Apokaliptikler Ve Mesih Anlayışı
Apokaliptik edebiyat dünyanın sonunda Allah’ın göndereceği bir kurtarıcı mesih (redeemer) kişiliği geliştirmiştir.910 Bu anlamdaki mesihiik mefhumu daha sonra hıristiyan teolojisinde önemli bir yere sahip olmuştur. Şimdi kavramın apokaliptik edebiyatta geliştirilen anlamına geçmeden önce Eski Ahit’teki kullanışına temas etmek istiyoaız. Bu ise iki mesih anlayışı arasındaki farkı ortaya koymamıza yardımcı olacaktır.
Eski Ahit’te meşiah, bir sıfat olarak kutsal yağ ile yağlanmış anlamına gelmektedir. Kelime çoğunlukla İsrail kırallarının tahta oturduklarında yağ ile yağlandıklarını anlatmak için kullanılmıştır. Bu işlem, kıralın dînî ve kutsal fonksiyonları bulunan kırallık makamına geçişi sırasında yapılırdı. Bir din adamı tarafından yapılan bu işlem ile kirala kutsal bir kişilik kazandırılırdı. Böylece kral Allah’ın adına hükmederdi. Yahve’nin mesihi ifadesi din adamları için,911 kırallar için912 ve muhtemelen peygamberler için”913 kullanılmıştır. Bu yağlanma, kısaca dini bir makama atama işlemi olarak görülebilir. Atanan kişi, kutsama sebebi ile diğer insanlardan farklıdır ve bir kutsallığa sahiptir.914 Bazan kutsal yağ ile kutsanmamış da olsalar, Allah bazı kişilerin kendisinin mesihi olduklarını belirtebilir. Bunlar belli bir misyon için seçilmiş kişilerdir. Yahudiler’i topraklarına kavuşturan Pers kıralı Sirus bunlardan biridir.915 Beni İsrail’in büyük ataları916 ve İsrail’in kendisi”917 Allah’ın mesihi olarak adlandırılmıştır.918
Eski Ahit Peygamberler’inde Kitab-ı Mukaddes teologlarının mesihle ilgili beklentiler cümlesinden olarak ele aldıkları bir başka kişilik bulunmaktadır. Bu kişi geleceğe kurulacak Hükümranlık’ta, altın çağda, Beni İsrail içinde mümin kalabilenlere (remnant) kıral olacak, çerdeki öteki kavimleri yargılayacak, barış ve adalet ile hükmedecektir. Bu kişiliğin, II Samuel 7/12’de Allah’ın Davud’a verdiği kıratlığın sonsuza kadar süreceği sözünün yarattığı bir beklenti sonucunda doğduğunu söylemek mümkündür. Benî israil hep bu sözün Davud’un krallığının tekrar kurulması şeklinde gerçekleşeceğini beklemiş fakat tarih bunun tam tersini göstermiştir. Gelecekte hükmedecek bu kral kişiliğinin sürekli olarak Davud’a, onun soyuna isnad edilmesinin sebebi de budur.
Başka bir takım pasajlarda gelecek ile ilgili beklentiler daha az belirgindir. Bunlar daha çok Hükümranlık’ın ve kralın ideal özellikleri üzerinde durmaktadırlar. Bu kral olağanüstü bir güce sahip olacak ve düşmanlarını alt edecektir.919 Beni İsrail’e barış getirecek920 Yahve’nin gücü ile hükmedecektir.921 O, adalet ve doğrulukla kırallığını sürdürecek922 ve fakirlerin koruyucusu olacaktır.923
Ancak yukarıdaki kral tiplerini çizen ifadelerin hiç birisinde me-şiah kelimesi kullanılmamıştır. Kullanıldığı yerlerde ise sadece hükümran olan kırallara işaret edilmekledir. Sonuç olarak diyebiliriz ki Eski Ahit’te meşkıh kelimesi eskalolojik son günlerde gelecek ve Allah’ın Hükümranlığını kuracak kişiliğe delalet eden teknik terim olan mesih anlamında hiç kullanılmamıştır. Görüldüğü gibi hu iki anlam biribirinden son derece farklıdır.924
Kelimeye yüklenen eskatolojik anlam, Yahudilik’in sonraki dönemlerine, bir başka deyişle apokaliptik edebiyata aittir. Hıristiyanlık’ın da apokaliptik anlayışla paylaştığı bu sonraki mesih tanımının nasıl meydana geldiği üzerinde duralım şimdi de. Mesih kavramındaki bu değişim, yukarıda zaman zaman belirttiğimiz Beni İsrail’in tarihinde geçirdiği zor durumlar ve ilişkide olduğu kültürler çerçevesinde değerlerdirilmektedir.925 Teknik bir terim olarak Mesih, Apokaliptik eserlerde Allah’ın Hükümranlığı’nın kuruluşunda görev almak üzere Allah tarafından seçilmiş eskatolojik bir kişiliği ifade etmektedir.926
Makabiler ve Hasmoniler zamanında Yahudiler arasında, Allah’ın bu amacı yerine getirecek bir kişiyi göndermek üzere olduğu beklentileri yaygınlaşmaya başlamıştı. Bu iki hanedan da Davud sülalesinden değil, Levi sülalesinden idiler. Bu umutlar özellikle Makabiler’den halkın güvenini kazanmış Simon üzerinde yoğunlaşmıştı. Simon M.Ö. 142 yılında bütün halk tarafından önder ve sonsuza kadar başrahib olarak ilan edilmişti.927 Ancak Levi kabilesinden gelen bu hanedanların daha sonraları sekuiarize olmaları, ahlaksızlığa sapmaları onlarda görülen umutların sönmesine yol açtı. Ancak kurtarıcı bir mesihin geleceği beklentisi devam etti. Bu defa Davud sülalesinden bir eskatolojik mesihin geleceği beklentisi apokaliptik edebiyatın başlıca konuianndan birisi haline geldi.928 Bu Kitaplar arasında, Davud sülalesinden gelecek Mesih konusunu işleyen en önemli iki Kitap Süleymanm Mezmurları ve XII Büyük Peygamberin Ahitleri’dir. Davud soyundan gelecek mesihi konu alan en önemli kaynak Süleyman’ın meselleri M.Ö. 1. yüzyılın ortalarına, yanı Pouıpei tarafından Hasmoni hanedanına son verilmesi dönemine rastlamaktadır. Burada Davud soyundan kurtarıcı Mesih’in, yani geleceğin ideal kıralının Allah’tan islendiği görülmektedir.929 Bu ideal hükümdarın hükümranlığının merkezi Kudüs olacak ve görevini yerine getirmesi için gerekli bütün güç, Allah tarafından kendisine verilecektir. Tebasına doğrulukla930 ve hikmet931 ile hükmedecektir. Onları temizleyecek ve doğru kullar olmalarını sağlayacaktır.932 Aralarında kötülüğün barınmasına izin vermeyecektir. Onun tebası mübarek ve Allah’ın oğullan olacakttr.933 o, günahtan arınmış olacaktır ve Allah onu Kutsal Ruh’u ile destekliyeçektir.934 O ne silaha, ne altına ve gümüşe güvenmiyecek, yalnızca Allah’a güvenecektir.935 O aynı zamanda kötü hükümdarları dağıtacaktır.936 Kafir toplumları sözleri ile yok edecektir.937
Kilise’nin ilk dönemi ile aralarında birçok bakımdan benzerliklerin bulunduğu belirtilen Esseneler938 de benzeri bir mesih mefhumuna sahiptirler.939 Kumran cemaati Tesniye 18/15-18’e atfen eskatolojik bir peygamber bekleyişi içinde olmuştur.940 Dünyanın sonunda gelecek böyle bir peygamber anlayışının izleri, ilk Kilise’nin İsa’nın (a.s.) kişiliğini yorumlamasında görülebilmektedir.941 İkinci eskatolojik kişilik din adamı özelliğine sahip ve cemaati kutsayacak Harunî Mesih’tir (Messiah of Aaron). Kumran cemaati aynı zamanda kral özelliğine sahip bir Davudî Mesih beklemekte idiler. Bu mesih Yeni İsrail’in başına geçecek, dünyanın sonunda yapılacak savaşta ordunun başında olacak ve evrensel bir kral olacaktır. Gerek Essenîler’de gerekse İlk Hıristiyanlık’ta, Mesih dünyanın sonunda ebedi bir hükümranlığı kurmak için gelecektir. Aynı şekilde kral özelliğinde elinde kılıç ile yeryüzünde veya kainattaki günahkar unsurları yok edecek bir mesih anlayışı ikisinde de görülür. Yine ikisinin mesih beklentileri hem din adamı, hem de peygamber özelliği taşırlar.942
Yukarıda anlattığımız Apokalips ve Kumran eserlerinin mesih anlayışları ile Hıristiyanlık’ın mesih anlayışı arasındaki benzerlik, Hıristiyanlık’in daha başlangıçta bu anlayışlardan etkilenmiş olabileceği düşüncesini doğurmaktadır. Özellikle bu konudaki Sinoptik İncil metinlerinde943 İsa’nın (a.s.) kendisinin çekimser, daha da ileride açıkça olumsuz944 bir tavır takınmış olduğunun görülmesi konuyu daha dikkat çekici bir hale getirmektedir.945 Nitekim Cullmann gerek Mesihlik ile ilgili terminolojiyi ve gerekse, Yahudilerin mesih beklentileri konusundaki belli mefhumları, İsa’ya ilk Kilise’nin isnad ettiği sonucuna vardığını belirtmektedir. İlk Hıristiyanlık Kilise’nin kiralı olarak Davud’un Oğlu ve dünyanın sonunda gelecek kurtarıcı mesih kişiliğini vurgulamıştır.946 Esasen ona göre, Eski ve Yeni Ahit’ler arasındaki bütünlüğün ve devamlılığın temin edilmesi de buna bağlıdır. Eski Ahit ile Beni İsrail’e verilen misyonu, İsa’nın (a.s.) mesih kişiliğinde tamamlanmaktadır. Bunun için, her ne kadar İsa, mesih olarak adlandırılmayı reddetmiş olsa da, Yahudilik’teki mesih kavramının İsa’ya isnad edilebilecek en az bir yönü bulunmalıdır. Bu da, Eski Ahit ile İsa’nın yerine getirmesi gereken görevi arasındaki devamlılığı sağlayacak bir yön olmalıdır. Başka bir deyişle Heilsgeschichte kurulmalıdır.947
Dostları ilə paylaş: |