KirkçEŞme tesisleri


MEZARLIKLAR 445 MEZATLAR



Yüklə 8,39 Mb.
səhifə689/889
tarix09.01.2022
ölçüsü8,39 Mb.
#91610
1   ...   685   686   687   688   689   690   691   692   ...   889
MEZARLIKLAR

445

MEZATLAR

Belle Vue kahvesinden çıktıktan sonra, kendimizi, Museviler hariç, her dinden insanın birbirinden ayrı kabristanlara gömüldüğü Büyük Mezarlıkta bulduk. Bu, uzaktan büyük bir binanın harabesi gibi görünen binlerce mezar taşının aydınlattığı, kesif bir selvi, akasya ve akçaağaç ormanıdır. Ağaçların arasından Boğaziçi ile Asya sahili görülüyor. Mezarların arasında Rumlarla Ermenilerin gezindikleri yılan-kavî geniş yollar var. Birkaç mezar taşının üstüne bağdaş kurup oturmuş Türkler Bo-ğaz'ı seyrediyorlar. Öyle gölgelik, öyle serin ve huzur dolu bir yer ki, insan buraya girince, yaz sıcağında kocaman, loş bir katedrale girmiş gibi nefis bir duyguya kapılıyor. Ermeni mezarlığında durduk. Ermeni dilinin muntazam ve zarif harfleriyle yazılmış kitabelerle örtülü mezar taşlarının hepsi de büyük ve yassı; hemen hepsinin üzerine ölünün sanatını veya mesleğini gösteren bir işaret oyulmuş. Çekiçler, testereler, kalemler, mücevher mahfazaları ve gerdanlıklar var; sarraf terazi, papaz papaz serpuşu, berber leğen, cerrah neşter ile temsil edilmiş. Bir taşın üzerinde, kan içinde bir gövdeden ayrılmış bir baş görüyoruz: bu, katledilmiş veya kafası kesilmiş birinin mezarıydı. Bir Ermeni bu mezarın yanında, çayıra sırtüstü yatmış uyuyordu. Müslüman mezarlığına girdik. Burada da, sıra veya küme halinde, düzensiz bir şekilde dağılmış, sayılamayacak kadar çok sütun var; bazılarının tepesi boyalı ve yaldızlı; kadınlara ait taşların üstünde kabartma çiçek süsleri görüyoruz; birçoğu küçük ağaçlar ve küçük çiçekli nebatlarla çevrilmiş. Bu sütunlardan birini incelediğimiz sırada, bir çocuğun ellerinden tutmuş iki Türk yanımızdan geçerek elli adım ötedeki bir mezarın üstüne oturdular ve kollarının altındaki bir çıkını açarak yemek yemeğe başladılar. Seyretmek için durdum. Yemeği bitirince, daha yaşlı olanı bir kâğıda bir şey sardı (bu bana balıkla ekmek gibi geldi), sonra, hürmetkar bir tavırla, kâğıda sardığı şeyi mezarın yanındaki bir deliğe soktu. Daha sonra, her ikisi de çubuklarını yakıp sakin sakin tüttürdüler; çocuk kalktı ve mezarlığın içinde oraya buraya koşmaya başladı. Bu balıkla ekmek, sonradan anlatılana göre, muhtemelen yeni gömülmüş akrabalarına Türklerin bir sevgi işareti olarak bıraktıkları rı-zık; ve bu delik, defnedilen her Müslümanın başucunda, sevdikleri insanların ağlaşmalarını duymaları, birkaç damla gülsuyu dökülmesi veya çiçek kokusu almaları için toprakta bırakılan boşlukmuş. İki dindar Türk çubuklarını hazin hazin içtikten sonra ayağa kalkarak, çocuğu ellerinden tuttular ve servilerin arasında kayboldular.

Amicis, istanbul

sirken, büyük mezarlıklarda da artık yer kalmamış olup, gömülme özel izne tabidir.

Türk-îslam döneminde, istanbul'un ilk Müslüman mezarlığı Üsküdar'daki Kara-caahmet Mezarhğı'dıK-»). Bir iddiaya göre, burası Orhan Gazi döneminden (1324-1361) bu yana kullanılmaktadır. Bugün a-cınacak durumda olan ve yeni gömülmeler nedeniyle sanat ve tarih bakımından önemli Osmanlı mezar taşlarının kaldırıldığı mezarlığın alanı, eskiden Üsküdar'dan Söğütlüçeşme ve Kızıltoprak'a kadar uzanmaktaydı. Osmanlı sanat üsluplarını yansıtan pek çok mezar taşı, hâlâ kitabeleri ile Türk tarih ve kültürü için önemli bilim adamı, şair, edip, sanatçı, din adamı, devlet adamı ve askerler hakkında bilgi sunmaktadır.

Osmanlı döneminde erken tarihlerden itibaren defin yapılan mezarlıklardan bir diğeri de Rumelihisarı'ndaydı. Hisarın yapımı sırasında vefat eden ve fetih sırasında şehit olanların defnedildiği mezarlık, onların yakınında gömülmek isteyenler nedeniyle kısa zamanda tepelere doğru yayılmıştı. Ancak mezarlığın büyük bölümü de zamanla ortadan kaldırılmıştır.

Eyüp MezarlığıO-») da İstanbul'un fetihten hemen sonra, erken tarihlerden itibaren defin yapılan en eski ve en büyük islam mezarlıklarındandır. Eski istanbul'un surları dışında, Halic'in batı yakasında kurulan ve arazisi dalgalı düzlükler halinde olan Eyüp(-») semti, Müslümanların İstanbul'u kuşattıkları ilk seferlerden birinde, burada şehit olmuş bulunan Hz Peygamber'in sahabesi Ebu Eyyub el-En-sarî'nin(->) gömülü bulunduğu yerde, türbesinin ve caminin yapılmasından sonra kurulmuştur. Özellikle sahabeden olan bu kişinin burada son istirahatine çekilmesi dolayısıyla toplumun kalburüstü kesiminden ve her meslekten insan bu türbe ve caminin etrafına, hiç olmazsa yakınına veya bu semte gömülmeyi arzu etmişlerdir. Aynı sebeplerle, Osmanlı Devleti yöneticileri de buraya büyük önem vermişlerdir.

Eyüp Mezarlığı dışında, Topkapı Me-zarlığı(-0 Edirnekapı Mezarlığı(->), Siliv-rikapı ve Merkezefendi mezarlıkları da


Yüklə 8,39 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   685   686   687   688   689   690   691   692   ...   889




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin