ŞEKİl listesi tablo listesi ekiP ÖzgeçMİŞleri ÖNSÖzler 6 araştirmanin amaci ve kapsami 11 araştirmanin yöntemi 13


Tarım Sektörüne Yapılan Yatırımlar



Yüklə 0,75 Mb.
səhifə9/29
tarix29.10.2017
ölçüsü0,75 Mb.
#20947
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   ...   29

Tarım Sektörüne Yapılan Yatırımlar

Tarım sektörü 2003 rakamlarına göre, sabit sermaye yatırımlarından tarıma ayrılan pay %4,2 iken, tarım sektörünün kamu yatırımlarından aldığı pay %7,7’ye yükselmektedir.9 Gerek sabit sermaye yatırımlarından ayrılan pay, gerekse teşvikli yatırımların düşük oranlarda seyretmesi tarım alanında sermaye birikiminin önündeki en büyük engellerdir. Enflasyon oranının düzenlenmesi, tarımda sermaye birikimlerinin artmasına neden olmuş ve bu durum modern tarım teknikleri kullanımının güçlenmesine yol açmıştır. 2011 yılı rakamlarına göre Türkiye ilk iki çeyrekte %6,8 büyüme kaydetmiştir.10


Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı verilerine göre, 2006 yılında başlatılan “Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Projesi” kapsamında 3.155 adet proje tamamlanmış olup bu hibelere verilen toplam miktar 567 milyon TL tutarındadır. Yatırımların artırılması çalışmaları kapsamında yine 2007 yılında “Tarımsal Makine ve Ekipman Yatırımlarının Desteklenmesi Projesi” ile 349 milyon TL hibe desteği sağlanmıştır. Bu hibelerin yanı sıra tarıma dayalı sanayi yatırımları toplamda 2,5-3 milyar TL tutarındadır.11
1980-2006 yılları tarımda doğrudan yabancı sermaye yatırım verilerine göre, Türkiye’ye yapılan yatırım miktarı 635 milyon ABD doları düzeyinde olup toplam yurt içi yatırımların %1,2’sine denk düşmektedir. 1980-1995 yılları arasında tarım sektörünün toplam yabancı sermaye yatırımları içindeki payı %1,70 iken, 2005-2006 yıllarında bu oran sırasıyla %0,7 ve %0,2 düzeylerine inmiştir. 12
Tarım sektörüne yapılan doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının düşük seviyelerde olmasının temel nedenleri arasında yapılan yatırımların geri dönüşünün diğer sektörlere oranla daha uzun vadede gerçekleşmesi, tarım sektörünün bileşenleri sebebiyle belirsizlik içermesi ve risk faktörünün yüksek olması yer almaktadır. Ayrıca Türkiye’deki tarım piyasalarının, dünya tarım piyasalarına uyum zorlukları barındırması, tarım sektörünün gelişim hızının istenen seviyelerde olmaması gibi sebepler de belirleyici rol oynamaktadır.13

Türkiye’de Tarım Politikaları

Tarım sektöründe yaşayan bireylerin yaşam düzeylerini yükseltmek, tarımsal üretimi toplum yararına olacak şekilde teşvik etmek, tüketiciyi aşırı fiyat artışlarından korumak, kaliteli ve sağlıklı ürün yetiştirilmesini sağlamak amacıyla görevli devlet kurumlarının toplumsal baskı gruplarını da dikkate alarak düzenleyici ve özendirici önlem ve uygulamalarının tümü tarım politikası olarak ifade edilmektedir


Serbest piyasa ekonomisinin dünya sistemi haline gelişi ile birlikte piyasa koşulları tüm dünyayı tek bir devlet gibi etkilemeye başlamıştır. Evrensel konular hakkında politikaların oluşturulmasında çerçeve anlaşmaları ve bazı hukuki düzenlemeler bağlayıcı olmaya başlamıştır.
Türkiye, tarım politikalarını oluştururken diğer ülkeler gibi içteki karar mekanizmalarına başvurmakla birlikte küresel bağlayıcı anlaşmalara bağlı hareket etmek durumundadır. Türkiye’nin tarım politikaları Dünya Bankası, Dünya Ticaret Örgütü, Uluslararası Para Fonu ve Avrupa Birliği gibi kurum ve kuruluşların belirlediği çerçevede oluşturulmaktadır. Devlet tarafından yapılan yatırımların ve destekleme politikalarının yetersiz kalması, alınan önlemlere karşın tarımsal üretimde belirgin artışların yaşanmaması ve devlet bütçesine yük getirmesi nedeniyle uluslararası kuruluşların desteği çok büyük önem kazanmaktadır. 2000 yılında Tarım Reformu Uygulama Projesi (ARIP) Türkiye’nin gündemine alınmış, tarımsal faaliyetlerin ekonomi üzerindeki yükünü azaltmak ve geliştirilen politikalarla kaliteli ve verimli ürün elde edebilmek adına görüşülmeye başlanmıştır. ARIP’in politikalarını üç ana başlık altında özetlemek gerekirse, doğrudan mali destek verilmesi, verilen desteklerin aşamalı olarak geri çekilmesi, devlete bağlı tarım işletmelerinin özelleştirilesi yolu ile bu işletmelerin devletin bütçesine yük getirmesinin önlenmesi, tarım ürünlerinin pazarlanma aşamasında devletin müdahalesinin azaltılmasıdır14.
Tarım Reformu Uygulama Projesi’ne ortam hazırlayan koşullar incelenecek olursa, Türkiye’nin geliştirmiş olduğu projelerin tarımsal üretimi artırmakta yetersiz kalması ve uzun vadeli bir eylem planı oluşturamaması, destek almak isteyen çiftçilerin bürokratik işlemlere takılması yer almaktadır. Ayrıca desteklerin küçük girişimlerden çok, hali hazırda endüstriyel üretimde belli bir büyüklüğe erişmiş yatırımcıların yararlanması gibi olumsuzluklar da bu kategoride incelenebilmektedir. Bahsi geçen olumsuzluklar bu projenin de yetersiz kalmasına yol açmış, Türkiye çözüm önerisi olarak 2006-2010 yıllarını kapsayan Tarım Çerçeve Kanunu ve Tarım Stratejisi oluşturulmuştur. Buna göre kaynakların etkin kullanımı ilkesi çerçevesinde ekonomik, sosyal, çevresel ve uluslar arası gelişmeler boyutunu bütün olarak ele alan örgütlü, rekabet gücü yüksek, sürdürülebilir bir tarım sektörünün oluşturulması temel amaçtır.

 

Diğer taraftan tarım ürünleri dış ticaretinde uygulanan politikalar açısından bir karşılaştırma yapılırsa; AB'de iç piyasaya yönelik düzenlemeler yanında üçüncü ülkelerle ticareti düzenleyecek bir dış ticaret sistemi de oluşturulduğu dikkati çekmektedir. Ürünlere göre farklı şekillerde adlandırılsa da, tüm ürünlerde üçüncü ülkelerden ithalatta ürünlerin fiyatlarını hedef fiyat seviyesine yükseltmeyi amaçlayan eşik fiyat sistemi ve buna bağlı vergilendirme sistemi uygulanmaktadır. İhracatta ise, ürünlerin dünya fiyatlarıyla rekabet edebilmesini sağlamak amacıyla teşvik edici ödemeler uygulanmaktadır.


Türkiye'de ise, AB’ye benzer bir eşik fiyat sistemi uygulanmamaktadır. Ancak bazı ürünlerin ithalatında fon kesintisi zaman zaman uygulanmıştır. Diğer taraftan ihracatı teşvik amacıyla ihracat iadesi uygulanmıştır.
Dönemlere göre tarım politikaları incelendiğinde1963’ten günümüze kadar dokuz adet beş yıllık kalkınma planı oluşturulduğu görülmektedir. Birinci beş yıllık kalkınma planı 1963 ile 1967 yılları arasını kapsamaktadır. Devlet Planlama Teşkilatı’ndan edinilen bilgilere göre, tarım kooperatiflerinin kurulması ve yalnızca kooperatif üyelerinin destek almasını sağlayacak bir düzenleme öngörülmüştür. Kooperatiflerin desteklenmesi de acil görüldüğü durumlarda bütçeden ayrılacak miktarlarla gerçekleştirilecektir. İkinci kalkınma planında tarımsal desteklemenin geçici çözüm olduğu ve fiyat harici desteklemenin öne çıkarılmasının gerektiği görüşülmüş, tarımsal üretimde yeni örgütlenme modellerinin geliştirilmesi için çalışma planı oluşturulmuştur. 1973’te oluşturulan üçünü kalkınma planı, kendinden önceki kalkınma planlarının yol açtığı sorunlar üzerine yoğunlaşmış ve tarımsal destekleme politikalarının desteklenen ürünlerde fiyat artışına neden olduğu gerekçesiyle tarımsal destek fonu kurulması planını içermektedir.
Dördüncü kalkınma planı tarım üreticilerinin desteklenmesi ve eğitilmesine yönelik çalışmaları kapsamaktadır. Bir diğer deyişle dar ve orta gelir düzeyine sahip üreticilerin desteklenmesi ve verimliliğin artması adına eğitim desteğinin sağlaması planlanmıştır. Devletin satışı gerçekleşmeyen üretim fazlasının alımı ve fiyat regülâsyonunun sağlaması gibi dışarıdan müdahalelerden çok, öz kaynakların geliştirilmesi üzerinde durulmuştur. Tarım Ürünleri Destekleme Kurumu ve Toprak Mahsulleri Ofisi’nin finansmanının karşılanması için kaynakların verimliliğinin artırılması amaçlanmaktadır. Beşinci kalkınma planı 1984-89 yılları arasındaki döneme ilişkin yapılan planlama olup tarımsal fiyat ve gelir istikrarı gibi konular üzerine eğilmiştir. Diğer kalkınma planlarında olduğu gibi verimliliğin artırılması için alternatif çözüm önerileri ve uygulama planları oluşturulurken, bu beş yıllık planla ürünlerin sigortalanması yöntemi geliştirilmiştir. Yetiştirilen ürünlerin pazarlanmasını kolaylaştırmak adına eylem planı oluşturulmuştur. 1973’te yürürlükten kalkan Toprak Reformu’nun yerine 1984’te Sulama Alanlarındaki Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanunu getirilerek tarımsal üretim hacmini genişletecek yöntemler izlenmiştir. Altıncı kalkınma planı (1990-94) beşini eylem planının devamı niteliğinde olup ekonomik ve sosyal yapıya uygun politikaların geliştirilmesi amacına dayanmaktadır.
Yedinci eylem planı “Tarımsal Politikalar ile İlgili Yapısal Değişim Projesi” kapsamında, sekizinci eylem planı ise “Genel Tarım Politikaları” adı altında verimliliğin artırılması nihai amacına hizmet eden incelemeler yapılmış ve politikalar belirlenmiştir. 2007- 2013 yılları arasını kapsayan ve günümüzde uygulanmaya devam eden dokuzuncu kalkınma planı kamu hizmetlerinde kalite ve etkinliğin artırılması, tarım istihdam seviyesinin yukarılara çekilmesi ve bölgesel gelişimin önemi konularına değinmektedir. Dokuzuncu kalkınma planı “Uzun vadeli strateji (2001-2023)” çerçevesinde küresel ölçekte rekabet edilebilirliğin sağlanması, AB’ye uyum sürecinde istikrarlı büyümeyi sağlamış bir Türkiye vizyonuyla oluşturulmuştur.
Türkiye’nin AB uyum sürecinde tarımsal faaliyetlerin desteklenmesi amacıyla “Ulusal Fon” oluşturulması ve gerekli harcamaların bu fon tarafından karşılanarak bütçe üzerindeki yükün azaltılması amaçlanmaktadır. Türkiye’de oluşturulacak destek bütçesinin, AB’ye kaynak teşkil eden kalemler örnek alınarak düzenlenme yolu izlenmiştir. Oluşturulan destekleme fonunun harcama şablonu AB ile birebir benzerlik göstermemekte, Türkiye’nin kendi iç dinamikleri gereği tarım sektörünün ihtiyaç duyduğu harcama kalemlerine ve problemli olduğu alanlara göre gerçekleşmektedir. AB modelinde destekleme fonu, tarım piyasasına doğrudan müdahale etmek yerine, çiftçiye piyasa sağlama garantisi vermekte ve bu yapılanma Türkiye’nin de örnek uyguladığı DGD politikaları çerçevesinde yeniden yapılandırılmaktadır.
Dünya Ticaret Örgütü’ne uyum sağlayabilmek amacıyla oluşturulan tarım politikaları kapsamında, tarımsal desteklerin serbest ticareti bozan uygulamalarını ortadan kaldırmak amacıyla devlet tarafından sağlanan desteklerin azaltılması, haksız rekabeti önleyebilmek amacıyla ihracat teşviklerinin kaldırılması ve gümrük vergilerinin iç pazar dengesinin korunması adına azaltılması yer almaktadır.
Tarımsal üretim politikalarının sürdürülebilir olabilmesi açısından bazı yöntemlerin uygulanması amaçlanmaktadır. Bu stratejilerden ilki, rekabet ortamının sağlanması tarımsal ürünlerin piyasa koşullarının uzun vadede sağlıklı bir şekilde sürdürülebilmesini getirmektedir. Bir diğer unsur, maliyetin düşürülmesi sayesinde tarımsal faaliyetlerin kırsal alanda yaşayan ve kısıtlı bütçelerle üretim yapmaya çalışan üretici kesimine büyük yarar sağlamakta, kalite ve verimliliği artırıcı bir önlem olarak önemini korumaktadır. Bir diğer sürdürülebilirlik politikası pazarlama alt yapısının düzeltilmesi ve koşullarının iyileştirilmesi ile sanayi sektörüne uyumun gerçekleştirilmesidir. Tarımsal üretim faaliyetlerinin sanayi sektörüne uyumun sağlanması ile verimlilik ve üretim miktarının artışı amaçlanmaktadır. Üreticilerin gelir seviyesinin iyileştirilmesi, destekleme araçlarının uzun vadede geri çekilmesi halinde önem kazanacak bir politikadır. Üreticilerin kendi öz kaynakları vasıtasıyla üretimde belirli bir noktaya ulaşması bu politikanı temelini oluşturmaktadır. Kırsal Kalkınma planları, üreticilerin üretim ve yaşam koşullarını iyileştirmeyi amaçlamakta, şartların iyileştirilmesi yararını gütmektedir. Bölgeler arası dengesiz gelişmişlik düzeylerinin ortadan kaldırılması amacıyla yapılan çalışmalar tarımsal üretimin dar alanlarda sürdürülmesinin önüne geçmek adına uygulanması önem taşıyan stratejilerdendir. Ayrıca serbest ticaret ortamını bozmayan, haksız rekabet koşullarını oluşturmayan destekleme araçlarının devamının sağlanması sürdürülebilirlik açısından önemlidir. Öte yandan kurumsallaşmanın artırılması, tarımsal üretimde istikrarın sağlanması açısından son derece önem arz etmektedir. Bu kapsamda tarımsal üretime destek verebilecek, danışmanlık hizmetleri yürütebilecek, kar amacı gütmeyen “Tarımsal Üretici Birlikleri” nin kurulması sürdürülebilir tarım politikalarının temelini oluşturmaktadır.
Türkiye’deki tarımsal faaliyetleri destekleme araçları arasında yer alan Kırsal Kalkınma Destekleri, Ürün Sigortası ödemeleri, Doğrudan Gelir Desteği (DGD) ödemeleri, fark ödemeleri ve Çevre Amaçlı Tarımsal Alanların Korunması Programı Destekleri (ÇATAK) önemli rol oynamakta, tarımsal üretimin iyileştirilmesi amacına hizmet eden desteklemeler yürütmektedirler.


Yüklə 0,75 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   ...   29




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin