Sümer Dili ile Türk Dili Karşılaştırmaları Muazzez İlmiye ÇIĞ


Açıklama: Balık tutmaya gittiğinde oltana hiç kız takıldı mı? Bu oyunda oltana güzel kızlar takılıyor. Nasıl oynanır



Yüklə 0,87 Mb.
səhifə11/14
tarix29.10.2017
ölçüsü0,87 Mb.
#19743
1   ...   6   7   8   9   10   11   12   13   14

Açıklama: Balık tutmaya gittiğinde oltana hiç kız takıldı mı? Bu oyunda oltana güzel kızlar takılıyor.
Nasıl oynanır: Sağ ve sol tuşları ile hedefini al, 'Space' tuşu ile atışını yap, oltayı kendine çekmek için sağ ve sol tuşlarını kullan. Oltayı kendine çek ve kızı kap.
DİL ÖRSELENMESİ BİRAZ ELEŞTİRİ, BİRAZ YORUM

“En güzel ve ileri bir iş olarak türlü bilimlere ilişkin

Türkçe terimler türetilmiş ve bu yolla dilimiz yabancı

dillerin etkisinden kurtulma yolunda doğru adımını atmıştır.

Okullarımızda, eğitimin Türkçe terimlerle basılmış betiklerle başlamış

olmasını kültür yaşamımız için önemli bir olay olarak belirtmek isterim.”


Gazi Mustafa Kemal Atatürk
Öğretmen bir mum gibidir, etrafını aydınlattıkça erir”
Türk dili üzerine yayımladığım üçüncü kitabım ‘ÜÇÜNCÜ ARKA’yı Ankara’da yaşayan

İlkokul birinci sınıf (1945) öğretmenim İhsan Öğüş ile ışığa kavuşan ikinci ve üçüncü sınıf öğretmenim Şükrü Can, dördüncü ve beşinci sınıf öğretmenim Nezaket Erden’e, başöğretmenlerim Necmi Oktay ve Kemal Erden’e adadım…

Yeniliklere yön veren bir eğitim yöntemi uygulamasıyla eğitimcilerin, eğitim ve öğretimin, çağdaş anlamda geliştirilmesini dileriz.
Öğretmenler Günü Kutlu ve Mutlu Olsun!..

ÖBEKLERDEKİ DİL SALATALARINDAN BİR ÇATAL ALMAZ MISINIZ?


“Türkçenin feda edilmesine göz yumulmayacaksa en az

laikliğe sahip çıkıldığı kadar Türkçeye de sahip çıkılmalıdır.”

(Feyza Hepçilingirler)


Arama motoruna yazdığımız bir adı ararken karşımıza ‘biyografi.net’ diye bir öbek çıktı. Kendimizi zor tutarak göz gezdirdik bu öbekte. Yazıklar olsun! Büyük bir umut bağlayan insanlara ne tutarsız bir hizmet veriyorlardır, kim bilir!.. Sıkı durun ve hazırlıklı olun!..
Öbeğin tepesinde, “Sizin de Biyografinizi Yayınlatın” başlığı altında ağağıdakileri sıralamışlar, tuzağın ucuna. Tuzak diyoruz, çünkü bu kadar düzensiz ve yanlış oyalamalardan sonra utanmadan bir de 50 TL istiyorlar, bu kapana kapanmak isteyenden.
Doğrusunu isterseniz, bedava olsa bile bu bozuk Türkçe ile görücüye çıkan biriyle evlenilmez. Yine de, okurları bilgilendirme açısından bu yanlışları düzeltiverelim:
Keşfedilmeyi beklemeyin. Kendinizi tanıtın. (...) sizi internette tanıtıma davet ediyor.

Siz de biyografi.net’te kendinizi ve firmanızı tanıtabilirsiniz. Belirli meslek gruplarında hizmet veren insanların biyografileri, biyografi.net’te yayınlanıyor. (...) Çalışmalarınızı, sizin eseriniz olan firmanızı, kısaca sizinle ilgili olan her şeyi, biyografi.net’teki sayfanızda yayınlatabilirsiniz. Biyografinizi, (...) hemen gönderebilirsiniz. İşlem bedeli 50 TL’yi, aşağıdaki hesap numarasına yatırabilirsiniz. MÇ TİB (...) / Hesap Numarası ..........”
Vurguladığımız özensizlik, yabancılık ve yanlışlar nelerdir, onları açıklayalım şimdi de:

Öncelikle, bir ilkokul öğrencisi bile, “Sizin de Biyografinizi Yayınlatın” diye yazmazdı. Onun yerine, “Biyografinizi Yayınlatın” ya da “Biyografinizi Siz de Yayınlatın” diye yazardı o çocuklar. Bu nedenle kullandık, ‘tuzak’ ve ‘utanmadan’ sözlerini. “Gerisine soğan doğra” diye kullanılan bir deyime de yer verelim burada, anlayanlar için...


Ana sayfanın sol yanında, ‘sizin biyografiniz’, genel biyografi kitapları,  ‘cv nasıl hazırlanır ?, ‘editör’ gibi alt ya da yan başlıklar bile özensiz; yabancı ve yanlış sözcükler iliştirilmiş oraya, öylesine işte, kapana ne gelirse kısmettir yaklaşımıyla. Oraya girip hizmet alacak olanları davar ya da kuzu mu sanıyor bu tuzağın bezirgânları acaba? Ne dersiniz?..
Bilgiçlik olacak ya, ‘özgeçmiş’ ya da ‘yaşamöyküsü’ yerine yazılan ‘biyografi daha cafcaflı oluyor herhalde. Hele,  ‘cv nasıl hazırlanır ? diye yazmakla, kabahati kusurundan büyük bir hata yapmışlar. Açıklamasını yapmazsak, “Bunun nesi var?” deyip çıldırmasınlar diye hemen belirtelim: Bilmem ne kaşığıyla bilmem ne yemek denir buna...
Bir kere, ‘cv’ İngilizce ‘curriculum vitae’ (özgeçmiş) kavramının kısaltılmışıdır ve hepsi büyük harflerle yazılır. Onun yerine Türkçe ‘özgeçmiş’kavramının ‘ÖG’ olarak kısaltılmışı yazılmış olsaydı, fincancı katırı ürkütülmemiş olurdu, başları da ağrımazdı. Kim bilir, belki de baş ağrısı çekme pahasına reklâmlarının yapıldığına seviniyorlardır. Bunu da okur değerlendirsin gayri. Bitmedi! Noktalama işaretlerinin, onlardan önce gelen kelimeye bitişik yazılacağını birileri söyler mi acaba, bu sözde işadamlarına? Ama yine bitmedi ki! Ne zaman ‘editör’ oldu, Türkçe ‘yayın yönetmeni’?

******


"Ladychic - Mersin" adresiyle bir yeni yıl iletisi aldık, reklâm taşıyan. Bu mağaza belki bir tanıdığımızın işyeridir, ama Türkçeye tutkunluğumuzu ve duyarlılığımızı ya bilmiyor, ya da öyle olduğumuzu düşünemeyen birisi olduğu belli. Bizim tutumumuz da belli. Elbette, iletiyi yanıtlamadık. Üstelik, onlardan bir daha ileti almamak için o adresi de engelledik...
Mehmet Ali Sulutaş

TRT’NİN TÜRKÇEYE ÖZENSİZLİĞİ (SALDIRISI) SÜRÜYOR

TRT televizyonlarını kendi aygıtımdan sildirtmiştim. “Göz görmezse (kulak da duymazsa) gönül katlanır” misali, huzurum kaçmazdı aylardır, TRT televizyonlarının saçmalıkları karşısında. 3 Ocak 2010’da Mersin’in Düşman İşgalinden Kurtuluşu törenlerine değil de bir cenazeye katılma zorunluluğumuz sebebiyle, bir dost ziyaretinde TRT-2 TV’de Murat Göksu’yu görünce durakladık ve İzmir Opera ve Balesi’nin sahnelediği Halit Ziya Uşaklıgil’in aynı adlı romanından uyarlanan ‘Aşk-ı Memnu’ sahne oyunu tanıtılıyordu.

Özetle, varlıklı ve kibar Adnan Bey, genç yaştaki Bihter’le evlenir. Bihter zamanla kocasının yeğeni Behlül’e aşık olur. Behlül’ün gözü ise Nihal’dedir. Evlenmek üzerelerken Bihter ve Behlül’ün yasak aşkları ortaya çıkar. Bihter intihar eder, Behlül kaçar.

Haberler girdi devreye, girmez olaydı. Kulağımızı tırmalayan bir haber okudu çıtı pıtı bir sunucu 9:33’te: “uzunluğu beş metreyi bulan bir kardan adam…” Ardından, haber verildi ve o haberi asıl gönderen muhabirin tanımlaması da öyleydi; “… uzunluğu beş metreyi bulan bir kardan adam…” Anlaşıldı ki, sunucu, muhabirin sözlerini tekrar etmişti.

Oysa, ‘beş metre boyunda’ veya ‘beş metre yüksekliğinde’ denmiş olsaydı akan sular durur muydu, biz şapka çıkarır mıydık bilmem, ama dosdoğru olurdu. Kardan adamın uzunluğu nasıl olurmuş bir öğrenelim diye soluk almadık. Gördük ve değerlendirdik ki söylenmek istenen, ‘Beş metre boyunda bir kardan adam’ idi.

Uzunluk ve yükseklik kavramlarını ilk öğrenen çocuk bile yapmaz bu karışıklığı. Ne oldu bu ilk göz ağrımız TRT’ye de, kültürümüz, dilimiz gibi değerlerimize de vuruyor, abalıya vurmaktan beter?.. TRT eğer gerçekten fakirleştiyse, TDK’ye söyleyelim de TRT’ye bir arka çıksın; sözlük ve yazım kılavuzları armağan edip, bu kurumun insanlarını tepeden tırnağa bir eğitiversin… Halkın verdiği vergilerden ayrılan bütçe kaynakları çar çur mu ediliyor yoksa?..
TDK Sözlüğü: Uzun=İki ucu arasında fazla uzaklık olan. Örn: “Uzun ince bir yoldayım…”

TDK Sözlüğü: Uzunluk=Bir şeyin bir uçtan öbür uca kadar olan uzaklığı. Örnek: “Upuzun, incecik ve beş-altı metre uzunluğunda bir kalas bul getir!..” edebiyatogretmeni.net/romanlar.htm


"Ladychic - Mersin" info@ladychic.net adresiyle bir yeni yıl iletisi aldım, reklâm taşıyan. Bu mağaza belki bir tanıdığımın işyeridir, ama Türkçeye tutkunluğumu ya bilmiyor, ya da öyle olduğumu düşünemeyen birisi olduğu belli. Benim tutumum da belli. Elbette, iletiyi yanıtlamadım. Üstelik, onlardan bir daha ileti almamak için o adresi de engelledim.
Sevgili Varan Yetkilileri, Mersin, 30 Ağustos 2007

Varacağım yerlere genelde Varan’la varanlardanım. İyi ki ‘VARAN’ adını vermiş, yabancı dil ve yabancı sözcük hayranı (!) olmayan firma kurucuları. Yoksa son yıllarda olsaydı, ‘Metro’ gibi anlamsız bir ad verilirdi belki yeni yetmeler tarafından. Aman bu adın değiştirilmesine izin vermeyin, yoksa benim gibi yağlı (!) müşterileri kaybedersiniz… Biletimi koruyan ceket içinde ‘miles’ dışında Türkçe yazılar var; olması gereken de bu!.. Ancak, kapaktaki ‘callcenter’ yazısı gözüme zehirli diken gibi batıyor. Kim bilir kaç kişiye aynı acıyı veriyordur da zavallılar o acının kaynağını bilemiyorlardır. İşte onlara da yardımcı olmak adına, bu ve başka yabancı sözcükler yerine anlam taşıyan Türkçe sözler bulup oralara yapıştırıversek iyi olur derim. Siz(ler) ne dersiniz?

“Yabancılar da…” diye bir savunmaya gireceksiniz, biliyorum. Allah daha çok versin, yabancılar, Türkçe bilmeyenler de çoğalsın Varan yolcusu olarak. Demek isterim ki, o İngilizce kavram olmasa ve sadece telefon numarası olsa, hiç dil bilmeyen bile anlar o rakamların Varan’a ulaşılacak telefon numarası olduğunu. Türkçesini yazmasanız bile o numarayı öylece tek başına bırakın, İngilizce veya Ugandaca yazmaktan daha etkili olur…

Lütfen alınmayın, ‘Departman’ için ‘Bölüm’, ‘avantaj’ için ‘hediye/armağan’, ‘form’ yerine ‘belge’ türünden öz Türkçe söz ve kavramlar kullanılması çok daha anlamlı ve çarpıcı olur. “Kabin içinde ve bagaj kompartmanında kedi/köpek…” yerine de “Otobüs/Araç içinde ve yük bölümünde…” yazılsa çok daha ilgi çeker, anlaşılır ve takdir edilir. Özetle, ‘en iyi hizmet’ verdiğini öne sürenler, ‘en iyi Türkçe’ kullandıklarını da ortaya koyarlarsa anlamlı olur, insancıl olur, olur da olur!.. Hem de, “BAL GİBİ OLUR!..” Sevgimle ve başarı dileklerimle,


Mehmet Ali Sulutaş, öğrenciliği hiç bitmeyen bir eğitimci, yazar, çevirmen, vd
[Değerli "İnternetdaşlarım" ("Adaş"ı kısaltarak zengin dilimize ufak bir katkıda bulunmak üzere uydurduğum teknolojik yeni bir terimdir. Tescil için M.A. Sulutaş Dostumdan onay bekliyorum),] diye bana yönelen duyarlı arkadaşıma yanıtım:



Değerli Türkçedaşım,
Zengin dilimize ufak da olsa bir katkıda bulunduğun için sağ olasın. Aslında ‘adaş’ sözünden yola çıkmadın ama öyle de yakışmış. Oysa, ‘arkadaş’ sözünden yola çıktığını söyleyip yazacaktın, öyle oluşturuluvermiş işte. Bu vesileyle oluşturduğum ve ilk kez kullandığım Türkçedaş sözünde olduğu gibi, yoldaş, ülküdaş, gardaş (kardeş) derken de bilmeden ‘arkadaş’ sözünü harmanlıyoruz, içselleştiriyoruz ve benimsiyoruz...
Umarım, bir dilbilimci açıklaması kadar yeterli olmasa da, hiç yoktan iyidir diyebileceğimiz yeterli bir açıklama olmuştur. Bir ek bilgi daha vereyim:
Bildiğin gibi, İngilizcede ‘friend’ ve ‘brother’ sözcüklerini bir arkadaşıma birlikte söyledikten sonra, o arkadaşımın yardımı ve öteki arkadaşlarımın onayıyla da, o dilde yeni bir kavram oluşturuverdik: ‘frother’. How about that!..
Öte yandan, ‘İnternet’ karşılığı, sıklıkla, ‘Bilgisunar’ terimini kullanıyorum ben, daha uygununu buluncaya kadar. Bu nedenle, ‘bilgisunardaşlarım’ ne denli uygun olur bilmem ama, kullanageldiğim ‘web sitesi’ ya da ‘iletişim grupları’ arkadaşlarım için kullandığım ‘öbekdaşlarım’ ya da ‘öbekdeşlerim’ sözünü kullansak nasıl olur acaba, şimdilik?
Has ve hoş kalasın, Türkçedaşım, yoldaşım, ülküdaşım, yurttaşım, -daşım ve –taşım!..
Akbank Mortgage Kredisini Şimdi Menülerle Sunuyoruz! (Ref:1233249183)

Sayın MEHMET ALİ SULUTAŞ,
Menülü mortgage sizi Akbank şubelerimizde bekliyor... Artık mortgage kredisini bireysel bankacılık menüleriyle birlikte sunuyoruz. Çok avantajlı faiz oranları ile Akbank'tan mortgage kredisi almanın tam zamanı! Mortgage kredinizin yanında bireysel bankacılık menülerinden birini alın, anında dosya masrafında %20 indirim* kazanın. Üstelik, alacağınız bireysel bankacılık menüsü için 20 TL chip-para** hediye! Uygun ödeme koşullarıyla kredinizi alın, rahat rahat ev sahibi olmanın keyfini yaşayın! Aynı avantajlarla kredinizi Akbank'a transfer edebilirsiniz. Detaylı bilgiye Akbank Şubeleri, www.akbank.com ve 444 25 25'den ulaşabilirsiniz.

Saygılarımızla, AKBANK T.A.Ş.

*Mortgage kredinizi alırken yapacağınız bireysel bankacılık menü başvurusu ile birlikte dosya masrafınız 1.250 TL yerine 1.000 TL olacaktır.
**Chip-para kazanımı için ez az 2 yeni ürün başvurusu alınması ve ürünlerin aktif olarak kullanılması gerekmektedir. (ürünler ;Kredi kartı, otomatik fatura/ düzenli ödeme talimatı, çatı hesabı, yatırım fonu)
Prof. Dr. Hasan Eren’in 12.7.7 konuşması; “Türk Dil Kurumundan Eski Anılar” kitabından:

“Eh!.. Böyle anılar ancak mum ışığında anlatılır…” (Prof. Dr. Hasan Eren ö: 6 Mayıs 2007)

1930’lu yıllar: Maarif Vekili Dr. Reşit Galip Bey; Dil Uzmanı Ragıp Hulûsi Özdem, Uşşakzade Halit Ziya, Reşat Nuri, Faik Âli, Sadri Etem gibi yazar, şair, kültür ve bilim adamları konuşmacı arasında. Hüseyin Cahid, Ruşen Eşref (Ünaydın), Ahmet Cevat Emre, Nihat Sami Banarlı, Nurettin Artam, Cenap Şhabettin, Nurullah Ataç, Agop (Martayan) Dilaçar, M. Ali Ağakay, Agâh Sırrı Levent, Salah Birsel, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Behçet Kemal Çağlar, Falih Rıfkı Atay, Reşat Nuri Güntekin, Reşit Rahmeti Arat, Bsim Atalay, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Ömer Asım Aksoy, Suut Kemal Yetkin, Macit Gökberk, Orhan Hançerlioğlu gerçek dil uzmanlarıydı.

“Yıl 1941, Budapeşte Ü’de öğrenciyim. Tanınmış bir Budapeşteli avukatın lise öğrencisi oğlu Almanca, Fransızca, İngilizce ve İtalyancadan sonra Türkçe öğrenmek istemiş. Benimle görüşüldü, derse başladık. İkinci derste, Macarca (‘çıkar’ karşılığı ‘érdek’ten türetilen) ‘érdekes’ karşılığı olarak Türkçede kullanılan ‘enteresan’ sözünü verince, Macar öğrenci ayaklanmıştı: ‘Enteresan, Fransızca bir sözdür. Türkçe gibi büyük bir dilde bu kadar basit bir kavram için Türkçe kökenli bir karşılık yok mu?’ Evet, 1940’lı yıllarda, ‘bu kadar basit bir kavram için’ bir Türkçe karşılığımız yoktu. Nurullah Ataç’ın ‘ilginç’ sözünü türetmesi için 10-15 yıl geçmesi gerekecekti. Macar öğrenci gibi, Ataç’ı da düşündürüyor, uğraştırıyordu ‘enteresan’ sözü.

“Bir gün ‘Türkçe Sözlük’ için ‘peynir’ sözü üzerinde durduğumuz sırada Ataç, ‘beyaz peynir’ yerine ‘ak peynir’ önerdi. Kabul etmedik, doğal olarak. Samim Sinanoğlu, ‘Bakkallarda ak peynir bulamazsınız!’ demişti. Ataç, ‘bulurum, bulurum,’ diyordu. Ataç’ı tekrar sinirlendirmiştik. Hemen ‘ak peynir’ almak üzere ayrıldı. Ertesi gün itiraf etti: ‘Kızılay’daki bakkallarda ‘ak peynir’ bulamadım. Bakkalların hepsi, ya ‘hiç kalmadı’, ya ‘taze bitti’, ya da ‘yok’ dediler. Ataç, savını kanıtlamak için ‘ak peynir buldum!’ diyebilirdi, ama çok dürüsttü, gerçeği itiraf etmişti.

“Ataç’ın önerdiği tilcikleri beğenmeyenlerin sayısı az değildi. Onun tilcikleri dillerden düşmüyor, gazete ve dergilerde alay konusu oluyordu. O is, ‘Varsın benim tilciklerimle eğlensinler. Eğlene eğlene bir gün alışırlar.’ Onun ölümünden sonra da Türkçede devrik tümce kullanımı da sona erdi, denilebilir. “Toplumda gördüğü alaycı tutum karşısında Ataç da Arapça sözlerle alay etmek yoluyla birtakım önlemler alıyordu. Söz gelimi, ‘ilerlemek’ anlamına gelen Arapça ‘terakki etmek’ fiilini, ‘rakı içmek’ karşılığı olarak kullanıyordu. Onun bu yorumu, içkiciler arasında kısa sürede yaygınlaştı. Tanınmış yazarların bu ‘tilcik’ sözünü benimsemesi üzerine, biz de ‘Türkçe Sözlük’te yer verdik, ‘kelime’ olarak. Ne var ki, Ataç’ın ölümünden sonra tilcik yaşama gücünü yitirdi. Bu durumda, tilcik sözünün Sözlük’ten kaldırılmasını önerdik, ve çıkardık.

“Onun yerine, ben, sözlük örneğinden yola çıkarak ‘söz’ karşılığını önermiştim. Bu karşılık açıktı, doğaldı. Sözlük dilimizdeki ‘söz’leri içeren bir kitaptı. Bundan başka, eski ve yeni Türk diyaleklerinde (ağızlarında, lehçelerinde) de ‘söz’ yaygın olarak kullanılıyordu. Uzun tartışmalar sonunda, ‘tilcik’ yerine, Sözlük Kolu Başkanı M. Ali Ağakay’ın önerisi ‘sözcük’ girdi Sözlük’e. Ben bu öneriye karşı çıkmıştım. Sözcük biçimindeki –cük Ataç’ın kullandığı ‘tilcik’ten alınmıştı. Tilcik’teki –cik eki az çok anlaşılabilir, ama sözcük’teki –cük açıklanamazdı. (…)”
Kaynak: Prof. Dr. Hasan Eren, “Türk Dil Kurumundan Eski Anılar”, TDK Yayınları, Ankara, 2008

“ANNEMİN KÖFTESİ” VE ÖTESİ...


Güvenli bir dostumun iyi niyetle bana da yönlendirdiği aşağıdaki sağlık içerikli iletiden bilgi olarak yararlandım, ama Türkçe yazım biçiminden de o kadar kaygılandım. Gelin birlikte düzeltmeye çalışalım bazı tümcelerini bu yazının, yarenlik etmiş olmak adına…

“Bilgi var ya, nasıl yazar, ne biçimde ifade ederse etsin!..” diyeniniz çıkabilir. Kıymayalım, “Kırk katır mı, kırk satır mı?” eziyetini sunmayalım, istek dışı cendereye sokulmuşları.


Peynirli çizi de peynir mi var zannediyorsunuz.Tüm bisküvit ve kek sektörünün birinci sınıf dolgu maddesi.kg fiyatı 50 krş gibi işeydi.yediğiniz bisküvit, kek, kraker vspaketlerin üzerini bir okuyun bakalım içinde şeker ve un dışındatanımadığınız kaç kalem malzeme var…” (‘Peynirli Çizi’de peynir mi var zannediyorsunuz. Tüm bisküvi (Fr. biscuit), kek sektörünün birinci sınıf dolgu maddesinin fiyatı 50 krş/kg gibidir. Yediğiniz bisküvi, kek vs paketlerinin üzerini bir okuyun bakalım içinde şeker ve un dışında tanımadığınız kaç kalem malzeme var?..) diyen iletinin nasıl bana da gönderilişi üzerine, Türkçeye saygısızlıkları ortaya koymak adına bir eleştiri yapıp bilgi olarak aktaracaktım. Sonra, baktım ki iletinin tamamı kurallara aykırı. En iyisi, hem konu da güncel ve yaşamsal, işte aşağıdaki kısacık eleştiri çıkıverdi ortaya, öykü kahramanlarının adlarını saklayarak.
Annemin Köftesi / Ben inşaat mühendisi olmakla birlikte yaklaşık 18 yıldır yemek sektöründeyim. Yemek Sanayici ve İş adamları Derneği Başkan Yardımcısı, Ankara Sanayi Odası Gıda Komitesi üyesiyim. (...)” diye başlıyor ileti (düzeltilmiş biçimiyle).
GDO'ya gelinceye kadar..! (yiyin yiyin.. Afiyet olsun..)
GDO'ya Gelinceye Kadar!.. (Yiyin yiyin; afiyet olsun!..)

maret, pınar vs gibi hazır tıp annemin köftesi gibi köftelerin tamamı soya katkılıdır.



Maret, Pınar vd markalı bazı hazır köftelerin tamamı soya katkılıdır.
şirin gözükmesi içinde mix kıyma, soya proteini vs. gibi farklı isimlerle ambalaj üzerinde yazılmaktadır.

Şirin gözükmesi için de, karışık kıyma, soya proteini gibi katkı maddeleri farklı isimlerle ambalaj üzerine yazılmaktadır.
yani et diye soya küspesi satıp annemin köftesi gibi aynen diye reklam yapıyorlar.

Et diye soya küspesi satıp, “Annemin köftesi gibi aynen…” diye reklâm yapıyorlar.
Minimum M2  maksimum verim, olay tamamen budur.

En az mekânda en yüksek verim elde etmeye çalışmak; işlem tamamen budur.
pul biberin, karabiberin, kimyonun vs ektractı var.

Pul biberin, karabiberin, kimyonun ve benzerinin özü (hülasası) var.
tavukların boyun, taşlık, kanat ucu vs gibi ticari değeri olmayan her yeri kemikleriyle öğütülerek "mekanik kıyma " isimli bişi yapılıyor.
Tavukların boyun, taşlık, kanat ucu vd ticarî değeri olmayan her yeri kemikleriyle birlikte öğütülerek “mekanik kıyma” adı verilen sağlıksız bir karışım yapılıyor.
Hürriyette yılmaz özdil'i okuyun oda iyi dokundurmuş.
Hürriyet’te Yılmaz Özdil'i okuyun, o da iyi dokundurmuş.

M. Ali Sulutaş

------------------

HEM NALINA HEM MIHINA!.. / Mehmet Ali Sulutaş*


Aşk-ı Memnu’ Gitti ‘Lost-u Memnu’ Geldi
Bu aralar paylaşım sitelerinde gezelettirilen ‘Lost-u Memnu’ herkesi güldürüyor(muş). “Lost'un 5. sezonun da yaşanan entrikalardan esinlenerek amatör olarak montajlanan

video, dizinin Kanal D'de yayınlanması durumunda neler yaşanacağını bizlere gösteriyor.”
“Bir Amerikan drama televizyon dizisi olan Lost, Sidney, Avustralya'dan Los Angeles, Amerika Birleşik Devletleri'ne uçan bir yolcu uçağının kaza yapması sonucu Güney Pasifik'te gizemli bir adaya düşen kazazedelerin hikâyelerini konu edinmektedir.”
Her bölüm adada geçen ana hikâyenin yanı sıra, bir karakterin hayatındaki bir başka noktaya ilişkin ikinci bir hikâyeye sahip gibi, anlaşılan...
İzlemediğim, ama sanal dünyamda karşıma getirilen reklâm kıvamında tanıtım yazısı ile okuyucuya yutturulmak istenen yapaylık hapları karşısında duyarlı bir yurttaş olarak tedirginliğimi göz önüne sermek istedim, özellikle kullanılan Türkçe açısından.
Daha çok Jeffrey Abrams veya J. J. Abrams olarak anılan oyuncu, besteci, film ve TV yapımcısı Yahudi asıllı (1966 doğumlu) Jeffrey Jacob Abrams’ın 2007’deki tahmini geliri, Amerikan Forbes dergisi tarafından 17 milyon dolar olarak gösterilmiş. Bu da doğal olarak biz züğürtlerin çenesini, kafasını, elini, dilini, belini yoruyor, vesselam!..
Bu filmi Türkçeleştirenler neden, ‘KAYIP’ya da ‘KAYIP AŞK’ adını vermediler de Arapça ‘Aşk-ı Memnu’yu çağrıştırırcasına ‘Lost-u Memnu’ demeyi yeğlediler? Sokak deyimiyle, ‘araziye uymak’ işlerine mi geliyor acaba?
Yetmemiş, Türkçe sözler yerine başka dillerden sözleri de araya sıkıştırmakta sakınca görmemişler gibi. Sözgelimi, lost=kayıp; sezon=gösterim dönemi; entrika=hile, tuzak; amatör=özengen, eğilimli; montajlanan=kurgulanan; ansambl (Fr. ensemble)=tamamı...
İzleyici de o kafadakilere cevabını verir elbette, diziyi izlememekle, filme gitmemekle tepkisini ortaya koyarak. Yine Kanal D’de yayınlanan ve zengin bir ailenin kişileri arasında duygusal ilişkilerin gelişimini (Bihter ve Behlûl arasındaki yasak aşkı) anlatan ‘Aşk-ı Memnu’ romanından uyarlanan filmin yönetmeni Halit Refiğ (1934-2009) ve oyuncular anılatılıyor da, ‘Aşk-ı Memnu’ romanı ve onun yazarı Halit Ziya Uşaklıgil (1867-1945) anılmıyor, sayfalar tutan film anlatımı yanında. Bu da edebiyatımıza, dilimize, kültürümüze yabancılaşmayı beraberinde getiriyor. İşte bu yüzden olsa gerek, dillendirilmeye başlanan, “A baksana, bu filmin/dizinin romanı bile yazılmış!..” türü geyik muhabbeti.

*************

Bana da yönlendirilen bir iletinin en altında, “P.S. Mail bir arkadaşımdan bana geldi....” diye yazıyordu. Genelde ek bilgiler, ‘NOT:’ ya da, eskiden olduğu gibi, ‘Hamiş’ yazılıp ek bilginin ya da düşüncenin kısaca yazılması uygulanan yöntemdir. Burada yazılan ‘P.S.’ öyle sanıyorum ki bir bilgiçlik taslamak amacını gütmektedir. Eski köye yeni âdet getirmeli, ama bize yabancı olmamak koşulu aranmalıdır. İngilizce gibi dillerde kullanılan bu ‘PS’ harfleri Latince ‘post scriptum’ kavramının baş harfleridir ve Türkçe yazılarda kullanıldığını ilk kez görüyorum, ki umarım bu zevzeklik ya da sivri akıllılık tutmaz.

Ayrıca, ‘mail’in Türkçe karşılıkları var: Utanılmasın, ‘e-posta’ ya da ‘ileti’ sözünden...
****************

* MBA, iktisatçı, araştırmacı, yazar, çevirmen



plainviewpress.net/gallery2/pages/MigrationBallads.htm

Migration Ballads’ adlı Ali F. Bilir şiir kitabının İngilizce çevirmeni

Düşüncelerin Dansı’, ‘Ana Sütüm Türkçe’ ve ‘Üçüncü Arka’nın yazarı
1 Şubat tarihine dikkat!” başlığıyla bir haber ileti ulaştı çoğumuza, sanal dünyada.

1 Şubat tarihinde güneş tutulması ya da olağanüstü bir olay yaşanmayacak; ancak dünyada çok nadir olarak görülen bir matematik olayı bu tarihte görülecek. İşte o sır:


“ABD’de bulunan Portland Üniversitesi’nde Elektrik Mühendisliği profesörü olan ve yıllardır kendi alanında önemli çalışmalarda bulunan Türk bilim insanı Aziz İnan, sayıları çok seviyor ve sayılar üzerinde sayısız çalışması bulunuyor. Sayılar üzerinde araştırmalar yapan İnan, ay/gün/yıl tarih yazılımı sistemi üzerindeki çalışmalarıyla ABD’de büyük ses getirdi. Başta USA Today ve Los Angeles Times olmak üzere ABD’nin önde gelen gazetelerinde makaleleri yayınlanan İnan, Palindrom olarak da bilinen tarih yazılımı sistemi üzerinde uzun yıllardır çalışıyor.” Baştan ve sondan aynı okunan kelime, cümle veya sayılara ‘palindrom’ (palindrome) denir. Türkçede ne deniyor acaba, ‘323, 6336, 7895987’ veya ‘iki, kaçak, kak, madam’ gibi örneklemeye?.. 1 Şubat tarihi neden önemli?
Palindrom yöntemine göre bakıldığında 1 Şubat tarihini gün/ay/yıl olarak yazdığımızda 01.02.2010 tarihine ulaşıyoruz. Bu rakamları bir araya getirdiğimize 01022010 sayısına ulaşıyoruz ki dikkat edeceğiniz üzere rakamlar tersten bakıldığında da aynı değeri veriyor. İşin ilginç yanı aa/gg/yy yöntemini kullanan (ay önce, gün sonra), Kanada ve ABD’yi hesaba katmazsak, tüm dünyada tercih edilen tarih yönteminde (gg/aa/yy) rakamların bu yansıma olayı oldukça nadir olarak görülüyor.
Sözgelimi, bir önceki Palindrom günü 10 Şubat 2001 tarihinde (10.02.2001 / 10022001) görülmüştü. Ve işin daha da ilginç yanı, 10 Şubat 2001 tarihinden önce Palindrom günü 809 yıl önce, yani 29-11-1192 (29111192) tarihinde görülmüştü ve o tarihten 2001 yılına kadar Palindrom gün görülmemişti. Türkiye’nin tarih yöntemine göre bakıldığında bu yüzyılda toplam 29 palindrom gün bulunuyor ve 1 Şubat 2010’dan sonraki palindrom günü 11.02.2011 tarihinde (11022011) görülecek. Bu yüzyılda yaşanacak palindrom günlerinin ilk beşi şöyle: 11.02.2011; 21.02.2012; 02.02.2020; 12.02.2021; 22.02.2022

Bu yüzyılda görülecek 29. palindrom gün ise 29 Şubat 2092 yani 29.02.2092 tarihinde bulunuyor. Aziz İnan böyle söylüyor.* Peki, benim gibi tarihleri, öne ‘0’ (sıfır) rakamını koymadan ve yılın ilk iki rakamını yazmayıp da 1.2.10 diye yazanların emeği ne oluyor dersiniz? ‘Fantastikmacera’ takma adlı bir okurun yorumu da şöyle:

“2 Şubat’ta başlayacak olan “lost” inşallah bu işe de el atmaz :)) 4 8 15 16 23 42”
M. Ali Sulutaş

---------------

* 15 Mayıs 1955’te İstanbul'da dünyaya geldi; Elektrik Mühendisi oldu ve ABD, Portland Üniversitesi'nde öğretim üyesi olarak görev aldı. USA Today, Los Angeles Times, Chicago Tribune, Denver Post, Boston Globe, Seattle Times gibi ABD'nin önde gelen gazete ve dergilerinde makaleleri yayınlanan İnan, palindrom yöntemi üzerindeki çalışmalarıyla tanınıyor.

--------------------

My dear pals, Happy Palindrome Day everyone! One of us, a mad or crazy or lunatic Turk, Prof. Aziz Inan, performing in the USA, is introducing such a mind teasing mathematical approach to certain days/dates, one of which is just around the corner, after tomorrow that is. No , no! There will be nothing happening after tomorrow, on 01.02.2010. A mathematical forward-backwards, the sequence of the numbers are the same. Thats all!..
Since I’m not much familier with this subject, I shall leave you with the following toch-to-learn-more approach to that topic. So, enjoy it, folks!.. Happy Palindrome Day everyone!
Ali (Baba with no thieves) / somewhere on earth 30.1.10

---------------

There's something backward about this date - Angeles Times01-02-2010

One math geek's really got its number. Professor Aziz Inan has a passion for palindromes. There will be 12 dates this century that can be read in two directions; today's is the second. …Saturday's date is the same [...]


01022010: Happy Palindrome Day, SuperForest!

Good Afternoon, SuperForest! As Professor Aziz Inan wonderfully demonstrates in the above image, today (January 2, 2010) is a palindromic date, meaning it stays the same when read both backwards and forwards. 01.02.2010 0102.20.10 Sure it’s kind of silly but in long term perspective, there will only be 12 palindrome days this century. Today is the second (can you [...]


Palindrome (Palindrome Sentences): Some people are into cars. Some people dig the ocean. Aziz Inan, a professor of electrical engineering at the University of Portland in Oregon, loves numbers. Truly, madly, deeply. “I can relate to them,” Inan said. “Each number has its own … see more. Palindrome See also: palindrome words | palindrome day | palindromes | palindrom [...]
Today is a Palindrome: January 2, 2010 is a palindrome, at least in countries that write the date in the mm/dd/yyyy form. Personally, I’ve been writing the date without initial zeros, like 12-3-9, but that’s just me. Who notices such things? Professor Aziz Inan of the University of Portland, who teaches electrical engineering but loves math puzzles. A native of [...]A native of Istanbul, Inan creates math puzzles in his spare time. So it was a big day when he looked closely at his own name and saw a pattern. His first and last names are both vowel-consonant-vowel-same consonant — and, if you write the names in all caps, switch the vowels and turn one set of consonants 90 degrees, both names are the same.
Palindrome Day - 01-02-2010 Did you ever thought about this, that January 2, 2010 is actually a Palindrome Day? If you write Jan. 2, 2010 in month-day-year format (01-02-2010) and then read it backwards, the sequence of the numbers are the same. January 2, 2010 is a Palindrome Day indeed! The last Palindrome Day was October 2, 2001 — or 10-02-2001 — said Aziz Inan, a professor of electrical engineering at the University of Portland.

And the one before that was 620 years ago - August 31, 1380 or 08-31-1380.


After today, the next Palindrome Day is on November 2, 2011 or 11-02-2011.
List of 21st-century palindrome dates: 10-02-2001, 01-02-2010, 11-02-2011, 02-02-2020, 12-02-2021, 03-02-2030, 04-02-2040, 05-02-2050, 06-02-2060, 07-02-2070, 08-02-2080, 09-02-2090. Happy Palindrome Day everyone! ainan@up.edu
Vefa olmadan sefa olmaz” Prof. Dr. Beğenal
Gel sen de katıl bizlere, dolaş gönlünce bahçemizde...
Bak beş parmağım var benim de...

Bir selam sana gönül dağlarından!..

Al selamımı gönül dağlarından!..


Yüklə 0,87 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   6   7   8   9   10   11   12   13   14




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin