İsim ve Sıfatlar Tevhidinde Ehl-i Sünnet’in Muhaliflere Cevabı



Yüklə 1,69 Mb.
səhifə83/92
tarix07.01.2022
ölçüsü1,69 Mb.
#83151
1   ...   79   80   81   82   83   84   85   86   ...   92
Hadisin farklı lafızları ve rivâyetleri için bk. es-Sahîha (No: 967, 968, 969, 970, 1948, 1965); Sahîhu’l-Câmii’s-Sâğîr (No: 5243).

İmanın artıp eksildiğini gösteren diğer deliller için bk. el-Lâlekâî (5/890-940).

330. Yâni imanın eksileceğini gösteren her nass aynı zamanda mantıksal olarak artacağını da gösterir. İbn-i Hacer bu kuralı şöyle ifade etmektedir: “Artmaya kâbil her şey zorunlu olarak eksilmeye de kâbildir.” Fethu’l-Bârî (1/62).

331. Bunlardan bazıları şunlardır:

1- el-Esved b. Hilâl (ölm. 84 h.), Muâz b. Cebel’in kendisine şöyle dediğini söyler:

“Bizimle otur da bir saat iman edelim.” Eseri Buhârî (1/60) cezim sîgasıyla muallak olarak rivâyet etmiştir. Ebû ‘Ubeyd el-Kâsım b. Sellâm “el-Îmân” (sh: 72, No: 20); İbn-i Ebî Şeybe “el-Îmân” (sh: 41, No: 105, 107); “el-Musannef” (No: 30354, 34687); Abdullah b. Ahmed “es-Sünne” (No: 796, 823); İbn-i Batta “el-İbânetü’l-Kübrâ” (2/847, No: 1122); el-Lâlekâî (No: 1706, 1707 iki ayrı senedle el-Esved b. Hilâl’den) ve Ebû Nuaym “Hilyetü’l-Evliyâ” (1/235) adlı eserlerinde eseri vasletmişlerdir. Hâfız İbn-i Hacer, Fethu’l-Bârî ’de (1/60) Ebû ‘Ubeyd’in senedinin sahih olduğunu söylemektedir. el-Elbânî’de İbn-i Ebî Şeybe’nin “el-İmân” kitabının hâşiyesinde (sh: 41) “İsnâdı Şeyhayn’ın şartına göre sahihtir” derken Ebû ‘Ubeyd ’in “el-Îmân” adlı kitabına yaptığı tahkikte (sh: 72) “isnâdı sahihtir” demiştir. Ayrıca Muhtasaru Sahîhi’l-Buhârî (1/6) ve Şerhu’l-Akîdeti’t-Tahâviyye tahkikinde (sh: 343) eserinin isnâdının sahih olduğunu belirtmiştir. İbn-i Ebî Şeybe “el-Îmân” (No: 107) ve “el-Musannef” (No: 30356)’te Muâz b. Cebel’in bu sözü kardeşlerinden birine söylediğini rivâyet etmiştir.

2- Bu sözün bir benzeri de Abdullah b. Revâha’dan rivâyet edilmiştir: Abdullah b. Revâha arkadaşlarından birtakım kimselerin elinden tutarak şöyle derdi: “Gelin de bir saat iman edelim. Gelin de Allah’ı analım (zikredelim) ve imanımızı arttıralım. Gelin de tâatiyle Allah’ı analım (zikredelim). Umulur ki Allah da bizi bağışlamasıyla anar.” İbn-i Ebî Şeybe “el-Îmân” (No: 116); “el-Musannef” (No: 30417) Abdurrahman b. Sâbit yoluyla Abdullah b. Revâha’dan. el-Elbânî İbn-i Ebî Şeybe’nin “el-Îmân” kitabının (sh: 44) hâşiyesinde şöyle demiştir: “İsnâdı zayıftır. Çünkü Abdurrahmân b. Sâbit, Abdullah b. Revâha’ya yetişmemiştir. Zira Abdullah b. Revâha Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem’in zamanında, Mu’te gazvesinde şehid olarak ölmüştür.” el-Elbânî böylece eserin senedindeki inkıtâyı belirtmek istemiştir. Eseri başka bir isnâdla el-Lâlekâî (No: 1708) Şureyh b. ‘Ubeyd yoluyla Abdullah b. Revâha’dan rivâyet etmiştir. Lafzı şöyledir: Abdullah b. Revâha arkadaşlarından bir kişinin elinden tutar ve “haydin bizimle kalk gel de bir saat iman edelim” der ve hemen bir zikir (Allah’ı anma) meclisinde otururdu.” İsnâddaki Şureyh’in tam ismi Şureyh b. ‘Ubeyd b. Şureyh el-Hadramî olup sahâbeden herhangi birine yetiştiği bilinmemektedir. Bk. Tehzîbu’t-Tehzîb (4/299-300). Bu nedenle Hâfız İbn-i Hacer Takrîbu’t-Tehzîb’de (sh: 434) “güveniler olup çok fazla irsalde bulunurdu” demiştir. Üstelik el-Elbânî’nin de belirttiği gibi Abdullah b. Revâha, Peygamber’in sağlığında, Mu’te gazvesinde şehid düşmüştür. Dolayısıyla Şureyh b. ‘Ubeyd’in O’ndan bir şey işitmesi mümkün değildir. Sonuç olarak bu isnâd da diğeri gibi inkıtâ’ nedeniyle zayıftır.

3- İbn-i Mes’ûd şöyle dua ederdi: “Allahım! İmanımızı, yakînimizi ve fıkhımızı arttır.” Ahmed “es-Sünne” (bk. Fethu’l-Bârî 1/63); Abdullah b. Ahmed “es-Sünne” (No: 797); Âcurrî “es-Şerîa” (sh: 112); Taberânî “el-Kebîr” (No: 8549) ve el-Lâlekâî (No: 1704). Heysemî Mecmau’z-Zevâid ’de (10/185) senedinin iyi, Hâfız İbn-i Hacer ise Fethu’l-Bârî ’de (1/63) sahih olduğunu söyler.

4- Ammâr b. Yâsir şöyle demiştir: “Üç özellik vardır ki, her kim bunları kendisinde toplarsa muhakkak imanı toplamış olur. Kendisine hakkın ve adaletin uygulanmasını kabul etmek, selamı âleme yaymak ve yoksullukta (darlıkta) infak etmek.” Eseri Buhârî (1/103) cezim sigasıyla muallak olarak rivâyet etmiştir. Eseri; Ebu ‘Ubeyd “el-Îmân” (No: 63) ve İbn-i Ebî Şeybe “el-Îmân” (No: 131), “el-Musannef” (No: 30431) adlı eserlerinde vasletmişlerdir. Ayrıca eseri Abdürrezzâk “el-Musannef” (10/No: 19439) ve el-Lâlekâî (No: 1698, merfû’ olarak): “Üç özellik vardır ki, her kim de bunlar bulunursa onlar sayesinde imanın tadını bulmuş olur: Yoksullukta infak etmek, insanların kendisine hakkı ve adaleti uygulamalarını kabul etmek ve selâmı âleme yaymak” lafzıyla vaslederlerken, başka bir rivâyetinde el-Lâlekâî (No: 1713): “Üç özellik vardır ki her kim de bunlar bulunursa imanı tamamlamış olur: Kendisine hakkın ve adaletin uygulanmasını kabul etmek, yoksullukta infak etmek ve selamı âleme yaymak” lafzıyla vasletmiştir. Eseri ayrıca İbn-i Hibbân “Ravdatü’l-‘Ukalâ” (sh: 79)’da vasletmiştir. Eser merfû’ olarak zayıftır. Doğru olan eserin mevkûf olması yâni Ammâr b. Yâsir’in sözü olmasıdır. Bunu, Ebû Hatim ve Ebû Zür’a (bk. İbn-i Ebî Hâtim, el-’İlel, 2/145), Heysemî (bk. Mecmau’z-Zevâid, 1/57), İbn-i Hacer (bk. Fethu’l-Bârî, 1/104) ve el-Elbânî (bk. Ebû ‘Ubeyd’in “el-Îmân” adlı kitabının 63 nolu hadisinin dipnotu; Muhtasaru Sahîhi’l-Buhârî (No: 9); Şerhu’l-Akîdeti’t-Tahâviyye Tahkiki, sh: 344, 419 nolu dipnot; el-Kelimu’t-Tayyib Tahkiki, sh: 104-105, No: 196, 142 nolu dipnot; Sahîhu’l-Kelimi’t-Tayyib, No: 155) belirtmişlerdir.

5- Ömer radiyallâhu anh arkadaşlarından bir veya iki kişinin elinden tutar ve şöyle derdi: Haydin (bizimle) gelin de imanımızı arttıralım.” İbn-i Ebî Şeybe “el-Îmân” (No: 108); “el-Musannef” (No: 30357); Âcurrî “eş-Şerîa” (sh: 112) ve el-Lâlekâî (No: 1700) Zerr b. Abdullah el-Mürhibî yoluyla Ömer b. el-Hattâb’dan rivâyet etmişlerdir. el-Elbânî “Kitâbu’l-Îmân”’ın hâşiyesinde (sh: 41): “Eserin senedi munkatıdır. Çünkü Zerr b. Abdullah el-Mürhibî, Ömer b. el-Hattâb’a yetişmemiştir “demiştir. Yâni eserin senedinde inkıtâ’ vardır.

6- Ebû Ca’fer’in dedesi sahâbî ‘Umeyr b. Habîb el-Hatmî şöyle demiştir: “İman artar da eksilir de.” Kendisine: ‘İmanın artması ve eksilmesi nedir?’ diye sorulunca şöyle cevap verdiler: “Allah Azze ve Celle’yi zikrettiğimiz ve O’ndan korktuğumuz zaman, bu imanın artmasıdır. Gaflete düştüğümüz, O’nu anmayı unuttuğumuz ve kendimizi kaybettiğimiz zaman da, bu imanın eksilmesidir.” Eseri bu lafızla İbn-i Ebî Şeybe “el-Îmân” (No: 14), “el-Musannef” (No: 30318) ve Abdullah b. Ahmed “es-Sünne” (No: 624, 680) adlı eserlerinde rivâyet etmişlerdir.

Eseri ayrıca Âcurrî “eş-Şerîa” (sh: 111): “...Allah’ı zikrettiğimiz, O’na hamdettiğimiz ve O’ndan korktuğumuz zaman, bu imanın artmasıdır. Gaflete düştüğümüz ve kendimizi kaybettiğimiz zaman da, bu imanın eksilmesidir” lafzıyla, başka bir rivâyetinde Âcurrî (sh: 112) ve el-Lâlekâî (No: 1721): “Allah’ı zikrettiğimiz, O’na hamdettiğimiz ve O’nu tesbîh ettiğimiz zaman, bu imanın artmasıdır. Gaflete düştüğümüz, (kendimizi kaybettiğimiz) ve O’nu anmayı unuttuğumuz zaman da, bu imanın eksilmesidir” lafzıyla rivâyet etmişlerdir. Ayrıca eseri İbn-i Batta “el-İbânetü’l-Kübrâ” (2/845); Beyhakî “Şuabu’l-Îmân” (1/196) ve İbn-i Hacer “el-İsâbe” (4/593) adlı eserlerinde rivâyet etmişlerdir. el-Elbânî “el-Îmân”’ın haşiyesinde (sh: 20): “Eserin senedi zayıftır. Çünkü İbn-i ‘Umeyr’in -yâni Yezîd b. ‘Umeyr’in- hal tercemesi bilinmemektedir” demiştir.

7- Ebu’d-Derdâ şöyle demiştir: “İman artar ve eksilir.” İbn-i Mâce (No: 75); Abdullah b. Ahmed “es-Sünne” (No: 623); İbn-i Batta “el-İbânetü’l-Kübrâ” (2/843) ve el-Lâlekâî (No: 1709) rivâyet etmişlerdir. el-Elbânî, Daîfu Süneni İbn-i Mâce (No: 15)’de esere “zayıf” demiştir.

8-Ebû Hureyre şöyle demiştir: “İman artar ve eksilir.” İbn-i Mâce (No: 74); Abdullah b. Ahmed “es-Sünne” (No: 622); Âcurrî “eş-Şerîa” (sh: 111); İbn-i Batta “el-İbânetü’l-Kübrâ” (2/844) ve el-Lâlekâî (No: 1711, 1712) rivâyet etmişlerdir. Senedinde Abdullah b. Rebî’a el-Hadramî vardır ki kaynaklarda hakkında bir şey bulamadım. Ayrıca senedinde hakkında cerh ile konuşulmuş başka râviler vardır. el-Elbânî, Daîfu Süneni İbn-i Mâce (No: 14)’de eser hakkında: “Çok zayıf. Ancak bu konuyla ilgili “es-Sünne” kitaplarında seleften pek çok eser yaygın bir halde mevcuttur. Merfû’ olarak da rivâyet edilmiştir. Ancak doğru değildir. Bununla ilgili açıklama ed-Daîfe’de (No: 1123) mevcuttur” demiştir.

İmanın artıp eksildiğini gösteren sahâbe sözleri hakkında daha geniş bilgi için bk. Abdullah b. Ahmed “es-Sünne” (1/307-384); el-Lâlekâî (5/941-950); İbn-i Teymiyye “el-Îmân” (sh: 195-196, Mecmûu’l-Fetâvâ 7/223-225); İbn-i Hacer “Fethu’l-Bârî” (1/61-64).

332. Nitekim İmam Beğavî şöyle demiştir: “Sahâbe, Tâbiîn ve onlardan sonra gelen (Ehl-i) Sünnet âlimleri amellerin imandan olduğu hususunda... İttifak etmişler ve şöyle demişlerdir: İman; söz, amel ve inaçtır. İtaatle artar, masiyetle eksilir. İmanın arttığını bizzat Kur’ân söylemiştir. Eksilmesi ise kadınların vasfedildiği hadiste geçmektedir.” Şerhu’s-Sünne (1/38-39).

İşte Beğavî’nin söz konusu ettiği âlimlerden ve sözlerinden birkaçı şöyledir:

* İmam Mâlik: Bu konuyla ilgili sözlerine 336 nolu dipnotta değinilecek.

* İmam Şâfiî:

1- Beyhakî’nin rivâyetine göre er-Rebî’ b. Süleymân, İmam Şâfiî’yi şöyle derken işittiğini söyler: “İman; söz ve ameldir; artar ve eksilir.” Menâkıbu’ş-Şâfiî (1/387); Fethu’l-Bârî (1/62). Ay. bk. Siyer (10/32); Tevâli’t-Te’sîs (sh: 110).

2- Ebû Nuaym’ın başka bir yoldan rivâyetine göre ise, er-Rebî’ b. Süleymân, İmam Şâfiî’yi şöyle derken işittiğini söyler: “İman; söz ve ameldir, tâatle artar, masiyetle eksilir. Sonra da “ve iman edenlerin imanı artsın diye” (Müddessir, 31) ayetini okudu.” Hilyetü’l-Evliyâ (9/115); Fethu’l-Bârî (1/62).

3- İmam Şâfiî’nin oğlu Ebû Osmân Muhammed b. Muhammed eş-Şâfiî şöyle dedi: Babamın bir gece Humeydî’ye şöyle dediğini duydum: “Onlara -yani Mürcie’ye- Allah’ın şu buyruğundan daha güçlü bir delil getiremeyiz (Fetâvâ’da getirilemez): “Oysa onlar, dini yalnız O’na has kılarak ve hanifler olarak Allah’a kulluk etmeleri, namazı dosdoğru kılmaları ve zekat vermeleri dışında başka hiçbir şeyle emrolunmamışlardır. Sağlam din de budur.” (Beyyine, 5)”. el-Lâlekâî (No: 1592); el-Îmân (sh: 182, Mecmûu’l-Fetâvâ 7/208-209).

4- el-Lâlekâî şöyle der: Şâfiî -ki Allah O’na rahmet etsin- “el-Ümm” adlı eserinin “Namazda Niyet” başlığını taşıyan bölümünde şöyle demiştir: “Niyet olmadıkça, hiçbir namazın sahih olmayacağı konusunda Ömer b. el-Hattâb radiyallâhu anh’ın Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’den rivâyet ettiği: “Ameller ancak niyetlere göredir” hadisini delil gösteririz (Fetâvâ’da delil gösterilir)”. Daha sonra Şâfiî şöyle der: “Sahâbeden ve onlardan sonra gelen tâbiînden yetiştiğimiz kimseler (Fetâvâ’da, sahâbe, onlardan sonra gelen tâbiîn ve bizim yetiştiğimiz kimseler) söz birliği halinde şöyle derlerdi: İman; söz, amel ve niyettir. Bu üçünden herhangi birisi ötekileri olmadıkça bir şey ifade etmez (sahih olmaz).” Şerhu Usûli İ’tikâdi Ehli’s-Sünne ve’l-Cemâa (No: 1593); el-Îmân (sh: 182-183, Mecmûu’l-Fetâvâ 7/209). İmam Şâfiî’nin Kitâbu’l-Ümm adlı eserinde bu başlık altında el-Lâlekâî ve İbn-i Teymiyye’nin naklettikleri bu nassı (ifâdeyi) bulamadım Bk. el-Ümm (1/86).

5- İbn-i Abdilberr’in rivâyetine göre er-Rebî’ b. Süleymân, İmam Şâfiî’yi şöyle derken işittiğini söyler: “İman; söz, amel ve kalb ile i’tikaddır. Sen Allah Azze ve Celle’nin şu ayetini görmüyor musun?: “Allah sizin imanınızı asla zâyi edecek, değildir” (Bakara, 143). Yâni Beyt-i Makdis’e doğru kılmış olduğunuz namazlarınızı zâyi edecek değildir diyerek, namazı iman olarak adlandırmıştır. Öyleyse iman; söz, amel ve akiddir.” el-İntikâ’ fi Fedâili’s-Selâseti’l-Eimmeti’l-Fukahâ (sh: 81).

6- Beyhakî’nin, Ebû Muhammed ez-Zübeyrî’den rivâyetine göre adamın biri Şâfiî’ye: “...Bana imandan haber verir misin? O, söz ve amel midir, yoksa amelsiz söz müdür?” diye sordu. Şâfiî şöyle cevap verdi: “İman; Allah için amel işlemek olup, söz de bu amelin bir kısmıdır.” Adam: “Bana bunu anlamam için biraz açıklayabilir misin?” dedi. Şâfiî’de: “İmanın halleri, dereceleri ve tabakaları vardır. Bu imanın bazısı kâmil mânâda tamamına ermiştir. Bazısı da eksik olduğu açıkça belli olandır. Onun artması râcih olan imandır.” dedi. Adam: “İman tamam olmadan artıp eksilir mi?” deyince, Şâfiî: “Evet” dedi. Daha sonra Şâfiî adamın sorusu üzerine bunun delillerini sıralamıştır.” Menâkıbu’ş-Şâfiî (1/387-393).


Yüklə 1,69 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   79   80   81   82   83   84   85   86   ...   92




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin