Batılıların İtirafları
Batının kültürel ve siyasi şahsiyetlerinin ve yorumcularının İslam’ın güçlülüğü ve kapsamlılığı hakkındaki itirafları ışığında, batılı ülkelerin İslam’a yönelişinin bazı nedenlerini anlamak ve de daha derin bir şekilde incelemek mümkündür.
1- Almanya Dışişleri eski bakanı Claus Kinkel: Bu ülkenin basınında yayımlanan bir makalesinde açık bir şekilde, “Devletin toplumdan ve dinin siyasetten ayırt edilmesi türünden konular gibi Avrupa’da onsekizinci asırda aydınlık çağında söz konusu edilen konular, İslam hakkında söz konusu edilemez” hakikatini beyan ederek şöyle yazmaktadır: “İslam farklı konulara apaçık cevaplar vermiştir. Bu din fikri, pratik ve uyumlu bir sisteme sahiptir. İslam sadece, sınırlarını genişleten bir din değildir. Aksine bu dinin beşeri toplumlardaki hakimiyeti gittikçe artış kaydetmektedir.”1
2- Amerika Brinstone Üniversitesinden Prof. Bernard Louis: Batı Avrupa’da İslam adlı konferansta yaptığı bir konuşmada şöyle demiştir: “Bugün batılıların anladığı gibi İslam sadece bir takım bireysel inançlar dizisinden ibaret değildir. Aksine İslam, çeşitli kanunları olan bir sistemdir.”2
3- Cambletense Üniversitesi Antik Çağ Tarihi fakültesi başkanı ve Real Madrid tarihi akademik ve ilmi heyet üyesi Prof. Hose Martines: “Gerçi ben Avrupalıyım, ama tarafsız konuşmaktayım” diye tekitte bulunarak şöyle demiştir: “İslam kamil bir dindir ve de hayat için gerekli olan tüm doğru kanunları içinde barındırmaktadır. Ben şahsen Kur’an'ı beş defa mütalaa ettim, tüm satırlarında bir kanun ve sebat gördüm. Bundan da öte bana göre İslam dini çok kolay ve anlaşılır bir dindir. Ama gördüğünüz gibi Hıristiyanlık o kadar şaşkınlığa düşürücü rivayetlerle doludur ki bazen bir papaz bile, teslisin ipinin uçlarını elinden kaçırmaktadır.”
Hakeza şöyle eklemektedir: “Sonunda Hıristiyanlıkta bir dine ulaşmaktasınız, ama İslam’da bir kanunlar topluluğuna ulaşırsınız.”3
4- İspanyol ABT gazetesi yorumcusu ise bu konuda şöyle yazmaktadır: “İslam, toplumsal bir dindir, hatta İran’da olduğu gibi bir hükümete dönüşebilir, İslam’ın kavramları açık ve akıcıdır.”4
5- Batılı Yazar Herbert Hill Ringhouse ise “İslam’ın gelişimi” başlığı altında yazdığı bir makalesinde, “Kur’an sadece bireysel ve ahirete özgü kanunlar içeren bir kitap değildir” hakikatini beyan ederek şöyle yazmaktadır: “Kur’an, bu dünyada insanların sosyal hayatınıda ilahi kanunlar esasınca düzenlemektedir.”1
6- İsveç’in meşhur siyasetçisi Harry Schein ise DN adlı gazetede yazdığı “Din ve siyaset” başlıklı makalesinde, “İslam son asırlarda batılılar için tanınmamış haldeydi, ama İsrail’in Müslümanlarla ve İran İslam devrimiyle çatışması sebebiyle dillere destan hale geldi” hakikatini beyan ederek şöyle yazmaktadır: “İslam sadece bir din değildir. Aksine siyasi bir harekettir. Hz. Muhammed de (Allah’ın selamı O’na ve Ehl- i Beyt’inin üzerine olsun) sadece bir peygamber değildi. O bir siyasetçi ve aynı zamanda askeri bir komutandı.”2
7- Prof Daniel Hull Singer ise İslam’ın Kuzey Afrika’daki etkilerini inceleyen konferansın bir konuşmacısı olarak İslam hakkındaki araştırmalarının sonuçlarını yayımlamış ve şöyle demiştir: “İslam sadece bir din değildir, bir hayat tarzıdır. İslam dini ve hükümet meselesi birbiriyle karışık haldedir.”3
8-Morhood Kennedy ise ABD’de yabancı ve batılı araştırmalar merkezinin uzmanı olup müdür ve tüccarları diğer milletlerin kültürleri hakkında eğitmektedir. Aynı zamanda da New York’ta “Kennedy kurumu”nun başkanıdır. Kennedy, “İslam, Amerika’da çok yakında Hıristiyanlıktan sonra en önemli din haline gelecektir.” bakış açısıyla uluslararası düzeyde İslam’a yönelişin sebepleri ve bu evrensel dinin çekiciliği hakkında şöyle demektedir: “Biz kabul etmeliyiz ki İslam, Hristiyanlık gibi sadece bir din ve inanç değildir. İslam, aynı zamanda siyasi bir sistemdir ve kendine has hukuku vardır. Ayrıca İslam dini, bir yaşama metodudur.”
Daha sonra şöyle demektedir: “Ben, Harvard Üniversitesi’nde öğrenciyken İslam’daki miras kanunlarını ABD’deki kanunlarla mukayese ettim ve İslam dininin daha insancıl olduğu ve aile ilişkilerini göz önünde bulundurduğu gerçeğiyle karşılaşınca çok şaşırdım.”1
9-Christian Monitor gazetesi yazarı ve yorumcusu ise son yıllarda, özellikle de İmam Humeyni’nin kıyamından sonra kamuoyunun İslam’a bakışını beyan ederek şöyle yazmaktadır: “İslam, dertlerin devası, siyasi ve iktisadi sorunların simyası konumundadır. İslam, ilk günden itibaren, beşer hayatının tüm boyutlarını ele almış ve toplumsal hayatla ilgilendiği kadar, bireysel hayatla da bir o kadar ilgilenmiştir.”2
10-İmam Humeyni’nin bereketiyle gün gittikçe uluslararası, özellikle de batılı bilginler arasında şu görüş giderek artış kaydetmiştir: “İslam, diğer büyük dünya dinleri arasında en akla yatkın din konumundadır.”3 Hakeza: “İslam’ın özü, insanın değişik şart ve durumlarıyla uyum içindedir. İnsana verdiği kesintisiz iman ve güvenle, bugünkü medeniyetin içine düştüğü başı boşluktan ve şaşkınlıktan insanlığı kurtarmaktadır.”1
Batılı Yeni Müslümanların Bakışından İslam’ın Kapsamlılığı
Bazı batılı görüş sahiplerinin insan hayatının gerçekleri karşısındaki kapsamlılığını teyit noktasında, bu konuyu batılı yeni Müslüman olmuş kimselerin açıklamaları ışığında daha fazla araştırmaya çalışacağız.
Şüphesiz, beşer hayatının farklı boyutlarına karşı mantıksal bir tavır takınmak, İslam’ın Müslüman olmayan kimseler için, özellikle de batılı toplumlardaki vatandaşlar için çekici oluşunun en önemli sebeplerinden biridir.
Times London gazetesi, İngiliz kadınlarının ve Avrupalıların İslam’a yönelişinin gittikçe artışına işaret ederek, bunun sebeplerini beyan hususunda şöyle yazmıştır: “Avrupalı yeni Müslüman olmuş kadınların çoğu, İslam dinine yönelmelerinin sebebi olarak İslam’ın kamil kanunlara sahip olduğu konusunu beyan etmişlerdir.”2
Batılı yeni Müslüman olmuş kimseler, İslam kanunlarını açık, kapsamlı ve manevi değerlendirmelerle birlikte olan kanunlar olarak nitelendirmekte ve de başka hiçbir dinin bu özelliklere sahip olmadığını belirtmektedirler. Onlar İslam’dan, “hayat, toplum ve aile için en iyi bir metot”, “toplumu düzenlemek için kamil bir sistem” ve de, “çıkmazdan ve karmaşalıktan insanı kurtarma gücüne sahip olan ve insanın maddi ve manevi hayatının bütün sorularına uygun ve yol açıcı cevaplar verebilen bir din” olarak söz etmektedirler.”
Bu kimseler şöyle izhar etmektedirler: “İslam sadece bir din değil, doğru yaşama metodudur.”
Hakeza açık bir şekilde şöyle ilan etmektedirler: “İslam sadece bir din değildir, aksine İslam her şeydir! ” Bu saadet vadisine giriş yolunu bulan kimselerin inancına göre, “dünyada İslam dışında hiçbir ideoloji ve tefekkür, insanı dünya ve ahiret saadetine eriştiremez.”
1- İsveçli yeni Müslüman olmuş Mona hanım, Stockholm İslami encümeninde faaliyet göstermektedir, İslam dininin davetçilerinden biridir ve de İsveç okullarında İslam’ı tanıtmaya çalışmaktadır. Mona hanım kendi şahsi tecrübeleri esasınca şuna inanmaktadır: “İsveç halkının İslam’a yönelişi artış kaydetmektedir. Özellikle son yıllarda bu artış, yirmi ila otuz yaş gençler arasında dikkate değerdir.”
Mona hanım, bunun en önemli sebebinin ise İsveç toplumundaki manevi yoksulluk, duygusal eksiklikler ve inanç boşluğu olduğunu söylemektedir. diğer bir neden ise, “İslam’ın, hayatın devamı için beşer ihtiyacıyla uyumlu, kapsamlı ve açık kanunlara sahip olmasıdır.”1
2- Yeni Müslüman olmuş Fransız filozofu Roger Garaudy: Garaudy, aynı zamanda Sorbon2 Üniversitesi üstadıdır ve de İsveç radyosu muhabiriyle yaptığı söyleşide şu açıklamada bulunmuştur: “Belki de benim neden Müslüman olduğumu sormak istiyorsunuz?! Zira ben Sosyalizm ve Hıristiyanlığı İslam’da buldum. İslam’ın kapsamlı kanunları, manevi değerleri korumakla iç içedir.”3
Garaudy daha sonra şöyle eklemektedir: “İslami hakikatlerin aydınlığı ve burhan gücü ve bunların fıtratla olan uyumu, bu dini insanın evrensel dini haline getirecektir. Özellikle de insanın saadetini garanti ettiği iddiasında bulunan Sosyalizm, Kapitalizm ve benzeri ideolojilerin yenilgisinden sonra, İslam evrensel bir din haline gelecektir.”1
3- Dr. Robert Carin: ABD’nin eski cumhurbaşkanı Richard Nixon’un eski müşaviri olup İslam dinini kabul etmiştir. Dr. Robert da Amerika halkının bu ülkenin toplumsal durumu karşısında taşıdığı endişeye işaret ederek ve ABD’nin karmaşık sorunlarını halletmede İslam’ın şahsına münhasır gücünü teyit ederek şöyle demiştir: “Ne Hıristiyanlık ne de Yahudilik, hiç birisi bu karmaşıklıktan kurtulmak için uygun bir fikir ve örnek icat etme gücüne sahip değildir. Böyle bir şey sadece İslam’da vardır ve de İslami şeriat unsurlarında çok güzel bir şekilde göze çarpmaktadır. Bu unsurlar İslami olmanın yanısıra, Amerika medeniyetinin kültür ve beyni de olabilir.”2
4- Amerikalı yeni Müslüman olan Stone Barbuza da İslam’ın, “Hayata tümüyle belirgin temeller öneren ve de toplumsal bir akım konumunda özel bir sistemi bulunan bir din” olarak anmaktadır.3
5- Japonyalı yeni Müslüman olmuş araştırmacı Vetushiyu Kurda ise İslam hakkındaki inancını şöyle beyan etmektedir: “İslam hem tabiat ötesi ve uhrevi işlere hem de dünyevi işlere hitap etmektedir.” Hakeza şöyle eklemektedir: “Diğer dinlerin hiç birisi İslam gibi kanunlara sahip değildir. İslam dininin güzelliği sadece uhrevi konularda değildir. Toplumsal konularda ve insanların hayatında da çok kapsamlı açıklamaları ve tanımlarındadır .”4
6- ABD ordusunda yeni Müslüman olmuş subay Simon Danke ise İslam dininin kapsamlı olduğunu belirterek şöyle demiştir: “İslam hayatı, toplumu ve aileyi idare etmek için en iyi metottur. Özellikle de batı dünyasının ahlaki değerlerini kaybettiği, ailevi bağların koptuğu ve ırkçılığın yeniden hortladığı bir çağda İslam en iyi hayat biçimidir.”1
7- İsveçli yeni Müslüman olan genç İbrahim de neden Müslüman olduğunu beyan ederek şöyle demiştir: “İslam, toplumu bina edebilecek kamil bir sisteme sahiptir. Ben İslam’da, maddiyatın üzerimde egemen olmaması gerektiğini öğrendim. Müslüman olduktan sonra batıni huzur ve rahatlık hissetmekteyim, kendime güvenmekteyim ve çok güçlü bir ruh haletine sahip bulunmaktayım.”2
8- Finlandiyalı yeni Müslüman olmuş Sümeyye hanım da (önceki adı Kishi’dir) bu gerçeği açıklayarak şöyle demiştir: “İslam sadece bir din değildir. Aksine İslam her şeydir. İslam benim bütün hayatımdır. İslam’ın sabahtan akşama kadar, hayat faaliyetleri için açık bir yolu ve metodu vardır. İslam hükümleri bütün meseleleri kapsamaktadır.”
Sümeyye hanım daha sonra şöyle eklemektedir: “Ben Müslüman olduktan sonra manevi ve insani değerlere sahip özgür bir kadın olduğumu hissediyorum. İslam kadınlar için çok yüce değerler tayin etmiştir.”3
9- Avusturyalı yeni Müslüman olmuş olan Fatıma hanım (Angela) İslam’ın beşerin çeşitli ihtiyaçlarına cevap verebilecek büyük bir güce sahip olduğu hakkındaki inancını şöyle beyan etmektedir: “İslam, maddi ve manevi hayatta söz konusu olan bütün sorulara yol gösterici cevaplar vermektedir. Ben hiçbir mektepte, bütün sorunları çözebilecek, akıllı, sağlam ve tatmin edici cevapların olduğunu görmedim. İslam, hem aile, hem çocuk terbiyesi, hem sağlık, hem beslenme, hem iktisat, hem siyaset ve hem de benzeri bir çok konularda kapsamlı hükümlere sahiptir. Örneğin Avusturyalı bir ortopedist, namaz esnasındaki bütün hareketlerimizi incelemeye aldı ve bütün bu hareketlerin beden için çok uygun bir spor olduğu sonucuna vardı.”1
10- Amerikalı yeni Müslüman olmuş olan Abdurreşit Taviras ise şuna inanmaktadır: “İslam, bireylerin karşı karşıya olduğu Amerika’nın temelsiz toplum baskılarını ortadan kaldırabilecek güce sahiptir.”
Taviras, İslam’ın sadece bir din olmadığına, aksine doğru yaşama metodu olduğuna inanmaktadır.”2
11- Almanyalı yeni Müslüman olan Fatıma (Alek) hanım ise İslam’ı kabul etmesinin sebeplerini beyan ederken şöyle demiştir: “İslam dışında hiçbir tefekkür ve ideoloji, insanı dünya ve ahiret saadetine ulaştırabilecek güce sahip değildir.”3
Dostları ilə paylaş: |