“Oruç gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helal kılındı… Artık onlara yaklaşın ve Allah’ın sizin için takdir ettiklerini isteyin. Sabahın beyaz ipliği, siyah ipliğinden ayırt edilinceye kadar yeyin, için…” ayetinin medlulü Ramazan gecelerinde sabaha kadar cinsel ilişkinin helal olduğudur. Bu medlulün mülahazasıyla cünüp halde sabahlayan ve sabah namazına kadar cenabet guslü almamış olan kimsenin orucunun sahih olmasına işaret delaleti vardır. Bkz. Usul’ut-Tefsir ve Kevaiduh, s.366; Fevatih’ur-Rahemut bi Şerh-i Müslim es-Subut fi Usul’il-Fıkh, el-Mustesfa min İlm’il-Usul kitabında (c.1, s.407 ve 408).
Fakat bu istitlal doğru değildir. Zira ayetin, sabaha kadar cinsel ilişkinin cevazına delaleti ya “oruç gecesi” ifadesinin ıtlağından dolayıdır; nitekim Halid Abdurrahman el-Ek’in Usul’ut-Tefsir kitabında (s.366) ve Şeyh Muhibbullah b. Abduşşekur’un Musellem’us-Subut fi Usul’il-Fıkh’ta el-Mustesfa kitabının 408. sayfasının dipnotunda geçen ibarelerinin zahirinden de bu delilin eksik olduğu anlaşılmaktadır. Çünkü ayet, gecenin gusül almak için gerekli olan son parçasını beyan etme makamında değildir. Ya da bu hükmün hedefi olan “…ayırt edilinceye kadar” ifadesinden dolayıdır. Nitekim Muhammed b. Nizamuddin Ensari Fevatih’ur-Rahemut’ta el-Mustesfa’nın 408. sayfasının dipnotunda Muhibbullah b. Abduşşekur’un kelamının şerhinde buna istitlal etmiş ve şöyle demiştir: “Yeme ve içmenin” mefhumuna indirgenmesi farzında da bu istitlalin doğru olmadığına istinad edilebilir. Çünkü “… ayırt edilinceye kadar” ifadesinin “onlara yaklaşın” hükmünün gayeti olduğu kesin değildir. Ayrıca Vesail’uş-Şia’da geçen çeşitli rivayetlerde (c.6, s.41-44, bab.15 ve 16, Ebvab-i ma Yumsiku An’hus-Saim) sabaha kadar kasten cünüp olarak kalan kişinin orucunun batıl olacağı açık şekilde belirtilmiştir. Bu rivayetler varken işaret delaletinin [eğer varsayılırsa] itibarı olmaz.
Şunu da belirtmekta yarar var; yukarıdaki söz (ayetin işaret delaletiyle sabah namazına kadar cünüp kalan kişinin orucunun sıhhatine delaleti) Ehl-i Sünnet’e aittir. Zira onlar Şia’dan gelen rivayetlere itimat etmemişlerdir. Fakat Alusi’nin Ruh’ul-Meani’deki (c.2, s.67) sözünden bazı Ehl-i Sünnet ulemasının da bu görüşe muhalefet ettiği anlaşılmaktadır. Onların da yanında bu manaya delalet eden rivayetler vardır. Gerçi Alusi bu rivayetleri sahih saymamıştır. Aynı şekilde Şia’dan gelen rivayetler arasında da sabaha kadar cenabet kalmanın cevazına delalet eden rivayetler vardır. Fakat Şia fakihlerinin çoğunluğu bunun caiz olmadığı yönünü tercih etmişlerdir. Hatta mükerrer şekilde bu konuda icma olduğu iddia edilmiştir. Bununla birlikte Mukaddes Erdebili Zubdet’ul-Beyan’da (s.147) cevaz konusuna temayül etmiş ve ayetin zahirinin de cevaza delalet ettiğini düşünmüş olmakla birlikte ihtiyatın, cevaza kail olmayan diğer Şii fakihlerin görüşlerini kabul etmekte olduğunu belirtmiştir.
Bazıları da “Onların örfe uygun olarak beslenmesi ve giyimi baba tarafına aittir.” (Bakara/233) ayetini işaret delaletinin örneklerinden saymıştır. Yani, ayetten çocuğunu emziren annenin yiyecek ve giyeceğinin çocuğun babasına ait olduğu kastedilmiştir. “el-mevludu lehu” kelimesinin baba hakkında kullanılması “lehu”daki “lam” harfinin ihtisas anlamına gelmesiyle birlikte çocuğun neseb yönünden babasına delalet etmektedir. Fakat bu delalet kastedilmediği için işaret delaletidir. Usul’ut-Tefsir ve Kavaiduh, s.366; Musellem’us-Subut fi Usul’il-Fıkh el-Mustesfa min İlm’il-Usul, c.1, s.407. Fakat buna şu eleştiri getirilmiştir: “el-mevludu lehu” örfteki zuhuru ve gerçek manası itibarıyla çocuğun ihtisas verildiği kimseye denilir. Yüce Allah bu kelimeyi babaya ıtlak etmiş, gerçek manasının kastedilmediğine dair bir karine de bırakmadığına göre bu kelimenin gerçek manasıyla baba hakkında kullanıldığı anlaşılmaktadır. Neticede bu kelimenin ihtisasa delaleti kastedilmiştir. (Bkz. Fevatih’ur-Rahemut el-Mustesfa, s.407. Elbette bunun, çocuğun babaya ihtisasından doğan hükümleri ve etkilerinin terettübüne delaleti ki genel anlamda aşikâr olmayan veya olan lazımlarıdır işaret delaletinin misdaklarındandır. Mesela babanın seyyid olması durumunda bu kelimeden çocuğun seyyidliğinin anlaşılması ve sadakanın haram olması gibi seyyidlikle ilgili bazı hükümlerin buna yüklenmesi işaret delaletlerindendir.
|