EğİTİm ders notlari ismail can yunus Şengöz e. Vergi Başmüfettişi


DENETİM GÖREVLİLERİ MESLEKÎ ETİK DAVRANIŞ İLKELERİ



Yüklə 2,77 Mb.
səhifə27/52
tarix29.10.2017
ölçüsü2,77 Mb.
#20884
1   ...   23   24   25   26   27   28   29   30   ...   52

2. DENETİM GÖREVLİLERİ MESLEKÎ ETİK DAVRANIŞ İLKELERİ

Vergi Müfettişleri, Başbakanlıkça 14.09.2010 tarih ve 27699 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Denetim Görevlilerinin Uyacakları Meslekî Etik Davranış İlkeleri Hakkında Yönetmelik” hükümlerine tabidirler.


Denetim Görevlilerinin Uyacakları Meslekî Etik Davranış İlkeleri Hakkında Yönetmelik ile denetim görevlileri için 7 mesleki etik davranış ilkesi belirlenmiş, Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri İle Başvuru Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik ile de kamu görevlileri için 18 etik davranış ilkesi belirlenmiş, bu ilkelerden “Tarafsızlık ve Nesnellik, Dürüstlük / Dürüstlük ve tarafsızlık”, “Nezaket ve saygı” ve “Çıkar çatışmasından kaçınma” ilkeleri hem kamu görevlileri için hem de denetim görevlileri için ortak etik davranış ilkeleridir.
Denetim Görevlilerinin Uyacakları Meslekî Etik Davranış İlkeleri Hakkında Yönetmeliğe göre denetim görevlileri mesleki etik davranış ilkeleri şunlardır:
-Tarafsızlık ve nesnellik

-Eşitlik

-Dürüstlük

-Gizlilik

-Çıkar çatışmasından kaçınma

-Nezaket ve saygı

-Yetkinlik ve mesleki özen

5176 sayılı Kamu Görevlileri Etik Kurulu Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 3 ve 7’nci maddelerine dayanılarak hazırlanan Yönetmeliğin 1’inci maddesine göre; Yönetmeliğin amacı, 25.05.2004 tarihli ve 5176 sayılı Kamu Görevlileri Etik Kurulu Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun kapsamında yer alan kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapan denetim görevlilerinin uyacakları meslekî etik davranış ilkelerini belirlemektir.


“Denetim Görevlilerinin Uyacakları Meslekî Etik Davranış İlkeleri Hakkında Yönetmelik” 13.04.2005 tarihli ve 25785 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri ile Başvuru Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik” hükümleri ile birlikte uygulanır.
Denetim Görevlilerinin Uyacakları Meslekî Etik Davranış İlkeleri Hakkında Yönetmeliğin 3’üncü maddesine göre; “Yönetmelikte geçen;

a) Denetim faaliyeti: Her türlü denetim, teftiş, inceleme, araştırma, soruşturma v.b. işlevleri,

b) Denetim görevlisi: Denetim birimlerinde başkan ve başkan yardımcısı kadrolarında bulunanlar da dâhil olmak üzere denetim, teftiş, soruşturma, kontrol, ön inceleme, inceleme ve araştırma görevini yapmak üzere değişik ad ve unvanlar altında istihdam edilen veya görevlendirilenleri,

c) Denetlenen: Denetime tâbi kamu görevlileri, kamu kurum ve kuruluşları ile özel hukuk gerçek ve tüzel kişilerini,

ç) Yakın: Denetim görevlisinin kan ve kayın hısımları ile denetim görevinin tarafsızlık ve dürüstlük içinde yapılmasını etkileyebilecek diğer kişileri” ifade etmektedir.


2.1.TARAFSIZLIK VE NESNELLİK



2.1.1 Yönetmelik Hükmü
Denetim Görevlilerinin Uyacakları Meslekî Etik Davranış İlkeleri Hakkında Yönetmeliğin 4’üncü maddesine göre; “Denetim görevlileri;

a) Görevlerini herhangi bir baskı, etkileme ve yönlendirme olmaksızın yerine getirir; tarafsızlığına zarar verecek veya çevresinde böyle bir izlenim uyandıracak herhangi bir faaliyet veya ilişkinin içerisinde yer almaz; her türlü baskıya karşı tarafsızlığını muhafaza eder; siyasî, idarî, ekonomik, sosyal ve kültürel etkilerden kaçınır; tarafsızlığının etkilenmesi söz konusu olduğunda durumu yetkili makamlara bildirir.

b) Görevleriyle ilgili bilgi ve belgeleri toplarken, değerlendirirken, aktarırken ve sonuçlandırırken, önyargısız ve tarafsız şekilde hareket eder; kariyerinin gerektirdiği nesnellik ilkesine uyar.

c) Denetlenen birim ve taraflarca ileri sürülen bilgi, belge ve görüşleri alır; elde ettiği diğer bilgi ve belgelerle birlikte adil, tarafsız ve nesnel bir şekilde değerlendirir.

ç) Raporlarını; denetimin amacına uygun nitelikte, süresi içinde, somut, güvenilir ve geçerli kanıtlara dayalı olarak özlü, açık, tam ve kesin olarak düzenler.

d) Raporlarında yer verdikleri önlem ve tavsiyeleri gerekçeli olarak belirtir.

e) Denetimlerine tâbi kişi, kurum ve kuruluşlar nezdinde aracılıkta bulunamaz.”
2.1.2.Genel Olarak Tarafsızlık ve Nesnellik

Tarafsızlık ve nesnellik ile ilgili diğer kavramların anlamları Meydan Larousse’da aşağıdaki şekilde tanımlanmıştır:252



Kelime anlamı ile “tarafsız” (Sıfat); Hiçbir tarafı veya kimseyi tutmayan, yansız. Tarafsızlık; Tarafsız olma hali. (Meydan Larousse, C.11, s.892)
Nesne (İsim); Belli bir hacmi ve ağırlığı olan her türlü cansız varlık, şey. Nesnel (Sıfat); Nesne ile ilgili, nesneye ilişkin / Gerçeğe varmak amacıyla taraf tutmadan inceleme yapan, hüküm veren / Tıpta. Hekim veya hastanın çevresinden biri tarafından değerlendirilebilecek belirtilere denir. Eş anlamlısı objektif.
Nesnellik; Kişisel sebepler etkisinde kalmadan hüküm veren kimsenin özelliği, tarafsızlık / Bu görüşe uygun olanın özelliği; Bir raporun nesnelliği. (Meydan Larousse, C.9, S.298) Eş anlamlısı objektiflik.
Objektif:Nesnel. Objektif karar; Kişisel olmayan ve kural olarak devamlı hukuki durumlar yaratan hukuki işlem. Objektif kıymet; Bir şeyin, kişisel değerlendirmeyle değil, bilinen ve önceden tespit edilmiş bulunan esaslara göre biçilen değeri. (Meydan Larousse, C.9, s.456)

2.1.2.1. Devlet Memurları Kanuna Göre Tarafsızlık ve Nesnellik
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun “Tarafsızlık ve Devlete Bağlılık” başlıklı 7’nci maddesine göre;
    “Devlet memurları siyasi partiye üye olamazlar, herhangi bir siyasi parti, kişi veya zümrenin yararını veya zararını hedef tutan bir davranışta bulunamazlar; görevlerini yerine getirirlerken dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep gibi ayırım yapamazlar; hiçbir şekilde siyasi ve ideolojik amaçlı beyanda ve eylemde bulunamazlar ve bu eylemlere katılamazlar.
    Devlet memurları her durumda Devletin menfaatlerini korumak mecburiyetindedirler. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına ve kanunlarına aykırı olan, memleketin bağımsızlığını ve bütünlüğünü bozan Türkiye Cumhuriyetinin güvenliğini tehlikeye düşüren herhangi bir faaliyette bulunamazlar. Aynı nitelikte faaliyet gösteren herhangi bir harekete, gruplaşmaya, teşekküle veya derneğe katılamazlar, bunlara yardım edemezler.”
2.1.2.2. Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri İle Başvuru Usul Ve Esasları Hakkında Yönetmeliğe Göre
Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri İle Başvuru Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 9’uncu maddesine göre, dürüstlük ve tarafsızlık; “Kamu görevlileri; tüm eylem ve işlemlerinde yasallık, adalet, eşitlik ve dürüstlük ilkeleri doğrultusunda hareket ederler, görevlerini yerine getirirken ve hizmetlerden yararlandırmada dil, din, felsefi inanç, siyasi düşünce, ırk, cinsiyet ve benzeri sebeplerle ayrım yapamazlar, insan hak ve özgürlüklerine aykırı veya kısıtlayıcı muamelede ve fırsat eşitliğini engelleyici davranış ve uygulamalarda bulunamazlar.
Kamu görevlileri, takdir yetkilerini, kamu yararı ve hizmet gerekleri doğrultusunda, her türlü keyfilikten uzak, tarafsızlık ve eşitlik ilkelerine uygun olarak kullanırlar.
Kamu görevlileri, gerçek veya tüzel kişilere öncelikli, ayrıcalıklı, taraflı ve eşitlik ilkesine aykırı muamele ve uygulama yapamazlar, herhangi bir siyasi parti, kişi veya zümrenin yararını veya zararını hedef alan bir davranışta bulunamazlar, kamu makamlarının mevzuata uygun politikalarını, kararlarını ve eylemlerini engelleyemezler.”

2.2. EŞİTLİK

Denetim Görevlilerinin Uyacakları Meslekî Etik Davranış İlkeleri Hakkında Yönetmeliğin 5’inci maddesine göre; “Denetim görevlileri;


a) Denetim faaliyetlerini yerine getirirken; yasa önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket eder.
b) Dil, din, ırk, cinsiyet, tâbiyet, sosyal sınıf, yaş, evlilik, engellilik, sosyal ve ekonomik durum, siyasi düşünce ve benzeri diğer sebeplere dayanan farklılıkları gözetmeksizin görevlerini yerine getirir.
c) Denetim faaliyetini yerine getirirken, herhangi bir kişiye, zümreye ya da kuruma karşı önyargılı hareket etmez yahut bunları kayırıcı veya dışlayıcı faaliyetlerde bulunamaz.”


2.3. DÜRÜSTLÜK



2.3.1.Yönetmelik Hükümlerine Göre Dürüstlük
Denetim Görevlilerinin Uyacakları Meslekî Etik Davranış İlkeleri Hakkında Yönetmeliğin 6’ncı maddesine göre; “Denetim görevlileri;
a) Çalışmalarını dürüstlük, doğruluk, dikkat ve sorumluluk duygusu içinde yürütür.
b) Yapılacak denetleme ve soruşturmalar konusunda başkalarına görevleri ile ilgili olarak herhangi bir vaat veya taahhütte bulunamaz.
c) Görevlerinin saygınlığını ve güvenilirliğini zedeleyen görüntü, tavır ve davranıştan kaçınır.

ç) Kendilerine verilen görevi kapsamı ve süresi içinde yerine getirir; suç teşkil eden diğer eylem ve işlemlere vâkıf olduğunda konuyu yetkili makamlara bildirir.“


Dürüstlük; doğruluk ve saygın (şerefli) oluştur. Doğruluk; namuslu ve güvenilir oluştur. Namusluluk; ahlak, şeref, haysiyet kurallarına sıkı sıkıya bağlı oluştur. Buna göre, dürüstlük; ahlaklı, güvenilir ve saygın oluştur.”

2.3.2. Devlet Memurları Kanununa Göre Dürüstlük
2.3.2.1 Amirlerin Memurlardan Menfaat Temini, Hediye Kabulü ve Borç Alma Yasağı
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 10’uncu maddesinin 3’üncü fıkrasına göre; “Amir, maiyetindeki memurlara kanunlara aykırı emir veremez ve maiyetindeki memurdan hususi bir menfaat temin edecek bir talepte bulunamaz, hediyesini kabul edemez ve borç alamaz.”
2.3.2.2 Ticaret ve Diğer Kazanç Getirici Faaliyetlerde Bulunma Yasağı
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun “Ticaret ve diğer kazanç getirici faaliyetlerde bulunma yasağı“ başlıklı 28’inci maddesine göre; Memurlar Türk Ticaret Kanununa göre (Tacir) veya (Esnaf) sayılmalarını gerektirecek bir faaliyette bulunamaz, ticaret ve sanayi müesseselerinde görev alamaz, ticari mümessil veya ticari vekil veya kollektif şirketlerde ortak veya komandit şirkette komandite ortak olamazlar. (Görevli oldukları kurumların iştiraklerinde kurumlarını temsilen alacakları görevler hariç).
Eşleri, reşit olmayan veya mahcur olan çocukları, yasaklanan faaliyetlerde bulunan memurlar bu durumu 15 gün içinde bağlı oldukları kuruma bildirmekle yükümlüdürler.”
2.3.2.3 Hediye Alma ve Menfaat Sağlama Yasağı
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun “Hediye alma, menfaat sağlama yasağı” başlıklı 29’uncu maddesine göre; Devlet memurlarının doğrudan doğruya veya aracı eliyle hediye istemeleri ve görevleri sırasında olmasa dahi menfaat sağlama amacı ile hediye kabul etmeleri veya iş sahiplerinden borç para istemeleri ve almaları yasaktır.

Kamu Görevlileri Etik Kurulu, hediye alma yasağının kapsamını belirlemeye ve en az genel müdür veya eşiti seviyedeki üst düzey kamu görevlilerince alınan hediyelerin listesini gerektiğinde her takvim yılı sonunda bu görevlilerden istemeye yetkilidir.”


2.3.2.4 Denetimindeki Teşebbüsten Menfaat Sağlama Yasağı

   


657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun “Denetimindeki teşebbüsten menfaat sağlama yasağı” başlıklı 30’uncu maddesine göre; Devlet memurunun, denetimi altında bulunan veya kendi görevi veya mensup olduğu kurum ile ilgisi olan bir teşebbüsten, doğrudan doğruya veya aracı eliyle her ne ad altında olursa olsun bir menfaat sağlaması yasaktır.”

2.4. GİZLİLİK



2.4.1.Yönetmelik Hükümlerine Göre Gizlilik
Denetim Görevlilerinin Uyacakları Meslekî Etik Davranış İlkeleri Hakkında

Yönetmeliğin 7’nci maddesine göre; “Denetim görevlileri;

a) Denetim faaliyetlerinin yürütülmesi ve raporlanması aşamalarında, denetledikleri konu ve kurumla ilgili gizliliğe uygun hareket eder; kanaatlerini yetkili makamlar dışında kimseye açıklayamaz.

b) Görevleri dolayısıyla öğrendikleri devlet sırrı, ticarî sır ve özel hayatın gizliliği ile ilgili bilgileri, kanunların öngördüğü durumlar dışında hiçbir kurum, kuruluş veya kişiye veremez ve açıklayamaz.

c) Denetim faaliyetleri sırasında edindiği herkese açık olmayan bilgileri kendi yararına veya başkalarının yarar ve zararına kullanamaz.”
2.4.2. Devlet Memurları Kanununa Göre Gizlilik
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun “Gizli bilgileri açıklama yasağı” başlıklı 31’inci maddesine göre; “Devlet memurlarının kamu hizmetleri ile ilgili gizli bilgileri görevlerinden ayrılmış bile olsalar, yetkili bakanın yazılı izni olmadıkça açıklamaları yasaktır.”
2.4.3. Vergi Usul Kanununa Göre Gizlilik

            213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “Vergi mahremiyeti” başlıklı 5’inci maddesine göre;  “Aşağıda yazılı kimseler görevleri dolayısiyle, mükellefin ve mükellefle ilgili kimselerin şahıslarına, muamele ve hesap durumlarına, işlerine, işletmelerine, servetlerine veya mesleklerine mütaallik olmak üzere öğrendikleri sırları veya gizli kalması lazımgelen diğer hususları ifşa edemezler ve kendilerinin veya üçüncü şahısların nef'ine kullanamazlar;


             1. Vergi muameleleri ve incelemeleri ile uğraşan memurlar;

             2. Vergi mahkemeleri, bölge idare mahkemeleri ve Danıştayda görevli olanlar;

             3. Vergi kanunlarına göre kurulan komisyonlara iştirak edenler;

             4. Vergi işlerinde kullanılan bilirkişiler.


             Bu yasak, yukarıda yazılı kimseler, bu görevlerinden ayrılsalar dahi devam eder.
             Ancak, vergi güvenliğini sağlamak amacıyla Gelir Vergisi mükelleflerinin yıllık Gelir Vergisi, sermaye şirketlerinin Kurumlar Vergisi beyannamelerinde gösterdikleri matrahları (zarar dahil) ve beyanları üzerinden tarh olunan Gelir ve Kurumlar Vergileri ile mükelleflerin ad ve unvanları, bağlı oldukları vergi dairelerince beyannamelerin verildiği yıl içinde dairenin münasip yerlerine asılacak cetvellerle ilan olunur. Mükellefin bağlı bulunduğu teşekkül varsa, bu ilan orada da yapılır.
             Mükelleflerin vergi tarhına esas olan beyanları, kesinleşen vergi ve cezaları ile vadesi geçtiği halde ödenmemiş bulunan vergi ve ceza miktarları Maliye Bakanlığınca açıklanabilir. Maliye Bakanlığı bu yetkisini mahalline devredebilir. Ayrıca, kamu görevlilerince yapılan adlî ve idarî soruşturmalar ile ilgili olarak talep edilen bilgi ve belgeler ile bankalara, yapacakları vergi tahsiline yönelik bilgiler verilebilir. Bu bilgilerin verilmesine ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığınca belirlenir. Sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenledikleri veya kullandıkları vergi inceleme raporuyla tespit olunanların, kanunla kurulmuş mesleki kuruluşlarına ve 3568 sayılı Kanunla kurulan birlik ve meslek odalarına bildirilmesi vergi mahremiyetini ihlal sayılmaz. Bu takdirde kendilerine bilgi verilen kişi ve kurumlar da bu maddede yazılı yasaklara uymak zorundadırlar. Maliye Bakanlığı bilgilerin açıklanmasıyla ilgili usulleri belirlemeye yetkilidir.
             Gelir Vergisi mükellefleri (Kazancı basit usulde tespit edilenler dahil) ile sermaye şirketleri her yıl Mayıs ayının son gününe kadar vergi tarhına esas olan kazanç tutarları ile bunlara isabet eden vergi miktarlarını gösteren levhayı merkezlerine, şubelerine, satış mağazalarına iş sahipleri ile mükellefler tarafından kolayca okunup görünecek şekilde asmak zorundadırlar. İlan ve levhalara ilişkin diğer hususlar Maliye Bakanlığınca belli edilir.
             Açıklanan bu bilgiler ele alınarak mükelleflerin haysiyet, şeref ve haklarına tecavüz edilemez.”

Vergi mahremiyetinin ihlali halinde VUK’nun 362’nci maddesine göre Türk Ceza Kanunu’nun 239’uncu maddesi hükmü uygulanacaktır.


2.4.4. Türk Ceza Kanununa Göre Gizlilik
2.4.4.1. Göreve İlişkin Sırrın Açıklanması
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 258’inci maddesine göre; “görevi nedeniyle kendisine verilen veya aynı nedenle bilgi edindiği ve gizli kalması gereken belgeleri, kararları ve emirleri ve diğer tebligatı açıklayan veya yayınlayan veya ne suretle olursa olsun başkalarının bilgi edinmesini kolaylaştıran kamu görevlisine, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası verilir.” Kamu görevlisi sıfatı sona erdikten sonra, söz konusu fiilleri işleyen kimseye de aynı ceza verilecektir.
2.4.4.2. Kamu Görevlisinin Suçu Bildirmemesi
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 279’uncu maddesine göre; “Kamu adına soruşturma ve kovuşturmayı gerektiren bir suçun işlendiğini göreviyle bağlantılı olarak öğrenip de yetkili makamlara bildirimde bulunmayı ihmal eden veya bu hususta gecikme gösteren kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
            Suçun, adlî kolluk görevini yapan kişi tarafından işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Suça ilişkin ihbar ve şikayetin bildirileceği yerler, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 158’inci maddesinde belirlenmiştir.

2.5. ÇIKAR ÇATIŞMASINDAN KAÇINMA



2.5.1. Denetim Görevlilerinin Uyacakları Mesleki Etik Davranış İlkeleri Yönetmeliğine Göre Çıkar Çatışmasından Kaçınma
Denetim Görevlilerinin Uyacakları Meslekî Etik Davranış İlkeleri Hakkında Yönetmeliğin 8’inci maddesine göre; “Denetim görevlileri;

a) Görevleri sırasında ve görevleri ile ilişkili olarak kendi ve yakınlarının çıkarlarının söz konusu olabileceği her türlü durumdan kaçınır; bunlarla ilgili olarak denetim faaliyetlerine ve alınacak kararlara katılamaz, görüş bildiremez.

b) Son iki yıl içinde görev yaptıkları kurum, kuruluş ve bunların iştiraklerine yönelik denetim faaliyetlerine katılamaz.

c) Denetim faaliyetini yürütürken, yetki ve nüfuzunu kullanarak hizmetin gerekli kıldığı koşullar dışında, kurumlardan ek hizmet veya imkân talep etmez; kamu mal ve hizmetleri ile insan kaynaklarını hizmet gerekleri dışında kullanamaz ve kullandıramaz.

ç) Denetim faaliyetleri ile ilgili olarak görevini tarafsız ve nesnel bir şekilde yürütmesini engelleyecek potansiyel veya gerçek çıkar çatışması durumunu derhal kurum veya kuruluşuna bildirir ve konu ile ilgili görevden çekilme talebinde bulunur.

d) Görev, unvan ve yetkilerini kullanarak kendilerinin veya başkalarının kitap, dergi, kaset ve benzeri ürünlerinin satışını ve dağıtımını yaptıramaz; herhangi bir kurum, vakıf, dernek veya spor kulübüne yardım, bağış ve benzeri nitelikte menfaat sağlayamaz.”


Vergi inceleme elemanları, görevin tarafsız şekilde yapmasını etkileyen ya da etkiliyormuş gibi görünen, kendisine, yakınlarına ve çevresine sağlanan her türlü menfaatin, mali ya da diğer imkânların ve çıkarların söz konusu olması halinde, gerçek ya da potansiyel bu çıkar çatışmasından titizlikle kaçınırlar. Çıkar çatışmasının gözlemlenmesi veya tespit edilmesi halinde durum Kurul Başkanlığı’na bildirilir.
2.5.2 Vergi Usul Kanununa Göre Çıkar Çatışmasından Kaçınma
Vergi Usul Kanunu’nun 6’ncı maddesine göre; “Beşinci maddede yazılı olanlar:

1- Kendilerine, nişanlılarına ve boşanmış olsalar bile eşlerine;

2- Kan veya sıhrî usul ve füruuna, evlatlığına veya kendisini evlat edinene yahut kan hısımlığında üçüncü (Bu derece dahil), sıhri hısımlıkta, bu hısımlığı meydana getiren evlenme ortadan kalkmış olsa bile, üçüncü (Bu derece dahil) dereceye kadar olan civar hısımlarına;

3 - Kanuni temsilcisi veya vekili bulundukları kimselere;

Ait vergi inceleme ve takdir işleriyle uğraşamazlar.

Vergi muameleleri ve incelemeleri ile vergi mahkemeleri, bölge idare mahkemeleri ve Danıştayda görevli olanlar, mükelleflerin vergi kanunlarının uygulanması ile ilgili hesap, yazı ve sair özel işlerini ücretsiz de olsa yapamazlar.”


VUK’nun 363’üncü maddesine göre mükelleflerin özel işlerini yapanlar hakkında Türk Ceza Kanunu’nun 257’nci maddesinin birinci fıkrası hükmü uygulanacaktır.
2.5.3. Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri İle Başvuru Usul Ve Esasları Hakkında Yönetmeliğe Göre Çıkar Çatışmasından Kaçınma
Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri İle Başvuru Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 13’üncü maddesine göre; “çıkar çatışması; kamu görevlilerinin görevlerini tarafsız ve objektif şekilde icra etmelerini etkileyen ya da etkiliyormuş gibi gözüken ve kendilerine, yakınlarına, arkadaşlarına ya da ilişkide bulunduğu kişi ya da kuruluşlara sağlanan her türlü menfaati ve onlarla ilgili mali ya da diğer yükümlülükleri ve benzeri şahsi çıkarlara sahip olmaları halini ifade eder.
Kamu görevlileri, çıkar çatışmasında şahsi sorumluluğa sahiptir ve çıkar çatışmasının doğabileceği durumu genellikle şahsen bilen kişiler oldukları için, herhangi bir potansiyel ya da gerçek çıkar çatışması konusunda dikkatli davranır, çıkar çatışmasından kaçınmak için gerekli adımları atar, çıkar çatışmasının farkına varır varmaz durumu üstlerine bildirir ve çıkar çatışması kapsamına giren menfaatlerden kendilerini uzak tutarlar.”

2.6. NEZAKET VE SAYGI



2.6.1. Denetim Görevlilerinin Uyacakları Meslekî Etik Davranış İlkeleri Hakkında Yönetmeliğe Göre Nezaket ve Saygı

Denetim Görevlilerinin Uyacakları Meslekî Etik Davranış İlkeleri Hakkında Yönetmeliğin 9’uncu maddesine göre; “Denetim görevlileri, onur kırıcı, küçük düşürücü ve keyfi davranışlar sergilemez; baskıcı, hakaret ve tehdit edici uygulamalarda bulunmaz; birlikte görev yaptıkları ve denetledikleri kişilere karşı nazik ve saygılı davranır.”


Kişi, hak ehliyetine sahip hukuki varlıktır. Kişilik, bir kişiye özgü belirgin özellik, bilinçli bireyliktir.
Nezaket ve saygı protokol kurallarını bilmek ve uygulamakla mümkündür.
2.6.2. Devlet Memurları Kanununa Göre Nezaket ve Saygı
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun “Davranış ve işbirliği” başlıklı 8’inci maddesine göre; Devlet memurları, resmi sıfatlarının gerektirdiği itibar ve güvene layık olduklarını hizmet içindeki ve dışındaki davranışlarıyla göstermek zorundadırlar.

    Devlet memurlarının işbirliği içinde çalışmaları esastır.”


657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun “Yurt dışında davranış” başlıklı 9’uncu maddesine göre; “Devlet memurlarından sürekli veya geçici görevle veya yetişme, inceleme ve araştırma için yabancı memleketlerde bulunanlar Devlet itibarını veya görev haysiyetini zedeleyici fiil ve davranışlarda bulunamazlar.”
2.6.3 Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri İle Başvuru Usul Ve Esasları Hakkında Yönetmeliğe Göre Nezaket ve Saygı
Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri İle Başvuru Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 11’inci maddesine göre; “kamu görevlileri, üstleri, meslektaşları, astları, diğer personel ile hizmetten yararlananlara karşı nazik ve saygılı davranırlar ve gerekli ilgiyi gösterirler, konu yetkilerinin dışındaysa ilgili birime veya yetkiliye yönlendirirler.”

2.7. YETKİNLİK VE MESLEKÎ ÖZEN



2.7.1. Denetim Görevlilerinin Uyacakları Meslekî Etik Davranış İlkeleri Hakkında Yönetmeliğe Göre Yetkinlik ve Mesleki Özen
Denetim Görevlilerinin Uyacakları Meslekî Etik Davranış İlkeleri Hakkında

Yönetmeliğin 10’uncu maddesine göre; “denetim görevlileri;

a) Görevin gerektirdiği bilgi, beceri ve deneyime sahip olur ve görevlerine azami özen ve dikkat gösterir.

b) Denetim faaliyetinin amacına uygun bir şekilde yerine getirilebilmesi için meslekî bilgi, beceri ve bireysel yeteneklerini sürekli geliştirmeye gayret eder.

c) Denetim hizmetlerini yürütürken meslektaşları arasında ekip çalışmasına ve işbirliğine önem verir ve kendisinden beklenen gerekli desteği sağlar.

ç) Denetledikleri kurum ve kuruluşların çalışma şartlarını, yerleşik mesai düzenini ve hizmet gereklerini olumsuz yönde etkileyen tutum ve davranışlardan kaçınır; kurum ve kuruluşların işleyiş düzenine, yönetim ve karar alma süreçlerine müdahale etmez.

d) Kurum ve kuruluşların yürüttüğü hizmetlerin hukuka ve etik ilkelere uygun olarak yerine getirilmesi, faaliyet ve işlemlerde hataların önlenmesi, kaynakların etkili, tutumlu ve verimli bir şekilde kullanılması amacına yönelik olarak rehberlik ve eğiticilik hizmetlerini de, görevinin bir parçası olarak görür.”
Yetkinlik; bütün olumlu niteliklere sahip olmaktır. Gerekli olgunluğa ve bütünlüğe ulaşmaktır. Tekemmül etmektir. Mükemmel olmak, kâmil olmaktır. Ehil olmaktır.
Etkinlik (Çalışkanlık /Hız, Esneklik ve Verimlilik)

Etkinlik; çalışma, iş yapma gücü, canlılıktır. Hareketli ve aktif (faal) olmaktır.



Sorumluluk bilinci

Sorumluluk (mesuliyet); bir işi üstüne alan ve o işi yapmak zorunda olan kimseden, gerektiğinde bu işlerin hesabının verilmesi ve sorulması bilincine ulaşma durumudur.


2.7.2. Devlet Memurları Kanununa Göre Yetkinlik ve Mesleki Özen
2.7.2.1. Kariyer ve Liyakat
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 3’üncü maddesinin göre; “Bu kanunun temel ilkeleri şunlardır:
    Sınıflandırma:

A) Devlet kamu hizmetleri görevlerini ve bu görevlerde çalışan Devlet memurlarını görevlerin gerektirdiği niteliklere ve mesleklere göre sınıflara ayırmaktır.



Kariyer:

B) Devlet memurlarına, yaptıkları hizmetler için lüzumlu bilgilere ve yetişme şartlarına uygun şekilde, sınıfları içinde en yüksek derecelere kadar ilerleme imkanını sağlamaktır.


    Liyakat:

    C) Devlet kamu hizmetleri görevlerine girmeyi, sınıflar içinde ilerleme ve yükselmeyi, görevin sona erdirilmesini liyakat sistemine dayandırmak ve bu sistemin eşit imkanlarla uygulanmasında Devlet memurlarını güvenliğe sahip kılmaktır.”


2.7.2.2. Sorumluluk Bilinci

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun “Devlet Memurlarının Görev ve Sorumlulukları “ başlıklı 11’inci maddesine göre; “Devlet memurları kanun, tüzük ve yönetmeliklerde belirtilen esaslara uymakla ve amirler tarafından verilen görevleri yerine getirmekle yükümlü ve görevlerinin iyi ve doğru yürütülmesinden amirlerine karşı sorumludurlar.


Devlet memuru amirinden aldığı emri, Anayasa, kanun, tüzük ve yönetmelik hükümlerine aykırı görürse, yerine getirmez ve bu aykırılığı o emri verene bildirir. Amir emrinde ısrar eder ve bu emrini yazı ile yenilerse, memur bu emri yapmağa mecburdur. Ancak emrin yerine getirilmesinden doğacak sorumluluk emri verene aittir.
Konusu suç teşkil eden emir, hiçbir suretle yerine getirilmez; yerine getiren kimse sorumluluktan kurtulamaz.
Acele hallerde kamu düzeninin ve kamu güvenliğinin korunması için kanunla gösterilen istisnalar saklıdır.”
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun “Amir durumda olan devlet memurlarının görev ve sorumlulukları” başlıklı 10’uncu maddesine göre; “Devlet memurları amiri oldukları kuruluş ve hizmet birimlerinde kanun, tüzük ve yönetmeliklerle belirlenen görevleri zamanında ve eksiksiz olarak yapmaktan ve yaptırmaktan, maiyetindeki memurlarını yetiştirmekten, hal ve hareketlerini takip ve kontrol etmekten görevli sorumludurlar.
Amir, maiyetindeki memurlara hakkaniyet ve eşitlik içinde davranır. Amirlik yetkisini kanun, tüzük ve yönetmeliklerde belirtilen esaslar içinde kullanır.
Amir, maiyetindeki memurlara kanunlara aykırı emir veremez ve maiyetindeki memurdan hususi bir menfaat temin edecek bir talepte bulunamaz, hediyesini kabul edemez ve borç alamaz.”
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun “Kişisel sorumluluk ve zarar” başlıklı 12’nci maddesine göre; “Devlet memurları, görevlerini dikkat ve itina ile yerine getirmek ve kendilerine teslim edilen Devlet malını korumak ve her an hizmete hazır halde bulundurmak için gerekli tedbirleri almak zorundadırlar.
Devlet memurunun kasıt, kusur, ihmal veya tedbirsizliği sonucu idare zarara uğratılmışsa, bu zararın ilgili memur tarafından rayiç bedeli üzerinden ödenmesi esastır.
Zararların ödettirilmesinde bu konudaki genel hükümler uygulanır. Ancak fiilin meydana geldiği tarihte en alt derecenin birinci kademesinde bulunan memurun brüt aylığının yarısını geçmeyen zararlar, kabul etmesi halinde disiplin amiri veya yetkili disiplin kurulu kararına göre ilgili memurca ödenir.”
2.7.3. Türk Ceza Kanununa Göre Yetkinlik ve Mesleki Özen
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Denetim görevinin ihmali “ başlıklı 251’inci maddesine göre; “(1) Zimmet veya irtikâp suçunun işlenmesine kasten göz yuman denetimle yükümlü kamu görevlisi, işlenen suçun müşterek faili olarak sorumlu tutulur.

(2) Denetim görevini ihmal ederek, zimmet veya irtikâp suçunun işlenmesine imkân sağlayan kamu görevlisi, üç aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”




Yüklə 2,77 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   23   24   25   26   27   28   29   30   ...   52




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin