KiTÂBU't-tevhîD



Yüklə 0,76 Mb.
səhifə7/43
tarix03.01.2019
ölçüsü0,76 Mb.
#89032
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   ...   43

Açıklamalar

Ulûhiyyet ve ibadet tevhidindeki şirk tevhidin tamamını yok eder. Şirk ise iki çeşittir: Açık büyük şirk ve gizli küçük Şirk.



Büyük Şirk

Kişinin Allah'a bir nîdd edinmesi ve Allah'a dua eder gibi ona da dua etmesi, ondan korkması, ondan ümit etmesi veya onu Allah gibi sevmesi veya ibadetin herhangi bir şeklini ona yönekmesidir. Böyle bir şirk, sahibinde tevhid namına hiçbir şey bırakmaz. Allah'ın cenneti haram kıldığı ve mekân olarak cehennemi reva gördüğü müşrik işte budur.

Allah'tan başka bir varlığa yöneltilen bu ibadeti kişi, İster ibadet olarak, isterse tevessül veya bir başka isimle isimlen­dirsin, bu büyük şirk kapsamındadır. Çünkü nazar-ı İtibara alınan ölçü, eşya için kullanılan lafız ve ibareler değil, anlam ve hakikatleridir.

Küçük Şirk

ibadet makamında bulunmayan şeyler yaratılmışlar konu­sunda aşırı gitmek, Allah'tan başkası adına yemin etmek, basit riyakârlıklar gibi şirke kapı aralayan tüm söz ve fiiller de küçük Şirk kapsamındadır.

Tevhide zıt olan büyük şirk, ebedi olarak cehenneme gir­meye, cennetten mahrumiyete sebep olduğuna ve mutluluğun elde edilmesi için mutlaka şirkten uzak kalınması gerektiğine göre kulun en üst düzeyde korku ve endişeyi şirke düşmek hak­kında taşıması gerekir. Şirkin her türlüsünden ve ona yolaçan sebep ve vesilelerinden şiddetle kusmmalıdır. Peygamberler, seçkin ve önde gelen kullar gibi şirkten koruması İçin Allah'a sığınmak ve ondan korunma dilemek gerekir.

Buna göre kula düşen görev, ihlâsı kalbinde geliştirmek ve güçlendirmektir. Bunun yolu da gizli-açık tüm işlerde ve kulun gerçekleştirdiği tüm fiillerde İbadet, itaat, tevbe, ümit, arzu, rızalık ve sevap beklentisi ile Allah'a olan bağını sıkı tutmaktır. Tabiatı gereği ihlâs hem büyük şirki, hem de küçük Şirki def eder. Şirkin herhangi bir türüne kişi, ihlâsındaki zayıf­lık sebebi ile bulaşır.



Beşinci Bâb

Lâ İlahe İllallah'a Davet Etmek Babı

Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:

«(Rasûlüm!) De ki: "İşle bu, benim yolumdur. Basiret üzere Allah'a davet ederim, hem ben bem de bana uyanlar, Allah'ı (ortak­lardan) tenzih ederim! Ve ben müşriklerden değilim!'"»(Yusuf, 108)

İbn Abbas radıyallâhu auhumâ, §öyle anlatmaktadır: "Peygam­ber sallallâhu aleyhi ve sellcm Mu'âz radıyallâhu anh'l Yemen'e gönder­diğinde şöyle dedi: «Sen ehl-i kitaptan olan bir topluma gideceksin. Onları ilk davet ettiğin şey Allah'tan başka gerçek anlamda ibadet edilmeye layık bir başka varlığın bulunmadığına tanıklık etmek olsun!» Bir başka rivayette de: «İlk davetin Allah'ı birlemeye olsun! Bu konuda sana itaat ederlerse, Allah'ın kendilerine her gün ve gecede beş vakit namazı farz kıldığım bildir! Bu konuda da itaat ederlerse, Allah'ın zenginlerinden alınıp fakirlerine verilecek sada­kayı (zekatı) farz kıldığını bildir! Bu konuda da itaat ederlerse, değerli mallarını almaktan sakın! Mazlumun duasından da kaçın! Zira mazlumun duası ile Yüce Allah arasında hiçbir engelyoktur.»13

Buhârî, Müslim rivayet etmişlerdir.

Yine ikisinin rivayet ettiği bir hadiste Sehl b. Sa'd rad.yallâhu anh şöyle anlatır: "Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem Hayber Günü şöyle dedi: «Yarın sancağı öyle birine vereceğim ki; Allah ve Rasûlü tarfından sevilir; o da Allah ve rasûlünü sever. Allah onun eliyle fethi nasip edecektir.» insanlar gece olunca aralarında sancağın kime verileceğini konuşmaya başladılar. Sabah olunca Rasûlullah'ın yanına gittiler. Herkes sancağın kendisine verileceğini ümit ediyordu. Peygamber saUaUâhu aleyhi ve sellem: «Ali b. Ebî Tâlib nerede?» dedi. Gözlerinden rahatsız olduğunu söylediler. Haber gönderip çağırttılar. Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem tükürüğü­nü Ali radıyallâhu anh'ın gözlerine sürüp dua edince, gözleri sanki hiç ağrımamış gibi iyileşti. Daha sonra Rasûlullah sancağı ona verdi ve şöyle dedi: «Düşman sahasına varana kadar ağır ol! Daha sonra onları İslam'a davet et! Allah'ın kendileri üzerinde ne gibi hakları olduğunu bildir! Allah'a yemin olsun ki, Allah'ın senin elinle bir insanı hidâyete erdirmesi kızıl develerden daha ha­yırlıdır.» 14 "Konuşmaya başladılar" kısmı, hadisin orijinalinde yedûkûn kelimesi ile ifade edilmiştir.



İlgili Mes'eleler



1. Allah'a davet, Rasûlullah'a ittiba edenlerin yoludur.

2. Ihlâsa dikkat çekilmektedir. Çoğu kimse "hakka davet" için ayağa kalktığı halele insanları kendi nefsine davet etmek­tedir.

3. Basiret farzlardan bîridir.

4. Tevhidin güzelliklerinden biri de Allah'ı makamına layık olmayan inanç ve düşüncelerden tenzih etmektir.

5. Şirkin çirkinliklerinden biri ise, Allah hakkında yakışık­sız bir inanç ve düşünce olmasıdır.

6. Bu mes'elelerin en önemlilerinden birisi: Müslümanın velev ki şirk koşmasın müşriklerden uzaklaşması gereğidir.

7. Tevhid farz olan ilk şeydir.

8. Tevhİd her şeyden hatta namazdan daha önceliklidir.

9. "Allah'ı birleme" ile "Lâ ilahe illallah" kelimesine şeha-det etmenin aynı anlamda olduğu.

10. İnsanlardan bir topluluğun "Ehl-i Kitap" oldukları halde bunu bilemeyebileceği ya da bildiği halde amel etmeye­bileceği.

11. Eğİtim-öğretİmde aşamalı bir yol İzlenmesine dikkat Çekilmesi.

12. Önem sırasına göre takip edilmesi.

13. Zekâtın ödenmesi

14. Öğreticinin öğrenende oluşan şüpheleri gidermesinin

15. Zekâtta değerli malları almaktan sakınılması.

16. Mazlumun duasından sakınılması gerektiği.

17. Hiçbir engelin bulunmadığı.

18. Peygamber sallallâhu aleyhi ve seilem ve önde gelen velilerin başlarından geçen sıkıntı, açlık, onulmaz hastalık gİbİ çileler de tevhidin delillerindendir.

19- Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem'in: "Allah'a yemin olsun sancağı öyle birine vereceğim ki, ..." şeklindeki sözlerinin peygam­berlik delillerinden olduğu.

20. Ali radiyallâhu anh'ın gözüne kendi tükürüğünü sürmesi­nin de yine bir diğer peygamberlik delillerinden olduğu.

21. Ali radiyallâhu anh'in faZİİetî.

22. Bu olayda sahabenin faziletlerine de bir İşaret bulun­maktadır. Mezkûr geceyi ashab-ı kiram, Peygamber sallaîlâhu aleyhi ve seilem'in sancağı kime vereceğini ve fetih müjdesine kimin nail olacağını konuşarak geçirmişlerdir.

23. Kadere iman etmek: Herhangi bîr şeyi elde etmek İçin çaba sarfeden ona kavuşamayabilir; çaba göstermeyen de onu elde edebilir.

24. Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem'İn Ali radıyallâhu anh'a: «Ağır olı'»sözünde âdabı

25. Savaştan önce İslam'a davetin yapılması

26. İster ilk kez davet yapılıyor olsun isterse daha önce davet veya savaş yapılmış olsun muhataplara yeniden davette bulunmak meşrudur.

27. Rasûlullah'm: «Allah'ın kendileri üzerinde ne gibi haklan olduğunu bildir!» sözü gereği davetin hikmetle yapılması.

28. İslam'da Allah'ın hakkının ne olduğunun bilinmesi­nin

29. İnsanın kendisi eliyle tek bir kişinin hidâyete kavuş­ması katşıhğında alacağı sevap.

30. Fetva verirken yemin edilebileceği.


Yüklə 0,76 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   ...   43




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin