Kıyametin Öncesinde Gerçekleşecek Olaylar 4


Resulullah (a.s)'ın Kıyamet Öncesinde Gerçekleşecek Olaylardan Söz Etmesi



Yüklə 1,02 Mb.
səhifə3/29
tarix18.01.2019
ölçüsü1,02 Mb.
#100612
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   29

Resulullah (a.s)'ın Kıyamet Öncesinde Gerçekleşecek Olaylardan Söz Etmesi



877- Müslim, Amr bin Ahtab Ensari (r.a)'den şu şekilde rivayet etmiştir:

"Resulullah (a.s) bir gün sabah namazını kıldı, sonra minberin üstüne çıktı ve öğle vaktine kadar oradan bize konuşma yaptı. Sonra minberden indi, na­mazı kıldı ve tekrar minbere çıktı. Bu kez ikindi oluncaya kadar bize konuşma yaptı. Sonra indi, namazı kıldı ve tekrar minbere çıktı. Bu çıkışında da güneş batıncaya kadar bize konuşma yaptı. Bu konuşmalarında bize kıyamet ön­cesinde olmuş ve olacak olaylardan haber verdi, içimizde en bilgili olanımız, bu söylenenleri en iyi hafızasında tutanımızdır."11


878- Ebu Davud, Huzeyfe bin Yeman (r.a)'danşu şekilde rivayet etmiştir:

"Vallahi, arkadaşlarım unuttular mı, yoksa unutmuş gibi mi görünüyorlar bilmiyorum. Vallahi Resulullah (a.s), şu dünyanın sonu gelinceye kadar ortaya çıkacak ve yanlarına üçyüz veya daha fazla insan toplayacak olan bütün fitne öncülerinden söz etti. Bunlardan hiçbirini bırakmaksızın hepsinin adını, ba­basının adını ve mensup olduğu kabilenin adını bize bildirdi."12


879- Müslim, Ebu İdris Havlani (r.a)'den şöyle rivayet etmiştir:

"Hz. Huzeyfe (r.a) şöyle söyledi:

"Vallahi, yaşadığım zaman ile kıyamet arasında ortaya çıkacak bütün fitne­ler hakkında insanların en bilgilisi benim. Benim bu konudaki bilgimin fazla ol­ması, Resulullah (a.s)'ın başkalarına sözünü etmediği bazı olaylar hakkında bana özel olarak bilgi vermiş olması sebebiyledir. Ancak Resulullah (a.s), bir gün fitnelerden söz ederken ve onları sıralarken şöyle buyurdu:

"Bunlardan üç tanesi vardır ki, neredeyse hiç bir şeyi bırakmazlar. Bazı fit­neler vardır ki, yaz rüzgarları gibidirler. Bazıları küçük, bazıları ise büyüktür."

Bu hadisi şerifi benimle birlikte dinlemiş olanlardan benim dışımda kalan­ların hepsi gitti."13

Kıyametin Nisbi Yönden Yakınlığı



880- Taberani, her üç Mu'cem'inde de, İbni İmran (r.a)'dan rivayet etmiştir:

"Resulullah (a.s) şöyle buyurdu:

"Sizin, diğer ümmetlere göre varlığını sürdüreceği süre, bir günün ikindi vaktinden akşam güneşinin batmasına kadar olan süre kadardır."14
881- Ebu Davud, Sa'd bin Ebi Vakkas (r.a)'tan rivayet etmiştir:

"Resulullah (a.s) şöyle buyurdu:

"Ben yüce Allah'ın ümmetimi yarım gün geciktirmekle Rabbleri katında (ya­ni kendi ilahi huzurunda) zor durumda bırakmayacağını umuyorum."

"Sa'd (r.a)'a: "Yarım gün ne kadardır?" diye soruldu. O da: "Beş yüz yıl" cevabını verdi."

Bir Açıklama

Bu hadisi şerif, Resulullah (a.s)'ın kıyametin kopacağı vakti kesin bir şekilde bilmediğine işaret etmektedir. Ancak kopacağı vaktin yaklaştığını biliyordu. Bundan dolayı hadiste belirtilen süreyi ümit etmiştir. Ancak Resulullah (a.s)'a uyanların artması için yüce Allah bu ümmetin ömrüne bereket vermiştir. Umarız ki, gelecek zaman da bu ümmet için bereket getirecektir. Resulullah (a.s)'ın kıyamet öncesinde gerçekleşeceğini bildirmiş olduğu olayların bir çoğu henüz gerçekleşmemiştir.15


882- Taberani, Abdullah bin Mes'ud (r.a)'dan rivayet etmiştir:

"Resulullah (a.s) şöyle buyurdu:

"Kıyametin kopacağı vakit yaklaştı. Ancak bu sadece insanların uzaklaşma­da ileri gitmelerini sağlamaktadır."

"Ancak bu sadece insanların uzaklaşmada ileri gitmelerini sağlamaktadır" sözü, insanların kıyamet yaklaştıkça, onun hakkındaki gafletlerinin arttığına işaret etmektedir.16


883- Ahmed, Bureyde (r.a)'den rivayet etmiştir:

"Resulullah (a.s) şöyle buyurdu:



"Ben kıyamet saatine çok yakın bir zamanda gönderildim. Öyle ki, nerdeyse Kıyamet benîm gönderilmemden önce gelecek gibiydi."17
884- Buhari, Ebu Musa el-Eş'ari (r.a)'den şu şekilde rivayet etmiştir:

"Resulullah (a.s) şöyle buyurdu:



"Müslümanların, yahudilerin ve Hıristiyanların durumu şöyle bir adamın du­rumuna benzemektedir: Bu adam, belli bir ücret karşılığında çalışmaları üzere bazı kimseleri tutuyor. Bunlar öğleye kadar çalışıp;

"Senin bizim için belirlemiş olduğun ücrete ihtiyacımız yok. Şu ana kadar çatıştığımız da boşa gitsin" diyorlar, işin sahibi:

"Yapmayın, işinizin kalan kısmını da tamamlayıp ücretinizi eksiksiz alın" diyor ama onlar kabul etmiyor ve işi bırakıp gidiyorlar. Bu kez iş sahibi ikinci bir gurubu tutuyor ve:

"Günün kalan vaktinde çalışın, öncekiler için belirlemiş olduğum ücreti size vereceğim" diyor. Bunlar da ikindi oluncaya kadar çalışıp, "Çalıştığımız sana olsun, senden bir şey istemiyoruz. Bizim için belirlemiş olduğun ücret de sana olsun" diyorlar. İşin sahibi:

"İşinizin kalan kısmını tamamlayın. Günün çok az bir vakti kaldı" diyor ama onlar kabul etmiyorlar. Bu kez iş sahibi günün kalan vaktinde çalışmaları üzere bir başka gurubu tutuyor. Onlar da günün kalan vaktinde güneş batıncaya ka­dar çalışıyorlar ve kendilerinden önceki her iki gurup için de belirlenmiş olan ücretin tamamını alıyorlar. İşte bu örnek, onların (yahudiler ile hıristiyanların) bu nurun ne kadarını kabul ettiklerini ortaya koyan bir örnektir."18
885- Buhari, Abdullah bin Ömer (r.a)'in şöyle söylediğini rivayet etmiştir:

"Resulullah (a.s)'ın minberin üstünde durarak şöyle buyurduğunu duydum:



"Geçmiş ümmetlerin yaşamış oldukları süreye nisbetle sizin dünyada kala­cağınız süre, (günün tamamına nisbetle) ikindi namazından sonra güneşin batış vaktine kadar olan süre kadardır. Tevrat ehline, Tevrat verildi. Bunlar günün öğle vaktine kadar onunla amel ettiler. Sonra acze düştüler ve karşılıkları birer kırat (birer ölçek) olarak verildi. Daha sonra İncil ehline, İncil verildi. Bunlar da ikindi namazı vaktine kadar amel ettiler. Bunlara da karşılıkları birer kırat (birer ölçek) olarak verildi. Daha sonra bize Kur'an-ı Kerim verildi. Biz de güneşin batış vaktine kadar bununla amel ederiz. Bize de karşılığımız ikişer kırat (ikişer ölçek) olarak verilir. Bunun üzerine önceki iki kitap ehli:

"Ey Rabbimiz! Şunlara karşılıklarını ikişer kırat (ikişer ölçek) olarak verdin, bize ise birer kırat (birer ölçek) olarak verdin. Oysa biz daha çok amel etmiştik" derler. Yüce Allah da şöyle buyurur:



"Size verdiğim karşılık konusunda herhangi bir haksızlık yaptım mı?" Onlar: "Hayır" derler. Yüce Allah da:

"İşte bu benim ihsanımdır, istediğime veririm" diye buyurur"

Bir başka rivayette şöyle bildirilmiştir:

"Resulullah (a.s) şöyle buyurdu:

"Sizin ve sizden önceki iki kitap ehlinin durumu, bazı kimseleri ücretle tutan şu adamın durumuna benzemektedir. Bu adam:

"Benim için sabah vaktinden öğleye kadar, karşılığında bir kırat (bir ölçek) ücret almak üzere kim çalışır?" diye soruyor, Yahudiler çalışmayı kabul ediyor­lar. Sonra: "Benim için öğle vaktinden ikindiye kadar, karşılığında bir kırat (bir ölçek) ücret almak üzere kim çalışır?" diye soruyor. Bu şartla çalışmayı da hıristiyanlar kabul ediyorlar. Sonra da:

"Benim için ikindi vaktinden akşam güneş batıncaya kadar, karşılığında iki kırat (iki ölçek) ücret almak üzere kim çalışır?" diye soruyor. İşte bu şartla çalışmayı da siz kabul ediyorsunuz. Bu duruma yahudiler ve hıristiyanlar kızıyorlar ve:

"Neden bize çok iş yaptırıldığı halde az karşılık veriliyor?" diyorlar. İşin sa­hibi de:

"Sizin hakkınızdan herhangi bir şeyi eksik olarak verdim mi?" diye soruyor. Onlar "Hayır" diyorlar. Bunun üzerine işin sahibi de:

"İşte bu da benim ihsanımdır, dilediğime veririm" diyor." 19

Bir başka rivayette bildirildiğine göre de Resulullah (a.s) şöyle buyurmuştur:



"Geçmiş ümmetlerin yaşamış oldukları sürelere nisbetle sizin yaşayacağınız süre (günün tamamına nisbetle), bir günün ikindi vaktinden akşam güneşinin batmasına kadar olan süre kadardır. Sizin ve yahudiler ile hıristiyanların örneği ise kendisi için işçiler tutan şöyle bir adamın örneği gibidir. Bu adam:

"Kim benim için öğle vaktine kadar, karşılığında birer kırat (ölçek) ücret almak üzere çalışın" diyor..."

Hadisin devamı yukarıdaki gibidir. Hadisin sonu ise şöyledir:

"Bakın, işte siz ikindi vaktinden güneşin batma vaktine kadar çalışan kimse­lersiniz. Bakın size iki kere karşılık verilecektir. Buna da yahudiler ve Hıris­tiyanlar kızmışlardır (veya "kızarlar")"

Sonra yukarıdaki rivayette geçen ifadelerin benzeri ifadelere yer verilmekte­dir.20




Yüklə 1,02 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   29




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin