Ödevleri toplar, zavallı Ethem'ceğiz eve götürür, okumaya çaba verirdi. Ne mümkün uyku gözlerimden akarken!.. Sözün özü, aslında onlar beni eğittiler. Eğer bugün iki satir birşey biliyorsam o üniversiteli yapılı çocuklara çok borcum var. Sizin orta ikinci sınıfta sınıf öğretmeninizdim, hepiniz çok çok zeki, civa gibi akışkan, her halikarde konuşan birer “sivrisinek”tiniz, sınıfınızda kalabalıktı, hatırlarsan sana ayrı bir de sıra yaptırmıştım. Öğretmen okulunda, Naci Eser'in tercümesi, "Karıncaların Hayatı"nı okumuştum, hem de çok iyi okumuştum. Öyle uygar, öyle sosyal, öyle iş bilircilerdi ki, insan yanlarında çırak olamazlar. Sivri sinekleri uzun süre inceledim, kitaplar hep baştan sona yanlış, zaten de özlü bir bilgi yok. Deneyimlerimle tanıdığım kadarıyla, sivrisinekler karıncalardan çok çok medeni, onlara uzaylı dense yeridir. Sizden ricam, üniversitenize bir haşere dalı açınız, bölümün başına da beni getiriniz, söz veriyorum kısa zamanda bir or prof'luk getiririm. Sayın profösörüm, bu konuda o kadar söyleyecek sözüm var ki, şu anda dum dum kurşun yemiş gibiyim. Ne olur onları sev, onlar olmasaydı ben ben olamazdım. Deyintiler: Bazı kalın bazı ince, kemanıyla bütün gece kulağımda öter durur sivri sinek. Esintiyle savaşa tutuşmuşlar sivrisinek esintinin önünden yavaş yavaş gitmiş bir çatı aralığına sığınmış. Esinti meltem olmuş, yerinden çıkaramamış, poyraz olmuş, tayfun olmuş, çatı sarsılmaya başlamış. O zaman sivri sinek bağırmış, “terbiyesiz rüzgar bana bir fakirin çatısınımı yıktıracaksın”...... Size teşekkür ederim bana sivrisineklerle hoşça bir zaman verdiniz. Öperim. E. Aydın, 29Ocak1996
RESİM
17. YÜZYILDA YAŞADIĞI
SÖYLENEN KARACAOĞLAN’IN
BİR PORTRE ARAŞTIRMASI
Önce eldeki vereleri sıralayarak, akla gelen olasılıkları yargılayarak araştırmanın açılması.
1 Karacaoğlan bir efsane miydi?
2 Bugünkü toplumda ona benzer tipler var mıdır?
3 Günümüzde, özellikle köy çeşmesi başında oturup saz çalan, kızlara, kadınlara şiir söyleyen bir yabancı nasıl karşılanır?
4 Geçimini yalnız saz çalarak, şiir söyleyerek mi sağladı?
5 Amele mi idi, çiftçi mi idi, ırgat mı idi?
6 Mirasyedi mi idi, dilenci mi idi?
7 Sağlıklı veya hasta mı idi, uzun boylu veya kısa mıydı, sakatlığı var mıydı?
8 Temiz giyimli, üstü başı bakımlı mı yoksa derviş bektaşi aptal mı idi?
9 Hoş sohbet, karşılaştığı kişiler veya toplumlara karşı hemen etkileyici havası mı vardı?
10 Okur yazar mı, yabancı dil biliyor muydu? Dilinde, değişinde, zikrettiği o sonsuz değişik ülkelerde yansımadan ve yansınmadan nasıl dolaşabildi.?
11 Sesi güzel, etkileyici mi idi?
12 Hayvanı var mıydı?
13 Güçlü, kuvvetli, bazen de zorla alan biri mi idi?
14 Beyler, ağalar, aşiret reislerinin kendisine itibar edip, birbirlerine salık verdikleri biri mi idi?
15 Devlet düzeni içinde de bulunduğu anlaşılıyor, bu nasıl gerçekleşmişti?
16 Saraylarda konaklarda bulunmuş muydu?
17 İletişim araçları yavaş ve eksikli olmasına karşın dünya bilgisi bu denli nasıl özlü oluşmuştu?
18 Bize aktardığı sağlam bilgileri nerelerden, nasıl alıyordu ?
19 Askerlik yapmış mıydı? Evli miydi?
20 Doğayı ve doğa olaylarını o kadar içten gözlemleyen, canlı cansız dünyanın incelikli ve duyumsal davranış inceliklerini dizelere nasıl aktarmıştı? Değerini biliyor mu idi?
21 Aşkın, sevginin evrensel yapıştırıcılığına bu denli eğildiğine göre, görevinin sonsuz değerini kim ona duyumsatmıştı?
22 Aşkın, sevginin emek verilecek değişmezliğini nasıl yakalamıştı?
E. Aydın
DÜŞÜNÜLMESİ YAPILMASI GEREKENLER
Hepsinden önemlisi, kendine karşı dürüst olmandır. Gece gündüz bu doğruluğu izlersen kimseye karşı yanlış olmazsın.
Eğer istediğiniz şeyler için içtenlikle dua eder ve isteklerinizin gerçekleştiğine inanırsanız dilekleriniz yerine gelecektir. Bu sanki elde etmişim gibi davranırım ve elde ederim meselesidir.
1. Kendiniz için ideal zihinsel imajı belirleyin.
2. Çaba göstermeden, yalnızca inanmak hiçbir işe yaramaz.
3. Düşüncelerinizi kendinize saklayın.
4. Esnek olun; gerekirse plan değişikliği yapın.
5. Gözlerinizi hedeften ayırmayın, işi yarı yolda bırakmayın.
Düşündüğünüz, inandığınız ve güvenle beklediğiniz şeye mutlaka ulaşırsınız.
Aranmadan ansızın akla gelen düşünceler çoğunlukla en değerli olanlardır ve bu yüzden korunmalıdırlar; çünkü nadiiiren tekrar gelirler.
Dikkatimizi yoğunlaştırdığımız şeyi yaşarız.
Kendine güven, aklın bir kesin bir inanç ve güvenle büyük ve gurur verici işlerde kullanımıdır.
Düşüncelerine hakim olamayanlar kısa zaman sonra davranışlarına da hakim olamazlar.
Geçmiş ve gelecek yoktur; yalnızca sonsuz bir ŞİMDİ vardır.
Sonuna dek çaba verin ve asla kuşkuya düşmeyin; Hiçbir şey o kadar zor değildir, araştırın yeter.
Cesaretin en korkunç düşmanı, korkunun kendisidir, korkulan şey değildir; içindeki korkuyu yenmeyi başarabilen insan en büyük kahramandır.
Bir düşünce eken bir eylem biçer, bir eylem eken bir alışkanlık biçer.
Bir alışkanlık eken bir karakter biçer, bir karakter eken kaderini biçer.
Son derece huzurluyum.
Hayatımdaki iyiliğin gücüne inanıyorum.
Koşullarda hiçbir güç yok: kişiliklerde hiçbir güç yok: yalnızca iyilikte güç vardır.
Şu anda içimde bulunan güce engel olabilecek hiçbir insan, yer, nesne, durum veya ortam yok.
Hiçbir şey bana karşı değil: hiçbir şey beni rahatsız edemez.
Geçmişimde olanların beni incitecek hiçbir gücü yok.
Şu anki düşüncelerle geleceğimi hazırlıyorum.
Bugünü yaşıyorum, geleceğe güveniyorum; geçmişten hiçbir pişmanlık duymuyorum.
Tüm hayatım benim iyiliğim için el ele verdiğine inanıyorum.
Rahatım. Huzurluyum.
E. Aydın, 17Mart1997
GELİBOLU SEFERİ
“Bu memleketin toprakları üstünde kanlarını döken kahramanlar! Burada bir dost vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükun içinde uyuyunuz. Sizler Mehmetçiklerle yan yana, koyun koyunasınız.
Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar! göz yaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız, bizim bağrımızdadır. Huzur içindeler ve huzur içinde rahat uyuyacaklardır.
Onlar bu toprakta canlarını verdikten sonra, artık bizim evlatlarımız olmuşlardır. “ diyor : ATATÜRK.!
E. Aydın
BAŞLIKSIZ
Bizim insanımız hep öyküler üretir, şiirler düzer, öykülerle yatar, şiirlerle kalkar. Ondan neden belediye otobüslerinde taşınan insanlarımız değil öykülerimizdir.
Çisentili bir gün, Eminönü’nden Sarıyer’e giden çift salonlu otobüs zınk diye dolu. Hareket edildi. Duraklardan yeni binenler oluyor, kaptan; ortaları üçleyelim diyor. İki ayağı yere basanlar tek ayak üzeri yaklaşıyorlar. Aynı zamanda arkadan ve önden, sıkışalım arkadaşlar diyor, Beşiktaş önlerinde birkaç kişi daha otobüse biniyor. Yine arkalardan gür bir ses, cüzdanlarınıza sahip olun buyruğunu veriyor. Herkes para koyduğu yerleri yokluyor.
Ortaköy geçiliyor, inenlerde oluyor. Yeniköy durağında bir hanım, Eyvah! cüzdanım yok diye figan ediyor. Bu ünlem otobüste şok yaratıyor. Herkes eksiksiz cüzdanım, para çantam korosuna katılıyor. Kaptan oralı değil. Bereket versin yedek biletler, dönüşü kolaylaştırıyor. Ertesi günler, yeni olaylara gebe, organize aşırma sistemi eksiksiz sürer gider.
Cumhuriyetin kuruluş yıllarında ellili yıllara kadar seçilmişlerle, atanmışlar halka hizmete yarış halinde olurlardı. Vali (bir ilde hükümeti temsil eden, onun yetkilerini kullanan, yetkili yönetim görevlisi), belediyeler, üyeler, başkanlar, yerleşik birimin gereksinimlerine hizmete soyunmuş seçilmiş kişilerdir. Bir yerde, vali, belediye başkanı, kaymakam elele verdikleri zaman ki böyle olması gerekir, çözümlemeyecek sorun bulunmazdı. Neler olmuşsa oldu şimdileri, bu yetke sahipleri, makamlarını hiçbir koşulda dolduramıyorlar. İl sayısı ne kadar artarsa artsın, nüfus patlaması bir yandan, yetkisiz olma istencesi bir yandan sürüp gidiyor.
İnsanlar mı küçüldü?
E. Aydın
BERABERLİKTEN KUVVET DOĞAR
İNSAN SOSYAL BİR VARLIKTIR
1 Biz burada niçin varız?
2 Amacımız nedir?
3 Bizi birlikte kılan güç ne olmalıdır?
Bu birlikteliğin amacı, ideal bir ereğe dönük çağdaş, bilimsel, faydacı olmalı.
OLASILIKLAR:
1 Regriatif, güncel konuların irdelenmesi
2 Bireysel sorunların üleşilmesi, deşarj.
3 Bilgilenme, ilgilenme değişimi
4 Yapıt okunarak, eleştirel konuşmalar
5 Edim olarak, sanatsal etkinlikler; Şiir, resim, el işleri
6 Sabah yürüyüşleri, çevre gezileri, birlikte arifane, yemek yenilmesi.
7 Sinema, tiyatro, bale, dinletilere gitme
8 Günlerin rutin bir düzeliğini zorlamak, bireyin varlığını öne çıkararak, yaşamışlığı duyumsamak.
9 Kısıtlı bilgilerimizin veya yanılgılarımızın labirentlerinde bocalayarak, Amerika'yı tekrar keşfetme yerine, uzman gönül dostlarını konuk ederek, aydınlanmayı sürdürmek.
10 Pigpong, satranç, dama, tavla turnuvaları düzenlemek toplumsallık.
Toplumumuza katkı için birşeyler yapmalıyız Bunun için ayrıca organlaşmalıyız.
Birlikteliğimizin, yakın ve uzun vadede amaçlarını belirleme, bir isim altında sunmalıyız. v.s.
İletişim, söz ve yazıyla doğru orantılı olarak güçlenir. Dil, yazı ile olgunlaşır.
E. Aydın
Dostları ilə paylaş: |