“Allah'ın indirdiği kitaptan bir şeyi (âhir zaman Peygamberinin vasıflarını) gizleyip onu az bir paha ile değişenler yok mu, işte onların yeyip de karınlarına doldurdukları, ateşten başka bir şey değildir. Kıyamet günü Allah ne kendileriyle konuşur ve ne de onları temize çıkarır. Orada onlar için can yakıcı bir azap vardır.”(Bakar, 2/174)
Bu ayeti kerimede İstiare-i temsiliyye vardır. Gizledikleri karşılık yadikleri rüşvet ve dünyalıklar, bağırsakları parçalayan ve acıklı azap veren ateşe benzetilmiştir. Yediklerinin durumu yani müşebbehun bih müşebbeh yerine kullanılmıştır. Yahudi bilginleri Tevrat’ta bulunan Hz.Muhammed ile ilgili bilgileri gizlemişlerdi. Bu ayet onlar hakkındadır. Bu ümmetten Allah’ın kitabında indirdiği hükümlerden bir şeyi gizleyenler de âyetin şümûlüne girer.
15-Birbirlerinin Koruyucu Giysisi Olanlar
“Oruç gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helâl kılındı. Onlar sizin için birer elbise, siz de onlar için birer elbisesiniz. Allah sizin kendinize kötülük ettiğinizi bildi ve tövbenizi kabul edip sizi bağışladı. Artık (ramazan gecelerinde) onlara yaklaşın ve Allah'ın sizin için takdir ettiklerini isteyin. Sabahın beyaz ipliği (aydınlığı), siyah ipliğinden (karanlığından) ayırt edilinceye kadar yiyin, için, sonra akşama kadar orucu tamamlayın. Mescitlerde ibadete çekilmiş olduğunuz zamanlarda kadınlarla birleşmeyin. Bunlar Allah'ın koyduğu sınırlardır. Sakın bu sınırlara yaklaşmayın. İşte böylece Allah âyetlerini insanlara açıklar. Umulur ki korunurlar. (Bakara, 2/187)
İslam’ın ilk zamanlarında farz olan ramazan orucunu tutarken sahur yemeği yoktu. Oruç tutan kimse, akşam orucunu açınca yatsı namazını kılıp uyuyuncaya kadar yer içerdi. Bundan sonra yemek, içmek ve kadınlara yaklaşmak haramdı. Bazı Müslümanlar dayanamayıp kadınlara yaklaştı. Bazıları iftardan sonra yorgunlukları sebebiyle hemen uyudukları için, ertesi gün açlık ve susuzluktan baygınlık geçirdiler. Cenab-ı Allah müminlere acıdı ve bir kolaylık olmak üzere bu ayeti indirdi. “Beyaz iplik ve siyah iplik” ifadelerinden maksadı, “mine’l-fecr:tanyerinin ağarmasından” ilavesi açıklığa kavuşturmuştur. Buna göre orucun başlaması gereken zaman (imsak), güneşin doğmasına değil, fecrin doğmasına, yani tanyerinin ağarmaya başlamasına bağlıdır. İplik tabiri de, tanyeri, ağarmasının başlangıcını ifade etmektedir. Aydınlık yayılıp yükselince, artık ona ”beyaz iplik” denemez. Aydınlığın başladığı an sahurun bittiği ve imsakin başladığı, aynı zamanda sabah namazı vaktinin de girdiği andır.210
Yaratıcının bir hikmeti gereği insan, bir tek cins olarak değil, insan olarak birbirine eşit, figür ve form olarak aynı temel formüle sahip fakat farklı fiziksel yapıya farklı zihni ve psikolojik niteliklere farklı duygu ve düşüncelere sahip olan iki ayrı cins olarak yaratılmışlardır. Daha sonra bu iki cins arasında o denli mükemmel bir ahenk yaratılmıştır ki her ikisi de diğerine mükemmel bir eş olur. Birinin fiziksel ve psikolojik ihtiyaçları tam anlamıyla diğerinin ihtiyacıyla aynı. Kadın ile erkek arasındaki bu ahenk Allah tarafından kadın ve erkeğin birbirinin doğal ihtiyaçlarını karşılamaları sükunet bulmaları amacıyla kurulmuştur. Bu ise Allah’ın seçtiği mükemmel bir düzendir.
İşte kadınla erkeğin birbirlerinin koruyucu giysi veya örtü olmasının hikmetini bu çerçevede aramak ve bulmak gerekir.
16-Müminlerin Çetin İmtihanı
“(Ey müminler! ) Yoksa siz, sizden önce gelip geçenlerin başına gelenler size de gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Yoksulluk ve sıkıntı onlara öylesine dokunmuş ve öyle sarsılmışlardı ki, nihayet Peygamber ve beraberindeki müminler: Allah'ın yardımı ne zaman! dediler. Bilesiniz ki Allah'ın yardımı yakındır”.(Bakara:2/214)
İlk önce ayette, önceki peygamberlerin ve ümmetlerinin şiddette mesel olmuş halleri, müminlere anlatılır.Bu ayet, bir rivayete göre, Hendek savaşında Müslümanların çektiği şiddet, korku, açlık, soğuk vb. gibi sıkıntıları dile getirir. Diğer rivayete göre, Uhud savaşı ile ilgilidir. Bir başka rivayete göre ise evlerini, mallarını ve yakınlarını Mekke’de bırakıp çeşitli sıkıntılara katlanarak Medine’ye göç eden Müslümanları teselli için inmiştir.211 Ayet ilk önce önceki milletlerin acâib imtihanıyla söze başlar: onların başlarına öyle sıkıntılar gelmiştir ki,öyle dara düşmüşlerdir ki yürekleri oynatan korkularla depreme çarpılmışlar gibi öyle şiddetle sarsılmışlardır ki nihayet sabırları tükenince Peygamberleri ve onunla birlikte olanlar “Allah’ın yardımı ne zaman?” demek durumunda kalmışlardır. 212 Allah tarih boyunca îman ehlini böyle sıkıntılarla denemiş, imanlarını olgunlaştırmıştır. Gâye Müminleri teselli etmek ve onların sabır ve metânetlerini artırmaktır. Nitekim ayetin sonunda “İyi bilin ki Allah2ın yardımı yakındır” müjdesi verilmiştir.213
17-Çocuk Yetiştiren Tarlalar
“Kadınlarınız sizin için bir tarladır. Tarlanıza nasıl dilerseniz öyle varın. Kendiniz için önceden (uygun davranışlarla) hazırlık yapın. Allah'tan korkun, biliniz ki siz O'na kavuşacaksınız. (Yâ Muhammed!) müminleri müjdele!”(Bakara,2/223)
Bu ifade ile kadının kadınlın organı bir bahçeye, erkeğin spermi tohuma, doğacak çocukta bitecek ürüne benzetilerek İstiare-i temsiliyye türünde harika bir temsil yapılmıştır.Türkçe karşılığı “tarla” olarak ifade edilen kelimenin, Arapça da ki orijinal karşılığı “Hars” dır. Hars aslında ziraat gibi ekin ekmek demek olup, ekin yeri, ekin ekilecek tarla anlamlarında isim olur ki bu ayette bu manada kullanılmıştır. 214
Ayeti kerimenin iniş nedeni hakkında Buhari’de söyle bir ifade de Müminlerin annesi Hz.Hafsa anamıza bir kadın gelerek “Benim kocam bana yüz üstü ve arka üstü yaklaşıyor. Ben bundan hoşlanmıyorum” demişti durum Rasülüllah’a ulaşınca şöyle buyurdu”Aynı noktadan olursa bunda bir sakınca yoktur.”215 Cinsi temasın şekli sınırlı değildir. Ancak yasak olan sapık olarak ta nitelediğimiz livatadır ilişkidir. Temastan önce hazırlık hem maddi ve cinsi hem de besmele ve Şeytandan Allah’a sığınmak vb. gibi manevi olarak anlaşılmıştır.
Dostları ilə paylaş: |