Tevhidin Kısımları
1. Esma ve sıfat tevhidi:
Esma ve sıfat tevhidi, azamet, celal, cemal gibi vasıflara tüm yönlerden en mükemmel biçimde yalnızca Allah'ın sahip olduğuna İnanmak, hiçbir şekilde hiçbir varlığın bu vasıflarda O'na ortak olmadığını ve olamayacağını kabul etmek demektir. Bunun yolu da Allah ve Rasûlü'nün kabul ettiği bütün sıfatları, isimleri mana ve hükümleri ile Kitab ve sünnette bildirildiği biçimde ve Allah'ın azamet ve celaline uygun olacak şekilde kabul etmektir. Esma ve sıfat hususundaki bu kabulde de nefy/ olumsuzlama, ta'tîl/İşlevsiz kılma, tahrif/bozup değiştirme ve temsil/benzetmeden kaçınılması gerekmektedir.
Diğer yandan Allah'ın ve Rasûlü'nün reddettiği eksiklik, ayıp, kusur gibi Allah'ın kemâline aykırı vasıfların kabul ve ikrar edilmeyip reddedilmesi de esma ve sıfat tevhidinin gereğidir.
2. Rubûbiyyet tevhidi:
Yaratma, rızık verme, İşleri çekip çevirmede, Allah'ın bir-lenmesidir. O Rab, bütün mahlukatı nimetleri ile, özel kullan olan peygamberler ve takipçilerini de kalplerin ve ruhların eğitimi için faydalı ve iki cihan saadetini sağlayan sahih akîde, güzel ahlak, faydalı ilim ve salih amellerle eğitip geliştirmektedir.
3. Ulûkiyyet ya da diğer adıyla ibadet tevhidi:
Yaratılmışların tamamının üzerinde ilahlık ve ibadet edilme hakkına sahip olanın yalnızca Yüce Allah olduğunu kabul ve itiraf etmek, İbadetin bütün çeşit ve şekilleri ile Allah azze ve celle'yi birlemek, dini O'na halis kılmak demektir. Tevhidin bu kısmı diğer iki kısmını da kapsar ve gerektirir. Çünkü ulû-hîyyet, bütün mükemmel vasıfları kapsadığı gibi rubûbiyyet ve azamet vasıflarının da hepsini kuşatmaktadır. Azamet ve celal vasıflarına sahip olması ve yarattıklarına üstünlük ve fazilet bahşetmesi bakımından ilahlık ve ibadet makamına sahip olan yalnızca Allah azze ve celle'dir. Mükemmel vasıfların ve rubûbiyyetin tek sahibi Allah olduğu için O'ndan başka hiç kimsenin ibadet edilme gibi bîr hakkı bulunmamaktadır.
İşte bu uluhiyyet tevhidi İlk Rasûl'den sonuncusuna dek tüm peygamberlerin davetidir.
Musannif bu bölümde Allah azze ve celle'nin yaratılmışları kendisine ibadet etmeleri ve bu konuda da İhlaslı olmaları için var ettiğini ve bu hususun yaratılmışlar üzerinde Allah'ın hakkı olduğunu gösteren bazı nasslan zikretmektedir.
Bütün semavî kitaplar ve tüm peygamberler -özellikle de Muhammed sailallâhu aleylıi ve seUem- uluhiyyet ve ibadet tevhidine davet etmiş, bunun zıddı olan şirk ve ortak koşmayı İse yasaklamışlardır.
İşte Kur'an-ı Kerim Önümüzde. Tevhidi emretmekte ve
farzİyyetİnİ bildirmektedir. Üzerine basa basa tevhidden bahsetmekte ve onu beyan etmektedir. Tevhidi gerçekleştirmeden kurtuluşun, felah ve saadetin de gerçekleşmeyeceğini haber vermektedir. Ayrıca aklî, naklî, âfâkî ve enfüsî tüm delillerin tevhidi ve tevhidin vucubiyetinİ gösterdiğini ifade etmektedir. Tevhid, Allah'ın kullan üzerindeki hakkıdır. Dinin en büyük emridir. Bütün asılların aslı ve amellerin esasıdır.
İkinci Bab Tevhidin Fazileti Ve Günahlara Kefaret Olması Babı
«İman edenler ve imanlarına bîr zulüm bulastırmayanlar... İşte güven onlarındır ve doğru yolu bulanlar da onlardır.» (En'âm, 82)
'Ubâde b. Sâmit radiyallâhu anh'tan rivayet edildiğine göre Rasûluüah salkllâhu aieyhi ve seîlem şöyle buyurmuştur: «Herkim tek ve ortağı bulunmayan Allah'tan başka, her ilah edinileni reddetmeye! La ilahe illallah'a, Muhammed'in O'nun kulu ve rasülü olduğuna, Isa aleyhİsselâm'ın da Allah'ın kulu, rasûlü ve Meryem'e ilka edilmiş kelimesi ve kendisinden bir ruh olduğuna tanıklık eder, cennetin ve cehennemin hak olduğunu kabul ederse, Allah onu hangi amel üzere bulunursa bulunsun cennete SOkar.» 4 Buhârî, Müslim rivayet etmişlerdir.
Yine ikisi tarafından rivayet edilen 'Itbân hadisinde Peygamber sallaliâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmaktadır: «Lâ ilahe illallah diyen ve bununla Allah'ın yüzünü talep eden kimiye Allah cehennemi haram kılmıştır.»5
Ebû Sa'îd el-Hudrî radıyallâhu anh'ten gelen bir rivayette Rasûlullah saliallâhu aleyhi ve seüem şöyle buyurmaktadır: «Mûsâ aleyhisselâm: 'Ya rabbi kendisiyle, seni zikredeceğim, sana dua edeceğim bir sey öğret bana!' deyince, Allah: 'Ey Mûsâ, Lâ ilahe illallah, de!' buyurdu. Mûsâ aleyhisselâm: 'Ya rabbi, bütün kulların bunu söylüyor' deyince, Allah subhanehu: 'Ey Mûsâ, yedi kat gökler ve benim dışımda orayı şenlendiren tüm varlıklar İle yedi kat yerler bir kefeye, Lâ ilahe İllallah da diğer bir kefeye konulsa, Lâ İlahe illallah ağır basar.' buj/Urdu.» 6 İbn Hibbân ve Hâkim rivayet etmi§ ve Hâkim sahih oîduğunu söylemiştir.
Tİrmİzt'nin hasen olduğunu söyleyerek naklettiği bir rivayette Enes radıyallâhu anh ŞÖyle anlatır: "Rasûlullah saliallâhu aleyhi ve sellem'in şöyle söylediğini işitmi§tim: «Yüce Allah: 'Ey ademoğlu, isterse yeryüzünü dolduracak kadar günahlarla gelmiş ol, eğer bana hiçbir şeyi şirk koşmadan karşıma çıkarsan, sana yeryüzü doluşunca mağfiretle gelirim.' buyurmuştur»7
İlgili Mes'eleler
1. Yüce Allah'ın fazlı, ikram ve bağışlan oldukça geniştir.
2. Allah katında tevhid karşıhğmdaki sevabın bolluğu
3. Sevapların yanı sıra tevhid, günahlar için de kefarettir.
4- En'âm Sûresi'nde yer alan mezkûr âyetİn(:82) tefsiri.
5. 'Ubâde b. Sâmit radıyallâhu anh hadisinde geçen be| konu üzerinde iyice düşünülmelidir.
6. 'Ubâde b. Sâmit ile 'Itbân radıyallâhu anhumâ hadisleri ve sonraki rivayetler birleştirildiğinde «Lâ ilahe illallah» sözünün anlamı senin için iyice açıklığa kavuşur ve yanılgıya düşen mağrurların hatasını açıkça anlarsın.
7. 'Itbân radıyaiiâhu anh hadisİndeki «şart»; üzerinde durulması gereken hususlardandır.
8. «Lâ ilahe illallâh»m fazileti hakkındaki uyarıya peygamberlerin de ihtiyaç duydukları.
9- Üzerinde düşünülmesi gereken şeylerden bir diğeri de: «Lâ İlahe illallah» kelimesi bütün yaratılmışlardan daha ağır olmasına rağmen bir çok insanın terazisinde hafif gelecektir.
10. Yerlerin de gökler gibi yedi kat olduğunun bildirilmesi.
11. Onların {göklerin} varlıklar ile [melekler ile} şenlendirilmiş olması.
12. Eş'arîlerin benimsediğinin aksine ilâhî sıfatların kabul edilmesi.
13. Enes radıyallâhu anlı hadisi kavrandığı takdirde, 'Itbân radıyallâhu anh hadisindeki: «Lâ ilahe illallah diyen ve bununla Allah'ın yüzünü talep eden kişiye Allah cehennemi haram kılmıştır.» sözünden şirkin terk edilmesinin kelime-i tevhidin dille söylenilmesi olmadığı anlaşılmış olur.
14. Isa ve Muhammed aleyhimâsselâm'ın Allah'ın kulu ve rasûlü olduklarının birlikte zikredilmesi üzerinde düşünülmelidir.
15. İsâ aleyhisselâm hususi olarak Yüce Allah'ın kelimesi olarak anılmıştır.
16. Yine İsâ aleyhİsselâm'ın Allah'tan bir ruh olduğu.
17. Cennete ve cehenneme İman etmenin fazileti.
18. «Allah onu; hangi amel üzere bulunursa bulunsun cennete sokar.» sözünün kavranılması.
19. Ahiretteki amel terazisi Mizanın, iki kefesi bulunduğu.
20. Yüce Allah hakkında vechinİn/yüzünün bulunduğunun öğrenilmesi
Dostları ilə paylaş: |