Orta Macar'ın hesaplarında onar onar saydıklarında bu tertip üzere sayarlar. Evvelâ,
tizvaıı Intsvan harminç negvan hetvett
10 20 3ü 40 50
Itntvaıı ötvcn noçvaıı kılençveıı snz
60 70 80 90 100
Daha sonra bu şehirden kalkıp yine yıldız tarafına 4 saatte,
Dejbanya KÖyü menzili
Kaptanının olmak ile yakılmadı. Oradan yine yıldız tarafına gidip (—) saatte,
Şijvarya menzili
Bir şehre benzer büyük kasabadır. İtaat edip kılavuzlar koşup yol gösterdiler. Bu mahalle Saboç nahiyesi derler. Erdel diya-
31
rımn Hayduşak vilâyeti hükmüdür, gayet mamur vilâyettir. Katana kâfirleri gayet cesur ve yiğit yunakları olur, ama yine Erdel kralına tabilerdir. Buradan 2 saatte,
Araküş Megeşvar Kalesi'nin özellikleri
Macarcada (—) (—) demektir. Süleyman Han ile Mihaç gazasında ceng ederken batakta boğulup pis leşini Süleyman Han Ustolnj-Belgrad'a gönderip orada defn ederken iaşesi üstüne bir çeleng soktuğu Vilagoş Kral yapısı sağlam bir kaledir. Asker itaat etmeyip gorof nemeşleri gelmeyip bizim askere öyle top gülleleri vurdu ki kelle gibi gülleler sahrada yuvarlanırdı. Allah'a hamd olsun yaratılmışlardan bir kimseye zarar isabet etmedi.
Nemse çasarı tarafından 5.000 tüfengli kâfir kalede asla aman dilemedi. Bu sur dışında bir süslü varoşu var idi. Kalesi kâfirleri itaat etmediklerinden Eğrc, Budin ve Kanije gazileri bu varoşa şergil olup korkustızca şehre girip tüm ganimet mallarını ve esirlerini alıp şehrini ateşe vurdular. Ancak kalesi geniş bir ovada sivrildi kaldı. Ve yine İslâm askerine kırkar ellişer okka top gülleleri vurdu. Gayet sağlam ve müstahkem beşgen şekilli bir şeddadi kale 5 tabyalı ve 5 adet kiliseli bir beyaz kale idi, yanına varılmaz. Ancak bu kadar seyrettik, zira top serpintisinden yakın varmaya insan cüret edemezdi. Ama ovaları gayet verimli yerlerdir. Oradan 4 saat sahralarda gidip,
Akkilîse menzili: Bir şehre benzer bağlı ve bahçeli varoş imiş. İsmail Paşa Budin askeriyle berbat etmiş. Oradan da ileri gitmiş. Bizler varınca yerinde külü kalmış. Bu şehir Araküş Nehri kenarında olmakla bu berbat şehir önünde köprüler yapılıp karşı tarafa geçildi, 4 saatte,
Tirepişvar Kalesi'nin özellikleri
Macarca (—) (—) demektir. Yapıcısı Yanoş Kral'dır ki Süleyman Han Budin'i Mihaç çenginden sonra feth edip Budin'i Süleyman Han bu Yanoş Kral'a bağışlamıştı, bir itaatkâr kral idi ki,
"Leh'e, Çek'e ve Erdel'e mâlik olup bu kaleyi inşâ etti" diye İr-şek Pap Macar Tarihi'nde ayrıntılı yazmıştır. Ama bu kale yine Erdel krallarına tabidir, lâkin Zolomioğlu kralzâde mülkü olduğundan içinde olan Macar eşkıyası on binden ziyade olmakla elçilerimiz ile varan mektuplarımıza asla bakmayıp savaşa başladılar.
İslâm askeri hemen o saat büyük varoşuna rüzgâr tarafından ateş edince yana yana ateş kale içinde olan tahta örtülü evlere yapıştı. Hisar içinde olan evler ve cebehaneler öyle tutuştu ki hemen can acısından bütün cehennemlik kâfirlerin kalede kararları kalmadı, kimi kale kapısından dışarı çıkıp kimi beden dişlerinden kendilerini aşağı atıp kimi helak, kimi esir ve belâ içine düşüp kale içinde olan toplar ateşten kızıp kendi kendilerine büyük gürültülerle toplar atıldı.
Ateş dindikten sonra bir kilise içinde bir kral kızı leşi çıktı. Bütün esvabı cevahirle süslü, kuşağı, tacı, halhali, sorgucu, istifanı ve parmaklarında yirmişer otuzar kırat Serendil elması, la'l, yakut ve zümrüt [Wa] yüzükler, nice mücevher ve yaldızlı gümüş, altın kap kaçak eşyalar ile dolu bir mezar idi ki bütün cevahiri bir Rum haracı değerdi. Ve mezar içinde iki adet pirinç kapaklı dolaplar yapılmış, biri dopdolu mümessek altın ve biri ağzına kadar Sivilye guruş idi.
Bu ganimetleri gaziler görünce Nemrud ateşine bakmayıp kızın leşi üzerine saldırıp nice ümmet-i Muhammed birbirlerini ganimet için öldürerek tüm ganimetleri yağma edip sakin-leştiler.
Bu vilâyetin suyu ve havası güzel olduğundan beğenilenlerinin meşhuru Mengerus fili kadar alaca çakır gözlü sığırlar bir vilâyette yoktur ki boynuzları birer kulaç ablak, yeşil, sarı, kırmızı ve mavi boynuzları olur ki anlatmak mümkün değildir.
Koyunlarının da yine öyle boynuzları büklüm bülküm olup iri ve semiz koyunları olur ki Mısır'da Çerce koyunlarından büyük olur.
Bu mahalde olan dağlarda yeryüzünde bir çeşit kara balmumu olur. Misk ve ham amber gibi güzel kokusu insanın dimağını kokulandırır. Hatta faydası o kadardır ki ondan tekerlene-ne ve yaralanana muşamma edip sarsalar o an o canın taze hayat bulması kesindir.
Kısacası, Erdel diyarında bu vadilerin mahsulü, Rum'da Si-rem ve Semendire mahsulü, Anadolu'da Aydın, Sarıhan, Sivas ve Erzurum diyarları mahsulünden fazla rahmet diyarı meğer Şam'da Havran vilâyeti ola. Bu Tirepişvar'm havası Haleb sancaklarından Maarra havasından hoştur, ama güzel suyu yönün-
33
den Maarra'nın, Nil'in ve Şattularap'ın suları gerçekten de "cennet içeceği"diı.
Bu Tirepişvar sahrasında serdara çaşıtlar gelip melun Kemen Yanoş'un Orta Macar diyarında 50.000 asker ile dört tarafta serseri gezdiği haberi verilince Tımışvar Paşası Siyavuş Paşa kardeşi Sarı Hüseyin Paşa Tımışvar askeriyle adı geçen melunun üzerine tayin edilip gittiler. Ve artlarınca 20.000 seçkin hayal koşkol atlı zor batır yiğitlerden Tatar askerleri atlanıp gittiler. Oradan 2 saatte,
Botarvar şehri kalesinin özellikleri
Erdel'e tabidir, ama Erdel'in baş irşck, yani İrim Papa'dan üç mertebe aşağı olan papazın hassı bir haslar hası kiliseleri tamamen mavi has kurşunla örtülü mamur bir şehirdir. Bu süslü şehir, Botar şehri Matar Nehri kenarında Sekiz Cennet bağı gibi kalabalık bir şehir idi.
Sağları, ııemeşleri ve jodoşları serdara itaat etmediklerinden dolayı bakımlı ve süslü olduğuna bakılmayıp bütün ganimet inalları yağmalanıp şehri ateşe vuruldu. Ancak dağlarında bağları ve bal kovanları kalıp 200.000 İslâm askeri balı ve balmurnu-nu talan etti. Bu Matar Nehri doğu tarafta Macar dağlarından gelip büyük Tise Nehri'ne karışır. Oradan kalkıp 13 saat gidip,
Botar Sahrası menzili: Bir yeşillik ovanın nihayetidir. Bu mahalde Sarı Hüseyin Paşa esenlikle ve doyum olmuş olarak gelip "Kemen Yanoş melun Tise Nehri'ni geçip yarı askeriyle Orta Macar'a kaçtı. Ve yarı askeri Hayduşak'a kaçıp dağıldı" diye 680 adet katana kâfirleri dil getirip diller söyletilip nicesinin dilleri başlarıyla kesilip tüm getirdikleri ganimet malları satıldı. Oradan l saatte,
Melabarvar Kalesi'nin özellikleri
Macarcada (—) (—) demektir. Yapıcısını esirlerimizden sordum,
"Süleyman Han ile Budin'de kapanıp ccng eden Kral Ferdi-nand yapısıdır" diye cevap verdiler.
Bu kale de Erdel'e tabidir, ama nice kere Orta Macar ve Kaşa banları Furuşka Macarlar bu kaleyi beşer altışar ay kuşatıp zafer bulamamışlardır, ama hâlâ Erdel krallarına tabidir.
Kalesi Tise Nehri kenarında bir küçük şeddadi taş yapı, sağ-
34
lam bir sur, dayanıklı bir hisardır. Asla bir tarafında havalesi yoktur. Bu da, içinde Nemse soltatlan olduğundan itaat etmeyip cenge başlayıp o kadar balyemez toplar attı ki gülleleri sahrada birbirine dokunup seslen göklere çıkardı.
Sonunda Osmanlı askeri, kaleden bir top menzili uzak 1071 kurban bayramının 7. günü büyük Tise Nehri kenarında o büyük ovaya İslâm ordusu dip dibe, ip ipe konup 15 gün gece oturak ferman olunup bütün beylerbey ilere karakollar tayin olundu.
Tise Nehri'niıı karşı batı tarafı Nemse çasarının memleketidir. "Bir kimse karşıya bir hâl ile geçip çete ve poturaya gidenlerin haklarından gelinir" diye dcllâllar çağırıp sıkı sıkı tembihler olundu,
Bu Tise Nehri tâ Leh diyarıyla ErdeTin Seykel diyarında Sıçan Samur Dağlarının [Wb] batı tarafından doğup bu Erdcl diyarı ile Orta Macar arasından akıp 170 adet kaleye uğrayıp oradan Osmanoğlu diyarında Eğre Eyalcti'nde Son lök Kalesi, Segedin Kalesi ve kırk adet kalelere uğrayıp Tuna Nehri'ne Belgrad'dan bir konak yukarıda Pil Kalesi dibinde karışır, Tuna henüz derya gibi olur. Ama bu sene kenarında konduğumuz mahalde Tise Nehri gayet bataklı ve çataklı yerlerdir ki Mengerus fili geçemez, hele insanlara hiç bir şekilde geçit vermez bir divane akar, derin ve geniş belâ nehirdir.
Bu mahalde Tise üzerinde türlü türlü sanatlı Macar işi değirmenleri var, hepsi gemiler üzerinde ibretlik değirmenlerdir. Bu mahalde Tatar askerinden 10.000 bahadır Tatar ve 10.000 adet serhat gazileri de Kemen Yanoş melunun ardı sıra kovup dört tarafı talan etmeye Tatar'dan Ak Mehmed Ağa serdar olup gittiler, ama;
Bu hakirin Tise Nehri'ndeıı Orta Macar vilâyetine çaptıla gittiğimiz konakları bildirir
Önce Melek Ahmcd Paşa efendimin hayır duasıyla sene 1071 kurban bayramının 8. günü 20.000 seçkin Tatar askeri ve 40-50.000 çatal süratli at ile hakir de yoldaş kölelerimle çatal atlara binip Allah'a tevekkül deyip Yalı Ağası Şah Polad Ağa kuvvetiyle kona göçe at etleri, talkan, kurud ve yazmalar yiye içe ordu-yı hümâyûndan çıkıp o gün o gece Tise Nehri'nin beri Erdcl tarafına nice yüz köyler ve kasabalar yaka yıka,
35
Beleşo menzili
Bir bakımlı ve şenlikli nahiye idi. Öyle berbat olundu ki imaretten asla eser kalmayıp tüm halkı esir edilip zincire vuruldu. Şamos Nehri bu mahalle yakın akar. Ertesi gün 4 adet varoşları yakıp, nice eller ve köyler yakıp tüm keferelerini esir edip kimini kılıçtan geçirip Şamos Nehri'ni atlar ile rahatça ayaktan geçip o gün sahralar içinde seğirtip,
Sakmar nahiyesi menzili
Allah'ın büyüklüğü, bir büyük ova ve eski yerleşim yerleri idi ki diller ile anlatılıp kalemlerle yazılmaz. Öyle yakılıp berbat oldu ki ancak zemini, kârgir kiliseleri ve çan haneleri kalıp tüm kefere ve fecereleri esir olup ondan başka diğer hayvanlara asla bakılmadı. Buraya kadar batı tarafının gah sağını ve gah solunu alan talan ederek çekinmeden sakınmadan konup göçerek yiyip içerek gidip Şafiî vaktinde Sakmar Kalesi belli olup tüm askere tembih olundu.
Sağlam Sakmar Kalesi'nin özellikleri
Macarcada (—) demektir. Yapıcısı Maksi Kral'dır ki Süleyman Han ile Budin'de ceng edenin alçak veledi Maksi Kral yapısıdır. Hâlâ Erdel krallarına tabidir. Rakofçi melun zinde iken Nemse çasarıyla işbirliği edip bu kaleye 5.000 Nemse cengâveri koymuş idi. Asla itaat etmeyip sabah vaktinde bizim 20.000 askeri, yeri cehennem kâfirler kale içinden görüp öyle toplar attı ki yer ve gökler tir tir titreyip semender gibi Sakmar Kalesi Nem-rud ateşi içinde kaldı. Ve bizden nice at öldü, adamlar şehit oldu. Biz de top altından Tatar ile karınca gibi dağılıp kalenin batı tarafında toptan açıkta bir yeşillik yerde toplandık. Ve bize attığı top güllelerinin her biri kırkar ve ellişer okka gelir idi.
Gerçekte Leh'de, Çek'de, Nemse'de ve Erdel'de böyle bir büyük kale ve sağlam hisar yoktur. Kalesi büyük bir ovada asla havalesi yok bir beyaz sağlam kaledir. Dört tarafı göldür ki bir şekilde zafer mümkün değildir, zira bir semtten lağım, metris ve sibe etmek kabil değildir.
Kale döven topların sadmelerinden seyretmek mümkün değil idi ki büyüklüğü, hendeği ve tabyalar görüleydi, ama istediğimiz şekilde seyredemedik. Ancak içinde sanatlı manastırları, çanlıkları ve sarayları açıkta idi.
Daha sonra Sakmar sahrasmdaki köyleri çatıp ve esirlerin alıp berbat ederek o sahranın Varat Kalesi tarafında bir gece ka-ravullar ile yattık. Bu yerler de Sakmar nahiyesi diye sayılır.
Oradan kalkıp batı tarafına o gün seğirtip yaka yıka ganimetler ve esirler alarak bir dağı aşıp yedinci saatte, Karolvar Kalesi'nin özellikleri
Macarcada (—) (—) demektir. Yanoş Kral oğlu Matayoş Pran-ko Kral yapısıdır ki pis leşi Prag Kalesi'nde yatar.
Bu kale de Erdel kralı hükmündedir. Bunun [ila] içinde Nemse kâfiri 5.000 kişi vardı. 2.000 kadar cesur Tatar yiğitleri Şâfü vaktinde kale altına varıp bütün kâfirler varoş içinde uğursuz hanelerinde yatarken o kadar esir ve ganimet malları alınıp varoşu Nemrud ateşine vuruldu. Karol Kalesi'ndeki kâfirler de uyanıp dört tarafından top atmaya başladı ve bizden hayli adam haşladı, ama ne fayda. Bir daha esenlikle, ganimetle ve zaferle 20.000 asker ile yine bu Karol Kalesi yakınında olan köyleri berbat etmek için kale altında konaklanıldı. Anılan kale bir sahrada havalesiz bir küçük şeddadi taş kaledir, ama gayet mamur, hendeği gayet derin ve sağlam kaledir. Oradan kalkıp 8 saatte, İbret verici Eçetvar Kalesi'nin özellikleri
Macarcada (—) (—) (—) demektir, ama beş esirlerimiz gelmediler, zira eski kaledir. Bu da Erdel krallarına tabidir, ancak içinde melun Rakofçi, ağzına kadar Nemse askeri koyduğundan itaat etmedi. Şamos Nehri'ne yakın havalesiz sağlam bir kaledir.
Bir gölün içinde yumurta gibi bir beyaz kaplumbağa gibi göl içinde yatar bir benzersiz bir kaledir. Mamur kiliseleri ve yüksek sarayları belli idi, ancak ne büyüklükte, ne şekilde ve kaç kapısı var malumum değildir. Zira yanına topların güllelerinden varılmak imkânsız idi.
Allah'a hamd olsun 20.000 asker bu kadar mal alıp top menzili gölden açıkta bağlar kenarında konup kale kâfirleri askeri asla tınmayıp bir top atmadı. Bizler de gah batı ve gah doğu taraflarını öyle talan ettik ki "Aya bu vadide imaretten eser var mı idi?" diye bilinmez idi.
Bu nahiyeye Saboç derler. Geçmiş senelerde merhum Seydî Ahmed Paşa da bu vadilere gelip talan etmiş imiş, nice bin esir alıp gitmiş imiş. Oradan,
37
Sağlam Namin Kalesi'nin özellikleri
Erdel'e tabidir, ama Hayduşak katanası yeridir. Ve içinde ağzına kadar dolu, 3.000 Nemse askeri var, ama Rakofçi melun anasının bu kale miras mülküdür.
Ve (—) tarihinde Rakofçi Kral bizim Seydî Paşa ile Kolojvar Kalesi altında ceng edip yenilmiş ve yaralı olarak kaçtığında bu kaleye gelip anası yanında ölmüştür, pis leşi burada gömülüdür.
Rakofçi anası o ciğcrgahdan bize o kadar toplar attırdı ki hesaba gelmez. Gerçi bu kale de Şamos Nehrine yakın yüksek bir yerde havalesiz bir küçük şeddadi kaledir, ama cebehanesi, topları ve askeri çok olmakla bir hayli zaman yanına varılmayıp gider şeklinde olup asker kaybolunca pusuda olan gazilerimiz 300 kadar esir alrp varoşu Nemrud ateşine vurdular, çevresinde olan köyleri de berbat ettiler. Oradan,
Saboç nahiyesi menzili
Öyle bakımlı ve şenlikli nahiye imiş ki ateşe vurmak ile berbat edemedik ve esir almakla tüketemedik. Bağ ve bahçesine, şebekeli bostanlarına sınır yoktur.
Bu mahalde Rakofçi melunun ceddinden kalmış bir uğursuz sarayları var idi ki bu eğri suratlı felekte Öyle bir gönül açan saray ne görülmüştür ve ne yapılıp görülecektir ki eğer olduğu gibi bütün yapılarını, biçimini, tarzı ve tarhını bir bir anlatıp yazsak bu seyahatimizin müsveddesi bir yılda tamam olmaz. Hemen bütün Tatar gazi yiğitleri bu sarayda kendilerine yarar şeyleri alıp ateşe vurarak berbat ettiler.
Allah'ın hikmeti bu Saboç nahiyesiyle Eçetvar'ın nahiyesi sınırındaki Eçetvar Gölü'ndedır, ama bu taraflara yakındır. O göl içinde küçük yemyeşil adacıklar vardır. Ne zaman ki rüzgâr ters esse, o adacıklar çayırı ve çimeni, taşı ve ağaçlarıyla yerinden hareket edip bir taraftan bir tarafa gidip sert esen rüzgâr durulduğu yerde kalır. O adacıkların hâlleri böyle yaratılmış acayip ilâhî sanattır. Hatta bu adalar üzerinde o kadar hoş sular vardır ki hesabını Âlemlerin Yaratıcısı bilir. Zira bütün kâfirler o inançtadırlar ki bu adalar Hazret-i İsa mucizesi oluşmuştur, onun için hayvanlarını avlamazlar. Oradan,
Kalovar Kalesi'nin özellikleri
Macarcada (—) (—) demektir. Yakın tarihlerde Milan Batori
Mikloş Kral yapısıdır ki leşi Raba Nehri yakınında Alman kalelerinden Nhnet-Uyvar'da gömülüdür. Bu kale de Erdel'indir, ancak içinde Nemse askeri olduğundan Nemse kralı "benimdir" diye sahip çıkıp sulha aykırı iş olmasın için ve bir sarp kale olmakla, gerçi itaat [llb] de etmediler, ama yağmalanmayıp öylece kaldı.
Bu kale de büyük Tise Nehri kıyısına yakın bir kırlıkta havalesiz bir şeddadi sağlam yapı kaledir. Bu da Saboç nahiyesinde bulunmuştur, ama bu vilâyetlere Hayduşak derler. 12.000 kılıç yarar Macar katanaları çıkardı. Çoğu Seydî Ahmed Paşa çenginde ateş saçan kılıcın ağzından dermansız geçtiler ve cehenneme gittiler.
Bu nahiye tam bin parça bakımlı ve şenlikli köyler ve 77 adet birovları gümüş deyenekli varoşlardır. Her varoşundan anılan birovlar yüzer bin guruş tahsil edip krala varıp o da Osmanoğlu'na 250 kese hazine gönderir. Ancak f—) tarihinden beri Varat Kalesi feth olduğundan bu varoşların çoğu Varat Kalesi gelir kalemi yazılıp tüm birov hâkimleri toplanan malları Varat defterdarına teslim ederler.
Bu Erdel memleketi 4 bölük hükümettir. Bir bölüğü Er-deî'dir. Bir sınıfı Saz'dır ve bir bölüğü Seykel'dir. Ve bir bölüğü Hayduşak'tır. Bütün Macar'dan yiğit, zengin, cesur ve güzelleri bol vilâyettir, ama şehirlerinin çoğunu yalap ganimet mallarını alıp yaka yıka o gün gidip,
Tise Nehri kenarı menzili
Bu mahalde ismini bilmediğim büyük bir varoşu vurup bin kadar pak ve pâkize esirler alıp şehrini yaktık. Alınan esirler:
"Kemen Yanoş 8.000 asker ile gemilere binip Tise Nehri'nİ geçip karşı tarafta Nemse memleketine gitti" dediler. Bizini İslâm askerini sorduk,
"Tise kenarında oturup Erdel vilâyetini vurup Nemse sınırına geçmek sulha aykırı iş olur" deyip otururlar, ama,
"Tise'den geri dönmek ihtimalleri vardır" diye esirlerden doğru haber alıp hemen bizim serdarımız Şah Polat Ağa tellâllara çağırtıp,
"Gayri yollardan dönüştür. Esirlerinizi sağlam bağlayıp ve bir hoş saklayıp İslâm ordusunu ganimet etmek için sığır ve ko-
39
38 ju
yun sürülsün" diye 20.000 Tatar içinde ot ağaları çağırdı. Sonra Efrâsiyâb kerenayları çalınıp koş kösleri gürleyip o gün batı tarafına gidip,
Tokayvar Kalesi'nin özellikleri
Kurs Maçan dilinde (—) demektir. Yapıcısı Topal Hersek'tir. Ve bu da Erdel'e tabidir, ancak içinde reayası ve askeri tamamen Nemse imiş, ama kalesi Tise Nehri kenarında Tokay Yaylağıyla göklere çıkmış yüksek dağın dibinde sağlam bir kale imiş. Hayli uzaktır, seyrettik. Ama havalesi var. Kalenin içinde, aşağı ve yukarısında saraylar ve sanatlı duvarları parıldar güzel bir kaledir. Bu mahalde Tise Nehri'ni, Tokay Kalesi'ni ve yaylağını batı tarafında ardımıza bırakıp o gün kırlıklarda köyler yaka yıka askerimiz sayısız ganimetler alarak kıbleye doğru Kalo Kalesi yakınından yine geçip tam beşinci saatte,
Kış-Varat Kalesi'nin özellikleri
Kurs Maçan dilinde (—) demektir. Yapıcısı Boçkay Kay Hersek'tir. Pis leşi Yanık Kalesi yakınında gömülüdür. Bir Boçkay da Ösek'de yatar. İçinde Nemse olmamakla birovları, kursları ve dojları gelip yalı ağasıyla buluşup hediyeler verdiklerinden bir zarar olmadı. Meğer "Varat Kalesi'ne reayaları yeni yazılmıştır" diye Serasker Ali Paşa'dan ferman ve emirler gösterdiler.
Bu da Saboç nahiyesinde bulunmuş bir kırlıkta havalesiz sağlam kaledir, lâkin o kadar mamur değildir. Bağı, bahçesi ve şebekeli bostanları hesapsızdır.
Bu sahralara Dubroçin varoşuna ve ona yakın Bulkar varoşuna kadar Saboç nahiyesi derler ki Varat Kalemizin gelir kalemleri yazılmıştır ki tamamı 87.000 kefereler Varat'a reaya yazılmıştır. Oradan kalkıp,
Çehivar Kalesi'nin özellikleri
Erdel'e tabidir. Macarcada (—) demektir, ama kimin yaptığını bilmiyorum. Bu kaleyi uzak mesafeden görüp kalesi kıble tarafında bir büyük şehir gibi sanatlı manastırları, çanlıkları ve haneleriyle belli olup ona bir mil yakın yine Sakmar nahiyesinde konaklanıldı.
Bu mahalde Varat Paşası Sinan Paşa kethüdası gelip Sinan Paşa'dan Tatar seraskerimize mektuplar getirip,
40
"Bu Varat reayaların ne esir edcrsiz ve bu Varat Eyaleti'ni ne diye yakarsız? Sizi padişaha telhis edip Serasker Ali Paşa'ya 112a] sizi arz ederim. Aldığınız esirleri varan kethüdama teslim evle. Yohsa sen bilirsin" diye Sinan Paşa'nın mektupları okunduğunda, yalı ağamız,
"Paşan bildiğinden kalmasın. Biz bir alay ulûfesiz askeriz. Biz kâfir vilâyeti vurup esir ve ganimet malı aldık; Varat, vu-rat, sorat vilâyetleri vurmadık" diye Sinan Paşa kethüdasına bu şekilde cevap verilip onlar Varat yönüne gittiler. Biz geri dönüp yaka yıka bir başka yoldan yeni avlar ile ganimet mallan alarak bir gün bir gecede,
Şamos Nehri kenarı menzili
Bu mahalle Beleşo-Sonlok nahiyesi derler. Ertesi gün Şamos Nehri'ni geçip bir gün bir gece daha yürüyüp 1071 kurban bayramının 22. günü 40.400 adet esir ve bu kadar ganimet mallarıyla zengin olup Allah'a hamd olsun İslâm ordusuna yine Tise Nehri kenarında katıldık. Yalı Ağası Şah Polad Ağa, Ak Mehmed Ağa, Dedeş Ağa ve gayri ot ağaları hil'at giydiler. Hakire ancak bir çeleng bağışlanıp serdar başıma kendi eliyle koyduğundan dünya kadar hoşlandım.
Hemen o an bütün ganimet mallan ve esirlerimizi meydana çıkarıp satılıp asla akçe etmeyip bir guruşa on yaşında güneş parçası oğlanlar alınıp satılıp bir kadının iki elinde iki evladıyla bir buçuk guruşa satıldığı sicilde yazıldı.
Sözün özü, adam basma ikişer guruş hisse değip, gaza malıdır Hak berekât versin, dedik.
îslâm ordusunda öyle bolluk oldu ki herkes esir almadan bıktı. Hakir de bir gazada 3 adet esire malik oldum ve 3 kölem de birer esir ile doydular.
Allah'a hamd olsun yine Melek Ahmed Paşa efendimize esenlikle kavuşup sohbet şerefleriyle şereflendik. Bütün gaziler ganimetlerini satıp gaza malıyla doydular.
