Berceste ayetler (Şiir/Tebyin)



Yüklə 3,46 Mb.
səhifə17/47
tarix26.07.2018
ölçüsü3,46 Mb.
#58412
1   ...   13   14   15   16   17   18   19   20   ...   47

(Ağılı ok gibidir yüreğinizi deler!)

Onlara-sapkınlara,o başı bozuklara- (-kendini bilmezlere-)

“Uyun indirdiğine Allah’ın!”denilince,

-O’nun ışık yoluna çağırıldıklarında.-

“Hayır,uymayız O’na-aklımız ermez buna!-

-Doğru söze ne denir,ne kadar akıllıca!!-

“Çok saygı duyduğumuz,uygular bulduğumuz

Hısım-akrabamızın/atalarımızın biz

İnandıkları şeye-dinine/örflerine-

-Başımıza sardığı,bize miras braktığı-

Yola uyarız!”derler.Ya ataları bir şey

Bilmeyen,anlamayan,işitmeyen,görmeyen,

Akıl erdiremeyen,doğruyu seçemeyen

-Hidayete ermemiş/gerçeği görememiş ,

Çağlar boyu yanılmış-kimseler idiyseler!

Akledemiyorlar mı,korku duymuyorlar mı,

İbret almıyorlar mı,hiç ar etmiyorlar mı? (…utanmıyorlar mı?)

O inkar edenlerin-katran yüreklilerin-

Bunda direnenlerin-bahtsız nasipsizlerin-

Acıklı durumları-taşkın davranışları-

Dağılmış sürülere seslenen çobanlardan (…ıslık çalan…)

-Sürülerin duyduğu çobanın ıslığından,(…çığlığından)

Güçlü bağırtısından-başka bir ses duymayan,


249

Yaptığından habersiz sağa,sola saldıran

Yaratıklara benzer,belki onlardan beter!-

(En anlamlı Çağrı’ya-Çağlar üstü Mesaj’a-

Elçi’nin davetine anlamsız bir ötüşle

Cevap veren kargadan/yarasadan/baykuştan

Farksızdır (bu) zavallı(lar)beyinsiz putperestler.(…müşrikler…)

Kördürler/sağırdırlar/görmezler/dilsizdirler,

Duymazlar/konuşmazlar/düşünmeyi bilmezler. (…bakmasını…)

Bu yüzden akledemez,mü’mince düşünemez,

Sevemez,güvenemez,egosunu yenemez .(….özeleştiri bilmez,)

Bir şey anlayamazlar,gerçeği göremezler,

Hakkı söyleyemezler,dile getiremezler,

Bu yüzden her işleri yavandır,anlamsızdır,

Kaş yapayım derken göz çıkaranlar onlardır.

Onlara sorarsanız kendilerinden daha

Uygarı,akıllısı,kültürlüsü,kibarı,

Yoktur hor gördükleri insanlar arasında!)

BAKARA(2/168-171)
***
(Ey Nebi!Ey Muhammed!Seçilmiş Elçi’m,de ki;)

“Rabbimiz,görünmeyen/görünen-açık/gizli- (Benim Rabbim…)

Edep,terbiye dışı kötü davranışları,

Günahı,haksız yere sınırları aşmayı,

(Yüz kızartıcı olan suçun her çeşidini.),

Başkasının malına/mülküne göz dikmeyi,

Hakkında hiçbir belge indirmediği şeyi

Tek Ölümsüz Allah’a eş/ortak koşmanızı, (…bilgisizce/eblehçe…)

Bir de Allah hakkında bilmediğiniz halde

(Allah’tan başkasına rablık yakıştırmayı,

İftira atmanızı/zanda bulunmanızı…)

Bir şey söylemenizi/O’na atfetmenizi

Haram kılmıştır,tümden yasaklamıştır size.

(Artık bir çeki/düzen verseniz kendinize!)


A’RAF(7/33)

***


250

Acıyan,Bağışlayan Rabbin HAFİ Adıyla


Allah’a karşı yalan düzenden,uydurandan,

İftiracıdan daha hain kim olabilir? (…zalim…)

Ki işte böyleleri-arsızlık simgeleri- (…tutsaklık…)

Ölümsüz Rablerine-O Kıyamet Günü’nde-

Arz edileceklerdir hesap vermek üzere,

O Gün için görevli melekler tarafından.

Şahitler diyecek ki;”İşte bunlar Rableri

Allah’a karşı yalan uyduran/yakıştıran

Kimselerdi(r),-alçakça iftira edenlerdi(r).

Haberiniz olsun ki-herkes duysun/bilsin ki-

Tek Allah’ın ilenci-uzaklaşmış rahmeti-

Onlar üzerinedir-sapkın zalimleredir.

O-Allah-zalimleri/kendini bilmezleri-

Fazlından/keremimden dışlamıştır tamamen.(…büsbütün…)

Onlar,o zalimler ki-gece yürekliler ki-

İnsanları Allah’ın-gücü sınırsız Rabbın-

Yüceler Yücesi’nin yolundan alıkoyan,

O yolu(a),girenlere/o yoldan gidenlere

Çapraşık,dolambaçlı-sonsuzluğa kapalı-

Eğri göstermek için ellerinden geleni

Ardlarına komayan/çalışan,çabalayan-

Firavun ruhlulardır-yadsıyan sapkınlardır-

Bunlar ahirette de bencil kibirleriyle. (…tüm bencillikleriyle)

(Onlar kendilerini/sapkın benliklerini

İnkar etmektedirler,aslında böylelikle

Neyse kendilerine yaraşan cömertlikle

Sergilemektedirler/ispat etmektedirler!) (…kanıtlamaktadırlar!)

Allah’ın kullarını aciz/güçsüz brakacak

Değillerdir elbette bu tipler yeryüzünde.

(Burda ceza görmeyi atlatsalar da,orda (…atlatmış olsalar da,)

Kurtaramayacaklardır yakalarını asla!) (…orda!)

Onların O’ndan başka yardım isteyeceği

Bir dostları da yoktur elini uzatacak,

Düşünen,sahip çıkan hatırlı kimseler de!

Ümitsizlik onları her yandan kuşatmıştır.

Hem onların azabı-çekecekleri acı-


251

Katmerli olacaktır-azaltılmayacaktır-

Onlar ki gerçekleri-tek ölümsüz gerçeği-

Ne görebiliyorlar,görmeyi istiyorlar,

-Yoktu buna güçleri-belki tahammülleri-

Ne de hakka/doğruya kulak veriyorlardı.- (…onay…)

(Gerçeği görmemekte hep direniyorlardı

Perdeli bakışlılar/mühürlü kulaklılar.)

Ziyana uğrattılar kendilerini onlar.

Uydurmakta/tapmakta oldukları şeyler de

-İftira araçları/kuruntu ürünleri-

Putlar,yapay ilahlar artık kendilerinden

Kaybolup gidiverdi,yan çizip uzaklaştı.

-Yapayalnız kaldılar,yüz üstü brakıldılar.-

Suçlarıyla baş başa Allah’ın Huzurunda.

(Daha dünyada bunlar olacaksa,olursa;)

Kuşkusuz ki onlardır,onlar olacaklardır

Zararın beterine uğrayacak olanlar

En çok öbür dünyada,birer,birer ortaya

Dökülünce gerçekler,o inançsız bahtsızlar. (Serilince…)

Onlar ki,inandılar,Allah’ın rızasına

Uygun,soylu değerler/eylemler ürettiler,

Güzel işler yaptılar,bunlarda yarıştılar,

Barışa,kardeşliğe döndüler,yöneldiler

Ve Yüce Rablerine kalp yatışkanlığıyla

Gönülden bağlandılar,dönüp boyun eğdiler,

İşte bu has insanlar,bunlar,bu kullar var ya,

Cennet yaranıdırlar-en onurlu konuklar.-

Onlar artık orada(n) sonsuza dek çıkmazlar. (…kalırlar.)

Bu iki topluluğun/iki karşıt/zıt grubun (…zümrenin)

Mü’min ve münkirlerin/kafir ve mü’minlerin-

Durumları/misali-ibretamiz örneği-

Körler,sağırlar ile,görenin,işitenin

Durumları gibidir,bunların benzeridir.

Bunlar hiç birbirinin dengi olabilir mi? (…ne …eşit…)

Artık derin/kapsamlı tefekkür edip,hala

İbret almaz mısınız,öğüt almaz mısınız?
HUD(11/18-24)

***


252
Acıyan,Bağışlayan Rabbin MUHYİ Adıyla

Şüphesiz ahirete-yeniden dirilişe-

İnanmayan kimseler içinBiz işlerini (…kimselere…)

Yapıp ettiklerini-yanlış edimlerini- (…fiillerini-)

Süslü/püslü gösterdik,dünya(lık)hevesleri! (…dünya nimetlerini!)

İşte bu yüzden onlar yürekleri,gözleri (…gönülleri…)

Körelmiş talihsizler-kararmış nasipsizler-

Olarak güvensizlik,şaşkınlık içersinde

Saplanmış oldukları kuşku bataklığında(..burgaçlarında/anaforunda)

Debelenir dururlar-açık göz bakarkörler!- (Bocalayıp…)

(Ahrete inanmamak,günü birlik yaşamak,

Amaçsız,idealsiz,kurasız ve hedefsiz

Bir yol belirlemeden gözü kara koşturmak (..harita çizmeden…)

Kendine,çevresine aldırmazlık içinde

Bir yarar sağlamamak,bir şeyler paylaşmamak,

İnsana yaraşır mı hiç düşünmez misiniz?) (hiç mi akletmezsiniz?)


NEML(27/4-5)
***

Acıyan,Bağışlayan Rabbin CAMİ Adıyla

Ulu Allah sizlerden-sizlerin içinizden-

Cihad edip de Allah,Rasul ve mü’minlerden

Başka birilerini/yabancıları asla

Kendilerine sırdaş,arkadaş,can yoldaşı

Dost edinmeyenleri/kendini bilenleri-

Kendi sonsuz ilmiyle/limitsiz bilgisiyle

Ortaya çıkarmadan/seçip ayırt etmeden

O’nun sizleri kendi halinize öylece

Darmadağınık halde bırakacağını mı (Darmadağın/Karman

Terk edeceğini mi sanıyorsunuz yoksa? çorman…)

Tüm yaptıklarınızdan/yapacaklarınızdan-

253
Haberdardır Bir Allah,Yüce Yargılama’da(n)

Kim kurtulabilir ki,uzak kalabilir ki

Tek,tek sorgulanmaktan-hakça yargılanmaktan?-

Allah’a ortak koşan-karardıkça kararan-

Putperestler,müşrikler,bizzat kendilerinin

Kafir oluşlarına/inançsızlıklarına (Münkir…)

-En Adil Mahkeme’de-kendi aleyhlerine

Şahitlik ederlerken-nankörlük ederlerken-

O hasta kalplilere-bencil müstekbirlere-

Allah’ın evlerini-kutlu mescidlerini-

İmar etme/onarma hakları,yetkileri

Yoktur,verilmemiştir asla kendilerine!

(Bu iş onlara düşmez,yakışmaz and olsun ki!)

Onların tüm işleri iyilikten/hayırdan

Yana ne yapmışlarsa elbet boşa gitmiştir.

Ve onlar Cehennem’de-ateş bahçelerinde(!)-

Ebedi kalıcıdır-yerleşip kalacaktır.-

Allah’ın evlerini-temiz mescidlerini-

Allah’a ve Ahiret Günü’ne iman eden,

Tam bir istikametle dosdoğru namaz kılan,

İçinden gele,gele zekatlarını veren,

Allah’tan başkasından korkmayan/çekinmeyen

Kimseler ziyaretle imar eder,onarır.

İşte doğru yola da ulaşmış/ermişlerden

Olmaları umulan bu yiğitler,bunlardır,

Sadece böyleleri bu işlere layıktır.

Onların üzerine hidayet yazılmıştır.


TEVBE(9/16-18)

***

254

Acıyan,Bağışlayan Rabbin ĞALİP Adıyla



Elçiler gönderilen-uyarılan/gözlenen (Peygamber…)

Ülkelerin hakları-yurtları/toprakları-

İnansalar,günahtan/inkardan/azgınlıktan

Eğer sakınsalardı,sorumluluklarını

Yüklenmiş olsalardı-güzel yaşasalardı- (…davransalardı-)

Sınırları aşmadan aşırıya kaçmadan,

Onların üzerine yerden/gökten elbette

Açardık rahmetimiz gereğince cömertçe

Sonsuz hazinemizin rahmet kapılarını (…oluklarını.)

Hem de ardına kadar-her zaman fazlası var.-

Fakat yalanladılar,hakkı görmez oldular.

Biz de bu yaptıkları-kazanmış oldukları- (…işlemiş/kesbetmiş/

Fitneler/şirretlikler/sapkınlıklar/günahlar, yeğlemiş…)

Zulümler/münkirlikler yüzünden kahrımızla

Kıskıvrak yakaladık/enseledik onları

Islak perçemlerinden,ince bileklerinden…

Yoksa o ülkelerin-varlıklı beldelerin- (…müreffeh…)

Halkları geceleyin kendilerine Bizim

Elim azabımızın uyurlarken ansızın

Gelemeyeceğinden/erişmeyeceğinden

Güvende mi oldular,her şeyi unuttular?

Ya da o ülkelerin-ellerin/beldelerin-

Yurtların/toprakların/bahçelerin/bağların

Halkları kuşluk vakti oynayıp,eğlenirken

Dünya ziynetleriyle çılgınca,ölçüsüzce

Oyalanıp dururken-boş işlere dalmışken-

(Hayatı bir eğlence,haz aracı sanmışken…) (…yapmışken,)

Yine kendilerine çetin azabımızın

Erişmeyeceğinden,yetişmeyeceğinden

Güvende mi oldular o bahtsız zavallılar

Allah’ın azabından-düzen ve tertibinden- (…kaderinden-)

Emin mi oldular ki,güvende midirler ki?

Ancak kendilerine zarar veren,zulmeden,

255
Yazık eden,tükenen akılsız bir toplumdan

-İnkar akılsızlıktır/körlüktür/çılgınlıktır, (..bahtsızlıktır/taşkınlıktır,)

İnsanı insanlıktan çıkaran bağnazlıktır.-

Başkası gereğince Allah’ın böyle süre

Vermesinden ötürü güvende/güvencede

Unutulmasın,asla olamaz ne yazık ki! (Olduğunu sanmasın,

-Allah’ın entrikalar/tertipler/oyunlarla aldanır…)

Yere serilemeyen/mağlup edilemeyen

Berk düzenine karşı onlar kendilerini

Güvende/güvencede sayabilirler miydi?

Bu düzenine karşı Bir Allah’ın sadece (…nedense/belki de)

Tükenmiş bir topluluk-inançsızlık/mutsuzluk,

Tutsaklık,onursuzluk,utanç,başıbozukluk!-

Kendisinin güvende olduğunu zanneder,

Hiç kuşkusuz aldanır,yenik düşer,kaybeder,

Dünyada/ahirette kalır yalnız başına!

(Bulamaz koşacak tek,bir kişi yardımına.)


A’RAF(7/96-99)
***

Yeryüzünde bir fitne/zulüm/kargaşa/baskı

Kalmayıncaya,tümden ortadan kalkıncaya

Din de tam anlamıyla Allah’ın oluncaya

(Hayatın bütünüyle O’na adanmasına

Yönelik tüm engeller/güçlükler/zorluklarla…)

-Olanca güzelliği,olanca temizliği,

Olanca sadeliği,olanca derinliği,

Olanca ihtişamı,olanca yalınlığı (…sıcaklığı/yakınlığı)

Bütün boyutlarıyla-enfüsü/afakıyla-

Kadar var gücünüzle savaşın kafirlerle (…zalimlerle)

En büyük silahınız olan sözle-Kelam’la-

Gerçeği/güzelliği örtmek isteyenlerle…

256
Buna söz verirler de,eğer vaz geçerlerse,

İnkardan ve fitneden-her türlü kötülükten-

Barışı seçerlerse-gerçeğe dönerlerse-

Şüphesiz ki Bir Allah-bilgisi sonsuz İlah-

-Kullarına her zaman kapılar açan Fettah.-

Yapa geldiklerini-yapıp ettiklerini-

Onların her yönüyle-gelmişi/geçmişiyle- (…afakı/enfüsüyle-)

Görmektedir benzersiz bakışıyla çok iyi.

(Akıldan çıkarmamak gerekir bu gerçeği.)


ENFAL(8/39)
***

Acıyan,Bağışlayan Rabbin VASİ Adıyla

Ey Rasulallah!De ki;-Sizler de dinleyin ki!-

“Hiç düşünmez misiniz,eğer Allah geceyi

Kıyamet Günü’ne dek sizin üzerinize

Sürekli kılsa/tutsa-aralıksız uzatsa-

Yüce Allah’tan başka-O’nun izni dışında-

Bir ışık getirecek ilah kim olabilir?

-Bunu kim yapabilir,kim güç yetirebilir?-

Gerçeği anlayıp da duymaz mısınız hala

Artık hakkın sesini/ölümsüz gerçeğini,

Hiç(mi) akletmez(mi)siniz,duymaz,görmez misiniz?”

-Ey Rasul/Nebi,de ki;-Kulak verin sizler de!-

“Söyleyin bana hele,eğer üzerinize

Allah Kıyamet’e dek gündüzü sürdürseydi,

Sürekli tutsa idi-dönüştürmese idi-

Yüce Allah’tan başka-O’nun gücü dışında-

Hangi ilah,içinde dinlenip dinginliğe

Sükuna ve huzura erebileceğiniz,

Rahat edeceğiniz-bakalım ne dersiniz!-

Size getirebilir,bir gece sunabilir?
257
-O güzel(im) geceleri-büyülü saatleri!-

Görmeyecek misiniz hele bu gerçeği siz?

Rahmetinden ötürü-rahmetinin eseri- (…göstergesi-)

Allah tecellisiyle gündüzü ve geceyi

Sizin için yarattı,düzenleyip,var kıldı.

Ki geceleyin onda dinlenesiniz,sonra

Gündüzün,O’nun fazlı/kereminden verdiği

Sonsuz nimetlerini/rızkını/azığını

Arayasınız diye,herhalde Rabbinize

Artık şükredersiniz/teşekkür edersiniz.

Ederseniz siz karlı çıkarsınız mutlaka.”

(İnsanın hayatında/yürüdüğü yollarda

Işık kadar gerekli karanlık da demek ki!) (…karanlıklar belki de!)

-Işıkla aydınlanır karanlıklar yine de!-


KASAS(28/71-72)
***

Acıyan,Bağışlayan Rabbin ALİM Adıyla

Ey Nebi!Sen Rabbinin-Yüceler Yücesi’nin (Rasul’um!)

-Yerlerin ve göklerin Tek Mutlak Meliki’nin.-

Yoluna hikmet ilen güzel öğütlerle

(Aklı selim sahibi,eşyanın gerçeğini

Öğrenen kesin delil sahibi bilgeleri…) (…Araştıran…bilginleri…)

Çağır,sonra onlarla en güzel bir şekilde

(Halkın çoğunluğunu oluşturan,ruhunu

Henüz kötülüklere bulaştırmamış olan,

Sağlam,kararlı duran-fıtratını koruyan-

Kararsız ama iyi niyetli kitleleri,

Her şeye karşı çıkan,inançsız,katı,düşman

Tutumunu her zaman bıkmadan,usanmadan

Sürdüren önyargılı,bilgisiz kesimleri…) (…le…)

Sürdür mücadeleni/kuşkunuz olmasın ki-

-Onun yolundan giden müslümanlar sizler de…-
258
Rabbin Kendi yolundan/sevgiden,doğruluktan/

Sapanları en iyi bilicidir ilmiyle,

Limitsiz bilgisiyle,yüce bilgeliğiyle…

Ve O,hidayete de-özgürlüğe/sevgiye-

Erenleri çok iyi bilmekte/görmektedir. (…infak edenleri de…)

Size karşı yapılan bir suça/haksızlığa (…işkenceye)

Yapılan haksızlığın misliyle ceza verin! (…işkencenin…)

-Hayat verecek olan kısası tatbik edin.- (…uygulayın/adaletten

Ama sabrederseniz,eğer affederseniz şaşmayın!)

Bu,sabredenler için-and olsun ki-şüphesiz

Azmedilmeye değer büyük işlerdendir ki,

-Ah,eğer bilirseniz,akledebilirseniz.- (…anlayabilirseniz.)

Sonunda ecir vardır,sonsuz nimetler vardır.

Nimetler üstü nimet/rahmetler üstü rahmet

O’nun rızası vardır-ki bahtlar üstü bahttır.- (-o en yüksek ahlaktır/

Ey Muhammed Mustafa!Sabret!Senin sabrın da rızıktır.)

Ancak Yüce Allah’ın-Sultanlar Sultanı’nın-

Yardımları iledir,lütfu/keremiyledir.(…ikramıyladır.)

Onların tutumları yüzünden kederlenme!

-Her zamanda/her yerde-ey mü’minler sizler de!-

Kurmakta oldukları hile ve tuzaklardan

Kaygı duyma,üzülme,mahzun olma,kahretme, (…kahrolma,)

Düzen ve oyunlardan/sinsi saldırılardan

Sıkılma,telaşlanma,yılgınlığa kapılma!

(Bu onların huyudur,yaşama tarzlarıdır,

Hep yapa gelmişlerdir,yapa gideceklerdir…)

Çünkü Allah,Kendinden korkup kötülüklerden,

Zulümden,tecavüzden,adaletsizliklerden

Sakınanlarla,bir de-sorumluluk yüklenen-

Barışı,dürüstlüğü,iyiliği,sevgiyi

İş/huy edinenlerle birliktedir elbette,

Her zamanda/mekanda-dünyada/ahirette…-

(Kardeşlerim,ne olur,iyi niyet,az gayret!

Böyle sağlanabilir fethi karanlıkların.)


NAHL(16/125-128)
***

259
Acyan,Bağışlayan Rabbin HAKİM Adıyla

Allah ve Peygamberi bir iş/oluş hakkında

Hüküm verdiklerinde,inanmış bir erkekle,

İnanmış bir kadına-iş/mesele hakkında-

(Artık o işi kendi isteklerine göre) (…tercihlerine…)

Seçme hakları olmaz,doğru değildir asla (…yoktur…)

Bu kararın dışında hareket etmeleri.

-Almaları gerekir onu olduğu gibi

Çözmek istedikleri bir sorunları varsa.

Onların önerdiği çözüm şeklini yani.

“Müslüman”teslim olmuş kişi demektir çünki

Kayıtsız/şartsız Rabbin yüce buyruklarına.-

(Bu hüküm Peygamber’in,peygamberlik alanı

-O alan çizilmiştir vahyin sınırlarıyla.- (Vahiy çizmiştir onun kozmik/

Görevi içindedir,vahyin dışında kalan uygun sınırlarını.)

Dünya işlerinde o,her işi onun ehli

Olanlara vermiştir,tam da ona yaraşan

Basiretle,hikmetle,dürüstlükle,adilce…

Bu tür meselelerde çevresindekilere

O işi bilenlere danışmıştır her zaman.)

Her kim Yüce Allah’a-O’nun yasalarına-

Yüce buyruklarına-hikmetli Kelamı’na-

Ve Rasülüne karşı gelirse o gerçekten

Açık bir sapıklığa düşmüş,yitirmiş olur

İnancını tümüyle,yapacak bir şey yoktur (Her şeyini…)

Onun için yazık ki,artık geleceğinden

Ümidi kesilmiştir-bileti kesilmiştir.-

(Allah’tan ümidini münkirler keser zaten!) (…ümit kesen

imansızlardır.)

AHZAB(33/36)
***
260
Acıyan,Bağışlayan Rabbin HASİB Adıyla

Allah’a karşı yalan uyduran kimselerden (…yalancıdan)

Nasipsiz zalimlerden/haksızlık edenlerden-

Veyahut kendisine hiçbir şey gelmemişken

-En Yüce’nin nezdinden indirilmemiş iken;-

“Bana da vahyolundu,tek gerçek duyuruldu,(…hakikat bildirildi,)

Allah’ın indirdiği şeylerin benzerini

Ben de indireceğim!”diyenden daha zalim,

Daha ebleh,tahripkar,daha bahtsız kim vardır? (…var mıdır?)

O zalimler ölümün,önlenmez değişimin (…dönüşümün)

Boğucu dalgaları içinde çırpınırken,

Melekler ellerini uzatarak onlara;


“Haydi canlarınızı kurtarın hele şimdi

Kurtarabilirseniz-gizlenebilirseniz!-

Yüce Allah’a karşı siz gerçek olmayanı (…hakkında…)

Haksız söyleminizden/iftira etmenizden (…atmanızdan)

(Doğru olmayan şeyler atfetmiş olmanızdan.) (..yakıştırdığınızdan.)

O’nun ayetlerine karşı gurur ve kibir

Taslamış olmanızdan-sınırı aşmanızdan-

-İnançsız kibirlidir,bencildir,dengesizdir.- (..nankördür/küstahtır-)

Ötürü Bu Gün artık horlayıcı alçaklık,

Onur kırıcı,elim,utanç,zillet,yalnızlık

Getiren bir azapla-alçaklık azabıyla-

Karşılanacaksınız-siz bunu hak ettiniz!”- (Ceza göreceksiniz…)

Derlerken ah bir görsen-ki ibrettir gerçekten!- (-ibretliktir…)

Onların hallerini-beyinsiz zalimlerin-

Ey Muhammed Mustafa!Ey mü’minler sizler de!-

İbret alanlar var mı,öğüt alanlar var mı,

Bu anlatılanlardan,verilen örneklerden.? (…misallerden?)

Ve Allah diyecek ki;”And olsun şanıma ki, (…buyuracak;)

(Kıyamet koptuğunda Divan kurulduğunda.)

Biz sizleri ilk defa yarattığımız gibi

Bir,bir geleceksiniz-yapayalnız geldiniz.-

Bize Mahşer’de,size dünyada verdiğimiz

261
Mal/mülk/ün/sağlık/mevki/çoluk-çocuk/eş gibi-

Şeyleri arkanızda brakmış olacaksınız.

-Bunlar ne kadar azsa o kadar kardasınız.- (…hafifsiniz.)

Yaratılışınızda ve yaşatılmanızda

Bizim ortaklarımız/yardımcı sandığınız- (…saydığınız-)

Şefaatçileri de o zaman yanınızda

Pek göremeyeceğiz/göremeyeceksiniz.-

Ne kadar arasanız bulamayacaksınız.

And olsun ki onlarla-o çakma tanrılarla-

Aranız da açılmış,koparak bağlarınız (…açılmıştır…)

-Ki,hepsi iğretiydi-,o tanrı sandığınız,

O dost edindiğiniz,toz kondurmadığınız (…Yoldaş…)

Ardlarından çılgınca seyirtip gittiğiniz

Şeyler de O Gün sizden-dışınız içinizden-

Kaybolmuş,gitmişlerdir,sizi terk etmişlerdir.

(Sizleri yapayalnız bırakmış olacaktır.) (…olacaklardır.)

EN’AM(6/93-94)
***

Onların-o inançsız bahtsızların-bir çoğu

-Kendini bir şey sanan o sapkınlar güruhu!-

Zandan başka bir şeye uymaz,itibar etmez!

Doğrusu ya zan,haktan,ilimden yana hiç bir

Değer,önem taşımaz,güvenli bir yer tutmaz.

(Oysa ki hiçbir sanı hakikatten müstağni

Kılmaz asla insanı,bir şey ifade etmez.)

Allah,hiç kuşkusuz ki,yapa geldiklerini

-Gizli/açık hepsini-sapkınların pek iyi

İzleyendir,bilendir ve değerlendirendir. (…karara bağlayandır/

(Hayatlarını kuşku üzerine kuranlar sonuçlandırandır.)

Ancak kuşku duyulan birileri olurlar.) (…güvensizler…)

Bu hitap Tek Allah’tan başkası tarafından

Uydurulup,ortaya konmuş bir şey değildir.

Büyük bir mucizedir,eşsizdir,ebedidir.


262
O,ancak kendisinden önceden indirilen

Tevrat’ı ve İncil’i doğrulayan,onayan

Ve Allah’ın Katı’nda yazılı olanı da…

O kendisinden önce gelenlerden geriye

Kalan hakikatleri-evrensel ilkeleri- (-ölümsüz öğütleri-)

Korunmuş Kitab’ında-Levh-i Mahfuz’unda-da

Çok net açıklayandır ve detaylandırandır.

Onda kuşku adına hiçbir şey yoktur asla!

-Dengesizlik,çelişme,mantıksızlık,yanılma!-

O,Alemlerin Rabbi Allah’ın nezdinde(n)dir,

O’ndan indirilmedir,tek mutlak hakikattir.

(Dünyayı/ahireti aydınlatan ışıktır.)


YUNUS(10/36-37)
***

Acıyan,Bağışlayan Rabbin MEVLA Adıyla

Şüphesiz günahkarlar/inançsızlar/suçlular,

(Ne var ki bir zamanlar gömülmüş bulunanlar

Günah bataklığına/küfür burgaçlarına…)

Dünyadayken inanan,günahlardan kaçınan (…korunan)

Ömürleri boyunca ilahi yasalara

Uyan,temiz,onurlu,saf bir hayat yaşayan

Mü’minlere gülerdi,sık,sık dalga geçerdi.

Onlar,inananlarla karşılaştıklarında

Birbirlerine pis,pis sırıtarak arsızca,

Kaş/göz işaretleri yaparlardı,onları (…hareketleri…)

Alaya alırlardı,incitir,kırarlardı…

(Kendilerine göre gurur/kibir içinde

Bir davranış sergiler/tavır takınırlardı.)

-Bugün de yapıyorlar,yarın da yapacaklar!-

Kafadarlarına ve yandaşlarına geri

263
Döndüklerinde ise neşeli bir eğlence

Havası içersinde küstahça,edepsizce,

Keyifle dönerlerdi,bu onlar için zevkti!

(Sapkın kafadarları ile paylaşırlardı

Yedikleri haltları anlatıp dururlardı!)

İnançlı yürekleri gördükleri her yerde;

“Bunlar sapıtmışlardır,ahmak zavallılardır (…zavallı ahmaklardır)

Hiç kuşkusuz!”derlerdi,fitne üretirlerdi

Haksızca,bilgisizce,kıskançlıkla,bağnazca.(…ön yargıyla.)

Onlar,o boşboğazlar,mü’minler üzerinde (…şom ağızlılar/laf

Gözcü,denetleyici,koruyucu bir bekçi ebeleri…)


Yüklə 3,46 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   13   14   15   16   17   18   19   20   ...   47




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin