğan, ” 65 yaşındayım, daha fazla bir şey yapamadım. Kulübe gidecektim, sinirden titreyerek ev geldim” dedi telefonda.”

25 Eylül 2007 – Çanakkale gezisinde başörtüsü tartışması

MEB'in 2004 yılından beri yürüttüğü "Çanakkale Eğitim Gezileri Projesi" genişletilerek "Cumhuriyet Eğitim Gezileri" projesine dönüştürülmüştü. Bu projeden son üç yılda 37 bin 216 öğrenci yararlandı. Projenin dördüncü turu başladı. Grup, Diyarbakır, Şanlıurfa ve Hakkâri'den bin 120 öğrenci, 56 öğretmen ve 10 yöneticiden oluşuyordu. Kafile için Milli Eğitim Şûra Salonu önünde uğurlama töreni yapıldı. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik lise ve ilköğretim öğrencilerinden oluşan grubu bizzat uğurlarken, törende başörtülü öğrencilerin olması medyada tartışma konusu oldu.


25 Eylül 2007 - Başı açıklara baskı görmedim


Bilkent Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi dekanı Prof.Dr. Metin "Herkesin oturduğu yerden birtakım tahminlerde bulunması yanlış. 37 senedir üniversitelerde ders veriyorum, türban takan kızların takmayanlara baskı uyguladığına şahit olmadım." diyor. 'Mahalle baskısı' korkularının halka uzak olmaktan kaynaklandığını belirtiyor. İddiaların gerçekliğini anlayabilmek için geçmişe bakmak gerektiğini anlatan Heper, "Bir grup belli şekilde hareket edip diğer grubu baskı altına aldı mı?" sorusunu yöneltiyor... Heper, 'mahalle baskısı' iddialarının yersizliğini şöyle açıklıyor: "Çok değişik kıyafette öğrencilerimiz birlikte arkadaşlık edip ders çalışıyor. Türban yasak; ama onun yerine şapka giyiyor öğrenciler. Örtünmeyen öğrencilerimiz başını şapkayla kapatanların türban takmak istediğini biliyor. Ama buna karşın hiçbir tepki göstermiyorlar. Benim kanaatim, şu anda şapkayla başını kapatan öğrenciler başörtüsüyle kapatsalar da açık öğrencilere baskı uygulamaz." (Zaman)

25 Eylül 2007 – Anayasa taslağı ve türban meselesi

Türk-Eğitim-Sen başkanı Şuayip Özcan, Yeniçağ’daki yazısında görüşlerini şöyle aktardı: “Nedir bu kızılca kıyameti koparan türban meselesi? İki metre bez parçası, neyi değiştirir? Hemen yanıtlayayım, sadece örtünenin görünümünü. Peki görünümü sadece türban mı değiştirir? Elbette hayır. İyi bir makyaj, farklı renklere boyanmış saç ya da usturaya vurulmuş bir kafa da görünümü değiştirir, öyle ise türban, niye mesele haline gelmiştir? Çünkü türban kimilerine göre irticayı getirir. Efendim türban ilticanın bir simgesi deniyor. Yapmayın beyler; irtica, kominizm, faşizm gibi insanlığın baş belalan görünüşteki simgelerle gelmez. O insanlık ayıbı sistemler, kafanın içine yerleşen mikropların beyne hükmetmesiyle oluşur. Yapılması gereken ise; beyne hükmeden bilgilerin, ehil eller vasıtasıyla doğru öğretilmesidir. Siz insanlara inançları, devlet eliyle okullarınızda doğru öğretemezseniz, bireyler farklı yerlere yönelir, aldığı yanlış bilgilerden dolayı, insan öldürmeyi bile mubah sayarak birer canavar olurlar. Öyle ise niye başörtü tartışılıyor da, din derslerinin zorunlu olmaktan çıkarılması tartışılmıyor. Bugünkü iktidar başörtüde ısrar ederken, din dersini niye seçmeli yapıyor hiç düşündünüz mü? Bu konuda hiç kafa yordunuz mu?”



25 Eylül 2007 – Amaç laikliği kazımak

Pir Sultan Abdal 2 Temmuz Kültür ve Eğitim Vakfı Başkan Yardımcısı Emel Sungur, AKP'nin anayasa taslağının laikliği tamamen "kazıma" amacıyla hazırlandığını iddia etti. Alevilerin kaygılarını ve taleplerini içeren bir dilekçe hazırlayarak TBMM Dilekçe Komisyonu'na teslim eden vakfın başkan yardımcısı Sungur, yaptığı açıklamada “Bugünün hükümet yetkilileri, çoğulculuktan 'dinci çoğunluğu', laiklikten 'türbanlı üniversite öğrenim hakkını', demokrasiden de 'şeriat devleti önündeki yasal engellerin kaldırılması mücadelesinin serbest olmasını' anlamaktadır. Yeni anayasa denilerek laikliği tamamen kazıma çabalarının tek amacı, mevcut yasal engellerin ortadan kaldırılmasıdır. Düzeltilmesi gereken, anayasanın laiklikle ilgili bölümleri değil, işte bu zihniyettir" dedi.



25 Eylül 2007 - Başörtüsüyle yüzleşmekten kaçamazsınız.

Bekir Berat Özipek, Star’daki “Sivil anayasa, başörtüsü ve kedinin bacağı” başlıklı yazısında şu görüşleri ifade etti: “Sivil anayasa girişimini başarısızlığa uğratmak isteyenler, yapılmak istenenin sadece başörtüsünü serbest bırakmaktan ibaret olmadığını pekala biliyorlar... Başörtüsü yasağının hukuki bir zemininin olmadığını, militarizmin dayatmasıyla uygulanan bir yasak olduğunu da. Ama yine de ‘türban’ üzerinden sivil anayasa girişimini boşa çıkarmaya çalışıyorlar. Çünkü Hükümeti korkutup Anayasa değişikliğini engelleyebilirlerse, bunun siyasi sonuçlarının ve psikolojik etkisinin ne olacağını iyi biliyorlar. Eğer daha önce yaptıkları gibi Hükümete bir kez geri adım attırırlarsa, bundan sonra korkmalarına gerek kalmayacağının da farkındalar...Başörtüsüne gelince, demokratikleşme, hukukun üstünlüğünü sağlama ve normalleşme sürecinde bu konuyla yüzleşmekten kaçamazsınız. Bu sorunu çözmeden demokratikleşmeyi de gerçekleştiremezsiniz. Başörtüsü sorununu sivilleşme sorunundan, Kürtlerin, Alevilerin ve gayrimüslimlerin sorunundan, kısacası diğer insan hakları sorunlarından ayıramazsınız. ‘Yüzde bir buçuğun sorunu’ diyemezsiniz.”



26 Eylül 2007 – İlkokulda türban

Melih Aşık, Çanakkale gezisindeki başörtülü öğrencilerle ilgili olarak Milliyet’teki köşesinde şunları yazdı: “Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Nusret Aras, geleceği tahmin etmekte başarılı değil! Rektör Bey demiş ki: "Türban liseye de inebilir, liselerden de türban takma talebi gelebilir..." Bilememiş. Aynı gün, yani dün, gazetelerde yer alan habere göre: Milli Eğitim Bakanlığını düzenlediği gezide bazı ilkokul öğrencilerinin türbanlı olduğu görülmüş, Bakan Hüseyin Çelik onlarla sohbet etmiş fotoğraf çektirmiş... Diyeceğimiz türban ne lisesi, ilköğretime inmiş Nusret Hocam!”



Yüklə 2,1 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   63   64   65   66   67   68   69   70   ...   102




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin