İstanbul ansiklopediSİ istanbul Hanımı Resim : Sabiha Bozcalı



Yüklə 5,85 Mb.
səhifə28/91
tarix11.09.2018
ölçüsü5,85 Mb.
#80346
1   ...   24   25   26   27   28   29   30   31   ...   91

Ahmed Dallı (Resim: Sabiha Bozcan)

Amerikalılarla yapılan anlaşması da Ahmed Dallı tarafından imzalanmışdır. ve hususî türk ve yabancı sermayesinin bu teşebbüse iştiraki sağlanmışdır. Yine 1959 yılında Türkiye Ticâret ve Sanayi Odaları ve Borsalar Birliği İdare Heyeti Reisliğine, Ortadoğu Teknik üniversitesi mütevelli heyeti âzalığına seçilmişdir. Fakir üniversitelilere yardım tesisi de onun karihasının eseri olmuş bir müddet de bu tesisin idare heyeti âzâlığım yapmışdır.

14 Haziran 1960 da Türkiye İş Bankası Umum Müdürlüğünden tekaadlüğü-nü isteyerek ayrılmış, 17 Haziran 1960 da tevkif edilerek Yassı Adaya gönderilmiş, ve

DALLl_jAhmed)

2?' kasım 1961 de tahliye edilmiştir.

26 ocak I9ö2 ae ak Bank idare meclisi âzaiıgma seçildi; 19öö de de bu bankanın idare mecıısı reisi ve murannas azası duıu-nuyorau. Aynı zamanda 'Türkiye bınâi Yatırım ve Kredi Bankası idare mecüsi azası, iktisadı Araştırmalar Tesisi idare heyeti reis vekili, Türkiye uuaıar Biıııgı enforma- i siyon icra komitesi âzası, Türkiye Banka-; iar Birügi idare heyeti âzası, Donanma Cemiyetinin istanbul Şubesi, idare heyetinin ikinci reisi, ve Adâıet martısının genel idare kurulu âzası buıunmakaa idi. Büyük Kulüp, Florya Kulübü ve Ankara uoıf jsoı-lübü âzâsıdır.

Munteüf tarihlerde Amerikaya, îngil-tereye, Aimanyaya, Fransaya, Itaiyaya, Is-viçreye, Yunanistana, Lübnana, Mısıra seyahatler yapmışdır.

Posta pulu koleksiyoncularındandır. Türk gazel sanatlarında pek muhteşem bir kol teşkil eden yazı sanatına karşı derin bir hayranlığı vardır, kıymetli el yazmaları ve levhalar toplamışdır. Resme karşı ineizâbı çok derindir; «Mütevâzi bir kütubhânenin sahibiyim» diyor, Biz ((Ahmed Dallının kendisi son derecede mütevâzidir», diyerek o kütubhânenin, kendisinin velinimeti ir-fâni zengin bir kütübhâne olduğunu ilâve edelim. Tiyatroyu, toplum hayatı üzerindeki büyük tesirlerini bilerek sevenlerdendir, klâsik batı müziği hayranlarındandır. Türk klâsik musikisi ile türk halk musikisine yürekden bağlıdır.

Hiç - evlenmemiş bekârdır, kız kardeşi ile beraber oturur. Babasını 1953, annesini 1964 yılında kaybetmişdir. .

Uzun boylu, zaif nahif, gözlük kullanır, gaayetle nâzik, çok güzel ve tatlı konuşur, muhakkak ki sohbeti aranır meclis adamıdır. Melâhati vechiyesi ruh asalet ve necâbetinin mâkesi olmuşdur. Bu Ansiklopedinin sahibi ve müdevvini Reşad Ekrem Koçu bu hâl tercemesine şu son satırları vicdan vecîbesi olarak ilâve ediyor: «Türk İstanbulun kütüğü olan İstanbul Ansiklopedisi ömrümün mahsulü olarak ilk neş-redildiği sırada bu eserin hasis kazanç kay-gularmdan uzak akademik bir teşebbüs olduğunu ve uğrunda bir sıhhat feda edilerek tahakkuk ettirilmeye çalışıldığını koskoca Türkiyede ilk ve tek olarak anlayan adam Ahmed Dallı olmuşdur. Kıymetlendirmek istediğim, yapa yalnız ve desteksiz bulunduğum bir anda ve tarafımdan hiçbir taleb vâki olmamış iken onun anlayışlı


4217 —



4216 —
ft. Ü

DALMIŞ (Ali)

bir mektubu ile îş Bankasına kaydedilen birkaç abonenin asil mânâsıdır, rruadue yardımı değildir. Elimde teknik imkân olsaydı, buraya onun adını, göz yaşlarımı da katarak altın mürekkeble yazardım.» (B,: İstanbul Ansiklopedisi).

1965 senesınue Aaâlet Partisinden Ankara Milletvekili oldu.



Ali Dalmış (Besim: S. B.1)

DALMIŞ (Ali) — Azüı yankesici; 1949 da 18-19 yaşlarında mürâhik bir delikanlı idi; nereli olduğu tespit edilemedi; onbeş yaşlarında iken iş bulmak için îstanbula gelmiş, kaşı gözü yerinde olduğundan uygunsuz güruhunun pençesine düşmüş, kötülüğe sürüklenip yankesicilikde karar kıl-mışdı; yukarıda tesbit ettiğimiz tarihde yüz sabıkası bulunuyordu. Temiz giyinir, safdil görünür, konuşurdu; bir seferinde şöyle bir çarpma rekoru kırmışdır; Köprüden Kadıköy vapuruna binmiş vapurda Dimitro Taşçıoğlu nün 1435 lirasını, Kadıköy İskelesinde Konya tüccarlarından Ali Osman'ın 2300 ve Mehmed Büyük isminde birinin 1100 lirasını alarak Haydarpaşa-ya geçmiş cebinde 4835 lira ile Eskişehir istika-ametine giden bir posta trenine atlamış, trende de Sadeddin adında Ürgüblü bir tüccarın 2400 lirasını çarpmış, fakat tirenden indiği Eskişehirde yeni bir iş teşebbüsünde suçüstü yakalanıp hapse mahkûm olmuşdu. Kısa bir zaman sonra Eskişehir Cezaevinden firar ederek İstanbula gelmiş ise de İstanbul Polisi tarafından Tophanede dolaşır iken teşhis edilmiş, yankesiciler silâh kullanmadığı halde Ali dalmış hâmil olduğu tabancayı çekerek polislere ateş etmek sureti ile kurtulmak istemiş ise de muvaffak olamayarak yakalanmışdır. O tarihden bu yana bu azılı yankesicinin akıbeti mechulümüzdür (İkdam Gazetesi,

temmuz, 1949).

Servet

DALTABAN.— Pabuçsuz ve çorabsız yalın ayak, çıplak, yalın taban; böylece kaldırım tepen, dolayısı ile serseri; o seviye-



İSTANBUL

mecazen «görgüsüz, terbiyesiz, kate, aaanı.»

Daltabandır zıpırların b şahı fitne saçar işmar ile nigâhı Şaton başaa eğri şeytan külahı Jttaüsa yutar topuk vurur mestâne U'ataiitmn nız Jfapaz'ı bir dane.

(Galatalı Hüseyin)

* Genç kâtib türedi yeni zengin patronu ue jn.utua uteıinae Dır augune gittiklerim amatır: «Benimki üaitabanuğa ctana btuuua, gucrKen Daşıaaı, karşuüytaa garsonun emu sikclı. bir ara orkestra şeıınrn ce-ume Uii' yüklük sıkıştırdı, sonra ayaKKab-larını çıkarıp bir koltuğa tünedi..»

DALTABAN ÇEŞMESİ — Daltaban Meseicunın yaKinında Daltaban Yokuşun-daaır, avu. yüzyıl başlarında o civarda bir sarayı bumnan ve ikinci öuıtan Mustafa zamamnaa bir ara sadırâzamiık yapmış oran uarıaûan Mustafa Faşa tarafından yapdırumışaır. (B.: Dalaaban Mescidi, Muştala i-aşa, Daltaban).

Kıasık tarzda ve kesme köfeki taşından inşa eaiimişdir. Ayna taşını çevreiıyen sivri kemer üzerinde tezyini unsur olarak birçok çarkı felek- rozet bulunmaktadır.

çeşmenin kitabesi yok olmuşdur; önü açık kai tekni zeminine son bir ayakyolu taşı konmuşdur ki, en hafif tâbir ile bir rezalet, kepâzelikdir. Semt halkının tahammülü, Belediyenin de görmemesi hayret edilecek bir şeydir. Gaayet küçük olan mermer ayna taşı harap bir durumdadır.

Aslında Kırkçeşme suyunun akmış olması muhtemel olan çeşmeye 1965 de sol tarafa konulan bir muslukla terkos suyu

verilmiş bulunuyordu.

j Erdem YÜCEL

DALTABAN' MESClDÎ — 1934 Belediye Şehir Rehberine göre Kumkapudıa Nişanca Mahallesinde Daltaban Yokuşu yakınındadır. Hadikâtül Cevâmi şu malûmatı veriyor: «Banisi Kâtib Sinan Efendidir, kabrinin nerede olduğu bilinmiyor. Sadır-âzam Daltaban Mustafa Paşanın sarayı bu mescidin karşısında olub Mustafa Paşa mescidin yanma bir de çeşme yapdırdığın-dan bu mescide Daltaban Mescidi denildi. Zaman ile Daltaban Mustafa Paşa sarayı Rakım Mehmed Paşanın tasarrufuna geç-di. Rakım Paşa başdefdarlık, Mısır Valiliği yapmış, Cidde Valisi iken 1183 (1769-1770) de orada ölmüşdür.» (B.: Mustafa Paşa, Daltaban; Daltaban Çeşmesi).

ANSÎKLOPEDÎSİ

Tahsin Öz' «İstanbul Camileri» isimli eserinde şunları yazıyor: «Daltaban Mescidinin ilk yapıldığı tarih belli değildir; ancak kitabesinde belirtildiği veçhile 1150 (1737-1738) yılında Rakım Pa=a tarafından tecdid ve tevsî edilmisdir. Duvarları kesme taş ve tuğla olub çatısı ahşabdır.» (1962).

Mescidin avlusunda, mihrab duvan önünde mescidin banisi adına bir kabir vardır, kâtibi sarıklı baş taşındaki kitabe şudur:

«Sâhibiil hayrat ve el hasenat Sultan Bayanı Velî merhumun matbahı âmire kâtiM merhum ve mağfuru leh Kâtib Sinan Bevefendi rfthu için el fatiha; sene 916 (M. 1510-1511)».

Gerek tasın üslûbu, gerekse kitabenin sülüs hattı ile ifadesi avdın olarak pöste-rir ki bu kabir sembolikdir, ve XTX. vü?:-yıl baslarında mütevellilerden biri. ve belki de kendi kabri de orada bulunan Mehmed Efendi tarafından ihdas olacakdtr. Kabrinin bas tası azizıVe fesli mütevelli Rakım Mehmed Efendinin talik hat ile yazılmış kitabesi de sudur:

Hüvelbâki

İlâhî rû?i mahşerde bana gûnâ gün ecr evle Ne derdîerle helak oldum şehidlerle faasr eyle Sana knr'han idüb canım eyledim tfirab mesken Rahmansın âbı rahmetinle isyanımı af f evle.

Varna Kalesi bina emini LntfnUaH efendinin mahdumu Kâtib Simn On m ü gerici mütevellisi merhum F^kırn Efendi ruhu için fatiha, 1271 O851-1SS5U,

Bu ksbrin sahibi Mehmed P^kım E-fenrüvi de mescidin ikinci b^nipi oi"b ws-dikât.m Cevâmiin kavdma fföre 1183 C178«-1780) de Ciddede vefat etmiş o^.n.Me'bme^ Rakım Pasa ile .karı^rrnawa.iırt-<v



Mescidin ilk seklinin na,sıi oirhıö-n bi-linmivor; Rakım Paşanın def+err^r'ı^ ".«.-ma.nmda venid.en varj-ılırcasına tâ^iri^de kanunun üstüne talik hat ile konul p n man-7.nro tarih kitabesi şudur: Bihamdi IJUl^h ki m^mur olrtu *>u r«t>«. «*ı« mot'ı-i vafct ile olmuş iken hep c,«r>5H Tvrtıad, ninh Sû himem P,$Vım Efendi vâ.Mı ıo*»ı» Muammer ola kim Kâtih Sınanın ""ıVıİTi it*î ««.d R3]^w*t^ c«^m olan hııszai'dan bTidw t.*»ırn>n««wn'>; S^bj^-ı havTi de havp île bir reı etrlACT"«iAi- -p^fl Ru p^Tnî hasheten Î^Il^h T>"nvAd olrlıi'<-îi dom^o ni} <:«vi"he muvaffak oldu Fenni hsmei "s*âd «Kabûli ile mesrur eyle yâ Rab iki ftlemde.1»

1150 «Btı vâlâ mabedi Eâkım Efendi itdi çiin âbâd».

1150

Daltaban Mescidi bugün Mrkar» ha^a-makla çıkılan gayri muntazam küçük bir avlunun ortasında, yeni inşa edilen bina-



DALTABAN MESCİDİ

ların arasına sıkışmış bir durumdadır. Ayrıca avluda inşa edüen iki katlı yeni bir meşruta da mescide o kadar yakındır ki aradaki mesafe sadece bir ad^m kadardır, ön cebhe arkaya nazaran da^a dardır: minare kapunun solundadır. Dış duvarları Horasan dersli kaba yontma köfeki tasmdan olub son cemaat, ve^i Doğrudan mescidin ibâdet sahmna Cümle kanusu mihraba nisbetle ?a& taraf-dadır: kaıoudan erini ince ilk kıs=ım müstakil nl&nlı künı'ik bir bölmevi anrimr ve küçük bir beşik kubbe ile örtülüdür: bu ı>«r-ca. da.'ba p-enisre k»re nlanlı olan ikinci kısımdan bir kemerle avrılrmpdır; m^a ve tam kemer al+ma r kfv-ırmıs a^snb mi^rsb ^deta bir r>a-ibi dmTnnkta,dır. Pn be'ik k^bbe altı. mihrab duvarında altı t üstlü iki ve kanu duvarmda yplnız alt^a bir pencere olmak üzere üç pencere ile âvdmlatılrrpR-dır. Kare plânlı ikinci kısım varım küre bir büyük kubbe ile örtülmüşdür; bu kısımda mihrab duvan altlı üstlü ikişerden dört, sol duvar keza altlı üstlü ikişerden dört, mihrab karşısındaki duvarda altda üç, üstde bir ki cem'an 12 pencere ile ay-dınlatılmışdır; sol duvar ile mihrab arasındaki üst pencereler, dört pencere sivri kemerli, alçı şebekeler içinde renkli camlar ile tezyin edlimişdir.

Daltaban Mescidi 1945 yılında mahalle halkının müşterek yardımı ile yeniden tamir edilerek yenilenmiştir. Bu ameliye esnasında girişin yan tarafı ile mihrabın karşısına gelen kısımlardaki ahşap mahfiller, dâhildeki kalem işleri aslına uygun olarak ele alınmış ve yeniden yapılmıştır.

Dâhildeki kalem isleri gayet güzel olub, bilhassa kubbe ile beşik kubbenin ice-risindekiler iyi bir sanatkâr elinden çık-mışdır.

Kubbenin ortasında sarı. mavi ve gri renkde çiçek motifleri bulunmakta olup etrafında da altın yaldızlı sülüs hat ile sureyi saf yazüıdır. Kubbe eteği kahverengi zemin üzerine beyaz boyalı yaprak, rozet çiçekleri ve rumiler ile süslenmişdir.

Mermerden ve yedi veçheli olan mihrap ist-alâktitli olarak nihayete erer. Mihrabın üzerine celi hat ile «KuUema dahele aleyha zekeriyyel mihrab» âyeti yazılmış-dır. Ayrıca üst kısımdaki açık kahverengi kitâbelik kısmında kabartma seklinde yaldızlı rumiler ile süslüdür. Bu tezyinattan aynı motifler mihrabın köşe dolgularında



DALTABAN YOKUŞU

— 4218


ÎSTANBÜL

ANSİKLOPEDİSİ

4219 —

DALYAN, DALYANLAR





Beykoz Dalyanı (Resim: Nezih)

tekrarlanır. Yeni olan ahsab minber gayet basittir ve üzerinde hiçbir tezyinat yokdur.

Beşik kubbe ile örtülü ilk kısmm üstüne, kapu yanından ahşab bir merdivenle çıküır bir mahfil, kare plânlı ve büyük yarım kubbe ile örtülü ikinci kısırnn mihrab karsısına da yine ahşab bir merdivenle çıkılır boydan boya bir kadınlar mahfili ya-pılmısdır.

Minare kapusu mescidin içindedir.

1965 eylülünde Daltaban Mescidini ziyaretimizde imamlık vazifesini as1! Hb-palı Bav Kemal Sarıprüzel, müezzinliğini de Aksekili Bay Şevki Doğan ifâ etmekteler idi.

Erdem TTTfîRT,

«Daltaban Mescidinin 1945 r'eki tamirine semtin bas komiseri Bav Hikmet ile tüccardan Bav Şevket ve Bav Nuri ön avak olmuşlardı. 1952 de Mescidin hemen vam basma, iki katlı bir beton bina olarak imam ve müezzin meşrutası vapıMı: 1955 de şerefesine kadar yıkık olan minare tamir edildi: tamamlandı: 1958 de Mescidin mihrab duvarı ile cümle kapusrmun karşısındaki duvarda bulunan üst dört pencerenin alıç şebekeli renkli camlan kondu; bu çok güzel dört süsü pencerenin masrafım Tosyalı Facı Hüseyin Gülüm ile Kastamonulu Hacı Kâzım Altıoğlu tarafından ödendi. Mescidin nakıs isleri de Ali Usta adında bir sanatkârın eseridir.» (Hakkı Göktürk, Not).

DAT/TARAN YOKUŞU — Fminönü İlçesinin Kumkapu Bucasmda Nisanca Mahallesi sokaklarından: Nisanca Bostanı Sokağı ile Sosanağa Camii Sokanı arasında uzanır: Nisanca Yokuşu, Elmaspasa Sokağı. Cobaneavıış Medresesi Sokara, Kâtib Sinan Mektebi Sokağı ile kavu saklar ı vardır (1934 Beledive Şehir Rehberi, Paft,r> 3/32). Kabataş döşeli bir voldnr. 7-emin katları kâeir lahsab ve tüm kagir ve beton evler arasından seçer. Kanu numaraları: 7-35 ve 9-94 dür. l çantacı ve döşemeci dükkânı i^e hif de kapalı dükkân rnûsdür. P-ohaneavus Medresesi olan kavuranında klâsik üslubda kitabemiz bir çeşme vardır: kendi lülesi ko-narıTmıs. kenarma, bir terkos musluğu konmmdur; teknesi de vok olmuş, yerine delikli bir eski avakvolu tası konmıışdur (!); çirkin sefalettir (aprustos 1964).

Bu yokusun adı geçen aşağıdaki şarkı Kumkapulu Balıkçı Haçik Ağanındır:

Daltaban Yokuşundan geçdi bir âfet Yalın ayak pırpın bıçkın kıyafet Dalfesli yangıncıdır ol servi kaamet Yalın ayak pırpırı bıçkın kıyafet.

Basdı acı narayı yokuş başında Yüreeiğl hopladı kız oynaşında Zannım henüz ondokuz yirmi yaşında Yalın ayak pırpırı bıçkın kıyafet.

Hakkı GÖKTÜRK

BALYAN, DALYANLAR — «Balık avlamak için deniz kıyısında büyük ağaçlarla çevrilen yer» (Hüseyin Kâzım, Büyük Türk Lügati). Müteveffa KarakinBey Deveciyan «Balık ve Balıkçılık» isimli büyük, ölmez eserinde İstanbul suları dalyanları üzerine şu malûmatı veriyor :

«Eski çağlardan beri kullanılmakda olan ve balıkcılıkda pek mühim bir mevkii bulunan dalyan, denizin sahile bir kaç kulaç yakın sularında, göl ve nehirlerin ise ağızlarında kurulur. Çeşidli ağlardan ve müteaddit direk, halat ve gemi demirlerinden müteşekkil olup bir kaç nevi' vardır. Akdenizin batı bölgesi memleketleri sahillerinde kullanılan dalyanlarda direk bulunmayub ağlar bir takım büytik mantarlar ve kum. ile dolu çuvallar vâsıtası ile tahkim edilir.

«Dalyanların yapılması sebebi geçici balıkların avlanması ise de o suların yerli ve gezici balıkları da tutulur.

Her suda dalyan kurulamaz. Bir dalyan senede 500-600 lira bir masrafa (1913-1914 piyasası) ve 15-20 tayfa kullanmaya muhtaçdır.

«Dalyan balıkların geçid yerinde kurulmaz ise ve suların akıntısı ile dalgaların hücumuna karşı bir derece mahfuz değil ise balık tutulamaz. Bir dalyanda balık, tutulamazsa, bir taraftan dalyan masrafı, diğer tarafdan tayfaların komanyası dalyan sahibini mahveder. Onun içindir ki, dalyan kurmak hem paraya, hem tecrübeye, ve hem de o işe mahsus maharete bağlıdır.

«Bir de herkes istediği yerde dalyan kuramaz. Ralıkcılıkda dalyan ve voli yerlerinin, çiftlik ve ev gibi, devlet eliyle verilmiş senedlerle sahihleri vardır; dalyan kurmadan önce dalyan yerini sahibinden satın almak, yahud kiralamak lâzımdır. Eğer bir voli yerinin sahibi (B.: Voli yeri) orada yeni bir dalyan kurmak isterse hükûmet-den ve devlet deniz yollan idaresinden izin almaya mecburdur.

«(Dalyanlar evvelâ üç kısma ayrılır.

I — Asıl Dalyan. Bunlar çeşidli ağ ve direklerden müteşekkil olub, alt kısmı kamilen ağ ile kapalıdır. Türkiye, dolayısı ile İstanbul sularında kurulan dalyanların hepsi bu kısımdandır. Boğaziçi ile Marmara Denizi sahillerinde kurulan asıl dalyanların da altı nev'î vardır: l — Büyük Şire Dalyanı; 2 — Şire Dalyanı; 3 — Yarım Şire Dalyanı; 4 — Kurtağzı Dalyam; 5 — Kırma Kepasti Dalyanı; 6 — Çekme Dalyanı (B.: Şire Dalyanları; Kurtağzı Dalyanı; Çekme Dalyan).

«Asıl dalyanlar mevsime göre yaz dal-yani ve kış dalyanı isimleri ile ikiye ayrılır; yaz dalyanları her sene nisan basında kurulup ağustosun on beşine kadar balık tutulur, sonra sökülüp direk, ağ ve şâir teferruatı denizden kaldırılır. Kış dalyanları ağustos ayında kurulur, balık devam eder ise Şubat sonuna kadar devam eder, balıklar kesilirse ocak ayı içinde sökülür. Dalyanların ağızlarını, mevsime göre balıkların geleceği yere karşı olması şarttır. Dalyanların ehemmiyet ve büyüklüğüne göre birkaç mavunası, kayığı, sandalı, ve sahilde tayfanın barındığı büyük kulübe - koğuşları vardır. Dalyan sâhibleri kullanacağı tayfalar için muşamba caket, muşamba

pantolon ve çizme bulundurmaya mecburdur. Tayfaların yemeklerini pişirmek ve 'ağları boyamak için yemek kablan, yemek kazanı, boya kazanı ve boya teknesi de dalyan sahibinin tedârike mecbur olduğu şeylerdir.

«Dalyan ağları kamilen pamuk ipliğinden örülür ve çam kabuğu ile bovanır; boya, hem ağları çabuk çürümekden korur, hem de arğlara balıkların gözlerine çarpmavacak bir renk verir; çam kabukları boya kazanında iki gün su ile haş-landıkdan sonra su ılık halde iken ağlar içine atılır; bâzı meraklı dalyan sâhibleri her ay ağların boyasını yeniler.

«Tayfa ücretlerine gelince: an'anelere göre sire dalyanlarında. Kurta&ı dalyanlarda ve kırma keparti ile çekme dalyanlarda ayrı ayrıdır. Ücret yüzde yirmi üç devlete verei ve tavfaya yapılan komanva masrafı çıkdıkdan sonra, dalyan sokulurken dalyan sahibinin saf kârından pav usulü ile ödenir. Şire dalyanlarında safi kârın 3/4'ü dalvan sahibinin l /4'ü rfe tayfalarındır; kaç tayfa varsa bu 1/4 hisse o kadar paya (.ayrılır. Dalyanlarda tayfaların basında bir reis bulunur: ücreti tayfalar gibi bir paydır, fakat dalyan sahibi ken^i hissesinden reise ayrı iki pay, ağ tamircisi

DALYAN, DALYANLAR

— 4220


İSTANBUL ANSİKLOPEDİSİ


ile salapuryacıya da yarımşar pay ayrıca vermeye mecburdur (Meselâ vergi ve ko-manya masrafı çıkdıktan sonra dalyan 6000 altın kazanmış ise 4500 altın patron hissesi ve 1500 altın tayfa hissesidir; dalyanın reis ile beraber 20 tayfası varsa her tayfa 75 altın alır; dalyan sahibi ayrıca reise 150 altın ve salapuryacı ile ağ tamircisine 35 er altın öder.) Kurt ağzı dalyanlarında dalyan sahibinin hissesi 2/3, tayfa hissesi 1/3 dür (Aynı mikdardan misâle göre patron hisse 4000 altın, tayfa hissesi 2000 altın, bir pay 100 altın, reis bahşişi 200 altın, salapurya ve ağ tamircisi bahşişi 50 şer altın); çekme ve kırma kepasti dalyanlar da da hisseler yarı yarıyadır; bu dalyanlarda dalyan sâhibleri reis ile ağ tamircisine ve salapuryacıya ayrıca para vermez. (Yine 6000 altın safi kardan patron hissesi 3000 altın, tayfa hissesi 3000 altın, bir pay 150 altın). Tay f alık bakımından en kârlı is çekme ve kırma kapasti dalyanlarda çalışmaktır.

II — Çit Dalyanı. Kotra adı da verilir;


göl ve nehir ağızlarına kurulur dalyanlar
dır; ince kazık ve kamışlardan yapılır, bu
dalyanlarda ağ yoktur (B.: Çit Dalyanı;
Büyükçekmeee Dalyanı).

III — Direksiz Dalyan. Orkinos ve to


rik balıkları avı için ihdas edilmişdir; Ak-
denizin ecnebi sularına mahsus bir dalyan
dır.» •

Karakin Bey Deveciyan yukardaki satırları aldığımız ölmez eserinde îstanbulun Marmara suları ile Boğazicinde kurulan 45 dalyanın adını tafsilâtlı malûmat ile kaydediyor, biz buraya konuldukları yerlerle dalyanların yalnız isimlerini alıyoruz (Bu ansiklopedide İstanbul dalyanları kendi isimleri ile ayrıca yazılmışlardır):

1 — Karaburun Dalyanı

Bofetz dışında, Rumeli yakasında

2 — Kilyos Dalyanı

Bofraz dışında. Rumeli yakasında

3 — Uzuncahurun Dalyanı

BoSaz dışında. Rumeli yakasında

4 •— Marmaracık Dalyanı

BoSaz dı«mc!a, Rumeli yakasında

5 — Öreke Dalyam

Rumeli Feneri önünde

6 — Ba&Iaraltı Dalyanı

Rumeli Feneri - Karibce arası T .— Büyükliman Dalvanı

Yukarı Bo.*az. Rumeli yakası

8 — Karataş Dalyanı

Yukarı BoSaz- Rumeli yakası

9 — Mavromulos Dalyanı

Yukarı Boğaz, Rumeli yakası

10 — Sırataş Dalyam

Yukarı Boğaz, Rumeli yakası

11 — Otuzbirsuyıı Dalyam

Rumelikavağı

12 — Telli Tabya Dalyanı

Yenimahalle

13 — Pazarbaşı Dalyanı

Yenimahalle


  1. — Mesarburnu Dalyanı

  2. — Bülbül Sokağı Dalyanı

Büyükdere

16 — Barutcubaşı Dalyanı

Büyükdere, 1883 denberl metruk

17 — Kirka Dalyanı

Büyükdere, 1883 denberi metruk


  1. — Çayır Dalyam

  2. — Büyükdere Dalyanı

  3. •— Kefeliköyü Dalyam
    24 — Kalender Dalyanı

Tarabya, 1883 denberi metruk

22 — Yeniköy Dalyanı

Metruk


  1. — İstinye Dalyanı

  2. — Bebek Dalyanı

  3. — Küçükbebek Dalyam
    28 — Salıpazarı Dalyanı




  1. — Alurkapu Dalyam

  2. — Kumkapu Dalyanı

1873 denberi metruk

  1. — Yedlkule Dalyam

  2. — Salistre Dalyam

Fenerbağçesi civarında

31 — Şabka Dalyanı

Caddebostanı

32 — Kiri Dalyam

Caddebostanı

33 — Üsküdar Dalyam

1880 denberi metruk

34 — Cengelköyü Dalyam

metruk

35 — Vaniköy Dalyanı


38 — Kanlıca Dalyanı

metruk


37 — Toptaş Dalyanı

Beykoz, metruk

38 — Karacaburun Dalyam

Beykoz, metruk



  1. — Beykoz Dalyanı

  2. — Beykoz Kasrı Dalyam

metruk.

41 — Umuryeri Dalyam

Metruk

42 — Anadolukavağı Dalyanı



1873 denberi metruk

43 — Filburnu Dalyanı

Yukarı Boğaz, Anadolu yakası.

44 — Anadolu Feneri Dalyanı

Yukarı Boğaz, Anadolu yakası.

45 — Soğan Adası Dalyam

İrva - Yomburnu arası.

ÇtTLHAYAN (Dikran)

4222


İSTANBUL

ANSİKLOPEDİSİ

4228

DAMACANA





Son yeniçerilerden kalender meşreb halk şâiri Çardak Kolluğu çorbacısı Gala-talı Hüseyin Ağa «İşmar Destanı» isimli uzun bir manzumesinde Galatadaki meşhur Hendek Kahvehanesini bir dalyana, müşterisini de kınalı boyalı, telli pullu balıklara benzetiyor:

Dolar dilberanla sabah akşamlı Galatada Hendek Kahvesi namlı Katrasunda fener kırmızı camlı Meydancı Kodoş Çöpçatan Şamlı.


Yüklə 5,85 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   24   25   26   27   28   29   30   31   ...   91




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin