Şevki koca


Mısır’da Dedebabalık Kurumu



Yüklə 1,17 Mb.
səhifə10/29
tarix23.10.2017
ölçüsü1,17 Mb.
#12022
1   ...   6   7   8   9   10   11   12   13   ...   29

Mısır’da Dedebabalık Kurumu


Mısır’da bulunan Kaygusuz Abdal Dergahı postnişinleri Salih Niyazi Dedebaba’’ya Hakka yürüdüğü 1941 tarihine kadar, katıksız bağlı kalmışlardır. Bu tarihte Komünist Blok dışında dünyada dört merkezde Bektaşi dergahları Legal faaliyet yapabilmekteydiler.

  1. Arnavutluktan bağımsız olan Kosova bölgesinde Yakova Dergahı

  2. Yunanistan’da; Reni ve Katerin Tekyeleri

  3. Mısır’da Kaygusuz Dergahı

  4. Kıbrıs Bafe kentinde Kırklar Dergahı

Mısır Kaygusuz Dergahı, 1941 yılında Salih Niyazi Dedebaba’’nın Hakka yürümesi üzerinde hiçbir Dedebaba’’ya biat etmemiştir. Bu dergah 30 Ocak 1949 tarihinde bir toplantı yaparak aşağıda isimlerini zikredeceğim Halife Baba’ların oy birliği ile Halife Ahmed Sırrı Baba’yı Dedebaba’ seçerler.

Seçime katılan Halife Babalar:



  1. Halife Ahmed Sırrı Baba (Kaygusuz Postnişini)

  2. Halife Hafız Tahsin Baba (Şahkulu Postnişini)

  3. Ekrem Ramazanoğlu Halife Baba (Başıbüyük Postnişini)

  4. Halife Hüseyin Kazım Baba (Masumlar Postnişini)

  5. Halife Veli Can Baba (Katerin Dergahı Postnişini)

  6. Halife Tahir Baba (sonradan Katerin Postnişini)

  7. Halife Sadi Seyfi Baba (Reni Dergahı Postnişini)

  8. Halife Yusuf Fahir Ataer Baba (İnadiye Postnişini)

Seçilen Ahmed Sırrı Dedebaba’, İzmir’li Hazine Avukatı Feyzi Akeren Baba’dan, Bektaşi intisabı gören Başbakan Adnan Menderes ile (o zaman Başbakan değil) temas kurarak, Demokrat Parti yöneticileri ile Zeytinburnu ve Erenköy’de delegeleri vasıtası ile birer toplantı yapar ve Demokrat Partiye destek sözü vererek seçilmeleri halinde Hacı Bektaş Pirevinin eski statükosunun tanınarak Bektaşiliğe devri konusunda mutabakat sağlar. Demokrat Partinin iktidara gelmesi üzerine 677 sayılı yasa ile yasaklı olmasına rağmen Kısvey-i Rühani’yeyi çıkarmaksızın Türkiye’ye ayak basar. Öncelikle birkaç ay Tire’de bulunan Horasanlı Ali Baba Dergahında hizmet yapar. Daha sonra 1952 yılına kadar İstanbul’da ağırlanan Dedebaba’, maalesef Demokrat Partinin verdiği hiçbir sözü tutmadığına tanık olur. Henüz Harab olmamış olan, Nerdibanlı (Şahkulu Sultan) Dergahında bir “ayn-ül cemi” yönetirken polis tarafından basılarak mahkemeye sevk edilir. Mahkeme mevcut yasaya rağmen, idare-i maslahat bir karar alarak, Ahmed Sırrı Dedebaba’’yı yurtdışına sürgün kararı alır.

Ahmed Sırrı Dedebaba’, Mısır’a döner, dönmez 1952 yılında dervişlerinden Recep Ferdi Efendiyi baba yaparlar, A.B.D’ne irşad için gönderir. Recep Ferdi Baba 1954 yılında, A.B.D’nin Detroit kentinde Taylor Tekyesi adı altında bir Bektaşi Dergahı uyandırır.

1965 yılında Ahmed Sırrı Dedebaba’’nın Hakka yürümesi üzerine Mısır’a Dedebaba’lık serüveni sona erer. Ahmed Sırrı Dedebaba’ “vefatı öncesi Kaygusuz Dergahının tüm evrak envanterini Leiden Üniversitesine devretmiş olup, buradaki tüm evraklar, Sn. Dr. Hülya Küçük tarafından temin edilerek, fakire gönderilmişlerdir.

Türkiye’de Dedebabalık Süreci


Dünyada olduğu gibi ülkemizde de Dedebaba’lık serencamını, cumhuriyet dönemi siyasasından soyutlayarak izah edebilmek olanaklı değildir.

1924 tarihinde çıkarılan 677 Sayılı Kanun gereği tüm tarikatların faaliyetleri durdurulmasına karşılık, merkezi idarenin müsamahası ile Bektaşiler ve Masonlara faaliyetlerinde 1927 yılına değin pek dokunulmamıştır. (Bu konumdan Mustafa Kemal Paşanın iradesi olduğu anlamı da çıkarılabilir.)

Bektaşilik faaliyetlerine “de-faeto” son verilmesinin temel eksenlerinden birinde 17 Kasım 1924 yılında Başkanlığını Kazım Karabekir Paşanın yaptığı “Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasının” kurulması ve bu partinin sürecindeki dramatik kurgunun büyük payı vardır. 1924 yılı sonrası Hacı Bektaş ilçesindeki Pirevi 1924 yılı sonrası Hacı Bektaş ilçesinde ki Pirevi kapatılmış ve Bektaşi Dergahlarının tüm vakıflarına el konsa da (sadece Tire, Horasan’lı Ali Baba Dergahı, özel bir yasayla açık tutulmuştur.) Salih Niyazi Dedebaba’ Ankara’da büyük bir otel kiralayarak tarikat hizmetlerini görmeye başlamıştır. Ancak bu yıllarda içinde “Terakki Perver Cumhuriyet Fırkasının” bazı üyelerinin de bulunduğu iddia edilen, Gazi Mustafa Kemal Paşaya bir suikast düzenleme (ünlü İzmir suikastı) girişimi tespit olunmuş ve dönemin İstiklal Mahkemelerince yapılan yargı tutanaklarına bazı Mason ve Bektaşi isimlerinin yansıması üzerine özellikle Arnavut ve Girid kökenli ve ittihatçı geçmişi bulunan Bektaşi Babalarına yönelik kuşkular algılanmıştır. Salih Niyazi Baba’da bu kuşkudan nasibini alır ve yurtdışına çıkarılır. Bu arada Ankara’da bulunan P.T.T. Müdürü Halifesi Ali Naci Baykal Baba’ya emanet-i vekalet ifade eden bir mektup teslim eder.

Cumhuriyetin modern hükümeti, o sıralar C.H. Fırkasından mebus seçilmiş olan Denizli milletvekili Hacı Hüseyin Mazlum Babadan (Hacı Hüseyin Mazlum Baba, Denizli Kazak Abdal Dergahının son Postnişinidir.) Bektaşiyye mensuplarının Cumhuriyet Devrimlerine muhalefet etmeyecek bir yapılanmaya gitmeleri doğrultusunda bir model üretmesini ister. Mazlum Baba, kendisinden nasipli ve Salih Niyazi Dedebaba’’dan Halifelik almış bulunan ve Cumhuriyetin güvenilir adamı konumundaki Ali Naci Baykal baba ile yeni bir teşkilatlanma modeli yaratırlar. Bu model aşağıdaki hususları içermekte idi.



  1. Bektaşilik bilinen Kadim Tarikat modelinden arındırılarak, ulus, devlet karakterlerine uygun milli bir bünyeye kavuşturulacaktır.

  2. Dedebaba’lık kurumunun mücerret olma koşulu esas alınmayacaktır.

  3. Dedebaba’ kimliği taşıyacaklar Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olacaklardır.

  4. Bektaşilik klasik tarikat formasyonu değil, ancak bir kültür ocağı olarak anlaşılacaktır.

  5. Özellikle “İttihat ve Terakki” kökenli, eski Bektaşilik anlayışından kalma, Arnavut ve Girid kökenli Bektaşiler titizlikle incelenerek tarikat kültüründen mümkün olduğunca soyutlanacaklardır.

Yukarıda yazılı ilkelere dayalı bir tüzük çalışması da gerçekleştirilmesine rağmen, Hatay olayları ve Gazi Paşanın rahatsızlığı nedenleri ile kendisine arz olunamamış idi. Bu illegal mutabakat, milli devletin ulusal karakterini esas alan muhtevası ile, Atatürk’ün özel doktoru Ragip Erensel Baba Erenler, yine bir Bektaşi olan Hakkı Tarık Us ve mebus Abdülhalik Renda Bey’in onayları ile Ali Naci Baykal Baba tarafından yürürlüğe konur.

Öte yandan bu süreçte kendilerine klasik Bektaşiyye formatını esas alan dönemin ünlü Halife Babaları ve Babaları aşağıda belirteceğim münferit tavırları sergilemişlerdir.

Özellikle Çamlıca Dergahı Postnişini Halife Ali Nutki Baba (vefat, 1936) ne içeride ne de dışarıda bir Dedebaba’’yı kabul etmese de, bir tek halifelik icazeti dahi vermemiştir. Diğer yandan İstiklal Savaşında büyük yararlıklar göstermiş olan Yalvaç’lı Halife Topal Tevfik Baba, İzmir Balpınar Dergahı Postnişini Ali Ulvi Baba ve Üsküp’lü Halife Süleyman Türabi Baba ile birlikte “Üçler” adı verdikleri bir kurum oluşturarak, halifelik icazeti dağıtmaya başlarlar. Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür. Ancak, Halife Ali Naci Baykal’da dahil hiçbir aklı başında Bektaşi Babası, yurtdışında dahi olsa Salih Niyazi Dedebaba’’nın sağlığında yol adına herhangi bir tasarrufta bulunmamıştır.

Salih Niyazi Dedebaba’’nın 1941 yılında Hakka yürümesi üzerine, üç yıl bekleyen Halife Ali Naci Baykal Baba, uhdesinde bulunan Salih Niyazi Dedebaba’’nın mektubunu öne sürerek, Dedebaba’ olmak istemiş ve dönemin tanınmış Baba’larının onayı ile Dedebaba’ ilan edilmiştir. 1944 yılında kendisine ilk biat edenler, sırası ile şunlardır.



  1. Kula’lı Mehmet Ercan Türabi Baba (vefat 1961)

  2. İzmir’li Ali Rıza Öke Kadimi Baba

  3. Naci Mu Atabeyli Baba

  4. Ali Nihat Tarlan Baba

Ancak, Ali Naci Baykal Dedebaba’’ya geniş ölçekli bir biat’da olmaz. Esasen burada halifelik babaların katıldığı bir seçimde mevzuu bahis değildir.

1949 yılında Mısır’da daha önce sözünü ettiğimiz Ahmet Sırrı Dedebaba’’nın Türkiye’ye gelmesi üzerine, o yıllarda ülkemizde yaşayan aşağıda isimlerini vereceğim tanınmış babalar, Sırrı Dedebaba’’ya biat ederler.



  1. Yağlıkçı Basri Baba

  2. Tire Dergahı Babaları

  3. Çamlıcalı Süreyya Baba

  4. Postacı Tayyar Baba

  5. Havzalı Muharrem Baba

  6. Eyüplü Postacı Ali Baba

  7. Rusçuklu Haydar Cemil Baba

  8. Turgut Koca Baba

  9. Kızılcıkdere’li Mehmet Baba

Türkiye Bektaşileri Ahmet Sırrı Dedebaba’’nın Hakka yürüdüğü 1965 yılına değin, yukarıda izah ettiğim iki başlılık çevresinde yürümüştür.

Diğer yandan Ali Naci Baykal Dedebaba’’da 13 Temmuz 1960 tarihinde Hakka yürümüştür. Bunun üzerine özellikle İzmir yöresinde mükim, sırasıyla yazarsam;



  1. Semerci Yunus Ölmez Baba

  2. İzmirli Keresteci İbrahim Taşkıran Baba

  3. Faiz Tuncer Baba

  4. 1946 yılı Hacı Bektaş Müze Müdürlüğü görevinde bulunan, İbrahim Turan Baba

Ülkemizdeki tek mücerret Halife olan 87 yaşındaki Girid Muhaciri, Cafer Sadık Babayı Mersin’de ziyaret ederler ve önerisi üzerine Bedri Noyan Babayı (o zamanlar Halifelik icazeti almamış idi.) Dedebaba’ olarak kabul edib, biat ederler.

1965 tarihinde Ahmet Sırrı Dedebaba’’nın Hakk’a yürümesi üzerine ülkemizde Bektaşilerin hizmetini görebilecek tek Dedebaba’ olarak Bedri Noyan Dedebaba’ kalmıştı. Bu tarihten itibaren başta sırası ile yazarsam;



  1. Girid’li Safaeddin Baba Erenler

  2. İzmirli Trenci Zeynel Baba

  3. Necmeddin Alp Güvenç Baba

  4. Hulusi Kıvrık Baba

  5. Hacı Bektaş’lı Salih Baba

  6. Denizli’li Asım Giritlioğlu Baba

  7. Bandırma’lı Ali Galip Eren Baba

Öncülüğünde bir biat kampanyası başlatılmıştır. Özellikle merhüm Babam Turgut Koca Baba erenlerin de biat etmesiyle birlikte Turgut Baba ile kader birliği yapan, Detroit Dergahı postnişini Recep Ferdi Baba’da Noyan Dedebaba’’yı, kutup olarak tanır.

Bu biat’tan sonra Bedri Noyan Dedebaba’ Dünya Bektaşiliğinin tartışmasız Dedebaba’sı kabul edilerek, Vatikan kayıtlarına girer. Ancak yine münferit tartışmalar sürer. Halen Kozlu Kabristanında sırlanmış olan Ziya Şişman Baba, Dedebaba’lığını ilan ederek Halifelik icazeti dağıtmaya başlar. diğer yandan Postacı Ali Baba’nın oğlu, Eyüplü Avni Baba, Yakova Dergahı postnişini Kazım Bakali Baba’dan Halifelik icazeti alarak (Kazım Babanın kendisi bir Halife Baba’dır, bir halife, bir başka babayı Halife yapamaz Halifelik icazetini ancak Dedebaba’ verebilir) erkan dışı olarak, Babalık dağıtmaya başlar. Yine İzmirli Cafer Tuncer Baba, Kazım Bakali Halife Babadan icazet alarak, Baba çıkartır. Öte yandan Tire Dergahı postnişini Hasan Balım Baba önce Yakova Dergahı Postnişini Kazım Bakali Babadan Halifelik alsa da, bu hatasından çabuk döner ve “Tecdid-i Vüzü” yaparak Noyan Dedebaba’’dan yeniden Halifelik icazeti alır. Yukarıda izah ettiğim tüm müteferrik hadiselere rağmen, Bedri Noyan Dedebaba’ Erenler, Hakka sırlandığı 1997 yılına değin Dedebaba’lığın, tartışmasız devam ettirir. Kabri Aydın Kabristanındadır. Rüh-u revan-ı şad-ı handan olsun.


Noyan Dedebaba’dan Sonraki Süreç


Tarih boyunca kendi dışındaki birçok nedenle kesintilere maruz kalmış olan Bektaşilik, Cumhuriyet döneminde ki en görkemli devirlerinden birini Bedri Noyan Dedebaba’ döneminde yaşamıştır. Bektaşiler bu devirde dini inançlarını Cumhuriyet potasında eritmiş ve Büyük Atatürk’ün öngördüğü çağdaş ışıklı yolda büyük adımlar atmışlardır. Noyan Dedebaba’’nın vefatı sonrası Bektaşiler yeni Dedebaba’larını süratle belirlemişler ve zincirin kopmasına fırsat vermemişlerdir. Bu meyanda, yeni Dedebaba’ seçiminden söz etmeden önce Babagan Bektaşilikte, Dedebaba’nın ve seçiminin Erkannamelere göre nasıl olduğunun izahını yapmak gerekecektir.

Dedebaba Seçiminin Esasları


  1. Seçim dünya üzerinde sisteme bağlı Halife Babaların, Hacı Bektaş ilçesi Pirevinde; meydanevi denilen mekanda toplanmaları ile gerçekleştirilir.

  2. Genellikle en büyük aday, eski Dedebaba’nın sağlığında Ahçı (aşçı) Postu’na atanmış olan, postnişin Halife Baba olurdu.

  3. Seçimde, arzulanan mutlak ittifak yani oy birliğidir. Bu amaçla, seçimden mutlak ittifak çıkmasına gayret edilirdi.

  4. Seçimde oybirliği esas alındığından, şayet oybirliği çıkmaz ise on bir kez seçim turlarına devam edilirdi. Şayet bu on bir kez yapılan seçimde bir sonuç alınamaz ise seçim otuz gün ertelenerek yeniden yapılırdı. Ancak bu kez oy çokluğu esas alınarak bir tur oylama yapılırdı. Bu seçime Şeyh-ül İslam’ın bir temsilcisi mutlaka katılırdı. Her şeye rağmen oylarda eşitlik çıkarsa, daha önce Hakk’a yürümüş olan Dedebaba’nın içinde (gönlündeki) isim yazılı olan “Pazlı Benti” (kol bandı-deridendir) açılarak, eski Dedebaba’nın öngördüğü aday iki oy kabul edilerek, Dedebaba ilan edilirdi.

  5. Dedebaba mutlaka mücerred Halifeler arasından seçilirdi.

  6. Bu seçim esnasında, Hakka yürümüş Dedebaba’ (24) saat defnedilmeyerek, aşevi mutfağında bekletilirdi. Defin işlemi yapılmadan Halife Babalar derhal seçime girerler ve önce bir tur oylama yaparlardı. Bu tur sonunda oybirliği ile bir Dedebaba seçilmiş ise, Dedebaba’ya biat ve ikrar verilir ve yeni Dedebaba eski Dedebaba’yı aşevinde üzerinden giysilerini çıkarmadan Gasl eder ve emanetleri ile defnederdi. Giysilerini çıkarmadan yapılan Gusl işlemi ise “Muti Kable entemuti” sırrı gereği idi. Bu ilk tur sonucunda oybirliği çıkmaz ise en yaşlı Halife Baba aynı işlemi yapar ve yeniden seçime dönerlerdi.

  7. Seçim esnasında, seçim yapılan meydanevine sadece Halife Baba’lar ve hizmetleri görmek için bir mücerret derviş ve birde sağlık hizmetleri için Atasagun Derviş girerdi.

  8. Seçime mümkünse Halife Baba’ların tümünün fiziksel katılımı arzu edilirdi. (Sırf bu nedenle Hakka yürüyen Dedebaba’nın otuz gün sonraya varan definleri çok olmuştur.)

  9. Seçim sonrası bir mazbata ile zapt-ı rapt altına alınır ve bu tutanağa “Şeref, Vasıl” veya “İlan-ı Şahika” denilirdi. Bu tutanakta seçilen yeni Dedebaba’nın ismi üste yazılır ve Dedebaba’nın ismi üste yazılır ve Dedebaba’dan yana oy veren Halifeler ise mavi güherçile ile mühürlerini basarlardı.

  10. Bu mazbata üç nüsha tertip olup, bir nüshası Kırşehir Naipliğine, bir nüshası Şeyhül İslam’a gönderilir ve bir nüshası da yeni Dedebaba’da mahfüz kalır. Bu nüsha bir sonraki Dedebaba tarafından imha olunurdu.

  11. Dedebaba seçiminde ittifak sağlanmış ise; seçilen Dedebaba, kendisini seçen Halife Babaların ayaklarını yıkar ve sularını bir kapta toplar, ve “Ya Süphan,, Ya Hannan, Ya Kayyum” diyerek üç yudum içerdi. (Bu kapta genellikle keşkül olurdu) Böyle bir uygulama günümüzde yapılmamaktadır.

  12. Seçim sonrası Halifeler arası bir tören (ritüel) uygulanır ve meydanevindeki küre (ocak) yakılarak bacadan duman salınmak suretiyle dışarıda merakla bekleyen ihvana seçimin bittiği duyulurdu.

  13. Dedebaba, baş parmağına ilahi asaleti simgeleyen çelik koncu takardı.

  14. Meydanevinin kapısı açılır, önce Halife Baba’lar kıdem sırasıyla dışarı çıkarlar ve nihayet Dedebaba, içerideki dervişin Nefir’i üflemesi ile dışarı çıkardı.

  15. Dedebaba, bir yıl içinde Hacca gider dönüşte, İstanbul’a uğrar ve 66’ıncı Yeniçeri ortasında mukim, Orta Babasının sancağını tekbirler. Daha sonra Sadrazamın Hırkasına gülbank çeker ve sonunda Saray’a uğrayarak, padişahın kılıcını tekbirlerdi.

  16. Dedebaba, bir önceki Dedebaba’dan devrolmuş Sancak-ı Şerifin içindeki özel bölüme kendi işaretini koyarak, Sancağını Pirevi meydanevine asardı.

  17. Dedebaba “Kayd-ı Hayat” şartı ile seçilmiş olurdu. (Ömür boyu anlamına gelmez.)

Yukarıda belirttiğim ilkeler çerçevesinde 1826 yılından bugüne kadar bir seçim yapılamamıştır. Teknik olarak da mümkün değildir.

Dedebabalık Seçimleri


1997 sonrası, Noyan Dedebaba’nın Hakka yürümesi üzerinden bir ay sonra, İzmir’de toplanan Halife Baba’lar bir seçim girişiminde bulunurlar. Burada Halife Haydar Ercan Baba Dedebaba ilan edilirdi. Ancak bu seçime kısa bir süre sonra aşağıda belirteceğim nedenlerle itiraz eden Halife Baba’lar, seçim sonucunu usulsüz ilan ederler.

1998 yılı Ağustos ayı sonlarında Hacı Bektaş ilçesinde, beş Halife Baba’nın toplanması ile yeniden realize olunmuş ve beş Halife Baba’nın oybirliği bir tek tur seçim sonucunda İzmirli Mustafa Eke; Dedebaba seçilmiştir. Bir önceki seçimde yapılan hata ve usulsüzlükler bu seçimde telafi edilmiş ve Bektaşilik müessesesi içine düşebileceği bir büyük kaostan en az zararla kurtulmuştur. Mustafa Eke Dedebaba; Amerika Birleşik Devletleri ve Balkanlar’da dahil birçok dergahı süratle bir araya toplamıştır. Haydar Ercan babanın dedebabalığı Bektaşi camiasının bir kısmında kabul görmeye devam etmiştir.

Esasen; söz konusu, deyim yerinde ise, acemiliklerin temel nedeni, Bektaşilerin Salih Niyazi Dedebaba’nın, Dedebaba seçildiği 1922 yılından, bu güne kadar gerçekte Halife Baba’lar eli ile bir gerçek seçim yapmamış olmalarında yatmaktadır. Belki de, tüm Cumhuriyet sürecinde yapılmış olan ilk ve tek seçim, Noyan Dedebaba’dan sonra gerçekleşmiştir.

Sonuç ve Temenni


Değerli okurlarım sizlere tüm yazı boyunca fazla ayrıntılara girmeden de olsa, Bektaşi kültür kurumunun içinde bulunduğu durumu özetlemeye çalıştım. Esasen, halen gerek Arnavutluk’ta ve gerekse ülkemizde, mevcut Dedebaba’ların saflarında yer alan ve fakir kulunuzun bizzat tanıdığım çok değerli, Bektaşi Babaları, derviş ve muhipler bulunmaktadır. Kendileri ile olan samimi temaslarım sürmektedir. Tüm Cumhuriyet tarihi boyunca çözülememiş problemlerin, sihirli bir değnekle hallolacağını düşünmek iyi niyetli bir hayalden başka bir şey olamaz. Benzeri dedebabalık problemi geçmişte de olmuş zamanlan bu sorunlar çözülmüştür. Bundan sonrada karşılıklı görüşmelerle bu sıkıntının giderileceğine inancımız tamdır. Hazret-i Pir yolu ve erkanını yalnız bırakmaz ve muhakkaktır ki, eninde sonunda birliği sağlayacaktır. Hüü...

(Yazı Notu: Şevki Koca bana bu yazıyı, olur da emri hak vaki olur, ölürsem o zaman yayınla diye, iki yıl önce getirmişti. Ayhan Aydın.)


Yüklə 1,17 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   6   7   8   9   10   11   12   13   ...   29




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin