EğİTİm ders notlari ismail can yunus Şengöz e. Vergi Başmüfettişi


ALTINCI BÖLÜM PROTOKOL KURALLARI253



Yüklə 2,77 Mb.
səhifə29/52
tarix29.10.2017
ölçüsü2,77 Mb.
#20884
1   ...   25   26   27   28   29   30   31   32   ...   52

ALTINCI BÖLÜM

PROTOKOL KURALLARI253



1. PROTOKOLÜN (TEŞRİFATIN) TANIMI



Protokol, Fransızcaprotocole” kelimesinden Türkçe’ye geçmiş olup, genel olarak şu anlamlarda kullanılmaktadır. (1) Bir toplantı, oturum, soruşturma sonunda imzalanan belge, (2) Diplomatlar arasında yapılan anlaşma tutanağı, (3) Diplomatlıkta, devletler arasındaki ilişkilerde geçen yazışmalarda, resmî törenlerde, devlet başkanları ile onların temsilcileri arasındaki görüşmelerde uygulanan kurallar, (4) Resmî ilişkilerde ve işlemlerde ciddiyet.
Teşrifat, Arapça (teşrif’ten teşrifat) ‘dan Türkçe’ye geçmiş olup, resmi günlerde ve toplantılarda Devlet büyüklerinin sınıf ve sıralarına göre kabul edilmesidir. Kurallara göre hareket etme, resmi davranmadır.
Protokol ilk kez Fransa’da 1330 yılında “Resmi Tutanak” anlamında kullanılmıştır. Fransa’da 1829 yılından itibaren de “Resmi ilişkilerde ve törenlerde öndegelme hakkı ve biçimsel davranışlar konusunda uyulması gereken kurallar bütünü” olarak kullanılmaya başlanılmıştır.
Fransızlar; diplomatik alanda “protokol “ (protocolé) kelimesini; kamusal alanda “Devlet başkanı ve önemli şahsiyetler nezdinde, kabullerde ve mahkemelerde uygulanan davranış biçimleri” olarak “Etiket” (étiquette) kelimesini ve sosyal yaşamda saygı ve nezaket kuralları olarak “Davranış Bilgisi” (Le savoir-vivre) kelimesini kullanırlar.
Osmanlılarda; resmi alanda “ teşrifat” kelimesi; sosyal alanda “adab-ı muaşeret” deyimi kullanılmıştır.
Günümüz Türkçe’sinde; resmi alanda “protokol” kelimesi ve sosyal alanda da “saygı ve nezaket kuralları” ya da “görgü kuralları” deyimi kullanılmaktadır.
Protokol olarak kamusal alan; Devlet ve kamu kurumlarının bulunduğu, hizmet ve etkinliklerini yürüttüğü ve yönettiği, Devlet ve kamu yöneticilerinin resmi sıfatla görev yaptığı, toplantı, tören, vb. kamusal etkinliklerin düzenlendiği yerlerdir.
Protokol olarak sosyal alan; Devletin ve kamu kuruluşlarının halka hizmet sundukları, vatandaşların kamudan hizmet aldıkları halka açık alanlardır.
Bu yüzden, kamusal alanda kamusal (resmî) ve sosyal alanda sosyal (görgü ve nezaket) kuralları uygulanır.
Sayın Cumhurbaşkanı Köşk’te resepsiyon düzenlediğinde kamusal bir etkinlik olur ve kamusal kurallar, Hanımefendi çay partisi düzenlediğinde sosyal bir etkinlik olur ve sosyal kurallar uygulanır.
Geniş anlamda protokol; kamusal alan ve yaşamdaki törenlerde ve törensel etkinliklerde, resmi ilişkilerde ve görüşmelerde, resmi yazışmalarda ve toplantılarda, kabul ve ziyaretlerde, davet ve ziyafetlerde yöntem ve biçim yönünden uyulması ve uygulanması gereken kurallar bütünüdür.
Türkiye’de protokol kelimesinin kullanıldığı yerler ve anlamları şunlardır:
1-Tören düzeni : Devlet törenlerinde ve Devletlerarası diplomatik ilişkilerde uyulması ve uygulanması gereken biçimsel kurallar bütünüdür.
2-Sıra düzeni: Devlet organları ve kurumları temsilcilerinin öndegelim sıralamasıdır.
3-Devlet Erkânı ve Devlet Ricali: Resmi toplantı ve törenlere katılma hakkı olan Devlet organları temsilcileridir.
4-Önemli Kişi: Kamusal ve toplumsal yaşamda protokol kurallarının uygulanmasında kendilerine önem ve değer verilen protokola dahil zevata “çok önemli kişiler” (VİP) denir.
5-Önemli Yer: Ulusal ve kurumsal etkinliklerde Devlet kurumlarının temsilcilerinin etkinlik yerinde (tribün, salon, alan vb.) kendilerine ayrılan oturma yerine protokol denir.
6-Saygı ve nezaket kuralları: Uluslar arası ilişkilerde, kamusal ve kurumsal yaşamda uyulması gereken biçimsel ve törensel saygı ve nezaket kurallarına protokol denir.
7-Tutanak/Anlaşma Belgesi : Belirli bir konuda kurumlar ya da uluslar arasında yapılan toplantı veya çalışmalar sonunda taraflarca imzalanan tutanak ya da belgeye protokol denir.
2. PROTOKOLÜN AMACI VE ÖNEMİ
Protokol; bireysel ve kurumsal onurun ve saygınlığın koruyucusu olup, kurumsal protokolün amacı, kurumsal kimlik ve kültür oluşturmak ve kurumsal saygınlığı korumaktır. Protokole önem vermek; bireye, kuruma ve Devlete olan saygıyı ve saygınlığı artırır.254
Protokolün temeli, saygı ve nezakettir. Kamusal yaşamda protokol kurallarını bilmek ve bu kurallara uymak, iyi bir denetici ve yönetici olmanın başlıca koşuludur.255
Bir denetici ve yöneticinin başarısının % 34’ünü protokol (temsil niteliği), % 33’ünü bilgi ve becerisi ve % 33’ünü de kişiliği oluşturur.
3. PROTOKOL KURALLARININ KAYNAKLARI

Protokol kurallarının kaynakları, Hukuk Kuralları, Yönetsel Kurallar, Ulusal Normlar-Milli Töreler, Kurumsal Normlar ve Sosyal Normlardan oluşur.


Hukuk Kuralları :Anayasa, uluslar arası anlaşma, yasa, tüzük ve yönetmeliklerdir

Yönetsel Kurallar : Genelgeler, yönergelerdir.

Ulusal Normlar-Milli Töreler : Ulusal ve tarihsel değerleri ifade eder.

Kurumsal Normlar : Kurum kültürü, kurumsal değerlerdir.

Sosyal Normlar : Sosyal davranış kuralları olup, kaynakları; hukuk kuralları; örf ve adetler, töreler, gelenekler; görgü kuralları (Saygı ve nezaket kuralları); ahlak kuralları-etik kuralları ve dini kurallardır.


4. KAMU YÖNETİMİNDE PROTOKOL KURALLARI256

Sosyal hayatta görgü kuralları ne kadar önemliyse resmi ortamlarda da protokol kuralları o kadar önemlidir.



Yönetimde, resmi ilişkiler önemli bir yer tutar. Özellikle üst düzey yöneticilerin günlük yaşamlarında resmi ve özel ilişkiler daha önemli bir yer işgal eder.
İnsanlar özel hayatlarında ne kadar samimi olurlarsa olsunlar, resmi ilişkilerinde daima protokol kurallarına uymak ve birbirlerine saygılı davranmak zorundadırlar.
Yönetimde çalışanlar, ast üst ilişkileri, protokol ve nezaket kuralları dikkate alınarak değerlendirilirler. Oysa çok zaman astlar bu durumu bilmediklerinden zararlı çıkarlar.
Bu nedenle yönetimde resmi ilişkilerde geçerli olan ve sıkça kullanılan protokol ve nezaket kurallarının bilinmesinde, başta yöneticiler olmak üzere, tüm çalışanların başarılı sayılmaları bakımından büyük yarar vardır.
Kamu yönetiminde protokol, bir anlamda “Resmi Görgü Kuralları” demektir.

4.1. KILIK VE KIYAFET KURALI

Devlet Memurlarının, 16.07.1982 tarih ve 82/5105 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafetine Dair Yönetmelik ile belirlenen kılık ve kıyafet kurallarına özenle uymaları gerekmektedir.


Kılık ve kıyafet, kişinin kendisini topluma sunmasıdır. Başka bir deyimle, insan kişiliğinin dışa ve topluma yansımasıdır. Bu nedenle, insanın toplumdaki kişiliği her şeyden önce kılık ve kıyafeti ile ortaya konulur. Bu bağlamda, kılık ve kıyafet, insan kişiliğinin insani, milli, hukuki ve dini kurallara uyup uymama iradesinin dışa vurumudur. Protokol kurallarının kaynakları da bu kurallardır.
Genel olarak her insan kendisini sever ve sayar. Kendisini sevmeyen ve saymayan insan, başkalarını da sevmez ve saymaz.Birey olarak kendisine sevgi ve saygı duymayan bir insan, insan olarak toplumun diğer bireylerine de sevgi ve saygı duymaz.
Türk kültüründeki “Küçükleri sevmek, büyükleri saymak.” töresi, insan sevgi ve saygısını en güzel şekilde ortaya koymaktadır.
Türk mizah kültüründeki Nasrettin Hoca’nın ünlü “Ye kürküm ye !” sözü de kılık ve kıyafetin önemini çok güzel bir şekilde ortaya koymaktadır.

T.B.M.M., Cumhurbaşkanlığı, Anıtkabir vb. protokol ziyaretlerinde lacivert veya siyah gibi “koyu” renkli kıyafetler giyilmesine özen gösterilmelidir.



4.2. RESMİ KONUŞMA (HİTAP) KURALI



Bir kurumda, çalışanlar arasında sevgi, saygı ve güven esastır. Amirin memuruna, memurunda amirine karşı mesafeli ve saygılı davranması, gerek tüm çalışanların gerekse kurumun çıkarınadır.
Ast ile üst özel hayatlarında ne kadar samimi bir arkadaş olsa da, yönetimdeki resmi ilişkilerinde daima protokol kurallarına uymak zorundadırlar. Örneğin, özel ilişkilerinde üstüne “Ağabey” diyen bir ast, makamında veya bir toplantıda ona “Sayın Bakanım/Başkanım” demek durumundadır.
Astların üstlerine “Sayın Valim” , “Sayın Müdürüm”; Üstlerinde astlarına Ayşe Hanım”, “Veli Bey şeklinde hitap etmeleri en tabii nezaket kuralıdır.
Yöneticiye daima saygılı hitap edilir. Ona taşıdığı unvanına göre “Sayın Başkanım” veya “Sayın Valim” denilir veya sadece “Beyefendi” diye hitap edilir..

4.3. YÖNETİCİNİN MAKAMINDA DAVRANIŞ KURALI



Yönetici, muhatabına daima “siz” diye hitap eder. Her zaman ve her yerde “Lütfen” diyerek, muhatabından izin alıp söze başlar. “Teşekkür ederim” diyerek sözünü tamamlar. Yöneticinin bu tavrı daima kendisine saygınlık kazandırır.
Yönetici, makamına gelen iş sahipleri veya ziyaretçileri ayağa kalkarak kabul eder ve sonra oturup konuşarak problemlerini çözmeye çalışır.
            Görüşmeler sırasında zamanını iyi değerlendirir. Cevaplar olumsuz olsa bile, muhatabın kırılmayacağı şekilde ifade ve davranış gösterilmesine itina gösterilir.

Yöneticinin makamına girildiğinde “Saygılar Sayın Başkanım” veya “Saygılar Beyefendi” diyerek selamlanır.


Yönetici “Buyurun oturun” demeden oturulmaz veya oturmanız gerekiyorsa “Müsaadenizle/İzninizle Efendim”diyerek oturulabilir.
Otururken üstler karşısında bacak bacak üstüne atılmaz.
Üst size “Hoş geldiniz” veya “Güle güle” derken toka etmek için elini uzatmıyorsa, önceden el uzatılmaz.
Otururken, üst ayağa kalkarsa ast da kalkar. Üst görüşmenizin sonunda size “Memnun oldum, teşekkür ederim” derse ve toka etmek için elini uzatırsa, kalkıp gitmeniz gerektiğini anlaşılır.
Yöneticinin makamına birden çok kişiyle girildiğinde de unvana ve kıdeme göre sıralanarak oturulur.
En üst olan, masaya en yakın oturan ve yöneticiye en yakın olandır.
Astların, üstlerin makam odalarına girerlerken, ceketlerinin önlerini iliklemeleri, kapıyı vurmaları; içeri girdiklerinde de üstünden “Efendim izin verirseniz bir hususu arzedeceğim” diyerek söze başlamaları; üst elini uzatmadıkça onun elini sıkmaya yeltenmemeleri ve izin verildiğinde üste yakın uygun bir yere oturmaları nezaket kurallarındandır.
Yürüme ve oturma sırasında, amirin yeri sağ, memurun yeri sol taraftır. Bu bir kuraldır ve her  yerde geçerlidir.
            Yönetici, ast-üst ilişkilerinde daima yerini bilir ve olumsuzluklardan kaçınır.
            Büyüklerimizin dediği gibi “Protokol; kendinden büyük olanın önüne geçme, küçük olanın arkasına düşme, aynı düzeyde olanlarla birlikte yürü” şeklinde olmalıdır.

           


4.4. RESMİ TOPLANTIDA OTURMA YERİ KURALI



Protokolde üst daima sağdadır.

Ast olarak; otururken, daima üstün soluna geçilir. Üstün önüne geçilmez, astın da arkasına düşülmez.


Kıdemin bilinmesi ve kişinin kendisini küçük düşürmemesi gerekir.
Toplantılarda daima protokoldeki yere oturulur. Statü korunur.
Yönetici veya kamu görevlisi, düzeyi ne olursa olsun, toplantılarda   mevkiine uygun yere oturur. Halk deyimi ile “Sakal yerine konulur.” Kesinlikle kalkacak yere oturulmaz.
Gerek merkez, gerek taşra ve gerekse uluslararası toplantı veya faaliyetlerde bir araya geldiğinde, daha önce belirlenen protokol kurallarına göre, herkes kimin nereye oturmasının gerektiğini bilmek ve ona uymak zorundadır.

Protokole dahil kişilere davetiye gönderilirken, kimin nereye oturacağının belirtilmesi ve ona göre salonda bir yerleşme yapılması, davete katılanların da kendilerine gösterilen yerlere oturmaları ve kurallara uymaları gerekir.

4.5. RESMİ TOPLANTILARDA KONUŞMA KURALI



Toplantı, tören ve açılışlarında konuşmalar daima asttan üste doğru yapılır. En üst makamı temsil eden kişi en son konuşur. Konuşma sırası buna göre belirlenir.
Konuşmalar sırasında, genellikle astlar teknik ve ayrıntılı konuları; üstler ise stratejik ve politik konuları dile getirirler.
Bu toplantılarda takdimlerin nezaket kurallarına uygun bir üslup içerisinde yapılması gerekir.

Resmi konuşma yaparken; kesinlikle “ben” denilmez, “Biz” veya “teşkilatımız”, “Müdürlüğümüz” denir. Başkalarına daima “Siz” diye hitabedilir. Her zaman ve herkese “Lütfen” denir ve “teşekkür “ edilir.


Topluluğa karşı yapılan konuşmaların başında ve sonunda, toplantıya katılanların selamlanması da unutulmamalıdır.
Toplantıda, toplantı başkanından izin almadan konuşulmaz ve daima toplantı başkanına hitaben konuşulur.

4.6. GÖRÜŞMEK İÇİN RANDEVU ALINMASI KURALI

Yönetici ile ya da üst yöneticilerle görüşmek için daima sekreteriyle önceden iletişim kurulur ve uygun zamanı öğrenilir ve randevu alınır.


Üstler ve arkadaşlar randevu alınmadan veya en azından izin alınmadan ziyaret edilmez.
Üst makamlarda bulunan kişilerle daima randevu alınarak görüşülür. Görüşmeye hazırlıklı gidilir ve görüşme sırasında zamanı iyi kullanılır. Eşit düzeydeki kişileri ziyaretlerde de randevu alınması bir nezaket kuralıdır.
            Ziyaretine gidilen üstün makamında başkalarının olduğu sırada içeri girilmez. Girme mecburiyeti olursa, kendisinden özür dilenir ve ziyaret süresi kısa tutulur.
Çağrılara, toplantılara ve randevulara daima saat ve dakikasında gidilir. Ne önce gidip zaman kaybedilir, ne de geç gidip başkalarına zaman kaybettirilir.
Davet ve randevulara tam zamanında gidilir. Önemli mazereti çıktığında; önceden haber verilir. “Vakit nakittir” ilkesinden hareketle zamanı iyi kullanma alışkanlığı korunur.

4.7. RESMİ ARAÇLARDA PROTOKOL KURALI

Resmi araçlarda protokol makamı aracın sağ arka köşesidir.Üst daima burada oturur. Üst biri veya konuk olarak bir arkadaş araca alındığında sağ arka köşe ona bırakılır ve soluna geçilir.


Resmi otomobili şoför kullanıyorsa;

  1. Protokol yeri, aracın sağ arka koltuğu,

  2. Protokol yeri, aracın sol arka koltuğu,

  3. Protokol yeri, aracın arka orta koltuğudur.

Resmi otomobili şoför kullanmıyorsa, 1. protokol yeri şoförün yanındaki sağ koltuktur.


Resmi aracı kullanan, aracın şoförü değil de üst veya bir arkadaş ise , o zaman ön tarafa yani şoförün sağına oturulur. Yani,  aracı kullanan kişi üst durumunda ise, araçtaki üstten sonra gelen en kıdemli kişi aracın sağ ön tarafında oturur.

4.8. ÜST YÖNETİCİNİN KARŞILANMA VE KABÜL KURALI

Üst yönetici, binanın kapısında karşılanır uğurlanır. Eşit düzeydeki kişi çalışma odasının kapısında karşılanıp uğurlanır.

Üst konuk odada ayağa kalkarak ve tokalaşarak karşılanıp uğurlanır. Tokalaşmada önce el uzatma hakkı üste aittir.
Üst, makam odasına ziyarete veya denetime geldiğinde, ayağa kalkıp ceket düğmelenip buyur edildikten sonra, ilke olarak makam koltuğunda oturulmaz. Misafir koltuğuna geçilip karşısında oturulur. Bu şekilde, üst, astınız konumuna düşürülmez.
Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakan geldiklerinde makam koltuğu kendisine buyur edilir.

Astlar ve ast düzeydeki kişiler makam koltuğunda oturarak kabul edilir. Çünkü, makam , otorite ve hiyerarşi demektir.


İlke olarak, saygı duyulan kişilerle eşit düzeyde oturulur.
Makam odasında uygun bir yerde, ortasında yuvarlak masa ya da sehpa bulunan, etrafında misafir koltukları olan bir misafir köşesi düzenlenir.
Sembol olarak yuvarlak masa “eşitlik” demektir.
Ast durumunda olup kıdem ve yaş bakımından üstten fazla hizmeti olan varsa, bunlara karşı daha duyarlı davranılması aklı selimin, kıdemin ve Türk geleneğinin bir gereğidir.
Üstler ya da resmi misafirlerle görüşürken zorunlu olmadıkça:
telefonla görüşülmez. Evrak imzalanmaz, başka şeylerle meşgul olunmaz.Mecbur kalınırsa, özür dilenir ve izin istenir.
Eşitler ve astlar adıyla veya unvanıyla Ali Bey, Müdür Bey, Sayın Öztürk veya Sayın Vergi Dairesi Başkanı, Sayın Defterdar, Sayın Malmüdürü diye hitap edilir

.

Ağabey” ve “yenge” demekten kaçınılır.


Erkeklere “beyefendi”, bayanlara “hanımefendi” diye hitabedilir.
         Protokole tabi kişilerin karşılanması ve uğurlanması ayakta yapılır. Bu kişiler kurumun kapısında karşılanır ve aynı yerden uğurlanır.
Karışılama ve uğurlamalardaki tatlı bir tebessüm insana puan kazandırır.
Karşılamada, önce ast Hoş geldiniz” der, uğurlamalarda ise, önce üst “Allahaısmarladık der, sonra ast “Güle güle” der. Her ikisinde de üst el uzatırsa, ast elini uzatıp toka eder.
           Ev sahibi durumunda olan ast, karşıladığı “üst”’ün sol ön tarafına giderek ona yol gösterir.

4.9. TELEFON KULLANMANIN KURALI



4.9.1.Telefonla Konuşma Kuralı
Telefonla yapılacak görüşmelerde aşağıdaki hususlara uyulması gerekmektedir.

1-Telefon iki defadan fazla çaldırılmadan açılmalıdır.

2-Telefonda üstlere, eş düzeydekilere ve hanımlara daima ‘saygılar’ sunarak, astlara ise ‘iyi günler’ dileyerek giriş yapılmalı ve telefon kapatılırken de aynı şekilde veda edilmelidir.

3-Üst ya da kıdemli olan hatır sorar. Eşdüzeyde olanlar arasında ilke olarak önce davranan daha nazik olandır.

4-Yönetici, özel hat dışında kimseye doğrudan telefon etmemeli, daima sekreter aracılığıyla telefon görüşmesi yapmalıdır.

5-Telefonu açan kişi, önce kendisini tanıtmakla söze başlamalıdır. Muhatabına asla “Alo” dememelidir. İsmini söylemesi uygun olur.

6-Ast, zorunlu ve ivedi bir hal olmadıkça üstünü telefonla aramamalı, üstün makamına giderek kendisiyle konuşmalıdır.

7-Hiçbir kişiye zorunluluk olmadıkça sabah saat 09.00’dan önce, akşam saat 22.00’dan sonra özel cep ya da ev telefonundan telefon edilmemelidir.

8-Resmi telefon görüşmelerinde ast üste telefon etmiş olsa bile, ilk önce telefonu kapatma hakkı üste aittir. Eşit kişiler arasında yapılan telefon konuşmalarında, önce telefonu açan kapatır.

9- Bir kişinin görüşmek üzere herhangi bir kimseye telefon açtığında, önce kendisini tanıtması, sonra    kiminle görüştüğünü öğrenmesi ve daha sonra da söyleyeceklerini sıralaması gerekir.

10- Üstlere sekreter aracılığıyla telefon edilmez. Kıdemce veya statü olarak küçük olanların (astların) üstlerini ararken sekreter kullanması doğru değildir. Astın üste telefonu bizzat açması gerekmektedir.
4.9.2.Cep Telefonunu Kullanma Kuralı
Üst makamlarla makam odalarında görüşme sırasında, astların yanında cep telefonu bulunmaz veya kapatılır ya da “sessiz” konumuna getirilir. Üst konumda bulunanlarla yapılan toplantılarda da aynı şekilde hareket edilir.
Üst makamlardan arama yapılması hali dışında, bütün toplantılarda cep telefonunun, en azından “sessiz” konuma getirilmesi uygun olur.
Tören, yemek davetleri, kokteyl, seminer, konferans ve benzeri kalabalık ortamlarda, herkesin içinde telefonla görüşmek uygun değildir. Özellikle yemek daveti gibi durumlarda, masadakilerle konuşmak yerine, sürekli telefonla görüşmek uygun bir davranış değildir.


4.10. TANIŞTIRMA, TOKALAŞMA VE SELÂMLAŞMA KURALI

Tanışma işlemi ilk karşılaşıldığında ya da odaya ilk girildiğinde hemen yapılmalıdır.



Tanıştırma yapılırken en güzel kural, ast üste, küçük büyüğe ve bay bayana takdim edilir.  Eğer, üst, makamdaki erkek ise, bayan da baya takdim edilebilir. Örnek: “Sayın Üstadı veya Ahmet Bey’i, Maliye Vergi Müfettiş Yardımcısı Mehmet Yıldırım’ı, size takdim ediyorum” diyerek ast üste takdim edilerek tanıştırma yapılır.
Tanıştırma ayakta yapılır.
Tanışmada yeni gelenler var olanlara, erkekler bayanlara (Devlet Başkanları hariç) astlar üstlerine, küçükler büyüklere, gençler yaşlılara, genç kız yaşlı erkeğe ve bayana tanıştırılır.
Bir yere girildiğinde kişi önce kendisini (adı, soyadı ve unvanı) tanıtır. Kendimizden üst birine ve eşine ise unvan ve görev söylenmelidir.

Protokolde daima; küçük büyüğe, bayan erkeğe, ast üste selam verir. Eşitlerde önce biz selam veririz. Astların selamlarına da mukabele edilir.
Toka etmek bir sevgi ve samimiyet gösterisi olarak bir tür selamlaşma biçimidir. Ancak, üst el uzatmadan ast el uzatmamalıdır.
Kadınla tokalaşmak için önce erkek el uzatmamalıdır. Kadın elini uzattığında erkek ona mukabele etmelidir. Çünkü uzatılan el havada bırakılmaz. Tokalaşmada el uzatma hakkı kadına aittir. Tebrik ve tokalaşmaya daima en büyükten başlanır.

Protokolda ve resmi ilişkilerde el öpme ve yanaklardan öpüşme yoktur. Bu sadece gayri resmi ve samimi ilişkilerde söz konusudur.




4.11. KUTLAMA KURALI

Mesai arkadaşları (astlar, arkadaşlar ve üstler) özel ve önemli günlerde kutlanır. Kadın ve erkek astlar arasında fonksiyonel olarak ayırım yapılmaz. Ancak, kadınlara davranış olarak daha saygılı olunur.


İşyerinde (dairede) arkadaşlar, astlar ve üstler iyi tanınmadan, onlarla özel ilişkilere girilmez.
Mesai arkadaşları (astlar, arkadaşlar ve üstler) özel ve önemli günlerinde kutlanır.
Yönetimde başarılı sonuçlar alınmasının, daima protokol sistemi ve kuralları içinde, olumlu insan ilişkileri temeline dayandığı unutulmamalıdır.

4.12. BAYLAR İLE BAYANLAR ARASINDAKİ PROTOKOL KURALLARI

Baylar ile bayanlar arasındaki protokol kurallarında baylar daima yardımcı konumundadır.


- Ast-üst konumunun olduğu durumlarda ve yerlerde bay-bayan ayırımı yapılmaz. Astlık-üstlük konumu geçerli olur.
- Asansörden inişte kapıya yakın olan önce çıkar.
- Merdivenden çıkarken önce bayan çıkar sonra bay çıkar, inerken ise bay önde iner bayan arkadan iner.
- Tanıştırma yapılırken bay, bayana takdim edilir.  Eğer üst makamdaki bay ise, bayan baya takdim edilebilir.
- Yürürken bayan daima sağda yer alır. Ast-üst konumu varsa ast konumundaki bayan solda yürümelidir.

-Tanışmalarda veya merhabalaşmalarda bayan elini uzatmadıkça bay elini uzatmamalıdır. Bayanlar elini uzatmak zorunda değildir, başı ile selam verebilir. Astlık-üstlük konumu varsa önce elini üst uzatır, sonra ast uzatır.


-Lokantada teşrifatçı varsa, teşrifatçı önde, bayan ortada, bay arkada yürür. Teşrifatçı yoksa bay önden giderek bayana yol gösterir, öncülük yapar. Yemeğe eş ile gidilmiş ise karşılıklı oturulur. Sosyal yemeklerde eşler yanyana oturur. Bayan erkeğin sağında oturur. Yemekten kalkma teklifi önce bayandan gelmelidir. Yemek siparişi bay tarafından verilmelidir. Baylar palto veya pardüselerini vestiyere bırakır. Bayanlar manto veya pardüselerini yanlarına alabilirler.
- Protokolda ve resmi ilişkilerde el öpme ve yanaklardan öpüşme yoktur. Bu sadece gayri resmi ve samimi ilişkilerde söz konusudur. Bayanların elinin öpülmesinde el başa götürülmez.
- Çiçek göndermenin amacı karşımızdaki kişiyi mutlu etmektir. Çiçek gönderirken niyetimiz karşılık beklemeden karşımızdaki kişinin o an yaşayacağı mutluluk ve sevinçtir. Çiçek gönderirken niçin çiçek gönderdiğimizi, karşı tarafın bize ne ifade ettiğini de göz önünde bulundurmamızda fayda vardır.
- Annemiz ya da babamız için olan ürünlerde ise yapılan seçimler saksı bitkisinden yana olmaktadır. Anneler Günü için aranjmanlar, babalar günü için saksı çiçekleri gönderilir.
- Kural olarak erkeklere çiçek sunulmaz. Erkekler için gönderilen ürünlerde genellikle beyaz tercih edilir. Beyaz renk saflığın ve temizliğin simgesi durumundadır. Beyaz gül, sevginin 'masumiyeti'ni simgeler. Beyaz karanfil'de "temizlik ve saflık" anlamına gelmektedir. Dostluk ve arkadaşlığın temiz yüzünü göstermektedir.

- Bayanlara çiçek gönderilmesinde daha renkli ve gösterişli ürünler seçilir. Özel

günlerde ve yıldönümlerinde bayanlara ilk tercih olarak kırmızı gül ve biraz farklı olmak istiyorsak da orkide gönderimi tercih edilmektedir. Kırmızı gül sevgiyi (aşkı) temsil eder. Sevgiliye tek sayıda gül gönderilir. Adab-ı muaşeret kuralları gereği tane çiçekler tek sayıda (1,3,5,7, vb) gönderilir. Ancak, doğum günlerinde girilen yaş sayısı kadar çiçek gönderilebilir.
- Hasta ziyareti için çok sevdiğiniz bir akrabanıza beyaz, güzel kokulu mevsim çiçeklerinden hazırlanmış olan bir buket daha hoş olur.
- Resmi kutlamalarda salon çiçeği gönderilir. Sepet veya küçük buketler tercih edilmelidir. Törenlere bağlı vesilelerle yapılan davetlere çiçekler sepet veya çelenk halinde sunulur. Sepete küçük bir zarf içinde kutlama ve dilekler kısa, el yazısıyla okunaklı bir şekilde yazılabilir. Vasıtayla gönderilecek çiçeklere gönderenin kartı mutlaka iliştirilir.
Çiçek göndermek ve seçim yapmak kadar, gönderdiğimiz çiçeğe ekleyeceğimiz etkili sözlerin de çok önemi vardır.


Yüklə 2,77 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   25   26   27   28   29   30   31   32   ...   52




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin