Semûd kavmini İbrahim (a.s.)'ın kavmi takibetmektedir. İbrahim (a.s.) Nemrud'un putçu sistemine karşı çıkarak kavmini yegâne Allah'a davet etti. Kur'an-ı Hâkim bu konuyu şöyle haber verir:
“İbrahimi de kavmine peygamber gönderdik. Hani kavmine şöyle demişti: Allah'a ibadet edin ve O'ndan korkun.” 363
Nemrud'un putçu idaresine baş kaldıran İbrahim (a.s.), bizzat kendi elleriyle putları kırarak kavmini putlara tapmaktan menediyor:
“(İbrahim şöyle dedi): Doğrusu sizin Rabbiniz, hem göklerin ve hem de yerin Rabbidir ki, bütün bunları o yaratmıştır. Ve ben size bu dediğime şahitlik edenlerdenim. Allah'a yemin ederim ki, siz ayrılıp gittikten sonra putlarınıza bir oyun oynayacağım! Sonunda İbrahim onları parampaça etti. Yalnız onların büyüğünü bıraktı; belki ona müracaat ederler diye.”364
5- Lût Peygamber
Kur'an-ı Kerim'de İbrahim (a.s.)’ın kavminden sonra, İbrahim (a.s.)’ın kardeşinin oğlu Lût (a.s.)’ın Tevhid dinine çağırmakla görevlendirildiği Lût kavminin kıssasında anlatılmaktadır.
Lût kavmi, şimdi Irak ile Filistin arasında yer alan topraklarda yaşamışlardı. 365 Kitabı Mukaddes'e göre Lût kavmi Ölü Denize yakın yerlerde ya da tamamıyla suyun altında kalmış olan Sodom şehrinde yaşamlarını sürdürmekteydi. 366
Lût (a.s.) İbrahim (a.s.)’ın yeğeni ve muasırı idi. 367 Lût (a.s.)'da diğer peygamberler gibi Hakka yani Tevhid'e davetin bir tebliğcisi olarak günahkar olan kavmini ıslah etmek için gönderilmişti. Hakka davetin tebliği hususunda tecrübe sahibi amcası Hz. İbrahim (a.s.) ile birlikte Irak’tan ayrıldı. 368 Daha sonra fıtratı bozulmuş, şehvetinin esiri olmuş, zevkperest kavmi uyarması için Allah-û Teâla tarafından peygamber olarak görevlendirilmişti.
Kur'an-ı Kerim Lût (a.s.)’ın kıssasını şöyle anlatır: “Hani Lüt da kavmine şöyle demişti: “Sizden önce alemlerden hiç kimsenin yapmadığı hayasız-çirkinliği mi yapıyorsunuz?”
“Gerçekten siz kadınları bırakıp şehvetle erkeklere yaklaşıyorsunuz. Doğrusu siz, ölçüyü aşan (azgın) bir kavimsiniz.”
“Kavminin cevabı: “Yurdunuzdan söküp çıkarın bunları, güya bunlar temiz kalmaya uğraşan insanlarmış” demekten başka olmadı.”369
Lût kavminin kıssası, bize fıtratın rayından çıkmasının onlara has bir örneğini göstermekte ve öteki kıssaların mihverini teşkil eden uluhiyet ve Tevhid meselesinden başka yeni bir meseleden bahsetmektedir. Gerçi, hakikatle söz konusu mesele, uluhiyet ve Tevhid meselesinden uzak değildir. Zira tek Allah'a inanmak O'nun nizam ve kanunlarına teslim olmaya götürür. İlâhi âdet, beşeriyetin erkek ve kadından meydana gelmesini gerektirmiş, tek nefsi biribiriyle tamamlamak üzere iki parçaya ayırmış, beşer cinsinin doğum yoluyia varlığını sürdürmesini dilemiş, doğumu da erkekle kadının birleşmesi sonucu vuku bulacak şekilae irade eylemişti... İşte onları, bu irade gereğince birleşmeye ve bu yoldan üremeye elverişli durumda yarattı. Ruhen ve bedenen birleşme istidadına bağladı. 370
Fakat Allah Tealâ kadın ve erkeğin vücutlarını, cinsi arzularını tatmin ve insan neslinin üremesi için gerekli olan tabii fonksiyonu yerine getirebilmelerine müsait bir şekilde ve yek diğerini tamamlayıcı bir yapıda yarattığı halde,371 Lût kavmi kadınları bırakarak şehvetle erkeklere yönelme gibi seri bir fiili işlemiş, bununla da kalmayarak bu çirkin fiili ahlâki bir seçkinlik derecesine çıkarmış ve bu iğrenç eyleme yasal bir statü vermeyi başarmıştır. Oysa onların Allah'ın koyduğu ilâhi nizama uymaları ve mucibince amel etmeleri gerekirdi. Allah Teâla’nın koyduğu ilâhî nizamı anlamak ve gereğince amel etmek, Allah Teâla'ya, hikmetine, tedbir ve takdirindeki güzelliğe inanmaya bağlıdır. Bu noktadan hareket edilince Lût kavminin iitratmdaki sapıklığın inanç buhranından ileri geldiği görülür.372
Demek oluyor ki Lût (a.s)'da kendinden önce geçen peygamberlerin izinden giderek öncelikle kavminin inanç noktasındaki sapıklıklarını düzeltmek, yani onları Tevhid dinine davet etmek için çaba sarfetmiştir. Buna bağlı olarak da onları Allah'ın vaz'ettiği prensiplere uymaya davet etmiştir. 373
6- Şuayb Peygamber:
Şimdi de Şuayb (a.s.)'ın Tevhid davetine kulak verelim. Şuayb (a.s.), Medyen ve Eyke halkına peygamber olarak gönderildi. Onlar hakkında bildiğimiz, İbrahim (a.s.)'ın soyundan olduklarıdır. 374
Kur'an-ı Kerim’in ifadelerinden Şuayb (a.s.)’ın kavminin tek Allah'a tapmayan, O'na ortak koşan müşrik bir kavim olduklarını anlıyoruz. Özellikle hâkimiyet konusunda Allah'a şirk koşuyor, muamelatta, -özellikle de alışveriş; hususunda-Allah'ın ortaya koyduğu prensiplere uymuyor ve kendi yanlarından, heva ve heveslerinden kaynaklanan uydurma kanunlarla ameli konulan yürütüyorlardı.
Bu kıssa Kuır'an-ı Kerim'de şöyle anlatılır:
“Medyen halkınada kardeşleri Şuayb'ı gönderdik. Onlara şöyle dedi: “Ey kavmini, Allah'a kulluk edin. Sizin ondan başka İlahınız yoktur. O'ndan sisse apaçık bir bürhan/delil gelmiştir. Ölçü ve tartıyı tanı yapm, insanların eşyasını eksik vermeyin. Düzeltilmişken yeryüzünde fesat çıkan)naym. İnanıyorsanız bilin ki, bunlar sizin için daha hayırlıdır.”375
Kur'an-ı Kerim'in bu ifadelerinden anlaşılıyor ki, Şuayb kavmi, alış veriş konusunda dürüst davranmayan, zalim; hidayete ermiş ve Allah'a iman eden insanlar arasında fitne-fesat çıkaran ve doğru yoldan alıkoyan insanlardandı. Allah yolundaki doğruluktan hoşlanmıyorlar, ilahi düsturun adaletine katlanamıyorlar, bu düsturu bozmak istiyorlardı.376
Kavminin sapıklığının muamelata taalluk eden bir noktada olduğunu bildiği halde Şuayb (a.s.), onlan yalnız Allah'a ibadet/kulluk etmeye, O'nun tek ilah olduğuna inanmaya, yalnız O'nun dinini kabul etmeye çağırıyor. Şuayb (a.s.)'ın işe Tevhid kaidesine davet ile başlaması, onun hayatın her türlü metod ve kanunlarının ancak bu kaideye bağlı olarak geliştiği zaman bir anlam kazanabileceğini bilmesinden dolayıdır. Ayrıca yalnız Allah'a kulluk ederek O'na bağlı olarak geliştiği zaman bir anlam kazanabileceğini bilmesinden dolayıdır. Yine yalnız Allah'a kulluk ederek O'na bağlanmalarını şart koşmasının nedeni, O'nun sağlam bir akide olmadan insanların yeryüzünde bozgunculuktan vazgeçmelerinin mümkün olmadığının idrakinde olmasından dolayıdır. İşte bu sebepten dolayıdır ki Şuayb (a.s.) kavmini evel emirde yegane Allah'a kulluğa, yani Tevhid akidesine davetle işe başlıyor. 377
Dostları ilə paylaş: |