Bu mahalde Serdar Ali Paşa bütün devlet ileri gelenleri ve tüm iş erleriyle görüşüp danışıp,
"Elbette padişah fermanı üzere bir kral nasb edip arta kalan malı tahsil edip hizmet eda edelim, yoksa bu el vilâyetleri yakıp yıkmaktan padişaha ne fayda. Elbette Husvar Kalesi'nde
olan Helil Gaboru ve Kaşa şehrinde Zolomioğlu'nu getirtip kral edelim. Yohsa kılıç gibi kış gelmede ve iş geri kalmada" dediklerinde Siyavus Paşa kardeşi Abaza Sarı Hüseyin Paşa Tınuşvar Eyaletiyle ve serdar kethüdası Hasan Ağa 40 adet bayrak sekban sarıca ile tayin olunup kral getirmeye memur olduklarında hakir Hüseyin Paşa ile,.
Husvar Kalesi'ne ve Kaşa şehrine gittiğimiz konaklan
bildirir
Hakir 3 kölem ve altı adet çatal atlarını ile bu mahalden kalkıp/
"Aya Tise Nehri'ni ne taraftan geçmek mümkündür?" diye danışıp Tise'nin doğu taratma baş yukarı altı saat gidip,
Sonunda bu mahalden geçilir diye can kuşlarımızı Allah'a ısmarladık. Herkes arkadaşlarıyla helâlleşip kılıçları, oklukları ve diğer silâhlarını herkes arkalarına bağlayıp bazı iş görmüş ve çete gözetmiş gaziler silâhlarını tulumlara ve sazdan sallara koydular. 10.000 bahadır yiğitler 25.000 Arap atları ile Allah'a sığınıp dua ve senadan sonra bütün gaziler balık gibi o amansız Tise Nehri'ne vurup yüzerek can pazarına düşüp bir kenara geçmede. Hüseyin Paşa sallar ile geçti, hakir tüm esvap ve eşyalarımı tulumlara koyup iki at ortasına gelip Tatar'dan gördüğüm gibi esenlikle Tise Nehri'ni geçip şükür secdesi ettim.
Gerçi Tuna, Şattularap, Nil, Ceyhun ve Seyhun kadar derin ve geniş su değildir, ama divane coşkun akar büyük nehirdir.
Bütün İslâm ordusu yüz bin sıkıntı çekerek geçip ancak 17 adam attan ayrılıp şehit oldular. Bu mahalde biraz dinlenip herkes esvaplarını kurutup yine atlara binip o yemyeşil ovanın doğu tarafına 8 saatte bakımlı ve şenlikli köyler, kasabalar, İbret verici sanatlı manastırlar, bağ ve bahçeler geçerek (—) Sağlam Husvar Kalesi'nin özellikleri
Macarcada {-—) (—) demektir. Menuçehr oğlu Acem'den Macar olan Nagban Ejder Kral yapısıdır. Erdel krallarına tabidir, ama Orta Macar toprağında bulunup bir zaman Orta Macar hâkimi Kurs Palatinuş hükmünde idi.
Sonra (—) tarihinde Erdel hâkimi Betlen Gabor Kral Süleyman Han'ın, izniyle [I2b] bu Husvar Kalesi'ni Kurs Maçan elin-
den Osmanoğlu kuvveti ile alıp sağlam bir kale etmiştir ki gece rüyasında gören adamın dudakları uçuklar. Hâlâ içindeki bütün keferesi Nemse, kaptanı, irşckleri, sağları ve nemeşleri tamamen Nemse'dir, lâkin Zolomioğlu mülküdür. Kalesi, Hasun Yaylası dibinde duvarları dolma şeddadi rıhtım, İskender Şeddi gibi, beyaz kuğu gibi kaledir ki sağlam surunun boyu gökyüzüne çıkmış bir sağlam, dayanıklı, yeni yapı bir güzel hisardır.
Aşağıda varoşu kalenin batı tarafına bakar, tüm evleri biri biri üzere gayet süslü varoştur ki bütün saraylarının çatıları renkli kiremitler ile örtülü ve bütün kiliseleri kurşun ile ve kalaylı teneke ile kaplı mamur ki liselerin haçları saf altın ile yaldızlı olduğundan insanın nergis gözleri kamaşır. Bağ ve bahçesinin sınırı ve sonu yoktur ve suyu ve havası gayet hoştur.
Dostları ilə paylaş: |