B. Bağış Toplama İşinin Tamamlanması İçin Öğüt (8:10-11)
8:10 Elçi şimdi yine Korintliler’e döner. Yoksul imanlılar için bağış toplamayı, Makedonyalılar bunu yapmaya karar vermeden önce düşünmüşlerdi. Aslında Korintliler bunu Makedonyalılar bağış toplama işine başlamadan önce yapmaya başlamışlardı. Tutarlı olmak için geçen yıl başladıkları işi tamamlamaları gerekiyordu. Bu, içtenlikleriyle tutarlılıklarını kanıtlama konusunda onlara bir avantaj sağlardı.
8:11 Pavlus onlara, gecikme nedeni ne olursa olsun, bunu ihmal etmemelerini ve yapmayı candan arzuladıkları şeyi tamamlamalarını söyler. Bunu ilerdeki zenginlik durumlarına göre değil, şimdi ellerinden geldiğince yapmalıdırlar.
C. Cömertçe Verme Konusunda Üç Önemli İlke (8:12-15)
8:12 Korintliler’in Yeruşalim’deki yoksul kutsallara yapılacak bağışı geciktirmelerinin nedeni, daha sonra daha çok gönderebilmeyi ümit etmeleri gibi görünüyor. Ancak burada kendilerine ne kadar gönderdiklerinin önemli olmadığı anımsatılıyor. Yüreklerinde gerçek bir arzu varsa, o zaman Tanrı armağanlarını, ne kadar küçük olursa olsun kabul eder. Önemli olan, yüreklerindeki tutumdur.
8:13 Pavlus’un amacı Korintliler’i maddi sıkıntıya sokmadan Yeruşalim-de bulunan kilisenin rahatlatılmasıdır.
8:14 Bu ayet, Rab İsa Mesih’in kilisesindeki yardım programını betimler. Rab’bin amacı şudur: İmanlılar arasında nerede bir ihtiyaç varsa, oraya diğer yerlerden yardım akışı olmalıdır. Bu daimi akış ve yardımların birbirine ulaşması kiliseler arasında dünya çapında bir eşitlik sağlar.
Bu nedenle, Pavlus bunu yazdığı zaman Korint, Makedonya ve diğer yerlerden Yeruşalim’e bir yardım akışı olacaktı. İlerde belki de Yeruşalim’deki imanlılar iyi durumda olabilir, ama Korint’teki imanlıların durumu iyi olmayabilirdi. Böyle bir durumda yardım akışının yönü tersine çevrilecekti. Pavlus’un bu ayet-le anlatmak istediği budur. Yeruşalim’deki imanlılar şu anda eksiklik veya ge-reksinim içindeydiler, ama ilerde bir gün Korint’teki imanlıların başına da aynı şey gelebilirdi. İşte böyle bir durumda da başkaları onlara yardım edecektir.
8:15 Bu eşitlik ilkesi, Mısır’dan Çıkış 16:18’den bir alıntıyla vurgulanır. İsrailliler man toplamaya gittiklerinde bazıları diğerlerinden daha çok topladı. Ama bu önemli değildi. Man dağıtıldığında, her biri aynı miktarda aldı (Bir omer, yani aşağı yukarı 2.2 litre kadar). Öyle ki, “Çok toplayanın artığı, az toplayanın da eksiği yoktu.” Eğer biri bu yiyeceği biriktirmeye çalışırsa, hemen kurtla-nırdı!
Bu eşit paylaşma işi mucize veya büyüyle olmadı. Ellerinde daha çok olanların ellerindekini ellerinde olmayanlarla paylaşmasıyla oldu. Hodge şu gözlemi yapar:
Mısır’dan Çıkış kitabında ve Pavlus tarafından Tanrı’nın halkı arasında öğretilen ders şudur: Birinin maddi refahı başkalarının gereksinimi doğrultusunda kullanılmalıdır; bu yasaya karşı koymak için yapılan herhangi bir çalışma, utanç ve kayıpla sonuçlanacaktır. Mal mülk, man gibidir; biriktirmeye gelmez.38
Aynı doğrultuda seçilmiş, kaynağı bilinmeyen bir metinde de şunlar yazar:
Tanrı her insanın, yaşamın iyiliklerinden pay almasını ister. Kimi daha çok alırken, kimi de daha az alır. Daha çok alanlar aldıklarını daha az alanlarla paylaşmalıdır. Tanrı, mal ve mülkün eşit olmayan bir şekilde dağıtılmasına izin verir; ancak zengin bundan bencilce zevk alsın diye değil, bunu yoksulla paylaşsın diye izin verir.
Ç. Bağış Toplama İşini Hazırlayan Üç Kardeş (8:16-24)
8:16 Pavlus, bu iki ayette (16 ve 17), Titus’u bu konuda takındığı mükem-mel tutumdan ötürü över. İlk olarak Titus’un yüreğinde Korintliler için aynı ilgiyi uyandıran Tanrı’ya şükredilir. Pavlus emektaşında aynı ruhu bulmuştur. Korintliler için taşıdığı yükün aynısını Titus’un da taşıdığını gördü.
8:17 Pavlus Titus’a bu mektubu Korint’e götürmesini rica etmişti, ancak bu ricaya gerek yoktu. Titus kendi arzusuyla gitmek istiyordu.
Bazı çevirilerde “yanınıza geliyor” ifadesi, yanınıza geldi diye çevrilir. Burada kullanılan zaman kipi, Yunanca’da geniş zamanı içeren bir mektup üslubudur. Bu üslup da Pavlus’un mektubu yazdığı zamanı değil, mektubun Korintliler tarafından okunduğu zamanı göz önüne alır. Bu Mektubu Korint’e götüren de şüphesiz Titus’dur ve Pavlus mektubu bitirinceye kadar yola çıkmamıştır.
8:18 18-22 ayetleri Titus’a bu görevde eşlik eden diğer iki imanlı kardeşi anlatır. Birinci kardeş 18-21 ayetlerinde, ikinci kardeş de 22’nci ayette tanımlanır. Her ikisinin de ismi bilinmemektedir.
Kutsal Yazılar’ın bu bölümü, Elçi Pavlus’un yardımları idare ederken gösterdiği dikkati belirtmesi açısından çok değerlidir. Elçi Pavlus, parayı usulsüz kullandığına dair herhangi bir suçlama olmasın diye son derece dikkatli davranır.
Müjdeyi yaymak için gönderilen ilk kardeş, Müjdeyi yayma çabalarından ötürü övgüye değer biriydi. Burada belirtilen kişinin kimliği ile ilgili çok farklı düşünceler vardır. Kimi Luka, kimi Silas, kimi de Trophimus olduğunu söyler. Ancak kim olduğunu tahmin etmeye çalışırken, metnin ruhunu kaybedebiliriz. O kişinin adının geçmemesi kasıtlı değil mi? Gerçek öğrencilik sık sık belirsizliği gerektirir. Cüzamlı Naman’ın yaşamında müthiş bir şekilde kullanılan küçük hizmetçi kız için de durum böyleydi. Yiyeceğini Rab İsa’nın hizmetine sunan küçük çocuk için de aynı durum geçerliydi.
8:19 Bu adsız kardeş bu hayırlı hizmetin gerektirdiği yolculuğa çıkmak için kiliseler tarafından seçildi. Bir başka deyişle, isteyerek yapılan bu bağışı taşıyacak habercilerden biri olarak atandı. Elçi, onu ve diğerlerini sevgiyle yapılan bu görevin hizmetkarları veya idarecileri olarak gördü. Bunu Rab’bin yüceliği için yaptılar. Ve bunun, Yeruşalim’deki yoksul kutsallara hizmet etme konusundaki istekliliklerini ve ciddiyetlerini göstermesini istiyorlardı.
8:20 Elçi, bu paranın bir kişi tarafından idare edilmesinin veya bir kişiye teslim edilmesinin doğru olmadığını biliyordu. Paranın iki, üç veya daha fazla kişiden oluşan bir grup tarafından idare edilmesinde ısrar etti. İşte, 20’nci ayette demek istediği budur. Herhangi bir yanlış yorumdan veya skandaldan kaçınmak için bu büyük bağışla ilgili işlemlerin, idarenin eleştirilere hedef olmadan yapılmasını sağladı.
8:21 “Doğru olanı” yapmaya dikkat etmek, her şeyin dürüst bir biçimde yapılmasını sağlamak anlamına gelir. Pavlus, eylemlerinin yalnız Rab’bin gözünde dürüst olmasına değil, insanların gözünde de dürüst olmasına dikkat ediyordu. Morgon şöyle der: “İmanlılar işlerini öyle bir şekilde yapmalıdırlar ki, iman etmeyenlerin, yapılan işlerde doğruluğa ters gelen herhangi bir şüpheleri olmasın.”39
Bu ayet Süleyman’ın Özdeyişleri 3:3-4 ayetleriyle hemen hemen aynıdır.
8:22 Burada, Pavlus’un bu önemli konuda yardım etmesi için atamış olduğu ismini bilemediğimiz başka bir kardeş daha vardır. Birçok kez ve birçok durumda gayretli olduğunu kanıtlamış olan bu kardeş, şimdi Korintliler’e duyduğu büyük güvenden dolayı bu konuda özel bir gayret göstermişti.
Bu noktada bazı Grekçe metinler şöyle der: “Size duyduğumuz büyük güvenden dolayı...” Duyduğumuz sözü italik harflerle verilir ve birçokları bundan onun duyduğunun anlaşılmasını tercih eder. Pavlus, onu yalnız geçmişte gösterdiği bağlılıktan dolayı değil, Korintliler’e duyduğu güvenle bu duruma gösterdiği yakın ilgiden dolayı övüyor.
8:23 Bu nedenle Pavlus, bir kimse bu üç kişiyle ilgili herhangi bir soru sorduğu takdirde, Korintliler’in onlara, Titus’un Pavlus’un paydaşı ve emektaşı olduğunu ve diğer iki kardeşin de kiliselerin elçileri ve Mesih’in kıvancı olduklarını söyleyebileceklerini anımsatır. “Mesih’in kıvancı” ifadesi, bu üç kişinin övülmesini belirtir. Kiliselerin temsilcileri oldukları için bu şekilde tanımlanırlar. Rab’bin işini insanların gözü önünde seçkin kılarlar. Rab için bir kıvanç olup, O’nun yüceliğini yansıtırlar.
8:24 Bütün bunlardan dolayı, Korintliler onları sıcak bir biçimde karşılamalıdırlar. Pavlus’un Yeruşalim’deki kutsallar için topladığı bağışı onlara teslim ederek onlarla övünmesini haklı çıkarmalıdırlar. Bu, onların sevgilerinin çevredeki kiliselere bir kanıtı olacaktır. Phillips bu ayeti şöyle çevirir: “Böylece onlar ve tüm kiliseler sevginizin ne kadar içten olduğunu görürler ve sizlerle ilgili söylediğimiz iyi şeyleri haklı çıkarırlar!”
Dostları ilə paylaş: |