İstanbul ansiklopediSİ Büyük Kapalı Çarşıda Yağlıkçılarda İstanbul Hanımı



Yüklə 5,01 Mb.
səhifə44/80
tarix03.01.2019
ölçüsü5,01 Mb.
#88905
1   ...   40   41   42   43   44   45   46   47   ...   80

EDİRNEKAPÜSU ŞEHİDLİĞİ

_ 4934 _

İSTANBUL

ANSİKLOPEDİSİ

4935 —

EDİRNEKAPUSU ŞEHİDLİĞİ


(B.: Edirnekapusu Şehidliği Mescidi), mescidin gerisinde de Şehidlikleri İmar Cemiyetinin İdare binası bulunmaktadır.

Şüheda kabirleri sofaları Conk Bayırı Caddesi ile Cemal Gürsel Caddesi arasındaki sahadadır; bu sahanın merkezî bir yerinde de Çanakkale Müdafaası ve zaferi sânında bir âbide yapılmışdır (B.: Edirnekapusu Şehidliği Âbidesi).

Yukarıda kaydettiğimiz ana caddeler arasında da.tâli caddeler ve yollar vardır; meselâ Atatrük Caddesinin hemen başlangıcından Cevdet Kerim İncedayı Caddesi ayrılır ve Cemal Gürsel Caddesine paralel olarak uzanır. Atatürk Caddesinden ayrılan ve birbirlerine paralel olarak uzanan diğer tâli caddelerin isimleri şunlardır: Prof. Dr. Sânı Yaver Caddesi, Hayri Yaman Caddesi, Hüsrev Gerede Caddesi, Cemal Nemlioğlu Caddesi; Receb Peker Caddesi, Dr. Hikmet Arda Caddesi, Şair Hamâmizâde İhsan Caddesi.

Umumî mezarlık kısmında gerek ana caddeler üzerinde, gerekse tâli caddeler ve yollar üzerinde, şahıs yahud aile adına yaptırılmış pek muhteşem, pek mükellef makberler vardır.

Atatürk Caddesinin hemen başında sol tarafda eski kabir taşlarının bulunduğu bir sofada: «Nesli necibi hazreti nebevî İmam Hasan ve Hüseyin hazerâtı ile Ebûbekir Sıddık hazretlerinin sülâle-i tâhireleri makbereleri-dir» yazılı bir kitabe vardır. Bu sofanın yanında diğer genişçe bir sofada da, şehidlik mezarlığı yeni bir kabristan olarak tanzim edilirken burada toplanmış eski kabir taşları bulunmaktadır.

Zamanımızın şöhretlerinden Edirnekapusu Şehidliğinde medfun tesbit edebildiğimiz isimler şunlardır:

Melımed Akif, Yunus Nâdi, İhsan Hama-mioğiu, Sâim Turgud Aktansel, Peyami Safa, Receb Peker, General Halis Bıyıktay, General Cemil Cahid Toydemir, General îzzeddîn Çalışlar, Dr. Niyazi İsmet Gözcü, Eczacı Be-şir kemal Pelin, Edhem İzzet Benice, Adalı Avni Yağız, Ragıp Hulusi özden, Hüsrev Gerede, Ahmed Reşid Rey, Ekrem Reşid Rey, Abidin Da ver, General Tevfik Sağlam, Prof. Bruno Taut (Atatürk'ün katafalkını yapan sanatkâr), Galib Kemâli Söylemezoğlu, Tâhir

Nâdi, General Asını Tınaztepe, Halid Nazmi Kişmir, Çevriye Temelli (İsmet înönünün annesi) .

İdare binası kapusunun iki yanındaki şeref levhalarında şu isimler yazılıdır:

Şehidliği îmânna maddeten ve manen yardım eden zevat

General Şükrü Nailî Gökberk

General Şâkir Güleç,

Cemal Nemlioğlu,

Cevdet Kerim İncedayı,

Yunus Nâdi,

Vehbi Koç

Mehmed Kavala,

İhsan Doruk,

Ahmed Kara,

Bekir Kara,

Mâlulsubay Avni Öksüzgil,

General İsmail Hakkı Tımaboylu,

Emekli emniyet âmirlerinden Vasfi Aktin,

Prof. Dr. Sâni Yaver,

Prof. Dr. Niyazi İsmet Gözcü,

Belediye müdürlerinden Mehmed Ali Arel,

Avukat Hayri Yaman,

General Neşet Torun,

İstanbul Vilâyeti hukuk işleri müdürü Tevfik Borlu,

Tapu memuru Şâkir Yalçınalp,

Vakıflar müdürü Ekrem Sezen. Şehldliklerin imârına bin lira ve daha fazla nakden yardım; eden zevat .

Burhan Pekkip,

Nâzime Yunus. Nadi,

Dahiliye müsteşarı Ali Eiza Çevik,

Ali Riza Çevik esi Bedia Çevik

İhsan Mermerci,

Niyazi İsmet eşi Meliha Gözcü,

Salahaddin Bey eşi Kâşife Dilman,

Mehmed Ali Bey eşi Ganime Arel,

Ali Vasfi Bayrakdar,

Valilerden Mazhar Payzin,

Mazhar Payzin eşi Münire Payzin,

M. Payzin torunu Ali Riza Çevik oğlu Adnan Çevik,

Sami Besler,

Fehmi Besler,

Dr. Hilmi Akkoyunlu,

Binbaşı Osman Kiper,

Öğretmen Bahriya Bayrakdar,

Halil Erdoğan, " Naki Bey eşi Hatice Yücegök,

Yarbay Ahmed Akdoğu,

Alâeddin Kıral,

Necati Uğur,



Mümtaz Kavalcıoğlu. Şehidliğîn imârına bedenen yardım eden zevat

dp. Sıdkı Yener eşi Mürüvet Yener,

Seyyid Mustafa Saydan, . Dr. .General Taceddin İz.

Şehidlikleri İmar Cemiyetinin Edirnekapusu Şehidliğinde bir idare müdürü, bir mezar bakım ve satış memuru, bir kâtib ve an-bar memuru, haftada bir gün gelir bir muhasebeci ile 40 mezar kazıcı ve bağçıvan - amele bulunuyordu. (B.: Şehidlikleri İmar Cemiyeti; cemiyetin Edirnekapusu Şehidliğinden gayrı îmar ettiği şehidlikler şunlardır: îstanbulda Sakızağacı Şehidliği, Çanakkale Abidesi, Çanakkale Hastahâne Bayırı Şehidliği, Çanakkale Hamidiye Tabyası Şehidliği, Çanakkale Nâra Burnu Barbaros Şehidliği. Bözöyük İntikam Tepe Şehidliği, Hadımköy Şehidliği, Kırklareli Ç-ahidliği, Kırklareli Kırk Kimseler Şehidliği, Tercan şehidliği, Sinob Şehidiiği).

Bu satırların yazıldığı sırada Şehidlikleri İmar Cemiyetinin başında Türk kadınlığının medarı iftiharı sımalardan Hasene İlgaz Hanımefendi bulunuyordu (B.: İlgaz, Hasene).

EBİSNEKAPU ŞEHİDLİĞİ ÂBİDESİ — Edirnekapusu Şehidliğinde Birinci Cihan Harbinin Çanakkale Muharebeleri şehidlerinin sânında yapılmış bir âbidedir; Şehidlikleri İmar Cemiyeti tarafından 1926 yılında yaptırılmış-dır; mimarının adı tesbit edilemedi. Ş-ehidlik-de bir meydancığın ortasında bulunan âbideye, şehidlik içi yollarından Anafartalar Caddesi ile gidilir; ve bu meydancığın ortasındaki küçük bir parkdan, parke döşeli dört kısa yol ile anıtın yanına ulaşılır. Yan tarafda mo-saik bir kaide üzerine «Kemalyeri» ibaresi yazılmıştır.

Tamamıyla beyaz mermer olan âbide se-!dz veçheli bir kaide üzerine inşa edilmiştir. Bir atlayarak, alternatif olarak yerleştirilen dört kenardaki üçer 'basamaklı merdivenler vasıtasıyla platforma çıkılır.

Platformun ortasından sekiz yüzlü bir şü-
mamen alçak korkuluklarla kuşatılmıştır. Her
korkuluğun, iki kenarında sekiz köşeli birer
korkuluk dayanağı vardır ki bunun da: içeri
sinde oyma suretiyle sivri kemerli sağır nişler
işlenmiştir. ,

Platformun ortasından sekiz yüzlü bir sütun olarak yükselen âbidenin altı yüzüne yeni ve eski harflerle Çanakkale Muharebelerinin safhalarının tarihleri, iki yüzüne de âbidenin inşâ ve resmi kügad tarihleri kaydedilmişdir; sırası sağdan sola doğrudur:

1 — Umumi harbin ilânı

11 İkinciteşrin 1914

2 — Çanakkaleye denizden taarruz

18 Mart 1915

3 — Seddülbahir muharebeleri

12 Temmuz 1915

4 — Anafartalar zaferi

10 Ağustos 1915

5 — Anafartalar Arıburnu tahliyesi

19-20 Birincikânun 1915

6 —• Seddülbahirin tahliyesi

8-9 Şubat 1915

7 —• Abidenin tarihi inşaası

SO Ağustos 1926

8 — Resmî küşad

30 Ağustos 1926

Âbidenin bundan sonraki kısmında mu-kaınaslı gayet güzel işçiliği olan iki sıra halinde bir friz vardır. Frizin üzerindeki silindi-rik bölüm de tunçtan defne yaprakları ile tezyin edilmişdir.

Erdem YÜCEL

EDİRNEKAPUSU ŞEHİDLİĞİ ÇEŞMESİ — Edirnekapusu Şehidliğine girilince kapunun hemen karşısında, Şehidliğin ana yollarından Cemal Gürsel ve Atatürk Caddelerinin arasında XIX. yüzyıl yapısı âbidevî bir çeşmedir; üzerinde lâtin asıllı harflerle iki ka-yıddan buraya Gümüşsuyundan getirildiği öğreniliyor, sol tarafda: «Bu çeşme 1862 senesinde Gümüşsüyü askerî hastahânesi yanında inşâ edilmişdir», sağ tarafda da: «1939 senesinde Şehidlikleri İmar Cemiyeti tarafından buraya naklolundu» yazılıdır. Bu nakilde çeşmenin arab asıllı Türk harfleri ile asıl kitabesi yok oimuşdür, ve banisinin kim olduğu bilinmiyor^ (Sultan Abdülmecid tarafından yaptırılmış son çeşmelerinden biri olduğunu tahmin ediyoruz; bu kadar güzel ve büyük bir çeşmenin aslında kitâbesiz olduğu söylenemez, yazı olmasa dahi bir tura bulunacağı muhakkak-dır). Ampir üslûbundadır; zengin kabartma tezyinatı batıdan alınmış motiflerle yapılmışdır. Teknesi iki yandaki seki hizalarından dışarıya hafif bombelidir; ayna taşının üstündeki kitâbeliğine lâtin asıllı yazımızla: «Bir Türk bin hasme bedeldir; ne mutlu Türküm.diyene» sözü yazılmış, onun üzerinde eskiden bir turanın bulunması muhtemel bir madalyon içine de Türkiye Cumhuriyetinin remzi olan «T.C.» harfleri konmuşdur.

Bibi.: Erdem Yücel, Not.



EBÎRNEKAPUSU ŞEHİDLİĞİ

_4936 —

İSTANBUL


ANSİKLOPEDİSİ

— 4937


EDİRNELİ

EDİRNESAPUSU ŞEHİDLİĞİ MESCt-

Dİ — Şehidliğe girildiğinde kapu önündeki meydancığın sol tarafındadır. Şehidlikleri îmar Cemiyeti tarafından 1948-1949 da yaptırıl-mışdır; sekiz köşeli küçücük bir mescid olup kesme taş ve tuğla ile örülmüş duvarlarımın üstü yine sekiz paftalı piramid şeklinde kiremitli bir ahşap çatı ile örtülmüşdür; duvarları sıvanmış ve sıva üstüne de sarı bir badana çe-kilmişdir. Kalın ve binaya nisbetle iri düşmüş minaresi, rnihrab duvarının hemen yanı başına ve mescid binasından ayrı olarak yapılmış-dır.

Mescidin medhal kapusu ile mihrabın bulunduğu duvarlarda, ve mihrab duvarının sağındaki duvarda pencere yokdur, diğer duvarlarda da birer pencere bulunmaktadır; bu pencereler dik dörtgen söğelidir ve üzerlerinde, yarım dâire şeklinde renkli camlarla süslenmiş birer tepelikleri bulunmaktadır. Son cemaat yeri yokdur, doğrudan doğruya ibâdet sahnına girilir, fakat, mescid kapusunun önü-



Edirnekapusu Şehidliği Mescidi

(Resim - plân: Ömer Tel)

ne demir çerçeven ve camlı bir pabuçluk ya-pılmışdır.

İbâdet sahnının üstü düz ve sade bir ah-şab tavanla kapanmışdır; duvarlar renkli kalem işleri ile tezyin edilmişdir. Minber yokdur.



Erdem YÜCEL

EDtKNEKAPUSU ŞEHİDLİĞİ SELSE-

BİLÎ — Edirnekapusu Şehidliğine girilince yarım dâire şeklindeki meydancığın sağ tarafında, Gonk Bayırı ve Cemal Gürsel Caddeleri arasındadır; üzerindeki yazıdan öğrenildiğine göre Şehidliğe Hayri Arapoğlu tarafından ba-ğışlanmışdır. Tamamen beyaz mermerden yapılmış XIX. yüzyıl ampir üslûbundadır.

Dikdörtgen, yine beyaz mermerden bir kaide üzerindedir. (Cebhesi) iki keskin hatlı silme ile çerçevelenmiştir. Bunun alt ve üstü, kabartma akantas yaprakları, istiridye kabuğu şekilleri ile süslüdür.

Esas sathın ortasında üzerine kabartma yapraklarla tezyin edilmiş, suyun ahenkli şırıltısını temin eden üç mermer çanak vardır. Ayrıca bu çanakların hemen iki yanında da dörder küçük çanakçık daha bulunmaktadır ki; bunların üst satıhları düz, altlan ise üç yapraklı palmet şeklindedir. Çanakların üzerinde kanatlarını açmış vaziyetteki kabartma tavus kuşu tasviri ile bu selsebilin şayanı dikkat bir hususiyetidir. Selsebilin teknesi, ampir üslûbunun bir hususiyeti olarak oval ve kenarları dışarıya doğru çıkıntılı, üzeri de kabartma silmelidir.

Selsebil yuvarlak kemerli olarak nihayet-lenmişdir, en üst kısmında akantus yapraklarından bir korniş vardır.

Erdem YÜCEL

EDİRNEKAPUSU YAĞHANESİ ÇIKMAZI — Fatihde Karagümrükde Kaariye A-tik Ali Paşa Mahallesi sokaklarından (1934 Belediye Şehir Rehberi, pafta 7/109) ; bir araba geçecek genişlikde, aslı kabataş döşeli iken bakımsızlıktan olmuş bir çıkmaz sokakdır; mütevazı gelirli aileler tarafından iskân edilmiş. (Aralık 1966)



Hakkı GÖKTÜRK

^' EDİRNEKAPUSU YANGINLARI — Es-ki büyük ahşab şehir İstanbulun hemen her semti gibi Edirnekapusu semti de büyük ateş

âfetlerinde birkaç defa yanmışdır; -semtin kendi içinden çıkmış yangınlar şunlardır:

Hicrî 5 Safer 1285 (M. 28 Mayıs 1868) yangını — Acıçeşmede 35 ev yandı.

Hicri 7 Safer 1288 (M. 28 Nisan 1871) yangını — 305 bina yandı; ateş bir yorgancı dükkânından çıkmışdı; yangına ertesi günü şu tarih kıtası söylenmjşdir:

Yanardı hüsnüne zâten semt halkı Yorgancı Güzeli başların tacı Semtin îhrâkına dahi tarihdir Saferin sekizi ile yorgancı

1280 (Yorgancı) + 8 =1288

Mâlî 6 Temmuz 1316 (M. 19 Temmuz 1900) yangını — 150 bina yandı.

EDİRNEKAPUSU YANGIN TULUMBASI SANDIĞI, EDÎRNEKAPULULAR — îs-tanbulun ikinci sınıf yangın tulumbası sandık-larmdandı; Edirnekapusu semtinde tulumbacı gençlerin yetiştiği ayak tabakası çoğunlukda olduğu halde, bu sandıkda parlayan koşarlı yaman gençler diğer zengin muhitlerin, bilhassa Beyoğlunun sandıkları tarafından paraca tatmin edilerek ayartılır alınırdı. Edirnekapusu Sandığının en parlak devri 1880 -1890 a-rasında Arab Hüseyin Reisin zamanı olmuş-du; naralarını: «Zemini yüksek kapulu» diye atarlardı. O parlak devrinde bu sandığın adını tesbit edemediğimiz genç bir tulumbacısı şu manzume ile övülmüşdür:

Ayaklar kanadlı bir deli poyraz Edirnekapuda nam virdi bu yaz Sırım gibi kara bir yağız oğlan Yaşını onsekiz ya ondokuz yaz

O zemini yüksek kapılı civan Vücûdu tığ gibi yapılı civan Tîri müjgânının her biri aman Ta gönül evime çakılı civan

Şahinim kuzgunum şefcbaz 'çakalım Meyhane muhabbet yeri çakalım Mest olup ra'dü berk misâli şöyle Kâh gürleydim be kâh da çakalım

Bozdoğan topuklu yangıncı çapkın Çatub kaşlarım gazabın takın Kasem Hüdâya ki sana yaraşan Paleti vahşeti terk itme sakın

Ölürüm de 'billâh söylemem adın

Destanımda kalsın sâdece yâdın

Tasviri rengîriim yanında yahu

Kaale alınır mı nakşi Bihzâdın

Vâsıf HİÇ

EDİRNELİ KUNDURA BOYACILARI — Türkij'ede kundura boyacılığı işi geçen asrın ortalarında, Tanzimat dsevrinde başiamış-dır; hammalhk gibi süflî hizmetlerden sayılan kundura boyacılığı bizde bulunmuş bir iş sahası mıdır, yoksa bize Kırım Harbi sırasında Avrupadan mı gelmişdir bilemeyiz, benim tahminim Kırım Harbinde İstanbu'a gelen müttefik orduları efradının kunduraları boyadıkları görülmüş, kundura boyacı ve boya cilâsı tedârik eden bir kimse de bu işi istanbul sokaklarına bir geçim vâsıtası olarak getirmişdir (B.: Kundura boyacıları).

îstanbuldaki ilk kundura boyacılarının E-dirneden gelip yayıldıklarını duymuşdum; esnaf türküleri arasında Edirneli kundura boyacıları üzerine bir de meşhur türkü vardır, bestesi de pek güzeldir; bu türkünün İstanbulda çıkdığım da duymuşdum; türkü şudur:

Çarşıdan aldım pirinci pirinci Edirnenin boyacısı birinci Aman da boyacı boyacı Cilana vurgunum boyacı Fırçana vurgunum boyacı

Boyacının elleri boyalı Benim yarim 'boyacı olmalı Aman da boyacı boyacı Cjilâna vurgunum boyacı Fırçana vurgunum boyacı

-f~^—^=^^=f^=f=7^'~~
ın

- jı .-—f. -

er

*


Şarşı dana/c/ım _pî f inci, piri,


4—*—&

m* n

c//a

-iiriı

irin. o

birins'ı


Boyo.




v. ı»* >r


• / —- -

na dctyyr ga^û^vı

A\ Z £ ? r"

w^k .y UP

Bo ya cc


«Edirnenin Boyacıları»

(Nota Sadi Yaver Atamandan)







EDİRNELİ

4938 —



İSTANBUL

ANSİKLOPEDİSİ

— 4939 —

EDlZ (Hasan Alî)



Şimdi İstaribulun boyacıları, Edirne şehrinin seçme güzeli

Ceviz sandığına koyamam ayak Cümlesi baş tacı olmaya elyak Gönül yâresine merhemi tiryak Kundakla boyacım îstanbulu yak Şimdi İstanbulun boyacıları Edirne şehrinin seçme güzeli

Alımlı çalımlı topuklu çapkın Türlü işve cilve ne yapsan hakkın Şöyle nazh nazlı sokul gel yakm Riridan meclisidir sıkılma sakın Şimdi İstanbuîun boyacıları Edirne şehrinin seçme güzeli

Edirne dört konak yoldur güzelim Seçme güzelleri yola düzelim Boyalı ellerden nakış sezelim Gelin İstanbulu gelin gezelim Şimdi İstanbulun boyacıları Edirne şehrimin seçme güzeli
Boyacının boyası boyası Parıldayor aynası aynası Aman aman yorgunum boyacı Cilana da vurgunum boyacı Fırçana da vurgunum boyacı

l'stanbulun Edirneli kundura boyacıları için bir türkü daha vardır, onun da bestesi çok güzeldir, rast makaammda, vals edasın-dadır :



Aman Edirneli ah Edirneli

Yakdın ateşlere geldin geleli

Sarıp da aşk ile o ince beli

Seni doya doya sevip öpnıeli

Şimdi İstanbulun boyacıları

Edirne şehrinin seçme güzeli

Gözleri kudretten sürmeli güzel Levendâne kesim endam müheykel Gaayetle biçimli ayak ile el Giimrah kâkülünü savurur tel tel

« attı... (Gazeteler)

Kıa •» Aman kıyaHfllnl fel(w.~ Ben, tanıijığfra ayılar içinde bu kadar devimlisini, bu kader fjlıikini ge

Edirneli Sülo

(Karikatür: Necmi Eiza, Akbaba Mecmuası)

Bu türkülerle medhedilen İstanbulun Edirneli kundura boyacıları, Edirnenin yine çok meşhur olan çingenesinin esmer güzeli taze civanları olsa • gerekdir. 1900-1905 arasında E-rninönü Meydanında köprübaşında yıkılan Valide Hanın kapusunda durur pes bıyıklı, iri yarı, yaşı altmışın üstünde bir çingene kundura boyacısı vardı, perçemli İbo diye meşhurdu: «Bu işi Edirneden İstanbula biz getirdik, İstanbul uşakları boyacılığı bizden görmüş öğ-renmişdir» der idi.

Hacışeyhoğlu Ahmed Kemal



EDÎKNELl SÜLO — 1966 yılında ayısı ve yanında kendi cinsinden bir zurnacı ile bir-likde İstanbula gelmiş, 25 yaşlarında ayıcı kıbti oğlan; İstanbulun en kalabalık yerlerinde, bitnik denilen hırpanî genç turislerin kılığında, uzun yağlı saçlarının üstünde yırtık bir şapka, göğüs bağır açık, şal varmışı yırtık külot pantalonundan dizleri, baldırları görünür ve yalın ayakla dolaşırdı, belediyece sözde yasak edilmiş olmasına rağmen ayı oynatmış, resimleri günlük gazetelere, haftalık magazinlere geçecek kadar alâka çekmiş, hattâ bir gün Dansöz Birsen Nur Hanım, Beyoğlunda İstiklâl Caddesinde Edirneli Sülo'nun ayısı ile karşılıklı göbek atıp oynatacak kadar ayıcıya aşırı iltifatda bulununca Sülo'nun nâmı dillere destan olmuşdur. Jstanbulda ne kadar kaldığını tesbit edem.edig.imiz bu bitnik taslakcı-sı yalın ayaklı hırpanî zeberdest kıbti oğlan için yazılmış aşağıdaki manzume, bu istanbul Ansiklopedisinin sâdık dost okuyucularından Devlet Demir Yollarından emekli Bay Şükrü Girit (Cirit?) tarafından gönderilmişdir; kendileri «Meşhur Üsküdarlı Âşık Râzi edasında yasılmışdır» diyorlar:

Edirne çingenesi karayağız şu dilber Şopara bakın hele getirip çalımına

Beyoğlu Caddesinde ayısiyle beraber Attırıyor göbeği İstanbul Hanımına.



Üstbaş dökük hırpanî turistlerin yerlisi Saçlar yağlı 'böcekli yalın ayaklı eşbeh Ayj,sı ile beraber oynatırken hanımı Alkış tutup diyelim Sülo Oğlana peh pefc

Göbeğin adı çilek, memelerin çakıldır Daltaban Sülonun da yerindedir süksesi Paylaşamazlar imiş İstanbul yosmaları Açık arttırmadadır kara kıbti prensi

Hanımları sokakda şakır şakır oynatan Sülo oğlan nam verdi ayısiyle beraber Şoförlerden dinledim ben inandım doğrusu Her gece bir villâda yatmış o kara anber

Şu kadar bin lirayı 'bankalara yatırdın Azıcık da üstünü düzüp bey ol demişler Yok efendim yok demiş ben işimi bilirim Kendi has kabuğumda makbul cümle yemişler

Şimdi gencin geçeri yalın ayaklı saçlı Üstü başı da dökük kirli paslı olacak Aranan bu hırpanî Sülodur Sülo bilin Hanım eli soyacak hanım eli yunacak

EDİZ (Hasan Alî) — Muharrir, mütercim; 1905 de İstanbulda doğdu babasının adı Mustafa Remzi, anasının adı Hayriyedir; Mercan İbtidâî Mektebinde, Mercan Orta Okulunda okudu, 1922 de Vefa Sultanîsinden (lisesinden) diploma aldı; istanbul ÜniversitesF Tıb Fakültesine üç devre devam etti, tıb tahsilini terk ederek Avrupada beş sene sosyoloji ve edebiyat tahsil etti; sonra basın hayatına atılarak gazete ve dergilerde terceme ve telif eserler yayınlamaya başladı, îstanbulda Devlet Kitabları Mütedâvil Sermâyesi Müdürlüğünde de bir vazifesi vardır.

Rusça ve fransızca bilir; çok eser vermiş değerli bir mütercim; bilhassa Rus edebiyatının dünyaca tanınmış eserleri türkçeye onun kalemi ile nakledilmişdir; tercemelerinden basıları şunlardır:

Puşkin'den: «Maça Kızı» (1937), «Dub-rovsk'i» (1937), «Mısır Geceleri» (1937), «Bi-jelkinin Hikâyeleri» (1945); Turgenyev'den: «Babalar ve Çocuklar» (1938), «Köyde Bir Ay» (1946), «Duman» (1961); Gogol'dan: «Mayıs Gecesi» (1938), «Portre» (1955); Dos-toyevski'den: «Suç ve Ceza» (1947-1959); Çehcv'dan: «Bir Ressamın Hikâyesi» (1944), «Üç Kız Kardeş» (1946), «Kılıflı Adam» (1939); Gorki'den: «Aşk Rüyası» (1939), «Benim Üniversitelerim» (1940), «Körlerin Türküsü» (1943), «Soytarı» (1944), «Ekmeğimi Kazanırken» (1951); V. Katayev'den: «Rus Hikâyeleri» (1938), Zoşçenko'dan: «Çarın Çizmeleri» (1939), «At Hırsızı» (1958); Averen-ko'dan: «Sahtekârsız Mernîeket» (1957); V. Cov'dan: «Cengiz Han» (1953) ; V. Ardov'dan: «Haydud» (1943); Kurpin'den: «Bahtı Kara Kız» (1947) ; Çapek'den: «Kaybolan Bacak» (1953); Y. Haşek'den «Aşk Aşk Sen Herşeye

EFDALZÂDE MESCİDİ

_ 4940 —

İSTANBUL


ANSİKLOPEDİSİ

4941 —

EFEBOS HEYKELİ


Kaadirsin» (1944); O. Henry'den: «Boli var İki Kişiyi Çekemez» (1939), «Saf Bir Taşralı» (1946); M. îlin'den: «Eşyaların Hikâyesi» (1959), «Işığın Hikâyesi» (1959), «Saatin Hikâyesi» (1959), «Yazının Hikâyesi» (1961);

A. Simon'dan: «Hitler ve Arkadaşları» (1945);

B. Ne vvmann'dan: «Almanyada Bir İngiliz Ca
susu» (1947); L. Lenç'den: «Rus Hikâyeleri»

(1938); Ahmed Ağaoğlu'dan: «îslâmda Kadın» (1959).

Bibi.: Kim Kimdir Ansiklopedisi

EFDALZÂDE MESCİDİ — Fatih'de Nişancı Camii yakınında idi; Hadikatül Cevâmı-de «Keskin Dede Mescidi» adı ile kayıdlıdır, ve şu malûmat verilmektedir: «Banisi Efdal-zâde Şeyhülislâm Hamidüddin Efendidir; Fa-tilıcîe Şekerciler Hanına bitişik medresesi vardır, merkadi Eyyub Türbesi haricindedir, vefatı tarihi 908 (M. 1502 -1503) dir. Keskin Dede ni'mel ceyşden olup merkadi bu mescidin, yanındaki rnezarlıkda olduğundan Keskin Dede Mescidi diye şöhret bulmuşdur; mahallesi vardır».

Mescid tamamen yıkılmış; yerine Kara-günırük Orta Okulu yapılmışdır.

EFE (Necdet Rüşdü) — «Gazeteci, muharrir; 1900 de îstanbulda doğdu, Dr. Rüşdü Hakkı Beyin oğludur, annesinin adı Fatma Melihadır; Mektebi Saadetde (1912), Fatih Numune Mektebinde (1915), Vefa Sultanîsinde ve istanbul Tıb Fakültesinde okudu, fakat fakülteyi bitirmedi; gazetecilik hayatına atıldı; Yapı-Kredi Bankasında (1932), Anadolu Sigorta Şirketinde (1935), Ünyon Sigorta Şirketinde (1941) çalışdı; Basın-Yayın ve Turizm Bakanlığında şube müdürlüğü (1953 -1960) yapdı; 1980 dan sonra serbest gazetecilik yapmakda idi. Fran-sîzea.bilir. Gazeteciler Cemiyeti üyesidir. Mekteb Cağlarından bu yana îs-tanbuîda münteşir gazete ve mizah mecmualarının hemen hepsinde yazılar (bu arada bilhassa manzum hikâyeler) yazmışdır. Kitab hâlinde yayınlanmış eserleri şunlardır: «Â-

Necdet Rüşdi Efe henk» ^iirier, 192°)' (Resim: Anonim) «Bir Damla Göz Yaşı»

(Şiirler, 1924), «Aşkın Gözü» (Manzum roman, 1928), «Kadın Asker Olursa» (Komediler, 1934), «Yürekler Acısı» (Hikâyeler, 1937), «Gazinin Destanı» (Biyografi, 933), «Yurdum ve Sevgilim» (Şiirler, 1934), «Bahçe» (Şiirler, 1939), «Gönül Masalları» (Manzum hikâyeler, 1950), «Çadır Fahişesi» (Roman, 1954)» (Kim Kimdir Ansiklopedisi, 1962).

EFE (Suad) — Tıb doktoru, dâhiliye mütehassısı; 1925 de Aydında doğdu, babasının adı Ahmed Hi'mi, annesinin adı Huriyedir; Aydın Incirliova ilk okulunda, Aydın Orta Okulunda okudu, 1943 de îzmir İnönü Lisesini bitirdi, 1949 da İstanbul Tıb Fakültesinden diploma aldı (1949); 1955 de İstanbul Emniyet Müdürlüğü dahiliye mütehassıslığına tâyin edildi.

Bayan Füruzan (Serim) ile evlidir, bir oğlu vardır. Almanca ve fransızca bilir. İstanbul Türk Tıb Cemiyeti üyesidir. Yüzme, güreş, futbol sporlarını sever, amatör fotoğrafçıdır; 1951 den beri Varlık dergisinde yazıları neşredilmektedir; tıbbî dergilere de meslekî yazılar yazar; «Sağlık Dünyası» dergisinin almanca mütercimidir.

Bibi.: Kim Kimdir Ansiklopedisi

EFE (Uzun) — Karagözde «Karagözün Evlenmesi» oyununda bir tip; oyunun konusu şudur:-Karagöz karısı ile kavga eder ve onun üstüne evlenmek ister, Haceyvadın aracılığı ile Kadıköylü Mesrûre adında bir yosma yeni tuttuğu ayrı bir eve getirir. Mesrûrenin Züppe . Râci Bey, Külhanbeyi Gevşek Mehmed ve Aydınlı Uzun Efe adında üç dostu vardır; önce Râci Bey, sonra Gevşek Mehmed yeni karısının akrabalarım olduklarını söylerek Karagözün evine gelirler; onlarla başa çıkamayan zavallı Karagöz şaşkın durumda iken amıcamın kızı Mesrûreyi arıyorum diyerek Uzun Efe de gelir. Uzun Efe perdeye:



Yüklə 5,01 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   40   41   42   43   44   45   46   47   ...   80




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin