215
muştur. Hayata 1897’de İstanbul’da veda eden Efgânî, genellikle İslâmcılığın
ilk ve asıl kuramcısı olarak takdim edilmektedir.
Efgânî’nin ıslahat programında İslâm birliği fikrinin çok önemli bir yeri
vardı. Ona göre bu birliğin başında mutlaka bir halife bulunmalıdır. Ancak
yönetim, ümmetin katılımı ve meşveret usulü ile yürütülmelidir. Batının körü
körüne taklidi Efgânî’ye göre asla çözüm değildir. Ancak batı, güç ve hâki-
miyetin sırlarını keşfetmiş ve bunları yerli yerinde kullanarak ilerlemiştir. Bu
sırların başında, düzen, sabır ve sebat gelir. Müslümanların bu değerleri alıp
geliştirmeleri gerekir. Müslümanlara dinleri hususunda taassupkâr olmalarını
öneren Efgânî, batı karşısındaki aşağılık kompleksini anlamsız
bulur ve
Ortaçağ’ın üstün İslâm medeniyetini hatırlatır. Saltanat sistemi, batınîlik,
kadercilik, hadis uydurmacılığı,
medrese sisteminin bozuluşu, cehalet, amel-
sizlik gibi etkenlerle medeniyet duraklamış, sonra da gerilemeye başlamıştır.
Bu süreci ilerlemeye doğru çevirmek, sistemli bir ıslahat
projesiyle
mümkündür (Karaman, 1994).
Efgânî ıslahatta önceliği siyasi çalışmalara vermektedir. O hayatında,
yönetimden yani tavandan başlayıp tabana doğru inen hızlı bir toplumsal
iyileştirmeyi sağlayacak faaliyetlere öncelik vermiştir. Mısır’da İhvân-ı
Müslimîn, Pakistan’da Cemaat-i İslâmî gibi siyasal örgütlenmeler, Efgânî’nin
ıslahat çabalarını tekrarlayan hareketler olarak değerlendirilebilir.
Dostları ilə paylaş: