İSLÂm prensipleri ansiklopediSİ



Yüklə 13,72 Mb.
səhifə661/1221
tarix05.01.2022
ölçüsü13,72 Mb.
#76819
1   ...   657   658   659   660   661   662   663   664   ...   1221
Bir atıf notu:

-Kur’an’ın hâdisat-ı cüz’iyeyi bir düstur-u küllî olarak ders verdiğine bir kaç misal, bak: 96,284,340,976.p.lar

2115- Evet”Kur’an-ı Hakîm’in Kelâm-ı Ezelî’den gelmesi ve bütün asır­lardaki bütün tabakat-ı beşere hitab etmesi hasebiyle, manasında bir camiiyet ve külliyet-i hârika vardır. İnsandaki akıl ve lisan gibi, bir anda yalnız bir me­seleyi düşünmek ve yalnız bir lafzı söylemek gibi cüz’î değil, göz misillü mu­hit bir nazara sahib olmak gibi, Kelâm-ı Ezelî dahi bütün zamanı ve bütün taife-i insaniyeyi nazara alan bir külliyette bir kelâm-ı İlahîdir. Elbette onun manası beşer kelâmı gibi cüz’î bir ma­naya ve hususi bir maksada münhasır değildir. Bu sebebden, bütün tefsirlerde gö­rünen ve sarahat, işaret, remiz, ima, telvih, telmih gibi tabakalarla müfessirînin be­yan ettikleri manalar, kavaid-i Arabiyeye ve usul-ü nahve ve usul-ü dine muhalif olmamak şartıyla, o manalar, o kelâmden bizzat muraddır, maksuddur.” (İ.İ.7)

2116- “Kur’an-ı Hakîm’in esrarı bilinmiyor, müfessirler hakikatını anla­mamış­lar, diye beyan olunan fikrin iki yüzü var. Ve onu diyen, iki taifedir.

Birincisi: Ehl-i hak ve ehl-i tedkiktir. Derler ki: “Kur’an, bitmez ve tü­kenmez bir hazinedir. Her asır; nusus ve muhkematını teslim ve kabul ile beraber, tetimmat kabilinden hakaik-ı hafiyesinden dahi hissesini alır; başka­sının gizli kalmış hissesine ilişmez.” Evet zaman geçtikçe Kur’an-ı Hakîm’in daha ziyade hakaiki inkişaf eder demektir. Yoksa haşa ve kella selef-i salihînin beyan ettikleri hakaik-ı zahiriye-i Kur’aniyeye şüphe getirmek değil. Çünki onlara iman lâzımdır. Onlar nasstır, kat’idir, esastırlar, temeldirler. Kur’an °w[¬A­8 Ê|¬"«h«2 (16:103) fermanıyla manası vâ­zıh olduğunu bildirir. Baştan başa hitab-ı İlahî, o manalar üzerine döner, takviye eder, bedahet de­recesine getirir. O mensus manaları kabul etmemekten, haşa sümme haşa, Cenab-ı Hakk’ı tekzib ve Hazret-i Risalet’in fehmini tezyif etmek çı­kar. De­mek maani-i mensusa, müteselsilen menba’-ı Risaletten alınmıştır. Hatta İbn-i Cerir-i Taberî, bütün maani-i Kur’anı, muan’an sened ile müteselsilen menba’-ı Risalete isal etmiş ve o tarzda, mühim ve büyük tefsirini yazmış.

İkinci Taife: Ya akılsız bir dosttur; kaş yapayım derken göz çıkarıyor veya şey­tan akıllı bir düşmandır ki, ahkâm-ı İslâmiye ve hakaik-ı imaniyeye karşı gelmek isti­yor. Kur’an-ı Hakîm’in senin tabirinle-birer polat kal’ası hükmünde olan surlu su­releri içinde yol bulmak istiyor. Böyleler haşa, hakaik-ı imaniye ve Kur’aniyeye şüphe iras etmek için bu nevi sözleri işaa ediyorlar.” (M.188)

2117- “Sual: Kur’an, zaruriyat-ı diniyedendir. Zaruriyatta ihtilaf olamaz. Hal­buki müfessirlerce verilen ayrı ayrı manaların bir kısmı, birbirine muha­liftir?

Cevab: Azizim! Kur’anın herbir kelâmı, üç kaziyeyi müştemildir:

Birincisi: Bu, Allah’ın kelâmıdır.

İkincisi: Allah’ca murad olan mana haktır.

Üçüncüsü: Mana-yı murad, budur.

Eğer Kur’anın o kelâmı, başka bir manaya ihtimali olmayan muhkemattan olursa veya Kur’anın başka bir yerinde beyan edilmiş ise, bi­rinci ve ikinci kaziyeleri aynen kabul etmek lâzımdır ve inkârları da küfürdür. Şayet Kur’anın o kelâmı, başka bir manaya ihtimali olan bir nass veya zâhir olursa, üçüncü kaziyeyi kabul etmek lâzım olmadığı gibi inkârıda küfür de­ğildir.İşte müfessirlerin ihtilafları, ancak ve ancak şu kısma aittir.



2118- İhtar: Mütevatir hadisler de, bu hususta âyetler gibidir. Yalnız bi­rinci ka­ziye, teemmül yeridir. Çünki ~«g«; ile işaret edilen hadisin hakikaten hadis olup ol­madığında tereddüd yeri vardır.” (İ.İ.66)

“Biri dese: “Bu hadîsi kabul etmem. “Nasıldır?

C-Bazan, adem-i kabul kabul-ü ademle iltibas olunur. Çok hatiata mün­cer olur. Halbuki adem-i kabul, adem-i delil-i sübut, onun delilidir. Kabul-ü adem, delil-i adem ister. Biri şek, biri inkârdır. Meselâ, bir hadîsin kabulü, adem-i kabulü, kabul-ü ademi vardır.

Birincisi: Bürhanî bir cazibe ister.

İkincisi: Kaziye-i tasdikî değil, belki cehildir.

Üçüncüsü: Red ve inkâr olduğıundan, bürhan ve isbat ister. O nefiydir. Nefiy kolayca isbat edilmez. Belki butlan-ı mana ile binefsihi müntefi olur.” (S.T.İ.90)




Yüklə 13,72 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   657   658   659   660   661   662   663   664   ...   1221




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin