“Zeynül-Ahbâr”ın müellifi Gerdizî de bu konuya değinir. Tus Emiri Arslan Cazib, Sultan Mahmut’un huzuruna çıkarak; “Türkmenlerin niçin Horasan Vilayetinin içlerine gitmesine izin verdiniz? Bu uygulama bir hatadır. Emir verin, Ceyhun’un gerisine dönsünler veya bana müsaade edin, Türkmen erkeklerinin parmaklarını size getireyim”. Bunun üzerine Sultan Mahmut: “Bu ne merhametsizlik, bu ne katı yürekliliktir?” dedi. Tus emiri ise, “Eğer dediklerimi yapmazsanız sonra çok pişman olacaksınız, henüz Oğuzların elinde silah yok”. (Tarih-i GerDizi ‘Zeynül-Ahbâr’, s.411)
Oğuzlar, Gazneli Sultan Mahmut’tan sonraki dönemlerde, Horasan’daki etki sahalarını genişleterek güçlendiler. Zaman içerisinde buradan batıya hareket ederek, Azerbaycan’ın Savalan dağı çevresine ulaştılar. Mugan Çayırlığını (Erdebil/ / Deşt-i Muğan) mesken tuttular. Azerbaycan’da bulunan yerleşik Türklerle birleşerek güçlendiler. Bölge artık tamamen Türk oldu, dilleri de Türkçe. (Mecelle-i ber-ReSihâ-yı Tarihî, sayı: 5, s.6)
Moğol İlerleyişi
İlk Moğol grubu, Hicri /K.616/ 1219 yılında Azerbaycan’a gelerek Tebriz’i ele geçirdi. Harezmşahların H/K. 628/ 1231 yılında Azerbaycan’dan çekilmesinden sonra, Moğol Serdarı Carmagon komutasındaki ordu bölgeye geldi. (NazaRi be-Tarih-i Azerbaycan, s.172)
Moğol askerleri Cebe ve Subutay komutasında Azerbaycan ve Gürcistan’a haraket etti. Mugan Çayırlığı’nı kendilerine kışlak olarak seçtiler. Moğolların gelmesiyle Oğuz ve Selçuklu Türkleri bölgeyi terk etti.
Hülagû Han, H/K. 656/ 1258 yılında büyük bölümü Türk olan ordusu ile İran’a girdi. Hülagû Han ve torunları 130 yıl süreyle İran’da hüküm sürdüler ve Azerbaycan’ı hükümet merkezi haline getirdiler. Bu yüzden Moğolların büyük bölümü Tebriz, Merağa ve Sultaniye’ye yerleşti.
Hülagû Han, H/K. 658/ 1260 yılında Türkistan’dan 150 bin çadırdan oluşan Türk ailesini getirerek, Güney Kafkasya/ Trans Kafkasya/ Maverâ-i Kafkas’a yerleştirdi. Moğollar, kısa süre sonra Türklerin içerisinde eridiler, asimile oldular. Dillerini ve dinlerini değiştirerek Türkleştiler. Benzeri Türkleşme hadisesi Timurlular döneminde devam etti.
Emir Timur, H/K. 795/ 1393 yılında Rey ve Aras’ın güneyinin idaresini oğlu Muîz’ed-din Miran Şah’a teslim etti. Tebriz başkent oldu. Bu arada Miran Şah aklını yitirdi. Timur, H/K. 802/ 1400 yılında Azerbaycan’a geri dönünce, Miran Şah’ın oğlu Mirza Ömer’i babasının tahtına oturttu. Timurlulardan sonra Azerbaycan Kara-Koyunlu (H/K.810-872/ 1407-1468) ve Ak-Koyunluların (H/K.872-907/ 1468-1502) yönetimine geçti. Böylece bölgede çeşitli Türk il/ ulus ve tayfaları birlikte yaşamaya devam ettiler. (NazaRi be-Tarih-i Azerbaycan, s.173)
Safeviler ve Kızılbaşlar
Bazı müverrihler, özellikle saraya yakın olanlar, Safevi hanedanının yirmi göbek geriye gidildiğinde İmam Musa Kâzım’a dayandığını yazmaktadır. Bu tür yakıştırma ve iddialar, bazı resmi saray tarihçilerinin uygulamalarındandır. Safevi Azerbaycan Türk hanedanının peygamber soyuna dayandırılması, Safevilerin mezhep ağırlıklı bir hanedan olduğu dikkate alındığında, saray müverrih ve vakanüvistlerinin bu tür yakıştırmalarını doğal Hale getirmektedir. Türk’ten “Seyyid” olması söz konusu değildir. Zaten buna ihtiyaç da yoktur. Safevilerin Türk oldukları bilinen bir husustur. Saray tarihçilerinin verdiği nesep silsilesi şöyledir:
1.İmam Musa Kâzım
|
8.Seyyid Cafer
|
15.Seyyid Firuzşah ZerrinKülah
|
2.Seyyid Ebül-Kâsım Hamza
|
9.Seyyid İbrahim
|
16.Seyyid Avz’ul-Hafız’ul-Havâs
|
3.Seyyid Ebül-Kâsım Muhammed
|
10.Seyyid Muhammed
|
17.Seyyid Muhammedül-Hafız
|
4.Seyyid Muhammed E’rABi
|
11.Seyyid Hasan
|
18.Seyyid Şeyh SÂLah’ed-din Reşid
|
5.Seyyid Ahmed
|
12.Seyyid Muhammed
|
19.Kutb’ed-din Seyyid Sâlih
|
6.Seyyid İsmail
|
13.Seyyid Şerefşah
|
20.Şeyh Seyyid Emin’ed-din Cebrâil
|
7.Seyyid Muhammed
|
14.Seyyid Muhammed
|
21.Şeyh Seyyid Safi’ed-din Ebül-Feth İshak
|
Dostları ilə paylaş: |