KirkçEŞme tesisleri


MURADV 512 513 MURADBUHARÎ



Yüklə 8,39 Mb.
səhifə812/889
tarix09.01.2022
ölçüsü8,39 Mb.
#91610
1   ...   808   809   810   811   812   813   814   815   ...   889
Antik AŞ 148. Müzayede, ist., 1992

MURADV

512

513

MURADBUHARÎ

deniyle yaşadı. Süleyman Paşa ile dış kapıya geldiğinde Mekteb-i Harbiye talebeleri kendisini selamladılar. Buradan Hüseyin Avni Paşa ile Dolmabahçe rıhtımına gidildi ve kayığa binildi. Denizde kayık değiştirilmesi, sonra çatanaya binilmesi, Hüseyin Avni Paşa'mn kendisine tabancasını uzatması gibi nedenlerle Murad'ın sinirleri büsbütün bozuldu. Sirkeci'de arabaya binilerek Beyazıt'a Bâb-ı Seraskeri'ye çıkıldı. Burada bekleyen sadrazam Mütercim Rüşdi Paşa ile Şeyhülislam Hayrullah Efendi ve Midhat Paşa, yeni padişahı karşılayıp daire-i hümayuna götürdüler ve biat ettiler. Haber ulaştırılabilen vezirler de birer-ikişer gelip aynı görevi yerine getirdiler, istanbul'un muhtelif semtlerinden ve Boğaz'daki donanma gemilerinden cülus toplan da atılmaya başladı. Bu sırada Ab-dülaziz de Dolmabahçe'den alınıp Top-kapı Sarayı'na götürülmüştü.

Sabahın erken saatlerinde İstanbul halkı "Sultan Murad padişah olmuş" haberiyle uyandı ve sokaklara döküldü. Bekçiler her yerde cülusu ilan etmekteydi. Beyazıt Meydanı, Babıâli ve Sirkeci kalabalıklarla doldu.

Abdülaziz'in ailesinin Dolmabahçe Sa-rayı'ndan tamamen çıkartıldığı haberi geldikten sonra, V. Murad arabayla Sirkeci'ye indirilip saltanat kayığı ile Dolmabahçe Sarayı'na götürüldü. Görenler yeni padişahın dudaklarının irili ufaklı uçuklarla dolu olduğunu fark ettiler. Donanma tarafından selamlanan V. Murad sofasına çıkarak yaldızlı bir koltuğa oturdu. Biraderleri, damat paşalar, sarayda biat ettiler. Bu sırada, her nasılsa orada olan mukallit Vehbi Mol-la'nın bir hareketi, yeni padişahın gülme krizine tutulmasına neden oldu. Cülusu geç öğrenen ve Dolmabahçe'ye gelmeye başlayan vezirler, devlet erkânı, cemaat temsilcileri bir süre aşağıda bekletildiler. Yusuf Kâmil Paşa, karşılaştığı sadrazama ağır sözler söyledi. Mekke Emiri Abdül-muttalib Efendi de hal' ve cülus gerekçelerim (fetvayı) doğru bulmayarak sadrazamla tartıştı. Cevdet Paşa'mn Tezâkir' de anlattığına göre sarayda toplananlar gruplar halinde huzura çıkartılıp biat ettirildiler. Topkapı Sarayı'ndan cülus tahtı getirilmediği gibi, cülus geleneklerine de uyulmadı. Padişah yorulmasın diye, siyah giysili gayrimüslim ruhban zümresinin topluca biata yürümeleri de V. Murad'ı son bir kez korkuttu. Biattan çıkışta Yusuf Kâmil Paşa ilginç bir tarih düşürerek Hal' olub Sultan Aziz Şah Murad Hân oldu / Biri giryan gözümün diğeri handan oldu dedi.

V. Murad'ın cülusunu izleyen ilk iki gün içinde sarayda bir yağma olayı yaşandı. Abdülaziz'in annesine, eşlerine ve cariyelerine ait değerli mücevherat, "Erkân-ı Erbaa" (Dörtler) denen paşalarca müsadere edilip yeni padişahın sarraf Hırista-ki'ye olan 1.000.000 liralık borcuna karşılık verildi. Diğer ele geçenleri Valide Şev-kefza Sultan ile damat Nuri Paşa aldılar.

Cülusu izleyen ilk cuma günü (2 Haziran 1876) ata binerek ilk cuma selamlığına çıkan ve Topkapı Sarayı'na giderek Bağdat Köşkü'nde, kardeşlerinin ödenek-

lerinin artırılmasına ilişkin ilk iradesini bildiren V. Murad, Dolmabahçe Sarayı'nda kendisi için düzenlenen dairelerden başka, kız kardeşleri Fatma ve Seniha sultanlar için de birer daire tanzimini emretti. O gün akşam Nisbetiye Olayı diye tarihe geçen asılsız bir suikast dedikodusu doğdu. Yeni padişahın rahatsız olduğuna ilişkin söylentilere son vermek üzere Şevkef-za Valide Sultan'ın uygun gördüğü tarzda, Abdülmecid'in şehzadeleri Nisbetiye Kas-rı'na akşam yemeğine davet edilmişlerdi. Ancak, kuruntusuyla ünlü Abdülha-mid'e (II) yakın adamlarından biri, bunun, ihtilal komitesinin bir komplosu olduğunu, şehzadelerinin o ıssız kasra öldürülmek kastıyla çağırılmış olabileceklerini söyleyince Abdülhamid Nisbetiye'ye gidemeyeceğim bildirdi. Bu yüzden davetin yeri değiştirildi ve şehzadeler Dolmabahçe Sarayı'na çağırıldılar. Abdülhamid saraya da gelmedi. V. Murad'ın diğer kardeşleri Reşad (V. Mehmed), Süleyman, Ke-maleddin, Nureddin ve Vahideddin (VI. Mehmed) için ortaya bir masa getirilip yemek servisi yapıldı. Daha sonra şehzadeler huzura çıktılar. V. Murad, fesi elinde ve bitkin vaziyetteydi. Kardeşlerine "halim pek fena!" diyebildi.

Abdülhamid de ertesi gün huzuruna çıktığında V. Murad'ı kuyruklu setre giymiş, tebrike gelecek sarrafları beklerken buldu. Yine rahatsız görünüyordu. Ağzının çevresi uçuklarla doluydu, gözbebekleri küçülmüştü. Abdülhamid'e de "birader halime bak!" diyerek başının ağrıdığını işaret etti.

İstanbul'da cülus şenlikleri sürerken ihtilal komitesi içinde de uzlaşmazlıklar ve umutsuzluk doğmaktaydı. Midhat Paşa Ka-nun-ı Esasi'nin ilanını istiyordu. Süleyman Paşa da aynı düşüncedeydi. Oysa Mütercim Rüşdi Paşa ile padişah adına tüm yetkileri elinde tutan Serasker Hüseyin Avni Paşa buna yanaşmamaktaydılar. Bu nedenle cülus hatt-ı hümayununda meşrutiyetten söz edilerek bu konu geçiştirildi. Hüseyin Avni Paşa, V. Murad'ın mabeyincilerini seçmesine bile izin vermedi. Güvendiği kişileri, başkâtiplik, başmabeyinci-lik ve mabeyincilik görevlerine getirdi. Damat Nuri Paşa da mabeyin müşiri oldu. Bu arada V. Murad, amcası Abdülaziz'in Top-kapı'dan başka bir sarayda kalmak isteğini olumlu karşılayıp eski padişahın tezkiresine Midhat Paşa'mn kaleminden bir hatt-ı hümayunla cevap vererek Orta-köy'deki Fer'iye Sarayı'na taşınmasına izin verdi. Abdülaziz'in, buraya gelişinin ikinci günü intihar etmesi, V. Murad'ı büsbütün çileden çıkarttı ve kahvaltı sofrasında olayı öğrendiğinde elindeki çatalı fırlatıp "eyvah, millet bunu benden bilir!" diyerek yere düştü ve bayıldı. Tedavisi için gelen tabip Salih Efendi ile Türk Emin Paşa padişahın Yıldız Kasrı'nda oturmasını tavsiye ettiler. Orada, delilik denebilecek davranışları günden güne sıklaştı. Bahçede gezerken havuza atladı, huzuruna giren nazırları öpüp kucaklamaya başladı. Bu yüzden de kılıç alayı düzenlenemedi ve padişahın sırtında çıban çıktığı için bu tö-

renin ertelendiği açıklandı. 14 Haziran günü Mütercim Rüşdi Paşa, Yıldız'da huzuruna girdiğinde, gecelik entarisiyle karyoladan fırlayıp "paşa ben iyiyim!" demesi ve arkasından baş ağrısından şikâyetçi olması, sadrazamı da kaygılandırdı. 16 Haziran gecesi ise Çerkeş Hasan Olayı'nda(->) Hüseyin Avni Paşa öldürülünce hal' erkânının en güçlü kişisi aradan çıktı. Hükümet V. Murad'ın tedavisi çarelerini araştırmaya yöneldi. Deniz havası önerildiğinden bir vapurla Marmara'da gezdirildi. Vi-yana'dan getirtilen Dr. Leidesdoıf hükümdar sıfatı bulunmaksızın bir klinikte üç ay tedavi edilmesi gerektiğini önerdi. Fakat sadrazam ve Midhat Paşa buna yanaşmadılar. 2 Temmuz 1876'da Sırbistan ve Karadağ'la savaş durumu doğunca hasta padişahı kamuoyundan gizleme olanağı büsbütün zorlaştı. Dr. Akif Paşa ile Kapole-on'un l Ağustos 1876'da verdikleri raporda ise V. Murad'ın iyileşmesi olasılığının azlığından söz edilmekteydi. Leidesdoıf un üç ay süreyle odasında gözlemde tutulması önerisini içeren 13 Ağustos tarihli raporu da kabul edilmedi. İstanbul'da ise herkes V. Murad'ın çıldırdığını konuşmakta, "Mütercim Rüşdi Paşa, devleti padişah-sız yönetmek istiyormuş" denilmekteydi.

Asabi buhranlar geçiren, yemek yemeyen, hayaller gören V. Murad'ın tahttan indirilmesinden başka çözüm kalmayınca Midhat Paşa, Veliaht Abdülhamid ile temasa geçti. Veliaht, Kanun-ı Esasi'yi ilan edeceğine söz verdikten sonra Şeyhülislam Hayrullah Efendi "İmamü'l-müslimin cünun-ı mutbık ile mecnûn olmağla ima-metden maksûd fevt olsa uhdesinden akd-i imamet münhall olur mu? Beyan buyuru-la, el-cevab, Allahü âlem olur" diye fetva verdi. Bu fetvaya "cünûn-ı mutbık" (daimi delilik) terimini, V. Murad'ın ileride tahta döndürülmesi olasılığını önlemek için Abdülhamid'in koydurduğu iddia edilmiştir. 30 Ağustos 1876'da Topkapı Sarayı'nda Kubbealtı'nda toplanan Heyet-i Vükela'da bu fetva okundu ve hal' kararlaştırıldı. O gün ve gece, İstanbul'da ve saraylarda sıkı güvenlik önlemleri alındıktan sonra gece Topkapı Sarayı'na gelen Abdülhamid, 31 Ağustos sabahı Bâbüssa-ade önünde kurulan tahta oturdu ve geleneksel cülus töreni yapıldı. Bu sırada bir heyet de V. Murad'ın annesi Şevkefza Valide Sultan'a durumu tebliğ etti. V. Murad, kapalı bir arabaya bindirilip Çırağan Sarayı'na götürüldü. Hükümdarlığı üç ay süren V. Murad için Doksanüçde doksanüç günpadişah-ı dehr olub / Göçdü uzletgâ-hma Sultan Murad-ı nâ-muraddiye tarih düşürüldü.

Eski padişahın tedavisine daha bir süre devam edildi. Annesi de okuyucu hocalar buldurttu, çamaşırlarını tütsületti, muskalar yazdırttı. Murad'ın dostları Doni adlı bir hekimi saraya sokarak bir süre kalmasını ve tedavi etmesini sağladılar. Eski padişahı kaçırmak için de 5 Aralık 1876'da bir girişim oldu. Kadın kıyafetinde saraya girmeyi başaran Hüsnü ve Mehmed adlı iki kâtiple İstavridi adlı bir Rum, Jüli adlı bir Leh, Murad'la oğlu Selahaddin Efen-

di'yi Avrupa'ya kaçırmak düşüncesindey-diler. Bu kişiler yakalandı. İkinci kaçırma girişimi İ878'de mason komitesinden geldi. Cleante Scalieri ile Aziz Bey, Murad'ı kaçırıp yeniden tahta geçirme işini planladılar. C. Scalieri ile komite üyesi Ali Şefkati Bey, suyollarından gizlice Çırağan Sarayı'na girerek Murad'la ve Şevkefza Valide Sultan'la görüştüler. Artık tamamen iyileşmiş olan eski padişah "Benim zincirlerimi kırmak millete düşen bir vazifedir" dedi. Komite, İstanbul'un her semtinde duvarlara yaftalar yapıştıracak kadar cesur hareket etti. Bu yaftalarda Yeter ayyuka çıktı tık tık artık/Çık ey bigâne meşreb çık çık anık/Neden çıkmazsın anık geldi saat/Kapıdan pencereden bakmak mı âdet/Bırakmazlar seni bir lâhza rahat/Çık ey bigâne meşreb çık çık artık yazılıydı. Komite, Murad'ı Şubat 1878'de kaçırmayı, Fatih Camii'ne götürüp halka ilanı tasarlamışken ertelendi. 20 Mayıs 1878' de ise Ali Suavi'nin düzenlediği Çırağan Olayı(->) meydana geldi. Olaydan sonra sarayın temizlenmesi ve soruşturma için Murad, Malta Köşkü'ne çıkartıldı. Burada kaldığı günlerde piyano için bir beste yaptı. Tekrar Çırağan'a döndüğünde asıl saraya değil Fer'iye Dairesi'ne yerleşti. Annesi ile başkadını ise saraydaki dairelerinde kalmaya devam ettiler. Murad da her gün düzenli olarak saraya geçip orta kattaki köşe odada oturmaya, çocukları ve torunları ile ilgilenmeye başladı. Akşam yemekten sonra ise kendi dairesinde eşleri ve çocuklarıyla müzik ve dans yapılmakta, saray kadınlarınca temsiller verilmekteydi.

Çırağan Olayı soruşturmaları sürerken mason locasının kaçırma girişimi de ortaya çıktı ve yakalananlar sürgüne gönderildiler. Yıldız mahkemesinde Şevkefza Valide Sultan defalarca sorguya çekildiği halde Murad "cinnete mübtelâ" denilerek sorgudan muaf tutuldu.

Bütün bu olaylardan sonra Abdülhamid, Çırağan'ı âdeta yasak bölge durumuna soktu ve kuş uçurtmamaya çalıştı. Denizden veya karadan, Çırağan'ın önünde durmak, oyalanmak, buradan sık sık geçmek kuşku uyandırır, hafiyeler peşe düşerlerdi. V. Murad ise hekim denetiminden uzak, zehirlenme korkusu yüzünden ilaç da almayarak hastalıklara direnmeye çalıştı. Annesi Şevkefza 1889'da öldü ve Yeni Cami Havalin Türbesi'ne gömüldü. Bu kayıp ve II. Abdülhamid'in Yıldız Sarayı'na aldırarak evlendirdiği kızları Hatice ve Fehime sultanların mutlu olmamaları, Murad'ı üzüntülere boğdu. Kızı Hatice Sultan'ın yalı komşusu ve II. Abdülhamid'in damadı Kemaleddin Paşa ile olan aşk macerası ise eski padişahı büsbütün yıktı. Şeker hastalığı giderek arttı. 1904'te durumu ağırlaştığı halde oğlu Selahaddin Efendi bundan II. Abdülhamid'i haberdar etmedi ve kendisi için aldığı ilaçlarla babasını tedaviye çalıştı, Murad'ın durumu büsbütün ağırlaşınca padişaha bilgi verildi. Abdülhamid, Ali Rıza Paşa ile İbrahim Paşa'yı muayene için gönderdiğinde yapılabilecek bir şey kalmamıştı. V. Murad, 29

Ağustos 1904'te öldü. Çırağan'a gelen bir tabipler heyeti muayene sonucunda "ha-kan-ı sabık Sultan Murad Han hazretlerinin bir hayli vakitden beri tebevvül-i sük-keri ve tasallüb-i şiryan ile mustarib olduğundan eyyam-ı âhirede bunlara munzam olarak nezf-i miaî ve ishâl-i müzik ve felc-i lisânî ve bülûmî hastalıklarına mübtelâ olduğunu" belirttiler ve deliliğine ilişkin hiçbir bulgu saptamadılar.

Başkadını Mevhibe ve oğlu Selahaddin Efendi, V. Murad'ın Yahya Efendi Türbesi'ne gömülmeyi vasiyet ettiğini bildir-dilerse de II. Abdülhamid buna izin vermedi ve Yıldız hademesine kaldırttığı cenazeyi Yeni Cami haziresinde annesinin yanına gömdürttü. Topkapı Sarayı'nda yıkanıp kefenlenen Murad'ın namazı Hidayet Camii'nde(->) kılındı ve cenaze alayı düzenlenmedi.

V. Murad'ın eşleri ve ikballeri Mevhibe (Elârû), Reftarıdil, Şayan, Meyliservet, Re-san, Cevherriz, Nevdürr, Remişnâz, Lem'an, Filisten kadınlardır. Oğullan Süleyman ve Seyfeddin küçük yaşlarda ölmüşlerdir. Büyük oğlu Mehmed Selahaddin Efendi (1861-1915), kızları Hatice, Fehime, Fatma ve Aliye sultanlardır.



Bibi. H. Y. Şehsuvaroğlu, "Sultan Beşinci Murat", Resimli Tarih Mecmuası, Yeni Seri, s. 1-12; Ahmed Saib, Tarih-i S ultan Murad-ı Hamiş, ist., 1326; î. H. Uzunçarşılı, "Murad V", ÎA, VIII, 647-651; ay, "Beşinci Murad ile Oğlu Selahaddin Efendiyi Kaçırmak için Kadın Kıyafetinde Çırağana Girmek isteyen Şahıslar", S. 32; ay, "Beşinci Murad'ı Avrupa'ya Kaçırma Teşebbüsü", Belletten, VIII, S. 29; ay "Beşinci Murad'ı Tekrar Padişah Yapmak İsteyen Cleanthe Scalieri-Aziz Bey Komitesi, Belleten, S. 30; ay, Midhat Paşa ve Yıldız Mahkemesi, Ankara, 1967; A. F. Türkgeldi, Görüp işittiklerim, Ankara, 1987, s. 272-273; Mahmud Celaleddin Paşa, Mir'at-ıHakikat, I-III, ist., 1326-1327; Mehmed Memduh (Paşa), Mir'at-ı Şuûnat, İzmir, 1328; Ahmed Midhat, Üss-i İnkılâb, II, ist., 1295; Süleyman Paşa, Hiss-i Inkilâb, İst., 1326; Cevdet, Tezâkir; 1. H. Uzunçarşılı "Beşinci Murad'ın Tedavisine ve Ölümüne Ait Rapor ve Mektuplar", Belleten, S. 38 (1946), s. 349 vd; Danişmend, Kronoloji, IV, 251-347.

NECDET SAKAOĞLU




Yüklə 8,39 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   808   809   810   811   812   813   814   815   ...   889




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin