Kur'AN'da tevhiD



Yüklə 1,67 Mb.
səhifə7/39
tarix07.01.2019
ölçüsü1,67 Mb.
#90829
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   ...   39

4- İbrahim Peygamber

Semûd kavmini İbrahim (a.s.)'ın kavmi takibetmektedir. İbrahim (a.s.) Nemrud'un putçu sistemine karşı çıkarak kavmini yegâne Allah'a da­vet etti. Kur'an-ı Hâkim bu konuyu şöyle haber verir:

İbrahimi de kavmine peygamber gönderdik. Hani kavmine şöyle de­mişti: Allah'a ibadet edin ve O'ndan korkun.” 363

Nemrud'un putçu idaresine baş kaldıran İbrahim (a.s.), bizzat ken­di elleriyle putları kırarak kavmini putlara tapmaktan menediyor:

(İbrahim şöyle dedi): Doğrusu sizin Rabbiniz, hem göklerin ve hem de yerin Rabbidir ki, bütün bunları o yaratmıştır. Ve ben size bu de­diğime şahitlik edenlerdenim. Allah'a yemin ederim ki, siz ayrılıp git­tikten sonra putlarınıza bir oyun oynayacağım! Sonunda İbrahim on­ları parampaça etti. Yalnız onların büyüğünü bıraktı; belki ona müra­caat ederler diye.”364

5- Lût Peygamber

Kur'an-ı Kerim'de İbrahim (a.s.)’ın kavminden sonra, İbrahim (a.s.)’ın kardeşinin oğlu Lût (a.s.)’ın Tevhid dinine çağırmakla görevlendirildi­ği Lût kavminin kıssasında anlatılmaktadır.

Lût kavmi, şimdi Irak ile Filistin arasında yer alan topraklarda ya­şamışlardı. 365 Kitabı Mukaddes'e göre Lût kavmi Ölü Denize yakın yerlerde ya da tamamıyla suyun altında kalmış olan Sodom şehrinde yaşamlarını sürdürmekteydi. 366

Lût (a.s.) İbrahim (a.s.)’ın yeğeni ve muasırı idi. 367 Lût (a.s.)'da di­ğer peygamberler gibi Hakka yani Tevhid'e davetin bir tebliğcisi olarak günahkar olan kavmini ıslah etmek için gönderilmişti. Hakka davetin tebliği hususunda tecrübe sahibi amcası Hz. İbrahim (a.s.) ile birlik­te Irak’tan ayrıldı. 368 Daha sonra fıtratı bozulmuş, şehvetinin esiri olmuş, zevkperest kavmi uyarması için Allah-û Teâla tarafından pey­gamber olarak görevlendirilmişti.

Kur'an-ı Kerim Lût (a.s.)’ın kıssasını şöyle anlatır: “Hani Lüt da kavmine şöyle demişti: “Sizden önce alemlerden hiç kim­senin yapmadığı hayasız-çirkinliği mi yapıyorsunuz?”

Gerçekten siz kadınları bırakıp şehvetle erkeklere yaklaşıyorsunuz. Doğrusu siz, ölçüyü aşan (azgın) bir kavimsiniz.”

Kavminin cevabı: “Yurdunuzdan söküp çıkarın bunları, güya bun­lar temiz kalmaya uğraşan insanlarmış” demekten başka olmadı.”369

Lût kavminin kıssası, bize fıtratın rayından çıkmasının onlara has bir örneğini göstermekte ve öteki kıssaların mihverini teşkil eden uluhiyet ve Tevhid meselesinden başka yeni bir meseleden bahsetmekte­dir. Gerçi, hakikatle söz konusu mesele, uluhiyet ve Tevhid meselesin­den uzak değildir. Zira tek Allah'a inanmak O'nun nizam ve kanunlarına teslim olmaya götürür. İlâhi âdet, beşeriyetin erkek ve kadından meydana gelmesini gerektirmiş, tek nefsi biribiriyle tamamlamak üze­re iki parçaya ayırmış, beşer cinsinin doğum yoluyia varlığını sür­dürmesini dilemiş, doğumu da erkekle kadının birleşmesi sonucu vu­ku bulacak şekilae irade eylemişti... İşte onları, bu irade gereğince bir­leşmeye ve bu yoldan üremeye elverişli durumda yarattı. Ruhen ve be­denen birleşme istidadına bağladı. 370

Fakat Allah Tealâ kadın ve erkeğin vücutlarını, cinsi arzularını tatmin ve insan neslinin üremesi için gerekli olan tabii fonksiyonu ye­rine getirebilmelerine müsait bir şekilde ve yek diğerini tamamlayıcı bir yapıda yarattığı halde,371 Lût kavmi kadınları bırakarak şehvetle er­keklere yönelme gibi seri bir fiili işlemiş, bununla da kalmayarak bu çirkin fiili ahlâki bir seçkinlik derecesine çıkarmış ve bu iğrenç eyle­me yasal bir statü vermeyi başarmıştır. Oysa onların Allah'ın koydu­ğu ilâhi nizama uymaları ve mucibince amel etmeleri gerekirdi. Allah Teâla’nın koyduğu ilâhî nizamı anlamak ve gereğince amel etmek, Al­lah Teâla'ya, hikmetine, tedbir ve takdirindeki güzelliğe inanmaya bağlıdır. Bu noktadan hareket edilince Lût kavminin iitratmdaki sapık­lığın inanç buhranından ileri geldiği görülür.372

Demek oluyor ki Lût (a.s)'da kendinden önce geçen peygamberlerin izinden giderek öncelikle kavminin inanç noktasındaki sapıklıklarını düzeltmek, yani onları Tevhid dinine davet etmek için çaba sarfetmiştir. Buna bağlı olarak da onları Allah'ın vaz'ettiği prensiplere uymaya davet etmiştir. 373



6- Şuayb Peygamber:

Şimdi de Şuayb (a.s.)'ın Tevhid davetine kulak verelim. Şuayb (a.s.), Medyen ve Eyke halkına peygamber olarak gönderildi. Onlar hakkın­da bildiğimiz, İbrahim (a.s.)'ın soyundan olduklarıdır. 374

Kur'an-ı Kerim’in ifadelerinden Şuayb (a.s.)’ın kavminin tek Allah'a tapmayan, O'na ortak koşan müşrik bir kavim olduklarını anlıyoruz. Özellikle hâkimiyet konusunda Allah'a şirk koşuyor, muamelatta, -özel­likle de alışveriş; hususunda-Allah'ın ortaya koyduğu prensiplere uy­muyor ve kendi yanlarından, heva ve heveslerinden kaynaklanan uy­durma kanunlarla ameli konulan yürütüyorlardı.

Bu kıssa Kuır'an-ı Kerim'de şöyle anlatılır:

Medyen halkınada kardeşleri Şuayb'ı gönderdik. Onlara şöyle de­di: “Ey kavmini, Allah'a kulluk edin. Sizin ondan başka İlahınız yok­tur. O'ndan sisse apaçık bir bürhan/delil gelmiştir. Ölçü ve tartıyı tanı yapm, insanların eşyasını eksik vermeyin. Düzeltilmişken yeryüzün­de fesat çıkan)naym. İnanıyorsanız bilin ki, bunlar sizin için daha ha­yırlıdır.”375

Kur'an-ı Kerim'in bu ifadelerinden anlaşılıyor ki, Şuayb kavmi, alış veriş konusunda dürüst davranmayan, zalim; hidayete ermiş ve Allah'a iman eden insanlar arasında fitne-fesat çıkaran ve doğru yoldan alı­koyan insanlardandı. Allah yolundaki doğruluktan hoşlanmıyorlar, ilahi düsturun adaletine katlanamıyorlar, bu düsturu bozmak istiyor­lardı.376

Kavminin sapıklığının muamelata taalluk eden bir noktada olduğu­nu bildiği halde Şuayb (a.s.), onlan yalnız Allah'a ibadet/kulluk etme­ye, O'nun tek ilah olduğuna inanmaya, yalnız O'nun dinini kabul et­meye çağırıyor. Şuayb (a.s.)'ın işe Tevhid kaidesine davet ile başlama­sı, onun hayatın her türlü metod ve kanunlarının ancak bu kaideye bağ­lı olarak geliştiği zaman bir anlam kazanabileceğini bilmesinden dola­yıdır. Ayrıca yalnız Allah'a kulluk ederek O'na bağlı olarak geliştiği za­man bir anlam kazanabileceğini bilmesinden dolayıdır. Yine yalnız Allah'a kulluk ederek O'na bağlanmalarını şart koşmasının nedeni, O'nun sağlam bir akide olmadan insanların yeryüzünde bozgunculuk­tan vazgeçmelerinin mümkün olmadığının idrakinde olmasından do­layıdır. İşte bu sebepten dolayıdır ki Şuayb (a.s.) kavmini evel emirde yegane Allah'a kulluğa, yani Tevhid akidesine davetle işe başlıyor. 377


Yüklə 1,67 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   ...   39




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin