İlamsiz icra takiBİ-İcra iflas hukuku madde 42 Para borcu ve teminat için takip



Yüklə 12,14 Mb.
səhifə86/111
tarix16.05.2018
ölçüsü12,14 Mb.
#50567
1   ...   82   83   84   85   86   87   88   89   ...   111

b) D a v a l ı - a l a c a k l ı n ı n  “davacı-borçlunun varlığını inkar ettiği hukuki ilişkisinin gerçekleştiğini” -TMK. mad. 6 uyarınca- ispat etmesi gerekir.

Yüksek mahkeme, şu durumlardaispat yükünün davalı - alacaklıya düştüğünü belirtmiştir:

√ «Davalı sözleşmeye konu alınan teminat senedinin anlaşma gereğince işin tamamlanmasından sonra iade edildiğini, takip konusu senedin başka bir ticari ilişkiye ilişkin olduğunu ileri sürdüğünden, davalı ispat külfetini üzerine almış bulunup; davalının, ‘icra takibine konu bononun sözleşmede belirtilen bono olmadığını, başka bir ticari ilişki nedeniyle verildiğini’ ispatla yükümlü olduğunu»[259]

√ «Davalı beyanında davacının yaptığı ödemeyi kabul etse de, davalının ‘bu ödemenin dava konusu bonoya yönelik yapılmadığı, bir başka alacağa yönelik olduğu’ iddiasını kanıtlamak zorunda olduğunu»[260]

√ «Nakden kaydını taşıyan bonodan dolayı borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkin davada, davalı cevap dilekçesinde, dava konusu bononun miras yoluyla intikal eden gayrimenkul hisse devri karşılığında düzenlendiğini savunmuş ve böylece senedin ihdas nedenini talil ettiğinden davada ispat külfetinin davalıda olduğunu»[261]

√ «Davacı ‘dava konusu bono bedelini muhtelif tarihlerde gönderdiği banka havaleleriyle kısmen ödediğini’ iddia etmiş, davalı ise ‘yapılan ödemelerin bonoyla ilgili olmadığını, başka bir borca yönelik bulunduğunu’ savunmuş olup, havale tarihlerinin büyük bir kısmı bononun tanzim tarihinden sonra olduğuna göre, ‘ödemelerin başka bir borca yönelik olduğunu’ davalının usulen kanıtlaması gerekeceğini»[262]

√ «Taraflar arasındaki menfi tespit davasında, dosya kapsamındaki tediye makbuzu uyarınca dava konusu ‘çekin teminat amacıyla verildiği mahkemece kabul edilmiş olup bu durumda çekin neyin teminatı olarak verildiği ve teminat konusu alacağın varlığının ispatı’ davalı çek hamiline düşeceğinden, mahkemece ispat yükünün davalıda olduğunun kabul edilmesi gerekeceğini»[263]

√ «Kira alacağına ilişkin olarak yapılan icra takibinden dolayı davacının borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin davada, taraflar arasında yazılı kira sözleşmesi bulunmaması ve davalının iddia ettiği kira sözleşmesine davacının karşı çıkması durumunda, kira sözleşmesinin başlangıç tarihi, süresi ve kira parasının miktarının kiralayan davalı tarafından kısıtlanması gerektiği, davacı taraf açıkça muvafakat etmediğinden talep edilen yıllık kira miktarına göre kira ilişkisinin varlığının ve kira miktarının tanıkla kanıtlanmasının mümkün olmadığı, dar yetkili icra mahkemesinin verdiği karar genel mahkeme için kesin hüküm oluşturmadığı, borçluya yapılan tebligatta borçlunun taşınmazdan taşındığının halen orada oturan şahıs tarafından bildirilmesi ve tebliğ memurunun bunu tebligata şerh etmesi davacının davalının kiracısı olduğunu göstermediği, mahkemece, kiralayan davalının kira sözleşmesinin başlangıç kiracısı olduğunu göstermediği, mahkemece, kiralayan davalının kira sözleşmesinin başlangıç tarihi, süresi ve kira miktarı konusunda delilleri toplandıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerektiğini»[264]

√ «İhdas nedeni bölümünde ‘malen’ kaydı bulunan bonodan dolayı borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkin davada, ispat külfetinin davalıda olduğunu»[265]

√ «Davalı tarafın  ‘uyuşmazlığa konu edilen toplam 40.000,00 TL tutarlı çekin ticari ilişki kapsamında oluşan kur farkı alacağına karşılık verildiğini’ bildirmekle, ispat yükünü üzerine aldığı, bu durum karşısında davalı tarafın kur farkı alacağının varlığına yönelik delillerin dosyaya ibrazı sağlanarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, ispat yükünün tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisinde isabet görülmediğini»[266]

√ «Kural olarak, havalenin mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı, davacının delil olarak dayandığı havale dekontunda, başka bir amaçla ödeme yapıldığına dair bir şerh bulunmadığına ve havale tarihi, dava konusu senedin tanzim ve vade tarihlerinden sonra olduğuna göre, bu havalenin dava konusu senede yönelik bir ödemeyi içerdiğine dair karine mevcut olduğu ve bu karinenin aksini ispat külfetinin davalıya ait olması gerekeceğini»[267]

√ «6098 sayılı TBK’nun 207. maddesi uyarınca satım sözleşmesinde satıcı davalı, satılan malların davacıya teslim edildiğini kanıtlamak zorunda olup; ispat külfetinde yanılgıya düşülerek, davacı tarafa yemin teklif hakkının hatırlatılması ve ‘alacaklı davalı şirket temsilcisinin de faturada belirtilen ürünleri davacıya teslim ettiği hususunda icapsız davete istinaden yemin etmiş olması’ gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilemeyeceğini»[268]

√ «Ödemelerin dava konusu senede değil de başka bir borca karşılık yapıldığını savunan davalının, bu yöndeki savunmasını ispatla yükümlü olduğunu»[269]

√ «Senette yer alan imzanın borçluya ait olduğunun ispat külfetinin senedi elinde bulundurup takibe girişen ve imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıya düşeceği, ‘imzanın borçluya ait olup olmadığı’nın tespit edilemediği durumlarda, imzanın borçluya ait olduğunun anlaşılması koşulunun gerçekleşmeyeceğini»[270]

√ «Zamanaşımına uğramış senede dayanarak takip yapan davalıların senet nedeniyle murisleri tarafından davacıdan alacaklı oldukları yönündeki savunmalarını kanıtlamaları gerekeceğini»[271]

√ «Takibe konu bononun düzenleme nedeni olarak nakden yazıldığının anlaşılması sebebiyle ispat yükünün davalıya ait olacağını»[272]

√ «BK.’nun 182/2. maddesi gereğince aykırı adet veya sözleşme bulunmuyorsa, satıcı ve alıcı aynı zamanda borçlarını yerine getirmekle yükümlü olup, ‘satış bedelinden alacaklı olduğunu’ iddia eden satıcının, ‘bedelinin sonradan ödenmek üzere malın teslim edildiğini’ ispat etmesi gerekeceğini»[273]

√ « ‘Dava konusu çek nedeniyle davalı hamile borçlu olunmadığının tespitinin’ istendiği davada, ‘dava konusu çekin dava açılmadan önce, önceki cirantaya geri verildiğini’ davalının kanıtlaması gerekeceğini»[274]

√ «Kambiyo senedindeki imzaya itiraz halinde senetteki imzanın borçluya ait olduğunun ispat yükünün, senedi elinde bulunduran alacaklıya ait olacağını»[275]

√ «İspat yükü konusunda, ‘alacaklı olduğunu’ davacı yan kanıtlamakla yükümlü ise de, davalı taraf ticari ilişkiyi kabul edip ödeme savunmasında bulunduğundan, davalının ‘ödeme savunmasını’ usulüne uygun delillerle kanıtlaması gerekeceğini»[276]

√ «Menfi tespit davasında, ispat yükünün ‘malların bedelinin ödendiğini’ savunan davalı şirkete ait olması gerekeceğini»[277]

√ « ‘Malen’ kaydı bulunan bono yüzünden bononun ihdas nedenini talil eden davalının bu bonoyla ilgili olarak ispat yükümlülüğünü üzerine aldığını»[278]

√ «Menfi tespit davasında savunmanın davacı tarafça kabul edilmediğine bu durumda ispat yükünün değişmeyerek yine davalı tarafta kalacağını»[279]

√ «Menfi tespit davasında, davanın konusu olan takip belgesiz olarak yapılmış olup ispat yükü davalıda olduğundan davada delil olarak gösterilen dekontlarda da bir açıklama bulunmadığına göre davanın kabulü gerekeceğini»[280]

√ «  ‘Çekteki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olduğunu’ ispat külfetinin davalı alacaklıda olacağını»[281]

√ «Menfi tespit davalarında ispat yükü yer değiştirmiş olduğundan, ispat yükünün davalı alacaklıda olacağı, davalı alacaklının, taraflar arasındaki ilişkiyi ve dava konusu borcun varlığını kanıtlaması gerekeceğini»[282]

√ «Davacı, ödeme iddiası ile ilgili olarak dosyaya bir takım ödeme belgeleri ibraz etmiştir. Davacı yanca sunulan bu ödeme belgelerinin tarihinin dava konusu bonoların ödeme tarihlerinden sonra olduğu anlaşılmaktadır. Davalı vekili cevabında, yapılan ödemelerin başka alacaklarına mahsuben yapıldığını savunmuştur. Hal böyle olunca mahkemece ispat külfetinin davalı yanda olduğu gözetilmeden, ispat külfetinin tayininde yanılgıya düşülerek, yazılı biçimde karar verilmesinin doğru görülemeyeceğini»[283]

√ «Davalı tarafın ödemeyi inkar etmeyip başka senetlere istinaden yapıldığını ileri sürdüğü ispat yükünü üzerine aldığı, fakat davacı tarafça ‘yapılan ödemenin başka senede istinaden yapıldığını’ ispatlayamadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceğini»[284]

√ «Dava konusu çekin teminat çeki olduğu hususu ihtilafsız bulunduğundan artık ödemelerin çekin keşide tarihinden önce veya sonra olmasının bir önemi bulunmakta, havalelerin mevcut bir borcun tediyesine yönelik olarak yapıldığının kabulü geremekte ve davalının ‘bu ödemelerin başkaca bir alacağa yönelik olduğu’ yolunda savunması varsa ispat külfetinin bu yönden davalıya geçeceği de gözetilerek, davacı ödemelerine göre çekin teminat fonksiyonunun devam edip etmediği irdelenip, varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekeceğini»[285]

√ « ‘Adli Tıp Kurumu raporuna göre, dava konusu bonodaki imzanın davacıya ait olup olmadığının tespit edilemediği, bonodaki imzanın borçluya ait olduğunu kanıtlama yükünün davalı alacaklıda olduğu, davalının ise bu hususta herhangi bir delil ve belge sunamadığı, yemin teklif hakkını da kullanmadığı, gerekçeleriyle ‘davanın kısmen kabulüne, davacının takibe konu senet nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine’ karar verilmesi gerekeceğini»[286]

√ «Veriliş nedeni ‘malen’ olan bononun verilen borç karşılığı alındığını savunan davalının, senedin veriliş nedenini talil ettiği gözetilerek, ispat külfetinin davalı yanda olduğunun kabulü ile davalının iddiasını kanıtlayamadığı gözetilerek, davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceğini»[287]

√ «Çekteki ciro silsilesi ve ibraz kaydı dikkate alınarak TK’nun 705. (yeni TTK.’nun 793.) maddesi hükmüne göre hamiline yazılı çeklerde ibrazdan sonraki hak sahibi ancak alacağın temliki hükümlerine göre belirlenebileceğinden bu durumda ispat yükünün davalı tarafa düştüğü, davalı tarafça çek alacaklısı olduğunu gösteren herhangi bir delil sunulmadığından, davanın kabulü ile davacının takip konusu çek nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, kötü niyet ispat edilemediğinden davacının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekeceğini»[288]

√ « ‘Senette yer alan imzanın borçluya ait olduğunu ispat külfetinin, senet elinde olup takibe başlayan ve imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden davalıya ait olduğu’ gerekçesiyle “davanın kabulüne” karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığını»[289]

√ «Davacı tarafından cironun protestodan sonra yapıldığı ve bu nedenle alacağın temliki hükümlerine tabi olduğu, alacağın temlikinin ise hukuka uygun yapılmadığının iddia edildiği, BK’nun 163. (yeni TBK.’nun 184.) maddesine göre alacağın temlikinin geçerlilik şartının yazılı şekilde yapılması gerektiği, davalıların, davacının iddiasına karşı ve davanın esasına ilişkin olarak herhangi bir delil bildirmedikleri; bu halde ‘geçerli bir bono veya geçerli bir alacağın temlikinden söz edilemeyeceği, ispat yükü üzerine düşen davalı alacaklının bu yükümlülüğünü yerine getirmediği’ gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceğini»[290]

√ «Davalının yapılan ödemelerin takip konusu borca değil başka bir borca ilişkin olduğunu kanıtlamakla yükümlü olduğu, bu hususta bir delil ileri süremediği, gerekçesiyle ‘davanın kabulüne, davacının takip dosyası kapsamında borçlu olmadığının tespitine ve asıl alacağın %40’ı oranında tazminatın davalıdan tahsiline’ karar verilmesi gerekeceğini»[291]

√ «Mahkemece, ‘davalının başlattığı... Esas sayılı icra takibinin ilamsız icra takibi olduğu ve alacağın ispatı külfetinin davalı tarafta bulunduğu, davalının alacağını kanıtlayamadığı ve teklif edilen yeminin davacı tarafından yerine getirildiği’ gerekçesiyle ‘davanın kabulüne’ karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığını»[292]

√ «Davalı alacaklı ‘ödemenin başka bir borca karşılık olduğunu’ savunmuştur. Bu durumda ‘ödemenin başka bir alacağa ilişkin bulunduğunu’ ispat yükü davalı alacaklıda olup, davalı alacaklının bu savunmasını ispat edememesi halinde ‘ödemenin takip konusu yapılan muaccel olan borca karşılık yapıldığı’nın kabulü gerekeceğini»[293]

√ «Bononun ödeme planındaki borcun tasfiyesi ve teminatı amacıyla verildiği sabit olup, daha sonra verilen kredilerin tahsili amacıyla bononun takibe konulmasını gerektiren hususların davalı banka tarafından ispatlanması gerekeceğini»[294]

√ «Çekin, dava konusu alacak dışındaki bir alacağa ilişkin olduğunun ispat yükünün davalıda olacağı, mahkemece ispat külfetinin tayininde yanılgıya düşülmesinin bozmayı gerektireceğini»[295]

√ «Araç satışına konu harici satış sözleşmesine istinaden verilen bonodan dolayı ‘borçlu olmadığının tespitine’ dair açılan menfi tespit davasında, ispat yükünün davalı üzerinde bulunduğu,davacının yemin teklifini yerine getirmesi sebebiyle, taraf yemininin kesin delil olduğu, davalının iddiasını ispatlayamadığından ‘davanın kabulüne, asıl alacağın yüzde kırkı (şimdi; yirmisi) oranda icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline’ dair verilmiş olan kararda isabetsizlik bulunmadığını»[296]

√ «Davalı asil... tarihli duruşma sırasındaki yemininde; sunulan ödeme belgelerindeki imzaları kabul etmiş, ancak ‘toplam tutarı... TL olan belgedeki ödemenin dava konusu borçla ilgili olduğu, toplam tutarı... TL olan diğer iki belgedeki ödemenin ise taraflar arasındaki bir başka borca yönelik olduğunu’ ifade etmiştir. Bu durumda bir başka alacağı için davacının yaptığını öne sürdüğü... TL ödeme hususunda ispat külfeti davalı tarafa ait olacaktır. Davalı, taraflar arasında olduğunu ileri sürdüğü diğer ticari ilişki ve bu ilişki nedeni ile alacaklı olduğunu ispat etme yükümlülüğü altındadır. Şayet davalı ispat yükümlülüğünü yerine getiremez ise, bu miktarın da dava konusu alacağa yönelik olduğunun kabulü gerekir. Hal böyle olunca, mahkemece davalıya ispat imkanı tanınarak, sonucuna göre karar vermek gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin hükmün bozulmasına neden olacağını»[297]

√ «Çeklerin ilerde teslim edilecek mallara ilişkin avans olarak verildiğinin ve bu nedenle mal teslimine ilişkin ispat yükünün davalıda olduğunun kabulüyle, hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun olan hükmün onanması gerekeceğini»[298]

√ «Davanın dayanağını teşkil eden dolayısıyla da alacaklının alacağının ispat aracı durumundaki bonoda bulunan ‘malen’ kaydının doğru olmadığı yönündeki borçlu iddiası alacaklı yanca da kabul edilmiş, temeldeki hukuki ilişki yönünden bonodaki ispat kaydı bizzat alacaklı tarafından değişikliğe uğratılmıştır. Alacağın varlığını ve dayanağı temel ilişkinin senetten farklı olduğunu iddia eden alacaklı artık kendi dayandığı ve senetten anlaşılmayan elden para verme olgusunu ispat yüküyle karşı karşıyadır. Alacaklının ‘bonodaki malen kaydına karşı alacak borç ilişkisinin mal alışverişine dayanmadığı’ yönündeki kabulü karşısında, davacı-borçlunun iddiası bu noktada sabit olmaktadır. Lehtarın yani alacaklının ‘bedelin para olarak verildiği’ iddiasını ispat yükü ise kendisinde bulunmaktadır. Hal böyle olunca, mahkemece kanıt yükünün davalı tarafta olduğu gözetilerek, bir karar verilmesi gerekirken, kanıt yükünün tayininde yanılgıya düşülerek ‘davanın reddine’ karar verilmesinin hükmün bozulmasına neden olacağını»[299]

√ «Mahkemece, ‘toplanan deliller doğrultusunda davacının yaptığı ödemelerin davalı tarafça kabul edildiği, bu durumda davalının bu ödemelerin bonodan başka bir borç için yapıldığını ispat etmesi gerektiği, ancak ispatlayamadığı’ gerekçesiyle, davanın kabulüne karar vermiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığını»[300]

√ «BK’nun 86. (yeni TBK.’nun 102.) maddesine göre ödeme belgesinde ödemenin hangi borca ilişkin olduğu konusunda bir açıklık yoksa ödemenin mevcut bir borcun tasfiyesi amacıyla yapıldığının kabulünün gerekeceği, eğer davalının dava konusu bonolardan başka davacıdan bir alacağı varsa bunu ispatla yükümlü olacağı şayet böyle bir alacak mevcut değilse, yapılan ödemenin anılan hüküm uyarınca mevcut borca ilişkin olduğunun kabulü gerekeceğini»[301]

√ «Dava konusu bonoda ihdas nedeni olarak ‘nakden’ kaydı mevcut olmasına rağmen, senedi talil eden tarafın bu iddiasını yazılı delille ispat etmesi gerektiğini»[302]

√ «Senette ihdas nedeninin ‘nakden’ olması karşısında ispat külfetinin senedin ihdas nedenini talil eden tarafta olması nedeniyle, bu hususta tüm deliller toplanıp, değerlendirilmesi gerektiğini»[303]

√ «Dava, zamanaşımına uğramış çekten dolayı yapılan takibin kesinleşmesi üzerine, borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Zamanaşımına uğramış çekten dolayı alacaklı olduğu, konusunda ispat yükü davalı alacaklıya düşmekte olup, taraflar arasında temel ilişki bulunması sebebiyle, davalı taraf, yazılı delil başlangıcı niteliğindeki çeke dayanarak alacağını tanık dâhil her türlü delille ispatlayabilir. Bu nedenle ispat yükünde hataya düşülerek, yazılı gerekçe ile ‘davanın reddine’ karar verilmesinin hükmün bozulmasına neden olacağını»[304]

√ «Davacının yaptığı ödemelerin, müvekkilinin murisinin davacıdan olan başka bir alacağa yönelik olduğunu beyan etmesi halinde, ispat külfeti yer değiştireceğinden, kural olarak ‘ödemelerin başka bir alacağa yönelik olduğu’nun davalılar tarafından usulünce kanıtlanması gerekeceğini»[305]

√ «Senedin ‘davalı’ tarafından talil edilmiş olması halinde ispat yükünün davalıya düşeceğini»[306]

√ « ‘Banka dekontlarındaki ödemenin, başka bir senede yönelik olduğu’ yolundaki savunmanın, iddia eden tarafça ispatı gerektiği»[307]

√ «Zamanaşımına uğramış çek sebebiyle kambiyo hukukundan doğan haklar yitirilir ise de, temel hukuki ilişkiye dayanılarak bir tahsil davası açılabileceği gibi, Türk Ticaret Kanunu’nun 644. maddesinde düzenlenen sebepsiz zenginleşme davasının da açılabileceğini, menfi tespit davasında ispat yükünün kural olarak alacaklıya düşeceğini, ancak davayı açan borçlunun, hukuki ilişkiyi inkar etmeyip kambiyo senedinin zamanaşımına uğradığını ileri sürülmesi halinde borçlu olmadığını ispat etmekle yükümlü olduğunu»[308]

√ «Mahkemece yapılan yargılama sonunda; ‘dava konusu çeklerin hamiline düzenlenmiş olup, davacı şirketçe davalının temsilcisi olduğu şirkete verildiği, her ne kadar bedelsizlik def’i ciranta olan davalıya karşı ileri sürülemezse de davalının, temsilcisi olduğu şirkle davacı arasındaki hukuki ilişkiyi bilecek durumda olması sebebiyle bedelsizlik def’inin davalıya karşı da ileri sürülebileceğinin kabulü gerekeceği, bu durumda ispat külfetinin davalı yanda olduğu, davalı yanca herhangi bir delil gösterilmediği gibi yemin de teklif edilmediği’ gerekçeleriyle ‘davanın kabulüne’ karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığını»[309]

√ «Taraflar arasında senetten doğan borç ilişkisi bulunmakta olup, davacı tarafın davalıya gönderdiği havalenin söz konusu borç için yapılan ödeme olduğunu iddia ettiği, davalı tarafın ise bu ödemenin başka bir ilişki sebebiyle gerçekleştiğini savunduğu, bu durumda ‘yapılan ödemenin başka bir borç ilişkisi için gerçekleştirildiğini’ davalı tarafın ispatlamakla yükümlü olduğunu»[310]

√ «Dava konusu çekin sipariş edilen mallara karşı avans olarak verildiği ve karşılığında mal gönderilmediğini iddia eden taraf tarafından iptalinin gerekeceği, davalının davacı ile ticari ilişkisinin olmadığını ve hamiline düzenlenmiş çeki cirosuz olarak dava dışı 3. kişiden teslim aldığına dair iddia ve savunmasının kanıtlanmasına olanak tanınarak aralarında ticari ilişkinin olup olmadığının araştırılmasının gerekeceğini»[311]

√ «Davacı, davalı ile aralarında akdi ilişki bulunmadığını iddia etmiş, davalı ise davacıdan haricen araç satın alıp, bedelini ödediğini ayrıca hurda halindeki aracı tamir ettirdiğini ancak aracın geri alındığını savunarak ödediği bedel ile tamir giderini davacıdan tahsili için icra takibine giriştiğini bildirmiştir bu sebeple ispat külfetinin davalıda olacağını»[312]

√ «Somut olayda davanın, kesinleşen icra takibine karşı davacı borçlu tarafından açılan menfi tespit davası olduğu, dava konusu olayda icra takibinin bir belgeye dayanmadığı, ödeme emrine itiraz edilmemesi sonucu ilamsız icra takibinin kesinleşmesinin, takip hukuku yönünden sonuç doğuracağı, bu hususun, borçlunun borcu olduğunu ikrar ettiğine dair maddi hukuk yönünden bir karine teşkil etmeyeceği, bu nedenle davalı alacaklının, davacı borçludan alacaklı olduğunu ispat etmekle yükümlü olduğunu, ayrıca genel hükümler uyarınca ispat yükünün dağıtımında, objektif iyi niyet kurallarının da gözetilmesinin gerekeceğini»[313]

√ «Uyuşmazlığa konu bonoların ‘nakden’ düzenlendiği, davalı alacaklının senetlerin verilen mal karşılığı düzenlendiğini savunarak ihdas nedenini talil ettiği, bu durumda ispat külfeti yer değiştirdiğinden davalıdan delilleri sorulup toplandıktan sonra oluşacak duruma göre bir karar verilmesi gerekirken, ‘ispat yükünün davacı tarafta olduğu ve iddianın kanıtlanamadığı’ gerekçesiyle davanın reddinin yanlış olacağını»[314]

√ «Senedin ‘davalı’ tarafından talil edilmiş olması halinde ispat yükünün davalıya düşeceğini»[315]

√ «Nakten düzenlenmiş olan bononun, davalılarca ‘teminat olarak davacıdan alındığını’ beyan edilerek bononun ihdas nedenini talil edilmiş olduğundan, davalıların ‘teminat olarak aldığı bono nedeniyle alacaklı olduğunu’ kanıtlanması gerekeceğini»[316]

√ «Nakden kaydını taşıyan bononun mal bedeli karşılığı düzenlediğini savunarak bonoda gösterilen düzenlenme nedenine aykırı beyanda bulunan davalı alacaklının bu beyanı ile menfi davasındaki ispat külfetinin de davalı-alacaklıya geçeceğini»[317]

√ « ‘Nakden’ kaydını taşıyan bononun, davalı-alacaklı tarafından ‘mal bedeli karşılığında’ düzenlendiğinin ileri sürülmesi halinde, bu hususu ispat yükünün davalı-alacaklıya düşeceğini»[318]

√ «Tarafların, takip konusu senedin ‘teminat senedi’ olduğunda hemfikir olmaları durumunda  ‘bu senet nedeniyle alacaklı olduğunu’ ispat külfetinin davalı-alacaklıya düştüğünü»[319]

√ «Zamanaşımına uğramış çekten dolayı alacaklı olduğunu ispat yükünün alacaklıda olduğunu»[320]

√ «Çekte keşide yerinin yazılmaması halinde, belge ‘çek’ sayılmayacağı gibi, hamiline düzenlenmişse ‘havale’ niteliğinde dahi olmayacağından, bu durumda ispat yükünün davalı-alacaklıya düşeceğini»[321]

√ «Borçlunun, kesinleşen ve bir belgeye dayanmayan ilamsız takip hakkında açtığı ‘borcu bulunmadığını’ tespite yönelik davada alacağın varlığını ispat yükünün alacaklıya düşeceğini»[322]

√ «Borçlunun -‘nakit’ olarak ya da ‘çek’ ile veya ‘alacağın temliki’ suretiyle yaptığı- ödemelerin, ‘dava konusu borç dışındaki başka bir borçla ilgili olduğunu’ ileri süren davalı-alacaklının, bu savunmasını ispat zorunda olduğunu»[323]

√ «Taraflar arasında yazılı kira sözleşmesi bulunmaması halinde, aylık kira bedelinin ne kadar olduğunu ispat yükünün davalı-kiralayana ait olduğunu»[324]

√ «Senedin veresiye akaryakıt alım-satım ilişkisine dayalı olarak düzenlenmiş olduğunun taraflarca kabul edilmiş olması halinde, davalının ‘senet bedeli kadar davacıya ve ortağı bulunduğu şirkete mal verdiğini’ kanıtlaması gerekeceğini»[325]

√ «Dava konusu senedin kendisine ‘miktar hanesi açık (boş) olarak verildiğini’ kabul eden davalının, davacıdan ne miktar alacaklı olduğunu (senedi ne miktarda doldurması gerektiğini) ispat etmesi gerekeceğini»[326]

√ «Dava konusu senedin ‘teminat senedi’ olduğunun anlaşılması halinde, ‘ne kadar alacaklı olduğunu’ davalı-alacaklının ispat etmesi gerekeceğini»[327]

√ «Davacının ‘davalı tarafından ilamsız takibe konu alacağın dayanağı faturadaki malları almadığını, davalı ile akdi ilişkiye girmediğini’ ileri sürerek açtığı olumsuz tespit davasında ‘akdi ilişkinin varlığını’ davalının yazılı delille ispat etmesi gerektiğini»[328]

√ «Alacaklı tarafından zamanaşımına uğramış çeke dayalı alacak için yapılan takipten sonra açılan olumsuz tespit davasında, alacaklının takip konusu alacağının temel ilişkisini belirtip ispat etmesi gerekeceğini»[329]

√ «‘Tacirin borçlarının ticari olması’ asıl (kural) olduğundan, ‘dava konusu senedin ticari işletmesiyle ilgili olmadığını’ ileri süren davalı-alacaklının bu hususu ispatla yükümlü olduğunu»[330]

√ «Gerek borçlu tarafından açılan ‘ipoteğin fekki’ davasında ve gerekse bununla birleştirilerek görülen ‘itirazın iptali’ davasında, alacağın varlığının alacaklı tarafından ispatı gerekeceğini»[331]

√ «‘Davacı tarafından borcuna karşılık davalıya ciro edilmiş olan çeklerin karşılıksız çıktığını ve bonoların ödenmemiş olduğu’ hususunun, bunu ileri süren davalı tarafından ispat edilmesi gerekeceğini»[332]

«Borçlu tarafından sunulan ve imzası -alacaklı tarafından- ikrar edilmiş olan makbuzun ‘güven esasına göre, bedel alınmaksızın veya alınan emre muharrer senetler karşılığı olarak verildiğini’ davalı-alacaklının ispat etmesi gerekeceğini»[333]

√ «Davacı-borçlunun ‘borcunu kısmen nakit ve kısmen de mobilya yaparak ödediğini’ ileri sürmesi, davalı-alacaklının ise ‘yapılan mobilyaların hediye olarak verildiğini’ savunması halinde, ispat yükünün davalıya düşeceğini»[334]

«Borçlu-kiracının ‘teminat olarak verdiğini’ iddia ettiği bonoların ‘nakit karşılığında düzenlendiğini’ ileri süren davalı-alacaklının bu bildiriminin -kendisinin kiracısından kira alacağı varken, ona borç para vermesi düşünülemeyeceğinden- hayatın olağan akışına ters düşeceğini»[335]

«Davalı alacaklının ‘taşınmaz satış bedelinin resmi senette (tapuda) gösterilenden daha fazla olduğunu ve ipoteğin kalan borç için kurulmuş olduğunu’ ileri sürmesi halinde, bunu ispat yükünün davalı alacaklıya düşeceğini»[336]

«Dava konusu çeklerin, ‘davacı-borçlunun gerçekleşmiş borcuna karşılık değil de, davalı-alacaklının ileride ifa edeceği edimlerine karşılık verildiği’nin taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmaması halinde, davalı-alacaklının kendisine düşen edimleri ifa ettiğini ispatla yükümlü olduğunu»[337]

«Dava dışı üçüncü kişinin davacıya teslim edilmek üzere davalıya verdiği hamiline yazılı çeki, davacı hakkında icraya koyan davalı-alacaklının ‘çeki önce davacıya verdiğini ve daha sonra aralarındaki ortaklık hesaplaşması sonucunda davacının çeki kendisine verdiğini’ savunan alacaklının, bu savunmasını ispat yükü altında bulunduğunu»[338]

«‘Dükkan devrinin uyuşmazlık konusu bono dışında başka bir borç için yapıldığını’ ileri süren davalı-alacaklının, bu savunmasını ispat etmesi gerekeceğini»[339]

«Dava konusu bononun -iddianın aksine- ‘taraflar arasındaki protokolde öngörülen bono olmadığını’ ileri süren davalının, protokolde düzenlenen bonoyu ayrıca ibraz etmedikçe, savunmasının kanıtlanmamış sayılacağını»[340]

√ «Senetteki tahrifatın ‘senet düzenlendiği sırada borçlu tarafından yapıldığı’nın alacaklı tarafından kanıtlanması gerekeceğini»[341]

√ «Dava konusu senedin ‘davacı-borçlunun lehtarı bulunduğu bononun ibraz edilmeden ödenmesi nedeniyle ve söz konusu senedin geri verilmesini sağlamak amacıyla düzenlendiğini’ savunan davalının bu savunmasını kanıtlamak zorunda olduğunu»[342]

√ «Borçlunun -‘nakit’ olarak ya da ‘çek’le yaptığı- ödemelerinin ‘dava konusu borç dışındaki başka bir borçla ilgili olduğunu’ ileri süren davalı - alacaklının, bu savunmasını ispat zorunda olduğunu»[343]

«Dava konusu bononun, alacaklının verdiği avansa karşılık ve boş olarak teminat amacıyla düzenlendiğinin anlaşılması halinde, senedi verdiği avanstan fazla dolduran davalı - alacaklının, bu fazlalığı ispat etmek zorunda olduğunu»[344]

√ «‘Bononun davacı - borçluya iade edildiğini’ savunan davalı - alacaklının, bu savunmasını ispat etmesi gerekeceğini»[345]

√ «Dava konusu bonoların alacak miktarının ‘davacı - borçlunun onayı ile değiştirildiği’ savunmasının, davalı - alacaklı tarafından kanıtlanması gerekeceğini»[346]

√ «Yapılacak reklam karşılığında verilen senetlere ilişkin iptal davasının reddedilebilmesi için reklamın gerektiği şekilde -anlaşma gereği; sezon sonuna kadar- yapıldığının davalı - alacaklı tarafından kanıtlanması gerekeceğini»[347]

«Dava konusu senetlerin, davacının iddia ettiği ilişki (oto alımı satımı) dışında, başka bir ilişkiden dolayı düzenlendiğini ileri süren davalının bu savunmasını ispat zorunda olduğunu»[348]

√ «Son hâmil sıfatıyla elindeki senede dayanarak icra takibinde bulunan kişinin, senedin önceki ciranta tarafından kendisine ciro edildiğini kanıtlaması gerekeceğini»[349]

√ «‘Keşide yeri’ ve ‘lehdar ismini’ içermediği için ‘çek’ ve ‘havale emri’ niteliğinde bulunmayan belge hakkında borçlu tarafından açılan olumsuz tespit davasında, elinde bulunan bu belgeye dayanarak alacak iddiasında bulunan hâmilin, ‘alacaklı olduğunu’ ispat etmek zorunda olduğunu»[350]

√ «Satışın feshi halinde satıcıya verilen senetlerin aynen alıcıya iadesi gerekeceğini, aldığı (90.000) liralık senedin yapılan anlaşma gereğince (49.000) liralık senet haline dönüştürüldüğünü ileri süren satıcının, bu savunmasını ispat etmek zorunda olduğunu»[351]

√ «İpoteğin, çekici ve römorkun satış bedelinin teminatı olarak kurulmuş olduğunun ipotek akit tablosunda belirtilmiş olması halinde, davacı borçlunun ‘elinde bulunan ve ödenmiş olan senetlerle, ipoteğin bir ilişkisi bulunmadığını’ ileri süren davalı - alacaklının, ‘senetlerin hangi sebeple düzenlendiğini’ açıklaması ve belirteceği sebebin gerçekleştiğini ispat etmesi gerekeceğini»[352]

√ «Açığa imza atılmak suretiyle teminat olarak alacaklıya bırakılan bononun, alacaklının ispat edeceği alacağı oranında geçerlik kazanacağını, tamamının iptaline karar verilemeyeceğini»[353]

b e l i r t m i ş t i r…


Yüklə 12,14 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   82   83   84   85   86   87   88   89   ...   111




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin